28 Nisan 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
GÜNCEL CÜNEYT ARCAYÜREK ? Baştarafı 1. Sayfada 11’inci Cumhurbaşkanı... “Kararnamelerin içinde elmalarla armutlar var. Hepsi toplanıyor” diyor. Bu yeni yöntem bir gerçeği ortaya çıkarıyor. Elmalarla armutların toplanabileceğini... Bugüne dek bize elma ile armudun toplanamayacağını öğretmişlerdi. 11’inciden öğrendik ki, armutlarla elmalar pekâlâ toplanıyor. Bir başka gerçek daha çıkıyor ortaya: Demek ki hükümetten gelen kararnameleri Çankaya, armut kararnameler, elma kararnameler diye ayırıyor. Sonra elmalarla armutları bir araya getirip, şu armut bu elma demeden onaylıyor. AKP ve MHP’nin yepyeni bir yöntemi yaşama geçiren, yeni bir kural geliştirip artık elmalarla armutların toplanabileceğini kanıtlayan bir cumhurbaşkanları var. ??? Çankaya’daki AKP’linin bir gece yarısına doğru cımbızla seçtiği gazetecilerin karşısına geçmesindeki gizemi anlayan varsa parmak kaldırsın. Çankaya’daki AKP’li karşısında gazetecilerin soru sormadan önce beş veya yedi dakika bir konuyla ilgili yüksek fikirlerini, konuyla ilgili yorumlarını sıralamalarındaki nedeni de kavrayan var mı acaba? Pek çok kişi herhalde bir gece yarısı Çankaya’daki AKP “noterinin” Türk halkına ulusal bir sorunla ilgili elbet çoook önemli bir açıklama yapacağı sanısıyla ekran karşısına geçti. Gazetecilerin uzun uzadıya görüşlerini söylediklerini, Çankaya’daki AKP’linin gazetelerde çıkan kimi bilgileri toparlayan söylemlerde bulunduğunu görünce.. herhalde pek çok kişi başka kanalların kapısını çaldı. ??? Bizim büronun Cumhurbaşkanlığı, Başbakanlık muhabiri Fırat Kozok, 11’inci ile gazetecilerin söyleşileri ile ilgili izlenme (reyting) oranını saptamış. 11’incinin basınla söyleşisi ilk 10’a değil, 100 program arasına bile girememiş. Alaaddin’in Sihirli Lambası, Pembe Panter’in Yeni Maceraları… 11’inciye yeğlenmiş. Neden mi? İzleyici ha RTE’yi dinlemiş, izlemiş. Ha 11’inciyi… Aynı ağız, aynı bilgiler, aynı mantık! ??? Dünkü gazeteler 11’incinin basın toplantısından, toplumun merak edeceği iki konuyu sütunlarına almışlardı. O kadar! Birinci konu, internet aracılığı ile ticarete merak saran küçük oğlu... İkinci konu Kral Abdullah’ın 11’inciye ve eşine verdiği hediyeler... 11’inci, Kral Abdullah’tan ne tür hediyeler aldıklarını söylemiyor. Saklıyor. Cumhurbaşkanlığı’na gelen hediyeleri kayda geçirdiklerini söyleyerek asıl merak konusunu ıskalıyor. Oysa soru gayet açık: Kral Abdullah size ne hediye verdi? Bu soruya yanıt yok! İkinci bir soru çok daha açık ve çok daha önemli: “Suudi Arabistan Kralı, eşinize ve Başbakan’ın eşine, Ekvador Devlet Başkanı’nın eşine verdiği gibi değeri yüz binlerce doları bulan mücevherler ya da başka değerli hediyeler verdi mi?” Yanıt yok! Susmak, soruları yanıtlamamak içeriğini kabul etmek anlamına gelmiyor mu? C İmtiyaz Sahibi: CUMHURİYET VAKFI adına İLHAN SELÇUK Genel Yayın Yönetmeni: İbrahimYıldız ? Yazıişleri Müdürleri: Mehmet Sucu, Güray Öz (Sorumlu) ? Haber Merkezi Müdürü: Hakan Kara İstihbarat: Cengiz Yıldırım ? Ekonomi: Hasan Eriş ? Dış Haberler: Özgür Ulusoy ? Kültür: Egemen Berköz ? Spor: Abdülkadir Yücelman ? Makaleler: Sami Karaören ? Düzeltme: Abdullah Yazıcı ? BilgiBelge: Edibe Buğra ? Yurt Haberleri: Mehmet Faraç Yayın Kurulu: İlhan Selçuk (Başkan), Emre Kongar (Başkan Yardımcısı), Orhan Erinç, Hikmet Çetinkaya, Şükran Soner, İbrahim Yıldız, Orhan Bursalı, Mustafa Balbay, Hakan Kara. Ankara Temsilcisi: Mustafa Balbay Atatürk Bulvarı No: 125, Kat:4, Bakanlıklar Tel: 4195020 (7 hat), Faks: 4195027 ? İzmir Temsilcisi: Serdar Kızık, H. Ziya Blv. 1352 S. 2/3 Tel: 4411220, Faks: 4418745 ? Adana Temsilcisi: Çetin Yiğenoğlu, İnönü Cd. 5 S. Aksoğan İş H. Kat 1 Tel: 363 12 11, Faks: 363 12 15 Antalya Temsilcisi: Ahmet Oruçoğlu Cumhuriyet Meydanı Yıldız Apartmanı B Blok No: 80/5 Tel: 0242 2480057 Faks: 0242 2430509 ? İdare Müdürü: Hüseyin Gürer ? Mali İşler: BülentYener ? Satış: Fazilet Kuza ? Cumhuriyet Reklam: ? Genel Müdür: Özlem Ayden ? Genel Müdür Yardımcısı: Nazende Pal Tel: (0212) 251 98 74 75 /251 98 81 82 Faks: (0212) 251 98 68 Rezervasyon: (212) 343 72 74 Faks: 212 343 72 53 İmsak: 5.49 Güneş: 7.22 Öğle: 12.17 İkindi: 14.36 Akşam: 16.59 Yatsı: 18.25 Yayımlayan ve Yönetim yeri: Yeni Gün Haber Ajansı Basın ve Yayıncılık A.Ş, Prof. Nurettin Mazhar Öktel Sk. No: 2. 34381 Şişli/İstanbul. Tel: (0/212) 343 72 74 (20 hat) Faks: (0/212) 343 72 64 Yaygın süreli yayın Baskı: Merkez Gazete Dergi BasımYayıncılık San. ve Tic. AŞ Fatih Mah. Hasan Basri Cad. Samandıra Kartal/İstanbul Dağıtım: Merkez Dağıtım Pazarlama San. ve Tic. A.Ş. www.cumhuriyet.com.tr 6 OCAK 2008 Doğu’daki desteğini yitirmek istemeyen PKK ‘güçlü olduğu’mesajını vermeye çalışıyor GÜNDEM ? Baştarafı 1. Sayfada MUSTAFA BALBAY Terör sivilleri de vuruyor ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Terör örgütü PKK, son dönemde yoğunlaşan operasyonların ardından eylem yapabilme gücünü yitirmediğini kanıtlamak amacıyla sivilleri de vurmaya başladı. Son olarak Diyarbakır saldırısı terör örgütünün artık açıktan sivil hedeflere yöneldiğini ortaya koyuyor. İstanbul’da başlayan ve buradan yurdun diğer kentlerine de sıçrayan araç kundaklama eylemleri de örgütün bu yönelimini doğrular nitelik taşıyor. Araç kundaklamalar, örgütün eylemlerini sonlandırmadığı mesajıyla ayakta kalabilme çabasının bir yansıması olarak değerlendiriliyor. Eylem yapmakta zorluk Örgütün sivil yaşamı hedef almasında en önemli etken ise eylem yapmakta zorlanması. Örgütün 80’li ve 90’lı yıllardaki köy ve mezra baskınları dışında sivil hedeflere yönelik en dikkat çeken eylemi 16 Temmuz 2005’te gerçekleştirdiği Kuşadası’ndaki bombalı saldırıydı. Saldırıda ikisi yabancı turist olmak üzere 5 kişi ölürken 13 kişi de yaralanmıştı. 4 Mayıs 2006’da ise Hakkâri’de asker çocuklarını taşıyan servis aracı hedef alınmıştı. Saldırıda 8’i asker, 11’i çocuk toplam 21 kişi yaralanmıştı. 28 Ağustos 2006 tarihinde ise Marmaris’te birisi minibüste, ikisi çöp kutusunda olmak üzere 3 ayrı yerde bombalı eylem düzenlenmişti. 13 Eylül 2006 tarihinde de, Diyarbakır’da Koşuyolu Parkı’na yerleştirilen bomba patlatılmıştı. 2007 yılı içerisinde sivillere yönelik en önemli eylem ise Ankara Ulus’taki intihar saldırısıydı. Anafartalar Çarşısı’nın önünde gerçekleştirilen eylemin hedefi doğrudan sivil halktı. Sivil halka yönelik terör eylemlerinin son halkasını da Diyarbakır’daki bombalı saldırı oluşturdu. Benzer saldırı planı Ayrıca Van ve Bursa’da da bombalı araçlar ele geçirildi. Bu araçlarla da benzer eylemlerin gerçekleştirilmesinin planlandığı belirtildi. Emniyet Genel Müdürlüğü, geçen günlerde yayımladığı genelge ile il emniyet müdürlüklerini sivil hedeflere yönelik eylemler konusunda uyarmıştı. Örgüt sivil hedeflere yönelerek, halk içinde korku ve paniğin sürmesini de amaçlıyor. İlk günlere dönüş Gökçek zammına zincirli protesto Başkentte bir grup öğrenci, kendilerini metro turnikelerine zincirleyerek toplu ulaşım zammını protesto etti. 1 Ocak’tan itibaren başkentte ulaşıma yapılan zamma tepkiler sürüyor. “Gökçek istifa” yazılı tişörtlerle Kızılay Metrosu’ndaki turnikelere kendilerini zincirleyen öğrenciler, “Gökçek istifa et” diye slogan attı. Öğrencilere, yurttaşlar da alkışlarla destek verdi. Emniyet güçleri ve metro güvenlik görevlilerinin müdahale ettiği olayda gözaltına alınan 10 öğrenci, daha sonra serbest bırakıldı. (Fotoğraf:AA) 7’sinin bulunup sahiplerine teslim edildiğini söylediler. Örgütün Ankara Kızılay’da bir eylem planladığının saptandığını vurgulayan emniyet yetkilileri, Ankara ve Van’da ele geçen araçlardan elde edilen verilere göre örgütün TNT, PE, A4, C4, Peritonat tipi patlayıcılar ve el bombalarıyla hazırlanmış bir karma oluşturduğunu ve bunun da uzaktan kumandanın kontrolündeki ilk ateşleyiciye montelendiğini ifade ettiler. 7 tanesi bulundu 5 çalıntı araç daha aranıyor ANKARA (ANKA) PKK’nin Diyarbakır’da gerçekleştirdiği bombalı saldırı sonrası istihbarat çalışmalarına ağırlık veren emniyet yetkililerinin, Kasım 2007’den bu yana bombalı araçları aradığı öğrenildi. Örgütün toplam olarak 12 minibüsü çaldıktan sonra A.G. adlı şahıs aracılığı ile sahte plakalarla çeşitli illerde tescil ettirmeye çalıştığını, ancak bunda başarılı olamadığını belirten emniyet yetkilileri, bu araçlardan sadece Örgütün ortaya çıkışından bugüne değin sivil hedeflere yönelimdeki ağırlığına bakıldığında ise ilk günlerine döndüğü anlaşılıyor. 19841989 yılları arasında örgütün sivillere yönelik eylemleri yüzde 80’lere yaklaşmıştı. 1990’dan itibaren ise güvenlik güçleri ile kamu görevlilerine dönük eylemler artmıştı. Ancak, 2003’ten sonra örgüt hem kendi içinde hem de Avrupa’da sıkıntı yaşamaya başladı. Kendi içindeki dağılmayı önlemek ve Doğu ve Güneydoğu’daki desteğini yitirmek istemeyen örgüt “hâlâ güçlü” olduğu mesajını vermek için yeniden sivilleri hedef almaya başladı. Bunun için ise öğrencileri bile hedef almaktan çekinmedi. PKK’nin internet sitesinden eylemin “kutsal” olduğuna dair açıklama yapılması da dikkat çekti. O günlerde bunun iyi planlanması gerektiğini söyleyenler oldu. Dediler ki: “Sosyal güvenlik başka alana benzemez. Tümünü birleştirince zararkâr karışır. Sağlık hizmetlerinde de dengesizlik oluşur...” Başta Başbakan olmak üzere AKP kadroları koro halinde şu yanıtı verdiler: “Siz bunlardan anlamazsınız... Biz bugüne kadar yapılamayanı yapacağız. Buna reform değil, devrim denir...” Erdoğan’ın iki yıl önce yapılan bu reformlarla ilgili iki gün önceki görüşü şöyleydi: “Sosyal güvenlik açıkları 1994’ten bu yana 851 milyar YTL’ye ulaştı. Reform yapmazsa Türkiye 2030 yılda iflas noktasına gelir!” İki yıl önce yaptığınız neydi? ??? Erdoğan, hesaplamayı 1994’ten bu yana yaparak AKP iktidarı döneminde oluşan zararı da geçmişin içine sokmuş. Zarar hesaplamasını da Hazine’nin iç borç faizine göre yapıp geçmiştekileri daha yüksek gibi göstermiş. AKP’nin faizciliğine alıştık ama bu kadarına pes! Rakamlara bakıldığında; sosyal güvenlik kurumlarının emeklilik yaşı ya da prim ödeme sorunlarından çok, sağlık harcamalarından kaynaklanan nedenlerle büyük zarara uğradığı anlaşılıyor. Örneğin; SSK sigorta bölümü 2007’de 301 milyon YTL fazla verdi. Aynı kurumun sağlık giderleri ise 13 milyar 157 milyon YTL açık verdi. Neden böyle oldu? SSK hastaneleri işlevsizleştirildi, SSK ilaç fabrikaları kapatıldı. İsteyen istediği yere gidebilir dendi... Gitti ne oldu? Milyarlarca YTL açık doğdu... Herkesin istediği hastaneye gitmesi elbette güzel. Ama bunun altyapısını oluşturmadan oy avcılığı hesabıyla yola çıkarsanız, sonuç bu olur. Ne diyor Başbakan: Hemen reform yapmazsak, Türkiye batışa geçer! Hani uçuşa geçmişti? ??? Ankara kulislerinde sağlıkta önümüzdeki günlerde “daha ileri” adımların atılacağı haberleri var. Bu alana tamamen “çok para getiren sektör” gözüyle bakıp devletin sosyal yanını tümüyle çökertme hesapları yapılıyor. İki yıl kadar önceydi... SSK ilaç fabrikalarının kapatılması, bütün gereksinimin eczaneler üzerinden sağlanması tartışmaları bütün hızıyla devam ediyordu... Öyle ki, hastanelerde en çok kullanılan 5 ilaç, tüketimin yüzde 40’ını oluşturuyor ve SSK kendisi üretebiliyor. Bu fabrikaların kapatılmasını dönemin Türk Eczacılar Birliği Başkanı Mehmet Domaç da destekliyor. Bunu eleştirince Domaç gazeteye ziyarete geldi. Atılan adımın eczacılar için iyi olduğunu söyledi. Bu sistemin kurumu batırabileceğini söyleyince şu yanıtı vermişti: “Bundan bana ne?” O şimdi AKP İstanbul milletvekili! ankcum?cumhuriyet.com.tr Memleketimden 2007 Manzaraları ‘CHP’nin de payı var’ ? Baştarafı 2. Sayfada TOMANBAY’DAN ‘REJİMDEN UZAKLAŞMA’ELEŞTİRİSİ Son zamanlarda birbiri ardı sıra açılan Darwin ve evrim karşıtı sergi ve gösteriler ile Türkiye’nin bilim ve çağdaşlık yolunda(!) olduğu vurgulanmaya çalışıldı. 19 yaşındaki Ramazan, “Rahibi, meşhur olmak için bıçakladım” dedi. Türk milletinin necip evlatları(!) yılbaşı gecesi bir kez daha turist kızlara erkeklerinin yanında tacizde bulunma geleneğini sürdürerek objektiflere poz verdiler. Dünyaca ünlü büyük sanatçı Fazıl Say, “Ortaçağ karanlığına doğru sürüklenen yurdumda rüyalarımız sona eriyor. Böyle bir ül kede duramayabilirim” dedi. Tayyip Bey’in uçağında sıklıkla yer alan yazar Hasan Karakaya onu “Git, dilediğin yere git, öyle git ki gidişin olsun dönüşün olmasın” diye veciz(!) bir şekilde cevaplandırdı. Dilipak da ona “Gittiğin yerde küçük kızlar başlarını örtecek, orada Kuran kursları açacağız, seni camiye getirmesinler” diye üst perdeden seslendi. Taze AKP Milletvekili Osman Yağmurdereli de Fazıl Say’a karşı durarak görevini yerine getirdi ve partideki yerini sağlamlaştırdı. TBMM’nin ünlü ve unutulmaz eski başkanı Bülent Arınç Meclis’in cuma günleri tatil edilmesini önerdi. (Vatan Ona Minnettardır). Yurdumuzun ikinci Cumhuriyetçi seçkin aydınları (!) 2007 boyunca da ilkesizliklerini, kaypaklıklarını, aymazlıklarını tutarlı bir şekilde sürdürdüler. Arkadaşımız, gazetemizin yazarı Oral Çalışlar da AKP iktidarında umutsuzluğa düşmek için bir neden olmadığını, halkımızın seçme şansını koruduğunu vurgulayarak bu iktidara kıyamadığını bir kez daha belirtmiş oldu. Bu yukarıda sıraladıklarımızın ülkemiz için hayırlara vesile olmasını diliyoruz. Türkiye AKP iktidarında nurlu ufuklara doğru ve uygarlık ve çağdaşlık yolunda(!) hızla ve güvenle ilerlemektedir. ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) CHP’de “Demokratik Değişim Hareketi” 1. toplantısı yapıldı. CHP Ankara Milletvekili Mehmet Tomanbay, AKP ile Türkiye’nin 1923’te belirlenen rejimden uzaklaştığını ve bunda CHP’nin de payı olduğunu söyledi. CHP’de Demokratik Değişim Hareketi 1. Değerlendirme Toplantısı, Türk Harbİş Sendikası’nda yapıldı. Toplantının açılış konuşmasını yapan Artvin Belediye Baş kanı Emin Özgün, CHP’lilerin bir araya gelerek Türkiye’nin ihtiyacı olan sosyal demokrat yönetimi iktidara taşıması gerektiğini söyledi. Toplantıda daha sonra Tomanbay, CHP Demokratik Değişim Hareketi’ni değerlendirdi. Tomanbay, “CHP’de demokratik değişim mutlaka sağlanmalıdır” dedi. Toplantıda eski milletvekilleri, CHP eski il ve ilçe başkanları ile akademisyenler söz alarak CHP yönetimini eleştirdi. / IŞIL ÖZGENTÜRK Geçmiş, gelecek, aşk ve neşe: Cihat Burak Yeni yılda “Şöyle güzel bir kar yağsın” dedim ya, benim gibi dalgacı okurlarım “Hocam erdiniz” diye eposta göndermişler. Bir tuhaf oldum, şöyle oturup en çok istediğim şeyleri düşündüm; örneğin evimde bir Cihat Burak tablosu olsun isterdim.. kar yağdırdım ama, bir Cihat Burak tablosuna sahip olamam; ben de ne yaptım.. İstanbul Modern’deki Cihat Burak sergisine gittim ve yutkuna yutkuna o güzelim Cihat Burak resimlerine dakikalarca baktım ve sırlarını çözmeye çalıştım; malumunuz Cihat Burak en çok bir sır adamıdır, çözebilirsen çöz... Zaten kendisi şöyle demiş: “Ben sanatı bir nevi röportaj, hayatın yansıması olarak görüyorum. Oturup da güneşin batışı, göller, kayıklar olmaktan ziyade içinde yaşadığımız hayatın bir görüntüsünü yakalamak. Ben daha çok yaşadığım şeyleri yansıttığım için resimlerimde mizah tarafı ağır basıyor. Güncel olayları yansılıyorum, yaşadığımız hayat bir mizahtır. Biz naif bir hayat yaşıyoruz. Endüstrileşmemiş memleketin insanları naif yaşar, onu yansıtmak lazım.” Gülümsemek, çok önemli ve çok ciddi olduğunu sandığımız hayatla dalga geçmek için en bulunmaz fırsat Cihat Burak’ın resimleri. Bu arada bir başka güzellik daha var, usta Ara Güler’in Cihat Burak fotoğrafları. Bu ne yaman bir buluşma, İstanbul sevdalısı iki yaşlı kurt, oturmuş millete bir güzel ders veriyorlar: “Bu işler böyle yapılır.” Bu arada Cemal Süreya araya giriyor ve muhteşem bir Cihat Burak portresi çiziyor, o bence resimlerin sırrını anında çözmüş. Şöyle diyor: dünyaya dalışlar yapmış. Eyüp Sultan resmini düşünün. Orda da bir kedi var. Her şeyin kedisini yapar Cihat Burak. Kedi olarak herkesi. Kedi olarak yapamayacağı tek kişi Turgut Özal’dır, diyorum. Beyoğlu’nun yozlaşmasına dayanamadı. Kadıköy’deki evine kapandı. Osmanlı derken modern sözcüğünün üstüne iyice bastım. Gerçekten Osmanlı, ama hiçbir biçimde alaturka değil. Buna karşın alafranga kavramını da kendisi için bir ceza ve dışlanma olarak görüyor. Cinler, periler, dev anası Afroditler, saz heyetleri, askerler onu mistisizme değil, bir çeşit somut naifliğe götürdü. İçtenlik anlamında naif. Çünkü kendisi gerçek bir ressam. Figürü son derece güçlü. Gümrükçü Rousseau’ya benzetenler var onu. Bence var bir benzerlik, ikisi de gümrük ve tekelde çalışmış. Susmuş, kapanmış bir an: Fotoğrafın “es” anı. Cihat Burak’ta ise an içinde bütün bir geçmiş önümüze yeniden yaşanacak anılar gibi, ütopya gibi konuyor.” Bu muhteşem tanımlamalardan sonra bana sadece susmak düşüyor. Ama söylemeden duramayacağım, bu sergiden ben de birkaç sır edindim, size de öneririm. [email protected] Aşırı modern Osmanlı “Krepen pasajında bir adam. Rakısını yudumlayarak tomar tomar gazete okuyor. Önünde bir tabak mantı. Pasajdan akan laterna sesi. Ve bir lenger sigara izmariti. Aşırı modern Osmanlı. Lenfatik ve az konuşan bir Evliya Çelebi. İstanbullu ve perili. Pantagruel’den İncili Çavuş çıkarır. Dolmabahçe Sarayı’ndan da Kurtuluş Savaşı gazileri... Kedili adam. Kedici... Yüzünü kedilere tırmalatmıştır. Sevdiği kadınlara ‘minnoş’ diye seslenmekten haz duyar. Hayatımıza düşü, düşlemi, ‘fantastik’i bir şey beklemeden ama ısrarla soktu. Şair karşılığını aradım ama bulamadım. Biraz Asaf Çelebi, belki...Ama Çelebi özgünlüğünü ekinsizlikten alır, Cihat Burak öyle değil; kendi alanını besleyen hemen her şeyi incelemiş, her yana yayılabilen bir yapı kurmuş; duyarlığımızın bir yanını alıp CUMHURİYET 19 CMYK
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle