30 Nisan 2024 Salı English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
CMYB C M Y B GÜNDEM MUSTAFA BALBAY Baştarafı 1. Sayfada Başkanı Orgeneral Başbuğ’un bakışı arasında tam bir çakışma yok! Bunu zirve öncesi yapılan açıklamalardan an- lamak olası... Orgeneral Başbuğ, 16 Eylül günü gazeteciler- le yaptığı 4 saatlik görüşmenin önemli bir dilimi- ni terörle mücadeleye ayırmıştı. Başbuğ’un de- ğerlendirmelerinden biri şöyleydi: Terörle mücadelenin sadece güvenlik boyutu yoktur. Sosyal, toplumsal, ekonomik ve hatta psi- kolojik boyutu vardır. Bütün bu alanlara hâkim ola- bilirsek terörün üstesinden gelebiliriz. Tek başına güvenlik boyutu, mücadeleyi başarıyla sona er- dirmeye yeterli olmaz. Buna karşılık Erdoğan ise gazetecilerin terörle mücadele bağlamında Türkiye-Irak sınırında tam- pon bölge oluşturulmasına ilişkin sorusuna zir- veden bir gün önce şu yanıtı vermişti: Bu konuyu askerlere sormak lazım. Olur derlerse yapılır. Biz asker ne istediyse bugüne kadar ver- dik, vermeye de devam edeceğiz. Görülüyor ki, Genelkurmay Başkanı sorumluluğu olabildiğince paylaşmak ve terörle mücadelenin bütün unsurlarını kullanmaktan yana. Başbakan ise terörle mücadeleyi daha çok güvenlik boyu- tunda tutup asker ne isterse vermek ve önde gö- rünmemekten yana. Olmadı! Erdoğan terörle mücadele için yasal adımlar atıl- masına ilişkin sorulara ise, demokrasi pencere- sinden bakıp, “Özgürlüklerden ödün vermeden mü- cadeleyi sürdüreceğiz” yanıtını vermekle yetiniyor. İşte bu noktada şu ikilem ortaya çıkıyor: Aslolan güvenlik mi, özgürlük mü? 90’lı yıllarda güvenlik boyutu daha çok öne çık- tı, belli ölçülerde başarı elde edildi ve terör sindirildi, ama tam bitirilemedi. 2000’li yıllarda demokrasi ve özgürlükler boyutu öne çıktı, belli bir aşamaya gelindi. Ama terör bu ortamı da sabote etti. Gelinen noktada son 24 yılı çok iyi muhakeme edip tam bir güvenlik-özgürlük dengesi kurmak ge- rekiyor. Aslında bu biraz da yumurta-civciv örneğini an- dırıyor ama, karşı karşıya kaldığımız durum basit bir reçetelemeyle çözülecek bir sorun değil. Her şeyden önce şunu unutmamak gerekiyor; PKK bir sonuç! Salt sonucu ortadan kaldırmak üzerine adımlar atılırsa, yine bir yere varamayız. Bu, deyim yerin- deyse, kokmuş aşın tenceresini değiştirmeye benzer. Aş koktuktan sonra tenceresini değiştir- seniz ne olur, suyunu değiştirseniz ne olur. Yeri geldikçe vurguladık; terörün iki ana destek unsuru var: İç ve dış. Dünkü iki haber dış desteğin ne kadar yakıcı ol- duğunu ortaya koyuyordu: 1- Terör örgütünün dış ilişkiler sorumlusu Ah- met Gülabi Dere’ye pasaport için ikamet belge- sini Yunanistan vermiş. 2- Terör örgütünün Lüksemburg’da 1996’da alı- konan uyuşturucu ve silah kaçakçılığından elde edilen 10 milyon Avro’su davanın zamanaşımına uğraması nedeniyle örgüte iade edilecek. Salt bu iki haber bile diplomasinin terörle mü- cadelede ne kadar gerekli olduğunu ortaya ko- yuyor. Ancak aslolanın iç olumsuzlukları ortadan kal- dırmak olduğunu unutmamak gerekiyor. Bunun için de bize göre ilk yapılması gereken şu: Güneydoğu’da yaşayanlar dahil tüm yurttaşla- rımızın özgürlüklerine halel getirmeden terörü yalnızlaştıracak bir yol haritası çizmek! GÜNCEL CÜNEYT ARCAYÜREK Baştarafı 1. Sayfada işbirliğimiz 24 saat hususuna göre devam etmektedir” diye katılıyor. Genelkurmay açıklamasına göre Antalya’da golf oy- namakta olan Hava Kuvvetleri Komutanı Orgeneral Aydoğan Babaoğlu, “4 Ekim Cumartesi günü akşam saatlerine kadar şehitler hakkında bilgi sahibi olmamış”. Orgeneral Başbuğ, Fikret Bila’ya “...cumartesi gü- nü akşam saatlerine doğru saldırı haberini alır almaz Türk Hava Kuvvetleri’nden talep edilen desteği anın- da sağladıklarını” söylüyor. Bu ifadelerden çıkan mantıksal sonuç: Hava Kuv- vetleri Komutanı F16’ların -Genelkurmay’ın resmi açık- lamasında olduğu gibi anında değil- baskından sa- atler sonra Bayraktepe’ye müdahale ettiğini kabul ve itiraf ediyor. Gereği neden yapılmıyor? Ortadaki gerçek: 17 şehit! Bu gerçeğin ardı sıra başka gerçekler kendiliğinden ortaya çıkıyor. Diğer sınır karakolları saldırı olmadığı için ne du- rumdadır; örneğin Aktütün Karakolu gibi adeta ge- cekondu konumunda mı, bilinmiyor. Asker mazereti, karakolun ve karakolların onarılması için Maliye’den para istenilmiş ama ret yanıtı alınmış. Bu iddiaya karşı Maliye’den de RTE’den de tek sa- tırlık bir açıklama yok. Global mali kriz başladı, Amerika’da, Avrupa’da ban- kalar batıyor, borsalar allak bullak. Bizimki TV’lerde boy gösterdi; “Bize bir şey olmaz” dedi. Birkaç gün geçti, galiba krizin dünya ölçeğinde ne denli bir felaket olduğunu nihayet kavramaya başla- dı; krizin bize de ufak tefek etkisi olacak, demeye baş- ladı. Bizde de borsa iniyor aşağılara, dolar ve Avro yük- seliyor. RTE yine fütursuz, yine başında kavak yelleri: Mali ve ekonomik krizin Türkiye’ye etkilerini sorma gaf- letinde bulunan gazetecilere, bu kez “Piyasalarla il- gili zaten böyle bir etkilenmenin olacağı görünen bir gerçekti” demez mi? Tedirginlik artınca; hukuk ve sosyal bilgilerle do- nanmış olmasının dışında, ekonomi ve mali konular- da derinnnn, ama kimsenin bilmediği ölçüde derin bil- gi sahibi Başbakanımız, “anlatıldığı gibi, korkulduğu gibi ‘bir şey’ söz konusu değil” diyor. “Hamdolsun” diyerek! Terörle mücadeleye yeni bir hareket veya olanak- lar getireceği söylenen yol haritası Terörle Mücade- le Yüksek Kurulu toplantısında masaya yatırıldı ve la- kin, altı saat 10 dakika konuştular, konuştular... uz- laşamadan, kamuoyuna açıklanacak bir sonuca va- ramadan dağıldılar. Asker ve polis diyor ki: Terörle mücadelede zafiyet yaratılıyor, gözaltı süresini uzatalım. Sorguda avukat bulunmasın. Şüpheli görünen araçlar aransın. Konut ve işyerinde hâkim ve savcı iznine gerek görülmeden arama yapılabilsin. Jandarmaya da yürüttüğü so- ruşturmalarda polise tanınan adli kolluk yetkisi tanınsın. Askerle polise istedikleri bu olanaklarla terör ör- gütünün saldırıları önlenecek mi? Asıl düşman sınırımızın ötesinde. K. Irak’ta. Barzani ve himaye ettiği terör örgütü! ABD ise sınır ötesi hava saldırılarına olanak tanıyarak, işlemediği ortaya çıkan istihbarat işbirliği ile Türkiye’yi oyalıyor. Teröre çare arayan, yeni yol haritası gibi çoook id- dialı bir adla piyasaya sürülen yüksek düzeyli top- lantılarda asıl hedeflerle ilgili neler yapılabileceği acaba konuşuluyor mu? Yoksa sorunun temelinde yatan bu duyarlı, önce- likle diplomatik girişimler ve hemen ama ayaklarını sağ- lam basan önlemler gerektiren bu konular sorgusuz sualsiz yine RTE ve hükümetine mi bırakılıyor? Sonucun sıfır kere sıfır elde var sıfır olacağı biline biline! [email protected] SAYFA 11 EKİM 2008 CUMARTESİCUMHURİYET 8 HABERLERİN DEVAMI İstanbul Y 19 Edirne B 21 Kocaeli Y 20 Çanakkale B 20 İzmir B 24 Manisa B 25 Aydın B 27 Denizli PB 23 Zonguldak Y 17 Sinop Y 18 Samsun Y 18 Trabzon Y 19 Giresun Y 19 Ankara B 17 Eskişehir B 16 Konya B 14 Sıvas B 17 Antalya PB 27 Adana Y 30 Mersin B 29 Diyarbakır B 26 Şanlıurfa B 28 Mardin B 25 Siirt B 26 Hakkâri B 18 Van B 17 Kars Y 15 Oslo PB 14 Helsinki PB 13 Stockholm Y 16 Londra B 18 Amsterdam PB 18 Brüksel PB 19 Paris B 22 Bonn PB 21 Münih PB 18 Berlin PB 20 Budapeşte PB 21 Madrid Y 26 Viyana PB 22 Belgrad B 21 Soyfa Y 20 Roma PB 22 Atina Y 23 Zürih PB 22 Moskova Y 10 Aşkabat B 20 Astana Y 14 Taşkent B 27 Bakû Y 18 Bişkek B 23 Tiflis Y 15 Kahire B 27 Şam B 27 Yurdun kuzey ve iç ke- simleri parçalı ve çok bulutlu, Marmara’nın doğusu, Karadeniz, Do- ğu Karadeniz’in iç ke- simleri ile Niğde ve Ka- raman çevreleri sağa- nak ve gök gürültülü sağanak yağışlı diğer yerler parçalı ve az bu- lutlu geçecek hava sı- caklığında önemli bir değişikli olmayacak. DÜZELTME: Dün 17. sayfamõzda yayõmlanan Meriç Velidedeoğlu’nun “Kıht-ı Ricâl” başlõklõ yazõnõn ilk paragrafõ iki noktadan sonra şöyle olacaktõr: “1961 Anayasası ile iş görülemez!”; “Anayasa Mahkemesi, Meclis’in üstüne çıkmıştır!”; “Danıştay bir felaket!” diyenler. Düzeltir, özür dileriz. DÜZELTME: Orhan Birgit’in dünkü “Düzyazı” köşesinde yayõmlanan “Doğu Anadolu’da Öğrenci Olmak” başlõklõ yazõsõnõn ilk paragrafõnda satõr karõşõklõğõ olmuştur. Doğrusu şöyle olacaktõ: “TBMM’nin önceki günkü birleşiminde, hükümetin, Silahlõ Kuvvetler’in sõnõr ötesi operasyonlarõ 17 Ekim’den itibaren bir yõl daha sürdürmesi için istediği yetki görüşülmeden önce, bir bölge milletvekili yöredeki “ortaöğretim”in röntgen filmlerini sergiledi. ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Ge- nelkurmay İletişim Daire Başkanõ Tuğgene- ral Metin Gürak, Aktütün’ün de aralarõnda bulunduğu 13 karakolun bu yõl içinde yapõ- mõnõn tamamlanacağõnõ, bu konuda “mali bir sıkıntı olmadığını” söyledi. Gürak, Irak sõ- nõrõndan sõzmaya çalõşan kalabalõk bir terörist grubunun uçaklarla ve top atõşõyla vurulduğunu bildirdi. Gürak, dün Genelkurmay Hasan Tahsin Basõn Merkezi’nde düzenlediği basõn toplantõsõnda geçen 14 günlük gelişmeler hakkõnda bilgi verdi. Gürak, basõn meslek il- kelerine uymadõğõ gerekçesiyle Basõn Kon- seyi’ne şikâyet edilen gazetenin kõnandõğõnõ söyledi. Gürak’õn ifade ettiği gazetenin Star gazetesi olduğu öğrenildi. 43 terörist öldürüldü Gürak, 26 Eylül-10 Ekim tarihleri arasõnda 59 iç güvenlik olayõnõn meydana geldiğini, bu- nun 46’sõnõn da güvenlik güçlerinin inisiya- tifiyle gerçekleştiğini dile getirdi. Bu dönemde teröristlerin mayõn ve patlayõcõ madde kul- landõğõ olaylarõn yoğunlukta olduğunu, toplam 24 patlayõcõ madde olayõndan 20’sinin gü- venlik kuvvetleri tarafõndan yerinde imha edilerek zaiyatõn önlendiğini anlatan Gürak, şu bilgileri verdi: “Bu dönemde 43 terörist etkisiz hale getirilmiştir. Bu dönemde de tes- lim olan terörist sayısında artış devam et- mektedir. Teslim olan terörist sayısı 10’dur. Teslim olanların çoğu 15-24 yaşları ara- sındadır. Bölücü terör örgütüne kısa süre önce katılmış olmaları ve örgütten kaçarak teslim olmaları dikkat çekmektedir. Bu ki- şilerle yapılan mülakatlarda örgüte, aile içi ilgisizlik ve kandırılma sonucu katıldıkla- rı tespit edilmiştir. İçine düştükleri duygusal boşluğun bir gencin hayatını karartabile- ceği açıktır. Bu çocuklarımız gerçeği görüp kendilerini kurtarmışlardır. Bu konuda ai- le büyüklerine büyük sorumluluk düş- mektedir.” Saldõrõnõn Aktütün bölük merkezine değil, emniyet için çõkarõlan birliğin bulunduğu 1 ki- lometre uzaklõktaki Bayrak Tepe’ye olduğu- nu kaydeden Gürak, şöyle konuştu: “Aktütün Karakolu konumunun ve binalarının du- rumunun, verilen zaiyatla hiçbir ilgisi yok- tur. Bayrak Tepe tutulmaya devam edile- cektir. Bayrak Tepe’ye yapılması düşünü- len bir inşaat yoktur, gerek de bulunma- maktadır. Bir plan dahilinde Türkiye, Irak ve İran sınırında bulunan öncelikli ka- rakollar yeniden inşa edilmektedir. Bu kapsamda 2008 yılına kadar 168 karakol binası inşa edilmiştir. Bu yıl aralarında Ak- tütün de olmak üzere 13 karakolun inşası devam etmekte olup mali kaynak sorunu yoktur. Diğer 162 adet öncelikli karakolun inşasına ise Maliye Bakanlığı’nın koordi- natörlüğünde 2009 yılında başlanacak- tır.” Gürak, Aktütün saldõrõsõnõ gerçekleştiren te- röristlerin takibine devam edildiğini, bu kap- samda önceki gün akşam Irak’õn kuzeyinde, yurtiçinde eylem yapmaya hazõrlanan kalabalõk bir terörist grubun tespit edildiğini ve ope- rasyon gerçekleştirildiğini anlattõ. İstanbul Haber Servisi - Ergenekon soruşturmasõ kapsamõnda yapõlan son dalga operasyonunda tutuklanan şüphe- liler Tanju Güvendiren ve Hüseyin Nazlıkul tahliye edildi. Gürbüz Ça- pan’õn tahliye istemi ise reddedildi. İstanbul Cumhuriyet Başsavcõlõğõ’nõn yürüttüğü Ergenekon soruşturmasõ kap- samõnda tutuklanan eski Ankara DGM hâkimi Tanju Güvendiren ve doktor Hü- seyin Nazlıkul’un avukatlarõ tutuklama kararõna itiraz ettiler. Yapõlan itirazlarõ de- ğerlendiren İstanbul 13. Ağõr Ceza Mah- kemesi tahliye kararõ verdi. Gazeteci Tuncay Özkan, eski Esenyurt Belediye Başkanõ Gürbüz Çapan, eski İstanbul Or- ganize Suçlar Şube Müdürü Adil Serdar Saçan ve İşçi Parti üyesi avukat Emcet Olcaytu’nun tahliye talepleri ise redde- dildi. Ergenekon soruşturmasõ kapsamõnda tu- tuklanan emekli orgeneral Hurşit To- lon’un avukatõ İlkay Sezer, Kocaeli Devlet Hastanesi’nde tahlil yapõlan ve prostat rahatsõzlõğõ bulunan müvekkiline ilaç tedavisi verildiğini kaydetti. Erge- nekon soruşturmasõ kapsamõnda 9. dalga operasyonunda Ankara, İstanbul ve İz- mir’de yapõlan operasyonlarda toplam 15 kişi gözaltõna alõnmõş, savcõlõk tarafõndan mahkemeye sevk edilen 7 şüpheliden 6’sõ 27 Eylül 2008’de tutuklanmõştõ. Tahliye kararõyla birlikte, soruşturma kapsamõn- da tutuklu olan kişilerin sayõsõ 22’ye in- di. 20 Ekim’de başlayacak ana dava kapsamõnda ise 46 tutuklu bulunuyor. Tu- tuklu emekli Albay Uğur, önceki gün Te- kirdağ Cezaevi’nden Beşiktaş’taki İs- tanbul Adliyesi’ne getirilerek soruştur- mayõ yürüten savcõ Zekeriya Öz’e ikin- ci kez ifade verdi. Yaklaşõk 10 saat süren ifade verme işleminin ardõndan, akşam geç saatlerde cezaevine gönderildi. Uğur, 4 Temmuz 2008 tarihinde tutuklanmõştõ. Çeviri Servisi - Alman Merkez Bankasõ ekono- mistlerinden Pavan Sukhdev’in başkanlõğõnda yapõlan ve Avrupa Birliği Komisyonu’nun finanse ettiği bir araştõrma, ormanlarõn yok olmasõnõn kü- resel ekonomiye günümüzde yaşanan krizden da- ha pahalõya mal olduğunu ortaya koydu. Ormanlarõn yok oluşunun küresel ekonomiye maliyetinin 2 ila 5 trilyon (yaklaşõk 2.9 trilyon YTL ve 7.25 trilyon YTL) olduğunun altõnõ çizi- len sonuç raporunda bu rakamlarõn ormanlar saye- sinde edinilen temiz su hizmeti, havadaki karbon- dioksidi azaltma gibi katkõlarõ göze alõnarak ha- saplandõğõ açõklandõ. 14 Ekim’de sona erecek, İspanya’nõn Barcelona kentindeki Dünya Koruma Kongresi’nde sonuçlarõ açõklayan Sukhdev, “Bugün Wall Street’teki ka- yıp 1-1.5 trilyon dolar arasında ama doğal kay- naklarımız olan ormanların yok olmasının eko- nomi üzerindeki etkisi yılda en az 2 trilyon do- larla ölçülüyor” dedi. Ormanlarõn yok olmasõnõn sürdüğünü, dolayõsõyla bu kaybõn bir yõllõk olma- dõğõnõ da vurgulayan Sukhdev, önlem alõnmadõğõ takdirde orman kaybõnõn küresel ekonomiye mali- yetinin artacağõna dikkat çekti. Yeni araştõrmanõn sonuçlarõ İngiliz hükümetinin ekonomi danõşmanõ Nicholas Stern’in küresel õsõnmanõn ekonomik faturasõna işaret ettiği “Stern raporu”yla paralellik taşõyor. Ve küresel õsõnma- nõn, doğaya verilen başka zararlarõn insan sağlõğõ, hayvanlarõn nesillerinin tükenmesi gibi olumsuz etkilerinin önlem almaya ikna etmediği dünya li- derlerinin, ekonomik faturayõ görünce ikna edile- bileceği yönündeki savõ güçlendirdi. (BBC) Karakol yapımında mali sıkıntı yok Terör örgütü Avrupa’da rahat ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Terör örgütü PKK’nin dış ilişkiler sorumlusu Ali Güllabi Dere’ye Yunanistan’ın oturma iz- ni verdiğinin ortaya çıkmasından sonra, Bel- çika’nın 1996’da Sputnik Operasyonu’yla el koyduğu terör örgütüne ait 10 milyon Av- ro’nun PKK’ye iadesi sürecini başlatması, Avrupa ülkelerinin teröre karşı çifte stan- dardını bir kez daha ortaya koydu. Edinilen bilgilere göre, yargılama süreci zamanaşımına uğradığından, Lüksem- burg’da alıkonulan uyuşturucu ve silah ka- çakçılığından elde edilen 10 milyon Av- ro’nun PKK’nin yayın organı Roj TV’ye ia- de edilmemesi için hükümetin yaptığı bütün girişimler sonuçsuz kaldı. Son olarak Kaf- kasya’daki krize ilişkin bir araya gelen NATO dışişleri bakanları toplantısında Ba- bacan, Belçikalı mevkidaşından söz konu- su paranın iade edilmemesini istedi. Baba- can, bu paranın iade edilmesinin teröre des- tek anlamına geleceğinin altını çizdi. Bel- çikalı yetkililer de Babacan’a “Siyasal ola- rak sizi anlıyoruz. Hak da veriyoruz. Ancak hukuksal bir sorun olduğu için hukukun de- diğini yapmak zorundayız” dediler. Türki- ye’nin bu toplantıdan önce de hemen her fır- satta Belçika’yı bu konuya ilişkin uyardığı, ancak sonuç alamadığı öğrenildi. Türkiye’nin yaptığı bütün uyarılara kar- şın Belçika makamları harekete geçme- yince, Roj TV’nin finanse edilmesi, PKK’nin kara para aklaması ve uyuşturucu kaçak- çılığı üzerine başlatılan Sputnik Operasyo- nu’nun hukuki süreci zamanaşımına uğradı. Bunun üzerine 1996’da el koyulan 10 mil- yon Avro’nun örgüte iadesiyle ilgili süreç de başlamış oldu. Öte yandan, kırmızı bültenle aranan te- rörist Ali Güllabi Dere’ye oturma izni veren Yunanistan’ın da en kısa sürede uyarılacağı öğrenildi. Dink cinayetinin yedinci davası 13 Ekim’de HİLAL KÖSE Agos Gazetesi Genel Yayõn Yönetmeni Hrant Dink’in öldürülmesine ilişkin yürütülen soruştur- ma sõrasõnda ‘devlet sırrı’ diye imha edilen belgele- rin kopyasõ mahkemeye gönderildi. İstihbarat Dai- re Başkanõ Ramazan Ak- yürek’in uyarõsõ üzerine, bu belgeler dava dosyasõ- na konulmadõ. Ramazan Akyürek, Dink cinayeti davasõnõn görüldüğü İstanbul 14. Ağõr Ceza Mahkemesi’ne gönderdiği yazõda, gizlilik derecesi yüksek 90 sayfa- lõk belgeyi mahkemeye gönderdiğini belirtti. Ak- yürek, belgenin hayati önem taşõdõğõnõ, deşifre olmasõ halinde istenme- yen sonuçlarõn doğabile- ceğini söyledi. Uyarõ üze- rine, iki sayfalõk bilgi no- tu dõşõndaki belgeler dos- yaya konulmadõ. 10 Nisan 2008 tarihli bilgi notunda, Erhan Tuncel’in, Trab- zon’da McDonalds’a bom- balõ saldõrõ düzenleyen Ya- sin Hayal’in faaliyetlerini kontrol altõnda tutmak ve özellikle Çeçenistan gibi “cihat” bölgelerine sa- vaşmak için giden radikal dini gruplarõn faaliyetleri- nin izlemek amacõyla 17 Kasõm 2004’ten itibaren Yardõmcõ İstihbarat Ele- manõ (YİE) olarak kayõt al- tõna alõndõğõ kaydedildi. YİE olarak göreve başla- yan Erhan Tuncel’i kont- rol etmek amacõyla mah- keme kararõ ile telefonla- rõnõn dinlendiği belirtilerek, güvensizlik oluşturacak tavõrlar sergilemesi nede- niyle 23 Kasõm 2006’da kayõtlardan çõkarõldõğõ ifa- de edildi. Tuncel’in çalõş- tõğõ dönemde, İstihbarat Daire Başkanlõğõ’na top- lam 11 adet buluşma, 10 adet de haber raporu gön- derdiği belirtildi. 17 Şubat 2006 ve 12 Nisan 2006 ta- rihli 9 ve 10 numaralõ ha- ber notlarõnda Yasin Ha- yal’in Hrant Dink’e yöne- lik bir eylem düzenleye- bileceği bilgisine yer ve- rildiği, bilginin 17 Şubat 2006’da resmi yazõ ile İs- tanbul İstihbarat Şube Mü- dürlüğü’ne gönderildiği anlatõldõ. 12 Nisan 2006 ta- rihli 10 numaralõ buluşma raporunda ise Erhan Tun- cel’in “Yasin ile sizin ta- limatınız gereği devamlı olarak görüşüyorum ve bu süreçte böyle bir ey- lemi yaptığı takdirde, hem kendisinin hem de ülkemizin büyük zarar göreceği konusunda işli- yorum. Halen kendisi Pelitli beldesinde Milli- yetçi Hareket Partisi’nin mahalli irtibat bürosu olarak faaliyet gösteren bir kahvenin işletmecili- ğini aldı ve çalıştırıyor” dediği kaydedildi. Tun- cel’in bir eylem girişiminin önüne geçmesi konusunda ilişkili olduğu personel ta- rafõndan da yönlendirildi- ği belirtilen bilgi notunda, Yasin Hayal’in Trabzon Emniyet Müdürlüğü’nün istemi üzerine toplam 3’er aylõk dönemleri kapsaya- cak şekilde 5 kez mahke- me kararõ ile teknik takibe alõndõğõ, dinlemeler sonu- cunda kayda değer bir bil- gi temin edilemediği ifade edildi. Trabzon Emniyet Mü- dürü Feridun Boz’un mahkemeye gönderdiği yazõda ise Erhan Tuncel’in suikast bilgisini aktardõğõ polis memurlarõnõn kim- liklerine ilişkin bilgi yer al- dõ. Yazõda, “Memduh kod isminin Mehmet Ayhan’a, Özgür kod isminin Öz- kan Mumcu’ya, Kürşat kod isminin Onur Kara- kaya’ya ve Ahmet kod is- minin ise Muhittin Ze- nit’e ait olabileceği de- ğerlendirilmektedir” de- nildi. Yazõda, Yasin Hayal ile aynõ anda dinlenen eski Mazlum-Der Başkanõ Ha- san Deveci arasõnda bir bağlantõnõn bulunmadõğõ da kaydedildi. 29 Ekim 2005’te Trab- zon’a gelen Çeçenlerin Hayal’in yanõ sõra Hasan Deveci’yi de ziyaret ettiği yönündeki bilgiler üzerine iki şahsõn aynõ anda din- lendiği belirtildi. Kardeş şehirleri Kızılcahamam’a koşarak gitmeye çalışan Alman- ya’nın Hessen eyaletine bağlı Weilburg ilçesinden 30 kişi, Boğaziçi Köp- rüsü’nden geçti. Türkiye ve Kızılcahamam’ı dünyaya tanıtabilmek ama- cıyla 18 Eylül’de Weilburg’dan yola çıkan amatör sporcular, gece ko- nakladıkları Kumburgaz’dan koşuya devam etti. Kızılcahamam Beledi- ye Başkanı Adem Özbekler’in burada katıldığı koşucular arasında We- ilburg Belediye Başkanvekili Bruno Götz de yer alıyor. Ön tarafında Al- manya bayrağı, arka tarafında Türk bayrağı, geçtikleri ülkelerin bayrakları ile Weilburg-Kızılcahamam’ın arasındaki uzaklık olan 2877 kilometre ya- zısının bulunduğu özel formalar giyen grup, ellerinde Türk ve Alman bay- rakları ile Boğaziçi Köprüsü’nü koşarak geçti. Ergenekon’da iki tahliye Hessen’den Kõzõlcahamam’a Hekimoğlu anõldõ ORMANLARIN YOK OLUYOR Borsayı bırak ağaçlara bak ANKARA (ANKA) - ANKA Ajansõ Onursal Başkanõ, gazeteci ve yazar Müşerref Heki- moğlu, ölümünün dördüncü yõlõnda Ankara’da- ki mezarõ başõnda anõldõ. Hekimoğlu’nun ölüm yõldönümü nedeniyle Ce- beci Asri Mezarlõğõ’ndaki gömütü başõnda tören yapõldõ. Törene Hekimoğlu’nun dostlarõ, okurlarõ, ANKA Ajansõ çalõşanlarõ ve gazeteciler katõldõ. ANKA Ajansõ Genel Müdürü Veli Özdemir, yap- tõğõ konuşmada, Hekimoğlu’nun gazeteciliği ve gazeteciliğe bakõş açõsõnõ anlattõ. Müşerref Hekimoğlu, 1921 yõlõnda İstanbul’da doğdu ve öğreniminin ardõndan gazeteciliğe 1948 yõlõnda Hayat Dergisi’nde başladõ. Heki- moğlu, İstanbul’da Yeni Sabah, Akşam, Cum- huriyet gazetelerinde köşe yazarõ olarak çalõştõ. Hekimoğlu, 1972 yõlõnda ANKA Ajansõ’nõn ku- rucularõ arasõnda yer aldõ.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle