10 Mayıs 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 29 AĞUSTOS 2006 SALI 4 HABERLER DÜNYADA BUGÜN ALİ SİRMEN Teröristler, Marmaris’in ardından turizmin başkentini de hedef aldı. İki şüpheli aranıyor Buyurun Buradan Yakın! Türkiye’yi oldukça tanıyan yabancı dostum, Yeşilköy Havalimanı’ndaki kontrol aygıtından geçerken, belinden silahını çıkaranları görünce çok şaşırmıştı. Böyledir benim memleketim, tam tanıdığını zannettiğinde yeni şaşırtıcı şeylerle karşılaşırsın, dedim. Sonra da ekledim: Belirli bölgelerdeki ‘‘silah bırakma masası’’ önündeki kuyrukları görsen daha da şaşırırsın. Orta Asya’dan gelirken, birçok alışkanlığımızı orada bırakmış olmamıza karşın, üç kutsalımızın sloganı ‘‘at, avrat, pusat’’ı, sonuncuyu silahla değiştirerek taşıyıp getirmişiz. Demokrasiler içinde ABD ile birlikte en silah düşkünü toplum Türkiye’dir. Tabii ki Afganistan benzeri kabile ülkelerini saymıyorum. Kabul etmek gerekir ki ABD’de silah edinmek, bizdekinden çok daha kolaydır. Öyle eyaletler var ki bakkaldan peynir alırcasına silah edinebilirsiniz. Amerikalı uzmanlar, ülkelerinde çok yaygın olan, yakın çevre arasındaki cinayetlerde ve kazalarda, silah taşıma tutkusunun birincil etken konumunda olduğunu belirtiyorlar. ABD’de silah taşınmasına karşı kampanya açanların karşılaştıkları en büyük engel, silah taşıma hakkının Amerikan Anayasası’nda yer alması. ??? ABD, birçok bakımdan başkaları için örnek oluşturmayacak, kendine özgü bir ülkedir ve silah taşıma hakkı, daha bu devlet ilk kurulduğunda anayasaya konmuştur. Diğer demokrasilerde böyle bir hak yoktur ve böylesine bir silah tutkusuyla karşılaşmazsınız. Türkiye’de ise her on dokuz kişiden biri silah taşıyor. Başka bir deyişle, sivillerin elindeki hafif silah sayısı, ordunun iki katı mesabesinde. Belirtmeye gerek yok ki, sözünü ettiğimiz ruhsatlı silahlardır. Buna bir de kimi bölgelerimizde bu miktarın da üstünde olan ruhsatsız silahları kattığınız zaman, ortaya çıkan korkunç tabloyu görebilirsiniz. Bu denli silah tutkunu bir topluluğun, demokrasi için elzem olan uzlaşma kültürünün ne düzeyde gelişmiş olabileceğini takdirlerinize bırakırım. Toplumumuzda silah tutkusu ve şiddet kültürü sürekli özendirilmektedir. Nitekim son zamanlarda televizyonlarımızda tek bir polis dizisine karşılık tam 11 mafya dizisi yayımlanmaktadır. Son dönemlerde Türkiye’de pompalı tüfekteki artış oranı ise yüzde 300 olmuştur. Kısacası 21. yüzyıl Türkiyesi, western filmlerinde seyrettiğimiz Amerika’nın uzak batısını andırır bir silah toplumu haline gelmiştir. Tıpkı uzak batıda olduğu gibi, Türkiye’de de insanlarımız neşelenince, tuttuğu takım galip gelince, bir yakını evlenince silaha sarılıp oraya buraya ateş ederler. Bu tür coşkuların serseri kurşunları yüzünden yılda ortalama 700 kişi yaşamını yitirir. Bu silahlarla işlenen cinayet sayısı da yılda 300 civarındadır. ??? Toplumu bu tür geri ve kabul edilemez davranışlardan kurtarmaya çalışanları toplum mühendisi ve jakoben olarak ilan eden bir ‘‘demokrat’’ gazetemiz, havaya kurşun sıkıp insanları öldürenleri maganda olarak niteliyordu. Oysa onlar maganda değil, düpedüz sıradan vatandaşlardı. Nitekim bu davranışı alışkanlık haline getirmiş olanlar arasında, milletvekillerimiz ve bakanlarımız da bulunmaktadır. Türkiye’de silah ruhsatı alınması, 1986 yılında Turgut Özal’ın devri iktidarında bizzat Hazret’in girişimiyle kolaylaştırılmış, silah ruhsatı verme yetkisi İçişleri Bakanlığı’nca valilik ve kaymakamlıklara devredilmiştir. Dünkü gazetelerde yayımlanan bir haberde ise Türkiye’de resmi yerli silah imalatçısı Makine Kimya Endüstrisi Kurumu’nun, elindeki silah stokunu eritmek için, kredi kartı ile ve on taksitte silah satışı kararı verdiği belirtiliyordu. Biliyorsunuz, yerli silahın tek resmi üreticisi, bir devlet kurumu olan MKEK’dir. Ama onun yanı sıra özellikle Karadeniz bölgesinde kişisel girişimci konumunda olan vatandaşlarımız da, iyi kalitede bol miktarda silah üretmektedirler. Silah ile fazla ilişkim olmadığı için orada taksitli satış yapılıp yapılmadığını bilemiyorum. Ama yapılıyor bile olsa, devletin kişisel silahlanmayı caydırması gerekirken, bir kuruluşunun taksitle silah satışına girişerek şiddete çağrı çıkarmasını anlamak mümkün değil. Ama yine de yapıyorlar. Buyurun biraz da buradan yakın! Antalya’ da patlama: 3 ölü GÜRSU KUNT ANTALYA Antalya Dönerciler Çarşısı’nda bir ağaç dibine konan bomba 3 kişinin ölümüne, 20 kişinin de yaralanmasına neden oldu. Turizmin en önemli merkezlerinden Marmaris’te önceki gün bir minibüs ile Atatürk Caddesi’nde 2 ayrı noktada meydana gelen patlamada 11’i İngiliz turist 21 kişinin yaralanmasının ardından dün de Antalya’da bomba patladı. Turizmin başkenti Antalya’da kent merkezindeki Kalekapısı yakınlarında Dönerciler Çarşısı karşısındaki Belediye İşhanı önünde dün saat 16.45 sıralarında şiddetli bir patlama meydana geldi. Çarşıdan bir anda dumanlar yükselirken ortalık savaş alanına döndü. Biri bölgede simitçilik yapan 3 kişinin yaşamını yitirdiği patlamada aralarında turistlerin de bulunduğu 20 kişi yaralandı. Yaralılar ambulanslarla çevredeki hastanelere kaldırılırken polis de bölgeyi güvenlik kordonuna aldı. Patla ? Antalya’daki Belediye İşhanı önünde meydana gelen patlamanın ardından bölge savaş alanına döndü. Kente gelen turistlerin de tercih ettiği restoranların bulunduğu bölgedeki Dönerciler Çarşısı’na 1993 yılında PKK tarafından saldırı düzenlenmişti. manın etkisiyle çevredeki işyerlerinin camları yerle bir oldu, birçok otomobilde de hasar meydana geldi. Patlamanın ardından çıkan yangın da itfaiye ekiplerinin müdahalesiyle kısa sürede söndürüldü. Bu sırada olay yerine 200 metre uzaklıktaki İsmetpaşa Caddesi’nde bir şüpheli paket görülmesi üzerine cadde trafiğe kapatılarak bölgeye bomba imha ekipleri sevk edildi. Görgü tanıkları, patlamaya bir ağacın dibine yerleştirilen bombanın neden olduğunu belirtirken Antalya Emniyet Müdürlüğü adına açıklama yapan Emniyet Basın Sözcüsü Akif Ertuğ, saat 16.40 sıralarında park halindeki motosikletler arasında meydana gelen ve nedeni tespit edilemeyen patlamada Baki Baykurt, Ümran Arık ve kimliği tespit edilemeyen bir kişi nin yaşamını yitirdiğini, biri ağır 20 kişinin de yaralandığını belirtti. Savcılığın olayla ilgili soruşturma başlattığını ve patlamanın nedeninin henüz belirlenemediğini kaydeden Ertuğ, görgü tanıklarının ifadeleri doğrultusunda eşkâlleri belerinlenen 2 kişinin arandığını söyledi. Adana, İstanbul, Antalya ve Marmaris’teki terör amaçlı bombalama eylemlerine paralel olarak, İzmir’de de eylem hazırlığında olduğu ileri sürülen PKK üyesi 1 kişi ile bu kişiye yardım ettikleri belirtilen bazı kişiler İzmir’e gözaltına alındı. AB saldırıyı kınadı AB Genişleme Komiseri Olli Rehn, AB Komisyonu adına yaptığı yazılı açıklamada, ‘‘son 24 saatte Türkiye’de meydana gelen ilkel ve korkakça saldırıları’’ kınayarak hiçbir şeyin masum insanları öldüren bu tür şiddet eylemlerini meşru gösteremeyeceğini bildirdi. Rehn, saldırı kurbanları ve aileleriyle tüm Türk halkına başsağlığı diledi. ERMENİ ASILLI YURTTAŞA ENGEL THY’den çağdışı uygulama ? Personel açığı nedeniyle zor günler yaşayan THY, iş başvurusu yapan 30 deneyimli hostesten sadece Ermeni asıllı Türk vatandaşı S.A’yı işe almadı. ÖZCAN YAŞAR Türk Hava Yolları’nın (THY) kabin memuru sınavına giren Ermeni asıllı Türk vatandaşı S.A, Hıristiyan olduğu gerekçesiyle işe alınmadı. S.A. ayrıca sözlü sınavında da alay konusu oldu. Özel bir havayolu kuruluşunda çalışan kabin memuru S.A, 29 THY’nin açtığı hosteslik sınavları için başvuruda bulundu. Yabancı dil sınavından başarıyla geçen S.A, daha sonraki mülakat sınavında 7 kişilik sınav komisyonu üyeleri tarafından adeta ‘‘sorgulandı’’. Komisyon üyeleri S.A’dan, önce adının ne anlama geldiğini kendilerine anlatmasını istediler. Üyeler, S.A.’ya eski futbolcu Lefter Küçükandonyadis’i tanıyıp tanımadığını ve İngilizce dışında başka dil bilip bilmediğini sordular. S.A’nın Ermenice bildiğini söylemesi üzerine gülüşmeye başlayan üyelerin üzerinde durdukları bir başka konu ise nüfus cüzdanındaki din bölümünde yer alan ‘‘Hıristiyan’’ kelimesi oldu. Birlikte müracaat yaptığı 29 arkadaşının işe alındığını, yalnızca kendisinin kabul edilmediğini öğrenen S.A. durumun ayrıntılarını öğrenmek için THY’yi aradı. Aldığı yanıt ise ‘‘Gözünüz bozuk’’ oldu. Y urtseverler İstanbul’da Yurtsever Cephe’nin 15 Temmuz’da İncirlik Üssü önünden başlayan ‘‘ABD defol bu memleket bizim’’ yürüyüşü dün İstanbul’a ulaştı. Yürüyüşün 46. gününde Gebze ilçe merkezinden bildiriler dağıtarak E5 Karayolu’na çıkan yürüyüşçüler, saat 14.00’te İstanbul il sınırına geldi. Yürüyüşün İstanbul etabı cumaya kadar devam edecek. Yürüyüşçüler, Yurtsever Cephe’nin 1 Eylül Dünya Barış Günü’nde Dolmabahçe’de gerçekleştireceği mitinge doğru yol alıyor. AB’ye karşı ilgisizlik var Türkiye ile AB arasında karşılıklı anlayış eksikliği olduğunu belirten Financial Times, ilişkilerin olumsuz bir yolda olduğu yorumunu yaptı ANKARA (ANKA) Financial Times gazetesi, Başmüzakereci Ali Babacan’ı Brüksel’i çok az ziyaret ettiği için eleştirerek Türkiye ile Avrupa Birliği (AB) ilişkilerinin karşılıklı anlayış eksikliği nedeniyle olumsuz bir yolda olduğu değerlendirmesinde bulundu. Vincent Boland imzalı haberanalizde, İstanbul’da bulunan AB Enformasyon Ofisi’nin bile daha çok ikinci el bir kıyafet dükkânı gibi göründüğü, kapıda duran Birliğin bayrağında olan yıldızlardan birinin de düşmek üzere olduğu belirtildi. Görevi AB konusunda bilgi vermek olan ofisi kimsenin ziyaret etmediği kaydedilen haberde, ofiste de sıkılmış bir güvenlik görevlisi ile kimsenin ilgisini çekmeyen broşürlerin bulunduğu belirtildi. Haberde, adı açıklanmayan, ancak Ankara’da görev yaptığı bildirilen bir Avrupalı diplomatın, ‘‘Türk Hükümeti içinde AB’ye karşı şaşırtıcı derecede bir ilgisizlik var’’ dediği aktarıldı. Pek çok diğer aday ülkenin Brüksel’de diplomatik ve müzakere ekipleri bulunduğu belirtilen haberde, Türkiye’nin Başmüzakerecisi Ali Babacan’ın yetenekli, ancak genç bir bakan olduğu ve göreve gelmesinin üzerinden bir yıl geçmesine rağmen Avrupa Komisyonu’nu çok az ziyaret ettiği ifade edildi. konuları koordine etmesi gerekiyor ama aslında Ankara’da ve Brüksel’in kapılarını çalmıyor’’ dedi. Gazete, Başmüzakereci Ali Babacan ile de bir röportaj talep ettiklerini, ancak talebin reddedildiğini belirtti. Haberde diplomatlara göre Erdoğan’ın başörtüsü gibi konularda AB’nin kendini destekleyeceğine inandığını, ancak AİHM’nin türban kararı ile şoke olduğu ifade edilerek bu yüzden Erdoğan’ın, Türkiye’nin AB üyeliğinin kullanılabilirliğini sorguladığı değerlendirmesi yapıldı. İkinci mazeret boy S.A. konunun üzerine biraz daha gittiğinde ise işe alınmayışına mazeret olarak ‘‘boy’’ ve ‘‘İngilizce’’ gibi başka ‘‘gerekçeler’’ eklendi. Tüm çabalara rağmen S.A’ya resmi bir açıklama yapılmadı. Oysa aynı dönemde, yaş sorunu olanlar ve daha önce şirketten çeşitli nedenlerle kovulanlar bile personel yetersizliğinden acilen işe alınmışlardı. Daha önce çalıştığı havayolu şirketinde Boeing, Airbus ve MD uçaklarında görev yapabilme sertifikası bulunan S.A. henüz tam ayrıntısını bilmediği ‘‘bazı’’ nedenlerden ötürü THY’ye kabul edilmedi. THY’nin ‘‘inceliyoruz’’ diye yanıtladığı S.A’ya verdiği yeni süre ise sonbahar. ‘Babacan nerede?’ London School of Economics’ten (Londra Ekonomi Okulu) TürkiyeAB ilişkilerini yakından inceleyen Kirsty Hughes, gazeteye yaptığı açıklamada, ‘‘Başmüzakereci Ali Babacan nerede? Şüphesiz, bütün bu siyasi asirmen?cumhuriyet.com.tr ÖZGÜRLÜK MEYDANI’NDA Bakırköy’de bağımsızlık şenliği İstanbul Haber Servisi Bakırköy Belediyesi bugün ‘‘Bakırköy Bağımsızlık Şenliği’’ etkinlikleri kapsamında bir dizi etkinlik gerçekleştirecek. Şenlikte ‘‘Atatürk’ün Güneş Ülkesi’’ marşı ilk kez söylenecek. Şenlik, bugün Bakırköy Özgürlük Meydanı’nda saat 19.30’da Grup Teona konseri ile başlayacak. Bakırköy Belediye Başkanı Ateş Ünal Erzen’in konuşmasının ardından sözlerini Tevfik Taş’ın yazdığı, müziğini Prof. Dr. Kamran İnce’nin hazırladığı ‘‘Atatürk’ün Güneş Ülkesi’’ marşı ilk kez söylenecek. Şairyazar Sunay Akın’ın da ‘‘bağımsızlık’’ temalı sunumunun ardından Edip Akbayram konseri düzenlenecek. Konserin ardından havai fişek gösterileri ile şenlik sona erecek. Türkiye’deki magazin haberciliği asıl olarak ünlü kadınların ve ünlü erkeklerin, aşk ve seks hayatı üzerinden kuruluyor. Dünyada da böyle. Bizdeki fark, magazin haberciliğiyle, toplumsal habercilik, siyasi habercilik arasında bir çizginin kalmaması. Siyasi hayatta ağırlığı olan gazete ve TV’lerle, magazini esas alan gazete ve TV’lerin hangisi olduğu, bizim ülkemizde birbirine karışır. Batı’da gazeteler arasındaki fark bize göre daha belirgin. İstediğiniz tür gazeteyi seçebilirsiniz. Belki de Türkiye’de okuyucu böyle istiyor olabilir. En ciddi haberin yanındaki alakasız bir magazin haberi hoşuna gidiyordur. İşin doğrusu, hepimiz biraz dedikodu severiz. Kim kimle beraber, kimin çocuğu oluyor, gibi sorular ve cevaplar ilgimizi çeker. ??? Bizde çok satan gazetelerin en önemli haberleri, şarkıcıların, sinema ve TV yıldızlarının hayatlarındaki değişikliklerdir. Bu yaz Pınar Altuğ, Ka ‘Çocuğumu Başka Adama Bırakmam’ ya Çilingiroğlu haberleri hep tepeye tırmandı. Çünkü bu iki ünlümüz sürpriz ve karışık aşk trafikleriyle önde gittiler. Hülya Avşar da yeni bir sevgili buldu, bunu da listeye ilave edebiliriz. Sabah gazetelerin magazin eklerini karıştırırken (aslında ek mi daha magazin ana gazete mi, o da tartışılır ya!) ‘‘Çocuğumu başka adama bırakmam’’ başlığı dikkatimi çekti. Şarkıcı Çelik’in söylediği bu sözleri Sabah’ın Günaydın eki haber yapmıştı. ‘‘Devir değişti, Çelik de değişti. Çelik ayrıldığı eşi Buket Saygı’nın evleneceğini öğrenince oğlunun velayetini almak için harekete geçti. Çelik de Kaya Çilingiroğlu gibi, ‘Çocuğumu başka bir adamın yanında asla bırakmam’ diyor.’’ ??? Öncelikle ‘‘erkektir, ne yapsa yeridir’’ diyebiliriz. Çelik’in aşk trafiği konusunda bir bilgim yok. Magazin sayfalarını o kadar dikkatli izlemiyorum. Ancak Kaya Çilingiroğlu konusunda her gazete okuru gibi ben de uzman sayılırım. Çünkü Kaya beyefendinin yaşadıkları hemen her gün TV’lerde, gazetelerin ana sayfalarında yer alıyor. Kendilerini yakından izliyoruz. Kaya Bey için gazete şöyle yazıyordu: ‘‘Kaya Çilingiroğlu Ali Güven’le görüşmeye başlayana kadar eski eşi Hülya Avşar’la dost kalmayı başarmıştı. Eski eşinin yeni biriyle ilişkiye başlaması üzerine ‘Eğer Hülya yeniden evlenirse Zehra’nın velayetini alırım’ demişti.’’ Neden, çünkü ayrılmış da olsa, eski eşinin bir başka adamla beraber olmasına razı olamıyor, kabullenemiyordu. Onu da kendi ‘‘namus’’ kapsamı içinde görüyordu. Erkektir, görür. Kendisi çeşit çeşit kadınla birlikte olsa bile, ayrıldığı kadın yine de onun kapsama alanı dışına çıkmamalıydı. Çelik’i bilmiyorum. Ancak her Türk erkeği gibi, her meşhur erkek gibi onun da mutlaka sevgili trafiği söz konusudur. O da mutlaka eski eşinin yeni aşklarına ve eş adaylarına iyi gözle bakmakta zorlanıyordur. Ben çok ünlü erkek tanırım, eşini boşar, sevgilisini bir başka kadın için terk eder, yeni sevgililer bulur, yine de eski sevgilisini ve eşini kontrol etmekten geri durmaz, onun hayatına müdahale etmekten vazgeçmez. ??? Bütün bu erkek davranışlarına bir şey söylemeye gerek yok. Yalnız onlara şunu hatırlamak gerekiyor: ‘‘Sen kendine hak gördüğünü, kadın yapınca neden kabul edemiyorsun?’’ Kaya Çilingiroğlu’nun evliliği boyunca neler yaptığını Türk milleti olarak tekmili birden izledik. Keyif onun ne yapabiliriz? Hülya Avşar da değişik bir tavır sergileyerek bunları idare etmeye çalıştı. Sonunda ip koptu. Hülya Avşar da, Buket Saygı da genç ve güzel kadınlar. Onlar da yeni sevgililer bulabilirler, yeni aşklara yelken açabilirler. Her ne kadar, Canan Arıtman gibi kadın milletvekillerimiz bunların cezalandırılmasını istese de, hayat akıp gidiyor. ??? Çocuklarını başka adamlara bırakmak istemeyen bu adamlar, başka kadınların yanına hep ‘‘başka adamlar’’ olarak gitmiyorlar mı? O kadınların acaba çocukları yok mu? Tabii o çocukların babaları da benzer tepkileri gösteriyorlardır. Magazin dünyası, aslında hakiki bir erkek dünyası. Haberler erkek mantığı üzerinden kurulup servis yapılıyor. Bu dünyaya, çocuklarını başka adamlara bırakmak istemeyen ‘‘başka adamlar’’ yön veriyorlar... Garip ama gerçek... CUMHURİYET 04 K
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle