13 Mayıs 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 17 ŞUBAT 2007 CUMARTESİ 2 OLAYLAR VE GÖRÜŞLER AÇI MÜMTAZ SOYSAL Ekonomi Ne Durumda? Genel olarak, Türkiye ekonomisinde yüksek faiz, aşırı değerli YTL, frenlenen döviz kuru, denetimsiz sıcak para politikaları sonucu elde edilen yüksek getiri şikâyet konusu olmaktadır. Esnafın, tarım kesiminin ve dar gelirli halkın fakirleşmesi sürmektedir. Bunlar görülmeden iktidara sadece alkış tutmak doğru bir yaklaşım değildir. Savruluş BİR BAŞBAKAN, arkasındaki oy desteği ne denli büyük olursa olsun, “devlet politikası” denen dış politika çizgilerini tek başına değiştirebilir mi? Olsa olsa, böylesine köklü bir değişiklik aklından geçtiğinde bunu yine devlet organlarının önüne getirip tartıştırır ve aklından geçeni onları ikna ederek yapar, değil mi? Başka türlüsü, keyfilik, sorumsuzluk, kendini devletten büyük sayma ve başı dönmüşlük olur ki, sonunun ne olacağını, hem devlet hem de o kişi bakımından, tahmin etmek zor değildir. e garip, bizde “devlet adamı” denen siyasilerin başına bu gibi durumlar genellikle, “basın refakatiyle” yapılan uçuşlarda ya da dış toplantıların “medyalı kulis”lerinde geliyor. Son yılların Türk diplomatları, hep bu tutulamayan “devletlu” sözlerin olumsuz etkisini onarmakla meşguldürler. Şimdiki Sayın Başbakan da son Türkmenistan gezisinde Kuzey Irak’taki Kürdistan Devleti oluşumuna ilişkin olarak bir gazeteciye şunları söylemiş: “Bölgesel Kürt hükümetiyle ilişkileri geliştirecek adımlar atılabilir. Neden olmasın? Yeter ki bu yakınlaşma huzur getirsin, barış getirsin, olumlu gelişmelere yol açsın. Eğer atacağımız her adım bizim için huzur getirecekse, onlar için huzur getirecekse, buna her zaman varız.” İşte, yine bir “adım meselesi”. Kıbrıs konusunda “bir adım önde olma” sevdası yüzünden Türkiye’nin başına neler geldiği, Milli Güvenlik Kurulu’ndan ve Meclis’ten geçmiş devlet çizgilerine aykırı olarak Davos’ta başlayıp New York’a uzanan adımların bu ülkeyi nerelere sürüklediği görülmedi mi? Sayın Başbakan, kimseye sormadan ettiği son sözlerin de Irak devletinden ayrı bir “Kürdistan”ı tanımaya başlamak anlamına geldiğini bilmez mi? O zaman, bunun sonuçları konusunda da bir şeyler söylemesi gerekir. Yani, bağımsız Kürdistan Devleti kurulunca Kürt kökenli Türk vatandaşları uluslararası hukukun deyimiyle “ulusal azınlık” durumuna mı gelecekler? İsteyenler öbür devletin vatandaşı olup sınır dışına mı gidecekler? “Kürdüm” demek, o tarihten itibaren artık tam anlamıyla “bölücülük” suçu mu olacak? Bunları düşünmeden o sözleri etmek, kendi baş dönmesine devleti de ortak etmek değildir de nedir? kıllardan çıkmayan “Sarhoş Gemi” sözü, Rimbaud’nun efsunlu bir şiir adıdır. Sarhoşluk, mısralardaki gemilere yakışsa da devlet gemisine hiç yakışmaz. Hele Türkiye Cumhuriyeti gibi ciddi olması gereken köklü bir devlete. Ama, ne yazık ki, bu cumhuriyet Özal’dan beri zaman zaman vardiya zabiti diye köprü üstüne çıkıp pusulaya bakmayanlar yüzünden ne yöne gittiği belli olmayan bir gemi gibidir. Ya da kötü bir ufka yöneldiği az çok belli olmaya başlayan. Dr. Alev COŞKUN KP hükümetinin her yaptığı işi olumlu gören ve alkışlayan çevreler ekonomik durumun çok iyi gittiğini yazıyorlar; AKP’yi övüyorlar. Oysa, ülkemizin ekonomisi IMF tarafından yönetilen ve yönlendirilen bir ekonomi alanıdır. Türkiye, son yıllarda, yüksek faiz ve bastırılmış kur politikalarıyla adeta sıcak döviz cenneti durumuna getirilmiştir. Daha açık bir tanımla, yüksek faiz, değerli YTL, bastırılmış döviz kuru politikası, sıcak paradan yüksek gelir elde edilen dünyadaki nadir (az bulunur) ülkelerden birisi hatta dünya birincisi konumuna getirilmiş bulunmaktadır. Bu nasıl oluyor, ülkeye giren döviz, YTL’ye dönüştürülüyor, reel faizin sağladığı gelirden yararlanıyor, büyük getiri sağlayarak ülkeyi terk ediyor. Bu konuda dış kaynaklar ne diyor irdelemeye çalışacağız: The Economist dergisi, ocak ayında dünya ekonomisinde ağırlığı olan 42 ülkenin temel verilerini kullanarak karşılaştırmalı bir tablo yayımladı. The Economist’in Türkiye’yi dünya ekonomisinde ağırlığı olan 42 ülke içine alması kuşkusuz önemlidir. Ancak bu tablodan şu önemli bulgular da ortaya çıkmaktadır: A N Ekonomist’in bulguları 1. Türkiye diğer ülkelere göre açık ara ile en yüksek faizi veren ülke olarak ortaya çıkıyor (Türkiye’de 3 aylık faiz yüzde 19.4 ile birinci). 2. Türkiye dış açık veren ülkeler arasında 34.4 milyar dolar açıkla dünyada 6. sırada yer alıyor. 3. Dünya borsaları büyük yükselişlerle kazanırken 2006’yı zararla kapatan iki borsadan birisi İMKB. 4. Aynı tablonun tüketici fiyatlarıyla ilgili sütununa baktığımızda Türkiye’nin enflasyon oranının 42 ülke arasında en yükseklerden biri olduğu görülmektedir. 5. Kasım 2006 sonu verilerine göre Türkiye’de yıllık enflasyon yüzde 9.9, diğer 41 ülke arasında Türkiye’den yüksek olan sadece 3 ülke var; onlar da Arjantin yüzde 10, Mısır yüzde 12.2 ve Venezüella yüzde 15.8’dir. Diğer 38 ülkede enflasyon yüzde 5’in altındadır. İşsizlik, büyüme ve rezerv konularına gelince durum şöyledir: İşsizlik oranı: Türkiye’de yüzde 9.1, bu orandan yüksek 8 ülke vardır; geriye kalan 33 ülkede işsizlik oranı Türkiye’nin altındadır. Büyüme: Economist’e göre, Türkiye ekonomisinin 2006’da yüzde 5.2 büyüyeceği tahmin ediliyor. Bu oran zengin sanayileşmiş ülkelerin üzerinde bir orandır, ancak Türkiye ile birlikte yükselen pazar ülkesi sayılan ülkelerde yıllık büyüme rakamları şöyledir. Çin yüzde 10.5, Hindistan yüzde 8.3, Arjantin yüzde 7.9, Venezüella yüzde 7.8 ve Rusya yüzde 6.7. Bu durumda Türkiye bu ülkelerden geridedir, 2007’de ise Türkiye büyümesinin yüzde 4 civarında olacağı tahmin ediliyor. Döviz rezervi: Türkiye 58 milyar dolarlık döviz rezervi ile övünmektedir. Ancak yükselen pazar kabul edilen diğer ülkelerin durumu şöyledir: Çin 1 trilyon, Rusya 281 milyar, Tayvan 265 milyar, Güney Kore 234 milyar, Hindistan 168 milyar, Meksika 83 milyar, Brezilya 80 milyar dolarlık rezerv birikimine sahiptirler. Genel değerlendirme: Economist’in tablosundan şunlar çıkıyor: 1. Türkiye’de dünyanın en yüksek faiz oranları uygulanıyor. 2. Türkiye’de piyasanın ve devletin borçlanma faizleri dünyadakilerden kopmuş durumda.. Adeta Türkiye’de diğer 41 ülkeden çok farklı bir sistem söz konusu. 3. Türkiye, giderek büyüyen dış açığı anormal faizi ödeyerek finanse etmeye çalışıyor. 4. Türkiye, 842 milyar dolar dış açık veren ABD, 149 milyar dolar açık veren İngiltere ve 110 milyar dolar açık veren İspanya’dan sonra 53.2 milyar dolar açık vererek 42 ülke arasında 4. sırada yer almıştır. Dış ticaret açığı milli gelirine göre en yüksek olan ülke Türkiye’dir. Türkiye’nin 2006’da dış ticaret açığı bir yıl önceye göre yüzde 30’a yakın oranında artmıştır. Morgan Stanley önemli bir finans kuruluşudur. Bu kuruluşun Türkiye ve Ortadoğu uzmanı Serhan Çevik’in 1.2.2007 tarihinde “Çekici Olmanın Mahzurlu Yanı” adını taşıyan bir değerlendirmesi çıktı. Çevik’e göre borsada serbest dolaşan kâğıtların yüzde 69’u, Hazine kâğıtlarının bankaların elinde olmayan kesiminin yüzde 32.5’i yabancı yatırımcıların elinde. Böylece ani bir çıkış halinde oluşabilecek bir çöküşün çapı dikkat çekicidir. Bu paranın kaynağı “carry trade” adı verilen bir mekanizmadır. Bu da “düşük faizli dövizle gelerek yüksek faizli dövize ve/veya YTL’ye yatırmak” olarak özetlenmektedir. Çevik, bu yolla 2003’ten bu yana 50 milyar dolara yakın giriş olduğuna işaret ediyor. Carry Trade’in denklemi hakkında da yazarımız Ergin Yıldızoğlu önemli noktalara işaret etmektedir. Şöyleki: Mali kriz tehlikesi konusunda iki yıldır, merkez bankaları, ünlü ekonomistler, 2003’te başlayan likidite genişlemesi üzerinde hızla şişen kredi piyasalarında, yani carry trade piyasalarında gittikçe artan risklere dikkat çekiyorlar. Bu konuda üç neden saptanabilir: dışarıya çıkıp gidiyor. Bunu bütün ciddi ekonomi yazarları belirtiyorlar. Belki de bu nedenle Milliyet’te Güngör Uras, geçen hafta “Piyasalar Coşuyor, Ekonomi Küçülüyor” diye yazdı. Uras, üretimin temel olduğunu, döviz kuru politikalarından dolayı ihracatın zorlaştığını, ithalatın artmaya devam ettiğini, özellikle ara malı ithalatının arttığını, ihracatın ithalata bağımlılığının dikkat çekici bir durum yarattığını, böylece dış ticarette kronik açığın büyüdüğünü belirtmektedir. Çözüm olarak katma değeri yüksek üretimin artması gerektiği belirtiliyor. Türkiye’de paradan para kazanmanın payı arttıkça sanayici ve ticaret erbabının kâr gelirleri daralmaktadır. Türkiye’de üretken olmayan, paradan para kazanan sermaye diğer sermaye biçimlerini bir kenara itmektedir. Aynı konu ile ilgili olarak Sabah’ta Abdurrahman Yıldırım, “Türkiye’de Kriz Sonrası Asıl Parayı Yabancı Kazanacak” adlı yazısında durumu ortaya koyan tablolar vermiştir (8 Ocak 2007). Yıldırm’a göre, 2006 ile birlikte Türkiye’nin Hazine kayıtlarında yabancılara kriz sonrası ödediği dolar bazındaki faizin ortalaması yüzde 28.7’ye çıkmıştır. 1984’ten bu yana ortalama faiz yüzde 16.5. Örneğin son beş yılda kişi başı gelir 2134 dolardan 5345 dolara çıkmış. 2001’e göre artış 150.6 düzeyinde. Buna karşılık Hazine kâğıtlarından dolar bazında elde edilen getiri, yüzde 251.5’tir. Çok büyük bir getiri... Yıldırım yazısında, Maliye Bakanı Unakıtan’ın bu konuda “Yabancılar Türkiye’yi iki kere gagalamış” dediğine değiniyor. Yabancılar bonodan yüksek getiri elde ederken, aynı zamanda borsa performanslarında da iyi sonuç alıyorlar. Burada Maliye Bakanı’na sormak gerekiyor, madem “yabancılar Türkiye’yi iki defa gagalamış” neden önlem almıyorsunuz? T.C. GEBZE 1. İCRA MÜDÜRLÜĞÜ’NDEN TAŞINMAZIN AÇIK ARTIRMA İLANI Dosya No: 2006 4582 Bir borçtan dolayı hacizli bulunan, Tapu Kaydı: Kocaeli ili, Gebze ilçesi, Osmanyılmaz Mah., 39 pafta, 198 Ada, 20 nolu parseldeki 375.72 m2 miktarlı kat irtifaklı arsanın 4. kat 31/375 arsa paylı 9 bağımsız nolu mesken niteliğindeki taşınmaz, Özellikleri: Taşınmaz yoğun yerleşim merkezinde, imar yoluna ve TEM Karayolu’na çok yakın, 120 m2 büyüklüğünde, çevresinde bankalar ve resmi kurumlar bulunan yoğun yapılaşmanın bulunduğu mevkide, üç oda, salon, mutfak, banyo ve tuvalet mevcut, dış doğramaları PVC, iç doğramaları ahşap, içi ve dışı sıvalı ve badanalı, odalar ve salonun zemini parke, ıslak hacimler ise seramik kaplı, mutfak, banyo ve tuvaletin duvarları tavana kadar fayans kaplı, asansörlü ve kaloriferli, plastik badanalı dairedir. İmar Durumu: 1/1000 ölçekli imar planında ticaret alanında kalmaktadır. Bitişik nizam altı kattır. H= 18.50 metredir. Değeri: 120.000,00 YTL Satış Saati: 10.0010.10 Açık artırma suretiyle satılarak paraya çevrilecektir. Satış Şartları: 1 Satış, 27.03.2007 Salı günü yukarıda yazılı saatler arasında Gebze 1. İcra Müdürlüğü’nde açık artırma suretiyle yapılacaktır. Bu artırmada tahmin edilen kıymetinin % 60’ını ve rüçhanlı alacaklılar varsa alacakları mecmuunu ve satış masraflarını geçmek şarti ile ihale olunur. Böyle bir bedelle alıcı çıkmazsa en çok artıranın taahhüdü baki kalmak şartiyle 06.04.2007 Cuma günü yukarıda yazılı saatler arasında Gebze l. İcra Müdürlüğü’nde ikinci artırmaya çıkarılacaktır. Bu artırmada da bu miktar elde edilememişse taşınmaz en çok artıranın taahhüdü saklı kalmak üzere artırma ilanında gösterilen müddet sonunda en çok artırana ihale edilecektir. Şu kadar ki, artırma bedelinin malın tahmin edilen kıymetinin % 40’ını bulması ve satış isteyenin alacağına rüçhanı olan alacakların toplamından fazla olması ve bundan başka paraya çevirme ve paylaştırma masraflarını geçmesi lazımdır. Böyle fazla bedelle alıcı çıkmazsa satış talebi düşecektir. 2 Artırmaya iştirak edeceklerin, tahmin edilen kıymetinin % 20’si nispetinde pey akçesi (YT Lirası veya devlet tahvili dışındaki döviz kabul edilmeyecektir.) veya bu miktar kadar milli bir bankanın teminat mektubunu vermeleri lazımdır. Satış peşin para iledir, alıcı istediğinde 10 günü geçmemek üzere mehil verilebilir. Tellaliye resmi, tapu satım harcı, satış bedelinden ödenecek, damga resmi, tahliye ve teslim masrafları ile KDV, tapu alım harcı alıcıya aittir. Birikmiş vergiler satış bedelinden ödenir. 3 İpotek sahibi alacaklılarla diğer ilgililerin (*) bu gayrimenkul üzerindeki haklarını hususiyle faiz ve masrafa dair olan iddialarını dayanağı belgeler ile on beş gün içinde dairemize bildirmeleri lazımdır; aksi takdirde hakları tapu sicili ile sabit olmadıkça paylaşmadan hariç bırakılacaklardır. 4 İhaleye katılıp daha sonra ihale bedelini yatırmamak suretiyle ihalenin feshine sebep olan tüm alıcılar ve kefilleri teklif ettikleri bedel ile son ihale bedeli arasındaki farktan ve diğer zararlardan ve ayrıca temerrüt faizinden müteselsilen mesul olacaklardır, ihale farkı ve temerrüt faizi ayrıca hükme hacet kalmaksızın, Dairemizce tahsil olunacak, bu fark, varsa öncelikle teminat bedelinden alınacaktır. 5 Şartname, ilan tarihinden itibaren herkesin görebilmesi için dairede açık olup, masrafı verildiği takdirde isteyen alıcıya bir örneği gönderilebilir. 6 Satışa iştirak edenlerin şartnameyi görmüş ve münderecatını kabul etmiş sayılacakları, başkaca bilgi almak isteyenlerin yukarıda yazılı dosya numarası ile Müdürlüğümüze başvurmaları ile satış ilanının tebliğ edilemeyen alakadarlara tebliği yerine kaim olacağı ilan olunur. 07.02.2007 (*) İlgililer tabirine irtifak hakkı sahipleri de dahildir. (Basın: 7959) Gelir dağılımı bozuk Türkiye’nin ekonomisinde dikkat edilmesi gereken diğer nokta, gelir dağılımındaki adaletsizliktir. Son raporlara göre Türkiye nüfusunun yüzde 5’lik dilimler halinde gelir dağılımına bakıldığında, yüzde 5’lik en zengin kesim ile yüzde 5’lik en yoksul kesim arasındaki gelir farkının ciddi boyutlarda olduğu, en zengin yüzde 5 ile en yoksul yüzde 5 arasındaki gelir farkının 2003’te 23.8, 2004’te 24.2 ve 2005 yılında 21.3 kat olduğu, 2006 yılındaki hesaplamalara göre farkın 25 kata çıktığı belirtiliyor. Bu durum, sosyal barışın ve toplumsal ahlakın temel dinamiklerinden birisini oluşturan gelir dağılımı adaletinin en büyük sorunlardan birisi olarak karşımızda durduğunu göstermektedir. Öte yandan, küçük esnafın ödemelerde zorlandığı da belirtilmektedir. Ne yazık ki “Ekonomi Büyürken Protesto Edilen Senet Tutarı Artmaktadır”... Genel olarak, Türkiye ekonomisinde yüksek faiz, aşırı değerli YTL, frenlenen döviz kuru, denetimsiz sıcak para politikaları şikâyet konusu olmaktadır. Esnafın, tarım kesiminin ve dar gelirli halkın fakirleşmesi sürmektedir. Bunlar görülmeden iktidara sadece alkış tutmak doğru bir yaklaşım değildir. Genel olarak, Türkiye ekonomisinde yüksek faiz, aşırı değerli YTL, frenlenen döviz kuru, denetimsiz sıcak para, büyüyen dış açık politikaları ciddi baş ağrısı yaratabilecek noktalara doğru gidiyor... İki gün önce açıklanan 31.3 milyar dolarlık cari işlemler açığının Cumhuriyet Tarihinin en büyük cari açığı olduğu unutulmamalıdır. Para para kazanıyor 1 Uluslararası rezerv para konusu ele alınınca dikkat çeken noktalar: ABD Doları rezervi kritik bir döneme girdi, açık artıyor. ABD açığıdevam ederken Asya ülkeleri ve OPEC ülkelerinin merkez bankaları, doların rezervleri içindeki payını azaltmaya başladılar.. Buna dikkat etmek gerekir. 2 Yatırım araçlarındaki getiriyi maksimize ederken riski dağıtmayı amaçlayan “küresel serbest piyasa” yeni türevler yarattı, ama aynı zamanda risk de yarattı. Risk bir taraftan yaygınlaştırılırken öbür taraftan kimin ne kadar risk aldığı hesaplanamaz duruma gelebiliyor. 3 Bu arada likidite bolluğu da var. Likidite bolluğu, yüzde 0.25 düzeyinde seyreden Japonya faizlerine endekslenmiş durumda. Bu nedenle Japon ekonomisinin durgunluktan çıkması gerekiyor. Eninde sonunda Japonya’da ekonomi canlanacak, faizler yükselmeye başlayacak. O zaman 1998’de olduğu gibi Yen yüzde 10, yüzde 12 değerlenirse Yen’e bağlanmış olan “carry trade” de mecburen çözülmeye başlayabilir. Bu noktada, ünlü döviz spekülatörü Warren Buffet’in deyişiyle “Sular çekildiğinde, kimin denize donsuz girdiği belli olacak”. Faiz kazancı ne oluyor? Türkiye’de elde edilen faiz kazancı, içeride bir yeniden yatırıma veya bölüşüme konu olmuyor, A [email protected] Hevesli ve istikrarlıysanız garanti benden... Westminster Univesity ve Premier College sertifikalarına sahip, London School of Business Administration’da master yapmış, ÖĞRETMENDEN, BRITISH ENGLISH Gramer, iş İngilizcesi, derslere yardımcı, sınavlara hazırlık Acıbadem/İstanbul 0536 225 07 80 CUMHURİYET 02 CMYK
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle