23 Kasım 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
18 AĞUSTOS 2006 CUMA CUMHURİYET SAYFA EKONOMİ ekonomi?cumhuriyet.com.tr KESK, yılın birinci ve ikinci 6 aylarında yüzde 5 ek zam verilmesi talebinde ısrarcı olacak NOT DEFTERİ ZEKERİYA TEMİZEL 13 Fark konusunda uzlaşma yok ? Ek ödemenin oranına ve ne zamandan itibaren geçerli olacağına ilişkin ayrıntıların görüşmelerin sonunda netleştirilmesi kararlaştırıldı. ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Yaklaşık 1.5 milyon memurun maaşlarındaki 2006 enflasyon farkları ile 2007 zam oranlarının belirleneceği toplu görüşmelerin ikinci turu dün yapıldı. Hükümet, temmuzdan geçerli olmak üzere yüzde 2.38’lik enflasyon farkında diretirken, KamuSen ve MemurSen, farkın ocak ya da nisan ayından geçerli olmasını istedi. KESK ise, birinci ve ikinci altı ay için yüzde 5’er ek zamda ısrarcı oldu. Taraflar arasında anlaşma sağlanamayınca ek ödemenin oranı ve ne zamandan geçerli olacağının görüşmelerin sonunda netleştirilmesi kararlaştırıldı. Görüşmeler salı günü sürecek. Aynı gün, üyelerine “acil eylem” çağrısı yapan KESK, hükümeti protesto edecek. Hükümetle memur temsilcileri arasındaki toplu görüşmelerin ikinci turu dün gerçekleştirildi. KESK Başkanı İsmail Hakkı Tombul, Devlet Bakanı Mehmet Ali Şahin ve KamuSen Genel Başkanı Bircan Akyıldız’in ilk görüşmedeki tavrını eleştirdi. Şahin’in Akyıldız’ın teamüllere aykırı biçimde birlikte açıklama yaptığını anımsatan Tombul, şöyle konuştu:‘‘Bu, hükümetin açıktan bir konfederasyon lehine taraf olduğu anlamına geliyor. Buradan hükümete çağrı yapıyoruz. Kamu emekçilerinin temsilcisi sıfatıyla masaya oturan konfederasyonları kendi ayak oyunlarınızla birbirine düşürerek, farklı farklı tutum almalarını sağlayarak elde edeceğiniz hiçbir kazanım olamaz.’’ Şahin’in, KESK’in yüzde 10 ek zam talebinin dayanağı olmadığını söylediğini anlatan Tombul, ‘‘Sayın Bakan ya hesap bilmiyor ya da işine öyle geliyor’’ dedi. Görüşmelerin ardından ilk turda olduğu gibi yine Akyıldız ile birlikte açıklama yapan Bakan Şahin ise gazetecilerin bu durumun diğer konfederasyonların tepkisini çektiğini anımsatması üzerine, ‘‘O konfederasyonlardaki arkadaşlarımız da çalışsınlar, en fazla üyeye sahip hale gelsinler, onlarla da yapalım’’ dedi. Fındık Sorunu Meclis Soruşturması Gerektiriyor Türkiye’den biraz uzak kalmayagöreyim, küresel düzenin sunduğu tüm haberleşme olanaklarına karşın çok şey kaçırdığım kuşkusuna kapılırım. Oysa önemli bir değişiklik olmaz. Olaylar, durdurulmuş bir filmin kaldığı yerden sürmesi gibi sürer; fındık sorununda olduğu gibi. Bazen de büyük bir kaybın yarattığı boşlukla karşılaşırım; işçi önderlerinden, yürekli sendikacı, siyasetçi Kemal Nebioğlu’nun kaybı gibi. Aktif sendikacılık ve siyaset içinde olmasa da büyük bir değerin yokluğunun yarattığı boşluk içime oturur. Nebioğlu gibi, ‘‘varlığı yeter’’ denilen insanlar birer birer giderken son görevimi yapamamanın sıkıntısını hissederim. Emek için uğraş verenlerin, Nebioğlu’nun savunduğu değerlere sahip çıkacaklarını, onların uğraşını sürdüreceklerini ummaktan başka yapacak bir şey kalmamıştır. ??? Süren sorunlardaki çözümsüzlük, umutsuzluğu körükler. Avunulacak konu ise sorunların kaynağının toplumun büyük kesimi tarafından öğrenilmiş olduğunu sanmaktır. Yazılanlardan anlaşıldığı kadarıyla, fındıkta bilinmeyen kalmamıştır. Fındık üreticisi nasıl bir oyunla karşı karşıya kaldığını bilmektedir. Bilinenleri özetleyerek sıralayalım: IMF ve Dünya Bankası’nın dayatmalarıyla uygulanmaya sokulan tarım politikalarıyla, Cumhuriyetle birlikte oluşturulan ‘‘tarımsal piyasaları düzenleyen ve destekleyen kurumlar’’ birer birer yok edilip tarımın pazar ekonomisinin acımasızlığına korumasız olarak terk edilmesiyle, ortaya çıkan yıkımdan fındık da payını aldı. Dünya fındık üretiminin yüzde 75’ini gerçekleştiren Türkiye, belirleyici olabileceği bu üretim alanından silinme tehlikesi ile karşı karşıya. Asla böyle bir üstünlüğe sahip olamayacağı başka ürünlere yöneltilerek, Dünya Bankası’ndan alınan borçlarla fındık bahçelerinin sökülmesi gündemde. Oysa AB, yapısal destekler ve pazarlama yardımları sağlayarak özellikle İtalya, İspanya, Yunanistan, Fransa ve Portekiz’de fındık üretimini arttırmayı hedeflerken, ABD’de her yıl 5 bin adet fındık fidanı yetiştirilerek üreticilere dağıtılmaktadır. En önemli fındık ithalatçısı olan Almanya, Türkiye’nin dışında alternatif üretici ülkeler (Azerbaycan, Gürcistan, Yugoslavya ve Romanya gibi) oluşturmaya çalışmaktadır. Piyasa düzenleyici kurumların tasfiyesi ve üreticinin devlet desteğinden yoksun bırakılması üretici ile ihracatçıları ve alivre satış yapanları karşı karşıya getirdi. Yurtdışında ortaklık ilişkilerine de giren, fındığın ihraç fiyatının düşük tutulmasından çıkar elde eden ihracatçılar ile alivre satış yapanlar fındığın fiyatını (piyasa ekonomisinin mantığı gereği) aşağı çekme çabası içindeler. Az sayıdaki ihracatçının siyasi etkinliği, milyonlarca fındık üreticisinin destek arayışlarını etkisiz kılmakta, siyasi otoritenin çözüm arayışları (TMO’nun fındık alımı yapacağının açıklanması) sorunun çözümünden çok uzakta durmaktadır. 4572 sayılı Tarım Satış Kooperatif ve Birlikleri Hakkında Kanun, aralarında FİSKOBİRLİK’in de bulunduğu 16 birliğe bütçeden kaynak aktarımına yasak getirmekte, ‘‘Kooperatif ve birliklere devlet ya da diğer kamu tüzelkişilerinden herhangi bir destek sağlanamaz’’ hükmünü taşımaktadır. Ancak FİSKOBİRLİK Destekleme ve Fiyat İstikrar Fonu (DFİF) kaynaklarından da yararlandırılmamakta, diğer birliklere yapılan uygulamaların aksine DFİF imkânlarından FİSKOBİRLİK’e ihtiyacı olan kaynak kredi olarak da sağlanmamaktadır. ??? FİSKOBİRLİK’in hükümete rağmen fındık üreticisini desteklemesi ve piyasa düzenleyici işlev görmesi olanaksızdır. Bununla birlikte fındık piyasasında olup bitenin, piyasa ekonomisinin yarattığı sonuçlar olarak, iyi niyetle değerlendirilmesi de olanaksızdır. 2002 yılı ürününden bir kısmının 2003 yılında Hazine tarafından Bakanlar Kurulu kararı ile satın alınması ve yine Hazine tarafından maliyet bedeli ile sattırılması FİSKOBİRLİK’in piyasa düzenleyici işlevi ve özerkliğinin sonu olmuştur. Hükümet bu uygulamaları ile üretici örgütlerinin piyasa oluşturma işlevini kırmış, açıkça ihracatçının mutlak hâkimiyetinin yolunu açmıştır. Fındık üreticisi, 2005 yılı ürününü satamadan 2006 yılı ürününü de pazara indirmeye hazırlanmaktadır. Artık olay hükümet işi olmaktan çıkıp ulusal bir sorun haline gelmiştir. Türkiye Büyük Millet Meclisi hâlâ harekete geçmeyecek, bu durumu yaratanların sorumluluklarını belirleyecek soruşturmalara kalkışmayacaksa ne zaman görevini hatırlayacak? EMEKLİ SANDIĞI Memurun 4’te 3’ü 1065 YTL’den az alıyor ANKARA (AA) Emekli Sandığı Genel Müdürlüğü’nün 2006 yılı ilk çeyreğine ilişkin verilerine göre, Türk Silahlı Kuvvetleri personeli dışında, her 4 memurdan biri, eğitimöğretim hizmetlerinde çalışıyor. Temmuz ayı maaşlarına göre, memurların yüzde 17.7’si 809 YTL ’nin altında, yüzde 56.05’i 8101065 YTL arasında, yüzde 23.45’i 10661578 YTL arasında, yüzde 1.56’sı 15792090 YTL arasında, yüzde 1.24’ü ise 2091 YTL ve üstünde maaşa sahip bulunuyor. Sayıları 613 bin 481’i bulan eğitimöğretim hizmetleri sınıfını, 586 bin 586 memur ile genel idare hizmetleri, 324 bin 183 memur ile yardımcı hizmetler, 248 bin 246 memur ile de sağlık hizmetleri sınıfı takip ediyor. Türkiye genelinde memur eylemleri sürüyor. KamuSen üyeleri de dün Sıvas’ta tabutlu eylem yaptı. (AA) Memura yüzde 2.38’i çok gören Maliye, bürokratına 665 YTL zam yaptı Maliye bürokrasisine gizli zam ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Memura enflasyonun üzerinde zam yapılmasına karşı çıkan Maliye, kendi bürokratlarına Meclis kapanmadan önce Hâkim ve Savcılar ile ilgili bir yasaya eklenen maddeyle, 665 YTL ’den başlayan miktarlarda zam yaptığı ortaya çıktı. Referans gazetesinin haberine göre, Meclis tatile girmeden he ? Yapılan düzenlemeyle ek ödeme miktarı ne olursa olsun, bürokratlara, temsil tazminatının yüzde 80’inin ödenmesine olanak sağlandı. men önce, Plan ve Bütçe Komisyonu’nda milletvekillerine verdirilen bir önergeyle, hâkim ve savcıların mali haklarını düzenleyen yasa metnine, tüm kamudaki ‘‘temsil tazminatı’’nı düzenleyen bir cümle ekletildi. Bugüne kadarki uygulamaya göre, hem ‘‘temsil tazminatı’’, hem de ‘‘ek ödeme’’ alan Maliye bürokratlarının aldıkları ek ödeme tutarları, temsil tazminatlarından düşülüyordu. Yeni düzenlemeyle ek ödeme mik tarı ne olursa olsun, bürokratlara, temsil tazminatının yüzde 80’inin ödenmesine olanak sağlandı. Tasarının yasalaşmasıyla, temmuz ayından itibaren bürokratlar zamlı maaş almaya başladı. Buna göre Maliye Bakanlığı Müsteşarı’nın maaşı 665 YTL, genel müdür ve müsteşar yardımcılarının maaşları ise 595 YTL arttırıldı. TURİZM İHALELERİ ‘Fiyat artınca talep düştü. Talep düşünce de fiyat düşecek’ diyen uzmanlar Lara Park Tamince’nin, Bomonti Global’in ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Mevzuata uymadığı gerekçesiyle 18 sivil toplum örgütü tarafından yargıya taşınan 3 milyon metrekarelik Antalya Lara’daki Temalı Park tahsisinin tekrarlanan ihalesine en yüksek teklifi Rixos otellerinin sahibi Fettah Tamince verdi. İstanbul Bomonti’deki arazinin tahsisinde ise en yüksek teklif, AKP hükümeti dönemindeki şaibeli ihalelerde gündeme oturan Mehmet Kutman’ın sahibi olduğu Global Yatırım Holding’den geldi. Kültür ve Turizm Bakanlığı’nda dün yapılan iki tahsis ihalesinden ilkinde, Lara Temalı Park tahsisi için bu yıl nisan sonunda yapılan ilk ihaleyi 10.5 milyon YTL ’yle, Nihat Özdemir ile Sezai Bacaksız ortaklığındaki Limak İnşaat kazanmıştı. Dünkü ihalede ise en yüksek teklif, 22 milyon 720 bin YTL ile Tamince’den geldi. Bomonti ihalesi için bakanlığa gelen Limak’ın ortağı Bacaksız ise, ilkini kazandıkları ihalenin tekrarına niye katılmadıkları sorusunu ‘‘Bazı şeyleri çok zorlamamak lazım’’ diye yanıtladı. ‘Petrol 4 yılda 50 doların altına iner’ ? Petrolde rekor düzeylerdeki fiyatlar nedeniyle düşen talebin, 2010’da fiyatları 50 doların da altına çekmesi bekleniyor. Ekonomi Servisi ABD ham petrolünün fiyatında 2007’den itibaren önemli bir düşüş bekleniyor. Reuters’ın anketinde, ABD ham petrolünün fiyatının 2007’de ortalama 64 dolara, 2008’de ise ortalama 56 dolara düşeceği tahmin edildi. Uzmanlara göre, 2010’da ABD ham petrolünün varil fiyatı ortalama 48 dolara kadar düşecek. Ankete katılan uzmanlar, yüksek fiyatların talebi düşürmesi ve Batı Afrika ve Ortadoğu’da üretimin artmasına bağlı olarak düşeceğini belirtti. OPEC, ağustos ayı petrol raporunda, bu yıl için günlük küresel petrol talebi artış tahminini geçen aya göre 800 bin varil düşürerek, 1 milyon 300 bin varile indirdiğini açıkladı. Öte yandan 2002’den bu yana üçe katlanan petrol fiyatlarındaki düşüş ise sürüyor. Hafta başından bu yana gerileyen petrol fiyatları son iki ayın en düşük seviyesine yaklaştı. Dün 1 dolar 16 sentlik kayıpla günü 71.89 dolardan tamamlayan ve 20 Temmuz’dan bu yana en düşük seviyesine ulaşan ABD ham petrolü bu sabah 71.38 dolar seviyesine kadar geriledi. Brent tipi petrolün varili ise dün 72.35 dolara düştü. pamukm?superonline.com PO’dan tasarruf sağlayan yakıt KİLO BAŞINA 40 YKr Pamukta prim beklentisi İZMİR (Cumhuriyet Ege Bürosu) Ülke genelinde 7 milyon kişiye istihdam sağlayan pamuk üretiminin desteklenmesi gerektiğini belirten pamuk üreticileri, eylül ayında açıklanması beklenen prim miktarının kilogram başına en az 40 YKr olmasını istedi. Ulusal Pamuk Konseyi üyesi Hulusi Tanman, sezonun yaklaştığını belirterek, ‘‘Geçen yıl 32 YKr olan primin bu yıl en az 40 Ykr olmasını istiyoruz. Yaşadığımız bir devalüasyon var. Akaryakıta ve gübreye zam yapıldı. Bu olgular göz önünde bulundurulsun’’ dedi. Tanman şöyle konuştu: ‘‘Yurtdışındaki üreticilerle rekabet etme şansımız her geçen gün daha da azalıyor. 630 YKr’ye gübre alan başka bir pamuk üreticisi yok. Bu durum sadece Türkiye’ye özgü. Hükümet yetkililerinin bu gerçekleri göz önünde bulundurmasını istiyoruz.” Petrol Ofisi (PO), İngiliz Oxonica araştırma şirketiyle dizel yakıtta yüzde 12’ye varan tasarruf sağlayan, çevreye zararı azaltan nanoteknoloji ürünü ‘‘Envirox’’u kullanım hakkını, diğer nanoteknoloji araştırmalarına da desteği içeren anlaşmayı imzaladı. İngiltere Oxford’daki tarihi Christ Kilisesi’nde düzenlenen imza töreninde konuşan PO üst yöneticisi (CEO) Jan Nahum, şirketin 2000 yılında özelleştiğini, bu tarihten sonra Türkiye genelindeki pazar payını yüzde 18’den yüzde 35’lere çıkardığını hatırlattı. Nahum, nanoteknolojiyle üretilmiş dizel yakıtın, Türkiye çapında eylülekim aylarında satışa sunulmasını hedeflediklerini kaydetti. Anlaşma Nahum, Oxonica İcra Kurulu Başkanı Kevin Matthews, Prof. Dobson ile PO İkmal ve Lojistik Müdürü Reha Talu tarafından imzalandı. PETROL ARAMA ANLAŞMASI Karadeniz’de Brezilya ile işbirliği ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Brezilya’nın milli petrol şirketi Petroleo Brasileiro SA (Petrobras) ile Türkiye Petrolleri Anonim Ortaklığı (TPAO), Karadeniz’de ‘‘derindeniz’’ petrol araması konusunda 2 ayrı anlaşma imzaladı. Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Hilmi Güler, ‘‘Türkiye’de, Brezilya’nın futbol ve kahveden sonra da çok başarılı bir ülke olduğunu görmeyi arzu ediyoruz’’ dedi. Türkiye adına TPAO Genel Müdürü Osman Saim Dinç ve Petrobras adına da Direktör Nestor Cunat Cervero’nun imza attığı törende Bakan Hilmi Güler de bulundu. Güler, petrol arama çalışmalarının yoğun bir şekilde sürdüğünü belirterek, ‘‘Türkiye’de aranmadık yer bırakmayacağız, denizlerde de aynı şekilde’’ dedi. Cervero da anlaşmanın Karadeniz’de arama ve üretim faaliyetleri için ortak çalışmayı içerdiğini belirterek çalışmalara hemen başlayacaklarını söyledi. TPAO Genel Müdürü Dinç ise TPAO’nun çok yoğun arama programları başlattığını, Batı ve Orta Karadeniz’deki 2 bloğa en güzel teklifin de Petrobras tarafından geldiğini söyledi. Öte yandan geçen ay Rus petrol devi Lukoil de Zonguldak’a bir rafineri açma istemiyle Enerji Piyasası Düzenleme Kurulu’na başvurmuştu. MALİYE YAŞAMINDAN / MUSTAFA PAMUKOĞLU 1993 yılında yürürlüğe giren ‘‘Kültür Bakanlığı Yerel, Ulusal ve Uluslararası Kültür Etkinliklerine Yardım Yönetmeliği’’ 3 Ağustos 2006 tarihli Resmi Gazete’de yayımlanan ‘‘Kaldırılma Yönetmeliği’’ ile yürürlükten kaldırıldı. Bunun anlamı, özel tiyatro yapan şirketler artık devlet yardımı alamayacak... Neden kaldırıldı? 2003 yılında kabul edilen‘‘Kamu Mali Yönetimi ve Kontrol Kanunu’’nun 29. maddesi bütçelerden yapılacak yardımların nasıl olacağını düzenlemektedir. Bu maddeye göre ‘‘gerçek veya tüzelkişilere yasal dayanak olmadan kamu kaynağı kullandırılmaz, yardımda bulunulmaz veya menfaat sağlanamaz. Ancak genel yönetim kapsamındaki kamu idarelerinin bütçelerinde öngörülmüş olmak kaydıyla; kamu yararı gözetilerek dernek, vakıf, bir Özel Tiyatro Şirketleri Artık Devletten Yardım Alamayacak lik, kurum, kuruluş, sandık ve benzeri teşekküllere yardım yapılabilir.’’ Bu yardımların nasıl yapılacağı bir yönetmelikle belirlenecektir. İşte yürürlükten kaldırılan yönetmelik bu maddeye aykırı olduğu için kaldırıldı. Yardımlar bu yönetmelik çerçevesinde yapıldığından, özel tiyatro şirketlerine yardımın dayanağı da ortadan kalkmış oldu. 29. madde bu yardımı sağlıyor mu? Anılan madde, özel tiyatrolara devlet yardımını sağlamıyor. Çünkü madde iyice incelenirse kültür ve eğitim faaliyetlerini yapan özel şirketler bu maddede yer almıyor. Bu yardım nasıl sağlanır? Özel tiyatrolara devlet yardımının sağlanabilmesi için 29. maddenin değişmesi gerekir. Bu yasal değişiklik olmadan şirket olarak örgütlenen tiyatrolara devlet yardımı yapılmaz. Bu yasal değişiklik yapılmazsa özel tiyatroların derneğe veya vakfa dönüşmesi gerekir. Şirketler kapanacak özel tiyatro faaliyeti için dernek kurulacaktır. Örneğin Yıldız Kenter Özel Tiyatro Derneği, Hadi Çaman Sanat Derneği, Ferhan Şensoy Tiyatro Vakfı, Ayşe Emel Mesci Kültür ve Sanat Vakfı vb. Bu durum kültüre şaşı baktığımızı gösteriyor. Bir ülkenin uygarlık düzeyine ulaşması için sanatı çok önemlidir. Bir ülke düşünün ki, vatandaşı klasik müziği tahammül edilmez buluyor, tiyatroya gitmiyor, konser diye büyük virtüözleri dinlemeyi değil de, devamlı oynamayı sağlayan kalite yoksunu gürültüleri benimsemişse, kitap okumuyorsa, bir sanat kolunu hobi olarak seçmemişse, uygarlıkta ilerliyoruz diyebilir miyiz? Üstüne üstlük devlet, bu konuda öncülük yapıp sanatın gelişmesini, vatandaşın zevk ve kültürünün değişmesini sağlayacağı önlemler alması gerekirken, bir de o köstek oluyorsa. Oysa 9. Kalkınma Planı‘nda 639. maddede ‘‘Görsel, işitsel ve sahne sanatlarının gelişimi ve desteklenmesi için uygun ortamlar hazırlanacaktır’’ diye hedef konmuştur. Bu hedef çerçevesinde kültür etkinlikleri şirket olarak yürütülse bile devlet hem haksız rekabet yaratmamak hem de sanatın gelişimini sağlamak üzere yardım yapmalıdır. Bu nedenle de 29. maddede mutlaka değişikliğe gidilmelidir. CUMHURİYET 13 K
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle