22 Kasım 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 17 ŞUBAT 2007 CUMARTESİ 6 HABERLER Cemaatin yaklaşık 90 ülkede okul açarak örgütlenmesini CHP’li milletvekili Meclis’e taşıdı Gülen’in yeni hedefi Afrika ? Gülen cemaatine bağlı, Avrupa’da 31, Afrika’da 26, Asya’da 21, Kuzey Amerika ve Güney Amerika’da 5, Okyanusya’da da 3 eğitim kurumu bulunuyor. Konuyla ilgili TBMM’ye araştırma önergesi sunan CHP’li vekiller, “İlköğretimden üniversiteye kadar yüzlerce okulun yapımı, binlerce öğretmenin aylığı hangi kaynaktan karşılanmaktadır” diye sordu. FIRAT KOZOK CUMARTESİ YAZILARI ATAOL BEHRAMOĞLU Bir Arkadaştan Mektup Sosyalist, sosyal demokrat siyasete çok emek vermiş, 68 kuşağından bir arkadaşımdan bir mektup aldım. Uzunca mektubu özetleyerek sizlerle paylaşmak istiyorum. Arkadaşım, bir mucize olmazsa AKP’nin insafına kalmış görünümdeki cumhurbaşkanlığı seçimlerinden haklı olarak söz etmeksizin 4 Kasım tarihindeki genel seçimler konusunda düşüncelerini, kaygılarını dile getiriyor. Bu seçimin sonuçlarının hepimiz için çok önemli, hatta bizim kuşağımız için son bir şans olduğunu belirterek bu fırsatın çok iyi değerlendirilmesi, hiç değilse AKP’nin tek başına iktidarının engellenmesi gerektiğini belirtiyor. Demokratik sistem içinde bunun olabilmesi için de, bu günden ileriye bakıldığında iki olasılık bulunduğunu söylüyor. Bunlardan ilki, “en iyi bir tahminle” parlamentoya birkaç partinin gireceği ve yüzde 10 barajı nedeniyle de bu partilerin AKPCHPDYP ve MHP’den oluşacağıdır. Arkadaşım, bu olasılığın gerçekleşmesi durumunda, parlamentoda yine ağırlıklı olarak dincifaşizan ortaklıkların gündeme gelmesinin sürpriz sayılamayacağını, DYP ve MHP’nin AKP’ye bugünkü muhalefetine kanmamak gerektiğini belirtiyor… Mektupta dile getirilen ikinci olasılık (oradaki ifade ile “asıl çözüm”) “solda birliktelik”tir. Bu konuda başlıca sorun ise CHP ve Genel Başkanı’nın ikna edilmeleridir. Bu nasıl başarılacak? Bence asıl çözüm önerisi de bu soruya verilen yanıtla başlıyor: CHP’yi bu birlikteliğe özendirmenin, zorlamanın bugün için görünürdeki biricik yolu, CHP dışındaki sol, sosyal demokrat partilerin ve başkaca dinamiklerin bir araya gelerek ikinci bir çekim odağı oluşturmalarıdır… Böylece CHP bu birliğe katılmaya özendirilebilirse ve 4 Kasım seçimlerine “CHP şemsiyesi altında SHP+DSP+ÖDP ile öteki parti ve dinamikler bir arada ortak bir başbakan ve ortak bir hükümet programı ile” seçime gidilirse, nasıl bir sonuç alınabilir? Arkadaşım bu olasılık gerçekleşirse CHP’nin parlamentoya birinci parti olarak bile girebileceğini, bunun da ötesinde, solsosyal demokrat birlikteliğin tek başına iktidar bile olabileceğini düşünüyor, ya da diyelim ki düşlüyor… Peki CHP her şeye karşın sol birliktelik dışında kalmakta direnirse ne olacak? O zaman da yapılması gereken, yine mektuptaki çözüm önerisine göre, CHP’nin yanı sıra öteki sol parti ve dinamiklerin, birlikte, “mesela DSP çatısı altında yine ortak bir başbakan adayı ve ortak bir hükümet programı” ile seçime gitmeleridir… Arkadaşım, böyle bir birlikteliğin de mutlaka barajı aşacağını, bu durumda, CHP’li sol birlikteliğin yaratacağı yoğunluk (sinerji etkisi) elde edilemeyecek olsa da AKP’nin tek başına iktidar olmasının engellenebileceğini, bunun da küçümsenemeyecek bir başarı olacağını düşünüyor… Mektup, 60’lı yılların umut dolu Türkiye’sinden, 68 kuşağının sol ve sosyalizm adına özverili savaşımlarından sonra bugün gelinen acizlik, eylemsizlik ortamının, çaresiz kalmışlık görüntüsünün yarattığı acı yakınılarla, acıtan ve düşündüren sorularla sona eriyor… ??? Mektupta dile getirilen düşüncelerin, önerilerin tartışılabileceği kuşkusuz. CHP dışında bir sol birlikteliğin herhangi bir şansı olamayacağı gibi, CHP’nin seçim barajını aşmasını da zora sokacağı akla gelebilecek ilk eleştiridir. Fakat (kişisel yaşamda olduğu gibi) toplumsal yaşamda da düz bir mantık, basit matematik hesaplar her zaman en doğru sonuca götürmeyebiliyor… Bütün solun birlikteliği en istenilen şeydir. Fakat bu olamıyorsa eğer, “sol” sözcüğünü telaffuz etmekten korkmayan, emek savunuculuğunda ve yurtseverlik değerlerinde buluşan, pısırıkça beklemekten ve lafazanlıktan değil, eylemlilikten yana bütün toplumsal güçlerin bir araya gelmesi, bu CHP ile olamıyorsa CHP’siz de olabileceğinin gösterilmesi, CHP’nin bu birlikteliğe katılmaya zorlanmasının bugün için belki tek çözümünün de böyle bir eylemlilikten geçecek olması bana hiç de yabana atılacak bir öneri, uzak bir olasılık gibi görünmüyor… Bu köşeyi bundan böyle, büyük ölçüde, bu konuda gelebilecek düşüncelerin, çözüm ve eylem önerilerinin yansıtılmasına açıyorum… CHP’DEN ÖNERGE ‘Değirmenin suyu nereden geliyor?’ ülen’in örgütlenmesi TBMM gündemine de taşındı. CHP Denizli Milletvekili Mustafa Gazalcı ve 12 milletvekili tarafından TBMM Başkanlığı’na sunulan araştırma önergesinde, devletten sonra en büyük eğitim ağını kuran bu örgütlenme hakkında kamuoyunun aydınlatılması gerektiğine dikkat çekildi. Önergede şunlar kaydedildi: “Fethullah Gülen’e bağlı okul, dershane ve yurtlarda 1739 sayılı Milli Eğitim Temel Yasası’nda öngörülen öğretim birliği içinde laik, bilimsel bir eğitim yapılmakta mıdır? Anayasamızın 42. maddesinde ‘Eğitim ve öğretim Atatürk ilkeleri ve inkılapları doğrultusunda çağdaş bilim ve eğitim esaslarına göre, devletin gözetim ve denetimi altında yapılır. Bu esaslara aykırı eğitim ve öğretim yerleri açılamaz’ diye belirtilen esaslara bu kuruluşlar uymakta mıdır?” Gazalcı, Gülen’in dünyadaki örgütlenmesinin araştırılmasını istediklerini belirterek “Bu değirmenin suyu nereden geliyor, ayrıca bu kurumların bilimsel eğitim ilkelerine uyup uymadığının da TBMM tarafından araştırılmasını istiyoruz” dedi. G ANKARA Türkiye çapında yüzlerce kursla, başta ÖSS olmak üzere çeşitli sınavlara öğrenci hazırlayan Fethullah Gülen ve yandaşları, yaklaşık 90 ülkede açtıkları okullarda on binlerce öğrenciye eğitim veriyor. Gülen’in eğitim kurumları, Güney Afrika’dan Meksika’ya, Kolombiya’dan Togo’ya kadar dünyanın dört bir yanında örgütleniyor. Konuyla ilgili TBMM’ye araştırma önergesi veren CHP’li Mustafa Gazalcı, “Bu değirmenin suyu nereden geliyor, madem iyi bir şey yapıyorlar, açık olsunlar” dedi. Türkiye’deki örgütlenme yapısıyla her gün binlerce gazeteyi bedava dağıtan, eğitim kurumları ve yurtlarında öğrencilere eğitim veren Gülen cemaatinin eğitim kurumları Afrika’ya kadar yayıldı. Cemaate parasal destek sağlayan kişilerin katkısıyla 86 ülkede okul, üniversite ve kültür merkezleri açılırken bu okullarda yaklaşık 100 bin öğrenciye eğitim veriliyor. Edinilen bilgilere göre, yalnızca Afrika’da 26 ülkede binlerce öğrenci, cemaatin okullarında eğitim görüyor. Türkiye dışındaki ilk eğitim ku Fethullah Gülen’in dünyanın dört bir yanında bulunan okulları. örgütleniyor. Fethullah Gülen okulları Türk cumhuriyetlerinin yanı sıra Avrupa, Afrika, hatta Okyanusya’da bile giderek çoğalıyor. Son yıllarda Afrika’daki çalışmalarına ağırlık veren cemaat, bu ülkelerdeki okul sayısını her geçen gün artırıyor. Japonya ve ABD’de de Gülen cemaatine bağlı okullarda binlerce öğrenci bulunuyor. Gülen cemaatinin eğitim örgütlenmesine gittiği ülkeler şöyle: AvrupaAsyaOrtadoğuUzakdoğu: Azerbaycan, Gürcistan, Rusya, Ukrayna, Moldova, Litvanya, Letonya, Estonya, Romanya, Bulgaristan, Makedonya, Arnavutluk, BosnaHersek, Macaristan, Slovakya, Çek Cumhuriyeti, Polonya, Almanya, Avusturya, İtalya, İsviçre, Hollanda, Belçika, Fransa, Danimarka, Norveç, İsveç, Finlandiya, İngiltere, Portekiz, İspanya, Kazakistan, Tacikistan, Kırgızistan, Türkmenistan, Özbekistan, Afganistan, Pakistan, Hindistan, Nepal, Bangladeş, Moğolistan, Japonya, Güney Kore, Malezya, Vietnam, Kamboçya, Burma, Tayland, Irak, İsrail, Yemen. Kuzey Amerika: Kanada, ABD, Meksika. Güney Amerika: Kolombiya, Bolivya, Şili, Arjantin, Brezilya. Afrika: Fas, Cezayir, Mısır, Moritanya, Mali, Nijer, Çad, Sudan, Etiyopya, Senegal, Gambiya, Gine, Burkina Faso, Gana, Togo, Nijerya, Kamerun, Kongo, Uganda, Kenya, Tanzanya, Malavi, Mozambik, Madagaskar, Güney Afrika. Okyanusya: Avustralya, Endonezya, Filipinler. rumlarını Orta Asya’da açan cemaat, Milli Eğitim Bakanlığı verilerine göre, yaklaşık 50 bin öğrenciye bu okullarda eğitim veriyor. AĞIRLIK A FRİKA’YA VERİYOR Bugün itibarıyla Kazakistan, Kırgızistan, Türkmenistan’da Gülen cemaatinin okulları yaygın bir şekilde Mahkeme kararları açıklanırken ayağa kalkmayan sanıklar, Kuran’dan ayetler okuyarak savunma yaptı El Kaide davasında 7 müebbet HİLAL KÖSE El Kaide davasında, örgütün özel görevli yöneticisi Louai Sakka ile birlikte 5 sanık “anayasal düzeni silah zoruyla değiştirmeye teşebbüs” suçundan ağırlaştırılmış mübbet hapis cezasına çarptırıldı. Mahkeme kararları açıklanırken ayağa kalkmayan sanıklar, Kuran’dan ayetler okuyarak yaptıkları savunmalarında, Türkiye Cumhuriyeti’ne hakaretler yağdırarak cihat çağrısı yaptılar. Terör örgütü El Kaide’nin Türkiye yapılanması içinde faaliyet gösterdikleri ileri sürülen 73 sanığın İstanbul’da 1520 Kasım 2003 tarihlerindeki bombalı saldırıları gerçekleştirdikleri gerekçesiyle yargılandıkları dava, iki gün süren duruşmanın ardından karara bağlandı. Sakka’nın kaçırılacağı yönündeki haberler nedeniy ? Louai Sakka ile şura üyeleri Fevzi Yitiz, Yusuf Polat, Baki Yiğit ve Harun İlhan ağırlaştırılmış müebbet hapse, Adnan Ersöz ile Osman Eken ise müebbet hapis cezasına çarptırıldı. Seyit Ertul’a 18, Homed Obysi’ye 12 yıl 6 ay hapis cezası verildi. Örgüt üyeliği suçundan 29 sanığa, 6 yıl 3 ay hapis cezası veren mahkeme heyeti, Gürcan Baç’ın eşi Mediha Yıldırım ile Habip Aktaş’ın eşi Cemile Aktaş’ı yardım yataklık suçundan 3 yıl 9 ay hapse mahkum etti. 26 kişi beraat etti. le Beşiktaş’taki adliyede yoğun güvenlik önlemi alındı. Sanıklar verilen arada nezarette ezan okudu. Amerika’yı ve İsrail’i hedef aldığı için burada olduğunu söyleyen Sakka, “Burada ben değil, bir nevi direnişimiz yargılanmaktadır. Yaptığımız cihadın meyvelerini almaya yakınız. Mücahit arkadaşlarım sizi yalnız bırakmayacağım ve cihat tugaylarına yetişeceğim. Ben de silahıma kavuşacağım” dedi. Savunmasının tamamına yakını Türkiye Cumhuriyeti’ne hakaret içiren Harun İlhan da İstanbul’daki eylemlerinin Türkiye Cumhuriyeti rejimini değil İsral, Yahudiler ve İngilizleri hedef aldığını ifade etti. İlhan, “Bu demek değil ki TC rejimine sempati besliyoruz. Küfür rejimi olarak gördüğümüz TC rejiminin bir gün yıkılacağını biliyorum. Savaşımızın bugünlerde global küfürle olduğunu, yerleşik zalim ve kâfirlere sıranın zamanla geleceğini söylüyoruz” diye konuştu. Türkiye Cumhuriyeti rejiminin şeytana hizmet ettiğini savunan İlhan, Müslümanların görevinin bu sistemi devirmek olduğunu, hiçbir Müslüman öğrencinin laik sistemin okullarına gitmesi taraftarı olmadığını söyledi. Bir Müslümanın laik Kemalist orduya hizmet etmemesi gerektiğini de dile getiren İlhan, “Müslümanlar ancak Allah’ın askeridir” dedi. Mahkeme başkanının 4.5 saatlik konuşmasının ardından savunmasını bitirmesini istemesi üzerine heyeti reddettiğini belirten İlhan, mahkeme başkanı ile tartışması nedeniyle salondan çıkarıldı. Mahkeme heyeti, Sakka ile örgütün şura üyeleri Fevzi Yitiz, Yusuf Polat, Baki Yiğit ve İlhan’ı anayasal düzeni değiştirmeye teşebbüs ve id Fethullah Gülen dianameye göre 57 kişinin ölümüne, 647 kişinin de yaralanmasına neden olan saldırıları planladıkları, eyleme iştirak ettikleri gerekçesiyle ölünceye kadar devam etmek üzere ağırlaştırılmış müebbet hapse mahkum etti. Diğer şura üyeleri Adnan Ersöz ile Osman Eken ise iyi halleri göz önünde bulundurularak müebbet hapis cezasına çarptırıldı. Sanık Seyit Ertul’a örgütün Konya grubunu kurduğu ve yönettiği gerekçesiyle 18 yıl, Sakka ile yakalanan Homed Obysi’ye ise 12 yıl 6 ay hapis cezası verildi. Örgüt üyeliği suçundan 29 sanığa, 6 yıl 3 ay hapis cezası veren mahkeme heyeti, Gürcan Baç’ın imam nikâhlı eşi Mediha Yıldırım ile Habip Aktaş’ın eşi Cemile Aktaş’ı yardım yataklık suçundan 3 yıl 9 ay hapse mahkum etti. Mahkeme, 26 kişinin de beraatına karar verdi. ataolb?cumhuriyet.com.tr Faks: (0212) 343 72 64 Narlıdere Belediyesi Ödüllü Yağlıboya ve Akrilik Resim Yarışması AMAÇ : Narlıdere Belediyesi’nce ilk kez düzenlenen “1. Resim Yarışması” kapsamında; “Yağlıboya ve Akrilik Resim Yarışması” düzenlenmiştir. Yarışmanın amacı; Türk sanatçılarının son eserlerini bir arada sergilemek, sanat ortamımıza yeni eserler kazandırmak ve buna bağlı olarak da sanatçılarımızın verimini artırmaktır. KONU: Serbesttir. KATILIM: Her sanatçı yarışmaya, daha önce herhangi bir yarışmada ödül almamış ya da sergilenmemiş en çok iki eseriyle katılabilir. Yarışma, Seçici Kurul Üyeleri ile birinci derece yakınları dışında, yaşayan Türkiye Cumhuriyeti Uyruklu tüm sanatçılara açıktır, Yarışmaya eser verecek olan sanatçılar, kendi anlatım biçimlerine uygun her türlü teknik ve malzemeyi kullanmakta serbesttirler. Ancak eserlerin dayanıklı malzemeden üretilmesi önerilir. Yarışmaya verilecek eserlerin uzun kenarı 1.50 cm’den fazla, kısa kenarı 50 cm’den kısa olmayacaktır. Belediyeden ya da belediyeye ait www.narliderebld.gov.tr internet sitesinden edinilecek Form1 eksiksiz olarak doldurulup; üzerinde “Resim Yarışması 2007” ibaresi, sanatçının adı ve soyadının yazılı olduğu bir zarfa konularak eserle birlikte; 15 Şubat 2007 ile 27 Nisan 2007 tarihleri arasında (Cumartesi ve Pazar Günleri hariç) saat 17.00’ye kadar makbuz karşılığı toplama merkezine elden, ya da postayla teslim edilecektir. (Postalanan eserlerin en geç son teslim tarihli gün, saat 17.00’ye kadar sorumlu kişiye imza karşılığı teslimi gerekmektedir. Posta gecikmeleri ve posta sırasında doğabilecek hasarlarından Narlıdere Belediyesi sorumlu tutulamaz. ÖDÜLLER: Narlıdere Belediyesi 1. Resim Yarışması’nda dağıtılacak ödüller: Başarı ödülü (3 adet) 2 Bin YTL, Mansiyon (2 adet) 500 YTL. Seçici Kurul, ödüllerin tümünü ya da bir kısmını dağıtmamakta serbesttir. Ödüller birden fazla katılım arasında da paylaştırılabilir. Ödül alan eserlerin basın yayın haklarıyla, tüm hakları Narlıdere Belediyesi’ne ait olup geri teslim edilmeyecektir. Ödül alan ve sergilenmeye değer eserler bir katalogda toplanacaktır. DİĞER: Katılım Formları ve Şartname Narlıdere Belediyesi’nden ya da www.narlidere bld.gov.tr adresinden temin edilebilir. TOPLAMA MERKEZİ Narlıdere Belediyesi Kültür Müdürlüğü Mithatpaşa Caddesi No. 297 Zemin Kat Narlıdere/İZMİR TEL: 0 232 238 87 44 FAKS: 0 232 238 87 40 (Basın: 7843) RTÜK’E ‘SANSÜR’ TEPKİSİ Kurtlar Vadisi’nin yayından kaldırılması Sümerolog Muazzez İlmiye Çığ: AKP’de çatlak İleri gideceğiz ANKARA dür’’ değerlendir(Cumhuriyet Bümesinde bulundu. rosu) AKP’li baBakan Abdüllatif kan, parti yönetiŞener, “Ağır şidcisi ve milletvekildet içeren yayınleri “Kurtlar Valar serbest. O zadisiTerör” adlı man şu tartışılır. dizinin yayından Herkese veya kaldırılmasına ortüm filmleri, tüm tak bir tavırla desdizileri eşit zatek verirken, Baş Abdüllatif Şener. manlı, aynı sistebakan Yardımcısı me tabi tutacak Abdüllatif Şener, “Ram bir sisteme ihtiyaç var mı?’’ bo” ve “Terminatör” türü görüşünü dile getirdi. filmlerin yayımlanmasını örRTÜK Başkanı Zahid Aknek göstererek karşı çıktı. man, diziyi yayımlayan AKP’lilere, dün düzenle Show TV yetkilileriyle konen AKP il başkanları top nuyu görüştüklerini, ancak lantısında Kurtlar VadisiTe kaldırılması yönünde telkinrör dizisinin kaldırılmasına de bulunmadıklarını, kararın ilişkin görüşleri soruldu. kanala ait olduğunu söyledi. Devlet Bakanı Beşir Ata Bu arada, yapımcı şirket PAlay, dizinin kaldırılmasının NA film, diziyle aynı adı tasansür olmadığını belirtir şıyan internet sitesinde yapken AKP Genel Başkan Yar tığı açıklamada, dünyada ilk dımcısı Dengir Mir Meh kez bir dizinin yasaklandığımet Fırat, “Eğer çocuk nı ileri sürdü. Açıklamada pornosunu yasaklamak RTÜK Başkanı Akman’a sansürse o da bir sansür ağır eleştirilerde bulunuldu. İstanbul Haber kak yeneceğiz” Servisi Sümededi. Cumhuriyerolog Muazzez İltin ilk yıllarında miye Çığ, Cumhuher türlü imkânın riyet dönemindekısıtlı olduğunu, ki tüm devrimlere bugün eğitimden tanık olduğunu besanata her alanda lirterek, “Franbüyük ilerlemelesa’nın 100 yılda rin yaşandığını yaptığı devrimi, vurgulayan Çığ, Türkiye 10 yıl giM. İlmiye Çığ. “Bu memleketi bi kısa bir süreye hepimiz daha ilesığdırdı. Büyük bir millet riye götüreceğiz’’ dedi. olduğumuz için ben çok Ahmet Ümit ise laikliğin mutluyum” dedi. hâlâ eleştirildiğini anımsataİstanbul Kültür Üniversi rak “Kültür devrimi olmatesi Sanat ve Tasarım Fakül dan gerçek devrimlerden tesi’nin öncülüğünde düzen söz edilemez’’ dedi. Ümit, lenen “10. Yıl Yeniden Ay insanların kafa yapıları, dedınlanma Günleri” oturu ğerleri değişmezse, gericimunun dördüncüsü, Süme lik veya devrime aykırı davrolog Muazzez İlmiye Çığ ranışların ortaya çıkacağını ve yazar Ahmet Ümit’ in söyleyerek “AB’ye ihtiyaç katılımıyla önceki gün ger duymadan kendi içimizde çekleşti. Toplantıda konu demokratik bir yapı kurşan Çığ, yapılan her devrimin malıyız. Türkiye daha da daima bir karşıdevrimi ola demokratikleşerek, laik yacağını belirterek, “Ama biz pısını koruyarak geleceğe bu karşıdevrimleri muhak güvenle bakabilir” dedi. Kanaltürk’e karartma İstanbul Haber Servisi Radyo Televizyon Üst Kurulu (RTÜK) tarafından, Kanaltürk’ün her akşam saat 19.00’da yayımlanan ana haber bülteninin bir gün süreyle durdurulması kararı dün akşam uygulandı. Kanaltürk, ana haber bülteninde geçen günlerde yer alan bir haberde İş Bankası’nda yolsuzluk iddialarına yer verilmişti. Bankanın şikâyetini değerlendiren RTÜK, kanalın ana haber bülteninin bir gün süreyle durdurularak yerine başka bir programın yayımlanmasını kararlaştırmıştı. RTÜK’ün yayın durdurma kararı dün akşam uygulanırken, kanal yönetimi ve izleyiciler karara tepki gösterdi. Kanal yönetiminden yapılan açıklamada, habere konu olan iddialarla ilgili banka ile davalık oldukları, mahkemenin de Kanaltürk’ü haklı bulduğu belirtildi. Açıklamada RTÜK’ün mahkemenin kararına karşın yayın durdurması, “sansür’’ olarak nitelendirildi. Kanaltürk’ün “cevap hakkına’’ saygı duyan bir kanal olduğu anımsatılan açıklamada, yayın ilkelerinden ödün verilmeyeceği kaydedildi. ADNAN SATICI “Sonsuzluk Sandalı”ndaki şair rüzgârın bol olsun. TÜRKİYE YAZARLAR SENDİKASI CUMHURİYET 06 K
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle