09 Mayıs 2024 Perşembe English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
29 AĞUSTOS 2006 SALI CUMHURİYET SAYFA KÜLTÜR kultur?cumhuriyet.com.tr DMarin Turgutreis 2. Uluslararası Klasik Müzik Festivali’nin ilk üç günü ilgi eksilmeden sürdü Tracey Emin Venedik’te 15 ? LONDRA (BBC) Sanatçı Tracey Emin, dünyanın uzun soluklu çağdaş sanat buluşmalarından Venedik Bienali’nde İngiltere’yi kişisel sergisiyle temsil edecek. The British Council, önümüzdeki yıl yapılacak 52. Venedik Bienali’nde Emin’in yeni bir tasarısıyla yer alacağını açıkladı. Kuruluş yetkililerinden Andrea Rose, 43 yaşındaki sanatçının ‘‘bir olgunun altında yatanları ortaya çıkarma konusunda özel yetenek sahibi, usta bir öykü anlatıcısı’’ olduğunu söyledi. Babası Kıbrıslı bir Türk olan sanatçı, 2004 yılında Garanti Platform’da bir sergi açmıştı. Tracey Emin’in ‘My Bed’ adlı çalışması, 1999 yılında Turner Ödülü için aday gösterilmişti. Tracey Emin, Venedik Bienali’nde kişisel sergisiyle yer alacak ikinci İngiliz kadın sanatçı olacak. Venedik Bienali’ne İngiltere’den 1997 yılında Rachel Whiteread kişisel sergisiyle katılmıştı. İngiliz pavyonundan sorumlu Andrea Rose, bu serginin Emin’in sanatının uluslararası içerikli bir oluşum içinde görülebilmesini sağlayacağını sözlerine ekledi. Emin ise Venedik Bienali’ne katılmanın korkutucu da olsa olağanüstü bir macera olduğunu açıkladı. Deniz, aşk ve müzik... EGEMEN BERKÖZ Tam karşımda, denizin üstünde yat direkleri göğe üçgenler çiziyor, gün ağırdan batıyor... Ilık bir Bodrum akşamüstü ve Mozart’ın müziği. İki keman, bir viyola ve bir çello ile bir klarnetin büyülü birlikteliği... Ezgilerle birlikte renkler de değişmekte, gün sona yaklaşmakta... Bodrum’un Turgutreis beldesinde, DMarin Turgutreis 2. Uluslararası Klasik Müzik Festivali’nin ilk dinletisindeyiz. 500 kişilik amfitiyatro tıklım tıklım. Oturanların arkasında birkaç sıra da ayakta dinleyici var. Çok genç bir dörtlü, Pera Quartet (Erkin Onay, Aslı Özsoy, Elif Kuştan, Yiğit Ülgen), çok genç bir klarnetçinin (Nusret İspir) katılımıyla Mozart’ın KV 581 Klarnetli Beşli’sini çalıyor, ardından da KV 465 ‘Dissonant’ Yaylı Çalgılar Dörtlüsü’nü. Açılış konseri için, kokteylden sonra, yine marina içinde olan büyük konser alanına geçiliyor ve uzun bir müzik gecesi başlıyor: Gürer Aykal’ın yönettiği Bilkent Senfoni Orkestrası Alnar’ın Üç Dans ve Prokofiev’in Romeo ve Juliette Bale Süiti’ni seslendirirken Mendelssohn’un İki Piyano için Konçerto’sunda GürerSüher Pekinel’e eşlik ediyor, ardından da ‘Aşk Şarkıları’nda Hakan Aysev ile Burçin Çilingir’e. 25 Ağustos Cuma akşamı, açış konuşmalarının ardından 22.20’de başlayan bu müzik gecesi, 26 Ağustos Cumartesi 1.30’da, bir saat süren ‘Aşk Dansları’yla sona ererken, yanı vardı. Hepsinin izlekleri ‘aşk’ ya da ‘sevgi’ydi. Her yıl bir izlek seçilmesi, bu festivalin bir özelliğiydi. İkinci özelliği de, dağarının, uzun yıllardır klasik müzik dinleyenlerin de, bu müzikle yeni tanışanların da severek dinleyebilecekleri yapıtlardan oluşturulmasıydı. 2000’in üzerinde biletli dinleyici ile çağrılıların büyük bölümünün sonuna kadar izlediği görülüyor. rinde geçiren müzikseverlerin ilgisi festivalin ikinci ve üçüncü günleri de sürdü. Piyanist Anjelika Akbar ile genç flütçü Elif Yurdakul’un ve genç kemancı İlya Gringolts ile çok genç piyanist Gülru Ensari’nin günbatımı dinletilerinde de amfitiyatro ilk günkü gibi doluydu. Gece konserlerini izleyenler de iki binin altında Festival için seçilen tüm yapıtların ortak bir Tekneler arasında klasik müzik Turgutreisli, daha doğrusu yazlarını Turgutreis’te ve Bodrum yarımadasının başka belde ve köyle değildi bana kalırsa. Kalafata çekilmiş yatların, kotraların, türlü türlü teknenin ortasındaki büyük konser alanında klasik müzik dinlemek insana değişik duygular yaşatıyor. RimskiKorsakov’un Şehrazat’ının ‘Deniz ve Sinbad’ın Gemisi’ ile ‘Geminin Kayalıklarda Parçalanışı’ bölümleri ise sanki tam da bu gece, bu konser alanı için yazılmış gibi oluyor. Hele bir de Debussy’nin ‘Deniz’ini seslendirseydi Alexander Rahbari’nin yönettiği Cemal Reşit Rey Senfoni Orkestrası. Ama onu değil de, Lalo’nun aslında bir keman konçertosu olan İspanyol Senfonisi’ni çalıyor. Kemanda ise dünyada son yıllarda parlayan genç kemancılardan İlya Gringolts Ruggeri kemanıyla çaldığı müziği adeta yaşıyor. Sahnenin hemen solundaki teknenin pruvasının, stadyum çevresindeki evlerin balkonları gibi dolduğu konser alanındaki üçüncü gece konserinde ise, dünyada yine son beşon yıl içinde parlayan genç yorumculardan, viyolonselci Jiri Barta’yı dinledik. Rengim Gökmen’in yönetimindeki İzmir Devlet Senfoni Orkestrası’nın eşlik ettiği sanatçı, Dvorak’ın Viyolonsel Konçertosu’nu büyük bir incelik ve duyarlılıkla yorumladı. Konserin ikinci bölümünde ise orkestra Çaykovsi’nin Romeo ve Juliette Senfonik Şiiri ile Haçaturyan’ın Gayaneh Bale Süiti’nden dört bölüm çaldı. ‘Herkes için klasik müzik’ Festivalin ilk üç günündeki altı konserde, son günün iki konserini de katarsak, toplam dört gündeki sekiz konserde çalınan ve çalınacak tüm yapıtların ortak bir yanı vardı. O da, hepsinin izleklerinin ‘aşk’ ya da ‘sevgi’ olmasıydı. Her yıl bir izlek seçilmesi ise, bu festivalin bir özelliğiydi. (Gelecek yılın izleği ‘insan ve deniz’ olabilir mi acaba? Benden önermesi.) Festivalin ikinci özelliği ise ‘‘Herkes için klasik müzik’’ sözleriyle özetleniyor. Dağarının, uzun yıllardır klasik müzik dinleyenlerin de, bu müzikle yeni tanışanların da severek dinleyebilecekleri yapıtlardan oluşturulması anlamına geliyor bu. Amaçsa açık: Klasik müziği yaygınlaştırmak. Bu kendine özgü bir tür yaratmakta olan, özgün festivalin bu yıl çok önemli bir özelliği daha var: Bir gündeki iki konser için 10 YTL olan giriş ücretlerinden ve dinleyicilerin bağışlarından elde edilecek gelirin bir bölümüyle Anadolu’daki güzel sanatlar liselerinin müzik bölümlerine, gereksinim duydukları çalgılar alınıp armağan edilecek. Gelemeyen müzikseverlere de duyururum. İsmail Dümbüllü anılıyor ? Kültür Servisi Geleneksel Türk tiyatrosunun son temsilcisi, ortaoyunu ve tuluat sanatçısı İsmail Hakkı Dümbüllü, bugün saat 14.00’te Altunizade Kültür ve Sanat Merkezi’nde Üsküdar Belediye Başkanı Mehmet Çakır’ın ev sahipliğinde yapılacak olan bir dizi etkinlikle anılıyor. İpek Çıngay Dümbüllü, Erol Günaydın, Alican Sekmeç ve Prof. Dr. Şükran Esen’in jüriliğini yaptığı etkinlikte İsmail Hakkı Dümbüllü ödülleri sahiplerine verilecek. Ödül töreninin yapılacağı gün ayrıca Dümbüllü ile ilgili bir sergi açılacak ve ‘Türk Sinema ve Tiyatrosu’nda İsmail Dümbüllü’ konulu bir de söyleşi yapılacak. Erol Günaydın, İpek Çıngay Dümbüllü, Levent Kırca, Zihni Göktay ve Prof. Dr. Şükran Esen söyleşiye konuşmacı olarak katılacak. Rock severler Karşı Festival Barışarock’ta özgürlüğün tadını çıkardılar ‘Barış içinde yaşamak istiyoruz’ ? Onbinlerce gencin yanı sıra daha eski kuşaklardan rock severler de iki gün süren festivalde savaşa, ABD politikalarına, İsrail’in saldırılarına, nükleer silahlara karşı ‘‘başka bir dünya için’’ seslerini yükselttiler. HATİCE TUNCER Sarıyer’de geçen hafta sonu iki gün boyunca Türkiye’nin her dönemde en sevilen rock gruplarının şarkıları çınladı. Onbinlerce gencin yanı sıra daha eski kuşaklardan rock severler de Mehmet Akif Ersoy Piknik Alanı’ndaki Karşı Festival Barışarock’ta özgürlüğün tadını çıkardılar. Savaşa, ABD’nin Ortadoğu politikalarına, İsrail’in Filistin ve Lübnan saldırılarına, nükleer silahlara, silah tüccarlarına ‘‘başka bir dünya için’’ karşıydılar. Festivalin son konserini veren Bulutsuzluk Özlemi, ‘‘Bağdat Kafe’’ şarkısına başlarken alanı coşkuyla dolduran genç dinleyicilerine ve anne babalarına ‘‘Bağdat’ta da konser vereceğiz’’ diye Irak’ta barış hayallerini dile getiriyordu. Nejat Yavaşoğulları, ‘‘Barışarock’ı Türkiye’de ve dünyada önemli bir rock olayı haline getirdiğiniz için teşekkürler’’ derken haksız sayılmazdı. Bulutsuzluk Özlemi, Moğollar gibi birkaç kuşağın tanıdığı rock müzisyenlerinin yanı sıra Mor ve Ötesi, Yaşar Kurt, Demir Demirkan, Anima, Redd, Aylin Aslım, Çilekeş gibi son yılların tanınmış rock’çıları da şarkılarıyla ‘‘Çok siyasi, müzik ihmal ediliyor’’ eleştirilerine yanıt verir gibiydiler. False in Truth, Soulitary ve Catafalque gibi heavy metal grupları da performansları ve sert gitarlarıyla rock müziğin farklı bir yönünü alana taşıyıp gençleri coşturdular. Rock müzik yapmamasına karşın festivale farklı bir renk katan Kardeş Türküler; Türkçe, Kürtçe, Arapça şarkılarla ‘‘Bir arada barış içinde yaşamak birbirimizi tanıyarak olur’’ mesajını bir kez daha yinelediler. Suriye’den Nidal grubu Çav Bella’yı Arapça söylerken Koma Rewşen de barış istemini Kürtçe rock parçalarıyla Onbinlerce genç Sarıyer’de iki gün boyunca Türkiye’nin her dönemde en sevilen rock gruplarının şarkılarına eşlik ettiler. (Fotoğraf: VEDAT ARIK) ifade etti. Deli grubu gençlerin ÖSYM’ye tepkisini sahneye taşırken Erdal Bayrakoğlu, Laz rock’ının dikkat çeken yeni şarkılarını söyledi. Son günlerin dikkat çeken grubu Pinhani bu yıl ilk kez Barışarock’taydı. Moğollar grubunun şarkılarına yazdığı sözlerle de bilinen yılların rock’çısı Turgut Berkes, Demirhan Baylan, Çamur, Zardanadam, Yolgezer, Gevende, Karagüneş, geçen yıllarda olduğu gibi bu yıl da Barışarock’ı şarkılarıyla desteklediler. Barışarock iki günlük bir müzik ziyafetiydi ama siyaset bir rock festivalinde zaten kaçınılmazdı. Ekononik sistemlerin insan üzerine dayattıklarına karşı ‘‘özgür, eşit, barış içinde bir dünya özlemlerini’’ dile getirmenin siyaseti vardı festivalde. Barışarock’la aynı günlerde İstanbul Park’ta yapılan Formula 1 Yarışları’nın atmosfere yolladığı zehirli gazların protestosu da unutulmadı. Gitarda baş sallayan, savaşa karşı yumruk kaldıran gerçler Tanık olduğumuz bir tartışma, belki de bizim yapacağımızdan çok daha güzel bir yorum getirdi Barışarock’a. Orta yaşlı bir sendikacının, siyah giysili, uzun saçlı, küpeli delikanlılara, genç kızlara bakıp ‘‘Bunlar mı dünyayı değiştirecek?’’ sözlerini arkadaşı şöyle yanıtladı: ‘‘Bu gençler gitarda baş sallayan, darbukada oynayan, meydanlarda savaşa karşı yumruk kaldıranlar...’’ Bu sohbetin yapıldığı sırada Küresel BAK’çılar yanımızdan ‘‘Katil ABD Ortadoğu’dan defol’’ sloganlarıyla geçiyor, ritim atöyesinde her türden vurmalı çalgıların sesleri yükseliyordu. Konser alanında da elektrogitarların cayırtıları kopuyordu. Nükleer Karşıtları da kampanyalarını genç yaşında kanser hastalığından yitirdiğimiz Kazım Koyuncu’nun şarkıları eşliğinde yürütüyordu. Çadır alanında tulum çalıp horon tepenleri, tiyatro gösterilerini izlemeyi tercih edenleri, siyasi tartışmaya girip gerginlik yaratanlarıyla, sivil toplum kuruluşlarının duyurularıyla Barışarock tam bir festivaldi. Uzun tuvalet kuyrukları, toz bulutları gibi sıkıntı ve ren şeyler de vardı ama espriye dönüştürürek idare etme yoluna gidildi. ‘‘Kayıp çocuk’’ anonsları Barışarock’ta da eksik olmadı. ‘‘4 yaşındaki Civan’’ın kaybolduğu anonsu üzerine bütün alandan ‘‘Civan Civan’’ sesleri yükseldi. Küçüğün bulunduğu duyururusu, alkışlar ve sevinç çığlıklarıyla karşılandı. Hazırlıklar başladı bile... Barışarock’ın öncülerinden ve gönüllülerinden, Moğollar’dan Taner Öngür, Barışarock öncesinde sohbetimizde ‘‘rock festivallerinin kapanışlarının olumsuzluğundan, çevre kirliliğinden’’ söz ediyordu. Bu yıl korkulan olmadı. Barışarock’ın dördüncüsünün deneyimiyle program sarkmadı, gruplar ve sanatçılar sürelerine sadık kalınca festival planlandığı gibi 24.00’e doğru sona erdi. Katılımcıların bazıları çöplerini toplarken Barışarock gönüllüleri de alanı temizlemek üzere kaldılar. Sponsorsuz, tüm sanatçıların karşılıksız sahne aldığı, girişi ücretsiz Barışarock’ın beşincisi için çalışmalar başladı bile... BODRUM’UN BİTEZ KOYU’NDA MAVİ BAYRAKLI, DENİZE SIFIR MANUELA HOTEL Botanik bahçesini andıran doğası ile mavi ve yeşilin buluştuğu bir tatil cennetidir. Özel plaj keyfi, konforlu odalarda TV klima rahatlığı, 20 yılı aşkın, kaliteli ve güleryüzlü hizmetiyle siz Cumhuriyet okurları için 60 YTL. Tam pansiyon, gazeteniz kahvaltı masanızda... Tel: 0 252 363 79 04, Cep: 0 533 722 81 81, Faks: 0 252 363 77 88 www.manuelahotel.com KADIKÖY İFLAS MÜDÜRLÜĞÜ’NDEN TASFİYE TATİLİNİN İLANI DOSYA NO: 200518 İflas Müflisin adı, soyadı: SMS ET VE TARIM ÜRÜNLERİ TAŞ. SAN. TİC. A.Ş. ve yerleşim yerindeki adresi: KadıköyBaşçavuş Sok. Evtaş İşhanı Kat. 5 Yukarıda adı ve adresi yazılı müflisin masaya ait hiçbir malı bulunmadığından İcra ve İflas Kanunu’nun 217. maddesi uyarınca tasfiyenin tatiline karar verilmiştir. İşbu ilan tarihinden itibaren 30 gün içinde alacaklılar tarafından gideri peşin verilerek (5.000,00YTL) iflasa ilişkin işlemlerin devamı istenmediği takdirde iflasın İİK 254. maddesine göre kapatılacağı hususu tebliğ ve ilan olunur. 22.08.2006 Basın: 42027 2005/295 E 2006/134 K Davacı Mehmet Erdoğan tarafından davalı Ayşe Erdoğan aleyhine açılan Boşanma davasında; DAVACININ DAVASININ REDDİ ile, Davacının ispatlanamayan davasının reddine, Mahkememizce verilen kararın trajı 50.000’ in üzerinde olan ulusal gazetede ilanına, 17.04,2006 tarihinde karar verilmiştir. 7201 Sayılı tebligat kanununun sayılı tebligat kanununun 28 ve mütakip maddeleri gereğince kararın ilanen tebliğine, hüküm fıkrasının ilan tarihinden itibaren 15 gün sonra muhataba tebliği edilmiş sayılacağı tebliğ olunur. (Basın: 41817) TİRE ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ DOSYA NO: 2005/213 Davacı Hasan Çakmak vekili tarafından davalı Olga Çakmak (Bondarenko) aleyhine açılan boşanma davasına esas olmak üzere, Mahkememizde yapılan yargılama sırasında yapılan tüm aramalara rağmen davalı Olga Çakmak (Bondarenko)’nun adresi zabıta marifeti ile dahi tespit edilemediğinden ilanen tebligat yapılmasına karar verilmiş olduğundan, HMUK’nun 509510 maddeleri gereğince ibraz etmek istediği delilleri ile birlikte mahkememizde duruşma günü olan 13.09.2006 günü saat 09.30’da hazır bulunması veya kendisini bir vekille temsil ettirmesi ve davalıya duruşma gününe kaim olmak üzere ilanen duyrulur. Basın: 18297 İSCEHİSAR ASLİYE HUKUK (AİLE) MAHKEMESİ’NDEN CUMHURİYET 15 K
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle