17 Mayıs 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
7 HAZİRAN 2006 ÇARŞAMBA CUMHURİYET SAYFA HABERLER Atıkların geri kazanımı çalışmaları belediyeler arasındaki çıkar çatışmaları nedeniyle başlayamıyor 7 DÜZ YAZI ORHAN BİRGİT İstanbul’da atıklar toplanmıyor ? İzmir, Balıkesir, Bursa ve Marmaris’te ambalaj atıkların ayrı olarak toplanması ve geri kazanımı başarı ile sağlandı. İstanbul’da ise İBB’nin yetkilendirdiği İSTAÇ’ın uygulamalarını ilçe belediyelerinin benimsememesi nedeniyle bir arpa boyu yol alınamadı. ÖZLEM GÜVEMLİ Otuz İki Yıl Sonra Kıbrıs’ta Bir Kuyu Mezar Beerinya ve Paradimni Kıbrıs’ın Rum kesiminde iki küçük yerleşim yeri. Magosa’nın güneydoğusunda ve bizim Maraş olarak isimlendirdiğimiz bugün iskâna açılmamış bölgenin de hemen bitişiğinde. Kıbrıs’ta 15 Temmuz 1974’te gerçekleştirilen Sampson darbesi sırasında kaybolan insanların durumunu ortaya çıkarmak amacıyla BM tarafından kurulan Kayıplar Komitesi görevlilerinin, Türk tarafının ısrarı ile sürdürdüğü aramalar sonunda, birkaç gün önce kuyu mezara ulaşıldı. Yöredeki Türk halkı, Makarios’u devirerek adayı Yunanistan’a bağlamak için gerçekleştirilen o darbe sırasında, mesela Maraş’taki İngiliz Bartis Bank’ın Müdürü Ertuğrul Veli ile arkadaşlarının, EOKA çetecilerince işyerlerinden alınarak götürüldüğünü biliyor. Yine aynı gün İngiliz üs kantininde görev yapan on beş Türk de tutuklanarak götürülmüş, hiçbirisinden haber alınamamıştı. Paradimni’de bulunan bir kuyu mezardan dört iskelet çıkartılması, Rumları fena halde telaşlandırmış olmalı ki, Beerinya’da yapılması tasarlanan çalışmalara ara verilmesi istenildi. Bulunan dört iskelet için DNA testi yapılarak kimliklerin saptanmasına çalışılacak. Bugünkü kuşaklar, o darbe yüzünden 20 Temmuz 1974’te adada Türkiye tarafından gerçekleştirilen Barış Harekâtı sırasında Altılar, Sandallar, Taşkent ve Aleminya köylerinde ortaya çıkartılan ‘‘toplu mezar’’lara gömülen genç, yaşlı 70’e yakın insanı bilmedikleri için, Papadopulos’un barışı yüz geri eden politikasını da yeterince değerlendiremiyorlar. Sütten ağızları yanmadığı için, elbette yoğurdu üflemek gibi bir alışkanlıkları da yok. Bu yüzden, özellikle AB’nin KKTC üzerindeki tecrit politikasına anlam veremiyorlar. O politikanın ‘‘teslimiyet’’ yöntemi ile ortadan kalkacağını bile düşünenler, hâlâ var. ÇEVKO ne yapıyor? ÇEVKO, gönüllü olarak yürüttüğü çalışmalarını yönetmeliğin yayımlanması ile yetkili kuruluş olarak yapmaya başladı. Yönetmeliğe göre piyasaya ambalaj süren firmalar yükümlülüklerini bakanlıktan yetki almış bir kuruma devredebiliyor. ÇEVKO, yönetmelikten kaynaklanan yetkisi ile yükümlülüğünü kendilerine devreden firmalar adına organizasyonu sağlıyor. 2005 sonunda 245 firma yükümlülüğünü ÇEVKO’ya devretti. Toplam 592 bin tonluk ambalajı piyasaya süren bu firmaların 161 bin tonluk ambalajı toplama yükümlülüğünü ÇEVKO üstlendi. ÇEVKO bu sorumluluğunu yerine getirmek için ambalaj atıklarının ayrı olarak toplanması ve geri kazanım tesislerine gönderilmesi için belediyeler veya lisanslı işletmelerle sözleşmeler imzalıyor. ‘‘Ambalaj ve Ambalaj Atıklarının Kontrolü Yönetmeliği’’nin 1 Ocak 2005’te yürürlüğe girmesi ile üretici firmalar da atıkların geri kazanımı sürecinde sorumlu hale getirildi. Ancak bir yıl içinde binlerce firmadan sadece 900 tanesi Çevre ve Orman Bakanlığı’na piyasaya sürdüğü ambalajlı ürünlerle ilgili bildirimde bulundu. Ambalaj atıkları kaynağında ayırarak toplama konusunda yükümlü kılınan ilçe belediyeler ile bu işlerin koordinasyonunun sorumlu büyükşehir belediyeleri arasında yaşanan anlaşmazlıklar nedeniyle uygulamada sıkıntılar yaşandı. İzmir, Bursa, Balıkesir ve Marmaris’te yönetmelik başarı ile uygulanırken İstanbul bütün bir yılı konu ile ilgili altyapı çalışması yaparak geçirdi. Çevre Koruma ve Ambalaj Atıkları Değerlendirme Vakfı (ÇEVKO) Genel Sekreteri Mete İmer, geçen yıl yürürlüğe giren ambalaj atıkları ile ilgili yönetmelik kapsamında yürütülen çalışmaları gazetemize değerlendirdi. İmer, yönetmelik ile marka sahiplerinin, ürünlerinin piyasaya sunduktan sonra da sorumluluklarının devam ettiğini anlatarak ‘‘Firmalar, piyasaya sürdükleri ürünlerin ambalajlarının yüzde 30’unu geri kazanıma tabi tutmak zorunda. Marka sahipleri sorumluluklarını ambalaj üretenler firmalara devredebilir. Yönetmelik gereği firmaların 2014’e kadar hangi yıl ne kadar ambalaj atık toplayıp ekonomiye geri kazandıracağı belirlendi. Belirlenen hedef yerine getirilemezse bir sonraki sene yüz Duyarlı olunmalı Atıkların geri kazanımı ile ilgili yönetmelik 1 yıl önce yürürlüğe girdi. Ancak henüz bir çalışma yok. de 10 fazlasını toplamak zorunda. İkinci yıl da hedefini gerçekleştiremezse depozito sistemine geçmek zorunda’’ dedi. Çevre ve Orman Bakanlığı’na ambalaj atıkları ile ilgili bilgi veren firma sayısının 900’de kalmasını eleştiren İmer, başvuruda bulunmayan firmaların tespiti için bakanlığın, il müdürlüklerine, sanayi ve ticaret odalarına yazı göndererek hareket geçtiğini söyledi. çeken İmer, bu alanların ambalaj atıklarıyla doldurulmaması gerektiğini belirtti. Türkiye’nin her tarafından aynı anda bu sistemi işletmenin şu an için mümkün olmadığını dile getiren İmer, 2005’te öncelikli yerleri belirleyip oralarda çalışmaya başladıklarını anlattı. İmer, önceliğin, düzenli çöp depolama sahaları bulunan, ambalaj atıklarının yoğun olduğu yerlere ve turistik bölgelere verildiğini söyledi. Yönetmeliğin İzmir, Balıkesir, Bursa ve Marmaris’te uygulanabildiğini anlatan ÇEVKO Genel Sekreteri İmer, buralarda ambalaj atıklarının ayrı olarak toplanıp çöpe karışmadan geri kazanım tesislerine gönderildiğini ve ekonomiye tekrar kazandırıldığını anlattı. stanbul’da yol kat edemedik’ İmer, yönetmeliğin uygulanması konusunda İstanbul’da çok fazla yol kat edilemediğini, bir yıl içinde toplantılar yapılarak altyapı oluşturmaya çalıştıklarını ifade etti. İstanbul Büyükşehir Belediyesi’nin ambalaj atıklarının toplanması ve geri kazandırılması işini İSTAÇ’a verdiğini anımsatan İmer, ‘‘İSTAÇ’ın da önerisiyle kenti 10 bölgeye ayırdık. İlgili bölgelerin ilçe belediyeleri çağrılıp ortak bir çalışma yapıldı. Fakat bu çok kolay olmadı. İlçe belediyeler, toplama sorumluluğu kendilerinde olduğu için ayrı hareket etmek istediler. İSTAÇ yerine başka firmalara bu işi kendileri ihale etmek istedi. Bu nedenle 2005’te İstanbul da çok fazla bir yere gelemedik’’ dedi. Bu sorunlar nedeniyle ilçe belediyelerle tek tek görüşmeler yaptıklarını anlatan İmer, daha önce atıkların ayrı toplanması uygulamasını yapan Kadıköy, Beşiktaş, Bakırköy ilçelerinde gerekli sözleşmelerin imzalandığını söyledi. İstanbul’da Pendik ve Beşiktaş ilçelerinde çalışmaların son noktaya geldiğini ifade eden Mete İmer, kısa bir süre sonra Yalova’da, Ankara’da Çankaya Belediyesi’nde, Antalya’da Muratpaşa Belediyesi’nde, Adana’da Seyhan Belediyesi’nde toplama çalışmalarının başlayacağını duyurdu. Ambalaj atıklarının kontrolü ile ilgili yönetmelik şu an birçok kentte uygulanamıyor. Ancak yönetmelik hayata geçirilemese de çöpleri kaynağında azaltarak veya çevreye duyarlı davranış biçimleri geliştirerek geri kazanımı sağlamak mümkün.Geri kazanıma yardımcı olmak için evlerde uygulanabilecek birkaç öneri: Yünlü giysileri korumak amacıyla kullandığınız naftalinin yerine küçük sabunları kurutarak kullanabilirsiniz. Böylece hem sabun artıklarınız değerlenmiş olur hem de Çocuklara geri dönüşüm doğaya zarar ve alışkanlığı kazandırılmalı. ren bir maddeyi kullanmamış olursunuz. Kızartma yağlarınızı lavaboya dökmeyin, çöpe atarak daha az zarar verici hale getirin. Doğada uzun sürede yok olmayan naylon torbaları daha az kullanın. Herkes ayda yalnız bir naylon torba eksik kullansa yılda 100 milyon adet torba doğaya karışmaz. Pirinç veya bakır kapları temizlerken kimyasal temizleyiciler yerine sirke ve tuz karışımı kullanın. Böcekler için kimyasal ilaç yerine çiğ patates üzerine boraks koyabilirsiniz. Geri dönüşümlü kâğıt kullanın.Topladığınız kâğıtları düzenli olarak atık kâğıt alım merkezlerine gönderin. Tecrit sürdürülüyor.. Oysa o insafsız ambargo politikasını delen ve Kuzey Kıbrıs’a, Türkiye ölçütlerinde yükseköğrenim koşullarını getiren 7 üniversite girişimi, her geçen yıl daha da büyüyerek, sadece adanın değil; bölgenin de önemli bir eğitim üssü oluyor. Bugün KKTC’de bulunan Doğu Akdeniz, Girne Amerikan, Lefke Avrupa, Uluslararası Kıbrıs ve Yakın Doğu üniversitelerinin yanı sıra Anadolu Üniversitesi’nin Açık Öğretim Fakültesi ile Orta Doğu Teknik Üniversitesi Kıbrıs Yerleşkesi de, sadece Türkiye ve KKTC’den değil, başka dış ülkelerden de rağbet görüyor. Bu önemli bilimsel oluşumun adanın güneyinde tek üniversiteye sahip Rum devletince değil, Yunanistan’da da kıskançlık uyandırdığı biliniyor. Kıbrıs’a önemli bir döviz girdisi sağlayan üniversiteleri kösteklemek için AB’nin, bugünlerde diploma denkliği sorununu körüklemek istemesi, en azından bu kurumlardan alınan diplomaların Türkiye’deki YÖK tarafından ayrıca onaylanması koşulunda ısrar ederek, işleri zorlaştırmaya çalışması da gündeme geliyor. Ambalaj atığı alınmasın İmer, yönetmelikte firmaların yanı sıra belediyelere, satış noktalarına ve tüketicilere de sorumluluk yüklendiğini belirterek ‘‘Sistemin uygulanmaya başlandığı bölgelerde, tüketicilerin ev ve işyerlerinde ambalajları ayrı olarak biriktirip belediyenin tespit ettiği günlerde toplayanlara teslim etmeleri gerekiyor’’ diye konuştu. Mete İmer, yönetmeliğin hedefinin ambalaj atıkları kaynağında ayrı toplayarak evsel atıkların miktarını azaltmak olduğunu ifade etti. Türkiye’de sadece 16 ilde düzenli çöp depolama sahasının bulunduğuna dikkat ‘İ Ezilen uluslar turnuvası Baskıların, istenilirse bağımsızlıklarını her şeyin üstünde tutmaya kararlı toplumları yıldıramayacağına inananlar için, en yeni örnek KKTC Milli Futbol Takımı’nın, üstelik bir AB ülkesi olan Almanya’da Dünya Futbol Kupası karşılaşmalarına paralel olarak düzenlenen ‘‘FIFI Wild Cup’’ turnuvasını şampiyon olarak tamamlaması oldu. Bu yeni oluşum, ‘‘Tanınmamış ya da ambargo altında olan’’ ülkelerin futbol takımlarını yeşil sahada topluyor. KKTC, Zanzibar, Cebelitarık, Tibet, Grönland, St. Poli Cumhuriyeti ‘‘on bir’’lerinden oluşuyordu. KKTC Milli Takımı finale kalınca, Rum hükümeti, KKTC’nin tanınmadığını, bayrağının olamayacağını yazılı ve sözlü protestolarla Alman Dışişleri’ne bildirdi. FIFI’nın tanınmamış ülkeler topluluğu örgütü olarak ortaya çıkmış olması, protestoların amacına ulaşmasını engelledi. Öylelikle, bir tür ‘‘Ezilen Uluslar Turnuvası’’ olarak da tanımlanabilecek olan Hamburg karşılaşmasından KKTC takımı şampiyon olarak döndü. Ülkelerine getirdikleri kupa, sadece bir futbol turnuvasında kazanılan şampiyonluğun değil; ambargolarla toplumları yıldırmakta ısrar edenlere karşı direnenlerin de zafer simgesi olarak değerlendirilecektir. Belediye ekipleri, panoları ‘ahlaka aykırı olduğu’ gerekçesiyle kaldırma girişiminde bulundu Yine ‘mayolu reklam’ krizi İstanbul Haber Servisi AKP’nin iktidara geldiği günden bugüne değin çeşitli şekilde yaşanan ‘‘mayolu ve iç çamaşırlı fotoğraf’’ krizine bir yenisi daha eklendi. İstanbul Büşükşehir Belediyesi (İBB), Sunset Swimwear firmasının Bakırköy ve Şaşkınbakkal’daki İspanyol manken Esther Canodan’ın yer aldığı mayolu reklam panolarını ‘‘ahlaka aykırı’’ olduğu gerekçesiyle kaldırma girişiminde bulundu. Kararı şaşkınlıkla karşılayan Sunset yetkilileri, ‘‘Biz mayo üreticisiyiz. Tanıtımımızı başka şekilde yapamayız’’ dedi. İstanbul Büyükşehir Belediyesi ise firmanın izni olmadığını söyledi. Boyner’in Bakırköy ve Şaşkınbakkal’daki mağazalarının dış cephesinde büyükçe yer alan reklam panolarını çok açık bulan bazı yurttaşların, İBB Kentsel Tasarım Müdürlüğü’ne şikâyette bulunduğu gerekçesiyle ekipler, panoların indirilmesine karar verdi. MESLEK ODALARINDAN AÇIKLAMA: İstanbul’a yalnızca makyaj yapılıyor İstanbul Haber Servisi Türk Mühendis ve Mimar Odaları Birliği’ne (TMMOB) bağlı meslek odaları, İstanbul Metropoliten Planlama Bürosu (İMP) tarafından hazırlanan 1/100 bin ölçekli İstanbul Çevre Planı’nı; toplumsal uzlaşmaya dayanmadığı, bilime aykırı ve hukuk dışı olduğu, planlama ilkeleri ile bağdaşmadığı gerekçeleri ile ağır bir şekilde eleştirdi. Aralarında TMMOB’ye bağlı Çevre, İnşaat, Elektrik, Ziraat Mühendisleri Odası İstanbul şubelerinin de bulunduğu 12 oda hazırladığı ortak bildiriyi dün Mimarlar Odası İstanbul Büyükkent Şubesi’nin Yıldız Sarayı Dış Karakol binasında düzenledikleri basın toplantısı ile açıkladı. Mimarlar Odası İstanbul Büyükkent Şube Başkanı Eyüp Muhcu tarafından okunan bildiride çağdaş ve bilimsel bir İstanbul planlaması için kamuoyuna çağrı yapıldı. İBB’nin tartışmalı bir yöntemle üstlendiği ‘‘İstanbul Metropoliten Alan Üst Ölçekli Plan’’ yapma görevini Bimtaş’ın koordinasyonunda yürüttüğünü ifade eden Muhcu, üst ölçekli plan hayata geçmeden lokal kentsel dönüşüm projelerine başlandığına dikkat çekerek İstanbul için önceliğin ‘‘makyaj projelere’’ verildiğini söyledi. Muhcu, ‘‘Yapılan çalışmalar göstermektedir ki; içme suyu dışarıdan taşınan, solunacak havaya muhtaç ve ‘Dünya Kültür Mirası Listesi’nden çıkarılması gündemde olan İstanbul, birikimlerini büyük ölçüde kara paradan sağlayan küresel sermayeye pazarlanmaya çalışılıyor’’ dedi. Faks: 0 212 677 08 21 obirgit?ekolay.net Basın gelince askıya alındı Bakırköy’de bulunan Boyner mağazasına dün vinçle giderek indirme girişiminde bulunan zabıta ekipleri, basının yoğun ilgisi nedeniyle kararı askıya aldı. Konuyla ilgili sorularımızı yanıtlayan Sunset Swimwear firma sahibi Kemal Güneş, reklamların iddia edildiği gibi açık ve ahlaka aykırı olmadığını belirterek ‘‘Reklamlarımız kesinlikle Türk âdet ve geleneklerine, ahlaka aykırı değil. Ayrıca panodaki mankenin vücudunun alt kesimi çok fazla görünmüyor. Biz mayo üreticisiyiz. Tanıtımımızı başka şekilde yapamayız’’ dedi. 2006 sezonunun mayo tanıtımında Boyner mağazalarıyla anlaştıklarını vurgulayan Güneş, şikâyetlerin gel Bakırköy’deki Boyner mağazasına dün vinçle giderek indirme girişiminde bulunan zabıta ekipleri basının ilgisi nedeniyle kararı askıya aldı. (Fotoğraf:UĞUR DEMİR) diği bölgelerdeki reklam panolarının indirilerek yerine daha kapalı olanların asılacağını açıkladı. alan hareketli bir bölgede yaşanması oldukça üzücü ‘’ ifadesini kullandı. İstanbul Büyükşehir Belediyesi Kentsel Tasarım Müdürlüğü yetkilileri ise panoların indirilmesiyle ilgili olarak, ‘‘Reklam yönetmeliğine göre firma gerekli izinleri almamıştır. Bu nedenle firmanın izin alması bekleniyor. Panoların indirilmesi söz konusu değil’’ dediler. AKP iktidarı döneminde, Atatürk Havalimanı’nda 2003 ve 2004 yılında Zeki Triko’nun manken Adriana Karembeu’nun mayo reklamı ‘‘Hac dönemi’’ olduğu gerekçe gösterilerek yasaklanmış, ardından tekrar asılmamıştı. Okullar yenilendi İ stanbul Büyükşehir Belediyesi’nin bakım ve onarımını yaptığı 22 okul ile onarımları süren diğer okullardan gelen öğrencilerin de katılımıyla Sahrayıcedit’teki Şener Birsöz İlköğretim Okulu’nda dün tören yapıldı. Bando takımının ve Şener Birsöz İlköğretim Okulu dans grubu Anadolu Ateşi’nin gösterisiyle başlayan törene, İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Kadir Topbaş, Kadıköy Kaymakamı Kasım Esen, Kadıköy Belediye Başkanı Selami Öztürk de katıldı. Öztürk yaptığı konuşmada bu uygulamayı 10 yıl önce ilk kez Kadıköy’de kendilerinin başlattığını anımsatarak, İstanbul’un diğer semtlerindeki okulların bakım ve onarım ihtiyacına da dikkat çekti. (Fotoğraf: ATAKAN ADALI) Bayiye ölüm tehdidi Yaklaşık 3 yıldır çeşitli illerdeki mayo reklam panolarının açık olduğu gerekçesiyle indirildiğini, geçen sene Denizli’deki bayilerinin ölüm tehdidi aldığını anlatan Güneş, ‘‘Avrupa Birliği’ne girme sürecinde olan ülkemizde bu olayların yaşanması, özellikle İstanbul gibi metropol bir şehirde, biri Bağdat Caddesi üzerindeki diğeri de İncirli E5 üzerinde yer CUMHURİYET 07 K
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle