05 Mayıs 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
22 OCAK 2008 SALI CUMHURİYET SAYFA EKONOMİ ekonomi?cumhuriyet.com.tr Beyaz Saray’ın müdahalesi de işe yaramadı. Satışlara yenik düşen piyasalarda herkes kendi derdine düştü 13 İŞÇİNİN EVRENİNDEN ŞÜKRAN SONER 750 milyar dolarlık fırtına J aponya’dan İngiltere’ye, Hindistan’dan Fransa ve Brezilya’ya kadar dünya borsaları son 7 yılın en kötü gününü yaşadı. Beyaz Saray’ın da ABD’yi durgunluktan kurtaramayacağı anlaşılınca, sadece Avrupa piyasalarında 750 milyar dolardan fazla para havaya uçtu. Ham petrolün varil fiyatı da yüzde 2’ye yakın düşerek 88 dolara indi. İnsan... Galiba trafik canavarının tetikçisi canına el koymadan bir saat kadar önceydi. Işıklar içinde yatmasını dilemekten öte söyleyebileceğimiz bir sözün kalmadığı Cüneyt Koryürek’in her koşulda dinç, saygılı, neşeli sesi kulağımda... Öylesine zarif bir kişilik ki, acele bir telefon numarasına ulaşmaya çalışırken bile uzun bir hal hatır sormadan söze girmedi, en yakın günlerde görüşmek dileği ile de telefonu kapatmayı unutmadı.. Vitrinde olmayı sevmediği için ancak yakından tanıyanlar, hangi ölçeklerde insana, yaşama, sağlığa, her işte kaliteye saygılı, özenli, tek kelime ile seçkinci bir kişiliği olduğunu bilebilirler. Türkiye’de atletizm sporunun tanıtılmasında çok önemli katkısı olmuş, yaşsız, çok sağlıklı, çok dinç bir insanın, hiç akla gelmeyecek bir yerde, trafiğin en yoğun olduğu saatlerde, hız yapılamayacak Taksim’e çıkışta ana caddede, trafik canavarına kurban gitmesi.. ülkemizde insan yaşamının ne kadar ucuz olduğunu sergilemede, çok kötü bir şaka, ironi gibi.. Bir gün sonra, öldürülmesinin yıldönümünde anma etkinliklerindeki toplumsal duyarlılıkla gündeme gelen Hrant Dink’in katledilmesinin öyküsünün bütünü, benzer bir gerçeği, bu kez siyasal, toplumsal ortama bağlı olarak çok çarpıcı sergiliyor; yargılama dosyası içindeki bilgiler, eşinin, dostlarının vurguladıkları başta, katledilişine ilişkin gerçekler, insana ait değerlerle var olmaya, ayakta durmaya çalışan insan gibi bir insanın katledilmesinin ötesinde, tetikçi olarak yakalanmış, elbette tetikçi, ama cinayetin aydınlatıldığı duygusunu vermeyen, cinayetin arkasındaki canavar gücü ortaya koyamayan yargılama süreci. Tetikçileri üreten aileden toplumsal çevreye, emniyet güçlerinin kadrolaşmasına, yapısına uzanan, insan olma hallerinin çok dışında kalmış, ülkemiz, geleceğimiz için karanlık bir tablonun aynası, suyun halkaları gibi büyüyen, koskocaman, örgütlü, birbiri ile bağlantılı karanlık güç odakları... Elbette Meclis çoğunluğunu, iktidar gücünü demokrasi halkalarını zorlayarak fazlası ile kullanan Erdoğan hükümeti, sadece Dink değil, Trabzon’da öldürülen Papaz, Malatya cinayetlerinin suç odakları çözülmesinde delilleri sağlama, asıl azmettirici suçluları da yakalamakla görevli güvenlik güçlerinden birinci dereceden sorumlu konumda. ??? Birkaç gün sonra çeşitli etkinliklerde Uğur Mumcu’nun katledilişini protesto etmek, Uğur Mumcu’ya saygı için yine bir araya geleceğiz. Yine aynı duyguları paylaşacağız, aynı acı gerçekleri sorgulayacağız... Cinayetin tetikçisi kimilerinin yakalanmış olması, bizde neden cinayetin aydınlandığı, katillerin yakalanmış olduğu duygusunu uyandırmıyor? Başka insan gibi insanların yaşamına kolaylıkla son verilebileceği kaygılarımızı ortadan kaldırmıyor? Koryürek’in canını alan trafik canavarında, hiç değilse ülkenin geleceğini karartmak gibi bir kasıt olmaması ile bir teselli yolu bulunabilir. Siyasal cinayetler, terörde insan ve canı hedef alındığında tablo, ülkede yaşayan herkes, geleceğimiz için çok ağır değişiyor.. Ülkemizde insan haklarının korunabilmesi, demokrasinin gelişmesi için olmazlar, yürütme, yasama, yargı bağımsızlığı ayaklar altına alınırsa? Hukuk işlemezse? Çocukları tetikçi, katil yapan sosyal ortam, aileden başlayarak suç örgütlenmeleri siyaseten iç ve dış odaklarca desteklenirse? Güvenlik güçlerine kadar sızmalarına izin verilirse? Siyasi iktidar siyasal icraatları ile insan hakları, demokrasi ilkelerinin çiğnenmesinde, kötü örnek oluşturur, suçlu rolü oynarsa?.. İktidar icraatları, hele de Meclis’i avucunun içine almış güçlü iktidar icraatları, bir ülkede insan hakları, demokrasinin yaşaması, gelişmesinde odak, merkez olduğu için sanıldığından çok geçerli ölçüttür. Size şu anda paranoya gibi gelebilir ama, anayasal hukuk düzeninin üstünde iktidar gücünü kendilerinde vehmeden hükümetlerin icraatları, tüm suçlar, hukuk dışı uygulamalar için onaylama sayılmasa da yol açıcı, teşvik edici rol oynayabilirler.. Başbakan Erdoğan, siyaseten sıkıştığı, zorlandığı, sinirlendiği her konuda frensiz konuşmalarında, iktidar, güç gösterisi, tehdit içerikli açıklamalarında, insan hakları, hukuk devleti standartlarının dışına çıkan söylemi ile sorumsuz örnekler oluşturmaktadır. Dünyanın hiçbir demokrasisinde bir başbakanın sit alanı, tarihi bir saray üzerine otel inşaatı tartışmasına birinci elden taraf olduğunu sanmıyorum. Hele de Bizans sarayı üzerine yapılmaya kalkışılan, İstanbul’un tarihi kentler kimliğinde cezalandırılmasına konu olabilecek otel inşaatını eleştirenler için, “edebeadaba uymayan, iktidarımız için ahlakdışı engellemeler..” tanımlamasını yapabilmesi.. Türban tartışmasında iktidarına yargının üstünde güç vehmetmesi, yasama, yürütme, yargı bağımsızlığı hukuk ilkelerini ayaklar altına alması ise çok tehlikeli bir oyun, suç niteliğinde.. Erdoğan hükümetinin öncelikli görevi, yargı dosyalarına kadar kanıtları gelmiş, güvenlik güçlerine sızmış suç odaklarını temizlemek olmalı, değil mi? [email protected] A BD’de geri ödenemeyen konut kredileriyle başlayan endişe, durgunluk korkusuna dönüştü. Yatırımcının riskli dönemlerdeki güvenli limanı olan altın ve petrol de durgunluğa yenik düşerken, İstanbul Borsası yüzde 6.4 düştü. Dolar ise 1.22 YTL ’nin de üzerine çıktı. NECDET ÇALIŞKAN Küresel durgunluk (resesyon) ve mortgage kriziyle sallanan piyasalara ABD’de Beyaz Saray’dan gelen müdahale de çare olamadı. Uluslararası borsalar, ABD’de 11 Eylül 2001’de İkiz Kuleler’e yapılan saldırı sonrası en kötü gününü yaşadı. ABD’de resmi tatil nedeniyle Wall Street’in kapalı olması da şok dalgasının önüne geçemedi. Asya borsalarında yüzde 7’leri aşan kayıplar, Avrupa’da yüzde 6’ları buldu. Güne sert satışlarla başlayan İstanbul Borsası’nda ise Mart 2003’teki “Tezkere Oylaması”nın ardından en gergin gün yaşandı. Hisse senetleri yüzde 6.4 düşerken, borsada satan dövize koşunca dolar 1.22 YTL’ye kadar çıktı. Balonun ipini ‘mortgage’ çekti 2007’de ABD merkezli başgösteren ve tüm dünyaya yayılan mortgage krizi, aslında buzdağının görünen yüzü olarak değerlendiriliyor. Dünya ekonomisinde işlerin iyi gitmediğini ve 2000’li yıllarla birlikte özellikle gelişmekte olan ülkelerin lehine olan bir balonun oluştuğuna dikkat çekiliyor. Borsalardaki yükseliş trendinin (boğa piyasasının), dünya ekonomisinin kaldıramayacağı bir boyuta eriştiğine dikkat çeken uzmanlar, mortgage kriziyle birlikte başgösteren durgunluk korkusunun artık piyasalar için düşüş trendinin habercisi (ayı piyasası) olduğunu belirtti. Öte yandan Bank of China’nın, ABD’deki yüksek riskli konut kredisi (mortgage) bağlantılı menkul kıymetler nedeniyle büyük zarar göreceği bildirildi. Çin’in en büyük döviz kredisi veren bankası olan Bank of China’nın, önümüzdeki aylarda açıklanacak olan 2007 yılının son çeyreğine ilişkin verilerinde, büyük zararın beklendiği kaydedildi. Bununla birlikte ABD’deki yatırım araçlarının değerindeki her düşüş Çin’i de bire bir etkiliyor. Çünkü Çin, ABD tahvillerinin en büyük müşterisi. HANGİ BORSA NE KADAR DÜŞTÜ? ÜLKE % 3,8 5,5 5,6 7,4 6,4 7,4 6,2 7,2 6,8 5,5 6,6 6,2 Japonya Çin HongKong Hindistan Altının yıldızı söndü Riskli yatırım ve ülkelerden kaçan yatırımcıların Japon Yeni alması, Türkiye başta olmak üzere gelişmekte olan ülkelerin para birimlerine değer kaybettirdi. Avro dolar paritesinde de son 3 yılın en sert dalgalanması yaşandı. Avro’nun dolar karşısındaki gerileyişi ve ABD ekonomisinin adım adım durgunluğa gitmesi emtia piyasasında da satışa neden oldu. 2008’e 900 doları aşarak giren altın fiyatları son 11 ayın en düşük seviyesi olan 872 dolara kadar geriledi. Türkiye’yi ‘yabancı kaçıyor’ endişesi sardı D ünya piyasalarına “2000’li yılların en kara pazartesi gününü” yaşatan satış dalgası, Fransa’nın CAC, Almanya’nın DAX ve İngiltere’nin FTSE endeksleri başta olmak üzere tüm Avrupa’da kasırga havası estirdi. Ortalama yüzde 5’in üzerinde düşen 15 trilyon dolarlık Avrupa borsalarının toplam piyasa değeri de sadece bir günde 750 milyar dolardan fazla eridi. Küresel satış dalgası günün ilk saatlerinden itibaren Türkiye’yi de sarstı. ABD ekonomisinde gittikçe kötüleşen tablo, yabancı yatırımcıların “evine” döneceği sinyalini verince, borsa başta olmak üzere faiz ve Türkiye Rusya Yunanistan Almanya Fransa İngiltere Brezilya Arjantin döviz cephesinde hareketli saatler yaşandı. Güne sert satışlarla başlayan İstanbul Menkul Kıymetler Borsası’nda Ulusal 100 Endeksi 3 bin 113 puan birden gerileyerek, 45 bin 544 puana düştü. Endeksteki düşüş gün içinde yüzde 7’yi de aştı. Günün sonunda hisse senetleri yüzde 6.4 değer kaybederken, satışların ağırlıkta olduğu borsada 1.9 milyar YTL’lik işlem hacmi gerçekleşti. Borsadan kaçan yatırımcının dolara yönelmesi, döviz piyasasında da hareretli saatlere neden oldu. Güne 1.18 YTL’den başlayan dolar kuru gün içinde 1.22 YTL’ye kadar çıktı. Avro ise 1.76 YTL’ye yükseldi. KIRILGANLIK FAZLA Turgay Berksoy (MÜ): Türkiye’nin, diğer gelişmekte olan piyasalardan farklı olarak bir iki temel kırılganlığı var; cari işlemler açığı Türkiye’yi diğer gelişmekte olan ülkelere göre daha kırılgan yapıya itiyor. Piyasalar çok gelişmiş olmadığı için dünyadaki etkitepki sürecinden çok fazla etkilenme söz konusu. Ülke, bugünkü gelişmelerden ciddi anlamda etkilenebilir. İsmail Tavlı (Borsa Uzmanları Derneği Başkanı): Borsadaki düşüş biraz da global trend değişiminin ifadesi. Temkinli olmakta yarar var. Yaşanan dalgalanmayla ilgili hızlı bir toparlanma beklememek gerektiği vurgulandı Ekonomide sert bozulma olacak Ekonomi Servisi Amerika Birleşik Devletleri’nde ipotekli satış kredileriyle açığa çıkan krizin etkisiyle Asya borsalarında başlayan dalgalanma, Avrupa borsalarını da etkisi altına aldı. Yaşanan gelişmeler zaten kırılgan bir ekonomiye sahip Türkiye’de de dikkatlerin, seyrin ne yönde olacağına toplanmasına yol açtı. Bu konuda ekonomistlerin görüşleri özetle şöyle: Erkin Işık (Fortis Ekonomisti): Veriler resesyon ihtimalini desteklediği için tek bir veriyle piyasalardaki hareketin tersine dönmesi zor. Önümüzdeki dönemde sert düşüşlerin ardından toparlanma dönemi olabilir. Ancak ana eğilim düşüş yönünde olacaktır. Hızlı bir toparlanma beklememek gerekiyor. Durgunluğun ne boyutta zarar verdiği anlaşılmaya çalışılıyor. Belirsizlik bir süre daha devam edecek. Cari açık sorun Prof. Dr. Ahmet İncekara (İÜ İktisat Fak. İktisat Bölümü İktisat Politikası Anabilim Dalı Başkanı) Türkiye’de hâlâ cari açık ve aşırı değerlenen YTL gibi temel kırılganlıklar devam ediyor. Dışarıdan gelen sıcak para ve doğrudan yabancı sermaye yatırımları, cari açığı karşılıyor. Ancak dışarıda ABD ekonomisinde ortaya çıkacak çalkantı, bize gelen finansal sermayede problem yaratacağı için cari işlemler açığını karşılamada sorunlar yaşanabilir. Türkiye’de bir kriz beklemiyorum. Eğer reel sektör, kur riskinden zarar görürse Türkiye ekonomisine yazık olur. Ama böyle bir şey olacağını zannetmiyorum. Yine de reel kesimin biraz kendisini derleyip toparlaması gerekir. Etki süreye bağlı Banu Kıvcı Tokalı: (Finans Invest Başekonomisti): Hâlâ yüksek cari açık var. Bu tip dalgalanmalarda kurun ve faizin tepki vermesi doğal. Bu nun kalıcı olup olmaması dalgalanmanın ne kadar süreceğine ve hükümetin reformlara yönelik adımlarına bağlı. Murat Salar (A Yatırım Genel Müdür Yardımcısı): Bundan sonra, son 34 yıldır devam eden likidite bolluğu olmayacak. Borsa 43 binli seviyeleri görebilir. Nurhan Toğuç (Ata Yatırım Ekonomisti): İMKB Ulusal 100 endeksinin 46 bin 500 seviyelerine gelmesini bekliyorduk, fakat bunun Çin’e yansımasını beklemiyorduk. Piyasada ABD’de yaşanan tutsat krizinin Çin’e, Avrupa’ya ve gelişmekte olan ülkelere yansımasının etkisini görüyoruz. Bankalardaki yabancı payı yüzde 39.4 Ekonomi Servisi Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumu (BDDK), Oyakbank hariç, bankacılık sektöründe yabancı sermayenin toplam aktifler içindeki payının yüzde 39.4 olduğunu belirtti. CHP Muğla Milletvekili Fevzi Topuz’un verdiği soru önergesine BDDK’nin verdiği yanıtlara göre, sektörde faaliyet gösteren toplam 50 bankadan 38’inde yabancıların payı bulunuyor. Ancak Oyak bank’ın tamamının 2.673 milyar dolara Hollandalı ING Bank’a satışı onaylanmıştı. SERİK MAHKEME SATIŞ MEMURLUĞU’NDAN GAYRİMENKULÜN SATIŞ İLANI SAYI: 2006/9 SATILMASINA KARAR VERİLEN GAYRİMENKULUN CİNSİ, KIYMETİ, ADEDİ, EVSAFI: 1) SERİK İLÇESİ, KÖKEZ MAHALLESİ, 84 ADA, 117 NOLU PARSELDE BULUNAN, ATATÜRK İŞHANININ, ZEMİN KAT 113 NOLU DÜKKAN OLUP, 18.75 M2 ALANA SAHİP, İKİ TARAFI DUVAR, İKİ TARAFI CAM İMALAT OLARAK YAPILMIŞTIR. ZEMİN KAPLAMASI VARDIR. BELEDİYENİN TÜM İMKANLARI VARDIR. TİCARİ ALAN İÇİNDE ŞEHİR MERKEZİNDEDİR. SATIŞA ESAS MUHAMMEN BEDELİ: 31.500,00 YTL’DİR. SATIŞ ŞARTLARI: 1SERİK İLÇESİ, KÖKEZ MAHALLESİ, 84 ADA, 117 NOLU PARSELDE BULUNAN, ATATÜRK İŞHANI, ZEMİN KAT 115 NOLU DÜKKANIN İLK İHALESİ 17.03.2008 GÜNÜ, SAAT: 10.4010.55 SAATLERİ ARASINDA, SERİK ADLİYE BAHÇESİNDE YAPILACAKTIR. İLK SATIŞLARDA MUHAMMEN BEDELİN YÜZDE ALTMIŞINI VE SATIŞ MASRAFLARINI KARŞILAYACAK OLANA İHALE OLUNACAKTIR. BÖYLE BİR BEDELLE ALICI ÇIKMAZSA 27.03.2008.GÜNÜ, AYNI YERDE VE AYNI SAATLERDE İKİNCİ ARTIRMAYA ÇIKARILACAKTIR. BU ARTIRMADA DA MUHAMMEN BEDELİN %40’ını VE SATIŞ MASRAFLARINI GEÇMEK KOŞULU İLE EN ÇOK ARTIRANA İHALE OLUNACAKTIR. 2ARTIRMAYA İŞTİRAK EDECEKLERİN, TAHMİN EDİLEN KIYMETİN %20’Sİ NİSBETİNDE PEY AKÇESİ VEYA BU MİKTAR KADAR MİLLİ BİR BANKANIN TEMİNAT MEKTUBUNU VERMELERİ LAZIMDIR. SATIŞ PEŞİN PARA İLEDİR. ALICI İSTEDİĞİNDE 10 GÜNÜ GEÇMEMEK ÜZERE MEHİL VERİLEBİLİR. KDV, TAPU SATICI VE ALICI HARCI, DELLALİYE, RESMİ İHALE PULU, MASRAFLARI ALICIYA AİTTİR. BİRİKMİŞ VERGİLER SATIŞ BEDELİNDEN ÖDENİR. 3İPOIEK SAHİBİ ALACAKLILAR İLE DİĞER İLGİLİLERİN (*) BU GAYRİMENKUL ÜZERİNDEKİ HAKLARINI, HUSUSİYLE FAİZ VE MASRAFA DA İR OLAN İDDİALARINI, DAYANAĞI BELGELER İLE 15 GÜN İÇİNDE DAİRE MİZE BİLDİRMELERİ LAZIMDIR. AKSİ TAKTİRDE HAKLARI TAPU SİCİLİ İLE SABİT OLMADIKÇA PAYLAŞMADAN HARİÇ BIRAKILACAKLARDIR. İHALEYE KATILIP DAHA SONRA İHALENİN FESHİNE SEBEP OLAN ALICILAR İLE KEFİLLERİ SON İHALE BEDELİ İLE ARADAKİ FARKI ÖDEMEYE MECBURDURLAR. 4ŞARTNAME İLAN TARİHİNDEN İTİBAREN HERKESİN GÖREBİLMESİ İÇİN DAİREDE AÇIK OLUP, MASRAFI VERİLDİĞİ TAKTİRDE İSTEYEN ALICIYA BİR ÖRNEĞİ GÖNDERİLEBİLİR. 5SATIŞA İŞTİRAK EDENLERİN, ŞARTNAMEYİ GÖRMÜŞ VE İÇERİĞİNİ KABUL ETMİŞ SAYILACAKLARI, BAŞKA BİLGİ ALMAK İSTEYENLERİN 2006/9 SAYILI DOSYA NUMARASIYLA MÜDÜRLÜĞÜMÜZE BAŞVURMALARI İLANEN TEBLİĞ OLUNUR. 07.01.2008. İLGİLİLER TABİRİNE İRTİFAK HAKKI SAHİPLERİDE DAHİLDİR. (Basın: 2015) TEB Kosova’da faaliyette PRİŞTİNE (AA) Türk Ekonomi Bankası (TEB), Kosova’da hizmet vermeye başladı. Uluslararası ilk hizmetine Kosova’da başlayan TEB’in, Priştine’deki birimine Kosovalı müşterilerin ilgisinin yoğun olduğu gözlendi. TEB Kosova Birimi Genel Müdürü Ali Yılmaz, çok yakında Kosova’nın hemen hemen her yerinde şube açacaklarını ve kaliteli hizmetle bankacılığa öncülük etmeyi amaçladıklarını söyledi. Kosova ekonomisine katkıda bulunmak amacıyla daha elverişli koşullarda tüketici ve yatırım kredileri vereceklerini anlatan Yılmaz, müşterilerine düşük faizli kredi vermek amacıyla daha başta kredi faizlerini yüzde 8 olarak belirlediklerini söyledi. CUMHURİYET 13 K
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle