29 Mayıs 2024 Çarşamba English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 26 TEMMUZ 2007 PERŞEMBE 10 Rusya Buşehr santralını erteledi ? MOSKOV A (AA) Rusya’nın, İran’ın Buşehr kentinde inşa ettiği ve bu yıl içinde faaliyete geçmesi planlanan nükleer santralı yetiştiremediği ve santralın ancak gelecek yıl faaliyete geçebileceği bildirildi. Rus Atomstroyexport şirketinin taşeronu olan Energoprogress şirketinin başkanı İvan İstomin, “Bugün Buşehr nükleer santralının bu sonbaharda faaliyete geçmesinin gerçekçi olmadığını rahatlıkla söyleyebiliriz” dedi. İstomin, santralın faaliyete geçmesi için en gerçekçi tarihin gelecek yıl sonbahar olabileceğini söyledi. DIŞ HABERLER dishab?cumhuriyet.com.tr Nancy Türk Kültür Merkezi’nin kampına katılan 96 çocuğun ‘fiziksel olarak tehdit altında olduğu’ sonucuna varıldı Fransa’da tarikat kampına kilit ? Çocukların çok katı koşullarda tutulduğunu söyleyen yetkililer, incelemenin bir çocuğun jandarmayı arayarak “fiziksel zorlamalardan” şikâyetçi olması üzerine başladığını kaydettiler. Aynı grubun ağustosta bir kamp daha düzenleme isteği reddedildi. Dış Haberler Servisi Türkiye’de çok tartışılan tarikat kamplarının bir benzeri de Fransa’da ortaya çıktı. Ülkenin doğusundaki Vosges Dağları’nda Nancy şehrinden bir Türk grup tarafından düzenlenen bir tarikat kampı, çocukların çok katı koşullarda tutulduğu yolundaki kaygılar üzerine kapatıldı. Epinal şehrinden bir yetkili, çocukların “aşırı” uygulamalara maruz bırakıldığını söyledi. Bölgede gençlik ve spor konularından sorumlu yetkili Frederic Roussel, “Elimizdeki bilgiler, çocukların fiziksel olarak tehdit altında olduğu yolunda” derken aynı grubun ağustos ayında bir kamp daha düzenleme isteğinin bölge yöneticilerince reddedildiğini açıkladı. Nancy Türk Kültür Merkezi’nin düzenlediği kampa katılan 96 çocuk, yerel yöneticilerce 13 Temmuz’da alınan ve 18 Temmuz’da da teyit edilen karar doğrultusunda ailelerine teslim edildi. Uykudan kaldırıp namaz kıldırıyorlar İncelemenin temmuz ayı başında, kampta kalan bir çocuğun jandarmayı arayarak kamptaki “fiziksel zorlamalardan” şikâyetçi olması üzerine başlatıldığı belirtiliyor. Bu zorlamalar arasında çocukların gece yataklarından kaldırılarak na maz kılmalarının istenmesi de var. İnceleme sonucunda kamp ortamının “aşırı katı ve disiplinli olduğu, Türk din ve kültürünün yoğun ve zorlayıcı bir şekilde uygulandığı kampta başka eğitim ve eğlence faaliyetlerine yer verilmediği” belirtilerek “Bu uygulamalar kurumun gözetiminde olan çocukların fiziksel ve zihinsel bütünlüğünü tehdit etmektedir” ifadeleri kullanıldı. İran üst düzey görüşmeye istekli ? TAHRAN (AA) İran Dışişleri Bakanı Manuçehr Mutteki, ABD ile Irak’ın güvenliği konusunda üst düzey görüşmeler yapılmasını değerlendirmeye hazır olduklarını söyledi. İRNA’nın duyurduğuna göre Mutteki, “İran ile ABD arasında Irak konusunda dışişleri bakan yardımcıları düzeyinde görüşmeler yapılmasının değerlendirilebileceğini” kaydetti. Taliban bir rehineyi öldürdü Örgüt, arkadaşlarının serbest bırakılmaması durumunda rehineleri öldürmeye devam edeceğini bildirirken 8 Güney Korelinin serbest bırakıldığı haberi geldi Dış Haberler Servisi Afganistan’da geçen hafta 23 Güney Koreliyi rehin alan Taliban, bir Güney Koreli rehineyi öldürdüklerini açıkladı ve taleplerinin yerine getirilmemesi durumunda rehineleri öldürmeye devam edecekleri tehdidinde bulundu. Taliban sözcülerinden Kari Mahmud Yusuf, ülkenin bilinmeyen bir yerinden telefonla yaptığı açıklamada, Kâbil yönetiminin tutuklu bulunan arkadaşlarını serbest bırakmaması üzerine rehineyi öldürdüklerini söyledi. Yusuf öldürülen rehinenin erkek olduğunu sözlerine ekledi. Taliban’ın açıklaması bağımsız kaynaklarca doğrulanmadı. Ancak Taliban’ın bir sözcüsü dün sabah saatlerinde yaptığı açıklamada, rehin aldıkları 23 Güney Koreli ile ilgili müzakerelerin durduğunu ve rehinelerden birkaçını kısa süre içinde öldürmeyi planladıklarını söylemişti. İlerleyen saatlerde, Güney Kore haber ajansı Yonhap, Güney Korelilerden 8’inin serbest bırakıldığını duyurdu. Ajans, adını açıklamadığı hükümet kaynaklarına dayanarak verdiği haberde, Güney Korelilerin Gazne’deki bir Amerikan üssüne götürüldüklerini bildirdi. Adlarının açıklanmasını istemeyen 2 Batılı yetkili de rehinelerden bazılarının serbest bırakılarak Gazne’ye götürüldüğünü söylediler. Gazne Emniyet Müdürü Ali Şah Ahmedzayi, rehinelerin bırakılmasıyla ilgili görüşmelerin olumlu bir yolda olduğunu belirterek yeni tehdidi “sürpriz” olarak yorumladı. Taliban güçlerinin neden aniden fikir değiştirdiklerini bilmediğini kaydeden Ahmedzayi, Taliban’a hoşgörü ve ihtiyat çağrısı yaparak rehinelerin öldürülmesinin Afgan kültürüne aykırı olduğunu hatırlattı. 18’i kadın 23 Güney Koreli, perşembe günü KâbilKandahar yolunda otobüsle giderken kaçırılmıştı. İsrail’e tarihi ziyaret Arap Birliği barış eli uzattı Dış Haberler Servisi Ürdün Dışişleri Bakanı Abdülillah el Hatip, Ortadoğu’da kapsamlı bir çözüm için İsrail’e tüm Arap dünyası adına “barış eli uzattıklarını” söyledi. İsrail’e tarihi ziyarette bulunan Arap Birliği heyetinde Mısır Dışişleri Bakanı Ahmed Ebul Geyt ile birlikte yer alan el Hatip, İsrail Cumhurbaşkanı Şimon Peres ile düzenlediği basın toplantısında, “Tüm bölge adına size barış eli uzatıyoruz. İsrail ile Filistin ve diğer Arap dünyası arasında verimli ve yapıcı görüşmeleri başlatacak gücü yaratabilmeyi umuyoruz” dedi. El Hatip, Arap barış planının İsrail’in Ortadoğu’da tanınması, güvenliği ve kabul görmesi için “büyük bir fırsat” olduğunu belirtti. Geyt de, İsrail’e, Arap Birliği’nin planını ciddi bir şekilde düşünmesi çağrısında bulundu. buna karşın dün Arap Birliği Genel Sekreteri Amr Musa’nın, Mısır ve Ürdün dışişleri bakanlarının İsrailli yetkilerle yaptıkları görüşmelerle arasına mesafe koyması dikkat çekti. Musa, bakanların Arap Birliği’ni temsilen görüşmeler yapma yetkisinin olmadığını söyledi. Açlıktan bir ayda 430 Koreli öldü ? SEUL (AA) Güney Kore yardım örgütü “Good Friends’’, Kuzey Kore’nin kuzeyindeki bir bölgede geçen ay kronik gıda sıkıntısına bağlı olarak açlıktan yaklaşık 430 kişinin öldüğünü ileri sürdü. Yardım örgütünün yayımladığı basın bülteninde, bu ülkenin kuzey kesimindeki diğer bölgelerde de açlıktan ölenlerin sayısının arttığı, bölgelerde bulunan kasaba ve kentlerdeki hastanelerde her gün ortalama 4 kişinin öldüğü kaydedildi. SÜNNİ BLOKTAN EL MALİKİ’YE ÜLTİMATOM BAĞDAT (AA) Irak’ın en büyük Sünni bloku, Başbakan Nuri el Maliki hükümetindeki koalisyon ortaklığını askıya aldığını bildirdi. Hükümette 6 bakanı ve 275 sandalyeli parlamentoda 44 milletvekili bulunan Sünni Irak Uyum Cephesi, El Maliki’ye isteklerini yerine getirmesi için bir hafta süre verdiklerini, aksi takdirde hükümetten istifa edeceklerini bildirdi. Sünni bloku, Şiilerin çoğunlukta olduğu mecliste Sünni Meclis Başkanı Mahmud Meşedani’nin görevden alınarak, yerine Şii yardımcısının getirilmesi üzerine meclisi boykot kararı almıştı. Sünni blok, Meşedani’nin oturuma başkanlık etmesi sözünü almasından sonra geçen perşembe boykotu sona erdirmişti. Sünni blok, partili Kültür Bakanı hakkında tutuklama kararı çıkarılması üzerine kabine toplantılarını da boykot kararı almıştı. İranlı polisler, şeriata uygun giyinmeyen kadınların ifadesini alıyor. (Fotoğraf: REUTERS) İran’da şeriata uygun giyinmeyen kadınlara baskı artıyor Musa mesafe koydu İsrail Başbakanı Ehud Olmert ise Arap temsilcilere, ülkesinin barış planını müzakere edeceğini umduğunu ve bir dahaki sefere İsrail’i, planı destekleyen daha çok Arap dışişleri bakanıyla ziyaret etmelerinin kendisini çok mutlu edeceğini söyledi. Muhalefetteki Likud Partisi’nin lideri Benyamin Netanyahu ise Arap barış planını reddetti. Arap Birliği’nin 18 Nisan’daki toplantısında, İsrail’in 1967 savaşında işgal ettiği topraklardan çekilmesi karşılığında bu ülkeyle ilişkilerin normalleştirilmesini öngören Arap barış planını kabul etmesi için Ürdün ve Mısır görevlendirilmişti. Ancak 150 yılda bir cinayet ? SYDNEY (AA) Güney Pasifik’teki minik Norfolk adasında bir kişi, 150 yıl içinde işlenen ilk cinayetten hüküm giydi. Yeni Zelandalı Glenn McNeill, lokanta işleten Avustralyalı bir kadını öldürmekten 24 yıl hapisle cezalandırıldı. 2 40 km ’lik, yarı özerk Avustralya toprağındaki davaya bakan hâkim, “Cinayetiniz küçük Norfolk halkını şoka uğrattı. Ağır cezayı hak ettiniz” diyerek hükmünü açıkladı. ‘Azizem, mantonun boyu kısa’ Dış Haberler Servisi İran’da şeriat kurallarına uygun giyinmeyen kadınlara yönelik sürdürülen “sokak denetimleri” uygulaması giderek yoğunlaşıyor. Başkent Tahran sokakları önceki gün “açık giyimli hemcinslerinin avına çıkan” çarşaflı kadın polislerle denetime tabi tuttukları kişiler arasında ilginç diyaloglara sahne oldu. Fransız haber ajansı AFP muhabirinin de bulunduğu ortamda adeta basına şov yapan giysi denetçilerinden biri yaz sıcağında kurallara uygun giyinmeyen genç bir kadını durdurarak şunları söyledi: “Azizem, canım, iyi günler, izin verirsen dostça konuşalım. Canım, mantonla ilgili bir sorun var. Lütfen bundan sonra daha uzun manto giy.” Gazeteci ve tercüman bırakıldı Ayrıca Afganistan’ın doğusundaki Kunar vilayetinde önceki gece geç saatlerde kaçırılan Alman gazeteci ile Afgan tercümanı daha sonra serbest bırakıldı. Alman gazeteci ve tercümanının 2 hafta önce NATO’nun düzenlediği hava saldırısında 23 sivilin öldüğü bölgeye gitmeye çalıştığı düşünülüyor. Kunar Valisi Şalizi Didar, Sangar’da bir evden kaçırılan iki kişinin serbest bırakıldıklarını ve kaçıranlara fidye ödenmediğini söyledi. Vali Didar, Sangar halkına teşekkür ederek bölgede yaşayanların yetkililere “düşmanları aralarında barındırmayacaklarına dair söz verdiklerini ve bu sözü tuttuklarını” aktardı. ‘Saçın gözüküyor’ Bir başka polis ise “başörtüsünden saçı gözüküyor” diye yoldan geçen başka bir kadını durdurdu ve neden böyle giyindiğine ilişkin ifadesini aldı. Başka bir genç kız ise yine aynı “suçtan”, çoktan polis minibüsüne bindirilerek merkeze götürülmeyi beklerken bir yandan da yaşlı gözlerle bir daha böyle giyinmeyeceğine ilişkin “Söz veriyorum, söz veriyorum” diyerek feryat ediyordu. Yoldan geçen bir başka kadın ise polise tepkisini şöyle dile getiriyordu: “Yaptığınızdan utanın! Bu halkın problemi değil, gidin önce trafik sorununu çözün, insanlar saatlerdir trafikte sıkışıp kaldı.” Polisler, kılıkkıyafetlerinin uygunsuz olduğuna hükmettiği kişileri önce sözle uyarıyor, itiraz edenleri gözaltına alarak “ahlaksızlıkla mücadele merkezlerine” götürüyor ve bir daha bu “suçu” işlemeyeceklerine dair sözleşme imzalatıyor. Sözleşmeyi imzalamayan veya bir kez daha yasak kıyafetle yakalanan kadınlar ise mahkemeye sevk ediliyor. izim internet gazetesinde (www.rusya.ru) bir arkadaşın yazdığı yazıdan öğrendim: Abu Dabi’li bir petrol zengininin kızının düğünü TBMM Milli Saraylar Daire Başkanlığı’na bağlı Dolmabahçe Sarayı’nın Has Bahçe’sinde yapılmış. Açıklaması basit: Birkaç yıl önce alınan kararla “Parayı veren düdüğü çalar” yaklaşımı yasalaşınca, adam da bastırmış parayı, Dolmabahçe’yi kiralamış. Piyasa kuralları bizi iyice esir alırsa, gelinle damada gerdek odası olarak Atatürk’ün odası bile tahsis edilebilir mi? Olur mu olur. Parasıyla değil mi?.. Bu olay aklıma başka bir şey getirdi. Vaktiyle SBKP Politbürosu’nun en güçlü liderlerinden biri, Leningrad Bölgesi Birinci Sekreteri Grigoriy Romanov’du. 1970’te Brejnev tarafından göreve getirilmiş, 1983’te Andropov tarafından Moskova’ya tayin edilerek güçten düşürülmüş, 1985’te de Gorbaçov tarafından emekliye sevk edilmişti. Para ve Düdük B PERŞEMBENİN GELİŞİ HAKAN AKSAY [email protected] Bir zamanlar ülke yönetimine talip olan Romanov’un iktidardan uzaklaştırılmasının belki de en etkili yöntemi, onun kendi hatasının kullanılmasıyla gerçekleşmişti. Romanov’un, kızının düğününü Ermitaj’da yaptığını ve Çariçe Yekaterina’dan kalma tabak takımının düğünde kullanıldığını, dahası tarihi tabakların yarısının kırıldığını duymayan kalmamıştı. 1923 doğumlu “son Romanov”un ölüm haberine rastlamadım. Sanırım hâlâ Moskova bölgesinde bir yerlerde, basından uzak yaşıyor. Yıllar önce “Yalandı, yanlış anlamaydı” dedi. Bir daha da sesi çıkmadı. Ruslar, neredeyse kutsal saydıkları Ermitaj’a el ve dil uzatılmasını affetmedi. Siyasi baskılara, ekonomik yolsuzluklara katlandı; ama Ermitaj’ın tabaklarına kötü muameleye dayanamadı. Çünkü bazı mekânlar vardır ki, ulusların onuru sayılır. Bedeli parayla ölçülmez. Ne komünist diktatörlerin keyfine alet edilebilir, ne de piyasa ekonomisinin şartlarına adapte... Seçim, İç Huzur(suzluk) ve Dış Politika... öylemesi ayıp, ilk kez oy kullandım. 46 S yaşında biraz geç, diyebilirsiniz. Ne yapayım, 80’lerin başından beri dışardayım... Havaalanında önümde oy pusulasını bulduğumda, “ilk kez oy kullanma heyecanı” yerini hüzne bıraktı. Hiçbir seçenek, gönül rahatlığıyla desteklenecek cinsten değildi... Sonradan oy kullanan daha pek çok insanın mutsuzluğuna tanık oldum... “Kerhen demokrasi” dedikleri bu mu acep?.. vuruyor. “Ben olmazsam her de, sonra da... Memleket bu, şey berbat olur!” duygusu ne halk bu, adaylar bu, söylemler bu, taktikler bu... Bunlakadar acı verici!.. Ya gözünü o “bereketli tarla”ya dikmiş rın hepsi realite... Ama açışaibeli “sol” fırsatçılar? Ya lan sandıklar sanki “Ufo”lar“her derde deva” eski(miş) dan düşmüş... liderlere “dön, kurtar bizi!” Seçim öncesi pek çok köşe yazarı “kamuoyu yaratan, çağrıları?.. Benim tatil güme gitti. Neyhalkı yönlendiren” havalarse, biz işimize bakalım. Bir da kibirli kalem oynatıyordu. şeyleri iyileştirmek için yapıŞimdi farklı telden çalanlar cı çözümler üretmeyeönerçok. Halk yalakalığından seçmeye ve iktidarda kim olurmeni azarlayanlara kadar bir sa olsun akılcı eleştiriyemudizi “yorumcu”... halefete devam! Yalaka ga“Niye öyle oldu”nun samizetecilerin pespayeliğine (eh, mi analizi pek az. AKP’nin âlemin ve kralın kim olduğu zaferinin bir yanı, iktidarın başarılarında yatıyor. Ama ya Seçim sonuçları, bir yanda bu kadar netleşmişken), yaişin öteki yanı? Yani “iste zafer sarhoşluğu, öte yanda vaş yavaş çark edenlerin kurnazlığına (ne de olsa 5 yıl nemeden ve/veya beceriksizciddi iç hesaplaşma madan uzak kalma riski var), likten dolayı AKP’nin değirihtiyacı doğurdu. yenilgilerini örtbas ederek yimenine su taşıyanlar”?.. ne halkasiyasete tepeden bakmaya hazırSol geçinen parti, politikasıyla ve kadro lananlara (sandıktan muhalefete çıkan ana meyelpazesiyle sağa açılıyor. Çünkü orayı “besaj “değişim” değil mi? İster parti ol, ister gareketli tarla” bellemiş bir kere. Oradan oy kazeteci, ister sıradan seçmen) inat!.. çırmak için “şark kurnazlığı”na yatıyor. 20 milyon yoksulu olan ülkede gerçekten sol Ve dış politika muhalif olmak neden bu kadar güç? Neden Seçim sonuçlarına “dışardan” gelen ilk dünyayla bağlar kopmuş? Neden yurtsevertepkiler, dış politikanın ana doğrultularını göslik, yerini milliyetçiliğe bırakmış? Üstelik zateriyor. ABD pek memnun. AB’den de nazik ten bu işi daha ustaca yapanlar varken?.. açıklamalar var (Bu arada AB Komisyonu Yenilenlerin çoğu işi vurdumduymazlığa ınalarla Dünya karşılaştığın fırt tirip ge değil, gemiyi limana . nir ile getirmediğinle ilg William Mc Fee Başkan Yardımcısı Franco Frattini’nin, AKP’ye “Laik azınlığın da haklarını koru” demesi, mideye oturacak cinsten). Irak, Kıbrıs, AB konuları hükümeti çok zorlayacak. Burada “ABD destekli” görünmenin hükümete ne kadar yol açabileceği kuşkulu. Ancak “seçmenden güçlü destek”, onurlu bir dış politika izleme amacındaki her iktidarın en büyük kozudur aslında... Dış politikada dengeler ve “çok kutuplu dünya” realitesi gözden kaçırılmamalı. Komşularıyla iyi geçinen, Kafkasya ve Orta Asya ile Karadeniz’de istikrarı savunan, başta Rusya olmak üzere Batı’ya tepki gösterebilen devletlerle de iyi ilişki içinde bir ülke olmak, yeni dönemde yaşanacak mücadelelerde Ankara’nın elini güçlendirebilecek dayanaklar. Tabii Bush yönetiminin ebedi olmadığını göz önünde tutmak da, hükümet için “kraldan çok kralcılığa karşı” alınabilecek önlemlerden biri olabilir. ABD’nin eski Ankara Büyükelçisi ve Brookings Enstitüsü Türkiye 2007 Programı sorumlusu Mark Parris, seçim sonuçlarını yorumladığı açıklamasında, “Aman, Rusya ile ilişkilere dikkat!” diyor. Çünkü bu ülkeyle ticaret ve siyasi diyalog gelişme eğiliminde... Aman dikkat! Kuşkusuz burada Dışişleri, Turizm ve özellikle de Enerji bakanlıklarının nasıl biçimleneceği ve ne kadar tutarlı bir çizgi izleyebileceği özel önem taşıyor. İç huzursuzluk... Birkaç gündür memlekette, sözüm ona tatildeyim. Sabah akşam bütün gazeteleri ve köşe yazarlarını okuyorum. Realite... Yani gerçeklik... Bu, politikada herhalde başarının temel çıkış noktası... Pek çoklarının sorunu burada... Seçimden önce Eleştiri Bunca yıllık parti üyesisin. Hiç parti yönetimine eleştirel yaklaştığın oldu mu? Elbette... Ne zaman? Parti yönetimi değişip önceki yönetim eleştirilmeye başlandığı zaman... CUMHURİYET 10 K
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle