22 Kasım 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
17 ŞUBAT 2007 CUMARTESİ CUMHURİYET SAYFA HABERLER Acaristanbul’a karşı mücadele yürütülüyor ancak daha önce yağmalanan alanlarda çalışma yapılmıyor 7 İstanbul kaçak villa cenneti İstanbul Haber Servisi Acaristanbul’da 138 villanın yıkımı için Çevre ve Orman Bakanlığı’nın, olayın üzerine gitmesi ile sona doğru yaklaşılırken, kentin ormanlık alanlarına inşa edilmiş diğer lüks villaların, konutların adı bile geçmiyor. Kemer Country, Casaba Evleri, Fetih Külliyesi, Mesan, Sazak villaları İstanbul’un ormanları yağmalanarak inşa edilmiş olmalarına karşın yıllardır yıkılamıyor. Mimarlar Odası İstanbul Anakent Şubesi’nin dava açtığı ormanlarda, su havzalarında ve tarım alanlarında gerçekleştirilen yağma projelerinden bazıları şunlar: çok sayıda köy, belediyenin yetki alanından çıkarılıp mücavir alan yapıldı. Yetki, Bayındırlık Bakanlığı’na geçince bölgede yapılaşmanın da önü açıldı. 1997 yılında dava açıldı ve yapılaşmanın önünü açan kararlar iptal edildi ancak yapılaşma sürdü. 8100 hektarlık mücavir alandaki yapılaşma dönemin Bayındırlık ve İskân Bakanı Yaşar Topçu’nun girişimleri ile gerçekleşti. Orman köylerindeki yapılaşmaya kimse dur diyemedi. GEÇMİŞTEN GELECEĞE ORHAN ERİNÇ Sansür Kapıyı Çalarken... İktidar partisinin yasa yapma mantığını anlamak giderek daha da zorlaşıyor. Kafasındaki bazı yasaları “imtiyazlı”, yani ayrıcalıklı sayıyor. Yasaya karşı çıkanlar, hangi haklı gerekçeleri öne sürerlerse sürsünler ciddiye almıyor. Kendi kafasına uygun biçimde oluşturup yasalaştırıyor. Örnek isterseniz fazla geriye gitmeden anımsatalım. Türk Petrol Yasası ve Sağlık Hizmetleri Temel Yasası’nda değişiklik öngören yasa ilk akla gelenler. İlgili kurum ve kuruluşların, ülkedeki petrol ve doğalgaz kaynaklarını, devlet hissesini de düşürerek yabancılara ardına kadar açan yasa, bereket Sayın Cumhurbaşkanı’ndan geri döndü de yeniden değerlendirme yapılabilmesi olanağı doğdu. İktidar partisi, bu yasayla yetinmeyerek sağlık hizmetlerini de yabancılara açan temel yasayı TBMM’den geçirdi. Artık yabancı doktorlar, ebeler, hemşireler, hiçbir koşul aranmadan Türkiye’de canları istediği gibi çalışabilecek. İktidarın tek savunması var: “Kamu kurumlarında çalışmalarına yasak getirdik.” Kamudaki sağlık hizmetleri de aşamalı olarak özelleştirileceğine göre bu savunmanın ancak bugün için geçerli olabileceği ortada. Yakın gelecekte ise kamu kurumu olan ve sağlık hizmeti veren kurum kalmayacağına göre yasağın geleceği de geçersiz kılınacak. ??? Türk Ceza Yasası değiştirilirken de benzer yöntem uygulanmıştı. Ord. Prof. Sulhi Dönmezer’in başkanlığındaki, üyeleri arasında önceki Yargıtay Başkanı ve Cumhuriyet savcıları, hukuk uzmanları da bulunan komisyonun raporu olan Ecevit hükümeti tasarısı, önce benimsenmiş ardından da üç kişilik özel komisyonun eline verilmişti. Bu komisyon da bir üyesinin karşı çıkmasına karşın AKP’nin kafasına uygun bir tasarı oluşturmuştu. Bu aşamada da ilgili kurum ve kuruluşların önerileri yok sayılmıştı. Şimdi 301’inci maddenin değiştirilmesi gündeme gelince, yöntemin değiştirildiği görülüyor. Başbakan “Herkes aynı görüşte birleşip gelsin” diyor. Ama benimsenmiş genel yaklaşım “Bilişim Suçları Yasa Tasarısı”nda da değiştirilmemiş durumda. Bilişimle, internetle ilgili kurum ve kuruluşların önerileri yok sayılarak kendi tercihlerine göre oluşturulacak bir yasa yapılmaya çalışılıyor. Konuyla ilgili uzmanlar, tasarıdaki “Bilişim Güvenliği Başkanlığı kurulmasını” öngören maddeden başlayarak pek çok maddenin “sansürü” öngördüğünü söylüyorlar. Anayasanın 28. maddesi “Basın hürdür. Sansür edilemez” diye başlıyor. Peki internet ya da bilişimdeki iletişim, basınyayın faaliyeti sayılır mı? İktidar partisinin “sayılmaz” demesi olanaksız. Çünkü yaptığı Türk Ceza Yasası’nın 6. maddesinde şu tanım var: “Basın ve yayın yolu ile, deyiminden her türlü yazılı, görsel, işitsel ve elektronik kitle iletişim araçlarıyla yapılan yayın anlaşılır.” Peki, elektronik iletişimin filtreden geçirilmesi yönündeki çalışmalara ne diyeceğiz: “Bal gibi sansür.” Hem demokrat olduğunu söylemek, hem de anayasanın yasakladığı sansüre kapılarını açmak anlaşılabilir bir yaklaşım olabilir mi? Ballıca Ormanları: Saray Halıları’nın sahibi Necati Kurmel, Ballıca’da hukuki geçerliliği tartışılır 44 hektarlık tapuyu, orman kadastro görevlilerinin de yardımıyla 833 hektar olarak tescil ettirdi. Ballıca ormanındaki bu dev arazinin yapılan kadastro işlemleri, Orman Bakanlığı’nın 6 aylık askı süresi içinde itiraz etmemesi nedeniyle “hak düşürücü süre aşıldığı” gerekçesiyle gerçekleşti. Orman Bakanlığı, personeli hakkında dava açtı. Mahkeme hak düşürücü süreyi esas alarak Orman Bakanlığı’nın açtığı davayı reddetti. Casaba Evleri: Ömerli’de orman ve tarım alanı üzerine sahte planlarla inşa edildi. Dönemin Belediye Başkanı Erdal Yılmaz hakkında 2002’de suç duyurusu yapıldı ancak işleme konulmadı. Meclis Yolsuzlukla Mücadele Komisyonu 9 Nisan 2003’te planlardaki sahteciliği onayladı. 1/5000 ve 1/1000 ölçekli nâzım planlarının iptali için İstanbul 4 No’lu İdare Mahkemesi’ne dava açıldı. 2004’te yapılan keşif sonucu hazırlanan bilirkişi raporunda planların iptali yönünde görüş bildirildi. Davada karar bekleniyor. Çevre ve Orman Bakanlığı’nın üzerine gitmesi ile Acaristanbul’daki 138 villanın yıkımı konusunda sona yaklaşılıyor. Tapulara tedbir istemi reddedildi İstanbul Haber Servisi Orman Genel Müdürlüğü’nce Acarkent’teki 1822, Beykoz Konakları’ndaki 465 gayrimenkulün, tapularının iptali istemiyle açılan 2 ayrı davanın görülmesine başlandı. Duruşmalarda, tapu kayıtlarına ihtiyati tedbir konulması yönündeki talep reddedildi. Her iki davanın duruşması da ertelendi. Beykoz 1. ve 2. Asliye Hukuk Mahkemeleri’nde yapılan duruşmalar, mahkeme salonunun küçük olması nedeniyle Beykoz Belediyesi Kültür Merkezi’nin nikâh salonlarında gerçekleştirildi. Beykoz 1. kezleri inşa edildi. Şirket, turizm tahsis alanına lüks villalar inşa ederek devre mülk olarak sattı. Orman Bakanlığı, alanın amacı dışında kullanılması nedeniyle bir dava açtı. Şu an karar bekleniyor. Ancak geçen süreçte Kemer Country çevresindeki birçok parsel de yapılaştı. Asliye Hukuk Mahkemesi’nde görülen duruşmada, davacı Orman Genel Müdürlüğü Kanlıca İşletme Şefliği avukatları ile davalıları vekâleten yaklaşık 200 avukat katıldı. Davalı avukatları, dava dilekçesine karşı hazırladıkları yazılı cevap dilekçelerini mahkemeye sundu. Hâkim, delillere göre, dava dilekçesinde istenen “taşınmazların iyi niyetli 3. kişilere devir ve temliki ile üzerinde ayni hak tesisinin önlenmesi amacıyla tapu kayıtlarına ihtiyati tedbir’’ talebinin reddini kararlaştırdı. Duruşma ertelendi. nişletildi. Beykoz Çavuşbaşı’ndaki Çengeldere köyünde 20 bin kişilik cami, medrese ve Kuran kursundan oluşan Fetih Külliyesi SİT alanında bulunuyor. Külliyenin karşısında da yine Cüppeli Ahmet Hoca’nın 40 adet tripleks villa inşaatı duruyor. Zekeriyaköy: Tayyip Erdoğan’ın İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı döneminde kurulan KİPTAŞ’ın, Zekeriyaköy’de yaptırdığı 196 daireli lüks sitenin kaçak olduğu, mahkeme kararıyla belirlendi. Daire sahiplerinin 2000 yılında anahtarlarını teslim aldıkları konutların tapuları için başlattıkları hukuk savaşı, İstanbul Asliye Ticaret Mahkemesi’nin KİPTAŞ’ın konutlarının imar izni alınmadan yapıldığı yönündeki kararıyla sonuçlandı. Ayrıca Sarıyer’deki Uyum ve Mesan villaları, Çubuklu’da Sazak villaları, Büyükdere’de Alsit villaları, Çengelköy’de Emko villaları, Beşiktaş’ta Numan Parlak, Tarık Sekmen ve Saniye Tüzümen villaları Boğaz’da yıkımı bekleyen kaçak villalar arasında yer alıyor. Mavramoloz ormanı: Rumelifeneri mevkiindeki devlet ormanı içinde 160 hektarlık alan Koç Üniversitesi’ne tahsis edildi. Üniversite kompleksi bahçe duvarı ruhsatı ile inşa edildi. 1996’da ruhsatın ve tahsis kararının iptali için idare mahkemesine başvuruldu. Danıştay, tahsisi iptal etti. Karşı taraf temyize gitti ancak 2004 yılında bu istek reddedildi. Üniversite inşaatı bitti ve eğitime başlandı. Yargı kararı uygulanmıyor. Kemer Country: Bölge, turizm amaçlı olarak 49 yıllığına Edin Grubu’na tahsis edildi. Sosyal tesisler adı altında ticaret mer Çavuşbaşı: Devlet ormanı, yapılaşma mümkün değil. Buna karşın birçok kaçak yapı var. Bölgedeki kaçak villalardan bir tanesi de Maliye Bakanı Kemal Unakıtan’a ait. Yeni yapılaşmalar sürüyor. Bölge ile ilgili planlama yapılmadığı için yargıya başvurulamıyor. Cüppeli Ahmet Hoca olarak bilinen Ahmet Mahmut Ünlü tarafından yaptırılan, 15 dönüm arazi içindeki Fetih Külliyesi, orman alanı sürekli yangınlar çıkarmak yoluyla işgal edilerek ge Bahçeköy: 1997 yılında Sarıyer’e bağlı Zekeriyaköy, Uskumru, Demirciköy gibi MARMARA DEPREMİ DAVALARI Zamanaşımı süresi doldu ? 17 Ağustos 1999 Marmara depremine ilişkin yerel mahkemelerde açılan birçok dava zamanaşımı nedeniyle ortadan kalkınca sorumlular ceza almadan kurtuldu. hine sonuçlar ANKARA yarattı. Müte(Cumhuriyet ahhit Veli GöBürosu) 17 çer, Yargıtay’ın Ağustos Marmahızlı karar verra depreminin armesiyle zamadından, eksik naşımıyla kurmalzeme kullatulamazken finarak kusurlu birari oğlu Can naları yapan müGöçer zamateahhitler ile bunnaşımıyla kurlara göz yuman tuldu. Kocaeli sorumlular aleyhine açılan dava Depremde yakınla Barosu Başkalarda zamanaşımı rını kaybeden Avni nı Ersayın Işık, doldu. Davaların Bahtiyar gözyaşla zamanaşımının temyiz inceleme rına hakim olamadı. yalnızca ceza davaları yönünsini yapan Yargıtay 9. Ceza Dairesi kendi den söz konusu olduğusine ulaşan tüm dosyala nu, ancak maddi ve manerı zamanaşımına girme vi tazminat davası yoluyden karara bağladı. Halen la hak aramanın süreceçeşitli yerel mahkemeler ğini kaydetti. de görülen davalar ise zamanaşımı nedeniyle orta Son anda karar Öte yandan, Eskişedan kalktı. Yerel mahkemeler, suç hir’de Marmara depremintarihi olarak yıkılan bina de yıkılan Tarhan Apartların yapım tarihlerini esas manı’nda 32 kişinin ölüaldılar. Bu nedenle de 17 müne sebebiyet vermek Ağustos tarihinde yıkılan suçundan yargılanan ve 3 binalar açısından kusurlu yıl 4’er ay hapis cezasına olan müteahhitlere yöne çarptırılan sanıkların temlik suçlamalar, zamanaşı yiz ettiği davada zamanamı gerekçesiyle ortadan şımının dolmasına saatkaldırıldı. Sorumlulardan ler kala karar verildi. Ağır büyük bir bölümü bu ne Ceza Mahkemesi’nde dün denle kurtuldu. görülen 6 sanıklı duruşmaDavaların temyiz ince da, kararını açıklayan lemesini yapan Yargıtay mahkeme heyeti, döneCeza Genel Kurulu, za min belediye planlama uzmanaşımı süresinin bina manı Haşim Güngörnın yapıldığı tarihten de sün’e gereken özeni gösğil, kusurun ortaya çıktı termeden bina yapmak suğı yani binanın yıkıldığı ta çundan 3 yıl 4 ay hapis ve rihten hesaplanmasına ka50 YTL para cezası verirrar verdi. Yargıtay’ın 2003’te aldığı bu kararın ken diğer sanıkların beardından, mevcut davalar raatına karar verildi. Depbu çerçevede değerlendi remde yakınlarını kayberildi. Davaların yanlış den Avni Bahtiyar karar mahkemelere açılması, bi sonrası gözyaşlarına hâlirkişilerin çelişkili rapor kim olamayarak “Söyleları da hep sorumluların le necek bir şey yok” dedi. oerinc?cumhuriyet.com.tr 1/100 bin ölçekli plan kabul edildi ? İstanbul Haber Servisi İstanbul Büyükşehir Belediyesi’nin (İBB) dün yapılan şubat ayı olağan toplantısının son günü tartışmalı geçti. İBB, Çevre ve Orman Bakanlığı ile Trakya Kalkınma Birliği arasında 1/100 bin ölçekli plan dün imzalandı. Oturumda, Trakya alt bölgesi Ergene Havzası İstanbul il çevre düzeni Sakarya, Düzce, Yalova ve Bilecik çevre düzeni planlarının uyumlaştırılması projesi ile Trakya alt bölgesinin 1/25 bin ölçekli çevre düzeni planlarının üretilmesine ilişkin ortak hizmet protokolü AKP’li meclis üyelerinin oyçokluğu ile kabul edildi. İstanbul’un kentsel gelişme alanları azaldıkça özellikle sanayi alanlarının Trakya’ya doğru yayılması bölge sakinlerini korkutuyor. Bakanlıktan 53 alana iptal ? ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Kültür ve Turizm Bakanlığı, Danıştay’ın “orman” arazilerinin turizm amaçlı tahsislerinin yürütmesini durdurma kararının ardından, bu kapsama giren 53 tahsisi iptal etti. Danıştay’ın yürütmeyi durdurma kararı, Lara Temalı Park ihalesini, Çeşme Turizm Kenti projesini, Sorgun Ormanları içerisine yapılacak otel ve golf alanlarını, Kuzey Antalya ve Oymapınar Turizm Kentleri Projesi ile MersinTarsus bölgesi projesini de etkiliyor. İstanbul için yeni imar alanlarının şehir dışında planlanmasına komşu iller tepkili Trakya’nın İstanbul isyanı OKTAY EKİNCİ Yakın gelecekte, nüfusunun 15 milyonu aşacağı tahmin edilen İstanbul’daki “kentsel yığılmaları” önlemek amacıyla yeni imar alanlarının “il sınırları dışında” planlanmasına “komşu”lar tepkili... Birden fazla ili kapsayan “çevre düzeni planları”nı yapan Çevre ve Orman Bakanlığı, hızla büyüyen kentin “yapılaşma baskılarından kurtarılması” için Trakya’dan da yararlanmak isteyen İstanbul Büyükşehir Belediyesi’ne, bu bölgedeki planlama yetkisini devretmişti. Bunun üzerine Trakya Kalkınma Birliği (TRAKAB) de 2004’te onaylanan 1/100 bin ölçekli Trakya planının “yeniden yapılması” için İstanbul Büyükşehir Belediyesi’ne bağlı “İstanbul Metropoliten Planlama ve Kentsel Tasarım Merkezi” (İMP) ile anlaşma yapmıştı... Tarım alanları tehlikede Bölgesel ölçekte hangi yatırı mın, nerede yapılabileceğine karar verme anlamına gelen çevre düzeni planı yetkisinin, bu anlaşmayla birlikte sadece “İstanbul’un çıkarları”na kullanılmasından kaygılanan Trakya illeri, özellikle yeni iskân ve sanayi alanlarının, kendilerine yönlendirilmesine karşı çıkıyorlar. Önceki planlama çalışmalarında görev alan YTÜ Öğretim Üyesi Prof. Dr. Emre Aysu, Trakya’daki tarımsal toprakların korunmasının İstanbul için de yaşamsal önem taşıdığını anımsatarak “Elde kalan bu verimli toprakları, İstanbul’u kurtaracak boş araziler olarak görmek hatadır” diyor. Aysu, yeni bir 100 binlik plan hazırlamanın, Trakya’da beklenen “imar disiplini”ni daha da ertelemiş olacağına dikkat çekiyor. Trakya Üniversitesi’nin önceki rektörü Prof. Dr. Osman İnci de 2020 yılı hedeflenerek gerçekleştirilen “Trakya Alt Bölgesi Ergene Havzası Çevre Düzeni Planı”na İstanbul yönetimi de saygı göstermezse “su kaynakları”nın riske girece ğine dikkat çekiyor. Trakya Bölgesi’nde sürdürülebilir, yaşanabilir bir çevre yaratılmasını; tarımsal, turistik ve tarihsel kimliği koruyarak ülke kalkınma planlarına uygun gelişmeyi hedefleyen plan, 13 Temmuz 2004’te Çevre ve Orman Bakanlığı’nca onaylanmıştı. Plan kararıyla kurulan “Ergene Havzası Su Sorunları Birliği”nin TRAKAB’a dönüşmesinden sonra, bölgenin yeniden planlaması için İMP’yle anlaşması “komşu illerin kurumsal ve demokratik iradelerine müdahale” olarak eleştiriliyor. Bu yetkiyle “3 ilin tarımsal alanlarını, ormanlarını, yeraltı ve yüzey sularını, kıyılarını ve doğal kaynaklarını yok etme süreci başlayacak” diyen Prof. İnci’ye göre; Trakya’nın yeni bir plana ihtiyacı yok, İstanbul da sorunlarını çözmek için bu planın hedeflerine uymalı. Çözüm ‘bölge planlaması’ İstanbul’un göç, yapılaşma ve sanayi baskısına karşı korunması adına, yeni gelişme alanları için komşu illere göz dikilmesi işte bu tepkileri toplarken asıl yapılması gerekenin tüm Marmara Bölgesi’ni kapsayacak “bölge planlaması” olduğu unutulmuş görünüyor. DPT’nin 5 yıllık kalkınma planlarında yıllardır hep “dilek” şeklinde yer alan “Marmara Bölge Planlaması” için, bölgenin Trakya ve Anadolu kesimlerindeki tüm yerleşmeleri “ayrımsız gözetecek” ve doğal, kültürel değerlerin korunmasına öncelik verilerek saptanacak gelişme alanlarının dengeli yayılmasını hedefleyecek bir “kurumsal yapılanma” gerekiyor. Bu yapılanmayla iller ve kentler arasında kurulması gereken “eşgüdüm”ün amacı ise “hiçbir kentin kayırılmadığı” bir plan için ulusal kalkınma ilkelerinde “uzlaşma” olmalı. Bakalım, yaklaşık 400 uzmanla çalıştığı bilinen ve Avrupa’nın en büyük kamuya ait planlama bürosu olan İMP, şehirciliğin bu temel koşulunu siyasi yöneticilerine ne zaman anlatabilecek? Güler’den broşür açıklaması ? İstanbul Haber Servisi Büyükçekmece’de bir siyasi partinin broşür olarak yayımladığı ve önsözünü Vali Muammer Güler’in yazdığı iddia edilen kitapçık tartışmalara neden oldu. Broşürle ilgili açıklama yapan Güler, yazılan sözlerin kendisine ait olmadığını belirterek “Bu broşür, il özel idaresi kaynaklarından, valilik ya da hiçbir resmi kaynaktan yapılmış değildir” dedi. Halkevleri’nin 75. kuruluş yılı ? İstanbul Haber Servisi İstanbul Üniversitesi Atatürk İlkeleri ve İnkılap Tarihi Enstitüsü, halkevlerinin kuruluşunun 75. yılını “Cumhuriyet Tarihinin Önemli Bir Aydınlanma Hareketi: Atatürk’ün Halkevleri” konulu paneli ile anacak. 19 Şubat’ta Rektörlük Binası Doktora Salonu’nda saat 14.00’te başlayacak panelin açılış konuşmasını İÜ Rektörü Prof. Mesut Parlak yapacak. Liseli genç kıza falçatalı saldırı ? İstanbul Haber Merkezi Beyoğlu’nda bulunan bir lisenin son sınıfında okuyan Ş.Ş. adlı kız öğrenci, aynı liseden daha önce mezun olan başka bir kız tarafından falçatalı saldırıya uğradı. Yüzünden yaralanan Ş.Ş. tedavi altına alınırken, saldırganın yakalanması için çalışma başlatıldı. CUMHURİYET 07 K
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle