Katalog

SAYFA CUMHURİYET 6 HAZİRAN 2006 SALI 10 KAVŞAK ÖZGEN ACAR DIŞ HABERLER dishab?cumhuriyet.com.tr Ankara’ya Avrupa Birliği üyesi ülkeler arasında koşulsuz destek veren yok Kanatlı Denizatına Çağrı!!! Değerli Hippocampus! Anıtmezara konulduğunda sana ‘‘hippocampus’’ diyorlardı. Günümüzde ‘‘kanatlı denizatı’’ olarak Türkçeleştirildin. Ne zaman yaratıldığını tam bilmiyoruz. İ.Ö. 6. yy’ın ortalarında yaratıldığın anlaşılıyor. Ancak dünyaya ikinci kez 1966 yılının 6. ayının 6. günü, akşam saat 6’da geldin. Yani o gün tarih 6.6.1966 ve saat 6 idi. Kısaca 6.6.6.66... Buna ‘‘şeytanın rakamları’’ denilir. “Satanistler (şeytana tapanlar)” 6 rakamından oluşan bu birlikteliğin “şeytanın işi” olduğuna inanırlar! Bugün günlerden ne? 6.6.2006... Yani kısaca 6.6.6... Tam 40 yıl öncesinde olduğu gibi bugün de benzeri bir olay ile yine gündemdesin. Ne rastlantı değil mi? Sana bu çağrıyı tam kırk yıl sonra şeytanın belirlediği tarihte, yani 6.6.6.’da yazıyorum. Bu noktaya neden dikkatini çektiğimi birazdan daha iyi anlayacaksın. Uşak Müzesi’nin vitrininde eşsizliğinle, her göreni büyülüyordun. Çalındığın, sahtesi ile değiştirildiğin yazıldığında doğrusu değil inanmak, inanmaya bile inanmak istemedim. Yirmi yılını seni gurbetten kurtarıp bağlı olduğun topraklara kazandırmaya adayan, gözü gibi koruyan, büyük saygı duyduğum müze müdürünün de adı olaya karışınca ‘‘yıkılmadım’’ desem yalan olur. Olay yargıda olduğu için bu konuya girmeyeceğim. İnsanın her geçen gün beklenmedik, düşlemedik ne büyük olaylarla karşılaşacağını bir daha algıladım. kadının cesedi gözümün önünde bir anda toz gibi dağıldı. Geride bir tutam saçı kaldı. Sonra bayılmışım...’’ Osman’ın korkudan mı yoksa içeride ağır ‘‘radon’’ gazından mı bayıldığını bilmiyorum. Ancak 2600 yıl kapalı kalan havasız mezar odasına giren oksijen, çürümüş cesedin dağılmasına neden olmuştu. Belki de hem cesedin dağılması ve hem radon gazı Osman’ı bayıltmıştı. Osman, kendine gelecek, hazineyi aynı iple tek tek yukarıya gönderecekti. Sonra hazinenin kimin evinde saklanacağı anlaşmazlık yaratacaktı. Sonuçta, arazinin sahibi duvar ustası Durmuş’un evinde saklamaya karar vereceklerdi. Ancak Durmuş hazineyi gece üçe bölecek, bir bölümünü oğlunun, bir bölümünü de damadının evine gönderecek, sabah arkadaşlarına da ‘‘Hazine bu kadardı!’’ diyerek kazık atacaktı. Son olayda olduğu gibi, bir muhbir durumu Uşak Jandarması’na bildirecek, on kişi yargılanarak üçer ay hapis yatacaklardı. İş bu kadarla da bitmeyecekti. Avrupa’ da tek başına MAHMUT GÜRER ? AB içerisinde özellikle Fransa, Danimarka, Karun’un laneti mi şeytanın işi mi? Mezar odasında yaşadığı korkulu dakikaların ardından o gece yatağa ‘‘Karun gibi zengin olduğu’’ düşü ile giren Osman, sabah gözünü Jandarma’da açtıktan sonra akli dengesinde kaymalar başlayacaktı. Duvarcı Durmuş’la yatağında yatalak durumda ve çeşitli hastalıklarla mücadele ederken konuşacakKarun’un akıbeti! tım. Bu olay bana ilginç bir öyküyü Oğlunu, karısıyla ilişkide yakalayan koca, kafasını kasap bıçağı ile gövanımsattı. Sen Lidya Kralı Krodesinden ayıracaktı. esos’un, yani Karun’un hazinesinin Damat, eline geçen para ile aldığı en değerli ve eşsiz parçalarından bitraktörle çift sürerken, pulluğun büriydin. Senin kralın, tarih boyunca yük bir taşa takılmasıyla ters dönen tüm dillere ‘‘Karun gibi zengin’’ sötraktörün altında kalıp züyle imzasını atölecekti. mıştı. Böylesine Ordulu Mustazengin bir insan, fa’nın tek oğlu inyaşamdan ne tihar edecekti. bekleyebilirdi Hazinenin İzki? Her ne kamirli kaçakçı Ali dar aynı tarihte Baba’ya satılmayaşamasalar da sına aracılık yaKarun ile ünlü fipan Dinarlı Şalozof Solon kir, Afyon mearasında geçzarlığında gözütiği söylenen bir ne kırmızı toz bisöyleşiden söz ber atılarak kör edilir. Karun, bir edilecekti. gün, kasıla kaAli Baba ile yılsıla, övünerek larca yedi değişik Solon’a sorar: hastalığı çekerken ‘‘ Dünyanın en İzmir’de evinde gömutlu insanı kim?’’ rüşecektim. Solon yanıtlaAli’nin hazineyi satmaz. Karun soruyu tığı New Yorklu antikabirkaç kez yineler. Socı John Klejman Alzhelon yine yanıtlamaz. Kaimer hastalığına yakalanarun, ‘‘Dünyanın en zengin cak, bir gün evinden çıkakralından daha mutlu bir cak, nerede oturduğunu insan olabilir mi?’’ diye düanımsamadığı için evine şünüyor, Solon’dan da dönemeyecekti. Nerede ol‘‘Dünyanın en mutlu insaKarun duğunu, hangi mezarlıkta nı sensin!’’ yanıtını bekliyor yakılırken... yattığını akrabaları dahi biolmalıydı. Solon’un sessizlemeyecekti. liğine Karun kızar: Son olaya adı karışan müze mü‘‘ Ben en zengin kralım! Dünyadürü, ‘‘Karun’un laneti beni de çarpnın en zengin insanıyım! Benden datı!’’ diyecekti. 1966’da olduğu gibi güha mutlu insan olabilir mi?’’ diye yeniden sorar. Kendini zor tutan Solon, nümüzde de olaya karışanlar arasında anlaşmazlık çıkacak, bir muhdayanamayıp yanıtlar: bir durumu yetkililere bildirecek, tu‘‘ Yüce Karun! Senin son günütuklamalar olacaktı. İçlerinden biri nü görmedim ki, dünyanın en mutkazıklanmasaydı, son olay da anlalu insanı sensin, diyebileyim!’’ şılmayacaktı. Tarih mi tekerrür etKarun suspus olur. Yıllar geçer, mişti, işe şeytan mı karışmıştı, yokPersler Lidya’ya saldırır. Pers Kralı Kisa Karun mu lanetlemişti, elbette bilrus, Karun’u İ.Ö. 546’da yener. Yeme olanağımız yok!. nilgi sonrasında Karun’a ne olduğuŞimdi nerelerdesin, nasılsın, bilnu tarih yazmıyor. Kimi söylentilere miyorum! Kesin olarak bildiğim bir şey göre Karun, bir odun yığını üzerine var. Seni kimseye satamayacaklar, koydurduğu tahtına oturur, odunları kimse alamayacaktır. Türkiye’de satkölesine ateşletip intihar eder. Kimimaya kalkarsa ‘‘alıcı’’ kılığında Türk, lerine göre Kirus, Karun’u İran’a gödışarıda ise ‘‘Interpol’’ dedektifleritürür, orada tutsak yaşar. Ne olursa ne ayağı ile giderek yakalanacaktır. olsun kendisine zenginliğini veren Ayrıca, işlerine sekte vurulan öteki ka‘‘altın’’ Karun’u lanetlemiştir. çakçılar da seni elinde bulunduranı Takvim: 6.6.6.66 ve şeytan! ihbar edeceklerdir. Yerli ve yabancı kaçakçılar, antikaDönelim 6.6.66 günü saat 6’ya. cılar, özel koleksiyoncular, müzeciDokuz köylü Uşak’ta bir tümülüste ler için sen artık ‘‘sıcak’’sın. Sana elikaçak kazı yapmaktadır. Mezar odani değdiren yanacaktır. Çünkü yalnız sını bulmuşlar, ancak taş bloklar odaTürkiye’deki alıcılar değil, tüm dünya girişlerini engellemektedir. Demirya olayı duydu. Sahten ile birlikte ci Osman çağrılır. Osman taşlardan resmin yayımlandı. birini oynatır. Saat o anda akşamüSana bir önerim var. Seni elinde buzeri 6’yı göstermektedir. Kısaca lunduranlara şu aklı ver: Karun’un 6.6.6.66... Osman’ı iple odanın içilanetine ya da şeytanın işine inanır ne sarkıtırlar. Sonrasına sen birinci elya da inanmaz, kendisinin bileceği den tanıksın. Ben de Osman’ın baiş. O kişi ya da kişilerin yerinde olna anlattığı şu öyküden biliyorum: saydım (kaldı ki kimlikleri biliniyor), ‘‘ Elimde fenerle aşağı indiğimşu kişi ya da kurumlardan birine tesde bir taş yatağın üzerinde beyaz giylim eder, 2863 sayılı yasanın öngörsili bir kadın yatıyordu. Giysinin göğdüğü ödül niteliğindeki ikramiyeden sündeki altın düğmeler fenerin ışıde yararlanırdım. Nerelere teslim ediğında ışıl ışıldılar. Sağa sola gümüş lebilir? kaplar, altın nesneler saçılmıştı. O an ANKARA Türkiye’nin AB ile fiili müzakereleri, neredeyse tüm tarama başlıkları tamamlanmasına karşın bir türlü başlamıyor. Diplomatik kaynaklar 12 Haziran tarihinin ‘‘net’’ olduğunu savunsa da, bir son dakika sürpriziyle karşılaşılabileceği dile getiriliyor. Fransa’nın, bir günde açılıp kapanması beklenen, ‘‘Bilim ve Araştırma’’ faslıyla ilgili yaptığı teklifin süreci uzatabileceği dile getiriliyor. Türkiye’ye İspanya ve İngiltere’nin verdiği destek de koşulsuz değil. AB’de Türkiye karşıtı sesler 3 Ekim sonrasında hızla artarken bu durum müzakerelere de yansıyor. Daha önce bir fasılda tarama sürerken diğer bir fasılda müzakere açılabileceğini açıklayan AB, bu sözünü yerine getirmiyor. Türkiye’nin müzakere süreciyle ilgili olarak Almanya ve Avusturya müzakerelerin başlaması önünde çeşitli sıkıntılar yaratıyor. AB ülkelerinin görüşleri şöyle: ? İngiltere: Türkiye’ye en büyük desteği veren ülke. Bunun başlıca nedenleri ise Kıbrıs’ta çözümün sağlanacak olması ve AB sübvansiyon ve desteklerinin Türkiye’nin üyeliğiyle birlikte köklü olarak değiştirilecek olması. ? Yunanistan: Türkiye ile geçmişe dayanan anlaşmazlıkları ve sorunları olsa da Yunanistan, bölgesel güvenlik ve yeni ekonomik olanakları dikkate alarak Türkiye’nin üyeliğine destek veriyor. Ancak Yunanistan, Türkiye’nin müzakereler öncesinde Kıbrıs’ı tanıması için bastırıyor. ? Polonya: Türkiye’nin üyeliğine destek veren ülkeler arasında. Varşova yönetiminin bu tutumunun ardında, Türkiye’nin üyeliğe kabul edilmesinin kendisine benzeyen bir ülkenin de birliğe katılacak olması düşüncesi yatıyor. Ancak ek protokol ve Kıbrıs konusunda Türkiye’nin koşulsuz adım atması gerektiğini savunuyor. ? İtalya: Seçimlerin ardından başa gelen Prodi hükümeti, Türkiye’nin üyeliği konusunda henüz çok net bir sinyal vermezken ‘‘İlk önce ek protokol’’ diyen ülkelerin başında geliyor. ? İspanya: Madrid yönetimi Türkiye’nin üyeliğine koşulsuz destek vermesinin yanı sıra, Ankara ile sonuç ne olursa olsun müzakerelerin bir an önce başlamasını istiyor. Kıbrıs’ta çözümün BM’ye bırakılabileceğini bildiren İspanya, Bask sorunu nedeniyle de Türkiye’ye AB içinde destek istiyor. ? Portekiz: Bu ülkede de hem sağ kanat hem sol kanat partiler Türkiye’nin üyeliğine destek veriyor. Kıbrıs’ta çözüme destek verirken AB’nin bölgede etkin olmasını istiyor. ? İrlanda: Hükümet ve muhalefet Türkiye’nin üyeliğini Kıbrıs’ta çözüm kapsamında destekliyor. Kıbrıs konusunda ise İngiltere’yi destekliyor. ? Çek Cumhuriyeti: Birliğin yeni ülkelerinden Çek Cumhuriyeti Türkiye’nin üyeliğine destek veriyor, ancak Türkiye ile Hırvatistan’ın şu anda ortak yürüttüğü müzakerelerin ayrılmasını istiyor. Kaynaklar bunun gerçekleşmesi durumun Zaferini, binlerce destekçisine hitaben yaptığı konuşmayla ilan eden 57 yaşındaki Garcia, seçmenlerinin Venezüella Devlet Başkanı’na ortak mesaj verdiklerini söyledi. (Fotoğraflar: AP/AFP) Peru seçimlerini Humala’ya karşı yarışan Alan Garcia kazandı Chavez’in adayı kaybetti Dış Haberler Servisi Peru’da devlet başkanlığı seçimlerinin önceki gün yapılan ikinci turunda ipi göğüsleyen eski devlet başkanı Alan Garcia oldu. Oy pusulalarının dörtte üçünden fazlasının sayıldığı son duruma göre seçmenin yüzde 54.69’u, 198590 yılları arasında devlet başkanlığı görevini yürüten ve ardında gerilla savaşlarıyla ekonomik kaos bırakan Garcia’dan yana oy kullandı. Asker kökenli aday Ollanta Humala oyların yüzde 45.30’unu alabildi. Seçim zaferini, binlerce destekçisine hitaben yaptığı konuşmayla ilan eden 57 yaşındaki Garcia, ‘‘Bağımsızlığı kurtardık’’ dedi ve seçmenlerinin, rakibi Humala’yı destekleyen Venezüella Devlet Başkanı Hugo Chavez’e ortak bir mesaj verdiğini söyledi. Garcia, seçmenlerin kendisine oy vererek ‘‘Chavez’in, Güney Amerika’da uygulamaya çalıştığı, modası geçmiş olarak nitelediği militarizmin genişlemesini kabul etmediğini belirtti” dedi. Morales’inkine benzer kampanya Bolivya’da Evo Morales’in devlet başkanı olmasıyla bölgedeki etkinliğini arttıran Hugo Chavez, Peru’daki seçimlerde, kendisine yakın olarak gördüğü 43 yaşındaki Humala’yı destekliyordu. Humala, seçim öncesinde, Morales’inkine benzer bir kampanya yürütmüştü. Seçmenlere siyasi yozlaşmanın ve yolsuzlukların önüne geçerek, dağılımı ülkesindeki yerli halk ve azınlıklar için adil bir şekilde tekrar düzenleme sözü ve ren Humala, doğal kaynaklar üzerinde daha fazla devlet denetimi kurulmasını amaçlıyordu. Garcia’yı ABD’nin kuklası olmakla suçlayan Humala, Chavez’in kendisine verdiği destekten, oy potansiyelini olumsuz yönde etkilediği gerekçesiyle rahatsız olduğunu açıklamıştı. Seçmenlerin bir bölümü ise kampanya dönemi boyunca birbirlerine ağır suçlamalarda bulunan Garcia ve Humala’ya oy vermemek için boş pusulaları sandığa attıklarını belirtti. Peru’da devlet başkanlığı seçimlerinin ilk turu 9 Nisan’da yapılmış, 20 adayın katıldığı seçimde ilk sırayı, oyların yüzde 30.7’siyle Humala, ikinci sırayı da yüzde 24 oy oranıyla Garcia almıştı. da, Türkiye’ye içeriğinde Kıbrıs’ın siyasi koşul olarak yer aldığı müzakere açış mektupları gelebileceğini belirtiyor. ? Avusturya: Dönem Başkanı Wolfgang Schüssel, otomatik olarak üyelikle sonuçlanmamak kaydıyla müzakerelere başlanabileceğini savunuyor, Türkiye’nin birliğe imtiyazlı ortak olmasını istiyor. Kıbrıs’ın tanınmaması halinde ise sürecin askıya alınmasından yana. 3 Ekim öncesinde süreci en fazla tıkayan ülkelerin başında gelen Avusturya, Türkiye’nin müzakerelerinin başlatılma sürecinin kendisine denk gelmiş olmasından da oldukça rahatsız. Avusturya’nın müzakereleri Finlandiya dönem başkanlığına devredebileceği ileri sürülüyor. ? Fransa: Bu ülkede iç politika ve seçim malzemesi yapılan Türkiye’nin AB üyeliği büyük sorunlar taşıyor. Paris yönetimi, açıklamalarının tersi olarak ek protokol TBMM’de onaylanmadan önce Bilim Araştırma başlığında müzakerelere başlanmasına karşı çıkıyor. Fransa, müzakereler başlatılsa bile kapatılmasını ve protokol süreci tamamlanana kadar bu şekilde tutulmasını öneriyor. ? Danimarka: Nüfusun yarısı Türkiye’ye karşı çıkarken yüzde 30’u destek veriyor. Karşı çıkanların öne sürdükleri başlıca neden Türkiye’nin insan hakları sicili. Ülke Türkiye’nin bir an önce Kıbrıs’ı tanımasını istiyor. Ancak Danimarka ROJ TV konusunda hiçbir şekilde adım atmıyor. ? Güney Kıbrıs Rum Yönetimi: Ek protokolün imzalanmasının ardından AB’yi arkasına alan GKRY, Türkiye’nin kendisini tanıması durumunda üyeliğe destek vereceğini, aksi takdirde ‘‘veto’’ hakkını kullanacağını belirtiyor. ? BelçikaHollandaLüksemburg: 3 ülkenin hükümetleri de AB’nin Türkiye’ye karşı sorumluluklarını yerine getirmesi gerektiğini düşünüyor. Ancak Türkiye’nin insan hakları sicili tepkiyle karşılanıyor. Kıbrıs konusunda AB’nin merkez ülkesi Belçika tarafsızlığını korurken Hollanda ve Lüksemburg Kıbrıs’ın tanınmasını istiyor. Hollanda ve Belçika, Bilim Araştırma başlığı ile ilgili olarak Fransa’nın teklifine destek veriyor. ? Almanya: Başbakan Angela Merkel müzakerelere başlanmış olmasına karşın, halen Türkiye’ye imtiyazlı ortaklık verilmesi gerektiğini savunuyor. Türkiye’nin Kıbrıs’ı tanımasını ve ek protokolü tam olarak uygulamasını isteyen Almanya’da da, Fransa’da olduğu gibi ‘‘üyelik onayı için referandum’’ koşulu getirilmeye çalışılıyor. ANKARA EKONOMİK YAPTIRIMA SOĞUK Washington, İran önlemlerini anlattı ? ABD’li Crouch, Türkiye’ye başta ekonomik ambargo olmak üzere İran’a ilişkin planladıkları önlemleri anlattı. Ankara, olası ekonomik yaptırımda sadece İran’ın değil Türkiye’nin de cezalandırılacağını vurguladı. ANKARA (Cumhuriyet) ABD Ulusal Güvenlik Danışman Yardımcısı J. D. Crouch’un Ankara’da, İran’a olası bir ekonomik yaptırım durumunda uygulanacak ambargoları anlattığı öğrenildi. Crough’un ayrıca, Türkiye’den, ABD ve AB’nin tekliflerini dikkate alması gerektiğini bir kez daha İran’a iletmesini istediği ifade ediliyor. Ankara ise 3.5 milyar dolar ticaret hacmi olan İran’a ekonomik bir ambargo uygulanmamasını istiyor. Diplomatik kaynaklardan edinilen bilgilere göre, ABD Başkanı George Bush’un özel istemiyle, programını değiştirerek pazar günü Ankara’ya gelen Crouch’un görüşmelerinde İran’a olası yaptırımların da gündeme geldiği öğrenildi. Crouch’un İran’a uygulanması planlanan yaptırımları anlattığı ve bunların da en önemlisinin ‘‘petrol ve ürünleri konusunda yaptırım’’ olacağını ifade ettiği kaydedildi. İran’ın AB Dış Politika ve Güvenlik Yüksek Temsilcisi Javier Solana’nın sunduğu paketi de reddetmesi durumunda, yaptırımların başlamasının büyük olasılık olduğunu ileten Crouch’un, Türkiye’nin de bu duruma hazırlıklı olması gerektiğini ifade ettiği belirtiliyor. Ankara’nın ise İran’a olası bir ekonomik ambargo durumunda, cezalandırılan ülkenin sadece İran değil Türkiye ve Ortadoğu’nun büyük kısmı olacağına da dikkat çektiği ifade ediliyor. Türkiye ile İran arasındaki ticaret hacminin büyük oranı petrol ürünlerinden oluşmak üzere 3.5 milyar doları bulduğu ifade ediliyor. G azze kentinde aylardır maaş alamayan öfkeli memurlar, düzenledikleri protesto sırasında, banka şubelerine saldırdı. (Fotoğraf: AP) Memurların öfkesi Dış Haberler Servisi Gazze kentinde aylardır maaş alamayan memurların saldırısına uğrayan iki banka şubesi kapatıldı. Arap Bankası yetkilileri, maaşlarını alamadıkları için protesto gösterisi yapan memurların bazılarının banka şubelerine saldırdığını bildirdi. Yetkililer, ‘‘Öfkeli memurlar saldırınca şubelerimizi kapamak zorunda kaldık’’ dedi ve banka önünde güvenlik önlemlerinin arttırıldığını belirttiler. Marttan beri maaş alamayan memurların bazıları önceki gün paralarının bir kısmını almıştı. Gazze Şeridi’nde Hamas militanlarının El Fetih yanlısı olmakla suçladıkları bir televizyon binasına baskın düzenledikleri bildirildi. Televizyon çalışanları, iktidardaki Hamas ile devlet başkanı Mahmut Abbas’ın El Fetih hareketi arasında gerginliğin giderek arttığı bir dönemde Han Yunus’ta yapılan baskında binaya giren 15 militanın havaya ateş açtıklarını söylediler. Çalışanlar, ‘‘Düşmanla işbirliği yaptınız. Siz iğrenç insanlarsınız’’ diyen militanların kendilerini bina dışına çıkardığını ve bir kameramanı dövdüğünü belirttiler. Televizyon çalışanları, militanların daha sonra binadan ayrıldıklarını kaydettiler. Hamas sözcüsü Sami el Zuhri ise Hamas’ın baskın düzenlediğini yalanladı. Gazze’deki Cebeliye mülteci kampında bir evdeki patlamadaysa bir Hamas militanı öldü. Şiddetli patlamanın neden kaynaklandığı henüz bilinmezken İsrail ordusu patlamayla ilgisinin bulunmadığını açıkladı. Patlamada biri 8 yaşında çocuk olmak üzere 2 kişi yaralandı. 1. Kültür ve Turizm Bakanı Atilla Koç’a (0312 311 19 32), 2. Kültürel Varlıklar ve Müzeler Genel Müdürü Orhan Düzgün’e (0312 310 53 63), 3. En yakın müze müdürüne, 4. En yakın emniyet yetkilisine, 5. Cumhuriyet Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni İbrahim Yıldız’a (0212 343 72 74), 6. Cumhuriyet Gazetesi Ankara Temsilcisi Mustafa Balbay’a (0312 419 50 20). 7. Bu konuyu 36 yıldır araştıran bana (0312 442 79 89) telefon edilirse, istenilen yere gelip yetkililere iletmek üzere seni teslim alabilirim. Eğer bunu en kısa zamanda gerçekleştirirse sana da zarar gelmemiş olur. Unutmasın ki bugün tarih 6.6.6. ve şeytanın günü... Seni bir an önce Uşak Müzesi’nde görme dileğiyle... Elmek: oacar?superonline.com Faks: 0312. 442 79 90 CUMHURİYET 10 K