Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
SAYFA CUMHURİYET 29 AĞUSTOS 2006 SALI 8 TÜRKİYE İstanbul Edirne Kocaeli Çanakkale İzmir Manisa Aydın Denizli Zonguldak Açık İstanbul HABERLERİN DEVAMI PB PB Y PB B B B B Y 29 30 30 30 30 32 32 34 25 Sinop Samsun Trabzon Giresun Ankara Eskişehir Konya Sıvas Antalya Y Y Y Y PB PB B PB B 30 29 30 29 31 31 32 34 32 Adana Mersin Diyarbakır Şanlıurfa Mardin Siirt Hakkâri Van Kars PB PB B B B B B B PB 35 32 37 40 39 37 32 29 32 Trabzon Ankara İzmir Hakkari Antalya Adana Ş.Urfa Erzurum Yurdun kuzey kesimleri ile İç Anadolu’nun güneydoğusu, Doğu Akdeniz parçalı ve çok bulutlu, Marmara’nın kuzeydoğusu, batı ve Orta Karadeniz kıyıları Doğu Karadeniz ile iç Anadolu’nun güneydoğusu ve Doğu Akdeniz’in iç kesimleri sağanak yağışlı geçecek. Hava sıcaklığı yağış alan yerlerde azalacak. Çok bulutlu DIŞ MERKEZLER Oslo Helsinki Stockholm Londra Amsterdam Brüksel Paris Bonn Münih Y Y Y Y Y Y Y Y Y 15 20 21 19 17 17 15 19 22 Yağmurlu Stockholm Berlin Budapeşte Madrid Viyana Belgrad Sofya Roma Atina Zürih Y Y B Y Y Y Y Y Y 15 20 35 16 22 27 29 33 16 Moskova Aşkabat Astana Taşkent Baku Bişkek Tiflis Kahire Şam Karlı Y A B PB B A B PB PB 24 40 28 37 32 30 36 36 37 Londra Berlin Moskova Belgrad Madrid Ankara Taşkent Tahran Kahire Sulu kar Gök gürültülü Parçalı bulutlu Sisli Bulutlu GÜNCEL CÜNEYT ARCAYÜREK ? Baştarafı 1. Sayfada Cumhurbaşkanı, 30 Ağustos askeri zaferiyle ‘‘Atatürk ilkeleri ışığında aydınlık yarınların öncüsü devrimlerin’’ birbirini tamamladığını ve örtüştüğünü yorumlayan bir üslupla konuştu. RTE’nin 30 Ağustos defterinde; büyük zaferin başkomutanı, ulusumuzun, ordumuzun cesaretini, azmini, fedakârlığını yeniden yaratan Mustafa Kemal Atatürk’ün adı yok. Genel ifadelerle TSK’ye övgü yağdıran ifadeler var. Askeri övmesindeki neden malum: Korku! Şayet korkunun tutsağı ise bu iktidar; yaptıkları ve yapacaklarının kurulu düzene, laik Cumhuriyet’e, aydınlık yolda yürümeye çalışan ülkeye ters düştüğünün bilincindedir, demektir. ??? Bu iktidarın ve bu iktidarın dinci yöntemlere sapan zihniyetine karşı çıkmayan medyanın tek derdi gerçekleri gözden kaçırmak. Toplumun bu konulardaki hassasiyetini canlı tutmamak! Bu medya KKK’deki devir teslim töreninde yapılan konuşmaları... İki yıl inzivaya çekileceğini ilan ederek görevinden ayrılan demokrat askere sayfalar dolusu övgüler sıralayarak unutturmak istiyor. Askeri sadece güvenliğin jandarması durumuna indirgeme çabasında olan kimi yazarlar, Cumhurbaşkanı Sezer’in örneğin Lübnan’a asker göndermeye karşı çıkan söylemlerini eleştirmeye çalışıyor. Temenni edilmez ama, bu iktidar 2007’de bir adamını Çankaya’ya çıkarır, bir kez daha tek başına iktidar olursa laik rejimin altını oymakta daha ileri gittiğinde: Bu yalaka yazarlar duyarlı bir dönemi kazasız belasız atlatmamızı sağladı diye münzevidemokrat paşaya bugünlerde yazdıkları övgüleri acaba nasıl tevil edecekler? Unutulur mu sanıyorlar: İrtica bu emekli paşamızın 4 yıl görev yaptığı bu son dört yılda AKP iktidarı döneminde serpilip büyüdü, yayıldı. ??? Medyamızın gözdelerinden bir yönetmenyazar, Lübnan’la ilgili sözlerini eleştirirken Cumhurbaşkanı Sezer’i ‘‘derin bir bilgisizlik’’ ve Türkiye açısından ‘‘tehlikeli’’ yaklaşımlarla suçluyor. Cumhurbaşkanı, Lübnan irdelemeleri ile bu ve buna benzer açıklamalar yapan iktidar partisi sözcülerinin kuyruklarına basmış olacak ki, köşelerden demeçlerden koro halinde telaşlı sesler duyuluyor. Türbanlı eşine yönelik tutumu nedeniyle zaten Sezer’e karşı her fırsatta açığa vurduğu tarifi olanaksız duygular içinde olan, gözü Çankaya’da, aklı aşağıda Meclis Başkanı Bülent Arınç’tan tutun da, AKP’nin küfürbaz ikinci adamına, bu konuda soru soran gazetecinin önüne çıkan milletvekillerine kadar her biri birer aslan kesildi. Güler misiniz, ağlar mısınız; yıllarca Anayasa Mahkemesi üyeliği ve başkanlığı yapan Cumhurbaşkanı’nı neredeyse anayasa hukuku bilmemekle suçlayacaklar. Lübnan’a asker göndermekte son sözü biz söyleriz diye bas bas bağırıyorlar. Ya, şu manzaraya ne dersiniz: Cumhurbaşkanı, TSK ve AKP dışında bütün partiler Lübnan’a asker gönderilmesine karşı. Fransa, İtalya ve AB üyelerinin istekleri (dayatmaları) doğrultusunda AKP hükümeti, asker göndermekte kararlı. İç dünyaya karşı dış dünyayla ittifak halinde bir iktidar! ‘Sevr’i dayatamazlar’ ? Baştarafı 1. Sayfada GÜNDEM ? Baştarafı 1. Sayfada MUSTAFA BALBAY olanları görmezsek, başını kuma gömen yaratıklara döneriz. (...) İrtica tehdidi, Türkiye Cumhuriyeti’nin kurulduğu anda başlamıştır ve devam etmektedir. Türkiye bu kadar tehditle karşılaşmadı: 1970’li yıllarda, genç bir subayken iki kutuplu bir dünya olduğunu ve herkesin stratejisini bu iki duruma göre ayırdığını anlatan Büyükanıt, bugün ve o dönemi kıyaslayarak şöyle konuştu: ‘‘Türkiye’nin güvenliği ve geleceği boyutunda o tarihlerde, ki 70’li yıllardır, dengelenmiş iki kutuplu dünya vardı. ABD’ye kendi kıtasında tarih boyunca saldırı yapılmamıştı.Tarihte, kısa sayılacak bir süre içinde iki kez Irak’ta savaş yaşanmamıştı. Irak’ta ortaya çıkan ve Türkiye’nin geleceği açısından yaşamsal önem taşıyan olaylar gerçekleşmemişti. Ortadoğu, Balkanlar, Kafkasya, İran bağlamında böylesine belirsizlikler ortaya çıkmamıştı. Türkiye açısından hayati önem taşıyan Kıbrıs, 1974 yılı hariç, hiç bu kadar tartışma konusu olmamıştı. Ayrıca Cumhuriyetin kurulduğu günden bugüne, Türkiye Cumhuriye ÖZKÖK’E ŞEREF MADALYASI Orgeneral Özkök, Genelkurmay Başkanlığı görevini törenle Orgeneral Büyükanıt’a devretti. Törende Orgeneral Özkök’ün eşi Özenç Özkök gözyaşlarını tutamadı. Özkök konuşmasından sonra Orgeneral Büyükanıt’a Genelkurmay Başkanlığı nişanını takarken iki komutanın birbirlerine sarılması dikkat çekti. Ayrıca Özkök’e Cumhurbaşkanı Sezer tarafından ‘‘Devlet Şeref Madalyası’’ verildi. (Fotoğraflar: AA) ti’nin ülkesi ve ulusu ile bölünmez bütünlüğü ve Cumhuriyetin temel ilkeleri hiçbir zaman bu boyutlarda tartışma konusu olmamıştı. Bir gerçeği vurgulamak istiyorum. Türkiye Cumhuriyeti kurulduğu günden bugüne kadar hiçbir zaman, bu kadar tehditle aynı anda karşı karşıya gelmemiştir.’’ Silahsız terör vurgusu: İlave olarak, silahlı bölücü terörün dışında, silahsız terör diyebileceğim iç ve dış oluşum ve girişimlerle Türkiye Cumhuriyeti’nin üniter yapısına hiç bu kadar saldırılmamıştır. TSK’nin iç siyasetle ilgisi yok: Son yıllarda Türkiye Cumhuriyeti’nde askerin rolü konusu Orgeneral Özkök, laikliğin her koşulda korunacağını vurguladı: İrtica rejime meydan okuyor Görevi Büyükanıt’a devreden Orgeneral Özkök de konuşmasında şu görüşleri dile getirdi: Köklü değişimler zarar verir: Özel şartlarımızı dikkate almadan herkes böyle yapıyor veya bizden isteniyor diye köklü ve geri dönüşü olmayan değişimler yapmak, ülkemizin yararına olmayan sonuçlar doğurabilir. Genel eğilimleri takip edebiliriz, bazı uygulamaları içselleştirebiliriz. Ancak, yeni güvenlik ortamında aklımızla hareket etmek, duygularımızın etkisiyle yanlışlar yapmamak zorundayız. Kitle imha silahları: Kitle imha silahlarına sahip veya sahip olduğu yönünde şüpheler yaratan ülkelerin varlığı, ülkemizin güvenliği için ciddi tehdit oluşturmaktadır. Sorun, diplomatik çabalarla çözülemezse yakın gelecekte önemli karar noktalarıyla karşılaşmamız kuvvetle muhtemel. Aksi takdirde stratejik üstünlüğümüzü kaybetmek durumuyla karşılaşırız. Hastalık unsurları: Dışarıdan da ciddi şekilde desteklenen ancak büyük ölçüde kendi iç dinamiklerimizle ilgili olan; ülkemizin bölünmez bütünlüğünü hedef alan ‘‘bölücü’’ tehdit ile, Cumhuriyetimizin kurulduğu yıllardan itibaren laik rejimi sürekli tehdit eden ve zaman zaman da rejime meydan okumaya cüret eden irticayı da büyük dikkatle takip etmek ve gerektiğinde ilave tedbirler almak zorundayız. Bu iki konu uzun bir süre ülkemizin gündeminde ağırlıklı olarak yer bulacaktır. Çünkü her ikisi de akıllı hasımlarımızın sosyal bünyemize dayattığı dâhiyane hastalık unsurudur. Yurtiçindeki maşaları da çoktur. Kadrolaşma vurgusu: Etkin, saygın ve iyi işleyen bir devlet olmanın ana şartları, personel politikalarında liyakati esas alan ve profesyonelce yönetilen kamu kurumlarının varlığı ile etkili bir kurumsal anlayış ve bunları bir vizyona doğru yönetebilecek yetenekteki siyasal ve sosyal oluşumlardır. TBMM olağanüstü toplanacak Hükümetten asker kararı ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Bakanlar Kurulu, bütün uyarı ve tepkilere karşın Türkiye’nin BM’nin Lübnan’da oluşturacağı barış gücüne asker göndermesi kararı aldı. Asker gönderilmesine ilişkin tezkereye bugün yapılacak toplantıda son biçimi verilecek. Hükümet Sözcüsü Cemil Çiçek, en kısa sürede TBMM’nin olağanüstü toplantıya çağrılacağını, bunun bu hafta ya da en geç gelecek hafta başı olarak düşünüldüğünü açıkladı. Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer’in Lübnan’a asker gönderilmemesi yönündeki görüşlerine hükümet olarak katılmadıklarını kaydeden Çiçek, ‘‘Türkiye, bölge ülkesi olarak kale arkasında maç seyreder gibi seyirci kalamaz’’ dedi. Bakanlar Kurulu, 4 saatlik toplantıda Lübnan’a asker gönderilmesini değerlendirdi. Bakan Çiçek, yaptığı açıklamada, Türkiye’nin yanı başında olup biten olayları uzak ülkeler gibi izlemesinin milli çıkarlar açısından uygun olmadığını söyledi. Çiçek, insani amaçlı olarak hava limanlarının kullandırılmasının önceki kararlarla sağlandığını, bununla ilgili bir kararın daha imzaya açıldığını söyledi. Hükümetin, BM gücüne katkı vermek için belli koşulların oluşmasını beklediğini ifade eden Çiçek, bu koşullardan ilkinin BM Konseyi’nden karar çıkması olduğunu ve bunun alındığını söyledi. Çiçek, ‘‘İkinci olarak kuvvetin barışı korumak adına gitmesi amaçlanmıştı. BM kararında üzerinde durulan konu budur. Üçüncü olarak tarafların bizim katkımıza olumlu yanıt vermesi gerekmekteydi. Görüşmelerde, Türkiye’nin orada bulunmasının sayısız fayda sağlayacağı ifade edilmiştir’’ dedi. Çiçek, asker gönderilirse içerdeki asayiş sorunları nedeniyle zaafa uğranacağı gibi değerlendirmelerin doğru olmadığını söyledi. TORUNLARIYLA GELDİLER Devir teslim töreninin ardından verilen resepsiyona Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer ve eşi, KKTC Cumhurbaşkanı Mehmet Ali Talat ve eşi, Başbakan Tayyip Erdoğan,TBMM Başkanı Bülent Arınç, CHP Genel Başkanı Deniz Baykal, Danıştay Başkanı Sumru Çörtoğlu,YÖK Başkanı Erdoğan Teziç, Başbakan Yardımcıları Abdüllatif Şener ve Mehmet Ali Şahin, Milli Savunma Bakanı Vecdi Gönül,Adalet Bakanı Cemil Çiçek ve Dışişleri Bakanı Abdullah Gül de katıldı. Resepsiyona Büyükanıt’ın torunu Bengisu ile Özkök’ün torunu Beren de getirildi. (AA) Özkök: Politika yapmam ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Genelkurmay Başkanı Orgeneral Yaşar Büyükanıt, hükümetin Lübnan’a asker gönderme kararını anımsatan gazetecilere, ‘‘Şu anda haberim yok’’ yanıtını verdi. Orgeneral Hilmi Özkök, hakkındaki siyasete gireceği söylentilerine de noktayı koyarak emekliliğinde politika yapmayacağını, buna yaşının ve yapısının uygun olmadığını söyledi. Genelkurmay Başkanlığı Karargâhı’ndaki devir teslim töreninin ardından, karargâh bahçesinde bir resepsiyon verildi. Resepsiyonda Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer ile aralarında geçen diyalogla ilgili gazetelerdeki yorumların anımsatılması üzerine Özkök, ‘‘O da basının normal tabiatı. Olacak’’ dedi. Özkök, politika yapmayı düşünüp düşünmediği sorusunu ise ‘‘Yapmam, yapamam da...Yaşım ve yapım uygun değil’’ diye yanıtladı. Büyükanıt da bir gazetecinin, kendisine ‘‘hükümetin Lübnan’a asker gönderme konusunda aldığı prensip kararını’’ sorması üzerine, ‘‘Şu anda haberim yok. Görevi henüz devraldım. Kafam çok karışık. Bu konuya ilişkin değerlendirmeyi sonra yapayım’’ yanıtını verdi. Konuşmasındaki ‘‘şahsına yönelik saldırılarda bulunanların hesap verecekleri’’ yönündeki sözlerinin anımsatılması üzerine ise Büyükanıt, ‘‘Biz verecek değiliz, adalet verecek. Yasa dışına çıkan cezasını alır’’ diye konuştu. 5 Eylül için çağrı yapılabilir AKP Grup Başkanvekili Salih Kapusuz da, TBMM’nin olağanüstü toplantıya çağrılmasıyla ilgili imzaların daha önce alındığını belirtti. Öte yandan tezkere, akşam saatlerinde toplanan AKP MYK’de de değerlendirildi. Meclis’in 5 Eylül’de toplanabileceği belirtiliyor. Saygun: Asker göndermek kolay iş değil Genelkurmay 2. Başkanı Orgeneral Ergin Saygun, Lübnan’a asker gönderilmesiyle ilgili soruyu yanıtlarken ‘‘Hükümetin takdiri. Biz her türlü hazırlığı yaparız. Ama bu ‘dereyi görmeden paçayı sıvamak’ anlamına gelmez. Kolay bir iş değil asker göndermek’’ dedi. çok tartışılır olmuştur. Bu tartışmalar iyi niyetle ve objektif kıstaslarla yapılırsa anlayışla karşılamak hatta değerlendirmelerden istifade etmek bile mümkündür. Ancak, önyargılı, bazıları yabancı devletlerce finanse edilen ve sipariş üzerine yapılan ve kamuoyunu yanlış yönlendirmekten başka bir amacı olmayan ve bilimsellikten uzak bu değerlendirmeler, üzüntü ve ibretle karşılanmaktadır. Açıkça ifade etmek istiyorum. Şüphesiz, Türk Silahlı Kuvvetleri’nin iç siyasetle ilgisi yoktur ve olmamalıdır. Askerin 4 temel görevi: Anlayışımıza ve yasalara göre askerin dört temel görevi vardır. Birincisi, birlikleri eğitmek ve harbe hazır hale getirmektir. İkincisi, dış tehditlere karşı ülkeyi ve çıkarlarını korumaktır. Üçüncüsü, ülkenin üniter yapısını ortadan kaldırmak isteyen terör dahil tüm mihraklarla mücadele etmektir. Dördüncüsü anayasanın ilk üç maddesinde belirtilen Cumhuriyetin temel ilkelerine sahip çıkmaktır. Dört hususun hiçbiri, iç siyasetle ilgili değildir ve bu görevler bize yasalarla verilmiştir. Bana saldıranların maskeleri düşecek: Birçok kişinin merak ettiği, şahsıma yönelik iki yıldır süren akıl, ahlak ve yasadışı saldırılar konusunda ne düşündüğüm konusudur. TSK ve laik Türkiye Cumhuriyeti düşmanı şer odaklarını yalnız ben değil Türk milleti de bilmektedir ve inanıyorum ki, yakın gelecekte maskeleri düşecek olan bu şer odakları Türk adaleti önünde hesap vereceklerdir. Hevesleri kursaklarında kalacak: Bugün Türkiye’de etnik milliyetçiliğe dayalı bir bölücü terör tehdidi söz konusudur. İnsan hakları, barış, özgürlük ve demokrasi gibi çağımızın yüksek değerlerini kendisine kalkan edinen malum örgütün ve bu örgüte destek verenlerin hevesleri kursaklarında kalacaktır. Kimse Sevr’i dayatamaz: İyi niyetle de olsa bazı kişiler Türkiye Cumhuriyeti’nin Sevr ile tekrar karşılaşacağını ifade etmektedirler. Bazı mihraklar bu tür çabalar ve diğer bazıları da bu tür beklentiler içinde olsa bile, Türkiye’yi yeniden Sevr’e mahkum edebilecek bir gücün mevcut olduğunu veya olabileceğini düşünmüyorum. Türk milleti ve devleti güçlüdür... Hayalleri olanlar olabilir, ancak biz onların bu hayallerini söndürme güç ve kararlılığına sahibiz. Kıbrıs’ta takipçiyiz: Kıbrıs’ta bulundurduğumuz ve otuz yılı aşkın süredir Kıbrıslı Türklerin güvenliğini sağlayan TSK birliklerinin, adil ve kalıcı bir barış sağlanmadan adadan çekilmeyeceği, devlet politikası haline gelmiştir. Bu politikanın takipçisi olacağımızdan kimsenin şüphesi olmaması gerekir. Bedelli askerlik: Bedelli askerlik ancak ihtiyaç fazlası personel olduğunda gerçekleşebilir. Askerlik süresinin 15 aya indirilmesi ile bu husus gündemden düşmüştür. Hizmet yaptığım süre içinde TSK tarafından böyle bir teklif yapılmayacaktır. Bu tür girişimleri, Türkiye Cumhuriyeti coğrafyasında yaşayan ve şehitler veren insanlara karşı en hafif tabiri ile saygısızlık olarak görüyorum. Gelişmeler ne yazık ki Lübnan’da da aynı yorumu yapmayı gerektirecek tatsızlıkta seyrediyor. Sanki AKP, İslamcılığın da ötesinde, İslamın bir mezhebinin politikasını öne çıkarma arayışı içinde. Kestirme vurgulamak gerekirse AKP, ABD’nin Sünni bir blok oluşturma hedefinin bir parçası olarak hareket ediyor! Yakın geçmişteki kimi temaslarla Lübnan olayını yan yana koyduğumuzda bu tez ayrıca öne çıkıyor. Örneğin Suudi Arabistan Kralı Abdullah’ın Türkiye ziyareti, daha önce Hamas lideri Halit Meşal’in gizlice Ankara’ya gelişi, Ortadoğu’daki Sünni arayışların bir parçası gibi görünüyor. Bir doz daha geri gidersek, AKP hükümeti Irak seçimlerinde Sünnilerle ilgilendiği kadar Türkmenlerle ilgilenmedi. Onların seçime girmesi için İstanbul’da özel zirveler yaptı. Seçim sonrasında da Cumhurbaşkanı Yardımcısı Sünni Tarık Haşimi ile özel bir diyalog geliştirdi... ??? Ortadoğu’daki İslam cumhuriyetlerinden yönetiminde Sünnilerin olduğu devletler genellikle ABD tarafından destekleniyor. Mısır, Ürdün, Suudi Arabistan ilk akla gelenler. Suriye’de Şiiler yönetimde... ABD, bu yönetimi devirse, alttan Müslüman Kardeşler’in geldiğini görüyor. Bu yüzden şu aşamada Suriye’de kendisince tasarladığı değişikliği erteliyor. Bunun yanında bir de İran’la birlikte başlayan başka bir hat var; Şii hilal! Irak’ın güneyinde etkin olan Şiilerin ayrı bir devlet olması halinde, buna Suriye yönetimi de eklendiğinde hilal iyice genişlemiş oluyor. Bunun üstüne bir de Lübnan’da Hizbullah daha güçlü hale gelir, devlet yapısına egemen olursa, tam bir ABD karşıtı blok karşımıza çıkıyor. ABD, bu denge arayışı içinde AKP’ye Sünni bir görev mi verdi? ABD, AKP’ye şunu mu söyledi: ‘‘Arkadaş, seni Sünni blokun en önemli ülkesi yapacağım. Bu özelliğinle de sürekli iktidarda kalmanı sağlayacağım. Bak, benimle olan devlet başkanı kolay kolay kaybetmiyor. Senin halkını midesinden başka bir şey düşünmez hale getiririz, ekonomini de körtopal ayakta tutarız, sen de iktidarını sürdürürsün. Ama sen bana, öncelikle Ortadoğu’da lazımsın, ona göre.’’ Gelişmeler bu tezi doğruluyor. Eğer böyleyse, AKP çok tehlikeli bir oyun oynuyor. Dış sorundan öte ciddi bir iç sorun daha üretiyor. ??? Dün bu köşeden şunu önermiştik: Mademki AKP’liler Lübnan’a asker göndermeyi bu kadar çok istiyor, AKP’lilerden bir birlik oluşturup gönderelim! Bizce bu öneriyi diri tutmak ve AKP’yi aldığı kararla baş başa bırakmak gerekiyor. Görünen koşullarla Lübnan’a gidiş, bizi Ortadoğu’da büyütmeyecek, aksine küçültecek. Çünkü bizim bölgedeki temel övüncümüz şu: Bütün taraflarla görüşebilme zeminine sahibiz! Eğer bölgenin içine girersek, taraf olursak, bu zemin de ayağımızın altından kaymış olacak. Yukarıda aktardığımız yelpazede Lübnan’a gidiş, ‘‘ABDİsrail’in Şii blok karşısında Sünni blok oluşturma’’ çabasına yarayacak. Bir bakıma İslamın içinde de bir tarafın parçası olacağız. Bugün için sıraladığımız tehlikeler uzak gibi görünebilir ama, Ortadoğu’da zaman kavramının hiç de doğal işlediği söylenemez. Son sözümüz AKP’ye: Hedeflediğiniz blok Türkiye’nin sorunlarına bir yenisini daha ekleyecekse, bu blok ne bloka yarayacak? ankcum?cumhuriyet.com.tr ŞIL ÖZGENTÜRK Sözün Gücü... ? Baştarafı Arka Sayfada izlediğimizde asla yanılmayız.’’ Montaigne... ‘‘Doğanın hızını benimseyin, onun sırrı sabırdır.’’Ralph Waldo Eimerson... ‘‘Hayat nedir? Geceleyin uçan bir ateşböceğinin parıltısı, kış zamanı bir bizonun nefesi, çimenin üzerinde yansıyan ve gün batımında kaybolan küçük bir gölgedir.’’ Isapwo Muksika Crowfort... ‘‘Bir yerde benliğin varsa orası cehennem, bir yerde benliğin yoksa orası da cennettir.’’ Şeyh Ebu Said... ‘‘Doyacak kadar aşın varsa, başını sokacak bir de damın, insanoğluna kulluk etmiyorsan, başkasının sırtından değilse geçimin, tamam.. güneşli günler içindesin.’’ Ömer Hayyam... ‘‘Aşırı cesaret, tehlikenin nereye kadar varacağını bilmemektir.’’ Cervantes... ‘‘Önce seni görmezden gelirler, sonra alay ederler, sonra seninle savaşırlar, sonra kazanırsın.’’ Mahatma Gandhi... ‘‘Çevremizi o kadar değiştirdik ki, şimdi bu yeni çevreye uyabilmek için kendimizi değiştirmemiz gerekir.’’ N. Wiener... ‘‘Bilmeyen sevemez.Yapamayan anlamaz. Anlamayan değersizdir. Oysa anlayan kişi sever, seçer ve görür. Bir şeyin içinde ne kadar bilgi varsa sevgi de o kadar büyük olur. Bütün meyvelerin çileklerle eşzamanlı olgunlaştığını sanan kişi üzümleri anlamıyor demektir.’’ Paracelsus... Nasıl.. muhteşem bir beyin jimnastiği oldu değil mi.. arada sırada boş dolaşmak iyidir. ABD Ralston’ı atadı ? Baştarafı 1. Sayfada dinasyonunu sağlama görevini üstleneceğini bildirdi. McCormick, ‘‘Atama, ABD’nin, terorizmin tüm türlerinin tasfiye edilmesi konusunda Türkiye ve Irak ile çalışma konusundaki kararlılığını gösteriyor’’ dedi. ABD Dışişleri Bakanlığı bünyesinde görev yapacak olan Ralston, 37 yıllık meslek yaşamı boyunca en üst görevler olarak Genelkurmay Başkan Yardımcılığı (19962000), NATO Avrupa Müttefik Kuvvetler Başkomutanlığı ile ABD’nin Avrupa Kuvvetleri Komutanlığı (20002003) görevlerini yürütmüştü. Ralston 2003’te emekli olmuştu. Uzmanlar, Ralston’ın uzun yıllar Türkiye ve TSK ile çalışma deneyimine sahip olduğuna işaret ediyorlar. CUMHURİYET 08 K