30 Nisan 2024 Salı English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 5 OCAK 2008 CUMARTESİ 14 KOBİ güncel İzmir’de, 1, 2 Şubat günlerinde 1. Ulusal Mermer ve Doğal Taşlar Kongresi’nin düzenleneceği açıklandı.İZFAŞ Genel Müdürü Doğan İşleyen, ‘’Tüm yer taleplerine yanıt vermeye, Türkiye’nin en büyük ihracat fuarını yapıyor olmak bize büyük mutluluk veriyor’’ diye konuştu. Ulusal Mermer ve Doğal Taşlar Kongresi’nde sektörün teknik, ticari, idari ve hukuki durumuyla, sorunları ele alınacak. Kongrede, Türkiye’deki mermer ve doğal taş yataklarının kapasitesi ve kullanım durumu da açıklanacak. TMMOB Jeoloji Mühendisleri Odası, Dokuz Eylül Üniversitesi Mühendislik Fakültesi Jeoloji Mühendisliği Bölümü ve İZFAŞ’ın ortaklaşa düzenleyeceği kongrede, ihracatta fuarların önemi ve MARBLE Fuarı’nın Türk mermer ve doğal taş ihracatına katkısı da tartışılacak. Merkez Bankası Reel Kesim Güven Endeksi, aralık ayında, kasım ayına kıyasla 1.2 puan azalarak 100.6 seviyesine indi. Kasım ayında endeks 101.8 düzeyinde idi. Açıklanan sonuçlara göre: Endeksi oluşturan anket sorularına ait yayılma endeksleri incelendiğinde, son üç aydaki toplam sipariş miktarı ve mevcut mamul mal stok miktarı beklentisi endeksi artış yönünde etkiledi. Gelecek 3 aydaki üretim hacmi, ihracat sipariş miktarı, genel gidişat, gelecek 3 aydaki istihdam ve sabit sermaye yatırım harcamasına ilişkin değerlendirmeler endeksi azalış yönünde etkiledi. kongre k i t a p MERMER VE DOĞAL TAŞLAR KONGRESİ GÜVEN ENDEKSİ DÜŞTÜ YENİLİKÇİ PATRONLARIN BAŞARI ÖYKÜSÜ Gazeteci Sadi Özdemir, küresel ekonominin dayattığı farklı rekabet koşullarına uyum sağlayan Türk özel sektöründe yenilikçi çözümlerle başarıyı yakalayan 40 işletmenin hikâyesini “Üretim ve Pazarlamada Yenilikçi 40 Patron” adıyla kitaplaştırdı. Macromicrro Yayınları’ndan çıkan kitapta Türkiye’deki girişimcilerinin her şeye rağmen ne kadar istekle ve yılmadan çalıştıklarını ortaya koyan 40 inovasyon öyküsü yer alıyor. TBank sponsorluğuyla yayımlanan kitapta Kuzu Group, Collezione, Dürümcü Baba, Sezon Pirinç ve Mikrosan gibi yenilikçi yöntemlerle pazar payını arttıran işletmelerin başarı hikâyesi anlatılıyor. 15 gencin kurduğu Labris Teknoloji, bilişim alanında yepyeni projelere imza atıyor. Şirketin kurucu ortaklarından Seçkin Güler ile konuştuk ‘Bizim gücümüz beynimiz’ EĞER H İ N D İ S TA N ’ D A O L S AY D I K ? Bu, genç beyinlerin başarı öyküsüdür. 15 gencin “Biz Türkiye’de üretilmeyeni üreteceğiz” diyerek sıfırdan başladıkları ve 2002 yılında kurdukları Labris Teknoloji, internet altyapı ve güvenlik sistemleri üzerine faaliyet gösteriyor. 2006 yılında Labris Teknoloji’nin ArGe projesi, en başarılı 78 adet proje içinde üçüncü en iyi özel sektör bilişim projesi seçildi. Ayrıca Cebit Bilişim Eurosia 2006’da 40 proje ile birlikte inovasyon bölgesinde temsil edilme ve desteklenme hakkı kazandı. Bugün yola 12 kişilik ekiple devam ediyor. Kurucu ortaklardan Seçkin Güler ile sohbet ettik. Nasıl bir araya geldiniz ve Labris Teknoloji’yi kurma fikri nasıl oluştu? Labris Teknoloji’nin doğuşu 2001 krizine dayanıyor. “2001 krizi niye çıktı” diye düşünürken bu ülkede üretim yapmadan bu krizin çok daha büyüklerini yaşayacağımızı gördük. Geçmişte gönüllü organizasyonlarda da bir arada bulunduğumuz güzel bir ekiple neler üretebilirize odaklandık. Oğuz Yılmaz ve Labris Teknoloji’nin temellerini atan birçok arkadaşımızla okul sıralarında beraber çalıştık vebirbirimizin yeteneklerini tanıma fırsatı edindik. Önceleri maaşlarımızın bir kısmını halen öğrenci olan yarı zamanlı arkadaşlarla paylaşarak fikirlerimizi denemeye başladık. 2001 yılı krizi bizim için hep aklımızda olan şeylere başlamak için fırsatlar doğurmuştu. ArGe (AraştırmaGeliştirme) yapılacak alanlar seçilirken öncelikle yurtdışından yoğun olarak ithal edilmek zorunda kalınan ve her kurumda kullanılan temel bileşenler üzerinde çalışıldı. Sermaye ihtiyacı, büyük hedeflerimizin önündeki en büyük engeldi. 2002 yılı başında şu an halen uğraştığımız internet güLabris Türkiye’de değil de gelişmekte olan farklı bir ülkede (yazılım olduğu için söylüyorum), örneğin Hindistan’da ya da Singapur’da kurulmuş olsaydı ne farklı olurdu ya da bugün nerede olurdu? Birçok şey yapılıyor Türkiye’de. TÜBİTAK, TTGV tarafından verilen destekler, teknokentlerce sağlanan sinerji, girişim sermayesinin yavaş yavaş ortaya çıkması, hepsi güzel işaretler. Fakat bir türlü zincir tamamlanmıyor ve bu kadar emek, toplu bir yükselişe zemin oluşturamıyor. Türkiye’de işin zorluğu, üretmek kültürünün henüz tam anlamıyla benimsenememesinden kaynaklanıyor. Bu kültürün oluşmasında sorumlu olan birçok unsur var. Üretici, dağıtıcı, kullanıcı, mühendisler, üniversiteler, teknikerler, devlet, vakıflar, basın diye listeyi istediğiniz kadar uzatabilirsiniz. Bahsettiğiniz ülkeler bilişim alanında stratejik hedeflerini ortaya koymakta ve bunu topyekun bir bilinçlenmeyle üretime dönüştürmekte başarılı olmuş ülkeler. Muhtemelen bahsi geçen ülkelerde olsaydık temelde gerekli her şeyi yerli yerinde bulacaktık, hatta birçoğunda daha işe başlarken kimden fon bulabileceğiniz, 23 yıl sonra hangi seviyeye ulaşırsanız kimler tarafından işbirliği için davet edilebileceğiniz, ürettiğinizi kimlere satabileceğiniz bile bellidir. Altyapılar hazır olduğunda, 6 yılda kat ettiğimiz yolu, en çok yarı zamanda alabilmek mümkün olacaktır. Sisteme bir bütün olarak bakabilmeye, işleyişlere hâkim olabilmeye çok ihtiyacımız var. venliği ve sunucu yazılım ürünleri ile ilgili ilk iş planları oluşturulmaya başlanıldı. 20022004 yılları, ortalama 15 kişilik bir ekiple, kuluçkada geçirilen yıllar oldu. Hedefimiz uluslararası rekabet edebilir yetkinlikte ürünler geliştirmek olduğundan hayli uzun ve zahmetli bir kuluçka dönemi geçirmemiz gerekiyordu. 2004 yılı sonunda ürün, yaygın dağıtım aşamasına gelmişti. Bu geçiş döneminde kritik bir kararla sermayedar şirketin hisseleri devralındı. 2005 yılında Labris Teknoloji kurularak yeni döneme yeni bir yapılanmayla da girilmiş olundu. Labris Teknoloji, bugün nasıl bir proje ya da projeler üzerinde çalışıyor? Ürün ailesi içinde Güvenlik Duvarı, VPN,:Hat Sığa ve Yedeklilik Yönetimi, URL/İçerik Filtreleme, Antivirüs/ Antispam Ağ Geçidi, Saldırı Tespit ve Önleme, Güvenlik Tarama Sistemi, EPosta Sunucu Sistemi gibi her internet ve intranet altyapısında kullanılan temel ürünler yer alıyor. Ürünlerimiz 2.5 yıldır piyasada aktif olarak satılıyor. KRİZLER YOL GÖSTERİCİ OLDU Aradan geçen 6 yılı değerlendirecek olursanız neler söylersiniz, hem şirketiniz hem de sektörün gelişimi açısından? 6 yıldır sıfır sermayeli bir teknoloji şirketinin büyürken yaşayabileceği hemen her şeyi yaşadık. Bunların çoğu da sektör için bir ilk ve yol gösterici oldu. Artık daha çok üreten, bilgi katma değeri sağlayan bilişim şirketi gözlemleyebiliyoruz. Bu üreticiler yerel işler yapmaya devam edemeyeceklerinin de farkına vararak uluslararası bir boyuta taşınmaları gereğini de fark etmiş durumdalar. Her alanda daha bilinçli bir altyapıya sahibiz. Ama üretim kültürü ve yenilikçilik anlamında herkesin üzerine düşen daha çok şey var. Bu konudaki eksikliklerden dolayı zincir bir türlü tamamlanamıyor ve üreten bir sektör olamıyoruz. Labris Teknoloji, sıfırdan başladığı çalışmalarını ODTÜ Teknokent Merkez ArGe ve Ostim Donanım ArGe ofislerimizde 25’e yakın ArGe personeliyle sürdürüyor. Türkiye’de önemli birçok kamu, özel ve askeri kuruluş ür ünlerimizi kullanıyor. Uluslararası kabul görme anlamında da yol kat edildi. Labris, Common Criteria (Ortak Kriter) sürecine başlamış, ticari ilk ve tek Türk bilişim ürünü. İran, Yunanistan ve Kazakistan’ dayız Labris’in cirosu ne, ihracat oranı ne? Hangi ülkelere, ne tür yazılımlar ihraç ediyorsunuz? Henüz piyasaya sunulalı 2.5 yıl kadar olsa da yurtiçi ve yurtdışından gelen talepler geometrik bir şekilde artıyor. Sadece kendi ürettiği ürünleri satan bir şirket olarak, 2007 yılı, 1 milyon YTL’lik maaş ödemesi öncesi kârlılık hedefimizi yakalamış durumdayız. Ama ciro ve pazardaki konumumuzu konuşmak için henüz erken, halen ArGe süreci sonrasında bilinilirliğimizi arttırmaya çalışıyoruz. Yurtdışında yaptığımız satışlar var, ama gidiş yolunun doğru seçilmesi lazım. Şu zamana kadar yaptığımız yurtdışı projeler istediğimiz türde satışı yapılmış ve istediğimiz türde altyapısı oluşturulmuş satışlar değildi. Halen Yunanistan, İran ve Kazakistan’da çalışan ürünlerimiz var. Yapmak istediğimiz şey, çalışacağımız ülkede varlığımızı ilan edip arkasından belli kanalları kullanarak satış yapmak. Ama bunun zamanı var. Şu an Türkiye’de bile satış kültürü, iş geliştirme kültürü, stratejik planlama kültürü tam olarak oturmuş kavramlar değil. Stratejik planlamanın gereği olarak; adımlarınızı çok iyi tartmanız lazım, neyin ne zaman ne getireceğini çok iyi ölçebilmeniz lazım. Gelecek hedefleriniz nedir? Bütün bunlardan bahsettikten sonra gelecek hedefleri için karamsar olmanın bir anlamı da yok. Türkiye’de olduğu gibi, başı sonu belli, müşterinin nereden gelip nereye çıkacağı, desteğin nasıl verileceği, ArGe’ye nereden geri beslemenin döneceği tamamen belli yapıları yurtdışında da kurmak istiyoruz. Geldiğimiz noktada, 2008 yılı içinde 2 veya 3 ülkede çalışmalara başlayacağız. 2010 yılı hedefimiz en az 7 ülkede satışın yapılması ve şu an 25 kişilik olan ekibimizi 200 kişiye taşımak ki uluslararası camiadaki onurlu ve gururlu yerimizi alabilmemiz için bu rakamlara erişmemiz lazım, en azından. T.C. DİKİLİ İCRA MÜDÜRLÜĞÜ’NDEN TAŞINMAZ AÇIK ARTTIRMA İLANI SAYI: 2007/521 ESAS TAŞINMAZIN TAPU KAYD, CİNSİ, EVSAFI VE KIYMETİ: 1 İzmir ili, Dikili ilçesi, Bahçeli köyü, tapu sicilinin, 114 ada, 2 parselinde kayıtlı, tamamı 5430.00 m2 yüzölçümlü tarla vasıflı taşınmaz. Söz konusu taşınmaz kumlu, tınlı toprak yapısına sahip, düz, toprak derinliği iyi, tarıma elverişli bir arazidir. Üzerinde 2025 yaşlarında 33 adet selvi ağacı, 8 adet fıstık çamı, 1015 yaşlarında 17 adet yağlık zeytin ağacı ve çeşitli cins ve yaşlarda 12 adet meyve ağacı bulunmaktadır. Ancak ağaçlar tekniğine uygun sıra arası ve sıra üzeri mesafeler korunarak dikilmemiştir. Ağaçların altında uzun süreden beri toprak işlemesi ve bakım işlemlerinin yapılmadığı tespit edilmiştir. Söz konusu taşınmaz Çanakkaleİzmir yoluna cephelidir. Ancak yol ile arasında yaklaşık 5 metre kot farkı bulunmaktadır. Taşınmazın bitişiğinde petrol istasyonu bulunmaktadır. Taşınmazla ilgili herhangi bir devlet ya da özel sulama imkanı mevcut değildir. Ancak Madra Barajı’ndan yapılacak sulama bitme aşamasındadır. Taşınmazın bedeli tesipt edilirken söz konusu yerin değerine etki eden olumlu veya olumsuz tüm kriterler, yani arazi ve toprak yapısı, sulama durumu, arazi ve parsellerin şekli ve büyüklükleri, yol, pazara yakınlığı, denize olan mesafesi ve imar durumu, bir bütün olarak değerlendirildiğinde, üzerindeki ağaçlarla birlikte 1 m2 sinin değeri 20,00 YTL olması sebebiyle 5430.00x 20,00 = 108.600,00 YTL değer takdir edilmiş olup, 108.600,00 YTL değer üzerinden aşağıda belirtilen satış tarihlerinde, saat: 13.3013.35 arasında açık arttırma yoluyla satılacaktır. 2 İzmir ili, Dikili ilçesi, Bahçeli köyü, tapu sicilinin 114 ada, 4 parselinde kayıtlı, tamamı 5564.00 m2 yüzölçümlü tarla vasıflı taşınmaz. Söz konusu taşınmaz kumlu, tınlı toprak yapışma sahip, düz, toprak derinliği iyi, tarıma elverişli bir arazidir. Üzerinde 1015 yaşlarında 27 adet yağlık zeytin, 15 adet çam fıstığı, 3 adet armut, 4 adet erik, 4 adet şeftali ağacı bulunmaktadır. Ancak ağaçlar tekniğine uygun sıra arası ve sıra üzeri mesafeler korunarak dikilmemiştir. Ağaçların altında uzun süreden beri toprak işlemesi ve bakım işlemlerinin yapılmadığı tespit edilmiştir. Söz konusu taşınmaz Çanakkaleİzmir yoluna cephelidir. Ancak yol ile arasında yaklaşık 5 metre kot farkı bulunmaktadır. Taşınmazın bitişiğinde petrol istasyonu bulunmaktadır. Taşınmazla ilgili herhangi bir devlet ya da özel sulama imkanı mevcut değildir. Ancak Madra Barajı’ndan yapılacak sulama bitme aşamasındadır. Taşınmazın bedeli tesipt edilirken söz konusu yerin değerine etki eden, olumlu veya olumsuz tüm kriterler, yani arazi ve toprak yapısı, sulama durumu, arazi ve parsellerin şekli ve büyüklükleri, yol, pazara yakınlığı, denize olan mesafesi ve imar durumu bir bütün olarak değerlendirildiğinde, üzerindeki ağaçlarla birlikte 1 m2 sinin değeri 20,00 YTL olması sebebiyle 5564.00x 20,00 = 111.280,00 YTL değer takdir edilmiş olup, 111.280,00 YTL değer üzerinden, aşağıda belirtilen satış tarihlerinde saat: 13.4013.45 arasında da açık arttırma yoluyla satılacaktır. İMAR DURUMU: Dikili Belediye Başkanlığı Fen İşleri Müdürlüğü’nün, 16/10/2007 tarih ve 1965 sayılı yazısında “söz konusu taşınmazlar 1/25000 ölçekli Çevre Düzeni Planında ve 1/5000 ölçekli Nazım Plan Şeması’nda Korunacak Tarım Alanı’nda kalmaktadır.” denilmektedir. SATIŞ ŞARTLARI: 1 Taşınmazların birinci satışı 15/02/2008 CUMA günü, saat: 13.3013.45 arası, DİKİLİ ADLİYESİ MÜZAYEDE SALONU’nda açık arttırma yoluyla yapılacaktır. Bu arttırmada tahmin edilen değerinin %60’ını ve rüçhanlı alacaklılar varsa alacakları toplamını ve satış masraflarım geçmesi şartı ile en çok arttırana ihale olunur. Böyle bir bedelle alıcı çıkmazsa en çok artıranın taahhüdü baki kalmak şartı ile 25/02/2008 PAZARTESİ günü, aynı yer ve saatte 2. açık arttırmaya, değerin %40’ını ve rüçhanlı alacaklılar varsa alacakları toplamını ve satış masraflarını geçmesi şartıyla en çok arttırana ihale olunur. 2 Arttırmaya iştirak edeceklerin, tahmin edilen değerinin %20’si nisbetinde pey akçesi veya bu miktar kadar Milli bir bankanın teminat mektubunu vermeleri lazımdır. Satış peşin para iledir. Alıcı istediğinde 10 günü geçmemek üzere mehil verilebilir. KDV , ihale karar damga vergisi, tapu alım harcı ve teslim masrafları alıcıya aittir. Birikmiş vergiler, tapu satım harcı ve tellaliye ücreti satış bedelinden ödenir. 3 İpotek sahibi alacaklılar ile diğer ilgililerin ve intifa hakkı sahiplerinin, bu gayrimenkul üzerindeki haklarını, hususiyle faiz ve masrafa dair iddialarını, dayanağı belgeler ile 15 gün içerisinde dairemize bildirmeleri lazımdır. Aksi takdirde hakları tapu sicili ile sabit olmadıkça paylaşmadan hariç bırakılacaktır. 4 Satış bedeli, hemen veya verilen müddet içinde ödenmezse, İİK.’nun 133. maddesi gereğince ihale feshedilir. İki ihale arasındaki farktan ve temerrüt faizinden, alıcı ile kefilleri mesul tutulacak ve hiçbir hükme hacet kalmadan kendilerinden tahsil edilecektir. 5 Gazetede yayınlanan, satış ilanının adına tebligat çıkartılıp da bila iade edilenlerle, tapu kaydında adresi olmayanlara İİK.127. maddesi gereğince tebliğ yerine sayılacağı ilan ve tebliğ olunur. 6 Şartname, ilan tarihinden itibaren herkesin görebilmesi için, Dikili İcra Müdürlüğünde açık olup, masrafı verildiği takdirde isteyen alıcıya bir örnek gönderilecektir. 7 Satışa iştirak edenlerin, şartnameyi görmüş ve içeriğini kabul etmiş sayılacakları, başkaca bilgi almak isteyenlerin 2007/521 ESAS Sayılı dosya numarası ile Müdürlüğümüze başvurmaları ilan olunur. 25/12/2007 (İc.İf.K. 126) Basın: 240 S A T I R A R A S I Çelişkiler Bitmiyor… dalgalanma döneminde firmalar için önemli finansal araçlarından birinin, firma bilançolarına yansıması uzun vadeli oluyor. Leasing ayrıca kayıt dışı ile mücadelede de önemli araçlardan biri. Sektörü sadece bankacılık sektörünün güçlendirilmesi ve geliştirilmesi olarak değerlendirmek doğru değil. Finansal enstrümanların çeşitlendirilmesini ve geliştirilmesini istiyorsak leasing, faktoring ve tüketici finansman şirketleri... vb. göz ardı etmememiz gerekir” diyor. Finansal kiralama sektörünün (FİDER) temsilcileri de şaşkın... Alınan sürpriz bir kararın, sektörün geleceğine yönelik endişelere ve tüm sektörlerdeki yeni yatırımların yavaşlayacağına yol açacağını dile getiriyorlar. Ülkemizde aktif 71 finansal kiralama şirketinin aktif büyüklüğü 10 milyar dolar düzeyinde ve bu sektörde 1500 kişi çalışıyor. Reel sektör, KOBİ’ler ve onların temsilcileri, 2008 yılının bir önceki yıla göre daha zor geçeceğini, hükümetten, yatırımın, istihdamın, üretimin ve ihracatın önündeki engelleri kaldıracak mikro reformların bir an önce uygulanmasını beklerken, uygulamaya konulan zamlarla tüm sektörlerin daha da sıkıntıya düşeceklerini dile getiriyorlar... Bir yandan engelleri kaldıracağız derken diğer yandan bu uygulamalarla yeni engeller çıkarılmıyor mu? Bu çelişki değil de nedir?. HİLMİ DEVELİ Siyasal iktidar, geçen yılın ekim ayı başında hazırladığı acil eylem planını, yeni ve mevcut yatırımların, üretimin, istihdamın önündeki engelleri açacaklarını açıklarken, diğer yandan yeni uygulamalarıyla yeni engeller çıkarıyor. Örnekleri sıralarsak, Bakanlar Kurulu kararı ile 1 Ocak 2008’den geçerli olmak üzere finansal kiralama (leasing) yoluyla yapılan satın almalarda yüzde 1 olan KDV oranı ticari araçlar için yüzde 8’e, diğer makine ve teçhizatlar için yüzde 18’e çıkarıldı. KDV’nin arttırılmasındaki gerekçe de vergide eşitlik ilkesi olduğu, yeni uygulamayla mal gruplarından alınan vergilerin teknik olarak eşitlenmesi olarak belirtiliyor. Bir diğer uygulama da elektrik ve doğalgaza 1 Ocak’tan geçerli olmak üzere yapılan zamlar... Türkiye Elektrik Dağıtım A.Ş (TEDAŞ) tarifelere yüzde 13 oranında zam yaptı. İletim, dağıtım ve perakende satışta yapılan zamlarla birlikte konutlardaki artış ortalama yüzde 19 oldu. Sanayide ise yüzde 10 artış yüzde 12’ye geldi. Faturaya yansıyacak artış bununla da sınırlı değil. Yüzde 18 KDV, konutlarda yüzde 5, sanayide yüzde 1 olarak alınan belediye tüketim vergisi ve yüzde 1’lik enerji fonu da bu artışlara eklenecek. Dünyadaki ham petrol varil fiyatının yüz doları bulmasının doğalgaz fi yatlarının da artmasına neden olduğu, bunun da elektrik üretimine yansıdığı elbette biliniyor. Son yirmi yıldır enerji üretimindeki politikasızlık sonucu, enerji üretimindeki dışa bağımlılık giderek arttı. EMO (Elektrik Mühendisleri Odası) verilerine göre elektrikte doğalgaz bağımlılığı yüzde 45’i buldu. Oysa başta su olmak üzere, yerli kaynaklar devreye sokulmalı, yeni yatırımlar hızlandırılmalıydı. Finansal kiralamadaki KDV artışına dönersek, yeni uygulama başta reel sektör ve KOBİ’ler olmak üzere tüm sektörlerdeki yatırım maliyetlerini olumsuz yönde etkileyecek. Bilindiği gibi, finansal kiralama (leasing), kiracı tarafından seçilen bir yatırım malının mülkiyeti finansal kiralama şirketinde kalarak, belirlenen kiralar karşılığında kullanım hakkının kiracıya verilmesini sağlayan bir finansman yöntemidir. Yatırım mallarının satın alınması yerine, kiralanarak kullanılmasını sağlayarak firmaların işletme sermayelerinin diğer ihtiyaçlarının karşılanmasında kullanılması ile verimliliğin ve kârlılığın artmasında önemli rol üstlenir. Tüm dünyada yatırımların orta vadeli finansmanında yaygın olarak kullanılan leasing özellikle enflasyonist ekonomilerde kuruluşların her geçen gün artan işletme sermayesi ihtiyaçlarını karşılamada alternatif finansman yöntemlerine karşı büyük avantajlar sağlar. Projelerinize yüzde100 finansman; leasing’in sağladığı olanaklarla projenizin yüzde100’ünü finanse edebilir, böylece özkaynaklarınıza dokunmamış olur, böylelikle özkaynak ve kredi hacminiz daralmaz aynı zamanda bilanço ve mali rasyolarınıza olumlu yansır. Reel sektör, KOBİler ve tüm sektörlerdeki yatırımcılar açısından bu denli önemli bir finansal aracın KDV oranlarındaki ani artışı herkesi şaşkınlığa uğrattı. Yeni uygulama yapılırken BDDK ve sektör temsilcilerinin görüşü alınmaması da ilginç. Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurulu (BDDK) Başkanı Tevfik Bilgin, KDV oranlarının arttırılması ile ilgili karar konusunda, “Sektörün düzenlemesini ve denetimini yapan ve sonuçlarından sorumlu olan BDDK’nin hiçbir görüşü alınmadı. Sürpriz bir karar olarak değerlendiriliyor” diyor. Uygulamadan yatırım ve kalkınma bankaları ile leasing şirketlerinin doğrudan etkileneceğini, ancak işlem hacmi dikkate alındığında en derin etkinin leasing şirketlerine olacağını vurgulayan Bilgin, bunun sektörde küçülmeye yol açacağını, yeni düzenleme ile elde edilecek vergi gelirlerinin eskiye göre daha düşük kalabileceğini belirtiyor. Bilgin devamla; “Finansal kiralamanın daha pahalı olması nedeniyle KOBİ’ler bankalara yönelecek, ancak yeterli kredi alamayacaklar.. Ekonomik CUMHURİYET 14 K
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle