19 Mayıs 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
C adına İLHAN SELÇUK ? Baştarafı 1. Sayfada İmtiyaz Sahibi: CUMHURİYET VAKFI Genel Yayın Yönetmeni: İbrahimYıldız ? Yazıişleri Müdürleri: Mehmet Sucu, Güray Öz (Sorumlu) ? Haber Merkezi Müdürü: Hakan Kara İstihbarat: Cengiz Yıldırım ? Ekonomi: Hasan Eriş ? Dış Haberler: Özgür Ulusoy ? Kültür: Egemen Berköz ? Spor: Abdülkadir Yücelman ? Makaleler: Sami Karaören ? Düzeltme: Abdullah Yazıcı ? BilgiBelge: Edibe Buğra ? Yurt Haberleri: Mehmet Faraç Yayın Kurulu: İlhan Selçuk (Başkan), Emre Kongar (Başkan Yardımcısı), Orhan Erinç, Hikmet Çetinkaya, Şükran Soner, İbrahim Yıldız, Orhan Bursalı, Mustafa Balbay, Hakan Kara. Ankara Temsilcisi: Mustafa Balbay Atatürk Bulvarı No: 125, Kat:4, Bakanlıklar Tel: 4195020 (7 hat), Faks: 4195027 ? İzmir Temsilcisi: Serdar Kızık, H. Ziya Blv. 1352 S. 2/3 Tel: 4411220, Faks: 4418745 ? Adana Temsilcisi: Çetin Yiğenoğlu, İnönü Cd. 5 S. Aksoğan İş H. Kat 1 Tel: 363 12 11, Faks: 363 12 15 Antalya Temsilcisi: Ahmet Oruçoğlu Cumhuriyet Meydanı Yıldız Apartmanı B Blok No: 80/5 Tel: 0242 2480057 Faks: 0242 2430509 ? İdare Müdürü: Hüseyin Gürer ? Mali İşler: Bülent Yener ? Satış: Fazilet Kuza ? Cumhuriyet Reklam: ? Genel Müdür: Özlem Ayden ? Genel MüdürYardımcısı: Nazende Pal Tel: (0212) 251 98 74 75 /251 98 81 82 Faks: (0212) 251 98 68 Rezervasyon: (212) 343 72 74 Faks: 212 343 72 53 İmsak: 5.22 Güneş: 6.48 Öğle: 13.03 İkindi: 16.23 Akşam: 19.05 Yatsı: 20.25 Yayımlayan ve Yönetim yeri: Yeni Gün Haber Ajansı Basın ve Yayıncılık A.Ş, Prof. Nurettin Mazhar Öktel Sk. No: 2. 34381 Şişli/İstanbul. Tel: (0/212) 343 72 74 (20 hat) Faks: (0/212) 343 72 64 Yaygın süreli yayın Baskı: Merkez Gazete Dergi BasımYayıncılık San. ve Tic. AŞ Fatih Mah. Hasan Basri Cad. Samandıra Kartal/İstanbul Dağıtım: Merkez Dağıtım Pazarlama San. ve Tic. A.Ş. www.cumhuriyet.com.tr 26 EYLÜL 2006 GÜNCEL CÜNEYT ARCAYÜREK Rejimin ılımlı İslama dönüşmesine ya da İslamın kara taassup öngören kural ve koşullarına uyan bir Cumhuriyete! Deniz Baykal, tehlikenin önüne geçebilmek için sadece partisinin (söylemiyor ama gazetemizin) çabalarını yetersiz buluyor. Ancak, toplumun tüm kesimlerinin; medyanın, iş dünyasının, sivil toplum örgütlerinin görevini yapmasını gerekli görüyor. Kuşkusuz içten bir temenni ve fakat gerçek?.. Medya, RTE’nin Çankaya hevesine karşıdan bakıyor. Cumhurbaşkanı olacak mı olmayacak mı, böyle bir hevesi var mı yok mu içeriğindeki haberlere, araştırmalara önem ve yer veriyor. İş dünyası mı? Güldürmeyin insanı. TÜSİAD, RTE’nin Cumhurbaşkanlığı konusunda yaptığı açıklamada iki koşul öne sürdü. Genel seçim zamanında yapılsın, bir. Cumhurbaşkanı uzlaşma ile seçilsin, iki. Cumhurbaşkanını, elinde tuttuğu 350 milletvekili ile seçmeyi zaten temel ilke edinen iktidar başı ile genel seçimleri Kasım 2007’den 2006 sonbaharına aldırmak zaten olanaksızdı. Sivil toplum örgütleri ise bu konuda üzerlerine ölü toprağı serpilmiş gibi. Çıt yok o kesimde, tık yok. ??? Yinelemekte yarar var; bir parti ile bir gazete dışında RTE’nin Çankaya’ya çıkmasının sakıncalarını, Cumhuriyetin temel taşı laikliğe, Atatürk devrimlerine vereceği zararları doğrudan anlatarak toplumu bu olasılık karşısında topyekun tepki göstermeye hazırlayan tek bir kuruluş yok! Olaya karşıdan bakarak izleyenlerin sığındıkları tek olgu, ulustan aldığı yetkiyi dilediğini yapma özgürlüğü sanan RTE’ye hak vermek! Oysa demokrasiler elbette halkın söz sahibi olduğu tek rejimdir. Aynı zamanda halkın yüzde 34 oyu ile nasılsa tek başına iktidar şansını yakalayan bir (bu) partinin ulusun yüzde 100’ünü temsil etmesi beklenen bir kişiyi, kimliği, geçmişi ve geleceğe bakışı bilinen bir kişiyi Çankaya’ya çıkarmaya yetkin olmadığının altını çizen bir rejimdir. ??? Dar çerçeveli uyarıların giderek yaygınlaşmasını engellemek için RTE iktidarının kullandığı karşı silah; cumhurbaşkanı seçimini tartışmak için henüz vaktin erken olduğunu söylüyor. Bu sav tutmayınca bu kez Çankaya seçimini uzlaşma ile yapacağını öne sürmeye başlıyor. Kısacası, kaçak güreşiyor. Uzlaşma sözcüğünün RTE’nin defterindeki karşılığı ise palavra. Adaylık süreci başladığında bir değil birkaç adayı partilerin önüne koyacak ve nihayet son turda RTE koşullanmış AKP grubu tarafından seçilmiş olacak! RTE’nin beraberinde gezen dünürü Sadık Albayrak, Rize’de gazetecilere, ‘‘RTE sırça köşkleri sevmez. O köy çocuğudur. Ne işi var Cumhurbaşkanlığı ile? Biz ona sohbetlerimizde ‘Yeter bu ülke için yaptığın hizmet. Bırak artık’ diyoruz’’ demiş. Özal öldükten sonra Çankaya’ya adı geçen Süleyman Demirel’e niyetini sormuştum; ‘‘Öyle bir makam ki kimse reddedemez’’ demişti. 12 Eylül 1980’lerde siyasal yasaklı duruma düşen Demirel’e, ailesi ‘‘Ülkeye çok hizmet ettin, yeter artık, siyaseti bırak’’ dedi, ama bırakmadı. RTE, şayet cumhurbaşkanı olmaya karar verdi ise onu ne ailesi, ne dünürü ne de yakın siyaset arkadaşları engelleyebilir. Yukarıya çıkar, yücelme yolundaki laik Cumhuriyet rejimini aşağıya çekmek için elinden geleni ardına koymaz! PKK yine saldırdı: 1 şehit Mardin’de şehit düşen Jandarma Teğmen Evranos’un babası, G. Doğu’daki olayların sorumlusu olarak gösterdiği ABD ve işbirlikçilerine lanet okudu MARDİN/BALIKESİR (Cumhuriyet) Mardin’in Dargeçit ilçesinde güvenlik güçleriyle PKK’liler arasında çıkan çatışmada Jandarma Teğmen Cengiz Evranos (24) şehit oldu, 2 korucu da yaralandı. Şehidin babası, Güneydoğu’daki olayların sorumlusu olarak ABD’yi göstererek ‘‘Siyasiler de çocuklarını Dargeçit’e göndersin. ‘Vatan sağ olsun’ demek istemiyorum. ABD ve işbirlikçilerinin Allah belasını versin’’ diye isyan etti. Dargeçit’e bağlı Sunatkapı bölgesinde devriye görevi yapan güvenlik güçleri, önceki akşam bölgede pusu kuran PKK’lilerin saldırısına uğradı. Çıkan çatışmada Jandarma Teğmen Evranos ile 2 korucu yaralandı. Şırnak Askeri Hastanesi’ne kaldırılan Evranos kurtarılamadı. GÜNDEM ? Baştarafı 1. Sayfada MUSTAFA BALBAY CHP’Lİ İNCE, ŞEHİT SAYISINI SORDU YALOVA (Cumhuriyet) CHP’li Muharrem İnce, Başbakan Tayyip Erdoğan’ın yanıtlaması istemiyle verdiği soru önergesinde, 1984’ten beri kadar asker, polis ve korucu olmak üzere ne kadar şehit verildiğinin açıklanmasını istedi. İnce, ayrıca ‘‘Şehit olan öğretmenlerimizin sayısı ve yapılan yardım miktarı ne kadardır?’’ sorusuna da yanıt istedi. ceki gün) görüştüm. den gelerek Balıkesir’e Yoğun oldukları için yerleşen emekli hemşire günlerin nasıl geçtiğini Fikriye ile emekli sağbilemediğini söylemişlık görevlisi Mehmet ti. Şehit olacağı aklıma Nuri Evranos’a, oğulbile gelmemişti’’ dedi. larının şehit olduğu haGüneydoğu’daki terör beri doktor eşliğinde veolaylarının sorumlusu rildi. Baba Evranos, olarak ABD’yi gösteren 2004 yılında Kuleli AsEvranos, şöyle devam keri Lisesi mezunu olan oğlunun Tuzla, Foça ve Cengiz Evranos. etti: ‘‘Siyasiler çocukJandarma Genel Komutanlı larını Dargeçit’e askere gönğı’ndaki görevlerinin ardından dersinler. Baksınlar ne oluyor. 20 gün önce Mardin’in Dargeçit 550 milletvekili var. Her biriilçesine atandığını söyledi. Oğ nin mutlaka 3 genci vardır. Biluyla hemen her gün telefonla zimkiler can veriyor orada. görüştüklerini ifade eden Evra Onlarınkiler de gitsin, vatanı nos, ‘‘Oğlumla en son dün (ön için can versinler. ‘Vatan sağ ol sun’ demek istemiyorum. Sınırlarımız belli, sınırlarımız öyle kalsın.ABD ve işbirlikçilerinin Allah belasını versin.’’ Şehit teğmenin Boğaziçi Üniversitesi’nde öğrenim gören kardeşi Oğuz Evranos’un (20) da ağabeyinin ölüm haberini aldıktan sonra Balıkesir’e gelmek üzere yola çıktığı öğrenildi. Şehit Evranos’un cenazesinin, bugün öğle namazının ardından Zağanos Paşa Camisi’nde düzenlenecek askeri törenin ardından toprağa verilmesi bekleniyor. Mayın tuzaklarına imha Öte yandan Genelkurmay Başkanlığı, Bingöl’ün Genç ve Van’ın Özalp ilçelerindeki operasyonlarda PKK tarafından hazırlanan mayın tuzaklarının imha edildiğini açıkladı. Genelkurmay ayrıca HakkâriŞemdinliYaylapınar ile Aktütün köyü arasında yapılan yol çalışmasında kullanılan makineleri yakmaya gelen teröristlerle güvenlik güçleri arasında çatışma çıktığını bildirdi. 20 gün önce atanmıştı Evranos’un şehit olduğu haberi Balıkesir’de oturan ailesini yasa boğdu. Elazığ’ın Palu ilçesin Rehberlik öğretmeninin notlarında ‘Oruç ve dua teşvik edilmelidir’ yazıyor Öğrencilere tarikat öğütleri EVRİM KAYA Konya’daki Vali İhsan Dede İlköğretim Okulu’nda beş yıl görev yaptıktan sonra yeni eğitimöğretim yılında Konya İmam Hatip Lisesi’ne atanan rehberlik öğretmeninin dosyasından ‘‘tarikat okulları’’ndaki uygulamaları aratmayacak ders işleme yöntemleri çıktı. Öğretmen Muhammet Saçak’ın kendisine kaynak edindiği notlarda, ‘‘Oruç ve dua gibi hususlar teşvik edilmeli / IŞIL ÖZGENTÜRK İşsizlik delirtir! Bütün pembe tabloları bir yana bırakın, bu ülkenin genç nüfusu tıpkı savaş gibi çok büyük bir tehditle karşı karşıya. Bu tehdidin adı işsizlik. Taksiye binmişim, havaalanına gidiyorum, şoför gencecik biri, yüzü çok gergin ve araba adeta uçuyor. ‘‘Biraz daha yavaş sürer misiniz’’ diyorum, ‘‘vaktimiz var’’. Tak, anında arabayı durduruyor, ‘‘Tamam in gitmiyoruz!’’ Şaşkın şaşkın bakıyorum, ‘‘Ne oluyor, ne yapmaya çalışıyorsunuz?’’ ‘‘Benden bu kadar’’ diyor, ‘‘başının çaresine bak’’. Otobandayız, çaresizim, ‘‘peki’’ diyorum, ‘‘istediğin gibi git’’. Yola koyuluyoruz, o birden ağlamaya başlıyor, ‘‘Kusura bakmayın’’ diyor, ‘‘ben böyle değildim ama hayat beni böyle lüzumsuz biri yaptı.’’ Ve ardından arabayı normal hızına getirip hayat hikâyesini anlatmaya başlıyor. Aslında o kimya mühendisiymiş. Üç yıl önce çalıştığı fabrika Romanya’ya taşınmış, o gidememiş çünkü ailesi kötü durumdaymış, anne babasına birilerinin göz kulak olması gerekiyormuş. Bu olayla birlikte onun da hayatı bitmiş. O günden bugüne çalmadık kapı bırakmamış, onun iş bulabilmesi için annesinin gitmediği yatır kalmamış, ama nafile, sonunda altı ay evvel, bu işe başlamış, biraz daha para kazanmak için hem gece hem gündüz çalışıyormuş. Bizim mahalle kafesini erken açacak, ortalığı toparlayıp saat dokuzda da işi bir başkasına bırakacak bir eleman aranıyor. Çok az bir para alacak. İlan veriliyor ve iş arayanlar birer ikişer düşüyor. Ben de tam kahve içiyorum, kapıdan gencecik bir kız giriyor. İşte talip. Kafenin sahibi ona koşulları anlatıyor, her şey tamam. Bu arada kıza eğitimi soruluyor. Ben lise beklerken kız konservatuvarda okuduğunu, çok güzel piyano çaldığını söylüyor. Hepimiz şaşkınız, ‘‘Peki neden bu iş?’’ Yüzünde hafif bir burukluk, şöyle diyor: ‘‘Piyano çalan çok kişi var, özel ders alanlar da iyice azaldı, bu işe ihtiyacım var.’’ Söylenecek söz yok. O iki yıl önce askerliğini bitirip baba ocağına dönmüş, işi hazır, bir ecza deposunda çalışıyor, yani arabayla eczanelere ilaç getiriyor, ihtiyaçları belirliyor. İşinde uzmanlaşmış, bilmediği ilaç adı yok. Hayatından hoşnut, iki günde gerekli işlerini yapıp kendisine vakit bile ayırabiliyor. Günler geçiyor o gün nedense canı sıkkın, farkında olmadan hız yapıyor ve ehliyeti kaptırıyor. Bu onun için her şeyin sonu gibi. Ehliyeti olmayan biri bu işi yapamaz. Kendini bir anda işsiz ve çaresiz sokakta buluyor. Ne yapabilir, bildiği, uzmanlaştığı tek alan burası. Bir süre yapabileceği yeni işleri düşünüyor, becerikli de, ‘‘Ben her işi yaparım’’ diyor ve her yere özgeçmişini gönderiyor, ama hiçbir yanıt yok. İnşaatta çalışmaya bile razı ama orası da mafyanın elinde, öyle önüne gelen inşaata dalamıyor. Zamanlar geçiyor, ailesine karşı utanç içinde, sigara parasını bile babadan alıyor, giderek arkadaş çevresi seyreliyor, çünkü bira bile içmeye parası yok. Öyle, şimdi tek yaptığı iş mahallenin kahvesine takılmak, ayak işleri yapmak o kadar. Buna daha ne kadar dayanır kendi de bilmiyor. Kuaföre gencecik bir kız giriyor, çekingen, elinde kocaman bir çanta, ‘‘merhaba’’ diyor, ‘‘merhaba’’.‘‘Sizlerin bir dakikasını alabilir miyim?’’ Merakla ona bakıyoruz, çantayı bir masanın üstüne koyup içinden dış fırçaları ve bir firmanın diş beyazlatma macununu çıkarıyor ve ezberlediği bilgileri heyecanla bir çırpıda bizlere aktarıp duruyor. Kuafördekilerin kimi ilgileniyor, kimi başını başka bir yana çeviriyor. Ben her zamanki gibi yufka yüreğime yenilip bir iki şey alıyorum, bu arada genç kız aslında öğretmen olduğunu söylüyor, ama iki yıldır kura bekliyormuş, babası işsizmiş, ağabeyiyle o her işi yaparak ev kirası ödemeye çalışıyorlarmış. Artık hiçbir hayali kalmadığını söylüyor. Aklında sadece o gün on lira kazanmak varmış. Bunları anlatırken bir yandan da çantasını düzenliyor ve teşekkür edip yan dükkâna geçiyor. Ve ben düşünüyorum, neşesiz, işsiz bir büyük çoğunluk, biz nerelerdeyiz? Ne oluyor? [email protected] dir..’’, ‘‘Öğrencileri metafizik gerilim içinde tutmak için gazete başlık konularını kullanma...’’ ‘‘Allah korkusu ile meşbu olmalı...’’ gibi ifadeler dikkat çekti. Okul Müdürü Bilal Çankaya konunun bilgisi dışında geliştiğini belirtirken Eğitimİş Konya Şube Başkanı Veli Demir, olayın takipçisi olacaklarını vurgulayarak ‘‘AKP hükümetinin eğitim politikalarıyla Tevhidi Tedrisat Kanunu delinmiş, okullarda medresemektep düzeni getirilmiştir’’ dedi. Hacettepe Üniversitesi Çocuk ve Ergen Ruh Sağlığı Anabilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Bahar Gökler de rehberlik dersinde ‘‘metafizik ve uç dini konulara’’ yönlendirmelerin çocukların ruh ve beden sağlığına zarar vereceğini vurguladı. Ortadoğu Teknik Üniversitesi Rehberlik ve Psikolojik Danışmanlık (ODTÜ) mezunu ‘‘ödüllü’’ öğretmen Muhammet Saçak, isteği üzerine geçen haziran ayında Vali İhsan Dede İlköğretim Okulu’ndan Konya İmam Hatip Lisesi’ne tayin edildi. Saçak’ın arkasında bıraktığı dosyasındaki ders işlerken izleyeceği yolları anlatan ‘‘Reh. Hiz. Dair Hususlar’’ başlıklı ‘‘talimatname’’si ise şaşkınlık yarattı. Yatılı bir tarikat okulunun rehberlik uygulamalarını anımsatan yarı Arapça, yarı Türkçe kaleme alınmış notlardan bazı maddeler şöyle: ? Asıl muhabbeti ve sevgisi cezbedilecek olan zatın bize ebedi cenneti verecek zat olan Allah olduğunu anlatma, onun ilk bu deyimi getiriyor. 11 Eylül 2001’de ABD’de yaşanan dehşetin ardından Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi toplanmış, yapılması gerekenleri sıralamıştı. ABD zaten hazırlıklıydı, ne yapacağını biliyordu. Konsey de terörün öncelikle para kaynaklarının kesilmesi gerektiği görüşünü benimsedi. Eldeki bilgiler ışığında sözünü ettiğimiz listeyi yaptı. BM, bu listede adı geçen kişilerin malvarlığının dondurulması gerektiğini düşündü, üyelerine duyurdu. Dönemin Ecevit hükümeti de karara uydu, El Kadı’nın Türkiye’deki ekonomik hareketlerini durdurdu. El Kadı itiraz etti. Bu arada Ecevit hükümeti gitti, yerine AKP hükümetleri geldi. Yerel mahkeme, El Kadı’yla ilgili kararın belgesini yetersiz buldu. Konu Danıştay’a geldi. Danıştay da ‘‘Evet, bu belgeler yetersiz, devlet kurumları gerekli delilleri mahkemeye iletsin, ondan sonra karar verilsin’’ dedi. ??? İşin buraya kadar olan bölümü bir yargı sürecinin aşamaları. Bundan sonrası siyasal, hatta uluslararası boyutta... Danıştay kararını, Başbakanlık, Dışişleri Bakanlığı ve Maliye Bakanlığı’nın temyiz etme hakkı var. Başbakanlık ve Dışişleri Bakanlığı önceki hafta kararı temyiz etti. Olması gereken de buydu. Kamu kurumları yüzde yüz haksız oldukları durumlarda bile, itiraz etme hakkını kullanmak durumunda. Başbakanlık bu geleneğe uyuyor, ama Başbakan aynı görüşte değil! Bu nasıl tümce, Başbakanlık’la Başbakan ters mi düşer, demeyin. Türkiye’de düşer. Erdoğan’ın bastırması üzerine, Başbakanlık itiraz dilekçesini başvurudan 5 gün sonra çekti. Sıra Dışişleri Bakanlığı’na geldi. Sızan haberlere göre Gül, itirazın geri çekilmemesi gerektiği görüşündeydi. Ancak Başbakanlık’tan Dışişleri’ne şu uyarı gitti: İtirazı geri çekip çekmeme tartışmasını bırakın. Geri çekilecek, bu siyasi bir karardır! Bunun üzerine Dışişleri Bakanlığı da itirazını geri çekti. Böylece bir AKP geleneği daha yaşandı: Devlet çıkarları bir tarafta, AKP çıkarları ön tarafta! ??? Gelinen noktada Türkiye’nin düşürüldüğü duruma bakalım: BM Güvenlik Konseyi bir karar almış. Belli başlı ülkelerin tümü buna uymuş ve gereğini yapmış. Türkiye de ilk aşamada yapmış, AKP ile birlikte yan çizmiş. Ülkenin Başbakanı, ‘‘BM ne derse desin, ben Yasin el Kadı’ya kefilim’’ demiş! Türkiye’nin terörle mücadelede en çok gündeme getirdiği, uluslararası toplantılarda dünya ülkelerini samimi olmaya çağırdığı durum şu: Terörle mücadele bir bütündür. Burada çifte standart olmamalıdır! Ne demek çifte standart? Türkiye’nin yüzüne gülüp terör örgütüne omuz vermek... Ya da Türkiye’nin terörist dediği örgütleri terörist saymamak! Şimdi bize bir ülke şunu söylese: Ey Türkiye; sen, PKK bir terör örgütü diyorsun, ama ben kefilim; bunların terörle hiç ilgisi yok. Sen silah çekmesen onlar da çekmeyecek. Üstelik onlar çok yardımsever insanlar. Her şeylerine kefilim! Buna ne yanıt vereceğiz? AKP hükümeti terörle mücadelede sefilleri ve kefilleri oynuyor! ankcum?cumhuriyet.com.tr CHP Grup Başkanvekili Koç: Saçak, geçen mart ayında AB eğitim programları kapsamında “Öğretmenler İçin Hizmetiçi Eğitim: Danışmanlık Sistemi” konulu çalışma için İspanya’ya gönderilmişti. ‘Terörle mücadele aracıyla olmaz’ ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) CHP Grup Başkanvekili Haluk Koç, ‘‘Terörle mücadelede, özel temsilciler arasında yapılan görüşmelerin, birtakım siyasi muhataplar yaratma yoluna gittiğini üzülerek görüyoruz’’ dedi. Koç, ‘‘özel temsilciyle terörle mücadele etme kavramından bir an önce vazgeçilmesi’’ gerektiğini söyledi. Gözden Geçirilmiş Avrupa Sosyal Şartı’nın çekincelerinin kaldırılarak onaylanması için destek isteyen Emek Platformu temsilcileri dün CHP’li Koç’u ziyaret etti. Koç, bu ziyaret sırasında gazetecilerin sorularını da yanıtladı. Irak Devlet Başkanı Celal Talabani’nin, ‘‘terör örgütü PKK’yi saldırılarını durdurmaları yönünde ikna ettikleri ve birkaç gün içinde ateşkes ilan edileceğine’’ ilişkin açıklamasıyla ilgili sorular üzerine Koç, ‘‘Türkiye’nin, terörle mücadelesini özel bir temsilciyle yapmaktan vazgeçmesi gerektiğini’’ söyledi. Koç, ‘‘Aksi halde Türkiye, karşısındaki siyasi projeyi, kendi önüne muhatap haline getirecek süreci kendisi seyretmiş, kendisi hazırlamış, kendisi onaylamış olacak’’ dedi. Koç, bir gazetecinin, Kara Kuvvetleri Komutanı Orgeneral İlker Başbuğ’un, ‘‘İrticai tehdit kaygı verici boyutta’’ sözü anımsatılarak yöneltilen bir soruyu yanıtlarken de ‘‘Biz tespitlerimizi sürekli olarak yapıyoruz. Çözümün demokrasi içinde sahnede olacağını bir kere daha ifade ediyoruz’’ görüşünü dile getirdi. için de onun seveceği bir insan haline Allah’ın da ancak şu özelliklere sahip kullarını seveceğini teker teker izah etme... ? Dünya ve ahiret muvazenesini kurmuş idealist bir yapıya kavuşturulmalıdır. ? Yeme ve içmede, uyumada, adabı beşere dair işlerde, Sünnete uygun hayat öğretmelidir. ? Allah korkusu ile meşbu olmalı ve ona kulluğu en yüce gaye, onun dairesinden çıkmayı ateşe girmek kadar kerih gören anlayışta olmalıdır. ? Oruç ve dua gibi hususlar teşvik edilmeli. ? Öğrencileri metafizik gerilim içinde tutmak için gazete başlık ve konularını kullanma, abilerin ve hizmetimizin hatıralarını anlatma yollarına başvurulabilir... Belgelerde bazı maddelerde ‘‘öğrenciler pansiyona alıştırılmalı’’ ‘‘gündüzlü öğrenciler’’ gibi ifadelerle adı verilmeden ‘‘gazete’’ ve ‘‘mecmua’’ diye söz edilmesi ise Saçak’ın bu notları yatılı bir tarikat okulundan almış olabileceği iddialarını gündeme getirdi. Okul müdürü: Haberim yok Vali İhsan Dede İlköğretim Okulu Müdürü Bilal Çankaya, Saçak’ın söz konusu notlarından haberi olmadığını söyledi. Saçak’ın milli eğitim müdürlüğünce ödüllendirilmiş bir öğretmen olduğunu ifade eden Çankaya, ‘‘Yasal olmayan bir durum söz konusu olsaydı müdahale ederdik’’ dedi. Eğitimİş Konya Şube Başkanı Veli Demir, Kon ya’daki okulların tamamına yakınında din kültürü ve ahlak bilgisi öğretmenlerinin idareci yapıldığını belirterek ‘‘Önümüzdeki bu örnek de eğitimin ne kadar gericileştirildiğinin bir ifadesidir’’ diye konuştu. Bu tarz yönlendirmelerin çocukların kafalarını karıştıracağını belirten Hacettepe Üniversitesi Çocuk ve Ergen Ruh Sağlığı Anabilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Bahar Gökler de şunları söyledi: ‘‘Rehberlik öğretmeninin bu yaklaşımı nedeniyle çocuklarda ruhsal sağlık sorunları ve korkularla kimlik çatışmaları ortaya çıkabilir. Çocuklarda gereksiz saplantılara neden olabilecek bu yönlendirmeler, ne psikolojinin ne de rehberliğin konusudur.’’ EMNİYET: PKK, EGE SAHİLLERİNDE EYLEM HAZIRLIĞI YAPIYORDU Kapıcı dairesinde patlayıcı İZMİR (Cumhuriyet Ege İlleri Bürosu) İzmir’in Balçova ilçesinde, emekli subayların da oturduğu bir apartmanın kapıcı dairesinde terör örgütü PKK’ye ait 9 kilo 250 gram A4 plastik patlayıcı ele geçirildi. Emniyet yetkilileri, örgütün Ege sahillerinde turistik bölgelerde bombalama eylemi yapmayı planlandığını bildirdi. Alınan bilgiye göre, bir istihbaratı değerlendiren Terörle Mücadele Şube Müdürlüğü ekipleri, Balçova ilçesindeki Oyak Sitesi’nde bir apartmanda kapıcı olarak çalışan M.B.C’nin (50) evine baskın düzenledi. Evde yapılan aramada, kiler bölümünde 9 kilo 250 gram A4 plastik patlayıcı ve 10 elektrikli fünye bulundu. Gözaltına alınan evli ve 5 çocuk babası olan M.B.C’nin 8 yıldır aynı apartmanda kapıcılık yaptığı belirlendi. Yapılan araştırmada, patlayıcı ve fünyelerin PKK terör örgütü tarafından Van’dan İzmir’e getirildiği, kuryelik yapan kapıcı M.B.C’ye teslim edildiği, patlayıcının Ege sahillerindeki turistik bölgelerde bombalama eylemlerinde kullanılacağının belirlendiği bildirildi. İşlemleri tamamlandıktan sonra adliyeye götürülmek üzere Emniyet Müdürlüğü binasından çıkarılan M.B.C. kendisini görüntüleyen gazetecilere, ‘‘Paketin içinde bomba olduğunu bilmiyordum, bilseydim kesinlikle evime almazdım. Kapıcılık yaptığım apartmanda emekli subaylar da var. Hepsi 5 çocuğumun eğitimine bugüne kadar katkı yaptılar. Benim bu olayla ilgim yok’’ dedi. Mahkemeye sevk edilen M.B.C. tutuklanarak cezaevine gönderildi. Iğdır’da soruşturma sürüyor Emniyet: PKK eylemine benziyor IĞDIR (Cumhuriyet) Iğdır’da geçen cumartesi gecesi polisevinin karşısına park edilmiş bir kamyonette meydana gelen patlamaya ilişkin soruşturma çok yönlü olarak sürdürülüyor. Bombalı saldırının PKK’nin eylemlerine benzediğini belirten Emniyet Müdürü Yusuf Çalkavur ‘‘3 adet mutfak tüpü ve patlayıcı madde ile gerçekleştirilen eylem profesyonelce düzenlenmiş’’ dedi. Terör örgütü PKK ise kendisine yakın bir internet sitesi aracılığıyla saldırıyı üstlendi. CUMHURİYET 08 K
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle