24 Kasım 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 5 NİSAN 2007 PERŞEMBE 8 TÜRKİYE İstanbul Edirne Kocaeli Çanakkale İzmir Manisa Aydın Denizli Zonguldak Açık İstanbul HABERLERİN DEVAMI Y Y Y Y Y Y Y Y Y 13 13 14 13 17 15 18 20 13 Sinop Samsun Trabzon Giresun Ankara Eskişehir Konya Sıvas Antalya Y Y PB Y Y Y Y Y Y 15 17 15 14 15 14 15 11 20 Adana Mersin Diyarbakır Şanlıurfa Mardin Siirt Hakkâri Van Kars PB PB PB PB PB PB PB PB PB 22 20 15 19 15 16 5 7 5 Trabzon Ankara İzmir Hakkari Antalya Adana Ş.Urfa Erzurum Yurt geneli parçalı ve çok bulutlu, Marmara, Ege, Batı Akdeniz, İç Anadolu’nun batısı, Batı Karadeniz ile akşam saatlerinden itibaren Doğu Akdeniz’in iç kesimleri, Orta Karadeniz ve İç Anadolu’nun doğusu sağanak ve gök gürültülü sağanak yağışlı geçecek. Hava sıcaklığı kuzeybatı kesimlerde 13 derece azalacak. Çok bulutlu DIŞ MERKEZLER Oslo Helsinki Stockholm Londra Amsterdam Brüksel Paris Bonn Münih B B B B B B B B B 6 5 8 18 14 14 14 17 15 Yağmurlu Stockholm Berlin Budapeşte Madrid Viyana Belgrad Sofya Roma Atina Zürih B B Y B B Y Y Y B 17 14 14 14 13 12 16 18 15 Moskova Aşkabat Astana Taşkent Baku Bişkek Tiflis Kahire Şam Karlı Y Y Y Y B Y B B Y 17 21 13 26 13 22 11 34 23 Londra Berlin Moskova Belgrad Madrid Ankara Taşkent Tahran Kahire Sulu kar Gök gürültülü Parçalı bulutlu Sisli Bulutlu GÜNCEL CÜNEYT ARCAYÜREK ? Baştarafı 1. Sayfada gerekçe garip bir mantık sergiliyor. RTE’nin Köşk’e çıkmasına karşı çıkanlar sadece bu zatın Müslüman karizmasından mı rahatsızlar? Yoksa Çankaya’ya her açıdan yeterli bulmadıkları, layık görmedikleri bu zatın, Başbakanlık’taki laik Cumhuriyetin önüne İslam kurallarına uygun yeni bir sıfat getirme çabalarına Köşk’te yeni hamleler katmasından kaygılandıkları için mi cumhurbaşkanı olmasını istemiyorlar? Bu gerçekçi olasılığa gerekçelerinde değinmiyorlar. İçimizde RTE’ye omuz verenlere dışımızdaki söz sahibi grupların, önemli kimi yayın organlarının (örneğin Financial Times, Washington Times gibi gazetelerin) neden katıldığını anlamakta insan güçlük çekiyor. ??? Tek Müslüman ülke diye övdükleri Türkiye’de İslama koşullanmış RTE ve adamlarının laikliği kâğıt üzerinde bırakmayı, hatta anayasadaki laiklik tarifini abartılı bularak kendi anlayışlarına benzetme çabalarını dış dünya görmezden geliyor. 12 Eylül darbesinden sonraki günlerde Ankara’ya Avrupa’dan, çeşitli kurum ve kuruluşlardan heyetler gelir; siyasal yasaklıları ziyaret eder, askıya alınan demokrasiye, basının içine düştüğü girdaba değinmez, hem de darbeyi överek çeker giderlerdi. O zamanlar da bu zaman da Batı demokrasileri bir çeşit tavşana kaç, tazıya tut anlayışı sergiliyorlar. Şimdilerde de laikliğe ve Atatürk amaçlarına bağlılığı her zaman tartışmalı bir adamı Çankaya’dan vazgeçirmek için gerçek nedenleri, gerekçeleri görmemezlikten gelen, bir yana atan bir politika izliyorlar. Köşk’e çıkmaya niyetli olan bir kişi şayet gerçekten ulusu bütün öğeleriyle kucaklayacak bir karakter yapısına sahip olsa.. yukarıya çıkarayak, ana muhalefete ağız dolusu hakaretten kendini alıkoyması gerekir, değil mi? Huy canın altında. Bu zat değişmez. CHP’ye soysuz diyebiliyor. Kuşkusuz CHP liderinden gereken yanıtı alıyor ve fakat, Baykal’ın salı günkü CHP grubunda RTE’nin cibiliyetsiz sözünü aynı tonda yanıtlarken anlamının üstünü örten, ne ki RTE’ye belki de kimi gerçekleri anımsatmayı hedef alan bir cümlesi çok, ama çook dikkat çekiciydi. Baykal’ın “İnsanın içinden ‘senin siyasi soyun ne, sopun ne’ diye sormak geçiyor” dedikten sonra gelen şu cümlesinin altında yatan anlam nedir acaba diye düşünmemek elde değil: “… Cibiliyet tartışmasını ister atasının, dedesinin soyu sopu diye anlasın, ister siyasetin özü olarak anlasın.. bunun altında Başbakan kalır…” Acaba Baykal, RTE’nin atasının, dedesinin yaşadığı Rize’deki bir köyün iddialı söylentilere göre ta Rumlardan kalan geçmişini mi anımsatıyor? Açıklamaya muhtaç bir ifade! Üstelik Baykal daha başka anımsatmalar yapabilirdi. Siyasal konuşma nezaketi gösterdi, söylemedi. “Soyum sopum belli ve ben, eşimin Arap kökenli olmasını iftiharla açıklayan Başbakan gibi siyasetçilerden değilim” diyebilirdi, demedi. ??? Söz Baykal’dan açılmışken grupta medyanın durumuna değinen bir cümlesi üzerinde de durmak gerekiyor. “Seçime gidilirken” dedi Baykal, “En büyük medya kuruluşu 2.5 katrilyonluk (Kanaltürk’te bir buçuk milyar dolar diye sözünü ettiğim) bir mali kuşatma altında tutuluyor. İkinci büyük kurum (Sabah ve atv ve diğer yayın organları) devletin eline geçti.” Baykal’ın sözünü ederken adını söylemediği “2.5 katrilyonluk bir mali kuşatma altında tutulan en büyük medya kuruluşu” hangisidir? (Üstelik iktidar yanlısı yayın yapan) Ciner Grubu saf dışı bırakıldığına, Karamehmet Grubu halim selim yayın yapmayı yeğlediğine göre… Baykal’ın sözünü ettiği “iktidarın mali kıskaç altına aldığı en büyük medya kuruluşu olarak” Aydın Doğan Grubu akla geliyor. O medya grubunun amiral gemisinin kaptanı son yazısında Ciner’den yola çıkarak “Şimdi önümüzde ‘temiz medya’ için yeniden bir fırsat var” diye yazdığına göre: Artık sırasıdır. “Mali kıskaç” söylemi akla öncelikle Aydın Doğan Grubu’nu getirdiğine göre 2.5 katrilyonluk mali kıskaç nedir, nasıl uygulanıyor? Bu yorum acaba doğru mu? “Bu mahallenin (yani medyanın) namusu bizden (öncelikle büyük basın holdinglerinden) sorulduğuna” göre.. son yazısında yazdığı gibi, “temiz medya yaratma fırsatını” kullanarak “mali kıskaç” gerçeğini önce amiral gemisi kaptanının açıklaması gerekmez mi? Basın örgütleri, TMSF’nin siyasi iradenin istemi doğrultusunda hareket ettiğini belirtti GÜNDEM ? Baştarafı 1. Sayfada MUSTAFA BALBAY ‘Baskılara karşı koyacağız’ Haber Merkezi TMSF’nin Merkez Grubu’na bağlı şirketlerin yönetimine el koymasının yankıları sürüyor. Turgay Ciner, gazetecilerin Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonu’nun (TMSF) Merkez Grubu’na bağlı şirketlerin yönetimine el koymasına ilişkin sorularını tartışmaya girmeyerek yanıtsız bıraktı. Basın Konseyi Başkanı Oktay Ekşi, el konulan Bilgin ve Merkez Grubu medya organlarındaki gazetecilere yönelik her türlü baskıya, kimden gelirse gelsin karşı koymaya kararlı olduklarını bildirdi. Ciner Grubu Başkanı Turgay Ciner, Elektrik Üretim A Ş . (EÜAŞ) ile Park Teknik Elektrik Madencilik Turizm Sanayi ve Ticaret A Ş arasında, “Afşin Elbistan Çöllolar Kömür Sahası İşletmesi’’ sözleşmesinin, Sheraton Oteli’ndeki imza töreninin öncesinde, gazetecilerin “TMSF’nin Merkez Grubu’na bağlı şirketlerin yönetimine el koymasını nasıl değerlendiriyorsunuz’’ şeklindeki sorusunu tartışmaya girmeyerek yanıtsız bıraktı. Bu arada TMSF’nin Merkez Grubu’na bağlı şirketlerin yönetimine el koymasına ilişkin aynı gün bir açıklama yapan Basın Konseyi Başkanı Oktay Ekşi, el konulan medya organlarındaki gazetecilere yönelik her türlü baskıya, karşı koymaya kararlı olduklarını bildirdi. ‘Sindirme amacı taşıyor’ Ekşi, yaptığı yazılı açıklamada, TMSF tarafından el konulan Sabah gazetesi, atv ve aynı gruba bağlı diğer medya organlarıyla ilgili işlemlerin hukuki boyutunun ilgilileri bağladığını kaydetti. Ekşi “Medya organlarında çalı şanların özgürce görev yapması, ülkemizin temel çıkarlarının gereğidir’’ dedi.İzmir Gazeteciler Cemiyeti (İGC) Başkanı Erol Akıncılar da, “Çoksesliliği ortadan kaldıracak yeni uygulamayla basın özgürlüğü tehdit edilmektedir” açıklamasında bulundu. İzmir Barosu Başkanı Nevzat Erdemir, Manisa, Aydın, Muğla, Denizli ve Balıkesir barolarıyla birlikte söz konusu gelişmeleri endişeyle izlediğini belirterek iktidarın basına karşı uygulamalarının baskı ve sindirme amacı taşıdığını vurguladı. HER YIL 180 ÖLÜM ‘Mayın kimlik sormaz’ DİYARBAKIR/İSTANBUL (Cumhuriyet) Araştırmalara göre, her yıl ortalama 180 kişi mayın ve patlamamış askeri malzeme nedeniyle yaşamını yitiriyor, kurbanların üçte biri ise ne yazık ki çocuk. Her yıl 4 Nisan’da yurttaşların dikkatini çekmek amacıyla düzenlenen “Dünya Mayın Bilincini Geliştirme Günü” nedeniyle İstanbul ve Diyarbakır’da sivil toplum örgütleri ve barolar yaptıkları açıklamalarında TBMM’ye “Mayınlı alanların işaretlenmesi ve temizlenmesi, risk altındakiler için bilinç artırma eğitimleri, mayın mağdurları için ekonomik ve sosyal uyumluluğun sağlanması, mayın stoklarının imhası, mayın kullanımının önlenmesi için yasal düzenleme, boşaltılan köylerde mayın ve serbest patlayıcı taramalarının başlatılması, mayın mağdurları için tazminat ödenmesi” ortak çağrısında bulundular. Ankara Büyükşehir Belediyesi, dün gece kimliği belirlenemeyen kişilerin demir çubuklarla, çeşitli hatlarda çalışan 9 yeni EGO otobüsüne saldırdığını açıkladı. Akşam saatlerinde meydana gelen olaylarda maddi hasar oluşurken yolcuların büyük panik yaşadığı bildirildi. EGO yetkilileri, saldırının 10 yıllık sözleşme süreleri dolduğu için toplu taşım ruhsatları iptal edilmeye başlanan yeşil ve çift katlı otobüs sahipleri tarafından organize edilmiş olabileceğini tahmin ettiklerini’’ ifade ettiler. Öte yandan Yeşil Halk otobüsü sahipleri dün Ankara Büyükşehir Belediyesi’nin Güvenpark’ın yanındaki binasının önüne siyah çelenk bırakarak bir süre slogan attı. (AA) Otobüsçü kavgası Kurbanların üçte biri çocuk İHD Diyarbakır Şubesi’ndeki toplantıda katılımcı kuruluşlar adına açıklama yapan avukat Cengiz Analay mayınların bilinenin aksine savaşlardan daha çok, barış zamanlarında insanlara zarar verdiğine dikkat çekti. Analay “Mayınlar kimseye kimlik sormuyor, kimseye yaşlarını sormuyor. Savaşan silahlı güçlerden daha fazla sivillerin yaşamlarını söndürüyor” dedi. 42 ülkenin halen Mayın Yasaklama Anlaşması’nı imzalamadığını vurgulayan Analay, dünyada her yıl 15 ile 20 bin insanın mayın nedeniyle ya yaşamını yitirdiğini ya da uzuvlarından birini kaybettiğini vurguladı. Türkiye’de de tablonun iç açıcı olmadığını belirten Analay “Uzun yıllardır Doğu ve Güneydoğu’daki tüm sınırlarımız mayınla kaplı tutuluyor. Topraklarımızda yaklaşık 1 milyon, stoklarda ise 3 milyon mayın bulunuyor. Her yıl ortalama 180 kişi (2005’te 220, 2006’da ise 145 kişi), mayın veya patlamamış askeri malzeme nedeniyle ya yaşamını yitiriyor ya da sakatlanıyor. Kurbanların üçte birini çocuklar oluşturuyor” dedi. 11 sendikacıya hapis ? Baştarafı 1. Sayfada ye Ceza Mahkemesi’nde görülen davanın dünkü oturumuna, sanıklar Alaaddin Dinçer, YapıYolSen Genel Başkanı Bedri Tekin, EğitimSen Ankara 2. No’lu Şube Başkanı Özgür Bozdoğan ile sanık avukatları katıldı. Sanık Tombul’un avukatı Oya Aydın, savcının esas hakkındaki mütalaasına katılmadıklarını belirterek müvekkilinin topluluğu kışkırttığı yönündeki iddiaların gerçekdışı olduğunu söyledi. Olay tarihinde müvekkili ve diğer sendika üyelerinin toplantı ve gösteri yürüyüşü yapmadığını, basın açıklamasında bulunmak istediklerini dile getiren Aydın, gün boyu süren ve dağıtılmayan bir toplantıya izin verildiği yönünde Yargıtay içtihadı bulunduğunu vurguladı. Yargıç Avni Mis, sanıklar Kayhan Özkul, Lütfi Gölpınar, Burhan Fosforoğlu, Metin Tatar, Elif Akgül Ateş,Ali Berberoğlu,Adem Polat, Salih Karaaslan, Haşim Akgün, Leyla Can, Dengiz Sönmez ve Seçkin Süslü’nün üzerlerine atılı suçu işlemediği anlaşıldığından beraatlerine karar verdi. Tombul ve Kütan’ın cezaları ertelenmedi Mis, KESK Genel Başkanı İsmail Hakkı Tombul, EğitimSen Genel Başkanı Alaaddin Dinçer, eski Büro Emekçileri Sendikası (BES) Genel Başkanı Bülent Kaya, SES Genel Başkanı Köksal Aydın, Birleşik Taşımacılık Sendikası Genel Başkanı İbrahim Fehmi Kütan, EğitimSen Genel Sekreteri Emir Ali Şimşek, EğitimSen 2. No’lu Şube Başkanı Özgür Bozdoğan, EğitimSen 1. No’lu Şube Başkanı Abdullah Çiftçi, BES Ankara 1. No’lu Şube yöneticisi Murat Kahraman ve SES Ankara Şube Başkanı Erkan Sümer’in yasaya muhalefetten 1 yıl 3’er ay hapis ve 407’şer YTL adli para cezasına çarptırıldığını açıkladı. Bedri Tekin, Alaaddin Dinçer, Bülent Kaya, Köksal Aydın, Özgür Bozdoğan, Abdullah Çiftçi, Erkan Sümer, Emir Ali Şimşek ve Murat Kahraman’ın cezaları ertelenirken Tombul ve Kütan’ın 4616 sayılı Yasa uyarınca ertelenen yargılanmaları bulunduğu için bu kişilerin cezası ertelenmedi. Tombul ve Kütan’ın aldıkları cezalar Yargıtay tarafından onanırsa Tombul’un Ankara 21. Asliye Ceza Mahkemesi’ndeki, Kütan’ın da İzmir 13. Asliye Ceza Mahkemesi’ndeki ertelenen yargılamalarına devam edilip edilmeyeceğine karar verilecek. Suriye, 15 yıl boyunca Türkiye’yi kökünden etkileyen terör örgütünün başını ve gövdesini ülkesinde barındırdı. Öyle ki, 90’lı yıllar boyunca terör örgütünün tüm gereksiniminin yüzde 60’ı Suriye’nin Lazkiye limanından sağlanıyordu. Eylül 1998’den itibaren yeni bir süreç başladı. Suriye ile terörü konuşmaktan futbolu konuşmaya geçmek, teröre bulaşmış asileri tartışmaktan Asi Irmağı üzerinde ortak baraj yapmayı planlamak gerçekten çok güzel. Geçmiş defteri kapatırken Suriye’nin, uzun yıllar sürdürdüğü hatası için özür dilemesi daha güven verici olurdu. Ancak sonuçta bu noktaya gelmesi önemli. En uzun sınır komşumuz Suriye ile ilişkilerimizin kalıcılaşmasını sağlayacak her adım, iki ülkenin de yararına... Haleplilerin Fenerbahçe’ye gösterdiği sevgi de özünde halklar arasındaki barışın hiç faule uğramadığını gösteriyordu. ??? Suriye seferi güzeldi de Başbakan’ın sefer sözleri önümüzdeki günlerde iç gerilimin artacağını gösteriyordu... Başbakan son günlerde öne çıkan iddialarla ilgili olarak savcıları göreve çağırıyor. Medyada yer alan bilgilerin ihbar kabul edilmesi ve araştırılması gerektiğini, ancak savcıların görevini yapmadığını söylüyor. Her şeyden önce Başbakan’ın yargıya karşı böylesine müdahaleci bir tutum izlemeye hakkı yok. Başbakan’ın şahsında AKP’lilerin yargıya yönelik tutumu giderek kabul edilmez bir hal alıyor. AKP, 16 Mayıs’ı istediği gibi aşarsa hemen sonrasında yargının işleyişiyle ilgili şu yöntemler benimsenebilir: 1. Yasa maddelerinin kime karşı hangi biçimde uygulanacağına siyasi iktidar karar verir. 2. Savcıların dava açmadan önce hükümetten izin alması zorunludur. 3. Açılan davalar karar aşamasına geldiğinde bütün seçenekler hazırlanır ve yüce yetkiliye gönderilir. Oradan onay alan karar açıklanır. 4. Hükümet çevreleriyle ilgili dava açıldığında onlara “yargınızı nasıl alırsınız” sorusu yöneltilir ve o kişiye istediği yargılama çerçevesinde hizmet verilir. Hükümeti hakkında yüzlerce dosya bulunan, dokunulmazlık zırhının arkasına sığınarak yargıyı sınırlayan bir iktidarın, işine gelmeyen gelişmelerle ilgili olarak savcıları göreve çağırması, yanına çağırmasından farksızdır! ??? Erdoğan asıl savaşı 14 Nisan Cumhuriyet Mitingi’ne açmış görünüyor. Havaalanında dile getirdiği görüşler şunlar: “Bu iş şirazesinden çıkmış vaziyette. Anayasanın amir hükümlerini yok farz etmek suretiyle yollara dökülen bu takımların şu anda ne yaptığı da belli değil. Onlar da yollarına devam edecekler, bizler de...” Erdoğan’ın bu üç tümcesinin içindeki yanlışların hangisini düzeltmeli? AB yolundaki bir ülkede insanların valilikten izin alıp miting düzenlemesi şirazeden çıkmak mıdır? Anayasanın miting engelleyen amir hükmü nedir? Toplumun önemli kesimlerini temsil eden kişiler için “yollara dökülen bu takımlar” tanımlaması ne ölçüde demokratiktir? Onlar da yoluna devam eder bizler de sözü, toplumu hangi ayrımlara sürükleyecektir? Dışişleri Bakanı ve müstakbel bir makam sahibi Abdullah Gül de miting için kanunsuz işlere müsaade etmeyeceklerini söyledi. Koroya AKP gövdesinin sözcüsü Salih Kapusuz da katıldı. Bu gelen, ucu toplumu tümüyle sindirmeye gidecek olan dinsel örtülü faşizmin ayak sesleridir... 14 Nisan’da saat 11.00’de Ankara’da Tandoğan Meydanı’nda olmak şart hale gelmiştir! ankcum?cumhuriyet.com.tr PKK’ye karşı Suriye ile ortak operasyon Haber Merkezi Başbakan Tayyip Erdoğan’ın Suriye gezisinden önce Türk ve Suriye timlerinin yaptığı ortak operasyonda PKK’nin Suriye sorumlusu “Cudi” kod adlı Sadık Aslan ile 6 PKK’li terörist yakalandı. Ortak operasyon, Şanlıurfa’da yakalanan bir PKK’linin özel izinle cezaevinden alınarak Suriye’ye götürülmesiyle yapıldı. Ortak operasyona giden süreç 4 ay önce Şanlıurfa’nın Bozova ilçesinde polisin düzenlediği operasyonda Mustafa Taş’ın yakalanmasıyla başladı. Taş’ın gösterdiği arazide yapılan aramalarda, Amanos Dağları’na aktarılmak üzere hazırlanmış 2 Kalaşnikof tüfek, 6 dolu şarjör, 3 mayın, 5 telsiz, 12 kilo C4 patlayıcı, Kanas suikast silahı dürbünü, kelepçe ve silah askıları ele geçirildi. CUMHURİYET 08 K
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle