25 Aralık 2024 Çarşamba English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
18 AĞUSTOS 2006 CUMA CUMHURİYET SAYFA 17 Boğmaca Anıl Öçal: ‘‘Yüzme bilmeyen iki imam boğulmuş. Bilmediği işi yapan imamlar da başka insanları boğuyor!’’ Ya ğ m u r E k i m Baykal’ın sağa çağrısı yankı bulmuş. ‘‘Bay. Bay. Kal. Kal.’’ BAKIŞ AÇISI GÜRBÜZ ÇAPAN Amerikalılar Bush’a isyan etmiş. Haklılar, onlar da kuşatma altında! Geliştirim Erol İşisağ: ‘‘Kültür Bakanı Koç, 30 yıl önce kaymakamlık yaptığı Koyulhisar’da ‘Türkçe’nin özelliklerini burada öğrendim. Nasip bu ya, 30 küsur sene sonra tekrar gelmek nasip oldu’ demiş. 30 yıl içinde Türkçe’sini epey geliştirmiş!’’ EMEKLİ Tümgeneral Osman Özbek, Ümit Yayıncılık’tan çıkan ‘‘Laik Cumhuriyete 11 Kurşun’’ kitabında Danıştay’a yönelik kanlı saldırıyı değerlendiriyor. Danıştay saldırısını kamuoyuna yansıyan bilgi ve belgelerden yola çıkarak yorumlayan Özbek, halkın önüne çok açık bir tablo koyuyor: Danıştay saldırısı Türkiye’nin içinde bulunduğu tehlikeyi göstermesi bakımından bir dönüm noktasıdır. Kitabın yayımından sonra Danıştay katili Alparslan Arslan’ın babası Türkiye Cumhuriyeti Milli Eğitim Bakanlığı ilköğretim müfettişlerinden İdris Arslan’ın ‘‘Laiklik adı altında bu ülkenin değerlerine düşmanlık ediyorlar. Milletin değerlerine hakaret edene bu millet gereken dersi verir, bunu herkes bilsin’’ şeklindeki meydan okuması Özbek’in ne denli doğru bir saptama yaptığını gösteriyor. Özbek, kitabının sonuç bölümünde şöyle diyor: ‘‘AKP ile birlikte sistemin yetiştirdikleri artık devletin köşe başlarını tutmuş ve devleti kuşatmıştır. Bu kuşatma ortadan kaldırılmadıkça, iktidarın tüm yalanlarına karşın tehlike bitmeyecek, Danıştay yargıçlarını katletmeye kalkışan canilerin benzerleri hiçbir zaman eksik olmayacaktır. Cumhuriyetimizin son 60 yılının hemen her döneminde, adeta yarış haline getirilen kontrolsüz ve sahipsiz Kuran kursları ile imam hatip liselerini açma girişimleri, İslam dinini medeniyetler ve çıkarlar çatışmasının bir aracı haline getirirken, ülkemizin genç beyinleri aklın ve bilimin egemen olduğu bir eğitim ortamı yerine Dönüm çağdışı karanlık bir ideolojinin acımasız tahribatına ve buyruklarına terk edilmiştir... İrticai ve bölücü tehdidi içinde taşıyıp destekleyenlerin bir nevi son koalisyonu olan AKP, iktidara geldikten sonra tüm bu gerçekleri yok kabul ederek, halkı AB masallarıyla uyutmanın ve oyalamanın yollarını bulabilmiştir. Çeşitli yalanlar ve pembe vaatlerle laik Türkiye Cumhuriyeti’nde iktidarlaşmayı başaran uygarlık dışı irticai ve bölücü güçler, AB ve ABD’nin yardımlarıyla 2007 yılında Cumhurbaşkanlığı makamını ele geçirerek devletleşmeyi bekliyorlar. Eğer bu ülkenin demokrat, Atatürkçü, laik ve ulusalcı güçleri hâlâ uyanmazlarsa, sorumluluklarını anımsayıp görünen tehlikeye karşı birleşemezlerse, son pişmanlıkları ya da gecikmiş gayretleri hiçbir yarar sağlamayacaktır.’’ Daha ne demeli ki! BOP BOP (Büyük Ortadoğu Projesi) nin Ortadoğu Jandarmalığı bize düşer diye ilk anda sevindirik olmuştu bir takım cahil yetkililer. Kazın ayağı yeni yeni belli olmaya başladı. Ortadoğu’da ‘yeni ve tek efendi’. Haritaaplikasyon çalışmalarını başlattı. Nirengi noktası petrol yatakları. Hem silah sanayisini deneyip geliştiriyor hem de petrolü kaynağında kontrol ediyor. Çağın başında eski efendi İngiliz’ler bir harita çalışması yapmışlardı. O eskidi. Yeni planprojeye göre yeni harita yapmak ihtiyacı hasıl oldu. Yeni Jandarmaya ihtiyaç var. Tazezinde güçler, taze devletçiklerle oluşabilir. Zulüm altında, olsa olsa mazlumlar büyür. Gün gelir o mazlumlar, zalimlerine taş çıkartır. Bunun örneği İsrail’dir. İsrail neden bu kadar zalim? Kime benzemiş? Binlerce yıldır biriktirdikleri aşağılanmayı, dışlanmayı, uğradıkları zalimlikleri bir bir kusuyorlar. ??? 19502000 arasında yeni efendi savaş çıkaramadı. Savaş ihtiyacını iç savaş ve bölgesel savaşlarla çözdü. 2000’lerin sonunda iç savaşlar bitti. Şimdi bölgesel savaşları kaşımanınkızıştırmanın zamanı. Balkanlar baklava dilimi gibi en ufak ayrıntısına kadar ayrıştırıldı ve bir tepsiye toplandı. Tepsi efendinin elinde. Son ABD başkanlık seçimlerinde ‘‘Rum Lobisi’’ Bush yanlısı olmayınca, ertesi sabah Makedonya’nın bağımsızlığı tanındı. Yeni efendi hiçbir hesabı açık bırakmıyor. Peşin ödeme esastır. Petrol kaynakları sınırlı, mal kıymetli, yeni ve güvenilir bekçilere ihtiyaç var. Tanrı insanı yaratırken, midesi rahat etsin diye diş de yaratmış. ABD hücuma geçmeden dişleri Hizbullah’ı öğütmeye başladı. Kör değirmen daha neleri yutacağı bilinmez. Uzun zamandır internet sayfalarında dolanan ABD’nin Ortadoğu haritası geçen hafta Cumhuriyet gazetesinin manşetine çıktı. Şimdilerde ABD’nin iki gözdesi var: İsrail ve genç Kürt devletçiği. Onlara biri bir şey söylemeye kalkışınca ‘Efendi’ açıklama yapıyor. Korunup kollanıyorlar. Onlar kalabalık bir ailenin son beşiği, ya da ‘‘tekne kazıntısı’’ gibi. Her istekleri emir kabul ediliyor. Onlar da ellerinde sapan konu komşunun camını çerçevesini kırıyor, Efendi sırtlarını sıvazlıyor. ??? İngilizlerin Ermenilere verdiği Büyük Ermenistan emziği patlamış. Çağın başında önce Ermenileri azdırdı, sonra da sokakta bırakıp gittiler. Çünkü Ermeni’nin oturduğu kara parçasında petrol yoktu. Ermeni de kendi kara yazgısıyla baş başa kalıverdi. Yeni efendinin son bebeği Kürtler. Petrole yakın. Al Irak’tan biraz, biraz İran’dan, biraz da Türkiye’den kattın mı.. oldu sana büyük bağımsız Kürdistan(!)... Kürtler için havuç büyük, iştah arttırıcı, hayal ise sonsuz ama dünü de hiç unutmamalılar. Bu efendiler Kürtleri kaç kez ortada bıraktılar. ABD eliyle ‘‘Paşa’’ olalım derken hep ‘‘maşa’’ kalmak ve içinden çıkılmaz büyük bir ‘‘ataş’a’’ düşmek de var. Harita ilginç, bir ucu Karadeniz, diğeri Basra Körfezi, tadından yenmez! Trabzon Limanı’nı kullanmak istemişlerdi hatırlar mısınız, Irak seferinde. Bizim TBMM de utangaç bir şekilde geçiş vermemişti. O hesap açık kaldı. Stratejik müttefikimiz ve biricik hamimize yanlış yapılmıştı! BakuCeyhan boru hattı bana bir şeyler anlatırdı hep. Herkesin o boru hattına dikkatle bakmasını öneririz. Naçizane öneri: ‘Kürt sorunu’, ‘Güneydoğu sorunu’ ya da ‘PKK problemi’ bir biçimde çözülmelidir. ‘Büyük Efendi’ye bırakmadan kendimiz çözmeliyiz. ‘Büyük Efendi’nin çözümü belli. Biz önerilerimizi yele söylüyoruz. Ne de olsa bizde yetki yok. Yetkililer de yayla turizminde!.. gurbuzcapan@eksev.org.tr/Faks: 0212 672 71 71 SESSİZ SEDASIZ (!) Temizlik imandan, su barajdan gelir! ÜLKEMİZDE yaşanan bazı garipliklerin, dünyanın hangi ilkel toplumlarında da yaşanmakta olduğunu merak ediyor Reşit Çağın: ‘‘Örneğin; milyonlarca insanın içme ve temizlik maksadıyla kullandığı suları toplayan barajların etrafına konut siteleri ve sanayi tesisleri yapmak, dışkıları ve atıkları o barajlara akıtmak, sonra da insanların o suları kullanmasına razı olmak ve hatta bizzat kullanmak, nasıl bir aklın ve vicdanın ürünüdür? Hadi bu haltı yiyenler, insan denilen sosyal hayvanın bencil arzularına hâkim olamayışı nedeniyle böyle davranıyorlar diyelim. Peki bu yasa ve ahlak dışı davranışı önlemek için seçilen, kamu adına görev yapan, maaş alanların kayıtsızlığına, acizliğine ne demeli? Özellikle nüfusun beşte birini barındıran ve besleyen İstanbul’un barajlarını her gün helikopterlerle kontrol etmek ve her kaçak inşaatı yıkım ekiplerini anında sevk ederek yıkmak çok mu zor? İnsan sağlığı ile doğrudan ilgili, böylesine bir cinayete neden olanların ve önleme dirayetini gösteremeyenlerin nasıl bir mazereti olabilir ki? Bunların imanlarından bile kuşku duymak gerek!’’ Akif Kökçe: ‘‘Bulgaristan’da yetişmiş soydaşlar, Almanya’da yetişmiş gurbetçi çocukları, Afrikalı ve Brezilyalı sporculara verilen vatandaşlıklarla Gençlik ve Spor Genel Müdürlüğü değil Turizm ve Spor Genel Müdürlüğü!’’ Sporcular Ümmet Kimliği MERİÇ VELİDEDEOĞLU Geride bıraktığımız nisan ayında 18 yaşından büyük 1013 kişiyle yapılan bir anketin sonucunda kendilerini “Önce Müslümanım” diye tanımlayanların oranı yüzde 51 olarak belirmiş. “Önce Türk’üm” diyenlerin oranı ise yüzde 19’da kalmış. Hep yazılıp söylendiği gibi Müslümanlık, Osmanlı devletinde Türklerin sarıldığı bir kimlikti; böylece öteki Osmanlı uyruklarınca Türkler için dile getirilen “Etrakı biidrak” (kavrayışsız, anlayışsız Türkler), “cehelei Etrak” (cahil Türkler) nitemlerinden de korunmuş oluyorlardı. ??? Cumhuriyetle öne çıkan Türk kimliğinin, Demokrat Parti döneminde kemirilmeye başlandığı, günümüz AKP iktidarında da bu çözülmenin doruğa çıktığı söylenebilir. Bu kanıyı, bu ankete göre geçen yıl yüzde 43 olan Müslüman kimliği oranının bu yıl yüzde sekiz artışla yüzde 51’e ulaşması adeta onaylıyor. Bu yüksek artış oranında Başbakan Erdoğan’ın “Türkiyeli” söylemiyle, Türk kimliğini “azınlık kimliği” düzeyine indirmesinin bir etkisi olup olmadığı tartışılabilirse de, ulusallığı tümüyle yadsıyan dinsel oluşumu öne çıkaran “cemaatçilik”in, tarikatçılığın büyük etkisi olduğu bir gerçektir. Müslüman kimliğinin “din kardeşliği” bağlarıyla örülen yapısı, bütün Müslümanları bağlantı içinde tutar; bunun da “İslam ümmeti”nin temelini oluşturduğu ortadadır; ümmetçiliğin tutacağı, yürüyeceği ortak yol da kuşkusuz “şeriat”tır. Ulusal kimliği yadsıyıp Müslüman kimliğine bürünmenin önünde sonunda varacağı noktanın “şeriat” olduğunun bir örneği bugün Çin’de yaşanmaktadır. Çin kendine bağlı “Şian Uygur Özerk Bölgesi” dediği Doğu Türkistan halkını oluşturan Uygur Türklerinin, Türk kimliğini yaşatmalarına yıllardır izin vermiyor. Çin hükümeti, Uygur halkına Türk olmaktan önce Müslüman olduklarını kabul ettirerek, Türk kimliği yerine Müslüman kimliğinin geçmesi için, otuz yıldan bu yana elinden geleni yaptı. Örneğin Uygur abece’sini kaldırıp yerine Arap abece’sini koydu. Ne var ki Türklük yerine dinin, Müslümanlığın geçmesi bugün Şian’da şeriatın, köktendinciliğin yoğun bir biçimde yaygınlaşmasına neden olmuş. Bu yapılanmanın İslami terörü de birlikte getirdiği basında yer aldı; Çin’in, Şian’daki kaynamayla başı dertte; yıllar önce ektiklerinin oluşan meyvelerinden çok tedirgin. Türkiye’de de ulusal kimliğin yerine Müslüman kimliğin yarıdan daha çok bir oranla öne çıkması ve bu değişimin yılda yüzde sekizlik gibi bir oranla artması, kuşkusuz laik yapımız yönünden çok düşündürücüdür, kaygı vericidir, dahası bir tehlikenin işaretidir. Ne ki, kapısına dayanıp bizi de içeriye almaları için yalvaryakar olduğumuz Avrupa Birliği (AB) ulusalcılığımızdan çok şikâyetçi. Oysa AB ülkelerinin hemen bütünü, AB’nin istediği ölçüde ulusalcılıktan sıyrılmış değil. Örneğin Fransa yüzyıllar sonra kalktı bugün, ulusal marşını ve bayrağını sıkı korumaya alan yasalar oluşturdu. ??? Hıristiyanlığın ve ibadet dili Latincenin oluşturduğu ‘Latin Ümmeti’ topluluğundan, özellikle “Reformasyon”un açtığı çığırla ulusal dille ibadete, ulusal kiliselerine kavuşarak adeta ulusal birliklere doğru adım atan Avrupa toplumlarının, yüzyıllar sonra yeniden ortaklaşa bir kimliğe dönmeye pek hevesli oldukları söylenemez. Buna karşın yine de bizden ulusallıktan uzaklaşmamız isteniyor; oysa Türkiye’nin ulusallıktan uzaklaşmasının getirdiği sonuçlarından birinin de dinselliğe “ümmet kimliği”ne kaymak olduğunu onların da görmemelerinin olanağı yok. İslamlığın öne çıkması “Ilımlı İslam Devleti” modelini pazarlayanlar için sorun olarak değil, olumlu bir yapılanma olarak algılanabilir. Ama bu Türkiye açısından önünde sonunda laikliğe veda etmek demektir; ne yazık ki bu durum, şu anda yönetimde bulunanlar için kaygı verici olarak görülmemektedir; ülkemizin şanssızlığı da budur. KİM KİME DUM DUMA BEHİÇ AK behicak?yahoo.com.tr ÇİZGİLİK KÂMİL MASARACI kamilmasaraci?mynet.com OTOBÜSTEKİLER KEMAL URGENÇ kurgenc?yahoo.com BULMACA SOLDAN SAĞA: SEDAT YAŞAYAN HAYAT EPİK TİYATROSU MUSTAFA BİLGİN hetiyatrosu?mynet.com TARİHTE BUGÜN MÜMTAZ ARIKAN 18 Ağustos www.mumtazarikan.com 1 2 3 4 5 6 7 8 9 1/ Ağız mu1 kozasında oluşan ve 2 ‘‘aft’’ da deni 3 len yüzeysel yara. 2/ Erzu 4 rum’un bir il 5 çesi... Çıkar 6 yol, çare. 3/ 7 Azerbaycan ve Kars yöre 8 sinde yaygın 9 telli bir çal1 2 3 4 5 6 7 8 9 gı... İstenç yitimi. 4/ 1 K A Ş E K S İ F İri bir maymun cinA D A R si. 5/ Anlam... Japon 2 I R A K K E R R A K E lirik dramı. 6/ Ağaç 3 L NO İ Z larda mantarların 4 B O Ş S İ D E oluşturduğu bir tür 5 A R U N R E çürüme başlangıcı. 6 Z İ K İ R J A K U Z İ A 7/ Sodyum elemen 7 tinin simgesi... Tah 8 F İ EMA N E T tadan yapılma bir tür 9 A N İ L İ N S U küçük flüt. 8/ Bartın ilinde bir plaj... Dudak boyası. 9/ İffet, namus... Himalayalar’da yaşadığına inanılan ‘‘Kar Adam’’a verilen ad. YUKARIDAN AŞAĞIYA: 1/ İçkiye aşırı düşkünlük. 2/ Akdeniz Bölgesi’nde bir akarsu... Yaşanmış olayların anlatıldığı yazı türü. 3/ Eti makbul bir deniz balığı... Kripton elementinin simgesi. 4/ Tümör... Yabani nane. 5/ Gümüş elementinin simgesi... Alanya ilçesinde bir çay ve mağara. 6/ MarmarisDatça arasında doğal güzelliğiyle tanınmış bir koy. 7/ Yılmaz Güney’in bir filmi... Başlıca belirtisi kısa, çabuk, değişken güçte istemsiz hareketler olan bir hastalık. 8/ Tunceli’nin eski adı... Ortadoğu’da, ‘‘Ölüdeniz’’ de denilen bir göl. 9/ Burun hastalıklarıyla ilgili hekimlik dalı. CUMHURİYET 17 K
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle