27 Aralık 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 9 ARALIK 2007 PAZAR 14 Çocuk Nami Tepe: “Zengin olacak çocuk babasının şeyinden belli olur!” TÜRKİYE’NİN, İslamcı iktidar sayesinde bir sara nöbeti geçirmekte olduğuna ilişkin görüşe Kemal Bozkurt’un ekleyecekleri var: “Ülkemizde günlük yaşam fiilen şeriata dönüştürüldü, şimdi çok acele bir şekilde hukuki dönüşümü becermeye çalışıyorlar. 64 yaşındayım. Bir duyarlı yurttaş olarak ne yapılabilir diye düşünüyorum; sokağa fırlarım diyorum. Karşıma polis çıkacaktır. Dinci faşizm, ırkçı faşizmi unutturdu. Çeker vurur beni! Vurulmasan; yürüsem... Yanımda siyasi bir destek arasam; bulabilir miyim? Bulamayacağımı biliyorum. Çünkü o delege avında, adam harcama avında, yurtseverleri ihraç avında. O elinde bir dosya, kürsüden çakacağı laflarla şakşakçılarından gelecek alkış peşinde. Adamın dünü bugününü, bugünü dününü Ya ğ m u r E k i m AKP’li Türkİslam’dan başka kültür tanımazmış... “İngilizce söylesin de görelim!” PANO DENİZ KAVUKÇUOĞLU Yumurta filmini en çok kim sevmiştir? Unakıtan! Kundura Osman Şapçı: “Altı kaval üstü şişhane derlerdi. Artık ters çevirin deyimi; kırmızı tabanlı ayakkabılar canım!” İmelda Deniz Can: “Filipinleri’n eski diktatörü Marcos’un ayakkabılarıyla ünlü karısı İmelda’nın kulakları çınlasın!” tutmuyor. Kırk yıllık sözde deneyim, sözde birikim; ama ortada bölmek, harcamak, ihraç etmek dışında başka bir şey yok. Adamın makam odası muhteşem, ses geçirmez; otomobili şahane, kurşun geçirmez; o kadar büyük bir devlet adamı ki kendi büyük dünyasından çıkıp da bir türlü halkın arasına katılamıyor. Bu adamla Türkiye, sara nöbeti geçirmesin de ne geçirsin! Devrimleri simgeleyen okların tamamının içi boşaltılmış; kaç yıl oldu örgütler toplanmaz, tartışmaz; toplanıp tartışanı dağıtırlar. Midesi ile cüzdanı birlikte şişmiş adamlar, parti adına oturup futbolu tartışırlar; daha makbul olurlar. Adam Kendi aralarında tezgâh, tezgâh üstüne. Sokaklarda şeriat fiilen ilan edilmiş; adamın sokaktan anladığı, eşofmanıyla sabah yürüyüşü yaptığı evinin arka sokağı. Adamın yıllardır sokaktan haberi yok, tek derdi kendi koltuğu. Bu da bir takıyye. Bu adam da takıyyeci. Asıl bu adam, sara nöbetinin gerçek nedeni. Boşluğu doldurmak gerek. Sara nöbetini durdurmak gerek. Sokağa çıkmak gerek.” İşte böyle... Yaşını başını almış bir yurttaşın düşünceleri bunlar. Bu halk günü geldiğinde sokağını kirletmeye kalkışandan da hesap soracaktır; sokaktan kaçan adamdan da. Ve o gün, artık yarından da yakındır! Umut (3) İslami holdinglerle ilgili olarak kurulan Türkiye Büyük Millet Meclisi Araştırma Komisyonu, 21 Haziran 2005 tarihli toplantısında Sermaye Piyasası Kurulu (SPK) Başkanı Doğan Cansızlar’ı dinlemişti. SPK Başkanı, komisyona 400 sayfalık bir rapor sunarak “halktan izinsiz para topladığı” belirtilen 78 şirketin adını vermişti. Adlarını anımsayalım: 21. Yüzyıl Büyük Anadolu Holding, Adya Holding, Aksaray Holding, Alda Holding, Alpek Holding, Anadolu Plastik, Anser Holding, Apitaş Holding, Asel AŞ, Asri Holding, Avantaj Holding, Başak Teneke AŞ, Belemir Holding, Birsa Birlik Gıda Sanayii, Büyük Avrasya Holding, Büyük Grup Holding, Büyük Selçuklu Holding, Dadaş Holding, Demirkıran Holding, Elpa Ambalaj AŞ, Emirdağ Sentetik Dokuma AŞ, Endüstri Holding, Esra Holding, Gema Holding, Gürteks Holding, Hadeka Holding, Halil Demirkaya Holding, Hamatek Holding, Hasandağı Holding, İlarslan Holding, İmet Holding, İntergenç Holding, İşlem Holding, İttifak Holding, Jetpa Holding, Kaizen Teknolojik Üretim AŞ, Kaldera Holding, Kamer Holding, Kamsa Holding, Karta Holding, Kaşıkçı Holding, Katılım Holding, Kedaş Konya Karaman Enerji Dağıtım San. Tic. AŞ, Keten Holding, Kimpaş Holding, Kombassan Holding, Kombassan İnşaat AŞ, Konadya Holding, Bilgi Sağlık Hizmetleri AŞ, Konya Sanayi Holding, Köseoğlu Sağlık Tesisleri AŞ, Kübra Holding, Kübraş Gıda AŞ, Mega İhtiyaç Malzemeleri AŞ, Noya Holding, Organize Holding, Osmanlı Holding, Palkim Holding, Ray Holding, Sayha Holding, Sebil Holding, Sefa Holding, Ser Group Gıda AŞ, Ser Grup Pazarlama ve Dış Tic. AŞ, SözPa Pazarlama ve İnşaat AŞ, Sur Holding, Şafak Holding, Şule Besicilik AŞ, Tilmo GmbH, Tuğra Holding, Tümelsan Grup AŞ, Umpaş Holding, Yimpaş Gıda Sanayii AŞ, Yimpaş Holding AŞ, Yimpaş Yozgat Spor AŞ, Yimpaş AŞ. Çoğu bize tanıdık geliyor. TBMM Komisyonu üyesi Bihlun Tamaylıgil ve Nezir Büyükcengiz’in ifadelerine göre bu şirketler yaklaşık 300 bin kişiden 4 milyar Avro toplamışlardı. Komisyonun adından ve kuruluş amacından da anlaşılacağı gibi bu şirketlerin ortak niteliği ‘İslami’ olmaları, faaliyetlerinin öğretici yanı ise paranın diniman tanımadığı gerçeğiydi. Türkiye, toprağı ve insanıyla 12 Eylül cuntası tarafından toptüfek zoruyla vahşi kapitalizmin avlağı durumuna getirilmişti. Amerikalı generallerin, “bizim oğlanlar” dediği darbeciler tarafından hazırlanan sendikasız, solsuz, dikensiz gül bahçesine kökleri emperyalizmden beslenen fidanlar dikildi. Gülistanın baş bahçıvanı da Nakşibendi tarikatına bağlı Turgut Özal’dı. Korkut Özal, 8. Cumhurbaşkanı Turgut Özal ile Nakşibendi tarikatı arasındaki bağlantıyı şöyle açıklamıştı Sabah gazetesine: “Turgut Bey, Zahit Kotku Efendi’nin sağlığında onun talebesi oldu. Onun Zahit Efendi’yle hocatalebe münasebeti 60’lara gider. Zahit Bey 80’de öldü. Dolayısıyla Turgut Bey’in Zahit Efendi’yle münasebeti çok uzundur. Turgut Bey’in, Mehmet Zahit Efendi’den önce irşat makamında olan Abdülaziz Bektine ile de tanışıklığı vardı. Öğrenciliği döneminde. Ama bir hocatalebe münasebetinden öte bir tanıma olmuş. Fakat Mehmet Zahit Efendi’yle hocatalebe münasebeti vardı. Bunlar gönül bağlarıdır. Bu gönül bağı Esad Coşan döneminde de devam etti. Turgut Bey vefatından bir ay önce Orta Asya gezisinde Nakşibendi hazretlerinin kabrini de ziyaret etti, iki rekat namaz kıldıktan sonra ağladığını duydum.” Bu bilindiğine göre, Özal döneminde palazlanan Anadolu sermayesinin büyük çoğunun siyasiİslami bir renk taşımasında şaşılacak bir yan yoktur. Bu sermaye, çoğu Özal’ın “şahsi” buluşu olan fonlarla, teşviklerle desteklendi. Öte yandan da sayıları 300 bine varan yurttaşımızdan toplanan/cukkalanan 4 milyar Avro’nun da büyük bir bölümü aklanarak daha sonra Anadolu Kaplanları olarak adlandırılacak mümin girişimcilerin kasalarına aktarıldı. 4 milyar Avro bugünün parasıyla 6 milyar 960 milyon YTL yapıyor. Eski TL olarak karşılığının ise 6 katrilyon 960 trilyon olduğunu buraya not olarak düşelim. İyi para, değil mi? Yeşil postlu Anadolu Kaplanları bugün Türkiye kapitalizminin özellikle Orta, Doğu ve Güneydoğu Anadolu’daki omurgasını oluşturuyorlar. Bu bölgelerdeki sanayi ve ticaret odalarının, sektörel sivil toplum kuruluşlarının neredeyse tümü bu sermaye gruplarının denetimi altındadır. Dolayısıyla, bir anlamda Özalizmin devamı olan Adalet ve Kalkınma Partisi’nin aynı bölgelerdeki siyasal başarıları bir rastlantı değildir. Bu bölgelerde siyaset, ticaret, yerel yönetim ve bir ölçüde bürokrasi iç içe geçmiştir. Bu iç içe durum pekişip sağlamlaştıkça muhalefet partilerinin buralardaki seçim şansı da giderek azalmaktadır. Umudu bu koşullarda arayacağız. eposta: dkavukcuoglu?superonline.com SESSİZ SEDASIZ (!) İnekler bostana girdi, yetişin! İNEKLERİN bostana girdiğini haber veriyor Hilmi Kayıhan ve “yetişin” diye bağırıyor: “Sanmayın ki bunlar masa başındaki bir memuru değiştiriyorlar, bu masadan alıp öteki masaya veriyorlar; bunlar masayı rahle yapıyor, rahle! Camideki imamı getirip bir okulun başına müdür yapıyorlarsa o okul değil camidir artık. Bunlar çok öteye geçtiler. Kadrolaşmanın çok ötesine. Durdurun bu hayasız akını! Mülakatla yargıç filan seçmeyecek bunlar; fetva verecek kadıları seçecekler, kadıları! Sarıkları şimdilik saklı. Devleti bir han kabul etsek, hükümet edenleri de hancı; bunlar hanımıza hancı olmaya gelmedi, hanı hamam yapmaya geldiler. Muhalefet hâlâ Dehşet M. Alpaslan Yener: “Birilerinin kara çarşaf dehşetine düşmesinin nedeni, çarşaflıların türban saltanatını yıkacağından korkmasıdır.” Kız Ferhan Kaynak: “Çankaya’ya alacakları kız çocuğuna türban takacaklar mı!” seçimle hancı olmaya çalışıyor; bilmiyorlar mı artık gerekli olan hancı değil hamamcı? Zavallılar! Zavallı muhalefet partileri! Sanıyorlar ki; gelecek seçimlerde bunlar süvari olacak beygirin üstünde. Oysa at sizlere ömür; at deve oldu, deve! Kulağınızı dört açın, gözünüzü on dört! Bundan böyle at binicilerine yer yok, deve binicileri iktidarda; deve binicileri devri başladı. Bırakın ilmiğe bakmayı artık; ilmik, ilmik dokunan altımıza sereceğimiz halı değil, kilim değil, seccade dokuyor bunlar. Hem de desenlerini emperyalistlerin verdiği seccade. Bir köylünün bostan tarlasına inekler girdiğinde bekçiye nasıl bağırıyorsa, biz de burada bağırıyoruz: İnekler bostana girdi, yetişin!” behicak?yahoo.com.tr ÇED KÖŞESİ OKTAY EKİNCİ KİM KİME DUM DUMA BEHİÇ AK İnsan Hakları Günü ve ‘trafik faşizmi’… Yarın “İnsan Hakları Günü”... İnsanların çektiği “eziyet”ler sorgulanırken, “çektiren”ler de “insan sevgisi”ne değinecekler! Tıpkı İstanbullulara, şu insanlık dışı “trafik işkencesi”ni çektirenlerin bile; hep “insana hizmet”ten söz etmeleri gibi... O kadar ki aynı “işkence” içinde yollarda kalarak, belki de insan hakları etkinliklerine bile katılamayacağız. Hele yarının, yine İstanbul için artık “kâbus”laşan “pazartesi”lerden biri olduğunu anımsatırsam; insan hakları gününde galiba en “insani” durum, “evden çıkmamak”! Ne var ki “ekmek elden su gölden” değil; “yan gelip yatarak” geçinebilen kaç kişiyse; en “insani yaşam”a dönüşen “evde kalmak” da ancak onların hakkı! “Trafik faşizmine son” demek gerekiyor... Ormanın yağmalandığı “Formula 1” pistinde hız rekorlarına ev sahipliği yaparken, kent içinde saatlerce ‘durma rekoru’ kırılan İstanbul’a da “trafik faşizminin başkenti”... Şımarık şantiyeler Konuyu “abarttı”ğımı sananlar varsa, düşünebilirler... İstanbul’un hemen tüm yollarını tıkayarak, “ölçülemez” iş ve beyin gücü “kaybı”na, üretim kesintisine ve toplumu hırçınlaştıran sinir gerginliklerine neden olan başıboş ve keyfi şekilde yolların daraltıldığı yüzlerce inşaatın “çok azı”, insan haklarına en uygun ulaşım olan raylı toplu taşım içindir. Bu “şımarık” ve “saygısız” şantiyelerin büyük çoğunluğu ise karayolu zorlaSermayenin ‘zor’u masının ve “inşaat türü” Ben bu dayanılmaz trafik olarak da “kayırmacı”lığa eziyetini artık “faşizm”e çok uygun karayolcu iş dağıbenzetir oldum. Nedeni ise tım düzeninin sonucudur... TEM yolu ile Fatih Köprüsü’ndeki “yük” taşımacılığını gecenin en geç saatlerine aktararak, hattâ Boğaziçi Köprüsü’nü de sabahın en ıssız zamanlarında, ayOtomobil ve “insan”... nı TIR ve kamyonlara ayırarak Boğaz geher açıdan “sermayenin çı çişini rahatlatmak mümkünkarı” için katlanmak zorun ken, hâlâ “3. paralı köpda bırakılmamızdan ötürü... rü”yü dayatmak, faşizm deÇünkü toplumbilim, her ğilse adını siz koyun... Hele şu OGS’ye, KGS’ye baskı içeren rejime faşizm demez. İşkenceler ve “zor rağmen, daha da artarak sükullanma”lar, eğer “serma regelen “para toplama” tıyenin beklentileri” içinse, kanıklığını, insanların tansiyonlarını yükselterek ve en adı da faşizmdir. Bu nedenle İstanbullulara kibarımızı bile “küfürbaz” “zor”la çektirilen trafik iş yaparak sürdürmek, Hitler kencesinin sorumlusu; hatta faşizminde bile yaşanmaz“ABD’ci karayolu politika dı... Evet... Yarınki İnsan Haksı”yla yitirdiğimiz tüm canların “tarihsel katil”i; de ları Günü’nde İstanbullular miryollarını komünist ilan yine en insanlık dışı pazarteedecek kadar kendilerini silerden birini yaşayacaklar. kaybeden vahşi kapitalizm Yetkililer de faşizmin “baritemsilcilerinin “faşist” an yer”lerini “eskort”larıyla aşarak katılabilecekleri etlayışı değil midir? Nitekim “trafik canavarı kinliklerde insan sevgisinolmayın” afişleri de işte bu den söz edecekler... Yol bulup gidebilseniz bigerçeği “usta”ca gizlemenin örneği. Oysa, aynı cana le, dinleyecek misiniz? varları yaratan karayolu bağımlılığını kırmak için de ekinci?cumhuriyet.com.tr ÇİZGİLİK KÂMİL MASARACI kamilmasaraci?mynet.com (ÇÖPLÜK ÇOCUKLARI) TAYYAR ÖZKAN www.junkidz.com BULMACA SOLDAN SAĞA: SEDAT YAŞAYAN 1 2 3 4 5 6 7 8 9 TARİHTE BUGÜN MÜMTAZ ARIKAN 9 Aralık www.mumtazarikan.com ÜSKÜDAR 2. AİLE MAHKEMESİ’NDEN ESAS NO: 2006/79 KARAR NO: 2007/579 Davacı Özlem Türk tarafından, davalı Mustafa Türk aleyhine açılan boşanma davasında, 07.11.2007 tarih, 2006/79 Esas2007/579 Karar sayılı karar uyarınca; HÜKÜM: 1 Açılan davanın KABULÜNE, 2 Giresun ili, Dereli İlçesi, Meşeliyatak Köyü, Cilt No: 27, Hane No: 22, BSN: 126, T.C. No: 52174374890 da nüfusa kayıtlı Ali ve Şahinur kızı, Arapkir01.04.1982 doğumlu Özlem TÜRK ile BSN:81, TC No: 44548170856’da nüfusa kayıtlı Ahmet ve Elmas oğlu, Dereli01.01.1978 doğumlu Mustafa TÜRK’ün TMK’nun 166/1. maddesi gereğince BOŞANMALARINA, 3 Tarafların ortak çocuğu, 09.12.2002 doğumlu Çağatay’ın velayetinin davacı anneye VERİLMESİNE, 4 Velayeti anneye verilen Çağatay için hükmedilen aylık 150,00 YTL tedbir nafakasının hükmün kesinleşmesine kadar DEVAMINA, hükmün kesinleşmesinden itibaren Çağatay için aylık 200,00 YTL iştirak nafakasının, davalıdan alınarak Çağatay’a velayeten davacı anneye VERİLMESİNE, 5 Velayeti anneye verilen Çağatay ile davalı babası arasında, her ayın son Pazar günü, saat 10.00’dan saat 19.00’a kadar, her yıl dini bayramların 2. günü, saat 10.00’dan, saat 19.00’a kadar, her yıl 1 Temmuz saat 10.00’dan, 7 Temmuz saat 19.00’a kadar KİŞİSEL İLİŞKİ KURULMASINA, belirtilen gün ve saatlerde davalının küçük Ahmet’i KENDİ YERLEŞİM YERİNE ALABİLMESİNE, 6 Peşin alınan harcın düşümü ile 0,90 YTL karar ve ilam harcının davalıdan ALINMASINA, 7 Davacı tarafından yapılan 309,68 YTL yargılama giderinin, davalıdan alınarak davacıya VERİLMESİNE, Karar verilmiş olup, işbu kararın davalı Sümme Güner (Yıldız) ilanın yayınlandığı tarihten itibaren 15 gün sonra tebliğ edilmiş sayılacağı, tebliğ tarihinden itibaren 15 gün içerisinde mahkememize verilecek bir dilekçe ile temyiz yolunun açık olduğu, aksi halde kararın bu haliyle kesinleşeceği ilanen tebliğ olunur. (Basın: 64543) 1/ Ege, Mar 1 mara ve Ak 2 deniz’de yaşa3 yan, eti lezzetli bir balık. 2/ 4 Asya ile Avru 5 pa’yı ayıran 6 dağ sırası... Hücum. 3/ 7 İran’da tarihi 8 bir kent... Vü 9 cuttaki AIDS 1 2 3 4 5 6 7 8 9 virüsünü saptamakta Y kullanılan test. 4/ 1 D O N A R A Y Öğütülmüş tahıl... 2 A R A A C A R A Mezopotamya’da ku 3 R O Z E U R U K rulmuş eski bir kral 4 I S I R A N L İ lık. 5/ Bir organın ya 5 A M İ T P O Z da vücut bölümünün 6 Y O V A R İ A havayla şişmesi. 6/ 7 I L G A R İ N İ Akdeniz Bölgesi’nde 8 T I N A Z N Ü kendiliğinden yetişen 9 P U R Ç E P İ Ç ve dokumacılıkta kullanılan bir bitki... Bir gıda maddesi. 7/ Halk edebiyatında, sekizli hece ölçüsüyle yazılan bir şiir türü... Oylumlu. 8/ Dünya... “Numara, dümen” anlamında argo sözcük. 9/ Gebeliğin ilk aylarında kadınların yiyecek, içecek gibi maddelere duydukları aşırı istek ya da tiksinti. YUKARIDAN AŞAĞIYA: 1/ Şiddetli karın ağrısı... “Fazıl ”: Piyanistimiz. 2/ Boğa güreşi yapılan alan... Güzel kadın. 3/ Yaz yağmuru... Bayındır. 4/ Bir renk... Karabük’ün bir ilçesi. 5/ Üzerindeki dikine çizgiler nedeniyle “beşparmak” da denilen kumaş türü. 6/ Alev... “ Pacino”: ABD’li aktör. 7/ “Yemekler” anlamında eski sözcük.. Sahip, malik. 8/ Gizli tutulan şey, sır... Konya kentini oluşturan ilçelerden biri. 9/ Volga’nın başlıca kolu olan ırmak... Ekmek ufağı. CUMHURİYET 14 K
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle