Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
CMYB
C M Y B
SAYFA CUMHURİYET 11 EKİM 2008 CUMARTESİ
6 HABERLER
CUMARTESİ
YAZILARI
ATAOL BEHRAMOĞLU
Bulamaç
“Bulamaç”ın sözlük karşılığı “sulu, cıvık hamur”
ve “koyu un çorbası” olarak veriliyor.
Konuşma dilinde bu sözcük, birbirini tutmayan
şeylerin bir araya getirildiği karışık bir nesneyi ad-
landırmak için de kullanılıyor.
Kimi törenlerimizde ve gösterilerde görülen ka-
rışıklık, kargaşa, duygusal iniş çıkışlar, birbirini tut-
mazlıklar, akla çoğu kez bu sözcüğü getiriyor…
“İstiklal Marşı”mızla başlayalım…
Üzücü, ama gerçek; “İstiklal Marşı”mızı okumayı
bilmiyoruz…
Bir ağızdan okumaya başladığımızda, sonuç ço-
ğu kez bir ses ve söz anarşisi oluyor…
Bu özrümüzün sanırım hepimiz ayrımındayız.
Sorun nerede?
Sözlerle müzik arasındaki uyumsuzlukta mı?
“Korkma sönmez bu şafaklarda yüzen al sancak”
dizesini, beste nedeniyle bölerek “korkma sönmez
bu şafak/larda yüzen al sancak” demek zorunda
oluştaki çetrefillikte mi?
“Sönmeden yurdumun üstünde tüten en son
ocak” dizesinin hemen ardına bir sonraki dizeden
“o benim” sözcüklerini ekleyip, sonrasında da an-
lamın hiç gerektirmediği bir es verişteki yine o pek
de hoş olmayan güfte-beste uygunsuzluğunda mı?
Kurtuluş Savaşı döneminde bir anlamı olabile-
cek “kahraman ırk”, “hakkıdır hakka tapan” gibi de-
yimlerin bugün tartışılabilir olmasından mı?
Günümüzde “ırk” kavramı artık ırkçılıkla özdeş
duruma gelmiştir.
Bunun gibi, bugün en inanmış bir dindarın bi-
le Tanrı inancını günümüzde daha çok günlük ko-
nuşma dilinde, dinle ilgisi olmayan anlamlarda kul-
lanılan “tapmak” sözcüğüyle birlikte düşüneceğini
pek sanmıyorum.
Sonuçta, her sözcüğün anlamını anlayarak ve
içselleştirerek, inançla ve güzel okunamayan bir
bağımsızlık marşı, birlik ve güçlülük duygusu uyan-
dırmak yerine, tam tersine, bir başıboşluk, dağı-
nıklık görüntüsü ve izlenimi uyandırıyor…
Her yerde, her fırsatta, her açılışta ve kapanış-
ta marş okunmasının çok anlamlı ve gerekli ol-
madığı da ayrı bir konu…
Dualarımız konusunda da benzer düşüncelerim
var. Arap gırtlağıyla (hançeresiyle) Arapça okunan
duaların, ne kadar köklü geleneklere sahip olunursa
olunsun, bu ülke insanının yüreğinde yeterince açık
ve aydınlık duygular uyandırabildiğinden emin de-
ğilim… Bu konunun da eninde sonunda, saplan-
tıdan ve saptırmadan uzak, uygarca bir yaklaşımla,
güçlü biçimde gündeme geleceğini, aynı duala-
rın daha doğal bir sesle ve Türkçe olarak da okun-
masında bir sakınca bulunmadığının anlaşılaca-
ğını ümit ediyorum. (Bilindiği gibi Gökalp bu gö-
rüşü savunmuş, daha sonra da uzunca bir süre
ezan kendi dilimizde okunmuştu.)
Ulusça acımızı dile getirdiğimiz son törenlerde
ve protesto gösterilerinde de, birçok benzerinde
olduğu gibi, kimi kez yanlış ve kötü okunan İstiklal
Marşları, anlamları bilinemeyecek Arapça dualar,
Atatürk posterlerinin ve bayrakların yanı başın-
da kurt başı işaretleriyle uzanan kollar, bir ara
Chopen’in cenaze marşı, kimi törenlerde belki
mehter marşları, kitlesel sloganların atıldığı tö-
renlere neredeyse kundakta getirilen bebekler ve
başkaca birbirini tutmazlıklar birbirine karıştı…
Bu karışıklıkta ben bir ulusal birlik görüntüsü de-
ğil, çeşitlilik de değil, bir kimlik bulamacı görü-
yorum…
Ve bu kimlik bulamacı sadece bu türden tö-
renlerde değil, TV programlarından gazete say-
falarına, trafik kargaşasından günlük yaşam iliş-
kilerimize, sokakta yürüme adabından kuyrukta sı-
ra bekleme alışkanlığına, kişisel ve toplumsal ya-
şamlarımızın bütün alanlarına yayılmış durumda…
Özellikle bu iktidar döneminde bütün ülkeyi hiç-
bir zaman olmadığı ölçüde kaplayan bu bula-
maçtan, bu görüntü ve kültür karmaşası ve kirli-
liğinden, gerçek anlamıyla uygar, vakur; görün-
tüsüyle de içeriğiyle de aydınlık bir ulusal birliğe
evrilmek nasıl gerçekleşecek?
Bu sorunun tek bir yanıtı olabilir:
Okuma çağına gelmiş kuşakların bilimsel ve hü-
manist eğitiminden geçirilmesiyle…
Hem ulusal hem sınıfsal aidiyet bilinci kazan-
manın, kendi ulusunun insanıyla bütün insanlığa
sevgi duymak arasında bir çelişki görmemenin;
bir dine, inanca ya da ülkeye bağlılığı akılla, bil-
giyle, bilinçle yaşamanın, özet olarak da bugün
içinde bulunduğumuz kimlik bulamacından kur-
tulmanın biricik yolu, ulusça böyle bir eğitimden
geçmemiz olsa gerek…
ataolb@cumhuriyet.com.tr
Faks: (0212) 343 72 64
ANKARA (Cumhuriyet Bürosu)
- Hükümet Sözcüsü ve Başbakan
Yardõmcõsõ Cemil Çiçek, Irak’õn ku-
zeyini kastederek “Artık oralar bizim
için BBG (Biri Bizi Gözetliyor) evi
gibi” diyen eski Genelkurmay Başkanõ
emekli Orgeneral Yaşar Büyüka-
nıt’a “Gözetliyordun da niye bun-
lar oldu diye sorarlar” sözleriyle tep-
ki gösterdi.
NTV’de gündeme ilişkin sorularõ
yanõtlayan Çiçek, terör konularõnda id-
dialõ konuşmanõn yanlõş olduğunu
söyledi. İsim vermeden eski Genel-
kurmay Başkanõ emekli Orgeneral
Büyükanõt’õ eleştiren Çiçek, “İşte
kökünü kazıdık, kazıyoruz. Şunu
yaptık, bunu yaptık... Sorumlu mev-
kideki insanların çok iddialı açık-
lamaları terörle mücadelede bizim
işimizi zorlaştırıyor. Biri bizi gö-
zetliyor... Gözetliyordun da niye
bunlar oldu diye sorarlar” dedi.
Muhalefetin Kuzey Irak’ta tampon
bölge oluşturulmasõ önerisine de de-
ğinen Çiçek, şöyle devam etti:
“Hem gerçekleri konuşmalıyız
hem de gerçekçi konuşmalıyız. Ye-
gâne doğru yoktur, başka doğru-
larla bir anlam ifade edilirse o doğ-
ru olur. Bir taraftan doğru görülü-
yorsa bazı yönlerden de yanlıştır.
Getirisi olan şeyin götürüsü de var-
dır. Her konuyu iyi hesap etmek ge-
rekiyor. Aksi halde başka bir böl-
genin sınırını işgal etmiş olmuş
olursunuz. Bunun konuşulması ge-
rekir, konuşuyoruz zaten. Bir yıl ön-
ce sınır ötesi operasyonu yapacağız
dedik, yaptık. Irak halkıyla bir
derdimiz yok. Irak’ın bütünlüğüne
önem veriyoruz. Bunu anlatabil-
memiz 1 yıl aldı. Türkiye, çok acı-
lar yaşadı. Toplumun bir kesimi di-
yor ki ‘Demokraside eksiklik var’,
‘Demokratik açõlõmlar yapõlmadõğõ
için böyle şeyler oluyor.’ Bir kısmı da
yanlış diyor. Sorunun kestirme bir
çözümü yok. Teröre karşı ulusla-
rararası dayanışma şart. Terör so-
runu dış destek nedeniyle çözüle-
miyor. Terörist olarak nitelendir-
diğimiz insanları istedik, vermi-
yorlar. Bir terör örgütünün yöne-
ticisini istedik; dirisi değil, ölüsü gel-
di. Niye, çünkü onlar kullanıyor-
lardı.”
‘Yeni paket açıklanamaz’
Teröre karşõ yeni bir paket açõk-
lamanõn doğru olmayacağõnõ ifade
eden Çiçek, “Hatta hiçbir şey açık-
lamamak gerekir. Terörün bu-
gün-yarın ortadan kaldırılması
mümkün değil” dedi.
Çiçek, Aktütün saldõrõsõ sõrasõnda
Antalya’da golf oynadõğõ için eleşti-
rilen Hava Kuvvetleri Komutanõ Or-
general Aydoğan Babaoğlu’na yö-
nelik eleştirileri de değerlendirdi. Çi-
çek, “Hangi görevde olursak olalım
bizi biri gözetliyor işte... Biraz da-
ha hem konuşmamıza hem davra-
nışımıza dikkat etmemiz gerektiğini
düşünüyorum. Belli ki hassas dö-
nemden geçiyoruz. Bazı şeyler böy-
le bir dönemde toplumda tepkilere
sebep oluyor” diye konuştu.
Çiçek, terörist başõ Abdullah
Öcalan ile 9 yõl önce “Bu işi sizin-
le çözelim” şeklinde görüşmeler
yapõldõğõ yönündeki haberlere ilişkin
soru üzerine, “Bizim dönemimizde
bu kişiyle cezaevi mevzuatı dışın-
da görüşmesi gerekenlerin dışın-
da hiç kimse görüşmemiştir” ya-
nõtõnõ verdi.
Hükümet Sözcüsü Çiçek, bir televizyon programõnda eski Genelkurmay Başkanõ
emekli Orgeneral Büyükanõt’a yüklendi. Büyükanõt’õn Kuzey Irak için yaptõğõ ‘BBG
evi’ benzetmesini eleştiren Çiçek, ‘Gözetliyordun da niye bunlar oldu diye sorarlar’
sözleriyle tepki gösterdi. Çiçek, Öcalan’la görüşüldüğü iddialarõnõ da yalanladõ.
‘Gözetliyordun da ne oldu?’
EMİNE KAPLAN
ANKARA - Terörle mücadele zirve-
sinde askere terörle mücadele kapsamõn-
da yeni yetkiler verilmesi üzerinde uzlaş-
ma sağlanamazken; AKP hükümeti özel-
likle gözaltõ süresinin uzatõlmasõ başta
olmak üzere anayasa ve yasa değişikliği
gerektirecek düzenlemelere karşõ çõkõyor.
Aktütün saldõrõsõnõn ardõndan terörle
mücadele için alõnacak yeni önlemleri
belirlemek üzere önceki gün toplanan te-
rörle mücadele zirvesinden bir sonuç
çõkmadõ. Genelkurmay, terörle mücadele
kapsamõnda gözaltõ süresinin uzatõlmasõ
başta olmak üzere anayasa ve yasalarda
değişiklik getiren ve askere yetki arttõrõ-
mõnõ öngören bir dizi düzenleme istiyor.
Ancak AKP hükümeti, bu düzenlemelere
sõcak bakmõyor.
Terör zirvesine, gelecek hafta devam
edilecek. AKP hükümetinin, bu düzenle-
melerin tamamõna ya da bir kõsmõna
“evet” demesi durumunda bile parti için-
de sõkõntõ bulunuyor. Parti yöneticileri ve
bölge milletvekilleri başta olmak üzere
AKP grubunun büyük çoğunluğu askere
yetki arttõrõmõ öngören düzenlemelere
karşõ çõkõyor. Bu nedenle hükümetin bu
düzenlemeleri TBMM’den geçirme ko-
nusunda sõkõntõ yaşayabileceğine dikkat
çekiliyor.
TBMM İnsan Haklarõnõ İnceleme Ko-
misyonu Başkanõ Zafer Üskül, terörle
mücadelenin güvenlik yönü olduğu ka-
dar ekonomik, sosyal, kültürel yönü de
olduğunu belirterek önlemlerin bunlar
dikkate alõnarak belirlenmesi gerektiğini
söyledi. Üskül, insan haklarõ alanõnda
yapõlacak daraltmalarõn terörle mücade-
lede çözüm olamayacağõnõ kaydederek
Türkiye Cumhuriyeti’nin tarihinin sõkõ-
yönetim ve OHAL’ler tarihi olduğunu
belirtti. Üskül, şu görüşleri dile getirdi:
“Temel hak ve özgürlüklerin ola-
ğanüstü ölçülerde sınırlandırıldığı dö-
nemlerdir bunlar. Ama Türkiye’nin
geldiği nokta ortada. Temel hak ve öz-
gürlüklerde yeni daraltmalara gide-
rek, Türkiye’yi AİHM önünde yeni-
den davalık konuma getirmenin anla-
mı yok. Türkiye, elbette terörle müca-
dele edecektir. İnsan haklarından vaz-
geçmeden, verilen yetkilerin gerektiği
gibi kullanılması, teknolojiden yarar-
lanılması ve terörle mücadelenin ör-
gütlenmesinin gözden geçirilmesi ye-
terli olacaktır.”
Partide görüş ayrılığı
AKP’de MHP kökenli milletvekilleri
ise terörle mücadele kapsamõnda askere
istediği yetkilerin verilmesini istiyor. İl-
gili yasal düzenmelerin TBMM’ye gel-
mesi durumunda görüşmeler sõrasõnda
parti içinde sõkõntõlõ bir süreç yaşanabile-
ceğine dikkat çekiliyor. AKP hükümeti-
nin Genelkurmay’õn istediği değişiklikle-
re birebir “evet” demese bile işyeri ve
konutta arama, terörle mücadele eden bi-
rimlere adli kolluk yetkisinin verilmesi
gibi konularõ bazõ koşullara bağlayarak
yumuşak geçiş öngören bazõ düzenleme-
leri kabul edebileceğine işaret ediliyor.
Böylelikle parti içinde askerin taleplerine
karşõ çõkan milletvekillerinin itirazlarõnõn
en aza indirgenebileceği belirtiliyor.
AKP’de
‘yetki’
tartõşmasõ
TERÖRLE MÜCADELE
Teröre tepki
tüm yurtta çõğ gibi büyüyor
Haber Merkezi - Aktütün ve
Diyarbakõr’daki terör saldõrõlarõna tepkiler çõğ
gibi büyüyor.
Kuşadasõ’nda AKP, CHP, MHP, DSP, DP,
SP ve ANAVATAN ilçe örgütlerinin ev
sahipliğinde, çeşitli sivil toplum örgütleri ve
mesleki kuruluşlarõn desteğiyle düzenlenen
miting Atatürk Anõtõ önünde yapõldõ.
Yüzlerce kişinin katõldõğõ mitingde teröre
lanet yağdõ.
Bursa’nõn Mudanya ilçesinde de çeşitli sivil
toplum örgütlerince “Teröre Lanet” mitingi
yapõldõ. Miting sõrasõnda Mudanya açõklarõnda
bulunan balõkçõ tekneleri ve kayõklarõnõn da
Türk bayraklarõyla süslendiği dikkat çekti.
Adana’da Pir Sultan Abdal Kültür Derneği,
Hacõ Bektaş Vakfõ, Yüreğir Cem Derneği,
Tunceliler Derneği ve Adõyaman Bulamlar
Derneği yöneticileriyle birlikte basõn
toplantõsõ düzenleyen Hacõ Bektaşi Veli
Kültür ve Tanõtma Derneği Adana Şube
Başkanõ Kemal Çelik, “Tüm güçlere düşen
görev, toplumun sağduyulu olmasına
yardımcı olmak ve provokasyonlara vesile
olacak çabalara karşı uyanık olmaktır”
dedi.
İşçi Partisi Adana İl Başkanõ İsmail Hakkõ
Savaşer de yaptõğõ açõklamada ABD’yi,
yõllardan beri Türkiye’ye yönelik terörün
ardõndaki en büyük güç olmakla suçladõ.
Kuşadası’nda teröre lanet yağarken (üstte), Adana’da dernekler provo-
kasyon uyarısı yaptı. (Fotoğraflar: LATİF SANSÜR/YUSUF BAŞTUĞ)
Gabar’da
sõğõnaklar
bombalandõ
DİYARBAKIR (Cumhuriyet Bürosu) - Aktü-
tün Karakolu ve Diyarbakõr’daki polis servisine dü-
zenlenen saldõrõnõn ardõndan operasyonlar sõklaştõ-
rõldõ.
Sõnõr ötesi harekât tezkeresinin TBMM’de kabul
edilmesinin ardõndan hava harekâtlarõ sürdürülüyor.
Diyarbakõr 2. Taktik Hava Kuvvetleri Komutanlõ-
ğõ’ndan önceki günden itibaren 50 civarõnda F-16 sa-
vaş uçağõ sõnõra doğru haraket etti.
Diyarbakõr 7. Kolordu Komutanlõğõ’na da aske-
ri araçlarõ taşõyan çok sayõda TIR girdi. Şõrnak’õn Cu-
di, Küpeli ve Yassõ Dağlarõ ile Bestler Dereler böl-
gesine de çok sayõda asker ve araç sevkõyatõ yapõl-
dõ. Şõrnak’õn Güçlükonak ilçesi kõrsalõ ve Gabar Da-
ğõ’nda ise önceki gün 4 teröristin öldürülmesinin ar-
dõndan, bölgede başka PKK’li gruplarõn da bulun-
duğu istihbaratõnõ alan güvenlik güçleri operasyon-
larõnõ sõklaştõrdõ.
Gün boyu süren operasyonlarda Şõrnak 23. Sõnõr
Tümen Komutanlõğõ’ndan kalkan kobra ve süper kob-
ra helikopterlerin de Gabar Dağõ’ndaki terörist sõ-
ğõnaklarõnõ bombaladõğõ belirtildi.
Gözaltı sayısı 6’ya yükseldi
DİYARBAKIR (Cumhuriyet
Bürosu) - Diyarbakõr’da 4’ü
polis 5 kişinin şehit olmasõna
yol açan saldõrõyõ
gerçekleştiren teröristlere
yardõm ve yataklõk ettiği
iddiasõyla bir kişi daha
gözaltõna alõndõ.
Diyarbakõr’da Emniyet
Müdürlüğü ekiplerinin Ali
Gaffar Okkan Polis Meslek
Yüksekokulu personelini
taşõyan servis aracõna yönelik
saldõrõyla ilgili soruşturmasõ
sürüyor. Saldõrõyõ
gerçekleştiren 4 teröristten 3’ü
ile olayla bağlantõsõ bulunduğu
ifade edilen 2 kişinin
emniyetteki sorgusu devam
ederken, dün de PKK’lilere
yardõm ve yataklõk ettiği
iddiasõyla bir kişi gözaltõna
alõndõ. Böylece olayla ilgili
gözaltõna alõnanlarõn sayõsõ
6’ya yükseldi. Emniyet
yetkilileri, olayõn planlayõcõsõ
olan PKK’li Mehmet Şah
Yildeniz’in yakalanmasõ için
başlatõlan operasyonlarõn
devam ettiğini bildirdiler.
İlkgörevyerleriGüneydoğu
ANKARA (Cumhuriyet
Bürosu) - Emniyet Genel
Müdürlüğü’nün açtõğõ
kurslarõ tamamlayan 485
Özel Harekât sõnõfõ polis,
başta Şõrnak ve Hakkâri
olmak üzere çeşitli kentlere
gönderildi.
Emniyet Genel Müdürlüğü
Özel Harekât timlerine, yeni
mezun 485 polis daha
katõldõ.
Emniyet Genel Müdürlüğü
Özel Harekât Daire
Başkanlõğõ’nõn bu yõl
içerisinde açtõğõ 36. dönem
kursuna katõlan ve çeşitli
kadrolarda görev yapan
kursiyer polisler, yaklaşõk 3
ay 15 gün süren eğitime tabi
tutuldu.
Kursu başarõyla tamamlayan
485 Özel Harekât
mensubunun, başta Hakkâri
ve Şõrnak olmak üzere çeşitli
kadrolara atamalarõ yapõldõ.
Yeni atanan Özel Harekât
mensuplarõnõn önümüzdeki
günlerde görev alacaklarõ
bildirildi.
OPERASYONLAR
Başbakan Yardõmcõsõ Cemil Çiçek isim vermeden eski Genelkurmay Başkanõ Yaşar Büyükanõt’õ eleştirdi
Tartaklama soruşturulmayacak
ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Batman
Valiliği, 17 Şubat tarihinde kentte meydana gelen
olaylar sõrasõnda DTP Batman Milletvekili Bengi
Yõldõz’õ tartakladõğõ ileri sürülen çevik kuvvet
polisleri için “soruşturma izni” vermedi. Yõldõz,
gün ortasõnda ve çok sayõda güvenlik görevlisinin
gözü önünde tartaklandõğõnõ belirterek, valilik
kararõna itiraz etti.
YARSAV’dan dava hazırlığı
ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Yargõçlar
ve Savcõlar Birliği (YARSAV) Yönetim
Kurulu’nun, Hâkimler ve Cumhuriyet Savcõlarõ
Hakkõnda Uygulanacak Atama ve Nakil
Yönetmeliği ve bu yönetmelikte değişiklik
öngören yönetmeliğin yetki aşõmõ nedeniyle iptali
istemiyle Danõştay’da dava açacağõ bildirildi.
YARSAV Yönetim Kurulu adõna yapõlan yazõlõ
açõklamada, “HSYK’nin görevleri gasp edilerek
yapõlan ve uygulanagelen bu düzenleyici
işlemlerin, yargõ bağõmsõzlõğõnõn ve yargõda
reform söyleminin gereği olarak ivedilikle
kaldõrõlmasõnõ, anõlan konularõn 2461 ve 2802
sayõlõ Yasa hükümlerinin yürürlükte bulunmasõ
karşõsõnda; anayasal görevi uyarõnca HSYK
tarafõndan çõkarõlacak yönetmeliklerle
düzenlenmesi çağrõsõnda bulunuyoruz” denildi.