19 Mayıs 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 26 TEMMUZ 2007 PERŞEMBE 16 Cukka Nami Tepe: “Cik, cik; cık, cık; oylar cuk!” Yağmur Ekim Bush, RTE’yi kutlamış... “Barzani de Bush’u!” 22 TEMMUZ’DA bir yanıyla “modern” öteki yanıyla “ilkel” bir seçim yaptık. Önce “ilkel”likten başlayalım; oyunu kullanan seçmenin parmağına yine mürekkep sürüldü. Demek ki seçmen kütüklerinin bilgisayar ortamına taşınması, seçmen bilgi kartlarının bilgisayar çıktılarının alınması, seçmen listelerinin bilgisayarda hazırlanması gibi “modern” işlemler bir işe yaramamış. Oyunu kullananın parmağına, silinince çıkmayan mürekkep sürüldü ki, bilgisayar ortamındaki onca kayıt ve kuyuda rağmen gidip başka bir sandıkta bir daha oy kullanmasın, seçime gölge düşmesin! Seçimin “modern” yanı ise, seçim sonuçlarının “online” sistemle dört saat içinde alınmasıydı. Hatta dört saate gerek kalmadan biriki saat içinde “online” sistem sayesinde AKP’nin yaklaşık iki seçmenden birinin oyunu aldığı anlaşıldı. Ve ilginçtir bu seçimde açılmamış, sayılmamış, DÜZ ÇİZGİ ÜMİT ZİLELİ Seçime katılım yüzde 80 olmuş. Sonuç da iki seksen! Söylemez Ayhan Tekvar: “Deniz Baykal, CHP’nin 1965 ve 1969 seçimlerindeki durgunluğunu 1973’te aştığını söylüyor ama bu süreçte İsmet İnönü’nün yerine Bülent Ecevit’in geçtiğini söylemiyor!” kaçırılmış bir tek oy çuvalı bile çöplükte bulunmadı. Her şey “online” oldu. Hem de öyle güzel oldu ki iktidardaki AKP, oylarını patlatarak iki seçmenden birinin oyunu aldı. Şimdi AKP’ye oy vermemiş seçmen sokakta yürürken çevresine bakınıyor; karşıdan gelen iki kişiyi görünce bunlardan birinin AKP’li olduğunu anlıyor! Resmi rakamlar da halkın gerçeği anlamasına yardımcı oluyor: Giresun’da fındık üreticisi yol kesmemiş yüzde 51’le AKP’yi “online”lamış, Ordu’dakiler yüzde 55’le AKP’yi “online”lamış; Bursa’da halk askerliğin yan gelip yatma yeri olduğunu görmüş, yüzde 51’le AKP’yi “on ‘Online’ line”lamış; Yozgat’ta milliyetçiler şehitlere kelle denmesini kabullenmiş AKP’yi yüzde 62’yle “online”lamış; Erzurum’da dadaşlar bölücü başına sayın denmesini benimsemiş, yüzde 68’le AKP’yi “online”lamış; Elazığ’da gakgoşlar şehit cenazelerini unutmuş, yüzde 57’yle AKP’yi “online”lamış; Konya’da çiftçiler analarını alıp Mersin’e doğru gitmeye razı olmuş, yüzde 65’le AKP’yi “online”lamış; Rize’de çay üreticisi halinden memnunmuş, yüzde 53’le AKP’yi “online”lamış. Bunların üstüne bir ekranlardaki iktidar borazanlarının açıklamaları var ki, halk Cumhurbaşkanlığı seçimini ve ebildiriyi en büyük sorunu olarak görmüş ve bu yüzden iki kişiden biri AKP’yi “online”lamış. Unutmayın, ilk kez çöplüklerden bir tek oy çuvalı çıkmadı ve ilk kez seçim sonuçları “online” oldu! Yanıt Yazık, gerçekten çok yazık… ABD’nin “arka bahçesi” olarak bilinen Güney Amerika ülkeleri, 1800’lerden beri zorla içinde tutulduğu kölelik ve sömürü düzenini yıkmanın kıvancını yaşarken; Türkiye, hızla sömürgeleşmenin, köleleşmenin simgesi olarak gösterilen sisteme, en zengin ve en yoksulun oylarıyla şekillenen “yeni küresel düzene” teslim oldu: Güney Amerika tipi demokrasi!.. Bizler, yıllarca ülkenin nasıl kendi kimliğinden uzaklaştırıldığını, nasıl sinsice kendine yabancılaştırıldığını, soygun ve talan düzenine alıştırıldığını, hatta bu insan onuruna aykırı alçakça düzenden meşrebine göre nasıl pay almaya alıştırıldığını, bu gidişle “kendi ülkemizde ırgat” konumuna düşeceğimizi, daha da vahimi, ülkenin koşar adım paramparça olmaya doğru itildiğini hem de belgeleriyle yazdık, söyledik… Değişen bir şey yok!.. Bizler yanılmadık, süreç olanca ağırlığıyla, hatta katlanarak devam ediyor. Halkın yarıya yakın kısmının bunu göremiyor olması, ne yazık ki bu acı gerçeği değiştirmiyor… Tarih, birçok ülkede, gözleri bağlanmış, aç ve yoksul bırakılarak satın alınmış, ağalık, şeyhlik düzenini kıramamış, tüm bunların üstüne kendi aydınlarının affedilmez ihanetine uğramış toplumların, küresel efendilerin güdümündeki iktidarların kucağına düştüğünü çok sık göstermiştir… Bizler müsterihiz, vicdanımız rahat. Her türlü baskıya, tehdide, iftiraya rağmen gerçekleri eğip bükmeden haykırdık... Bundan sonra da aynı düz çizgide başımız dik, alnımız açık, onurumuzla ve kararlılıkla yürümeyi sürdüreceğiz… ??? Daha seçim sonuçları belli olur olmaz, iktidarın kapısında kuyruk oluşturup methiyeler düzecek kadar alçalan, “Kemalizmin oyu bu kadar, dönüşüm kazandı” çığlıkları atan, bizlere en ağır hakaretlerle saldıran işbirlikçi kalem erbabına gelince… Bizler buradayız!.. Yazdıklarımızın, söylediklerimizin sonuna dek arkasındayız... “Her ahval ve şerait altında dahi” gerçekleri sonuna dek anlatmayı sürdüreceğiz… TMSF’nin kiralık genel yayın yönetmenleri, Amerikancıların çıkardığı “solcu” gazete artıkları, küresel güçlerin ve onun dümenindeki iktidarın yeminli ve de cömertçe beslenen işbirlikçileri “zafer” olarak sundukları bugünün tadını çıkarsın, keyfini sürsünler!.. Ancak unutmasınlar ki, bu ülkenin yüzde 53’lük kesimi durumun farkındadır ve bu oran önümüzdeki kısa süreçte hızla artacaktır. Ne yazık ki, Türk halkı altın değerinde bir zamanı heba etmiş olacaktır!.. Kraldan çok kralcı kesimlerin “zaferlerini” kutladığı bugün, ben yine geçen hafta yaptığım saptamayı sizlerle bir kez daha paylaşmak istiyorum: Tayyip Bey ve yandaşları mutlaka ama mutlaka hesap verecekler!.. ??? Yılar önce yazdığım ve kendi “manifestom” olarak gördüğüm “Kavgaya Dair” başlıklı yazımdan bir alıntıyla bitirmek istiyorum, bugünü ve yarını en yalın biçimde anlattığı için: Kavga uzun solukludur ve ölümüne acıdır aynı zamanda... Kavganın her anında sınandığını duyumsarsın... Birlikte yola çıktıklarının, saf tuttuklarının birer birer düştüğünü, yok edildiğini görürsün... Daha da acısı; bazıları teslim olmuş, bir bölümü ise karşı saflarda yer almıştır... Sonra, tek başına kaldığın hissine kapılırsın... Dayanılmaz bir yalnızlık duygusudur bu... Ama yüreğinin derinlerinde bir ses hiç de böyle olmadığını fısıldar durmaksızın... Aslında yine o küçük yenilgilerden birini yaşadığını anlarsın... Suskun ama yürekli, bitkin ama ayağa kalkmaya hazır insanların kavgaya ortak olduğunu hissedersin... Tüm gücünle ayağa kalkarsın... Kavga, işte o zaman çok güzeldir... Teslimiyetler, ihanetler, içten fethedilen kaleler, hepsi bir çırpıda silinmiş, geride kalmıştır. Kavgaya kaldığın yerden devam edersin. Düşenlere, uzlaşanlara, teslim olanlara, saf değiştirenlere dönüp bakmazsın bile... Bir gün düşme ihtimalin olsa da yine aynı coşku, aynı hınçla sürdürürsün kavgayı... Kaybetsen de, senden sonra gelecek olanların kazanacağını bilirsin... Tarih bunu sana öğretmiştir... Gülümsersin... e posta: umitzileli?gmail.com Artış Yaşar Şengel: “Ben de bizim mahalledeki bir katile ‘sayın’ desem, mahallede saygınlığım ne kadar artar acaba?” SESSİZ SEDASIZ (!) Bir kördüğüm ki içim, çözdükçe... YANLIŞI düzeltmek gerek. “Toplumun kaymak tabakasını oluşturan zenginler, kendi zenginlerini de yaratan iktidarın yanında yer alırken, bir ‘tortu’ halinde her geçen gün daha çok dibe çöken yoksullar da iktidara daha çok sarılıyor. Çöz çözebilirsen. Tam bir kördüğüm; Âşık Veysel’in söylediği gibi çözdükçe dolaşıyor” diye yazmıştık. 53 yıllık Cumhuriyet okuru Ender Kamil Boyacı yanlışımızı düzeltti: “Kördüğüm şiirini 1933 yılında o zamanki adıyla Şevket Hıfzı yazmıştır. 19131988 yılları arasında yaşayan Şevket Hıfzı Yüksek Yerilim Hattı erdincutku?yahoo.com Kıskaç Cengizhan Yıldız: “Kürsel güçler yüzde 46’ımızın beynini sömürgeleştirdi, yüzde 54’ümüzün vatanı tehlikelere karşı koruma refleksini kırdı; yüzde 100 kıskaç altındayız!” Bey’i kamuoyu Şevket Rado adıyla tanır. Geçenlerde kaybettiğimiz hocamız Türkan Rado’un eşi olan Şevket Rado’nun tüm şiirleri ‘Kördüğüm ve Ötekiler’ adıyla 1970 yılında yayımlanmıştır. 1969 yılında şarkıcı Hümeyra plağa okumasaydı ‘Kördüğüm’ şiirinden ne yazık ki kimsenin haberi olmayacaktı. Türkiye’nin bugünkü durumu ise Şevket Rado’nun ‘Kördüğüm’ünden daha beterdir.” Bir dönem Doğan Kardeş, Ses ve Hayat gibi dergileri de yayımlayan Şevket Rado’nun anısı önünde saygıyla eğiliyoruz. CHP’yi Baykal’dan Kurtarma Derneği kurulsun! ‘Laik Azınlık’??? NAZAN MOROĞLU Avrupa Komisyonu, şimdi de Türkiye’de “laik azınlık” nitelemesini kullandı. AB Komisyonu Başkan Yardımcısı Franco Frattini “Erdoğan ‘laik azınlığın’ haklarını da korumalı!” dedi. Seçim sonuçlarıyla bağlantılı olan bu açıklama, ne tesadüf (!) 24 Temmuz Lozan Barış Antlaşması’nın 84. yıldönümünde geldi. Oysa bir gün önce İstanbul Kadın Kuruluşları Birliği’nin düzenlediği “Tarihimizin Dönüm Noktası Lozan” konulu toplantıda İstanbul Barosu Başkanı Av. Kolcuoğlu “Lozan’da azınlık olarak sadece dini azınlıklardan söz edildiği halde emperyalist güçler etnik yeni azınlıklar yaratma çabasında, bununla da Türkiye Cumhuriyeti’ni bölmek amacındalar” diyordu. Kolcuoğlu bu sözleri söylediğinde Avrupa Birliği’nce yeni bir azınlık yaratma cüretinin gösterileceğini, bu kadar ileri gidileceğini öngörebilir miydi? Ülkeyi yönetenlerin, sivil toplum örgütlerinin, her bir yurttaşın Avrupa Birliği’ne gecikmeksizin: • “Ulusumuzun bağımsızlık belgesi Lozan Antlaşması’nın bugün de yürürlükte olduğunu; yeni azınlıklar türetmenin Barış Antlaşması’nı hiçe saymak olduğunu...” • “Türkiye Cumhuriyeti’nin demokratik, laik bir hukuk devleti olması nedeniyle ‘laik azınlık’ nitelemesinin yanlış olduğunu...” • “Hukukun üstünlüğünden söz edenlerin, uluslararası hukuka başta kendilerinin saygı göstermeleri gerektiğini...” bir kez daha kararlılıkla anlatmalarında, bu yanlış nitelemeyi ülkemizde sağ veya sol hiçbir partinin, hiçbir yurttaşın kabul etmeyeceğini belirtmelerinde yarar var. Yukarıdaki açıklama seçim sonuçlarına mı dayanıyor? Seçim sonuçlarıyla ülkede yeni bir sayfa açıldı. 22 Temmuz’da sandığa giden iki seçmenden biri AKP’ye “evet” dedi. Yönetimde istikrar isteyen Türk halkı, aynı zamanda temsilde adaleti de sağladı. Türkiye genelinde yüzde 46.6 oranında oy alan AKP böylece yeniden tek başına iktidara gelmeyi hak etti. Bu seçim sonucuna göre vatandaşın oylarının yüzde 87’si TBMM’ye yansıdı. Katılımın yüksek olduğu 22 Temmuz’da verilen oylarla, seçmen solda yeniden yapılanmayı dayatmış, ülkeyi yönetme yetkisini ise yeniden tek partiye bırakmıştır. Her seçim sonrasında olduğu gibi ayrıntılı yorumlar, değerlendirmeler yapılıyor. Ülkeyi yönetme yetkisinin verildiği tek partiden Türkiye’de uzlaşma ortamını sağlama duyarlılığını, kararlılığını göstermesi bekleniyor. KİM KİME DUM DUMA BEHİÇ AK behicak?yahoo.com.tr ÇİZGİLİK KÂMİL MASARACI kamilmasaraci?mynet.com HARBİ SEMİH POROY BULMACA SOLDAN SAĞA: SEDAT YAŞAYAN T.C. AYBASTI ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ AİLE MAHKEMESİ SIFATIYLA ESAS NO: 2006/51 Esas DAVALI : OSMAN ARSLAN Ali oğlu Gülsümden olma, 1975 doğumlu, Pelitözü Köyü, Aybastı/ ORDU. Davacı Züleyha Arslan tarafından aleyhinize açılan Tanıma ve Tenfiz davasının yapılan yargılamasında; Mahkemenizce dava dilekçesinde belirtilen adresinize duruşma gününü bildirir davetiye çıkarılmış olup, adresinizden ayrıldığınız gerekçesiyle tebligat yapılamamıştır. Adres araştırmasından da bir netice alınamadığından, dava dilekçesi ve duruşma gününün ilanen tebliğine karar verilmiştir. Duruşma Günü: 20/09/2007 günü, saat 10.50’de duruşmada bizzat hazır bulunmanız, veya kendinizi bir vekille temsil ettirmeniz, Aksi takdirde HUMK’nun 3156 sayılı yasa ile değişik 213/2 maddesi uyarınca, yargılamaya yokluğunuzda devam olunacağı hususu, Dava Dilekçesi ve duruşma günü yerine geçerli olmak üzere ilanen tebliğ olunur. (Basın: 40476) HAYAT EPİK TİYATROSU MUSTAFA BİLGİN hetiyatrosu?mynet.com Dilinize sahip çıkın, doğru etkili ve renkli konuşun... Bireysel eğitimler için iletişim. 0 533 698 96 30 Gazilerimizle 11 yıldır Elele TARİHTE BUGÜN MÜMTAZ ARIKAN 26 Temmuz www.mumtazarikan.com 1 2 3 4 5 6 7 8 9 1/ Afrika kökenli olup da 1 ha sonra Gü 2 ney Amerika’da yaygın 3 laşan, ksilofo 4 na benzer vur 5 malı çalgı. 2/ Toprak, kum 6 ve saman ele 7 meye yarar iri 8 delikli kalbur... Çölden 9 esen rüzgâr. 3/ Os1 2 3 4 5 6 7 8 9 manlı donanmasında 1 E K Ş İ D E R E amirale eş bir rütbe... 2 T Ö R E Bir nota. 4/ “Başlar M A U N E R İ T EM doğarken saltanatı 3 E L AMA sultaniyegâhın “(Atti 4 N E D B E NO T E R N lâ İlhan)... İyimser. 5/ 5 D T E Sipersiz şapka... İş 6 E T A L O N U R A R T lenmemiş, ekilmemiş 7 R A toprak. 6/ Omurgayı 8 E K E İ A N E oluşturan kemikler 9 T R E K K İ NG den her biri... Genişlik. 7/ Japon mutfağına özgü, çiğ balık dilimleriyle yapılan yemek... Uzun saplı yayvan kap. 8/ Sonuna geldiği sözcüğe “uğramış, tutulmuş” anlamı katan ek... Liste başı olmuş hafif müzik şarkısı. 9/ 1905’te Çarlık rejimine karşı ayaklanan ünlü Rus zırhlısı. YUKARIDAN AŞAĞIYA: 1/ İçine küçük çakıl taşları gibi taneler konmuş olan ve vurmalı çalgı olarak kullanılan, boş ve kuru kabak. 2/ Şık, lüks ve gösterişli giyim tarzı... Yunan rakısı. 3/ Demiryolu... Küçük torba. 4/ Asya’da bir ülke... Sindirim organı. 5/ Kahve, hindistancevizi, süt ve alkolden oluşan bir içki... İlaç. 6/ Bir çalgıyı doğru ses vermesi için ayarlama. 7/ Bir spor takımının gözde oyuncusu... Brezilya’nın plaka imi... Fütüvvet şeyhi. 8/ Hatay ilinde bir ırmak... Bir şeyin içindeki öz. 9/ Anıtkabir’in tasarımını da gerçekleştiren ünlü mimarımız. TÜRK SİLAHLI KUVVETLERİ ELELE VAKFI OYAKBANK Ankara Turan Güneş Ş. 505 0 505 YTL Tel: 0312 431 99 36, www.elele.org.tr CUMHURİYET 16 K
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle