25 Aralık 2024 Çarşamba English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
29 AĞUSTOS 2006 SALI CUMHURİYET SAYFA EKONOMİ ekonomi?cumhuriyet.com.tr Türkiye’de iş yapan şirket sayısı üç yılda 45’ten 79’a yükselirken Türkler, Yunanistan’da zorluk çekiyor 13 İŞÇİNİN EVRENİNDEN ŞÜKRAN SONER Komşunun gözü Türkiye’de MURAT İLEM Çarpıtma ‘‘Siyasal İslam kökenli bir parti iktidar olmuş ve ‘Batı kulübü’ söylemlerini bırakıp Batı’yla birlikte global sorunlar karşısında aynı pozisyona girmiş. Sen bunun kıymetini bilecek yerde, içeride Doğulu gibi davranıp konuşursan, bu kime ne yarar sağlar?’’ Böyle diyor bir başyazar. Aslında iki büyük medya grubunun en büyük tirajlı gazetelerinin başyazarları, kişisel konularda birbirlerinin tam karşıtı rolünde, siyasete yönelik aşağı yukarı aynı görüşleri savunarak Erdoğan hükümetine destek verdiler; BOP projelerinin, ABD istemlerinin, elbette tezkerelerin yanında oldular. Şimdi de Lübnan’a asker göndermeyi savunuyorlar.. Siyasal İslam denince zengin Kuzey cephesinin (tabii yazarımıza göre onlar dünyayı temsil ediyorlar) El Kaide törer örgütünü algılamasına karşılık, bizim şeriat tehdidini düşünmemizi eleştiriyor. Lübnan’a asker gönderilmesine karşı çıkmak, yerel davranış olarak aşağılanıyor. Örneğin bölücü etnik terör sadece Türkiye’nin meselesi değilmiş. Bengaldeş’in başkanı veya İspanya’nın kralı, ‘‘Ne işimiz var Lübnan’da?’’ demeyi düşünmüyorlarmış.. Başta ABD, AB, zengin kuzey ülkelerinin, kendi tekel çıkarları adına yarattıkları yeni dünya sömürü düzeninin çarklarının dönmesi esas olunca, zengin kuzeyyoksul güney uçurumu büyüdükçe dinler, kültürler çatışmasının ideolojisini biz mi yazdık? Siyasal İslam sözcüğü ile birlikte karabasan gibi ilk tehdit algılaması olarak akla gelen radikal İslami terör örgütlerini kendi elleri, gizli istihbarat örgütleriyle kurmadılar mı? Şimdi de Afganistan, Irak, Lübnan işgalleri.. ABD, ittifak ülkeleri, İsrail, üstün askeri güçlerinin uyguladıkları her tür devlet terörü, işkence, insan hakları ihlalleri, savaş suçları sayesinde, bu terör örgütlerinin güçlenmesinde birinci dereceden suçlu değiller mi? Onlar için şeriatın bir tehdit oluşturmadığı, radikal İslami terör örgütlerinin ancak tehdit oluşturduğu apaçık ortada iken, bizim öncelikle kendimiz için tehdit algılamasının bilincinde olmamız suç mu? ??? Elbette bölücü etnik terör tehdidi sadece Türkiye’de yok. Ama sorun, Türkiye’de her gün insanlarımız ölürken, ABD, ittifak ülkelerinin işgali altındaki topraklardan, nerede ise onların korumasında, hatta desteğinde, terörün Türkiye’ye yönelik tehdit olmayı sürdürmesi. Her gece evimin önünden de savaşa yollar gibi asker gönderen halkımızın sıcak acısına derman olacak, haklı istemlerimize yanıt vermeyi reddederlerken, bizden İsrail’in güvenliği için Hizbullah terör örgütü ile karşı karşıya kalmak üzere asker istenmesi. Biliyoruz, Ecevit hükümetinin ABD’nin Irak işgaline destek vermeyi reddetmesi bağlantılı düşürülmesi, Erdoğan hükümetinin iktidarını bu projeye ‘‘evet’’ demesine borçlu olması, iki büyük medya tekelimizin, başyazarları ve önemli yıldız yorumcularının destekledikleri bir durumdu. Irak’la ilgili 1. tezkerenin dönmesine hâlâ hayıflandıkları gibi, şimdi de Lübnan’a asker gönderilmesine karşı durulmasına içerlemekteler. Erdoğan’ın ABD yönetimince kullanılması önerisinin ünlü danışmanından gelmesinden besbelli hiç utanç duymamışlar. Şimdi de ABD yönetimince tezkere bağlantılı cezanın kaldırılması, affedilme işareti olarak ABD davetinin gerçekleşmesinde, Lübnan’a asker gönderilmesinin belirleyici olduğunun bilincinde, var güçleri ile baskı yapmaktalar. TC Hükümeti, Suudi Krallığı başta, ABD’ye biat etmiş İslam ülkeleri gibi, ABD’nin mandacı politikalarına boyun eğmeli, BOP projesinde verilen görevleri eksiksiz yerine getirmelidir. Dahası, bu projenin Ortadoğu’da tüm haritaları sil baştan çizme amacının bizzat ABD Dışişleri Bakanı Rice tarafından açıklanmış olması gerçeği de yok sayılarak. Türkiye’nin çıkarları ile çelişen, Türkiye’yi tehdit eden, bölge halkları ile karşı karşıya savaşa sürükleyen gelişmeler apaçık ortada dururken. ABD’nin kuklası Ortadoğu diktatörlükleri bile Lübnan’da tehlikeli rol almamaya, Lübnan’dan uzak durmaya özen gösterirlerken, Türkiye, ABD, AB, İsrail öyle buyurdukları için.. ateşin içine, savaşın göbeğine asker gönderen tek Müslüman ülke olmayı kabul edecek... Görüldüğü üzere bağımsız Türkiye Cumhuriyeti’nin insan hakları, savaşa suç ortaklığı yapmama, Atatürk’ün ‘‘Yurtta sulh, cihanda sulh’’ ilkelerinden falan söz yok. ABD ve ittifak ülkelerinin kuklası konumunda, işgalleri, savaş suçları, işkenceleri kınayamayan, işgalcilerin bombardımanlarına karşı ‘‘dur, yeter’’ kararları bile alamayan BM’nin Lübnan’a asker gönderilmesi kararına açıklık istemek bile suç sayılıyor. Lübnan’a gönderilecek askerin görevinin Hizbullah’ı silahsızlandırmak, savaşmak değil, gerçekten barışçı rol alacağına ilişkin BM’nin düzeltme yapmasını beklemek sorgulanıyor... Sahibinin sesi gazeteci olmak günümüzde gerçekten zor zanaat... soner@cumhuriyet.com.tr ATİNA Türkiye ile Yunanistan arasındaki ticaret hacmi artarak devam ederken, Ege’nin karşı kıyısından Türkiye’ye gelen Yunanlı yatırımcı sayısı son üç yılda ikiye katlandı. Türkiye’nin Atina Ticaret Müşavirliği’nden alınan bilgilere göre özellikle bankacılık ve iletişim sektörü Yunanlı yatırımcıların büyük ilgisini çekiyor. Türkiye ile Yunanistan arasındaki ticaret hacminin artmasında önemli katkısı olan Türkiye’nin Atina Ticaret Başmüşaviri Necmi Uğurlu ‘‘Türkiye’de yatırım yapacak olan Yunan firmalarına hiçbir engel çıkartılmazken, Yunanistan’a gelmek isteyen Türk yatırımcılara oturma ve çalışma izni anlamın ? 60 milyon dolar olan Türkiye’deki Yunan şirketlerin toplam yatırımı ise yine son üç yıl içinde 3.3 milyar dolara ulaştı. Türkiye’nin Atina Ticaret Başmüşaviri Necmi Uğurlu, ‘‘Yunan firmalarına Türkiye’de yatırım konusunda hiçbir zorluk çıkartılmazken, Türk firmaları Yunanistan’da ciddi zorluklarla karşılaşıyor’’ dedi. da büyük zorluklar çıkartılıyor’’ dedi. Bu konuda bugüne kadar yapılan ikili görüşmelerden hiçbir sonuç alınamadığına da dikkat çeken Uğurlu ‘‘Haziran ayı itibarıyla Türkiye’de 79 Yunan firması faaliyet gösterirken, Yunanistan’da sadece 5 Türk firması Yunanlı temsilci atayarak faaliyete geçebildi’’ dedi. 2001 yılına kadar Türkiye’de 45 Yunan firmasının faaliyet gösterip yatırım hacimlerinin yaklaşık 60 milyon dolar olduğunu kaydeden Atina Ticaret Müşaviri Uğurlu, ‘‘bu sayı bu gün itibariyle 45’ten 79’a çıkmış, yatırım hacmi ise 60 milyon dolardan 3.300 milyar dolara yükselmiştir’’ dedi. tırım hacminin milyon dolarlardan milyar dolarlara ulaştığını da yazan gazete, bankacılık ve iletişim sektörünün dışında hizmet ve küçük ölçekli (genellikle mümessillik) ticari kuruluşların Türkiye’de çalıştıklarını vurguladı. Türkiye’nin Yunanistan’a olan ihracatı 2006 yılının ilk ayı dikkate alındığında 700 milyon dolara ulaşırken, bu rakamın yıl sonuna kadar 1.5 milyar dolara ulaşması bekleniyor. Söz konusu rakam, toplam ihracatın yüzde 1.7’sini oluşturuyor. Yu nanistan aleyhine olan ticaret açığı ise yüzde 50 oranında düştü. Bir yılda 3 milyar dolar Son olarak gerçekleştirilen anlaşmalarla Yunan ulusal bankası (Etniki Bank) yatırım alanında Yunan firmalarının lideri durumuna geldi. Yunan Etniki bankası, Finansbank’ın yüzde 46’sını 2.7 milyara aldı. Şans oyunları şirketi İnteltek’in yüzde 20’si 67 milyon Avro karşılığında Yunan İntralot tarafından satın alındı (daha önce yüzde 25’ine sahipti). Tekfenbank’ın yüzde 70’i ise 185 milyon dolar karşılığında Euro Bank’ın oldu. 2005’te satın alımların toplamı 5.1 milyar dolara ulaştı. Türk bankacılık sektöründeki yabancı bankaların sermayesi yüzde 15 seviyesine yükseldi. Pazar geniş Yunan İmerisia gazetesi Yunanlı yatırımcıların en çok ilgiyi bankacılık ve ilitişim sektörüne gösterdiğine dikkat çekti. Bu konuda Yunan ulusal bankası (Etniki Bank), Avrupa bankası (Eurobank) iletişim kuruluşu İntralot’un Türkiye’de öncü rol oynadıklarını yazdı. Söz konusu üç firmanın Türk pazarına girmesi ile ya CEP İNTERNETİ Turkcell servisleri tek noktada Ekonomi Servisi Turkcell, katma değerli tüm ürün ve servislerini Turkcellim altında tek iletişim ve erişim noktasında topladı. Cep interneti Turkcellim, eğlenceden haber ve spora, müzikten sohbet ve mesajlaşmaya kadar pek çok katma değerli servise Turkcell müşterilerinin tek bir noktadan kolayca ulaşabilmesini sağlıyor. Turkcellim, internet ve mobil kelimelerinin baş harflerinden esinlenerek ve herkesin kendi ilgi alanına ve ihtiyaçlarına yönelik uygun bir Turkcell servisi bulunabileceğinden yola çıkarak Turkcell’in sonuna ‘‘im’’ eki eklenerek oluşturuldu. Wap/web üzerinden ve SMS aracılığıyla ulaşılan Turkcellim’in; 6 kategorisi bulunuyor. 31 Ekim 2006 tarihine kadar ücretsiz gezilebilecek olan Turkcellim’e hem cep telefonundan, hem de bilgisayardan web adresinden ulaşılabiliyor. Turkcell Katma Değerli Servisler Genel Müdür Yardımcısı Cenk Serdar, Turkcellim’in, internetin yaygınlaşmasında ve pazarın gelişiminde itici bir güç olacağını söyledi. Lukoil Karadeniz’i yakından izliyor Ekonomi Servisi Lukoil Eurasia Petrol AŞ Genel Müdürü ve Azerbaycan, Gürcistan, Türkiye Bölge Sorumlusu Fikret Aliev, Samsun veya Zonguldak’a rafineri kurmak için ön araştırma yaptıklarını bildirdi. Aliev, beraberinde Lukoil Petrol Şirketi Genel Müdür Yardımcısı İlham Rzayev, Lukoil Petrol Şirketi İkinci Başkan Yardımcısı Abulgas Kliçmuradov ve Lukoil Petrol Şirketi Stratejik Gelişim Departmanı Müdür Yardımcısı Mihail Antonov ile birlikte Vali Hasan Basri Güzeloğlu’nu ziyaret etti. Rafineri için yer araştırmalarının sürdüğünü kaydeden Aliev, ‘‘Zonguldak’a rafineri kurmak için henüz karar vermedik. Samsun’a ön araştırma yapmaya geldik. Yapacağımız rafineri 2.53 milyar dolarlık bir yatırım. Yıllık 8 ile 10 bin ton kapasiteli olacak. Rafineri haricinde dağıtım ve pazarlama şirketi de kuracağız’’ dedi. Uzmanlara göre bütçeyi tutturmak isteyen hükümet, içki ve sigaraya yüklenecek ‘Yeni vergiler kapıda’ ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Gazi Üniversitesi Maliye Bölümü öğretim üyesi Prof. Dr. Şükrü Kızılot, eylül ayından itibaren kurumlar vergisindeki oran indiriminin bütçedeki etkisinin görüleceğini ve sene sonu itibarıyla hükümetin 3 milyar YTL’lik gelir kaybına uğrayacağını söyledi. Gelir vergisinde de oran indirimine gidildiğini anımsatan Kızılot, ‘‘Hükümetin bütçedeki gelir hedeflerini tutturabilmesi için her zamanki gibi dolaylı vergilere yüklenmesi gerekecek. İçkiye, sigaraya vergi gündemde’’ diye konuştu. ? Pek çok kalemde dünyanın en yüksek vergilerini ödeyen Türk vatandaşlarını yeni vergi artışları bekliyor. Prof. Kızılot, hükümetin vergi hedeflerinin gerçeği yansıtmadığını söyledi. Hükümetin hedeflerini yıl içinde ‘‘isteğine göre revize ettiğini’’ belirten Kızılot, ‘‘Bunu görmemezlikten gelerek gözümüzün içine baka baka ‘Hedefleri tutturduk’ diye gerçek dışı açıklama yapıyorlar. Çünkü tutturulan hedef yok’’ dedi. Kurumlar vergisi hedeflerinin şaşacağını söyleyen Kızılot, şöyle konuştu: ‘‘Önümüzdeki ay kurumlar vergisi gelirlerinde ciddi bir azalma olacak. Oranın yüzde 30’dan 20’ye indirilmesinin yansımasını yaşayacağız. Ocakşubatmart dönemi vergiler yüzde 30’dan ödenmişti, bunun 10 puan fazlası ağustos ayının gelirinden mahsup edilecek. Yani ağustosta artık 30 yerine 20 ödenecek. Oysa hedefler 30 üzerinden yapılmıştı. Dolayısıyla ağustos ayında ödeyen şirketler 30 yerine 10 ödeyecekler. Bu da 2006 yılı kurumlar vergisi gelirinde 20 EYLÜL ’DE BAŞLIYOR İncirde ‘yükleme’ sıkıntısı Ege Bölgesi’nde, ihraç ürünlerinden kuru incirde bu sezon için 20 Eylül olarak belirlenen ‘‘ilk yükleme tarihi’’ yine sorun oluşturdu. Üreticiler, kuru meyve ihracatı yapan ülkelerin hiçbirinde böylesi bir uygulama bulunmadığını anımsatarak, ‘‘Hükümet kendi üreticisinin ayağına kurşun sıkıyor. Biz tarihe değil, uygulamaya karşı çıkıyoruz’’ yorumunu yapıyor. İncirin mutlak lisanslı depoculuk kapsamına alınması gerektiğini belirten üreticiler, özellikle hasat sonunda kuruyan kaliteli ürünlerin uygun koşullarda saklanmasının şart olduğunu vurguladılar. 3 katrilyon lira civarında bir azalma yaratacak. 2006’da 12 katrilyon lira kurumlar vergisi gelir hedefi vardı. 9 katrilyon lirada kalacak.’’ Kızılot, devletin en önemli gelirinin vergi gelirleri olduğunu da anımsatarak ‘‘Kurumlar vergisi azalacak. Gelir vergisi oranını düşürdüler. O halde hükümetin bütçedeki gelir hedeflerini tutturabilmesi için her zamanki gibi dolaylı vergilere yüklenmesi gerekecek. Türkiye’de dolaylı vergilere, alkollü içkiye, sigaraya zam yapılacak. Yeni vergiler kapıda’’ diye konuştu. İş Bankası Genel Müdürü Ersin Özince’ye göre faiz engel oluşturmuyor Mortgage’da sorun kaynak İSTANBUL (AA) İş Bankası Genel Müdürü Ersin Özince, tutsat (mortgage) sisteminde problemin, yasada ya da faizde olmadığını, problemin uzun vadeli Türk Lirası kaynak bulunamamasında ortaya çıktığını söyledi. Özince, ‘‘Uzun vadeli fonlamanın yaratılması için de bankaların mutlaka TL cinsinden tahvil, varlığa dayalı menkul kıymet gibi araçlarla borçlanabilmesi lazım. Aksi takdirde kaynak olmadan kredilendirme yasa da olsa, faiz de ? Özince, ‘‘Problem, yasada ya da faizde değil. Problem, uzun vadeli Türk Lirası kaynak bulunamıyor olmasında. Sabit faizin yanı sıra değişken faize de tarafların rızasıyla karar vermek mümkün olmalı’’ diye konuştu. düşse önemli boyutlarda olmayacak’’ dedi. Yasanın gecikmesinin, konut finansmanına engel olmadığını belirten Özince, yasada oluşturulacak yapının, bankaların konut satın alacaklarla serbest anlaşmalar yapabilecekleri şekilde olması gerektiğini söyledi. Özince, ‘‘Sabit faizin yanı sıra değişken faize de tarafların rızasıyla karar vermek mümkün olmalı’’ dedi. Akbank Bireysel Bankacılık Pazarlama Bölüm Başkanı Cem Mu ratoğlu, tutsat sisteminin, bankaların uzun vadeli fon bulma konusundaki bazı risklerini ortadan kaldıracağını vurguladı. Kullanılacak konut kredilerinin Tüketiciyi Koruma Kanunu’ndan çıkarılıp mortgage ile ilgili kanun kapsamına gireceğine ve tüketiciye erken kapama cezası öngörüldüğüne işaret eden Muratoğlu, bankalara böyle bir imkânın verilmesinin, daha düşük maliyetli ve daha uzun vadeli fon bulunmasına imkân tanıyacağını söyledi. Martı Gayrimenkul halka açılıyor ? Ekonomi Servisi Martı Gayrimenkul Yatırım Ortaklığı halka açılmak üzere Sermaye Piyasası Kurulu’na (SPK) başvurdu. Martı Gayrimenkul Yatırım Ortaklığı, sermayesinde nakit olarak 20 milyon YTL’lik arttırıma gidecek. Ortaklığın mevcut ortaklarının rüçhan hakları kısıtlanarak arttırılan sermayeye ilişkin paylar halka arz edilecek. Bu arada Merkez B Tipi Menkul Kıymet Yatırım Ortaklığı da mevcut ortaklarına ait 2 milyon 970 bin YTL nominal değerli paylarını halka arz etmek üzere başvurdu. TÜRK BAKLAVASI AVRUPA’YA AÇILIYOR Baklava ve Tatlı Üreticileri Derneği (BAKTAD), AB fonlarından hibe alarak finanse edeceği 1 milyon dolarlık projeyle Türk baklavasını Avrupa ülkelerinde tanıtacak. BAKTAD Yönetim Kurulu Başkanı Mehmet Yıldırım, Türk milli tatlısı baklavanın tanıtımında ciddi bir eksiklik olduğunu belirtti. Yıldırım, ‘‘Türk baklavasını Avrupa’da tanıtmak için bir çalışma başlattık. Şu anda projeyi hazırlıyoruz. Projenin maliyeti 1 milyon dolar civarında. AB fonlarından yararlanmak için başvuruda bulanacağız. Şu anda Avrupalı bir ortak arıyoruz. Projemiz kapsamında Avrupa ülkelerinde merkezi yerlerde ücretsiz olarak halka baklava dağıtacağız’’ dedi. Yıldırım, Türkiye’de tahmini olarak günde 300 ton baklava tüketildiğini açıkladı. DHL Express, Türk Sanayicileri ve İşadamları Derneği işbirliği ile yapmış olduğu Türkiye Tanıtımı Projesi’nin yararlılığını ölçümledi. Yapılan ankette, projeyi yararlı bir kampanya olarak değerlendirenlerin oranı yüzde 94 olarak belirlendi. Anket sonuçlarına göre karikatürlü sticker’ların bilinirlilik oranı yüzde 82. Türk imajının iyi eğitimli, sıcak, güleç ve genç nüfuslu bir ülke olarak Avrupalıya tanıtılmasını amaçlayan kampanya için ünlü karikatürist Piyale Madra tarafından yapılan karikatür çalışmaları, DHL Express paketleri üzerinde şu ana kadar dünyanın dört bir yanındaki 500 bin yabancıya ulaştırıldı. AVRUPALI KARİKATÜRLÜ TANITIMI BEĞENDİ GOODYEAR PREMİO TÜRKİYE’DE Goodyear’in lastikservis, perakende satış ve servis odaklı ‘‘Premio’’ mağazalar zincirinin ilki İstanbul’da açıldı. 1996 yılından bu yana Avrupa’nın çeşitli ülkelerinde şube açan Premio mağazalar zincirinin İstanbul’daki ilk halkasının açılışı, Goodyear’ın Doğu Avrupa, Ortadoğu ve Afrika Bölgesi’nden Sorumlu Başkanı Jarro Kaplan tarafından gerçekleştirildi. Anadolu Ajansı’na konuşan Kaplan,‘‘İstanbul’da ilk mağazamızı açmaktan mutluluk duyuyorum. Yakın bir süre içerisinde Premio mağazaları tüm Türkiye’de hizmet vermeye başlayacak’’ dedi. CUMHURİYET 13 K
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle