27 Aralık 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
9 ARALIK 2007 PAZAR CUMHURİYET SAYFA DİZİ İngiliz devleti gizli belgeleri Vahdettin’in bütün ümidini İngiltere’ye bağladığını açıkça ortaya koyuyor 9 İngilizlere hayran bir padişah adişahın İngiliz milletine karşı beslediği sevgiyi anlattığı sözlerine karşı İstanbul’daki İngiliz Yüksek Komiseri Amiral Calthorpe 4 Aralık 1918’de Londra’ya gönderdiği gizli notta, padişahın gazeteci Price’a söylediği sözlerle ilgili olarak “Sultanın zekâ ve karakter sahibi bir zat olduğu, Britanya’ya tam bir sempati beslediğini” bildirmiştir. (7) Padişah bir süre sonra çok yakın adamı Sami Bey’i İngiliz Ordu Karargâhı’na gönderir. Jaeschke İngiliz devlet arşivindeki gizli belgelere dayanarak bu görüşmeyi ortaya çıkarmış ve İngiliz Karadeniz Orduları Komutanı General Milne’nin 16 Aralık 1918 tarihinde Londra’ya gönderdiği raporundan P aktarmıştır. Bu rapora göre Padişah Vahdettin’in İngilizlerden istedikleri şunlardır: (Rapor: İngiliz gizli devlet arşivindedir. Numarası FO/371/3421, 214122, 4164, 695’tir.) “1. İngiltere Türkiye’nin idaresini mümkün olduğu kadar çabuk ele almalıdır. 2. İngiliz memurları kontrol amacıyla memleket içerlerine gönderilmelidir. 3. İngiliz subayları idareye yardımda bulunmalıdır. 4. Padişah bütün ümidini İngiltere’ye bağladığını ve gerçek ve son dostluğu ingiltere’den beklediğini açık bir biçimde belirtmiştir.” (8) İşte Padişah Vahdettin. Daha ne denilir? Güneş balçıkla sıvanır mı? Padişah Vahdettin’in ihanete varan başka girişimleri hakkında yüzlerce belge vardır. Ayrıntıya girmeden daha önemli bir belgenin özetini verelim. 30 Mart 1919’da Padişah, Sadrazam Damat Ferit’i, İngiliz Yüksek Komiseri Calthorpe’ye gönderdi ve bir proje sundu. Bu proje Osmanlı Devleti’nin, İngiltere’ye mutlak teslimiyet projesidir. Bakınız bu projede neler öneriliyor: 1. Ülkemiziniç ve dış güvenliği 15 yıl boyunca İngiltere tarafından sağlanacaktır. İngiltere bu amaçla gerekli gördüğü yerleri işgal edebilecektir. 2. Doğu’da bağımsız bir Ermeni Cumhuri yeti oluşturulacaktır. 3. Genel ve yerel seçimler İngilizlerin gözetimi altında yapılacaktır. 4. Her ilde bir İngiliz konsolosu bulunacak ve 15 yıl süreyle valilerin danışmanlığını yapacaklardır. 5. Hükümette her bakana bir İngiliz müsteşar verilecektir. (9) (Gizli Belge No: FO: 3714156) Bir İngiliz manda idaresi kurulmasının utanç verici belgesidir bu... Bir vatana daha başka nasıl ihanet edilir ki? Padişah tarafından gelen önerilerden sonra İngiliz Amiral Webb, Londra’ya gönderdiği şifreli notada, Vahdettin adına Sadrazam Damat Ferit’in bu teklifleri için şöyle diyor: “Osmanlı Devleti İngiltere’ye tamamen boyun eğmiştir” (Webb’in kullandığı deyim ‘total submission’dır. Yani tümden boyun eğme). Bunlar İngiliz devlet arşivi belgeleridir. Sakın bunlar reddedilmeye kalkışılmasın, başka belgeler de çıkarırız. İHANETİN BELGELERİ İngilizlere ajanlık yapmak adişah Vahdettin’in ihanetiyle ilgili daha yüzlerce belge vardır. TBMM Dışişleri Bakanı Yusuf Kemal Tengirşek 7 Mart 1922’de Avrupa’ya gitmek için İstanbul’a gelmiş, fakat sekreterinin bavulunda bulunan gizli belgeler çalınarak Padişah’a sunulmuş, Padişah da bunları İngiliz Yüksek Komiserliği’ne sunmuştur. (Gizli Belge No: F/037/7853 E. 2756) (10) Prof. Sonyel, Kurtuluş Savaşı’nda İngiliz istihbarat servisinin faaliyetlerini incelediği kitabında bu konuyu ele aldığı bölüme “İngilizlere Ajanlık Eden Padişah Vahdettin” başlığını koymuştur. Padişah Vahdettin hakkındaki belgeleri açıklarsak, bir kitap dolusu belge sunmamız gerekecektir. Bu inanılmaz olayın belgesinin fotokopisi için: (Bknz Alev Coşkun, Tarihi Unutmamak Günceli Yakalamak, Cumhuriyet Kitapları 2006 sayfa 153/186) DİPNOTLAR: (1) T. Özakman, Vahidettin, M. Kemal ve Milli Mücadele, Bilgi, 1997, İ. Görgülü, Atatürk’ün Özel Yaşamı Uydurmalar Saldırılar Yanıtlar, Bilgi, 2003. (2) G. Ward Price, Extra Special Correspondent, London, George G. Harrap, 1957. (3) G. Jaeschke, Kurtuluş Savaşı İle İlgili İngiliz Belgeleri, T.T.K. 1991, s. 99. (4) Minber, 17 Kasım 1918 ve Vakıt 18 Kasım 1918. Atatürk’ün Bütün Eserleri. C.I.S. 290 291 (kimi kelimeler ve deyimler bugünkü dile uyarlandı). (5) G. Jaeschke, Türk Kurtuluş Savaşı Kronolojisini, T.T.K. 1970, s. 8. (Minber, 1 Aralık 1918). (6) Bu beyanat 6 Aralık 1918’de The Daily Mail ve The Times’ta yayımlanmıştır. Bkz. Jaeschke a.g.e. s. 34; Lütfi Simavi, Son Osmanlı Sarayında Gördüklerim, Örgün Yayınları, 2004, s. 310311. (7) G. Jaeschke, Kurtuluş Savaşı İle İlgili İngiliz Belgeleri, s. 3.4. (8) a.g.e. s. 4.; Sina Akşin, İstanbul Hükümetleri ve Milli Mücadele, İstanbul, Cem, s. 144. (9) Y. H. Bayur, Atatürk’ün Hayatı ve Eseri, s. 270273; S. R. Sonyel, Dış Politika c. 1. 150, Jaeschke, a.g.e. s. 5. (İlgili İngiliz Gizli Belgesi: FO/3714156) (10) S. R. Sonyel, Kurtuluş Savaşı Günlerinde İngiliz İstihbarat Servislerinin Türkiye’deki Eylemleri, T.T.K., 1995, s. 238 239. Ayrıca Alev Coşkun, Tarihi Unutmamak Günceli Yakalamak, Cumhuriyet Kitapları s. 153186. Kitabımızda bu dehşet verici belgenin fotokopisi de verilmiştir. (11) Bilal Şimşir, İngiliz Belgelerinde Atatürk. C. 1. s. 11; Jaeschke, Kurtuluş Savaşı İle İlgili İngiliz Belgeleri, s. 125, Sina Akşin, İstanbul Hükümetleri ve Milli Mücadele, s. 342, 385. P Her zaman gericilerin hedefi olan Gazi Mustafa Kemal Atatürk yaptığı devrimlerle Türkiye’nin çağı yakalamasını sağlayan lider oldu. Büyük Önder döneminde modern kıyafetler içinde görülen Türk kadını bugün gelinen noktada türban tartışmasının unsuru yapılıyor. Gazeteci Armağan’ın tarihi yorumlama biçiminde ‘hata’sız bölümler bulmak çok zordur Tarihi gerçeklere gelince imdi yazar Armağan’ın bu yazısındaki diğer saptırmalara kısaca değinelim. Yazara göre “Vahdettin ve İstanbul hükümeti daha önce Cafer Tayyar Paşa’yı Edirne’ye, Ali Fuat Paşa’yı Ankara’ya gönderdikten sonra üçüncü büyük kozunu oynamış ve Karabekir Paşa’yı Erzurum’a tayin ettirmeyi başarmıştır. Böylece direnişin Edirne, Ankara ve Erzurum ayakları tamamlanmış, sıra bunları toparlayacak ve organize edecek bir genel müfettişliğe gelmiştir ki, bir ay sonra bu göreve olağanüstü yetkilerle padişahın yaveri olan Mustafa Kemal Paşa atanacak ve 15 Mayıs 1919 günü yine Vahdettin’le görüştükten sonra dördüncü ve merkezi ayağı oluşturmak üzere Samsun’a doğru yola çıkacaktır.” (Zaman, 27 Kasım 2007) Breh, breh, breh... Bu paragrafa bakarsanız Padişah Vahdettin efendimiz Kurtuluş Savaşı için adeta büyük bir plan yapıyor. En önemli generallerini birer birer Anadolu’ya gönderiyor. Bunları tayin ettirmeyi başarıyor. Sonunda bunları “toparlamak ve organize ekmek” yani eşgüdümünü sağlamak için Mustafa Kemal’i Anadolu’ya gönderiyor. Yazar neredeyse kendini alamayıp “Daha sonra Padişah Vahdettin de Anadolu’ya geçti ve ordulara komuta ederek Türk yurdunu işgal eden düşmanı denize döktü” diyecek. Ş Canım, böyle vatanperver bir Padişah’a bizler haksızlık yapıyoruz. Yazar Armağan’a inanmalı, tüm belgeler yakılmalı ve tüm tarih kitapları yeniden yazılmalıdır. Alternatif tarihçiler belge vermese de onlara inanılmalıdır. Vahdettin’le ilgili paragraftaki yanlışların hangisini düzeltmeli... Hani deveye “Boynun neden eğridir” diye sorulduğunda o da yanıt verdi: “Nerem doğru ki?..” Kısaca bu paragraftaki saptırmaları doğrulayalım: 1. Cafer Tayyar (Eğilmez) Paşa 1. Dünya Savaşı’nın sonunda, Mondros ateşkesinin imzalanmasından sonra Trakya’da 1. Ordu Komutanlığı’na tayin edilmişti. Amasya Genelgesi’ne imza koyduğu için 20 Nisan 1920’de Padişah ve İstanbul hükümeti tarafından görevden alındı. 13 Mayıs 1920’de Trakya Paşaeli Kuvayı Milliye Derneği’nin kongresinde kongre kararıyla “Trakya Milli Kuvvetler Komutanlığı’na” getirildi. 2. Ali Fuat (Cebesoy) Paşa, Mondros ateşkesinde Suriye cephesinde bulunuyordu. Atatürk Yıldırım Orduları Komutanı olunca kendisini vekâleten 7. Ordu Komutanlığı’na getirdi. Uhdesinde 20. Kolordu Komutanlığı da vardı. Bir süre sonra karargâhını Konya’ya taşıdı. Eskiden beri bu kolordunun başındaydı, hiçbir değişiklik ve yeni atama ile karşılaşmadı. 20 Aralık 1918’de hastalığı nedeniyle bir süre İstanbul’a geldi. Daha sonra Şubat 1919’da kolordusunun başına döndü. 24 Haziran 1919 tarihli belgede Mustafa Kemal’in Anadolu’da karışıklık çıkardığı ve ulusalcıları topladığı anlatılıyor. Amasya bildirisini imzaladığı için görevinden azledildi. Ancak bu emri dinlemedi, kolordusunu terk etmedi. Sivas Kongresi kararıyla Batı Anadolu Genel Kuvayı Milliye Komutanlığı’na atandı. İstanbul Divanı Harp Mahkemesi, Ali Fuat Paşa hakkında idam kararı verdi. Padişah Vahdettin bu kararı 24 Mayıs 1920’de onayladı. 3. Kazım Karabekir Paşa, Mondros ateşkesinden sonra İstanbul’a geldi. Önce Tekirdağ’da 14. Kolordu Komutanlığı’na, ardından Genelkurmay’daki arkadaşlarının yardımıyla Nisan 1919’da Erzurum’daki Kolordu Komutanlığı’na atandı. Erzurum Kongresi’nin toplanmasında önemli rol oynadı. Padişah’ın azlettiği ve tutuklanmasını istediği Mustafa Kemal’i tutuklamadı, yani Padişah’ın emrini dinlemedi. 4. Mustafa Kemal’e gelince; Anadolu’ya gönderilmesi, Karadeniz’de çıkan Pontus çetelerini durdurmak amacıyla olmuştur. Geniş görev talimatının hazırlanışında Padişah’ın hiçbir rolü olmamıştır. Bu talimat, Osmanlı Genelkurmayı’ndaki kendisini seven ulusalcı generallerin yardımıyla ve kendisi tarafından hazırlanmıştır. (Yakında çıkacak olan kitabımızda bu konunun belgeleri ortaya konacaktır.) Ancak Mustafa Kemal’in Samsun’a çıkar çıkmaz yaptığı ulusalcı girişimler İngilizlerin hemen dikkatini çekti ve henüz Anadolu’ya çıkalı 15 gün olmuşken 6 Haziran 1919’da işgal güçleri Karadeniz Ordusu Başkomutanı General Milne, Mustafa Kemal’in hemen İstanbul’a geriye çağrılmasını hükümetten istedi. 8 Haziran’da (17 gün sonra) İngiliz Yüksek Komiseri Amiral Calthorpe hükümete resmen yazarak “Karışıklık çıkaranların başını Mustafa Kemal çekiyor” dedi. (11) (Gizli Belge No. FO/3714158, 94625, ayrıca F=/371415894610) Amasya Bildirgesi’nin yayımlanması üzerine 23 Haziran 1919’da hükümet Mustafa Kemal’i görevinden alındı. (Dikkat, Mustafa Kemal Anadolu’ya geçeli henüz 34 gün olmuş.) Mustafa Kemal bu kararı dinlemedi ve Erzurum’a gitti. 7/8 Temmuz 1919 gecesi Erzurum’da Mustafa Kemal’i telgraf başına çağırdılar. Padişah ve Saray bizzat Mustafa Kemal’le iletişim kurdu. İstanbul’a acele dönmesi ve Erzurum Kongresi’ni toplamaması istendi. Kabul etmeyince, Padişah tarafından Mustafa Kemal görevlerinden azledildi. Bunun üzerine Mustafa Kemal ordudaki görevlerinden istifa etmiştir. (Dikkat, Mustafa Kemal Anadolu’ya geçeli henüz 50 gün olmuştur.) Hani Padişah Vahdettin, Mustafa Kemal’i vatanı kurtarmak için göndermişti? Bir padişah vatanı kurtarmak için örgüt kurmak üzere Anadolu’ya gönderdiği bir komutanı daha 50 günlük görevdeyken hiç azlededer mi? Mantık ve akla uyar mı?.. Bu da yetmedi, İstanbul Divanı Harbi, Mustafa Kemal’i yokluğunda yargıladı ve onun hakkında idam kararı verdi. Padişah Vahdettin bu kararı 24 Mayıs 1920’de onayladı. Nasıl oluyor da Anadolu’yu örgütlemesi için padişahın gönderdiği iddia edilen Mustafa Kemal’in idam kararını, kendisini Anadolu’ya gönderen padişah onaylamaktadır! Böylece bu iddialar saflık değil midir? Bu ulusun yarattığı milli mücadeleyi küçümsemek değil midir? Gözleri kör olmak değil midir? Bu iddialar, bu yayınlar, işbirlikçilerle birlik olmuş, İngilizlere manda önermiş, Millet Meclisi’ne karşı gelmiş, Kuvayı Milliye’yi sindirmek için isyanlar başlatmış bir kişiyi korumak, Vahdettin’i kollamak için gerçekleri tersyüz etmek değil midir? BİTTİ CUMHURİYET 09 K
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle