14 Mayıs 2024 Salı English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
13 ŞUBAT 2007 SALI CUMHURİYET SAYFA HABERLER TGC Başkanı Erinç, siyasilerin 301. madde konusunda tutarsız davrandıklarını belirtti 5 POLİTİKA GÜNLÜĞÜ HİKMET ÇETİNKAYA ‘Politik şov yapılıyor’ Milletvekilleri Cerrah’ı eleştirdi ? İSTANBUL/ANKARA (Cumhuriyet) İstanbul Emniyet Müdürlüğü, dün TBMM İnsan Haklarını İnceleme Komisyonu’na sokak çocukları, çocuk pornosu ve çocuk yurtlarıyla ilgili brifing verdi. Brifingin İstanbul Emniyet Müdürü Celallettin Cerrah yerine şube müdürlerince verilmesi dikkat çekti. Milletvekilleri brifingin ardından İstanbul Valisi Muammer Güler’i ziyaret etti. AKP’li Cavit Torun, Hrant Dink cinayetiyle ilgili ihbar gelmesine karşın önlem alınmamasını eleştirerek “İhbarlara rağmen neden gerekli önlem alınmamış?” dedi. CHP’li Halil Ünlütepe de Güler’e “Böyle bir emniyet müdürü ile çalışabileceğinize inanıyor musunuz?” dedi. İstanbul Haber Servisi Türkiye Gazeteciler Cemiyeti ve Türk Ceza Hukuku Derneği’nin oluşturduğu komisyon tarafından hazırlanan TCK’nin 301. maddesine ilişkin değişiklik önerisi kamuoyuna sunuldu. Öneride, yanlış anlaşılmalara yol açtığı gerekçesiyle “Türklük” kavramının “Türk milleti” olarak, maddenin mevcut halinde maddi unsur olarak yer alan “aşağılama” kelimesi yerine de “hakaret” sözcüğünün yer alması istendi. TGC Burhan Felek Konferans Salonu’nda dün gerçekleştirilen toplantıda konuşan TGC Başkanı Orhan Erinç, 301. madde tartışmalarının temelinde “siyaset ve hukuk karmaşası”nın yer aldığını dile getirerek “301. maddenin kaldırılmasını istediğimizde po CHP’nin Milliyetçiliği... Bugünlerde en çok tartışılan konu TCK’nin 301. maddesi ve “Türklük” kavramı... 301. maddenin tartışılması özellikle Türkİslam sentezine dayalı “MilliyetçiMukaddesatçı” kesimin işine yarıyor, buradan yola çıkılarak şöyle deniliyor: “Türklüğe hakaret edenlerin önüne geçilmeyecek mi?” Hrant Dink cinayetinden sonra eline bayrak alan, “Türk” oldukları aklına gelen ırkçılar “Türk ulusu” kavramını bir kenara itiyorlar... Orhan Erinç, bu konuyu gündeme getirdi bir yazısında... Dedi ki: “Sanırım ki CHP’liler ve Atatürkçü olduklarına inandıklarımız olaya biraz uzaktan bakıyorlar. Madde gerekçesinde yer alan ve bir kısmını yukarıya aldığım ‘Türklük’ kavramının, aslında Türkİslam sentezcilerinin Türk tanımını yansıttığı akıllarına gelmiyor. Bu tanımın, Türk’ü ‘Türkçe konuşan Müslümanlar’ olarak görmekte olduğunu algılamak istemiyorlar. Yine bu tanıma göre Hıristiyan, Şaman, Budist ve Hint dinlerindeki Türklerin Türk sayılmamakta olduğuna dikkat etmiyorlar. Yani Türkler içinde de ayrımcılık yapılmasını olağan karşılıyorlar. Ben yazmaktan, sizler okumaktan bıktınız. Aklı başında kimse ‘Türk milletine hakaret edilmesinin’ yolunun açılmasını savunmuyor. Yasa maddesinin bu kavramlara göre yeniden düzenlenmesini istiyor.” Orhan Erinç’in de değindiği gibi “Türklük” kavramı, Türkİslam sentezcilerinin “Türk” tanımıdır... Onların Türk tanımı şöyledir: “Türk Müslümandır. Başka dinlerde olan Türkler Müslüman değildir.” Yaşadığımız topraklarda Türkler, Kürtler, Süryaniler, Aleviler, Rumlar, Ermeniler yaşasa da sadece onların içinde “Türk” olanlar Sünni Müslüman “Türkler”dir. ??? Bu anlayış Türkiye’yi nereye götürür? Bu arada CHP’lilere seslenmek istiyorum... CHP’nin altı okundan birisi “milliyetçilik”tir... “Türkiye Cumhuriyeti din, dil, ırk ve etnik köken temelleri üzerinde değil, siyasal bilinç ve ideal beraberliği zemininde kurulmuştur. Milliyetçilik ırka indirgenemez...” Bu ne demektir? CHP’nin milliyetçiliği çoğulculuğun karşıtı değildir. Aynı zamanda ayrışma değil, bütünleşme içerir. Tüm alt etnik ve kültürel kimliklere saygılıdır. Hangi kökenden gelirse gelsin, hangi dili konuşursa konuşsun, hangi inancı paylaşırsa paylaşsın, tüm yurttaşlar hukuken eşittir. Herkes ülkenin asıl sahibidir... CHP’nin milliyetçilik anlayışında, Türkiye Cumhuriyeti’ni oluşturan tüm yurttaşların birliği ve güvenliğinin; ülkenin bağımsızlığı ve egemenliğinin, Türkiye’nin toprak bütünlüğü ve haklarının koşulsuz olarak korunması öngürülür... Ben bunları 1999 yılında CHP’li üyelere dağıtılan “CHP Programı Eğitim El Kitapçığı”ndan aldım... 301. madde tartışmalarında CHP’liler nedense “Türklüğe hakaret”in aynen yerinde kalmasını savunup “Türk milletine hakaret” olarak değiştirilmesine karşı çıkıyorlar. O zaman ne oluyor? CHP Türkİslam sentezine dayalı MilliyetçiMukaddesatçı düşünceyle aynı çizgiye geliyor. İşte tam bu sırada insanın aklına şöyle bir soru takılıyor: “Atatürk’ün insan odaklı hümanist kültürünü; evrensel hukuk anlayışını bugün ırka dayalı bir milliyetçilikle nereye kadar taşıyabiliriz?” Türkiye’nin gereksinimi olan evrensel, demokratik, laik kültür son otuzkırk yıllık süreçte ufalanıp yok olmuştur... Sanırım başta CHP olmak üzere pek çok siyasal oluşum bu gerçeği görmemektedir... Hümanist kültürün giderek yok olduğu, dinsel kimliğin, ırkçı milliyetçiliğin, eğitimsizliğin ise ivme kazandığı yoksul kesimlerin gençleri giderek lümpenleşmektedir... ??? Özellikle sosyal demokratların bu gerçeği görmeleri gerekir... 301. madde tartışmaları, “Türklük” kavramı, bu çevrelerin ekmeğine yağ sürmek anlamına gelir... Orhan Erinç gibi ben de 301. maddeyle ilgili tartışmaları hayretle ve dehşetle izliyorum... CHP sözcülerinin açıklamaları, genelde 301. maddede olmayan biçimiyle “Türk milletine hakaret” kavramı üzerine kurularak değişikliğe karşı çıkılıyor... Maddedeki “Türklük” kavramının gerekçede “Bu varlık Türk milleti kavramından geniştir ve Türkiye dışında yaşayan ve aynı kültürün iştirakçileri olan toplumu da kapsar” tanımıyla yapılmış olduğunu görmezden geliyorlar. CHP’liler ısrarla yine 301. maddedeki “aşağılama” suçunu, “hakaret” suçu varsayarak tıpkı MilliyetçiMukaddesatçılar gibi gündeme getirmekten vazgeçmiyorlar... . ? TGC ve Türk Ceza Hukuku Derneği’nin oluşturduğu komisyonun hazırladığı 301. madde değişiklik önerisi dün yapılan toplantıyla kamuoyuna açıklandı. Öneride yasadaki “Türklük” kavramının “Türk milleti” olarak, “aşağılama” kelimesinin de “hakaret” olarak değiştirilmesi istendi. litika buna engel olmuştu. Şimdi de mevcut koşullar nedeniyle değiştirilmesini talep etmekle yetinmek durumundayız. Devlet bakanları, yurtdışı gezilerinde maddenin değiştirilmesi gerektiğini söylüyorlar. Ancak Türkiye’ye döndüklerinde herhangi bir adım atmıyorlar” dedi. 301. maddenin değiştirilmesine yönelik sivil toplum örgütlerinin yaptığı tartışma ortamlarına davet edilmediklerini belirten Erinç, “Bu nedenle tartışmalar yanlış yerlere çekiliyor. Gazetecilik ilkesi yüzünden zaten hakaret içeren yazılar yazmıyoruz. Bu yüzden baştan haksız bir suçlamayla karşı karşıya kalıyoruz” diye konuştu. Yaklaşan seçimler nedeniyle siyasi partilerin oy kaygısından hareketle maddenin değiştirilmesine ya da kaldırılmasına karşı çıktıklarına inandıklarını ifade eden Erinç, “Politik şov yapıyorlar” dedi. Erinç, Türklük kavramı yerine “Türk milleti” kavramının yer almasını istemelerinin nedenini “Türklük denildiğinde tüm dünyadaki Türkleri kapsıyor. Vatandaşlık bağını kapsaması açısından bunun yerine ‘Türk milleti’ hatta mümkünse ‘Türk ulusu’ kelimesinin, ‘aşağılama’ kelimesinin de kişisel algılamalara göre değişebileceği endişesinden ‘hakaret’ kelimesinin yer almasını istiyoruz” sözleriyle açıkladı. Erinç, geçen günlerde Can Dündar’ın NTV’deki “Neden” adlı programının ardından Alaattin Çakıcı tarafından tehdit edilmesini ve ANKA Haber Ajansı’nın, öldürülen AGOS Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Hrant Dink cinayetinin soruşturmasının sürdüğü aşamada bilgi ve belgelerinin yer aldığı bilgisayarlarının çalınmasını kınadıklarını açıkladı. Erinç, ayrıca TGC ödüllerinde yaşanan ödül krizine değinerek “Cumhuriyet gazetesi yazarı Orhan Bursalı’yı araştırma dalında ödüle değer gördük. Ancak yanlış anlaşılmalar nedeniyle Orhan Bursalı bu ödülün Murat Bardakçı’ya verilmesi gerektiğini söyledi. TGC olarak, ödül haber dalında değil, araştırma dalında verildiği için Bursalı’ya verilmesini uygun görmüştük” dedi. 301’i savunanlar Öte yandan Aydınlar Ocağı, Türk Ortodoks Patrikhanesi ve KamuSen’in de aralarında bulunduğu 227 sivil toplum kuruluşu da, Savoy Otel’de düzenledikleri basın toplantısında 301. maddenin değiştirilmemesi gerektiği görüşünü benimsediklerini açıkladı. NÂZIM HİKMET DAVASI Çakıcı’nın tehdit mektubu ? ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Adalet Bakanı Cemil Çiçek, dünkü Bakanlar Kurulu toplantısının ardından gazeteci Can Dündar’ın, eski MİT daire başkanı Nuri Gündeş’in de katıldığı bir programının ardından Alaattin Çakıcı tarafından tehdit edildiğinin hatırlatılması üzerine, hükümlülerin yazılı olarak dışarıya gönderdikleri her metnin cezaevi idaresi ve savcılık tarafından incelendiğini anımsattı. Çakıcı’nın kaldığı cezaevinden herhangi bir yazılı metin çıkmadığını belirten Çiçek, konuyla ilgili inceleme ve soruşturmanın başlatıldığını bildirdi. Müdahillik istemleri reddedildi ? Danıştay, Nâzım Hikmet Ran’ın yurttaşlığa alınması amacıyla açılan davada, davaya müdahillik istemlerinin hukuka uygun olmadığına karar verdi. ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Danıştay 10. Dairesi, şair Nâzım Hikmet Ran’ın, Türkiye Cumhuriyeti yurttaşlığından çıkarılmasına ilişkin Bakanlar Kurulu kararının geçersiz kaldığının tespiti ile vatandaşlıktan çıkarılmasının nüfus kütüğüne tesciline ilişkin işlemin iptali istemiyle açılan davada müdahillik istemlerini reddetti. Davacı Kemal İnebolu, şair Nâzım Hikmet Ran’ın Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlığından çıkarılmasına ilişkin 25 Temmuz 1951 günlü Bakanlar Kurulu kararının geçersiz kaldığı ve uygulanamayacağı konusunun tespiti ile nüfus kaydına 8 Mart 2002 günlü form düzenletilerek ve düzenleyerek vatandaşlıktan çıkarmanın nüfus kütüğüne tesciline ilişkin işlemin iptali istemiyle Danıştay’da dava açmıştı. Danıştay 10. Dairesi, vatandaşlık hakkının şahsa bağlı haklardan olduğu ve dava konusu işleme dayanak oluşturan Bakanlar Kurulu kararının da dava konusu edilmeyeceği gerekçesiyle davayı ehliyet yönünden reddetmişti. Davacı Kemal İnebolu, karara itiraz etmiş, itirazı görüşen Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulu, Danıştay 10. Dairesi’nin kararını oyçokluğuyla bozmuştu. Kurulun kararı bağlayıcı olduğu için, davayı esastan görüşerek karara bağlayacak olan Danıştay 10. Dairesi, Başbakanlık ve İçişleri Bakanlığı’na karşı açılan davada, davacı ve davalılar yanında müdahillik taleplerini oybirliğiyle reddetti. CHP’den sandık uyarısı CHP, kasım ayındaki genel seçimler öncesinde yurttaşları sandığa gitmeleri konusunda uyarmak amacıyla Ankara’daki reklam panolarını afişlerle donattı. “Küsmekle Olmaz” ve “İhmale Gelmez” başlıklarını taşıyan afişlerde, seçmenlerin mahalle muhtarlıklarında bulunan seçmen listelerinde isimleri olup olmadığını kontrol etmeleri isteniyor. “CHP Değişimin Gücü” sloganının kulanıldığı afişlerde, sandık listelerinde kayıtları bulunmayanların oy kullanamayacağına dikkat çekiliyor. (Fotoğraf: KORAY AVCI) Oyalama taktiği 301. madde konusunda sivil toplum örgütlerinden gelen önerilere karşı net bir tavır takınmakta zorlanan hükümet, yol haritasını belirleyemedi ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) AKP Hükümeti, Türklüğe hakaret suçunu düzenleyen Türk Ceza Yasası’nın (TCY) tartışmalı 301. maddesi konusunda sivil toplum örgütlerinden gelen önerilere karşın net bir tavır takınmakta zorlanıyor. Bakanlar Kurulu, dünkü toplantısında da izleyeceği yol haritasını belirleyemedi. Dışişleri Bakanı Abdullah Gül, Avustralya Dışişleri Bakanı Alexander Downer ile düzenlediği basın toplantısında, Amerikalı yetkililerin TCK’nin 301. maddesine yönelik eleştirilerinin anımsatılması üzerine, “301. madde, Amerikalıların ya da Avrupalıların değil, bizim kendi meselemizdir’’ dedi. Başbakan Recep Tayyip Erdoğan ve kendisinin konuyla ilgili genel düşüncesinin değişiklik yapılması yönünde olduğunu kaydeden Gül, “Bununla ilgili çalışmaları da sivil toplum örgütleriyle beraber yürütüyoruz. Amerikalıların ya da Avrupalıların bu işe müdahil olması, yapılacak işleri yapılmaz hale getirir” diye konuştu. Amerika’da bu konuya ilişkin bir görüşmenin söz konusu olmadığını dile getiren Gül, “Bazı gazeteci arkadaşlar bazı şeyleri yazıyorlar, ama o, onların görüşüdür. Benim görüşlerim gayet açıktır. Bazı düşünce kulüplerinde yaptığım konuşmalarda bu konuyla ilgili bazı şeyler soruldu, onlara da bu yönde cevaplar verdim. Bu konunun değişmesini şundan arzu ediyorum: Türkiye’nin reform sürecini gölgeliyor” dedi. rine “301. maddenin değiştirilmesi noktasında kararlılığmız vardır. Bunca farklı görüşten sonra partimiz bir görüş oluşturarak bir değişiklik yaparsak, artık kimse de buna ses çıkarmamalıdır” diye konuştu. Fatsa: CHP aday çıkarsın ? ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) AKP grup başkanvekili Eyüp Fatsa, dün TBMM’de gazetecilerin gündemdeki konulara ilişkin sorularını yanıtladı. Cumhurbaşkanlığı adaylığı için nisana kadar bekleyeceklerini belirten Fatsa, CHP’ye, “Bizi adayı açıklamaya zorlayacağınıza siz bir aday çıkarın, görelim” diye seslendi. Çiçek: Konu siyasileşti Bu iki açıklamadan sonra toplanan Bakanlar Kurulu’ndan, tartışmalı madde konusunda yine somut bir karar çıkmadı. Hükümet Sözcüsü Cemil Çiçek, sivil toplum örgütlerinin önerilerinin kendilerine yazılı ve gerekçeli olarak henüz ulaşmadığını söyledi. Çiçek, gazetecilerin öneride aşağılama yerine tahkir ve tezyif kelimelerinin yer aldığını anımsatması üzerine de, 301. madde konusunda kamuoyunda farklı görüşler olduğunu söyledi. Bu konudaki tartışmaların bir bütünlük içerisinde yapılmadığını kaydeden Bakan Çiçek, “Konu siyasi zemine kaydığı için herkes kendi görüşüne göre değerlendirme yaptı. İş bugünkü noktaya geldi” dedi. ‘Kuvvetli bir inanç var’ Bugün Türkiye’de insanların “düşüncelerinden ötürü cezaevine konulmadığını” ifade eden Gül, “Ceza yasasının tamamını değiştirdik. Değiştirdik ki, herkes düşüncesini açıkça ifade etsin” diye konuştu. Madde konusunda değişiklik yapılması gerektiğinin altını çizen Gül, “Hükümetimizde de bu yönde kuvvetli bir inanç var” dedi. AKP Grup Başkanvekili Eyüp Fatsa da, TBMM’de gazetecilerin soruları üze Çakır, 301’den yargılanıyor ? İstanbul Haber Servisi Yeni Asya Gazetesi Sorumlu Yazıişleri Müdürü Faruk Çakır’ın TCK’nin 301. maddesinden yargılanmasına bugün Bağcılar 2. Asliye Ceza Mahkemesi’nde devam edilecek. Cumhuriyet Başsavcılığı, Faruk Çakır hakkında “Adil yargılamayı etkilemeye teşebbüs ettiği” ve “devletin askeri organlarını basın yoluyla aşağıladığı” gerekçesiyle 20 Haziran 2006’da dava açmıştı. hikmet.cetinkaya?cumhuriyet.com.tr Faks numaramız: 0212/ 343 72 69 Başbakanlık Müsteşarı, devlet bürokrasisinde görev alacak isimler üzerinde doğrudan etkili BAŞSAĞLIĞI Prof. Dr . Bakanlıklar Dinçer’i aşamıyor ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) CHP lideri Deniz Baykal’ın kendisine yönelik eleştirilerine tepki gösteren Başbakanlık Müsteşarı Ömer Dinçer, hükümetin kritik yasalarında ve devlet bürokrasisine atanacak isimlerin belirlenmesinde başrol oynuyor. Yargıtay’ın, “Görüşleri anayasa ile bağdaşmıyor” dediği Dinçer, devlet bürokrasisinde neredeyse Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer kadar etkili rol oynuyor. Başta Kamu Yönetimi Temel Yasa Tasarısı olmak üzere hükümetin kritik tasarılarında imzası bulunan Dinçer, merkezi idarenin çeşitli kademele TTB heyeti Çankaya’da ?ANKARA (AA) Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer, Türk Tabipleri Birliği Merkez Konseyi Başkanı Gençay Gürsoy ve beraberindeki heyeti kabul etti. Çankaya Köşkü’nde basına kapalı gerçekleşen kabul yaklaşık 20 dakika sürdü. ? Yargıtay’ın, “Görüşleri anayasa ile bağdaşmıyor” dediği Dinçer, devlet bürokrasisinde neredeyse Cumhurbaşkanı Sezer kadar etkili. Hükümetin birçok kritik tasarısında imzası bulunan Dinçer, merkezi idarenin çeşitli kademelerinde görev alacak isimler konusunda da hükümetin son kararını veriyor. rinde görev alacak isimler konusunda da hükümetin son kararını veriyor. Münih gezisi sırasında Hrant Dink cinayetinin sorumlusu olarak Dinçer’i gösteren CHP Genel Başkanı Deniz Baykal, Emniyet’teki kadrolaşmanın merkezinin Başbakanlık Müsteşarlığı olduğunu özellikle vurgulamıştı. Baykal, “Müsteşar; devleti, cumhuriyeti, laikliği ve dini yorumlayacağız demişti. Al sana Emniyet’in dini yorumu...” açıklamasını yapmıştı. CHP liderinin bir süre önce açıkladığı rakamlar da Dinçer’in bürokrasideki gücünü ortaya koymuştu. Bakanlıkların hazırladığı atama kararnamelerinin çok büyük bir bölümünün Başbakanlık tarafından geri çevrildiğini ifade eden Baykal, 2003’te 117, 2004’te 133, 2005’te 122 bakanlık kararnamesinin Başbakanlık tarafından ilgili bakanlığa iade edildiğini söylemişti. CHP Genel Başkan Yardımcısı Mustafa Özyürek, Dinçer’in cumhuriyet yerine İslami düzenden yana olduğunu birçok kez ortaya koyduğunu belirterek “Bu görüşüne uyanların Köşk’e gönderilmesini sağlıyor ya da geri çeviriyor, kendisine gelen isimler farklı anlayıştalarsa onları geri çeviriyor” dedi. YAVUZ SABUNCU’yu kaybetmenin derin üzüntüsü içindeyiz. Ailesine, öğrencilerine ve meslektaşlarına başsağlığı diliyoruz. Prof. Dr. Fazıl Sağlam, Prof. Dr. Ülkü Azrak, Prof. Dr. Naz Çavuşoğlu, Doç. Dr. Bertil Emrah Oder, Y. Doç. Dr. Burak Oder, Doç. Dr. Korkut Kanadoğlu, Y. Doç. Dr. Taner Ayanoğlu CUMHURİYET 05 K
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle