23 Kasım 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
7 HAZİRAN 2006 ÇARŞAMBA CUMHURİYET SAYFA HABERLER Fuat Geçen ihraç edildi. Mahmut Koçak, kesin ihraç istemiyle disipline sevk edildi 5 POLİTİKA GÜNLÜĞÜ HİKMET ÇETİNKAYA Sezer: Emekçiye zam şart oldu ? ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) DSP Genel Başkanı Zeki Sezer, değişen koşullar nedeniyle memur ve emekliler için de ek zammın şart olduğunu belirtti. Memur ve emekli aylıklarındaki artışların birkaç yıldır enflasyonun gerisinde kaldığını ifade eden Sezer, mayıs ayında yüzde 20’yi aşan devalüasyon yaşandığını belirterek son enflasyon rakamlarının açıklanmasıyla hükümetin enflasyon öngörülerinin gerçekleşmeyeceğinin kesinleştiğini söyledi. AKP’ de eleştiri yasak ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) AKP Müşterek Disiplin Kurulu, Hatay’daki ‘‘Ali Dibo’’ olarak nitelendirilen yolsuzluk iddialarını gündeme getiren Hatay Milletvekili Fuat Geçen’i partiden ihraç etti. AKP Merkez Yönetim Kurulu (MYK) da, Cumhuriyet’e verdiği röportajda Başbakan Tayyip Erdoğan için ‘‘Kasımpaşalı olabilir, ama her seferinde öyle davranması olmuyor. Başbakan çok gergin, bu gerginliğini mutlaka üzerinden atması lazım’’ diyen Afyon Milletvekili Mahmut Koçak’ı, ‘‘kesin ihraç istemiyle’’ Müşterek Disiplin Kurulu’na sevk etti. AKP Müşterek Disiplin Kurulu, dün toplanarak ‘‘tedbirli olarak kesin ihraç istemiyle’’ Belek’te Katliam... Marmara ve Ege’de ‘‘kiraz mevsimi’’ başladı... Bursa’da, M. Kemalpaşa’da, Sındırgı’da, Biga’da, biraz daha aşağılara inildiğinde Salihli’de, Ödemiş yöresinde dünyanın en kaliteli kirazı yetişir... Üretici geçen yıl kilosunu 3.5 YTL’ye verdiği kirazı, bu yıl 2.5 YTL’ye veriyor ihracatçıya... Haziran ayı hem yaş sebze ve meyvenin toplandığı hem de turizmin başladığı aydır... Turizmde, beklentinin çok altında, hafif bir kımıldama var. Türkiye Araştırmaları Merkezi Direktörü Prof. Dr. Faruk Şen, ilginç bir saptama yaptı: ‘‘Her yıl İstanbul’a 600 bin Alman turist gelirken Barcelona’ya 5 milyon Alman gidiyor.’’ Ege ve Akdeniz notlarıma bakıyorum... Yazılacak çok şey var... Antalya Belek’te üç tane konaklamalı golf alanı için fıstıkçamı ağaçları kesilerek doğa katliamı yapılıyor... Düzenlemeyi yapan Kültür ve Turizm Bakanlığı... Kimse konaklamalı golf alanı için karşı değil. Ancak, o güzelim çam ormanları kesiliyor golf alanları için. Doğa katliamını önlemek için TEMA Vakfı yargıya başvurdu. Çevreciler ayağa kalktı. Yatırımcılara sorarsanız ‘‘Her şey yasal’’ diyor. Elbet yasal. Turizm ve Kültür Bakanlığı izin vermiş. Bayındırlık ve İskân Bakanlığı onaylamış. ??? Konuya daha önce değinmiştim, Belek’te, çamfıstığı ormanlarında ağaçların kesildiğini anlatmıştım. Bugüne dek ne değişti? Yörede ‘‘1000 Golf Projesi’’ tanıtım reklamları var. İyi, güzel. Turist gelecek, döviz artacak. Türkiye turizm cenneti olacak. O zaman doğa katliamı yapılmadan ‘‘golf alanı’’ açılamaz mı, konaklama merkezi yapılamaz mı? Tüm dünyada bunun örnekleri var... Kimse golf sporuna karşı çıkmıyor, doğal yaşam alanlarının, ormanların yok edilmesine karşı çıkıyor... Anımsıyorum daha önceki açıklamaları... Denilen şuydu: ‘‘Golf alanları atıl ve çöplük olarak değerlendirilen yerlerde yapılacak.’’ Doğal Hayatı Koruma Vakfı’nın verilerine göre Tuz Gölü bilinçsiz sulama yöntemleri nedeniyle kırk yılda yaklaşık yüzde 50 oranında küçülmüş... Konya Kapalı havzasında yer alan Tuz Gölü’ndeki sulak alan 260 bin hektardan 130 bin hektara düşmüş... Son kırk yılda Türkiye’de yaklaşık 1 milyon 300 bin hektar sulak alan kaybedildiğinin kimse farkında değil... Türkiye’nin Van, Tuz Gölü, Eğridir Gölü, Sapanca, Bafa gibi göllerinde atıklar yüzünden doğal dengesi bozuluyor, kuş cinslerinin sayısı da giderek azalıyor... Durum Gediz deltasında da aynı... Ege ve Akdeniz’de de doğanın dengesi Karadeniz, Marmara gibi bölgelerle birlikte bozuluyor... Üreticinin dengesi ise çoktan bozulmuş... ??? Dışsatımcı kirazı geçen yıl 3.5 YTL’ye, bu yıl 2.5 YTL’ye alıyor... Manisa’nın Kırkağaç ve Gölmarmara yöresinde kavun ve karpuz üreticileri de çok güç durumda... Önceki yıllarda Avrupa ülkelerine ihraç ediliyordu, şimdilerde ise kapanın elinde kalıyor... Akhisar’ın ‘‘Zeytinliova’’ yöresinde 22 bin hektarlık alanda zeytincilik yapılıyor... Yörede zeytin ağaçlarının çoğu birkaç kişinin eline geçti... Ege’de ve Akdeniz’de üreticiler tarlalarını satarak geçiniyorlar, bazıları da kentlere yerleşti... Oysa Türkiye bir tarım merkezi... AKP iktidarı tarım kesimini ‘‘yok’’ sayarken Antalya Belek’te de ‘‘orman katliamı’’ sürüyor... Acı, ama gerçek bu!.. ? AKP Müşterek Disiplin Kurulu, Hatay’daki yolsuzluk iddialarını gündeme getiren Hatay Milletvekili Fuat Geçen’i partiden ihraç etti. AKP Merkez Yönetim Kurulu da, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan için “Kasımpaşalı olabilir, ama her seferinde öyle davranması olmuyor” diyen Afyon Milletvekili Mahmut Koçak’ı kesin ihraç istemiyle Müşterek Disiplin Kurulu’na sevk etti. kurula sevk edilen Hatay Milletvekili Geçen’in durumunu değerlendirdi. Kurul, ‘‘Ali Dibo’’ olarak nitelendirilen Hatay’daki yolsuzluk iddialarını gündeme getiren Geçen’i, ‘‘basın aracılığıyla parti yöneticilerini aşağıladığı, hakaret ettiği ve karaladığı’’ gerekçesiyle oybirliğiyle partiden ihraç etti. AKP MYK, önceki gün yaptığı toplantıda, Cumhuriyet’e Erdoğan’ı eleştiren açıklamalar yapan Mahmut Koçak’ı kesin ihraç istemiyle tedbirli olarak Müşterek Disiplin Kurulu’na sevk edilmesine karar verdi. AKP Genel Başkan Yardımcısı Akif Gülle, Koçak’ın bugüne kadar yapılan bütün uyarılara rağmen partinin tüzelkişiliğine zarar veren tutum ve davranışlarını bilinçli olarak devam ettirdiğini söyledi. Koçak, başında olduğu Politika Merkezi’nin anketleri nedeniyle partinin tepkisini çekmiş, parti içi demokrasi ve yolsuzluklar konusunda uyarılarda bulunmuştu. Koçak, hükümetin sağlık politikalarını eleştirmiş, Sağlık Bakanı Recep Akdağ’a tepki göstermişti.Koçak, gazetemizde verdiği röportajda, Başbakan Erdoğan’a eleştiriler yöneltmişti. Koçak, Erdoğan’ın Berlin Büyükelçisi Mehmet Ali İrtemçelik’i azarladığının anımsatılarak ‘‘Acaba Başbakan’ın ruhsal dengesine yansıyan fizyolojik mi yoksa ruhsal bir rahatsızlığı mı var’’ sorusuna, şu yanıtı vermişti: ‘‘Ben doktor olarak şunu söyleyebilirim: Başbakan gergin. Saydamer’i yitirdik ? ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Parlamento muhabirlerinin duayeni, eski Parlamento Muhabirleri Derneği Başkanı Kemal Saydamer geçirdiği kalp krizi sonucu yaşamını yitirdi. Beyefendiliği, gurmeliği ve Fenerbahçeliliğiyle tanınan Saydamer, bugün Kocatepe Camii’nde öğle namazından sonra kılınacak cenaze namazının ardından Cebeci Asri Mezarlığı’nda toprağa verilecek. 1959 yılında Ankara’da doğan Saydamer, 1979 yılında gazeteciliğe başladı. Saydamer uzun yıllar Hürriyet Gazetesi Ankara Bürosu’nda muhabirlik ve parlamento büro şefliği yaptıktan sonra emekli oldu ve Turkish Daily News gazetesinde çalışmaya başladı. Üç dönem Parlamento Muhabirleri Derneği (PMD) Başkanlığı yapan Saydamer, bir kız çocuğu babasıydı. Gerginliğin belirtisi de refleks cevaplardır. Son 6 aydır, 1 yıldır çok daha gergin. Nerde canını sıkan bir durum olursa hemen fevri tepki gösteriyor. Bütün yetkiler, parti içindeki meseleler, belediyelerdeki sorunlar, hepsi Başbakan’ın önünde toplanırsa gelinen nokta da bu olur. Bir ülkede demokrasi varsa bu kadar yetkinin tek bir insanda toplandığı bir yapı olamaz. Bir de tabii ki önemli olan Kasımpaşalı kültürü meselesi. Başbakan Kasımpaşalı kültürüyle yetişmiş olabilir. Ama her seferinde o şekilde davranması da olmuyor. Devlet geleneği içinde olaylara yaklaşması lazım. Bir hekim olarak söylüyorum; o gerginliği mutlaka üzerinden atması gerekiyor.’’ İHRAÇ EDİLEN FUAT GEÇEN ‘Bunun bedelini millet ödetir’ EMİNE KAPLAN Sınav yönergesi yargıya gidiyor ? ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) EğitimSen, Milli Eğitim Bakanlığı’nın bazı merkezi sınavları düzenleyen yönergede yaptığı değişikliklerle adayların ‘‘başı açık’’ olma ölçütünü kaldırdığı iddialarını yargıya taşıyacak. Sendika adaylarda aranan ‘‘başı açık’’ olma ölçütünü kaldırarak yerine getirilen koşulların ‘‘muğlak olduğu’’ ve keyfi sonuçlar doğuracağı gerekçesiyle mahkemeye dava açacak. Sendika avukatı Nadir Selvi, ‘‘Bir odadaki başkan bazı öğrencileri kabul ederken bazı öğrencileri eteğinin kısa olduğu gerekçesiyle sınava almayabilir’’ dedi. Bakanlığın, ‘‘Yönetmelikler yönergeden üstündür’’ savunmasını da eleştiren Selvi, komisyon başkanlarının ilgili yönetmeliği bilmeden hareket edebileceklerini sözlerine ekledi. ANKARA AKP’den ihraç edilen Hatay Milletvekili Fuat Geçen, AKP’nin ‘‘demokratik tahammül’’ gösteremez hale geldiğini belirterek ‘‘Yolsuzlukları teşhir ettiğim için ihraç edildim. Bu, parti adına yüz karasıdır. Ben bedel ödedim ama asıl bedeli parti ödeyecek, bunun bedelini millet mutlaka ödetir’’ dedi. Geçen, ilk olarak Dışişleri Bakanı Abdullah Gül’ün eski DEP milletvekilleriyle görüşmesinin eleştirildiği bildiriye imza atan milletvekilleri arasında yer aldı. Hakkındaki yolsuzluk iddiaları nedeniyle Maliye Bakanı Kemal Unakıtan’ı sık sık eleştiren Geçen, Unakıtan hakkında ‘‘parti içi güvenoyu’’ mekanizmasının çalıştırılmasını istedi. Geçen, Hatay’da ‘‘bazı kamu ihalelerinin partili, eş, dost ve akrabalar arasında paylaştırılması’’ anlamına gelen ‘‘Ali Dibo’’ yolsuzluklarını gündeme getirerek iddialarda adı geçen AKP Grup Başkanvekili Sadullah Ergin’in istifasını istedi. Geçen, parti yönetimini eleştirerek ‘‘sonunuz Yüce Divan’’ olur uyarısı yaptı. CHP lideri Baykal, partisinin grup toplantısında siyasi ve ekonomik konularda hükümeti eleştirdi. (Fotoğraf: AA) Baykal, Türkiye’nin çözülme sürecinden geçtiğini söyledi ‘AKP sözünü tutamadı, agresifleşti’ AKP’den ihraç kararını Cumhuriyet’e değerlendiren Geçen, kararın AKP için kırılma noktası olduğunu söyledi. Partisinin temel söylemlerini yerine getirememenin huzursuzluğunu yaşadığı için agresif olan süreci başlattığını belirten Geçen, ‘‘Bu yeni bir tarzdır’’ değerlendirmesinde bulundu. Kendi adına değil millet adına kırgın olduğunu vurgulayan Geçen, AKP’nin ‘‘yolsuzlukla mücadele edeceğim’’ diyerek yola çıktığını anımsattı. Geçen, ‘‘Ancak partililerle ilgili kanaat ve zanlar ortaya çıkınca bunları ortaya çıkaranlarla mücadele eder hale gelinmiştir’’ dedi. Geçen, şu görüşleri dile getirdi: ‘‘Ben ihraç kelimesinin nedenlerine yönelinmesini isterim. Ben, ihraç edilme sebebimle gurur duyuyorum. Çünkü ben yolsuzlukla mücadele ettiğim için, yolsuzlukları bilgi ve belgeleriyle ortaya çıkarıp teşhir ettiğim için ihraç edildim. Bu benim açımdan değil, partimin yönetimi açısından düşünülmesi gereken yüz karası bir hadisedir. Yolsuzlukla mücadele ‘parti disiplinine uymadı’ gibi bir anlayışla örtüştürülecek kadar basit bir mücadele değildir. Bunun bedeli ödenir. Ben kendime düşen bedeli ödedim, bundan sonrasını parti ödeyecek, millet bu bedeli ödetir.’’ ‘Çete var demek hükümet yok demektir’ ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) CHP Genel Başkanı Deniz Baykal, Türkiye’nin yaşadığı sıkıntılı tablodan kurtulması için hükümete 7 maddelik ‘‘acil eylem planı’’ önerdi. Baykal, partisinin grup toplantısında Türkiye’nin ciddi bir çözülme sürecinden geçtiğini ve çeteleşmenin ‘‘kamusal düzen’’ haline geldiğini kaydetti. TSK’nin, emniyetin uygulamalarıyla ilgili kamuoyu önünde şikâyetlerini açıkça dile getirir hale geldiğini söyleyen Baykal, Adalet Bakanı Cemil Çiçek’in, medyaya ‘‘Bukoli basilili sulardan beslenmeyin’’ tavsiyesini anımsatarak ‘‘Bunu iktidar söylüyor, ama kolibasili iktidarın, devletin çeşmesinden akıyor. Sen önce devletin kirli kolibasili içeren su akıtmasını önleyeceksin. Bunu yapanları oraya kim getirdi, kim tayin etti. İlk tahkikat gizliymiş. Tahkikat yap dediklerin, ona buna bu belgeleri dağıtıyorlar’’ dedi. Bu çetelerin kimlerden güç aldığı sorusunu yönelten Baykal, hükümetin görevinin bunları ortaya çıkarmak olduğunu söyledi. Baykal, ‘‘Çete var demek, hükümet yok demektir. Hükümetin görevi çeteleri ortaya çıkarmaktır, kullanmak değil’’ dedi. Türkiye’de siyasetin ‘‘en kirli’’ dönemlerinden birini geçirdiğini kaydeden Baykal, adeta ‘‘Stalin dönemi’’ yaşandığını söyledi. Gazeteci Emin Çölaşan’ın kendisine atılmak istenen iftiraya karşı çırpındığını belirten Baykal, 7 siyasetçi ve 14 gazetecinin hedefte olduğuna işaret etti. Hükümetin ‘‘cesur’’ kararlar alarak bu sıkıntıların üstesinden gelebileceğini vurgulayan Baykal, hükümete 7 maddelik ‘‘acil eylem planı’’ önerdi. Baykal, önerilerini şöyle sıraladı: 1. Milli Eğitim Bakanı’nı derhal görevden alın. 2. İçişleri Bakanı’nı derhal görevden alın. 3. Maliye Bakanı’nı derhal görevden alın. 4. Başbakanlık Müsteşarı’nı derhal görevden alın. O müsteşar orada durduğu sürece içişleri, milli eğitim, maliye bakanları orada durduğu sürece Türkiye’de huzur ortamı olması mümkün değildir. 5. Terörle Mücadele Kanunu’nu derhal çıkarın. Ama 6. maddeyi de ortadan kaldırın. Bu ortamda yasayı çıkarmayacak da ne zaman çıkaracaksın. Terörle mücadeleyi etkin kılmak içinse niye şimdi çıkarmıyorsun. 6. Cumhurbaşkanı seçimini parlamentoda uzlaşmayla gerçekleştireceğinizi derhal ilan edin. Ya erken seçim kararı alın ya da nasıl Cumhurbaşkanlığı seçimi olacak söyleyin. 7. 30 Ağustos’a yönelik bir tertibin, tehlikeli krizin sakın planlaması içinde olmayın. Eğer olursanız ekonomisiyle, siyasetiyle ülkeyi çok karıştırırsınız. hikmet.cetinkaya?cumhuriyet.com.tr Faks numaramız: 0212/ 343 72 69 HIFZISSIHHA’DA İNCELENECEK İHD’ye ‘tozlu’ tehdit mektubu İstanbul Haber Servisi İnsan Hakları Derneği (İHD) İstanbul Şubesi’ne, Türk İntikam Tugayı (TİT) çağrıştıran ‘‘Joseph Mihachns TİTBANK Laleli Şubesi Misafirhanesi Aksaray’’ imzalı, içinde toz bir maddenin bulunduğu tehdit mektubu gönderildi. İçinde şarbon olduğundan şüphelenilen mektup polis ekiplerince Hıfzıssıhha Enstitüsü’ne gönderildi. İHD İstanbul Şube Başkanı Hürriyet Şener, tehdit mektubunun eski şube başkanı Kiraz Biçici adına geldiğini ve Gülhane Postanesi’nden gönderildiğini söyledi. Şener, büyük beyaz bir zarf içinde “Joseph Mihachns TİTBANK Laleli Şubesi Misafirhanesi Aksaray” imzasıyla gelen mektubun içinden ‘‘Özel evrak’’ yazılı bir başka zarf çıktığını, onun da içinden kuru kafa resmi çizili bir kâğıt ve bilinmeyen bir miktar tozun çıktığını anlattı. Mektuptaki mzada gayrimüslim isminin kullanıldığına dikkat çeken Şener, derneğin Ermeni sorununa ilişkin açıklamalarıyla ilişki kurmak amacıyla seçildiğini savundu. Mektup, Adli Tıp Kurumu’na gönderilirken dernekte bulunan ve 1’i toz maddeye temas eden 6 kişi, kontrol amacıyla İstanbul Eğitim ve Araştırma Hastanesi’ne gönderildi. Bu kişiler, kan testi ve diğer testlerin ardından hastaneden ayrıldı. Dernek şubesine bir süre girişçıkışlar yasaklanırken içerisi ilaçlı sularla yıkandı. DTP’li belediye başkanına dava ? DİYARBAKIR (Cumhuriyet Bürosu) Diyarbakır Sur Belediye Başkanı Abdullah Demirbaş hakkında Avusturya’nın başkenti Viyana’da düzenlenen Avrupa Sosyal Forumu’na sunduğu ‘‘Çok Dillilik Işığında Belediyecilik ve Yerel Yönetimler’’ metninde ‘‘terör örgütü propagandası yaptığı’’ iddiasıyla 3 yıl hapis istemiyle açılan dava dün başladı. Diyarbakır 4. Ağır Ceza Mahkemesi’ndeki duruşmaya katılan Demirbaş iddiaları reddetti. Amacının örgüt propagandası yapmak olmadığını ifade eden Demirbaş, ‘‘Türkiye’nin çok kimlikli, çokkültürlü ve çok dilli olduğunu söylemenin bölücülük olmadığını düşünüyorum’’ dedi. Yurtiçinden ve yurtdışından hükümetine yönelik eleştiriler artınca bildik çözüme başvurdu Erdoğan: Basına kulak asmayın ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Başbakan Tayyip Erdoğan, Türkiye’nin geleceğini hilekâr ve sahtekârların kirli emellerine kurban etmeyeceklerini belirterek çetelerle mücadelelerinin süreceğini söyledi. Basını ‘‘asparagas haber yapmakla’’ suçlayan Erdoğan, bundan rant sağlamaya çalışanların olduğunu, bu tür haberlere kulak asılmaması gerektiğini bildirdi. Erdoğan, dün partisinin grup toplantısında, hükü ? Grup toplantısında ekonomideki sarsıntı ve AB sürecine yönelik eleştirilere yanıt veren Erdoğan, basını asparagas haber yapmakla suçladı. AB hedefinin geçici bir heves olmadığını söyleyen Erdoğan, çetelerle mücadelenin de davam edeceğini belirtti. mete yönelik eleştiriler, çete olayları ve AB ile ilgili gelişmeleri değerlendirdi. AB hedefinin ‘‘geçici bir heves, dönemsel bir strateji’’ olmadığını ve adım adım ilerlediklerini kaydeden Erdoğan, gerek AB tarafı gerekse Türkiye’nin katılım sürecine en üst düzeyde hassasiyetle yaklaştıklarını belirtti. Türkiye’nin demokratik, laik ve sosyal hukuk devleti olan temel niteliklerinin son 3.5 yıldaki yapısal reformlar ile daha da güçlendiğini kaydeden Erdoğan, bunun demokrasinin bütün kurumları ve milletin bütün fertleriyle herkesin ortak başarısı olduğunu dile getirdi. Erdoğan, şu görüşleri dile getirdi: ‘‘Türkiye Cumhuriyeti devleti demokratik süreçleri içselleştirmiş, bütün kurumlarıyla demokrasiye bağlı, modern ve güçlü bir devlettir. Aksini düşünenler olabilir. Ama Türkiye’nin geleceğini birtakım hilekârların, sahtekârların kirli emellerine kurban edemeyiz.’’ ‘Prim vermeyeceğiz’ Çete olaylarıyla ilgili de açıklama yapan Erdoğan, bütün kurumların hukukun belirlediği çerçevede fonksiyonlarını yerine getirdiğini söyledi. Hukuk dışına çıkan kişi ve kuruluşlara hangi cezaların uygulanacağının belli olduğunu anlatan Başbakan Erdoğan, çetelerle mücadelenin bu çerçevede süreceğini belirtti. Son zamanlarda birçok asparagas haberle olumlu zemini gölgelemeye çalışanların olduğunu ileri süren Erdoğan, ‘‘Bu tür asparagas haberlere kulak asmayalım. Maalesef bunlar oluyor, bundan da rant elde etmeye çalışanlar var. Bunlara prim vermeyeceğiz’’ dedi. CUMHURİYET 05 K
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle