14 Mayıs 2024 Salı English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 13 ŞUBAT 2007 SALI 10 KAVŞAK ÖZGEN ACAR DIŞ HABERLER dishab?cumhuriyet.com.tr Hollywood’un 11 Eylül sonrası filmleri, Irak’taki sorguculara da esin kaynağı Afgan’ın Afyonu, Türk’ün Eroini! Gümrük ve emniyet görevlileri, gemalarına satıldı. O gün bugündür Türk çen hafta uyuşturucu ile mücadelede afyonundan tek gram kaçak yoktur. önemli başarılar elde ettiler. Polis İstan??? bul’da 2, 29 ve 227 kilo eroin ele geGünümüzde yasadışı “afyon sakızı” çirdi. Edirne’de gümrükçüler Kapıkuticareti Afganistan’da Taliban, afyonle’de bir TIR’da “zulalanmış” 565 kilo dan üretilen “eroin” ise PKK’nin deeroini ortaya çıkardılar. netimindedir. 1953’te TCK’de yapılan Kuşkusuz, bu yakalamanın başarıdeğişiklikle eroin üretenlere öngörüsında Edirne Emniyet Müdürü Hanelen ceza “idam” iken, Turgut Özal’ın fi Avcı’nın yaklaşık bir yıl önce Kapıbaşbakanlığında “yaşam boyu” olarak kule Gümrüğü’nde başardığı temizlideğiştirilince Marsilya ve İran’daki eroğin etkisi unutulamaz. Kapıkule gümin laboratuvarları Türkiye’ye taşınmışrük binasında elektrik sobalarına yertı. Günümüzde eroin üretimini, Türkileştirilen kameralarla 60 gümrükçü, ye’den yurtdışına kaçırılmasını, Avruyaklaşık 5600 kez rüşvet alırken göpa’da dağıtımını, ABD’ye ulaştırılmarüntülenmişti. Kapıkule’de o temizlik sını Hollanda merkezli olmak üzere yapılmasaydı, 565 kilo eroin çoktan PKK yürütmektedir. Dünyada kaçağa giden afyonun yüzHollanda’ya ulaşmış olacaktı. de 90’ı Afganistan çıkışlıdır. Afyon, gü??? nümüzde Afgan halkı için petrol niteli565 kilo eroinin piyasa değeri 28 milğindedir. Halkın yüzde 30’u afyon üretyon, 1 kilosu 50 bin dolar. 1 kilo eroin mektedir. BM Viyana Ofisi’ne göre bu bir Mercedes demektir! Yüksekova’da yıl Afganistan’da haşhaş ekim alanı uyuşturucu parası ile alınan “Toyota” yüzde 60 oranında artmıştır. Afganisarabalarına verilen “tozoto” adı boşutan’da afyon kaçakçılarına değildir. İran sınırında, nın cebine giren yılda 3 Türkiye’nin en yoksul bölmilyar doların, ancak 800 gesindeki bu ilçede, İstanmilyonun yoksul köylübul plakalı Mercedes’lerin nün yüzünü güldürdüğü bolluğu, PKK’nin eylem bildiriliyor. Aradaki 2 milyapmayışı ilginçtir! yar dolarda aslan payı TaEmniyete göre geçen yıl liban’ın değil mi? Türkiye’de 10 ton eroin yaBugün Afganistan’da kalandı. Bu rakam, tüm AvTaliban’a karşı güvenliği rupa’da yakalanan eroinaralarında Türklerin de den de fazla. Demek ki bebulunduğu NATO’nun 35 yaz zehir kaçakçıları 50 milbin askeri sağlamaya çayon dolar zarara uğradılar! lışıyor. NATO’daki 13 bin Ama hâlâ iflas etmediler! asker dışında, ABD’nin Bu eroinler yakalanmasayayrıca 9 bin askeri daha dı, Türkiye içinde kara pavar. ABD’nin yeni Savunraya dönüşürken; gümrükma Bakanı Robert Galerde dağıtılan, poliste yan tes son NATO toplantısında, üyelercebe konulan, ihalelerde masa altından verilen rüşvet olacak, fuhuşu finanse den Afganistan’a maddi ve manevi katkılarını artırmalarını istedi, ABD’nin ek edecek, gençlere “altın vuruş” etkisi asker ve bütçe sağlayacağını açıkladı. yapacak, toplumda yozlaşmanın akarGöreve gelmeden önce Irak’tan ABD yakıtı olacaktı. Daha da önemlisi, eroin trafiğinin askerinin çekilmesi eğiliminde olan Gayönetimini elinde bulunduran PKK’ye tes, 21500 kişilik takviye gönderme kararında etkin oldu. Şimdi Gates, bensilah, mayın ve teröristlere ekmek olazeri takviyeyi Afganistan’a öneriyor. Birak ulaşıp terörü finanse edecekti. ze göre Gates, Afganistan’da yanılıDağ başındaki PKK’li silahı, mayını, Güneydoğu Anadolu ya da Kuzey Irak’ta yor. Terör, düzenli orduyla kolay kolay yaptığı tarımdan mı, hayvancılıktan önlenemez. Önlenecek olsaydı 1984’te mı, sanayi üretiminden mi karşılıyor sabaşlayan PKK terörü karşısında TSK gibi disiplinli bir ordu başarılı olurdu. PKK nıyorsunuz? terörünün 22 yıldır sürmesinin temel ??? Önceki hafta Ankara’da ABD’nin nedeni uyuşturucu kaçakçılığıdır. “Uyuşturucu ile Mücadele Örgütü’nün Terör bataklıktır. Sivrisinekleri öldürerek başarıya ulaşılamaz. Bataklığı ku(DEA)” Ankara’da Türk ve Afgan uyuşrutmak gerekir. Terör bataklığını besturucu ile mücadele birim yöneticilerileyen, uyuşturucudur. Taliban’ın silah ne düzenlediği özel eğitim sona erdi. fabrikası mı var? PKK mayınlarını kenÇeşitli konuşmalar arasında ABD’nin Ankara Büyükelçisi Ross Wilson da düdisi mi üretiyor? Bu silahları, mayınlaşüncelerini açıkladı. Bu etkinlikten dorı kimler satıyor, faturalarını kimler ödüyor? BM Viyana Ofisi’ne göre uyuştulayı Büyükelçi Wilson ve DEA’ya terucu kaçakçılığı yılda 100 milyar dolarşekkür ederiz. Türk ve Afgan görevlilık silah, rüşvet, yolsuzluk, kara para akler, daha gelişmiş teknik donanım ve lama, fuhuş pazarı yaratıyor. Gençlebilgi iletişim ağı içinde 20. yüzyılda çözümlenmeyen insanlığın baş belası, rin ölümleri ise sorunun bir başka tratüm dünya gençliğinin düşmanı “erojedisi.... Afganistan’da 4 yıl önce köylüye ine” karşı daha bilinçli, daha düzenli hektar başına dağıtımına başlanan adımlar atabilecekler. 1200 dolar ya da buğday tohumu yar??? dımı 70’li yılların başında Türkiye’de ABD, 1969’da Türkiye’yi “afyon” konusunda boy hedefi yapmıştı. Neymiş, denendi. Sonuç değişmedi. Afganistan’da yapılacak en önemli önlem, TürABD’ye giden eroinin yüzde 80’i kaçak kiye’deki gibi bir alkaloit fabrikası kurTürk afyonundan kaynaklanıyormuş. mak olmalıdır. Köylünün kozayı çizmeKuşkusuz Türk afyonundan kaçak varden fabrikaya teslim etmesidir. TMO, dı. Ancak savlanan rakam, abartının da Afganistan’da bir fabrika kurmaya ya abartısı idi. Afgan, İran ve özellikle Güneydoğu Asya’daki “altın üçgen” göz da fabrikaya ortak olmaya, başarılı deardı ediliyordu. Türkiye’de hükümet neyimlerini aktarmaya dünden hazırdır. düşürüldü. Askeri yönetimin başbakanı Nihat Erim, ilk kararnamesinde, haşhaş ekimini yasaklatarak, Vaşington’a şirin görünmüş, en azından beş bin yıldır haşhaş tarımı yapan Anadolu köylüsünü bir çırpıda zarara uğratmıştı. Ancak Bülent Ecevit, “afyon yasağını” akıllı bir yaklaşımla ortadan kaldırarak, kaçağı ve köylünün zararlarını önledi. Afyon kaçağı tarlada başlar. Köylü, gelincik ailesinden olan haşhaş çiçeğinin The Economist dökülmesinden sonra bitBöylece, Afganistan’da afyon; Türkikinin kozasını bıçakla çizerdi. Derinin ye’de eroin kaçakçılığı bataklığı kurukesilmesinde kanamaya benzer biçimde, afyon kozanın üzerine sakız tulacağı için, yalnızca Afganistan’da Tagibi akardı. Köylü de bu sakızı tahta liban ya da PKK terörüne karşı başarı sağlanmayacak, dünya çapında 100 bir kap içinde toplardı. İşte, bu nokmilyar dolarlık kayıt dışılığın olumsuz tada kaçak ortaya çıkardı. Köylü busonuçları da ortadan kaldırılacaktır. nun bir bölümünü TMO’ya, sakladığıDEA’nın Ankara’da Türk ve Afgan nı da önceden parasını ödeyen bölge narkotikçilere düzenlediği eğitim çakaçakçısına teslim ederdi. Ecevit, haşhaş ekimini ruhsata bağlışmaları; Paris’te PKK’nın kasalarına lı olarak serbest bıraktı. Kozayı, köylüyönelik başlatılan kayıt dışı para tutukye çizdirmeyerek TMO’ya satılmasını lamaları ile desteklendiğinde başarı sağladı. Bu arada Afyon’da kurulan aldaha erken gelecektir. ABD’nin AB ülkaloit fabrikasında afyon, kodein gibi tükelerinde PKK kasalarına yönelen mücadeleyi kutlarken, kapsamının daha revler üretilerek Türkiye’nin gereksinimi dışındaki üretim, uluslararası ilaç firda genişletilmesini bekliyoruz. İşkenceye Bauer imzası Dış Haberler Servisi 11 Eylül saldırılarının ve Irak işgalinin ardından Amerikan dizilerinde terörle mücadelede işkence kullanımını meşrulaştıran sahnelerin sayısındaki artış, insan hakları örgütlerinin tepkisini çekiyor. ABD’deki Önce İnsan Hakları adlı sivil toplum örgütünün yöneticilerinden Jill Savitt, Irak’taki sorgucuların bu dizilerdeki işkenceli sorgu sahnelerini örnek almalarının durumu daha da kötüleştirdiğini belirtti. AP’nin haberine göre işkenceyi öven sahneler konusunda Hollywood yapımcılarının sorumluluğuna dikkat çeken insan hakları örgütü, West Point Harp Akademisi’nden bir komutanı ve emekli sorgucuları Türkiye’de de yayımlanan “24’’ ve “Kayıp (Lost)’’ gibi dizilerin yapımcılarıyla görüştürmek için Hollywood’a getirdi. Görüşmelere katılan emekli subay Tony Lagouranis, Irak’ın başkenti Bağdat’taki Ebu Garib hapishanesi ve diğer bazı hapishanelerdeki mahkumları sorguladığı günlerde 24’tekine benzer teknikleri kullandıklarını anlattı. Lagouranis, bazı sorgucuların Iraklı bir çevirmene işkence görüyormuş numarası yaptırarak mahkumları korkuttuklarını, benzer bir sahneyi DVD’den izlediklerini kaydetti. Televizyonun yaşananların tek nedeni olmadığını savunan Lagouranis’e gö nce İnsan Hakları örgütünden Savitt, Irak’taki sorgucuların, bu dizilerdeki işkenceli sorgu sahnelerini örnek almalarının durumu daha da kötüleştirdiğini belirtti. Vietnam’da sorguculuk yapmış emekli Albay Herrington, “24”ün kahramanı Jack Bauer benim komutamda çalışsaydı onu askeri mahkemeye gönderirdim” diyor. re ABD’li sorgucuların çoğu genç ve eğitimsiz. Buna ek olarak sorgucular, mahkumlardan kısa süre içinde olabildiğince çok bilgi edinme konusunda komutanlarından baskı görüyorlar. şı, ahlaksızca ve aptalca gördüğüm taktikleri başarılı bir şekilde yaşama geçirip sonuç aldıklarının gösterilmesinden, kötü şeyler yapıp kazanmalarından rahatsızlık duyuyorum’’ diye konuştu. Savitt, 2001 yılından önce televizyonda daha az işkence sahnesi gösterildiğini, bunların çoğunun da kötüler tarafından gerçekleştirildiğini hatırlattı. ABD’deki televizyon programlarını izleyip değerlendiren Veliler Televizyon Konseyi, 1996 ve 1997 yıllarında “pri Ö me time’’ olarak tabir edilen 19.00 ile 23.00 arasında hiç işkence sahnesi yer almadığını, bu sayının 2003 yılına geldiğinde 228’e yükseldiğini, 2004 ve 2005 yıllarında da yüzün üzerinde olduğunu vurguluyor. ‘Belgesel ya da kılavuz değiliz’ Şiddet sahneleri içeren dizilerin yapımcıları ise ticari kaygılarla hareket ettiklerini belirtiyorlar. 24’ün yapımcılarından Howard Gordon, televizyonun sınırlı zamana sahip olduğunu ve zaman süresince izleyicinin kanal değiştirmesini engellemeleri gerektiğini kaydetti. “Biz sorgulama konusunda belgesel ya da kılavuz değiliz. Bir televizyon şovuyuz’’ diye konuşan Gordon, bu tür işkence sahnelerinin terör saldırıları ve Irak savaşı nedeniyle ortaya çıkan çaresizlik duygularının yansıtılması olduğunu savundu. Savitt ise hiçbir sorgucuya danışmadan söz konusu sorgulama sahnelerini yazanların eğitimden geçirilmeleri gerektiğini söyledi. Savitt, hiç kimseyi sansürlemek gibi bir amaçları olmadığını vurgulayarak “Hollywood’a ne yapması gerektiğini söyleyemeyiz ama hukuki soruşturmaların neye benzediğini anlatmaya çalışıyoruz. Eğer bu onları durup düşünmeye sevk ediyorsa bu bir kazanımdır’’ diye konuştu. Kötü şeyler yapıp kazanan iyiler Vietnam’da sorguculuk yapmış ve bu konuda uzman olan emekli Albay Stu Herrington, “Eğer 24’ün kahramanı Jack Bauer benim komutamda çalışsaydı, onu askeri mahkemeye gönderirdim’’ dedi. “İyi adamların yasadı Nükleer terorizme ‘ortak tavır’ ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) ABD ve Rusya Federasyonu’nun girişimiyle geçen yıl başlatılan nükleer terorizme karşı ortak tavır arayışına Türkiye de dahil oldu. “Nükleer Terorizmle Mücadele İçin Küresel Girişim” toplantısı dün Dışişleri Bakanlığı’nda başladı. Toplantıya Türkiye’nin yanı sıra Rusya, Almanya, Fransa, İngiltere, İtalya, Kazakistan, Fas, Kanada, Japonya, Avustralya ve Çin katılırken Uluslararası Atom Enerjisi Kurumu da gözlemci statüsüyle geldi. İlk gün ABD’yi temsilen Ankara Büyükelçisi Ross Wilson katıldı.Toplantının ardından yayımlanan bildiride, nükleer terorizmin 21. yüzyılın en önemli tehditlerinden biri olduğuna işaret edilerek girişimin bir parçası olan çalışma grupları için, “Malzemelere ilişkin hesap verilmesini destekleme, kontrol ve fiziksel korunma, sivil nükleer güvenlik olanaklarını genişletme, ulusal düzeyde birlikte çalışılabilirlik olanaklarını araştırma ve ortaya çıkarma, araştırma, müsadere etme ve güvenli kontrol kapasitelerini destekleme, kriminal ve sivil legal çatıları destekleme, yanıt vermesoruşturma ve azaltma kabiliyetlerini geliştirme, taraflar arasındaki bilgi paylaşımını teşvik etme” başlıkları belirlendi. A NKARA’YA GELİYOR Erdoğan Olmert’le görüşecek (AA) RAF sanığı salıveriliyor OSMAN ÇUTSAY FRANKFURT Almanya’nın terör tarihine eylemleriyle damga vuran son aktörler de hapishaneleri terk etmeye hazırlanıyor. 1968 olayları sırasında şekillenen ve sonu ölümle biten birçok eylemiyle özellikle ‘70’lerin Federal Almanyası’nda gündemi belirleyen Kızıl Ordu Fraksiyonu’nun (RAF), kendi kendini tasfiye ettiği 1998 yılından bu yana, en üst düzey yöneticilerinden biri daha cezaevi duvarlarının dışına alınacak. Stuttgart Yüksek Eyalet Mahkemesi, 1985 yılında mahkum ettiği Brigitte Mohnhaupt’un 27 Mart 2007’de şartlı olarak salıverilmesini karara bağladı. Mahkeme, dün açıkladığı kararında Mohnhaupt’un toplum için bundan böyle bir tehlike kaynağı oluşturmayacağı kanısına varıldığını kaydetti. Mohnhaupt’un dışında, halen RAF’ın bir dönemki “sert çekirdeğinden” Christian Klar, Eva Haule ve Birgit Hogefeld de cezaevinde bulunuyor. 54 yaşındaki Klar, bir önceki cumhurbaşkanı Johannes Rau’ya şartlı tahliye başvurusunda bulunmuştu. lik uzmanları, 1976 yılında Stammheim’da kendini asarak öldürdüğü ileri sürülen Ulrike Meinhof’un halefi gözüyle bakıyor. Mohnhaupt, 1977’de Başsavcı Siefried Buback’a suikast ve kendisinin de doğrudan katıldığı belirlenen banker Jürgen Ponto’nun öldürülmesi ile Hanns Martin Schleyer’in kaçırılmasında yönetici düzeyinde rol aldı. ‘Pişmanım’ demedi 1977 yılında ağır darbeler alan RAF’ın bazı militanları Alman Demokratik Cumhuriyeti’ne geçerken, Mohnhaupt Federal Almanya’da eylemlere devam etmeyi seçti. 1982’de yakalanan Mohnhaupt, 1985 yılında da 5 kez ömür boyu ile 15 yıl da ek bir hapis cezasına çarptırıldı. Özellikle kurbanların aileleri, Mohnhaupt ve Klar gibi suçu kanıtlanmış eylemcilerin kendilerinden ve toplumdan özür dilemedikleri gerekçesiyle, “bu insanlar, yaptıklarından pişman oldukları yolunda herhangi bir açıklamada bulunmadıkları için şartlı tahliyeyle salıverilmemelidir” görüşünü dile getiriyorlar. 1949 doğumlu Mohnhaupt, 29 yıl cezaevinde kaldı. (Fotoğraf: AP) Alman güvenlik uzmanları ve basının gözünde “bilmece gibi” bir kişilik sahibi olan ve 1960’ların sonunda ilk eylemlere katılan Brigitte Mohnhaupt, 1972 ile 1977 yılları arasında cezaevinde kaldı. Dışarı çıkar çıkmaz RAF’ın yönetici kadrosu içinde eylem kararı aldığı belirtilen Mohnhaupt’a, güven ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) İsrail Başbakanı Ehud Olmert, daha önce ertelenen ziyaretini gerçekleştirmek üzere yarın Türkiye’ye geliyor. İki günlük resmi ziyaret çerçevesinde Ankara’ya gelecek olan Olmert, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan ile görüşecek. Görüşmelerde, Türkiyeİsrail ikili ilişkilerinin yanı sıra İran’ın nükleer enerji çalışmaları gibi bölgesel sorunların da ele alınması bekleniyor. Başbakan olarak Türkiye’yi ilk kez ziyaret edecek olan Olmert’in temasları sırasında enerjiyle ilgili konuların da gündeme gelmesi bekleniyor. KaradenizKızıldeniz projesinin masaya yatırılması ve buna ilişkin 2007 ortalarında imzalanması öngörülen anlaşmanın hazırlıklarının görüşüleceği belirtiliyor. Bu projeyle Filistin, Ürdün gibi ülkelere su götürülmesi ve böylelikle bölgedeki su geriliminin hafiflemesi de amaçlanıyor. Olmert’in 2426 Ağustos 2006 için belirlenen ziyareti, Lübnan nedeniyle Başbakan olarak ertelenmişti. Olmert, ilk kez geliyor. Türkiye’ye en son başbakan yardımcısı sıfatıyla 1415 Temmuz 2004 tarihinde gelmişti. Olmert’in bu ziyarette, ailevi nedenlerden dolayı şehir dışında olan Erdoğan ile bir araya gelememesiyse bazı spekülasyonlara yol açmıştı. İsrail’in Irak’ın kuzeyinde Kürt gruplara askeri eğitim verdiği iddialarına yanıt olarak dönemin İsrail Başbakanı Ariel Şaron’dan getirdiği, “İsrail’in Irak’ın kuzeyinde hiçbir faaliyetinin bulunmadığı” mesajını Erdoğan yerine Gül’e ileten Olmert, Erdoğan ile görüşememesinin teknik bir sorun olduğunu belirterek “Cezalandırıldığımı düşünmüyorum’’ demişti. Ermeni lobisinden Kongre’ye mektup ‘Türkiye ABD’yi tehdit ediyor’ WASHINGTON (AA) ABD Kongresi’nin alt kanadı Temsilciler Meclisi’nde faaliyet yürüten Ermeni lobisi liderleri, Temsilciler Meclisi’ne gönderdikleri mektupta Türkiye’nin, Temsilciler Meclisi’nde ele alınan sözde soykım tasarısı konusunda Washington’ı tehdit ettiğini öne sürdü. Ermeni lobisine bağlı milletvekilleri Frank Pallone ve Joe Knollenberg, Temsilciler Meclisi Dışişleri Komitesi Başkanı Tom Lantos’a gönderdikleri mektupta Türk hükümetine bağlı üst düzey yetkililerin tasarının Kongre’de ele alınması halinde Irak’ta görev yapan ABD kuvvetlerine sağlanan lojistik desteği durduracakları uyarısında bulunduğunu belirtti. Bu açıklamaları ABD’nin askeri operasyonlarına müdahale anlamında bir “tehdit” olarak algıladıklarını ifade eden milletvekilleri, böyle bir şeyin kesinlikle kabul edilemeyeceğini vurguladılar. TAV Anadolu Esenboğa Türkiye, bir yabancı ortakla havaalanları inşa etmek, işletmek gibi dünyada önemli bir uzmanlık alanı yarattı. TAV’ın başarısını kutluyoruz. Esenboğa Havaalanı’na ilişkin gözlemimizi iletmeden geçemeyeceğiz. Alana inen yolcu, diyelim ki sağ merdivenlerden bagaj alma bölümüne iniyor. Bu bölümde bagajlar 56 banttan çıkıyor. Ancak yolcu merdivenin yanında boş olan döner banda değil, soldaki en son banda yönlendiriliyor. Bandın başında raylara bağlı el arabaları var. Makineye para atarak el arabası almak durumundasınız. YTL dahil dört tür para geçerli olduğu halde makine Avro kabul ediyor. Yolcular, makinenin başındaki görevli bayana ödeme yaparak araba alıyor. O anda öteki bant da çalışmaya başladığında görevli nereye koşturacağını şaşırıyor. Yaşlı, hasta, bebekli yolcuların oturacakları yer olmadığı için bavul bekleyenlere dakikalarca eziyet ediliyor. Bu da yetmiyor, bavulunuzu aldığınızda, pek çok çıkış kapısı olduğu halde yalnızca biri, üstelik geldiğiniz yolun tam tersi yönündeki tek açık kapıdan çıkmanız için gerisin geriye yürümeniz gerekiyor. 1970 SBF mezunu, SBF Anayasa Hukuku Profesörü, Mülkiyeliler Birliği Vakfı Yönetim Kurulu Üyesi ‘Askerimizin hayatı söz konusu’ ABD yönetimindeki bazı yetkililerin, Türkiye’nin tehdidine boyun eğdiğini ve Kongre üyelerinden tasarının tartışılmasına karşı çıkmalarını istediğini belirten iki milletvekili, yazdıkları mektupta “1.5 milyon Ermeninin sistematik şekilde öldürüldüğünü inkâr eden Türkiye’nin bu yönde giderek umutsuzlaşan kampanyası kapsamında yurtdışındaki askerlerimizin hayatlarını tehlikeye atmasını öfkeyle karşılıyoruz’’ dedi. Prof. Dr. Yavuz SABUNCU Hocamızı yitirdik. Sevgili Hocamız için, 14 Şubat 2007 Çarşamba günü saat 10.30’da SBF’de bir tören düzenlenecektir. Cenazesi Kocatepe Camii’nde kılınacak öğle namazından sonra Cebeci Asri Mezarlığı’nda toprağa verilecektir. Ailesinin ve camiamızın başı sağolsun. MÜLKİYELİLER BİRLİĞİ GENEL MERKEZİ MÜLKİYELİLER BİRLİĞİ VAKFI Elmek: oacar?superonline.com Faks: 0312. 442 79 90 CUMHURİYET 10 K
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle