19 Mayıs 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 26 TEMMUZ 2007 PERŞEMBE 18 SPOR Ç . R İ Z E K AY S E R İ Kubilay’lar, Saunders’lar, Saffet’ler derken Necati de G.Saray’dan koptu Herkes gider Hakan kalır ARİF KIZILYALIN Teknik direktör Karl Heinz Feldkamp’ın Necati Ateş’i sürpriz bir kararla gözden çıkarması, “G.Saray’da herkes gider Hakan kalır” tezini yeniden gündeme getirdi. 1990’lı yılların başından bu yana G.Saray’a gelen yerli yabancı sayısız santrfor, Hakan Şükür’le beraber uzun süreli forma giyme şansı bulamadı. Sadece Arif Erdem’le birlikte uzun yıllar oynayan Hakan Şükür, Kubilay Türkyılmaz’dan Dean Saunders’a, Adrian Knup’tan, Adrian Ilie’ye; Papin Mustafa’dan Saffet Sancaklı’ya onlarca “gol kralı” ünvanlı isimle forma giydi ancak başarısızlıkların tamamında giden hep diğer isimler oldu. 37 yaşındaki santrforun son kurbanları ise Adanaspor’dan Galatasaray’a gelip sayısız gol atan 27 yaşındaki Necati Ateş’le Futbolcular kavga etti, maç yarıda kaldı UFUK TANIŞAN KOCAELİ Bilyoner.com Cup Futbol Turnuvası’nda yapılan Ç.Rizespor Kayserispor (21) maçında yumruklar konuştu. İzmit’in Maşukiye beldesindeki Kartepe Green Park Resort Oteli’nde düzenlenen Bilyoner.Com Cup Turnuvası’nda Kayserispor’dan Hasan’ın golü sonrası Iglesias’la Enis arasındaki tartışmaya yedek kulübelerindeki futbolcular da katıldı. Çıkan arbedede Emre Toraman, Mehmet Topuz’a tokat atarken olaylar daha da büyüdü. 2 takımın bazı futbolcuları arasında yumruklaşmalar da oldu. Teknik direktörlerin hakemle konuşmasının ardından karşılaşma tatil edildi. Olayların ardından Kayserispor soyunma odasına giderken, Ç. Rizespor saha içinde jogging yaptı. Bu çalışma sırasında saha kenarına gelen Mehmet Topuz’un Emre Toraman’a, “Seni otelde bekliyorum” demesi üzerine ortam yeniden gerildi. Emre Toraman’ın da Mehmet Tozpuz’a, “Otelde odana geleceğim” dediği belirtildi. H A K A N ’ L A B İ R L İ K T E O Y N AYA N L A R 1992 93: Torsten Gütschow, Mustafa Kocabey, Arif Erdem, 1993 94: Kubilay Türkyılmaz, Mustafa Kocabey, Arif Erdem. 1994 95: Saffet Sancaklı, Kubilay Türkyılmaz, Arif Erdem 1995 96: Saffet Sancaklı, Kubilay Türkyılmaz, Dean Saunders, Arif Erdem. 1996 97: Adrian Knup, Adrian İlie. Arif Erdem, 1997 98: Çanakkale’den alınıp kritik gollere adını yazdıran Hasan Kabze... G.Saray’a Bursaspor’dan Adnan Polat ve Yurdaşen Karahasan’ın girişimleriyle gelen Hakan Şükür, kısa süren Torino ve 2.5 yıllık Inter maceraları dışında Sarı Kırmızılı ekipte çalışan yerli yabancı tüm teknik adamların Adrian İlie, Arif Erdem, 1998 99: Burak Akdiş, Arif Erdem, 1999 00: Marcio, Arif Erdem. 2003 04: Florin Bratu, Necati Ateş, Arif Erdem, 2004 05: Ümit Karan, Necati Ateş, Hasan Kabze, Arif Erdem. 2005 06: Ümit Karan, Necati Ateş, Hasan Kabze. 2006 07: Ümit Karan, Necati Ateş, Hasan Kabze. vazgeçemediği isim oldu. Feldkamp’ın ısrarı sonucu G.Saray’daki ilk sezonunda forma giymeye başlayan Hakan Şükür, yaklaşık 13 sezonda en fazla forma giyen isim olarak da ön plana çıktı. Feldkamp’ın ardından Hollmann, Saftig, Souness, Fatih Terim, Lucescu ve Gerets’in “değişilmezi” olan Hakan Şükür’le en fazla forma giyen isim Arif Erdem’di. Son dönemlerde de Ümit Karan ve Necati Ateş’le uzun süre yan yana oynayan Hakan, son 2 sezondur kendisi için ortaya atılan jübile önerilerinin yanından bile geçmiyor. ‘Biz gideriz...’ Geçen sezon G.Saray’da Hakan Şükür’le forma giyen 3 golcüden biri (adının açıklanmasını istememişti), “Benim yaşım 2526 küsürlerde, Hakan ağabeyin 35’i aşmış ama hâlâ oynuyor. Ben önümüzdeki birkaç yıl oynayabileceğimi sanmıyorum. Biz gideriz, o kalır kimsenin başka bir beklentisi olmasın” demişti. G.Saray’da kadro dışı bırakılan Necati Ateş, Alman teknik adamı eleştirdi ‘Feldkamp önyargılıydı’ Necati. NEVZAT DİNDAR Futbol nankör bir meslektir diye klişe bir söz vardır. Dün ne yaparsanız yapın, önemli olan bugündür. G.Saray’da Necati Ateş’in yaşadıkları da aynen böyle. Adanaspor’dan 200304 sezonunun ortasında büyük ümitlerle geldi ve “Ateş” yanmaya başladı. Ne var ki geçen sezon sakatlıklar yakasını bırakmadı. 4 kez omzundan sakatlanınca, uzun süre sahalardan uzak kaldı. Özel yaşantısıyla da hep gündemde oldu. Çeşitli operasyonlarda emniyet kayıtlarında adı geçti. Özellikle son dönemde bazı yöneticiler bu futbolcuya karşı olumsuz düşünce içindeydi. Feldkamp’ın laubaliliği ve disiplinsizliği nedeniyle yıldız futbolcunun biletini kestiği basına sızdırılırken gerçek acaba böyle miydi? Yoksa birileri Feldkamp’a “Necati’yi gönder” diye mesaj mı vermişti? Üstelik 37 yaşındaki Hakan Şükür’ün koca bir sezonda 4 gol atmasına karşın kurban olarak neden bu genç oyuncu seçilmişti. Karar sonrası büyük düş kırıklığı yaşayan Necati Ateş, şaşkınlığını şöyle özetliyor... “Benim açımdan alınan karar büyük sürpriz oldu. Sebebini ben değil hoca biliyor. Ancak disiplinle ilgili birşey olduğu inandırıcı değil. Zaman zaman formsuzluklar olabilir. Önemli olan sezon boyunca göstereceğimiz performanstı. Feldkamp bana karşı önyargılıydı. Karar sonrası beni ilk arayan Hasan Şaş oldu. Takımdaki herkes büyük şok yaşadı.” Necati, Kalli’yle ilgili eleştirilerini sürdürüyor... “Türkiye’ye yabancı olmayan bir insandan bahsediyoruz. Teknik adamlığa ara verse de yazarlık yaptığı için maçları takip ediyordu. Beni tanımaması da söz konusu olamaz. Kendimi ispatlamama gerek var mıydı? Ancak bana uzak durdu.” 3 Y I L L I K İ M Z A AT T I Legrottaglie Beşiktaş’ta Spor Servisi Beşiktaş’ın Juventus’tan Nicola Legrottaglie’yle 3 yıllık sözleşme imzaladığı öğrenildi. Siyah Beyazlılar uzun süredir kadrosuna katmak istediği yabancı stoperi İtalya’da buldu. Juventus’ta geçen sezon forma giyen Nicola Legrottaglie’nin Beşiktaş’la 3 yıllığına anlaştığı bildirildi. 2 milyon Avro bonservis bedeliyle Siyah Beyazlılara gelen tecrübeli oyuncunun pazartesi günü İstanbul’da olacağı kaydedildi.Bu futbolcuya yıllık 1 milyon 250 bin Avro ödeneceği ifade edildi. AV R U PA’ D A O Y N A R I M ecati bundan sonra ne yapacağıyla ilgili olarak ise şunları söyledi: “Oturup ağlayacak değilim. Henüz 26 yaşındayım ve önümde uzun yıllar var. Ancak kulübün beni gözden çıkarmasına karşın bonservisimin ne olacağı belli değil. 2010 yılına kadar sözleşmem bulunuyor. 12.5 Milyon Avro’yu getiren benimle anlaşabilir diye bir madde var. Ancak şimdi durum farklı. Beni istemeyen kendi kulübüm. Bu yüzden ben bonservisimi isteyeceğim. Hangi takıma gidip GÜNÜN İÇİNDEN Avrupa Yıldızlar Olimpik Festivali’nde 1500 metre finalinde Cihat Ulus (3.53.85) gümüş madalya kazandı. 200 metre yarı final serisinde ise İzzet Safer, 21.69’la finalde koşma şansını elde etti. Süper Grand Prix Yarışları’nda 100 metre engellide Nevin Yanıt (13.17) 6. oldu. Beşiktaş tribünlerinin sevgilisi ‘optik başkan’ Mehmet Işıklar, geçirdiği kalp krizi sonucu yaşamını yitirdi. Kasımpaşa, Alkmaar’dan kaleci Sinouh’la 2 yıllık anlaştı. V.Manisa Ruzomberok’tan Dvornik’i aldı. G.Saray Bayan Basketbol Takımı teknik sorumluluğuna Cem Akdağ getirildi. 248395 kombinesini bilenler, 848.06’şar YTL kazandı. N gitmeyeceğim menajerimin yapacağı görüşmelerden sonra belli olacak. Öncelikle Avrupa’da oynamak istiyorum. Türkiye’de oynamam demiyorum.” Bu arada Necati’nin menajeri Harun Aslan dün G.Saray Futbol AŞ Genel Müdürü Adnan Sezgin’le görüştü. Öte yandan G.Saray Teknik Direktörü Feldkamp, kadrodaki azaltmanın devam edeceğini söyledi. Hakan Şükür. GÖRÜŞ / ADNAN DİNÇER Tribün ve Takımlar Seçim sonuçları üzerine herkes yorum yapacak. Hatta farklı nedenlerle kendilerini savunacaklardır. Oysa her şey çok belirgin. Toplum olarak sadece günlük başarı ve çıkar ilişkilerine bağımlı hale geldik. En ufak menfaat için karşımızdakileri acımasızca yok etmeyi becerebiliyioruz. Ancak bizi bu hale getiren gerçek düşmanlara karşı duyarlılığımız yok edilmeye ve saptırılmaya çalışılıyor. Tek yönetim, tek lider ve globalleşen dünya politikasına oynayan patron ABD değil mi? Kimi isterse onu iktidara getiren, tribünleri kullanıp takımları beğenmeyen bir güç dünya egemenliğine oynarken, ulusal değerlerimizi, takımlara olan gönül bağını ve forma aşkını çıkar ve menfaatla çürütüyor. Burada tribün dolmuşa gelen manipülasyonlara kurban edilirken halkımız Türkiye Cumhuriyeti’nin özde değerlerine saldırılma ve küçük düşürülmeyi zaman zaman ikinci plana atıyorsa durum vahimdir. Bazen atılan gollerde kale ağları delik olabilir veya hakemler golü vermeyebilirler. İşte toplum olarak bunların nedenini düşünemediğimiz sürece takımımızın gerçek taraftarı olamayız. Kulüplerin vergi borçlarının silinme vaadi, yönetimleri daha sorumsuz hale getirirken iktidar gücü seçim öncesi futbolcu transferi dahi yapabiliyor. Muhalefetin parasal gücü yokken her şeyin endüstriyel bir güce eriştiği süreçte tribünlerin beklentisi asla karşılanamayacaktır. Bunları anlamak, çare aramak ve anlatmak seçime giren muhalefetin görevidir. Demek ki sınıfta kalmışlar. Bile bile lades! Acı olan yöneten ve yönetilenlerin anayasal kurumları suçlayarak kayıp ve kazançlarını ifade etmek gibi davranışların politize edilmesidir. Ülkenin anayasa, yargı, üniversite ve en önemlisi “Cumhuriyeti koruma ve kollama, Atatürk ilke ve inkılaplarına sahip çıkma” yetki ve görevi olan ordumuzun iç ve dış düşmanlara karşı duruşunu ve hatırlatmalarını seçim kazanma ve kaybetme mazereti olarak ortaya süren zihniyettir. Bu kurumlarımız tribünleri yöneten amigolar değillerdir. Takımlar yenilince sahada oynayan futbolcular ve onları yönetenler suçludur. Bu gerçeği unutup şike, teşvik primi, doping, yasadışı oluşumlar ve yabancı futbolcuların çokluğuna karşın başarısızsanız sorumlusu tribündeki izleyenler olamaz. Ne ekerseniz, onu biçersiniz. Onun için güçlü olan kazanır gerçeğini unutmayarak iç ve dış düşmanlara karşı çağdaş olanaklarla kendinizi güçlendirip sahada kazanmayı becermelisiniz. Atatürk ilke ve inkılaplarına sahip çıkacak Cumhuriyet tribünleri hiçbir zaman başka reçetelere gerek kalmadan takımlarının başarısı için elinden geleni yapacaklardır. İyi takımlar kurma dileğiyle ülkemizin transfer sezonu sayılacak bu seçimden sonra birlik beraberlik içerisinde Cumhuriyet, Atatürk ilke ve inkılapları ve iktidarıyla muhalefetiyle birlik beraberlik içinde birbirimize sahip çıkmamız en büyük temennimizdir. YA S İ N Fotoğraf:FATİH ERDOĞDU ÇAKMAK / ABDÜLKADİR YÜCELMAN Şıkır Şıkır Oynuyoruz NEYMİŞ Geride kalan seçimlerin kısa özeti şudur: “Türkiye küresel ısınmaya karşı önlem almayı düşünürken küresel sermayenin girdabına girdi.’’ Aslında geleceğe bakmak yerine geçmişten söz etmenin bir anlamı yok desek de yine, geride hangi yollardan geçildiğini analiz etmenin gelecekte nasıl bir yol haritası çizileceğinin belirlenmesi açısından yararlı olacağını düşünüyorum. Seçim gecesi TV kanallarında çeşitli görüşler dile getirildi, ama eleştiriler genellikle muhalefetin yanlışlarından ibaretti ve en ağır eleştiriler de ana muhalefetin kendi içinde yapıldı. Sanki hırsızın hiç suçu yokmuş gibi. Neyse... Muhalefetin yanlışları elbette vardı, ama muhalefetin uluslararası güce ve sermayeye karşı koyabilmesi zordu. Buna rağmen iktidara sandıktan çıkan 16 milyon oya karşı ana muhalefetin kendini ifade etmekte yetersiz kalmasına rağmen aldığı 7 milyon oyun büyük anlamı ve önemi olmalıdır. Muhalefet iktidarın yumuşak karnına hiç dokunmadı. Neydi bunlar; ekonomik sıkıntı, işsizlik, tarımın giderek yok oluşu, yabancı sermayenin borsayı ve bankaları işgali, milli değerlerin haraç mezat satılması, dokunulmazlık zırhına sığınmalar ve bunun gibi daha niceleri... Bu seçimlerde Türkiye Sevr Lozan kavşağındaydı ve oylar ne ilginçtir, güneşin beyinleri kavurduğu, bilinci sıfırladığı günde ketenpereye geldi. Umarız bize “Karamanın koyunu sonra çıkar oyunu’’nu oynatmazlar. 22 Temmuz seçim öncesi bu köşeden “Partilerin programları onların gelecekteki yatırımlarını belirliyor’’ demiştim. AKP ve MHP’nin programında genç kuşakların örgütlenmesi vardı, CHP ise programında altyapıdan söz etmişti, bunlar uzun vadeli projelerdi. Bana göre seçimde büyük değişimi gençlere, yani oy kullanacak genç kuşaklara yatırım yapan AKP ile MHP yaptı. 1826 yaş grubunu iyi değerlendiren partiler oylarını artırdı. Ne yazık ki 98’den başlayan hatalar aynen devam etmiş ve bugünkü sonuç ortaya çıkmıştır. Seçim sonrasında ortaya çıkan tablo gösteriyor ki, işçi memnun, çiftçi memnun, esnaf memnun, memur memnun, oy kullanan genç kesim memnun, emekli memnun, hatta hatta 75 milyonun yüzde 10’unu oluşturan (yaklaşık 7.5 milyon) işsizler ordusu da memnun. Torbalarla yiyecekleri kapışan, temmuz sıcağında kömürlüğünü dolduranlara tek lafım yok, onları bir torba yiyeceğin peşinde koşuranlar utansın. Ama görülüyor ki alan memnun satan memnun, bize laf kalmıyor. Türkiye şıkır şıkır oynuyor. Türkiye seçim telaşına düştü, biz de futbolu unuttuk. Zaten futbol ailemizde mutluluk rüzgârları eserken pişmiş aşa su katmayalım dedik. Aylarca kongre dedik, Haluk Bey gitti gidiyor dedik, imzalar atıldı, genel kurullar toplandı... Bir hukuk devletinin başkentinde yapılan genel kurulda yasalar çiğnendi, kongrenin divan başkanı hem de hükümet komiserinin önünde yasayı çiğnedi. İmzalarını atanlar suspus oldular, her şey sütlimana dönüştü. Yani futbolda da alan razı veren razı. Demek ki dünya futbolundaki sıralamada giderek aşağılara düşerken futbolumuzun gidişatından kulüp yöneticileri memnun, antrenörler memnun, hakemler memnun, futbolcular memnun, medya memnun; bize laf düşer mi ? Ne diyelim; bahtiyar olsunlar, bir yastıkta kocasınlar... Fenerbahçe’yi istiyorum UFUK TANIŞAN KOCAELİ Çaykur Rizespor’da yıldızı parlayan ve F.Bahçe’nin gündemine giren genç futbolcu Yasin Çakmak, Sarı Lacivertli kulüpte oynamak istediğini söyledi. İki kulüp arasında transfer görüşmelerinin sürdüğünü kaydeden Çakmak, “Her Türk futbolcusunun hayalinde büyük takımlarda oynamak vardır. F.Bahçe de bu kulüplerden bir tanesi. F.Bahçe gerçekten ayrı bir Cumhuriyet... Şu anda ismim F.Bahçe’yle anılıyor ama bana ulaşan herhangi bir teklif yok. Kulüpler aralarında görüşüyorlar. Benim için konuşmak erken. F.Bahçe Kulübüne layık olmak herkese nasip olmaz. APPIAH ISRARI A ppiah’ın Schalke’yle anlaştığını açıklamasından sonra Alman ekibinin menajeri Müller, Ganalı yıldızın kendi takımlarında oynamak istediğini söyledi. Bu arada F.Bahçe’nin genç futbolcusu Olcan Karşıyaka’ya kiralık olarak gönderildi. Elbette ben de o camianın içinde olmak isterim. Bu en büyük hedeflerimden bir tanesi. Ancak oraya gidince hedeflerim bitmeyecek. Ulusal takımda oynamayı ve bü yük başarılara imza attıktan sonra yurtdışına gitmek istiyorum. Ben futbola başladığımdan beri bu hedefler doğrultusunda çalıştım. Gidersem elimden gelenin en iyisini yapacağım” dedi. Sarı Lacivertli takımda kendi mevkisinde Edu ve Lugano gibi yıldızların olduğuna değinen genç futbolcu, “Edu ve Lugano gibi yıldızlar kendini ispat etmiş isimler. Onlardan öğreneceğim çok şey var. Ben futbolda şansın da önemli olduğunu düşünüyorum. Yedek beklersiniz ama önünüzdeki futbolcu sakatlanır ve formayı kaparsınız. Rize’de de formayı aynı şekilde kaptım. Yani oynadığım takımda formayı kaparsam bir daha bırakmam” diye konuştu CUMHURİYET 18 CMYK
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle