23 Aralık 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 5 OCAK 2008 CUMARTESİ 8 TÜRKİYE İstanbul Edirne Kocaeli Çanakkale İzmir Manisa Aydın Denizli Zonguldak Açık İstanbul HABERLERİN DEVAMI K S K PB B B B S K 4 1 6 2 7 5 8 4 3 Sinop Samsun Trabzon Giresun Ankara Eskişehir Konya Sıvas Antalya K K Y K S S S K B 4 5 6 4 1 3 2 3 15 Adana Mersin Diyarbakır Şanlıurfa Mardin Siirt Hakkâri Van Kars PB 12 PB 12 K 4 B 6 Y 5 Y 7 K 5 K 2 K 10 Trabzon Ankara İzmir Hakkari Antalya Adana Ş.Urfa Erzurum Bütün bölgelerimiz parçalı çok bulutlu, Marmara’nın kuzeydoğusu, İç Anadolu’nun kuzeydoğusu, Karadeniz, Doğu Anadolu ve Güneydoğu Anadolu’nun doğusu yağışlı geçecek. Yağışlar Doğu Karadeniz ile Doğu Anadolu’da etkili olmak üzere karla karışık yağmur diğer yerlerde kar şeklinde olacak. Çok bulutlu DIŞ MERKEZLER Oslo Helsinki Stockholm Londra Amsterdam Brüksel Paris Bonn Münih K K K K Y Y Y Y Y 4 2 1 8 8 7 8 4 9 Yağmurlu Stockholm Berlin Budapeşte Madrid Viyana Belgrad Sofya Roma Atina Zürih K 3 Y 2 Y 12 K 3 K 0 Y 5 Y 16 B 10 Y 7 Moskova Aşkabat Astana Taşkent Baku Bişkek Tiflis Kahire Şam Karlı PB 12 K 3 K 16 K 1 K 0 K 0 K 4 A 16 A 12 Londra Berlin Moskova Belgrad Madrid Ankara Taşkent Tahran Kahire Sulu kar Gök gürültülü Parçalı bulutlu Sisli Bulutlu GÜNCEL CÜNEYT ARCAYÜREK ? Baştarafı 1. Sayfada Çankaya’daki AKP’li 11’inci de MA Talat’a uygun düşen kel başa şimşir tarak sözünü sindiriyor, bir düzeltme yapmıyor. Çankaya’daki, AB’ye, Kıbrıs’la ilgili uluslararası örgütlere, örneğin BM’ye, KKTC Cumhurbaşkanı’nı Türkiye bağrına basıyor dedirtmek için çabalıyor. Türkiye’yi anavatan saymayan, Türkiye’den komşu ülke diye bahsederek kimliğini kanıtlayan MA Talat’ın; kırmızı halılar üstünde yürümesini sağlamak mı, Çankaya’daki Camlı Köşk’ü Talat’a açmak mı, yemek davetleri vermek mi... akla bir devletin bir başka devlet reisine gösterdiği ne kadar konukseverliği varsa, hepsini sergiliyor. Adam adam demeye zorlandığımız Kıbrıslı Türk tarafından MA Talat Nuh diyor Peygamber demiyor; Kıbrıslı Rum’un bir parçası, uydusu olmayı sindirmiş içine. Halkın önünde Kıbrıs’ın Türk tarafı demeyi onurlu bir hareket sayıyor. ??? Ankara’da “Kıbrıslı Türk”ü bir numaralı devlet protokolü ile karşılayacaksın da ne olacak? Avrupa Birliği’nin umurunda mı “Kıbrıslı Türk veya Kıbrıs Türk tarafı?” Umurunda olmadığını, KKTC’yi umursamadığını, AB; öncelikle örgüte üye Kıbrıs Cumhuriyeti’nin yararlarını göz önünde tuttuğunu her vesileyle açıklamıyor mu? 11’incinin Talat’a görkemli karşılama, devlet gibi devlet muamelesi yaptığı gün Kıbrıs Rum Cumhuriyeti paranın euroya dönüşmesi ile ilgili AB kararını kutluyordu. Dışişleri Bakanı iken batıda, doğuda TC’nin görüşünü söylediği için dikkatle izlenen Çankaya’daki 11’inci, bugün ağzıyla kuş tutsa, söylemlerinin uluslararası arenada beş paralık değeri yok. Neden yok? Yanıtı çok basit. Zira dünya, bir ülkede söz sahibi, yaptırım gücü kimin elindeyse onu dinlemeyi yeğler. TC’de de söz sahibi, yaptırım gücünü elinde tutan kişi; 11’inci değil, RTE! Üstelik Çankaya’da geçmişiyle unutulmazlar arasında olmayan, AKP’nin sayı gücüyle Cumhurbaşkanlığı koltuğuna oturan, sözü senedi senin benim kadar değerli olan sıradan biri oturuyor. ABD’de BM Genel Sekreteri’ne artık Kıbrıs sorununu ele almanın zamanı geldi diyecekmiş de 2008 Kıbrıs konusunda önemli gelişmelere sahne olacakmış da… Bu söylemler artık mahalle kahvelerinde tavla öncesi söyleşilere konu… Bağımsızlığı, bağımsız yaşamayı bir türlü içine sindiremeyen Kıbrıs Rum Cumhuriyeti’nde azınlık olmaya can atan MA Talat da, 11’incinin övgülerini yüzüne ciddi bir devlet adamı süsü vererek dinliyor. ??? MA Talat’ın başarıları mı? Bir tarihte RTE’nin Ankara’dan pompaladığı türlü çeşit vaatler, Avrupa Birliği’nin yazara çizere, söz sahibi kimilerine dağıttığı paralarla Kıbrıs Türklerini Annan Planı’nı onaylamak için kandıran halkoylaması var ya; AKP’li 11’inci ile Talat, bugün dünya siyaset piyasasında artık kıymeti harbiyesi kalmayan bu olaydan hâlâ başarı diye söz ediyor. Ya 11’inciyi baştan savmak için Başkan Bush’un bulduğu mazerete ne demeli. Ortadoğu gezisine çıkıyorum, vaktim kısıtlı! İki saat içinde dünya ve Türkiye ile ilişkiler konuşulacak, birlikte yemek yenilecek… Birlikte basın toplantısı yapılacak... Neden ama neden, Çankaya’daki AKP’li 11’inciye, Beyaz Saray’da RTE’ye uygulanan program uygulanmıyor? Başkan Bush, 11’inci ne derse desin, biliyor ki hava. İplerin RTE’nin elinde olduğunu biliyor. Bush; konuşulacak ne varsa RTE ile konuştuk. Aldık, verdik. Uzun uzadıya seninle ne konuşacağız, konuşabiliriz diye düşünüyorsa haksız mı? Amerika için Çankaya’da icra gücünden yoksun biri…titiri tatara, tatara titiri… Yeni Kıbrıs politikası Rum Kesimi’ndeki seçimlere göre şekillenecek GÜNDEM ? Baştarafı 1. Sayfada MUSTAFA BALBAY BM olmazsa AB MAHMUT GÜRER ANKARA KKTC Cumhurbaşkanı Mehmet Ali Talat’ın Ankara temaslarında Türkiye ve KKTC’nin uygulayacağı yeni Kıbrıs politikası ve şubat ayında Rum Kesimi’nde yapılacak başkanlık seçimleri üzerinde duruldu. Talat, Ankara ziyareti kapsamında dün son olarak Genelkurmay Başkanı Orgeneral Yaşar Büyükanıt ile Genelkurmay Karargâhında bir araya geldi. Büyükanıt, Talat’ı karargâha gelişinde askeri törenle karşıladı. Toplantı basına kapalı gerçekleştirildi. Talat’ın Ankara ziyaretinde genel olarak izlenecek yeni Kıbrıs politikası üzerinde duruldu. Cumhuriyet’in üst düzey Dışişleri Bakanlığı kaynaklarından edindiği bilgiye göre, söz konusu süreçte ilk adımın, Cumhurbaşkanı Abdullah Gül’ün ABD’ye gerçekleştireceği ziyarette atılacağı belirtildi. Gül, ziyaretinin New York ayağında BM Genel Sekreteri Ban KiMun ile yapacağı görüşmede Kıbrıs konusunda Kofi Annan’ın başlatığı misyonu tamamlamasını isteyecek. Buna göre Mun’dan Annan Planı temelli tek dev let esasına dayanan yeni bir çözüm planı için girişimde bulunması istenecek. Ancak BM Genel Sekreteri’nin söz konusu girişimi şubat ayı öncesinde açıklaması beklenmiyor. Rum Kesimi’nde 10 Şubat tarihinde gerçekleştirilecek seçimleri bekleyen Mun’un, mevcut lider Tasos Papadopulos’un yeniden seçilmesi durumunda ise Kıbrıs konusunda yeni bir plan açıklamayacağı vurgulanıyor. Çekoslovakya modeli Ankara bu duruma göre de plan yapıyor. Bu kapsamda Rum Kesimi’nde Papadopulos’un yeniden başkan seçilmesi ve Ban KiMun’un da devreye girmemesi durumunda, önceki girişimlerden farklı ve AB tarafından da daha önce uygulanmış bir planın devreye sokulması öngörülüyor. Bu plan Kıbrıs sorununu farklı bir sürece taşıyacak. Daha önce sürece AB’nin müdahil olmamasını isteyen Türkiye, bu kez birliğin BM ile birlikte hareket etmesini sağlamaya çalışacak. Yeni plan, Çekoslovakya modeli olacak. Buna göre Türkiye, Güney Kıbrıs Rum Yönetimi (GKRY) ve KKTC’nin daha önce Çek Cumhuriyeti ve Slo vakya’da olduğu gibi ayrılmasını, daha sonra ise KKTC’nin AB’ye üye yapılarak aradaki sınırların kaldırılmasını isteyecek. Böylece KKTC’nin AB’ye dahil olması sağlanırken Ercan’a direkt uçuşlar ile Magosa Limanı üzerinden doğrudan ticaret sıkıntısı çözülmüş olacak. Türkiye de bunun karşılığında limanlarını Rum gemi ve uçaklarına açacak. Rum Kesimi’ndeki seçimlerden Papadopulos’un galip çıkamaması durumunda ise BM’nin Annan Planı temelli çözümü beklenecek. Talat heyecan yarattı KKTC Cumhurbaşkanı Mehmet Ali Talat, dün sabah Ankara’da resmi programı dışında BalgatÇukurambar civarında ortadan kaybolunca kısa süreli hareketlilik yaşandı. Bir süre önce bypass ameliyatı olan Talat’ın, aniden rahatsızlandığı ve hastaneye kaldırıldığı dedikodusu ortaya atıldı. Ancak kısa bir süre sonra Talat’ın, 09.45’te Genelkurmay Başkanlığı’ndaki randevusundan önce ODTÜ’de doktora yapan kızları Ayşenur Talat için Çukurambar semtinde aldıkları daireyi görmeye gittiği anlaşıldı. Büyük kentlerde ulaşımda aksamalar yaşanırken çok sayıda trafik kazası meydana geldi Kışın yüzü soğuk Haber Merkezi Yurt genelinde devam eden kar yağışı yaşamı olumsuz etkiliyor. Büyük kentlerde ulaşımda aksamalar ve küçük çaplı trafik kazaları meydana gelirken, özellikle doğu bölgelerin çok sayıda köy ile irtibat kesildi. İSTANBUL’da önceki günden itibaren etkili olan kar yağışı dün de devam etti. Yol Bakım ve Onarım, Atık Yönetimi, Park ve Bahçeler ile Sosyal İdari İşler müdürlüklerine bağlı toplam 3 bin 577 personel ve 1038 aracın katılımıyla dünden itibaren yürütülen çalışmalarda, buzlanmanın önlenmesi için cadde, sokak ve yollara 2 bin 360 ton tuz ile 66 ton solisyon döküldü. Sokaklarda kalan ve kimsesiz 29 kişiyi de toplayarak barınmaları için belediyenin tesislerine götüren ekipler, yolda kalan vatandaşlara da çay ve çorba dağıtmaya başladı. KASTAMONU’da önceki gün başlayan ve düne kadar aralıksız devam eden kar yağışı sonucu Ilgaz Dağı’nda kar kalınlığı 130 santimetre, kent merkezinde ise 25 santimetreye ulaştı. YOZGAT’ta kent genelinde buzlanma nedeniyle gece 1’i ölümlü, 5’i maddi hasarlı 6 ayrı trafik kazası meydana geldi. BOLU Dağı Düzce kesiminde dün gece yarısı başlayan yağış sonucu kar kalınlığı 25 santimet araçlar, terör örgütünün güdümlü ama rotasız eylemlerini sürdürmeye çalışacağını gösteriyor. Teröre verilecek en ciddi yanıt, gerekli önlemleri alarak günlük yaşamdan ödün vermemektir. Olayı değişik yönleriyle sütuna yatıralım... Kimi gazeteler Diyarbakır eylemi için “Terörün son çırpınışları” başlığını kullandı. Bunu yürekten diliyoruz. Ancak geçmişte terörle mücadele ederken düşülen en ciddi yanlışların başında, her eylemin “son çırpınış” olduğu havasının yayılması vardı. 8090’lı yıllarda, yılda birkaç kez terörün beli kırılırdı, birkaç kez de son çırpınışlar içine girerdi! ??? Diyarbakır, terörle mücadeleden iç barış konularına kadar sık sık gündeme gelen bir kentimiz. Çevreden sürekli göç alan bu kentin sorunlarına salt yerel yönetim bağlamında değil, gündeme geliş nedenine paralel olarak daha geniş kapsamlı yaklaşmak gerekiyor. Terörün Diyarbakır’ın günlük yaşamını da hedef alması, olağan halden ne kadar rahatsız olduğunu gösteriyor. Olağan hal ne kadar yerleşirse, terör örgütünün ağırlığı da o kadar azalacak! Diyarbakır’daki sivil toplum kuruluşları da ortak bildiri ile terörü kınadılar. Özet şu: Ankara, eve dönüşü tartışırken terör kente dönüşü başlattı! Eğer “son çırpınış” türünden yaklaşımlar öne çıkarsa bu gidişin sonu “başa dönüş” olur. İç barışımızın tam anlamıyla yerleşmesi yürekten dileğimiz. Ancak bunun, terör örgütüne ödün vererek yapılamayacağını tüm yöneticilerin görmüş olmasını diliyoruz! ??? AKP’ye ayrı sözümüz var... Öncelikle şunu vurgulayalım; hiçbir hükümet, ülkeye kötülük etmek için yola çıkmaz. Ama öyle yöntemler öne çıkar ki bir bakmışsınız ipin ucu elinizden kaçmış... AKP, terör sorununu şöyle çözmeye yönelmiş görünüyor: Ben Güneydoğu’da birinciliği ele geçiririm ve terörü bitiririm. Başbakan sık sık “Terör örgütü benim Güneydoğu’da yaşayan halkımı temsil edemez” derken dilinin altında bu yatıyor! Bir başka deyişle, AKP terör sorununu çözmeyi bir devlet politikası olmaktan çok, devleti arkasına alıp bir AKP politikası haline getirmek istiyor. Eğer bu yaklaşımını daha ileri götürürse Güneydoğu’da kendisinin olduğunu sandığı taban, bugün için öngöremeyeceği çok daha radikal noktalara gider. Diyarbakır’da terör, belediye başkanı AKP’li olmadığı için yaşanmadı! Ankara usul usul yerel seçim havasına girerken AKP’ye siyasetin en klasik çağrısını yapmadan edemiyoruz: Lütfen, terörle mücadelede önümüzdeki seçimleri değil, önümüzdeki nesilleri düşünün! ankcum?cumhuriyet.com.tr FAZIL SAY’A ONUR ÖDÜLÜ ‘İktidar partisine en güzel cevap’ SELDA GÜNEYSU Sıvas’ta kar yaşamı olumsuz etkiledi. Çocuklar ise kar topu oynayarak eğlendi. (Fotoğraf:AA) reye ulaştı. Özellikle Bolu Dağı zirvesinde hava sıcaklığının sıfırın altına 6 dereceye düşmesiyle çam ormanları buzla kaplandı. Görüş mesafesi yer yer 40 metreye kadar düşüyor. BURSA kent merkezinde kar kalınlığı 15 santimetreye ulaşırken trafikte aksamalar yaşandı. Uludağ’da, önceki gün 88 santimetre olan kar kalınlığının dün sabah 95 santimetre olarak ölçüldüğü bildirildi. SIVAS’ta 730 köy yolu kar nedeniyle ulaşıma kapandı. Balkanlar üzerinden gelen soğuk ve yağışlı hava sisteminin etkisi altında olan Doğu Anadolu Bölgesi’nde ise gece en düşük hava sıcaklığı, eksi 20 dereceyle Ardahan’da ölçüldü. Kar yağışının etkili olduğu Tunceli’de, 243 köy yolunda ulaşım sağlanamıyor. YOLCULAR ZOR ANLAR YAŞADI Zamma karşı otobüs işgali ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Ankara Anakent Belediyesi tarafından belediye otobüslerine yapılan zammı protesto etmek isteyen bir grup, Kızılay’da EGO otobüsünü, içindeki yolcularla birlikte rehin aldı. Polisin grubu gözaltına almak için gaz kullanması yolcuları mağdur etti. Halkevleri üyesi bir grup, Yüksel Caddesi’nde toplanarak şehiriçi yolcu taşıma ücretlerine yapılan zammı protesto etmek amacıyla basın açıklaması yaptı. Grup, buradaki eylemin ardından Kızılay’dan Mamak’ın Ege Mahallesi’ne hareket eden EGO otobüsünü, Ziya Gökalp Caddesi ile Mithatpaşa Caddesi’nin kesiştiği noktaya geldiğinde durdurdu. Gruptan iki kişi otobüs şoförünün aracı hareket ettirmesini engellerken diğerleri kapıları kapatarak yolcuların araçtan inmemesini sağladı. Otobüs içinde camlara, ulaşıma yapılan zamları protesto içeren dövizler asan grup üyeleri, daha sonra slogan atmaya başladı. Olay yerine çağrılan polis ekipleri gruba müdahale ederek otobüse girdi. Polis bu sırada göz yaşartıcı gaz da kullandı. Gazdan etkilenin yolcular zor anlar yaşadı. Daha sonra grup üyeleri gözaltına alındı. EGO otobüsünü yolcularıyla birlikte rehin alan 22 kişilik grup gözaltına alınarak karakola götürülürken olayın tanığı bir bayan, “Evimize gitmek üzere bindiğimiz otobüs, şahıslar tarafından alıkonuldu. Bizim dışarı çıkmamız engellendi. Otobüse birden giren polisler de bunları yakalamaya çalışırken biz de zarar gördük. Olayda çok korktuk’’ dedi. ‘Ödenekler peşkeş çekiliyor’ Doğu ve Güneydoğu’daki eğitimin sorunlarını rapor haline getiren Eğitim İş, il özel idarelerinin okulların ödeneklerini adil paylaştırmadığını vurguladı ZEYNEP ŞAHİN ANKARA Doğu ve Güneydoğu Anadolu bölgelerindeki ilköğretim okullarının soğuk sınıflarda ders yaptığına, hizmetli yokluğu nedeniyle öğretmen ve öğrencilerin tuvaletleri temizlemek zorunda kaldığına, derslerin eksik araçgereçlerle işlendiğine dikkat çeken Eğitimİş, sorunların temelinde il özel idarelerinin okulların ödeneklerini adil paylaştırmak yerine birkaç firmaya peşkeş çekmesinin yattığını vurguladı. Eğitimİş Mardin Temsilciliği’nin, Midyat İlçe Temsilcisi Davut Kaplan başkanlığında hazırladığı “Doğu’da Eğitimin Sorunları” başlıklı rapor, okulların yetersizliklerini ve eğitim camiasının sıkıntılarını gözler önüne serdi. Denetçiler gitmiyor, çağırıyor Raporda şu saptamalara yer verildi: ? Özellikle belde ve köylerde olmak üzere okulların önemli bir kısmı sobalarla ısınıyor. Ancak yakıtlar, havalar soğuduktan çok sonra okullara gönderiliyor ve yetersiz miktarda veriliyor. Okullara külü ve isi çok, ısısı düşük kalitesiz kömür dağıtılıyor. MEB’in denetçileri okulları gezmek yerine okul müdürlerini ilçeye çağırarak bilgi alıyor. Yakıt teslim tutanağında, sadece yakıtın “cinsi ve miktarı” belirtiliyor, hangi tür ve kalite olduğu yazmıyor. Örneğin; linyit yerine taşkömürü vermek, ton başına 200250 YTL’nin kaçırılması anlamına geliyor. Kaldı ki taşkömürü bile kendi arasında onlarca kaliteye ayrılıyor. Ayrıca kömür, 25 kiloluk çuvallarla geliyor ve toplam miktar ona göre belirtiliyor. Ancak geçen yıl tarttığımız torbalar, en fazla 22 kilo çıktı. Kaloriferli okullarda ise kalitesiz fueloil kullanılıyor, kaloriferci bulunmadığı için ehli olmayan kişilerce kaloriferler yakılıyor, dolayısıyla verim alınamıyor. Sık sık arızalanan kaloriferlerin bakım ve onarımının yükü velilere kalıyor. ? Okulların büyük bölümünde hizmetli bulunmuyor. Bulunanlarda da 3040 derslikli okullarda, sadece bir resmi hizmetli var. Kaymakamlıklar okul aile birliği tarafından hizmetli çalıştırılmasını telkin ediyor. Hiz metli yokluğu, öğrenci ve öğretmen sağlığını tehdit edici boyutlara ulaşıyor. Temizliği, öğrenci ve öğretmenlerin yaptığı okullar bulunuyor; öğretmenler ve öğrenciler tuvaletleri yıkamak zorunda dahi kalıyor. Birçok okulda, bir günlüğüne hizmetli tutuluyor ve parası öğretmenlerce karşılanıyor. İhaleler birkaç firmaya ? İlköğretim okullarının ödenekleri, il özel idareleri aracılığıyla dağıtılıyor. İl özel idareleri de ödeneği okullar arasında adil paylaştırmak yerine, birkaç onarım ihalesi veya alımsatım ihalesiyle, parayı birkaç firmaya peşkeş çekiyor. Gelen ödenekle, 100 okulun ihtiyaçlarını karşılamak da biriki okula bu parayı harcamak da özel idarenin elinde. ? Oturacak bir sandalyesi olmayan öğretmen, hatta idareci odaları var. Mevcut eşyalar ise tahrip olmuş, eskimiş durumda. ? Bilgisayarlı sınıflar açılıyor ama içinde soğuktan oturulmuyor, bilgisayar öğretmeni yok, bilgisayarlardan çıktı alabilecek kâğıt, toner bile yok. ANKARA Sanat Kurumu’nca her yıl geleneksel olarak verilen “Onur Ödülü”ne bu yıl dünyaca ünlü piyanist Fazıl Say değer görüldü. Say, “Sanatın ve sanatçının yanında olan kurumların, benim yanımda ve ülkede her geçen gün biraz daha çoğalıyor olması, iktidar partisine verilmiş en güzel cevaptır” dedi. Sanat Kurumu tarafından yapılan açıklamada, “Dünyaca ünlü piyanist Fazıl Say, ulusal ve uluslararası alanda sanata yaptığı katkıları ve toplumsal kimliği nedeniyle, ‘20062007 Sanat Kurumu Onur Ödülü’ne değer görüldü” denildi. Sanatçıya ödülü, 14 Ocak Pazartesi günü saat 19.00’da, Küçük Tiyatro’da gerçekleştirilecek törenle verilecek.Sanat Kurumu Başkanı İlker Çetin, ödülün Say’ı, “kahramanlaştırmak” amacıyla verilmediğinin altını çizerek “Say gibi kendisini dünyaya kanıtlamış bir müzisyenin kahramanlaştırmaya ihtiyacı yok. O zaten müzikleriyle çizgisini ve duruşunu her daim belli eden bir sanatçıdır. Sanat Kurumu bu ödülü, son günlerdeki tartışmaları baz alarak da vermedi. Bu ödül aynı zamanda Say’ın şahsında, Türkiye’nin sanatının uluslararası düzeyde tanıtılmasına Fazıl Say. aracı olan tüm değerli sanatçılara verilmiş bir ödüldür” dedi. Fazıl Say da, Cumhuriyet’e yaptığı açıklamada, “Yaşadığım son olaylardan sonra Sanat Kurumu’ndan böyle bir ödül alacak olmam beni çok onurlandırdı. Sanat Kurumu’na çok teşekkür ediyorum. Sanatın ve sanatçının yanında olan kurumların, benim yanımda ve ülkede her geçen gün biraz daha çoğalıyor olması, iktidar partisine verilmiş en güzel cevaptır” dedi. Sanat Kurumu’nun verdiği ödülün, bu zor günlerde kendisine destek olduğunun altını çizen Say, Türkiye’de aydın sanatçıların varlığının çoğalacağına duyduğu inancı dile getirdi. Say, “Son günlerde yaşanan tartışmalarla birlikte ne güzeldir ki sanatı ve sanatçıyı destekleyen kurumlar ve kişiler çoğalıyor. Böylece ülkedeki kültür ve sanat yaşamına verilen değer de her geçen gün biraz daha artıyor. Bu gelişmelere tanık olmak beni çok onurlandırıyor. ” diye konuştu. CUMHURİYET 08 K
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle