21 Mayıs 2024 Salı English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 17 HAZİRAN 2006 CUMARTESİ 4 HABERLER 4.6 milyar dolarlık satış gelirini 2 bankanın kamu zararı sildi, pek çok tesis kapandı, 19 bin kişi işsiz kaldı Özelleştirme istihdamı vurdu ETİ ALÜMİNYUM AYŞE SAYIN Satışın faturasını çalışanlar ödüyor MURAT KIŞLALI ANKARA Seydişehir Eti Alüminyum’u değerinin çok altında bir fiyata alan ve aldıktan sonra bile, işten çıkardığı işçilerin tazminatını devlete yıkmaya çalışan CeKa firmasının, şimdi de Hakİş’e bağlı Çelikİş sendikası ile beraber hareket ederek, şirkette kalan işçilerin haklarını ellerinden almaya çalıştığı ortaya çıktı. 2822 sayılı Toplu İş Sözleşmesi, Grev ve Lokavt Yasası’nın ‘‘toplu iş sözleşmesinin uygulandığı işyerlerinde işverenin değişmesi toplu iş sözleşmesini sona erdirmez’’ hükmüne karşın, Seydişehir Eti Alüminyum ile Çelikİş Sendikası, aralarında anlaşarak, yürürlük süresi 31 Aralık 2006’da bitecek olan Toplu İş Sözleşmesi’ni iptal etti. Sendika ile yeni yönetim iptal ettikleri sözleşme yerine, 1 Mart 2006’dan 31 Aralık 2006’ya kadar 67 madde, bir geçici madde ve iki ekten oluşan bir protokol imzaladı. İmzalanan protokol sonucunda, şirkette çalışan işçilerin önceki sözleşme ile elde ettikleri birçok sosyal hak ve ücret zamları ortadan kaldırıldı. Taraflar, söz konusu protokol ile tıpatıp aynı maddelere sahip bir de toplu iş sözleşmesi imzalayarak, 1 Ocak ? Eti 2007’den 31 Aralık Alüminyum’u 2009’a kadar 3 yıllık ucuza alan CeKa, süreyi kapsayacak şekilde yeni işçi tazminatlarını yönetimin edindiği devlete ödetme kazançların çabasının ardından, devamını da sağladılar. şimdi de işçilerin Özelleştirme kazanılmış sürecinde bazı işçiler haklarına göz dikti. adına yargıya Mevcut toplu iş başvuran avukat sözleşmesi yasalara Tacettin Çolak, yapılanların 2822 aykırı olarak sayılı Yasa’nın değiştirildi. ‘‘Toplu İş Sözleşmeleri, bir yıldan az üç yıldan uzun süreli olamaz. Toplu iş sözleşmesinin süresi, sözleşmenin imzalanmasından sonra taraflarca uzatılamaz, kısaltılamaz ve sözleşme süresinden önce sona erdirilemez’’ hükmüne aykırı olduğunu söyledi. Çolak ‘‘Çelikİş Sendikası yöneticileri elbette bunu bilirler. Ama amaçları işverenlere hizmet etmek olduğu için yasanın bu açık hükmüne rağmen bu anlaşmaları imzaladılar. Yıllardır uygulanan haklar sendika ve işveren işbirliği ile ortadan kaldırılmıştır. Bizzat fabrikayı peşkeş çektikleri yetmiyormuş gibi, işçilerin kazanılmış hakları da işverene peşkeş çekilmek istenmektedir’’ diye konuştu. Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’a yakınlığıyla bilinen CeKa’nın sahibi Mehmet Cengiz’in aldığı Eti Alüminyum, iş sözleşmeleri feshedilen 143 işçinin 6.5 milyon YTL’lik kıdem tazminatını devlete yıkmaya kalkmış, Özelleştirme İdaresi parayı ödedikten sonra hatanın farkına vararak geri almıştı. ANKARA Türkiye’de 20 yılda yapılan 85 özelleştirme uygulamasında elde edilen gelirin, özelleştirme sonrasında Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonu’na devredilen iki bankanın oluşturduğu kamu zararının yaklaşık 2 milyar altında kaldığı ortaya çıktı. Özelleştirmeler nedeniyle 19 bin kişi işsiz kalırken, 49 işletmenin kapısına da ‘‘kilit’’ vuruldu. Eski Kamu Ortaklığı İdaresi Başkanvekili Süleyman Yaşar tarafından hazırlanan ve CHP Genel Başkanı Deniz Baykal’a da sunulan ‘‘Türkiye’de Kullanılan Özelleştirme Yöntemlerinin Analizi’’ başlıklı doktora tezinde çarpıcı sonuç ve değerlendirmeler yer aldı. Halen Yeditepe Üniversitesi öğretim üyesi olan Yaşar çalışmasında, Türkiye’de 19842004 yılları arasında yapılan özelleştirmeleri, uygulanan ihale yöntemleri ve istihdama yönelik etkilerine ilişkin ayrıntılı değerlendir ? Özelleştirme uygulamaları sonucunda özelleştirilen ORÜS Orman Ürünleri AŞ’nin 16, EBK’nin 10, SEK’in de 23 işletmesinin faaliyeti durduruldu. CHP Genel Başkanı Deniz Baykal’a da sunulan Süleyman Yaşar’ın özelleştirme konusundaki doktora tezinde Türkiye’de son 20 yılda yapılan özelleştirme nedeniyle istihdam daralırken, özelleştirilen birçok işletmenin de amacına uygun olarak kullanılmayarak kapısına kilit vurulduğuna dikkat çekildi. meler yer aldı. Doktora tezinde, Türkiye’nin 20 yıllık özelleştirme ‘‘macerası’’nın artı ve eksileri özetle şöyle sıralandı: Özelleştirme İdaresi Başkanlığı verilerine göre, 19842004 yılları arasında kamu payı yüzde 50’nin üzerinde olan 85 şirkette (SEKA, Sümer Holding ve Et ve Balık Kurumu’nun bazı varlıkları mevcut olmakla birlikte) kamu payları tamamen özelleştirildi. Bu şirketlerde özelleştirme öncesi çalışan sayısı 60 bin 242 iken, satış sonrası 44 bin 83’e indi. Özelleştirme nedeniyle bu kuruluşlarda 16 bin 159 kişi, işletme hakkı verilen tesislerde 324 kişi, özelleştirilen bankalardan iki tanesinin TMSF’ye devri sonucunda 2 bin 625 kişi olmak üzere toplam 19 bin 108 kişi işini kaybetti. Buna karşın yapişletdevret ve yapişlet yöntemlerine göre kurulan tesislerde ve lisans satışlarıyla kurulan tesislerde toplam 17 bin 718 kişiye yeni istihdam sağlandı. Özelleştirme uygulamaları sonucunda, özelleştirilen ORÜS Orman Ürünleri AŞ’nin 20 işletmesinden 16, Et ve Balık Kurumu’nun 15 işletmesinden 10, ve Süt Endüstrisi Kurumu’nun 30 işletmesinden 23 tanesinin faaliyetleri durdurulup, üretim yapmamaları bölgesel istihdamı ve emek piyasasını olumsuz etkiledi. Özelleştirilen 85 şirket, özelleştirme sonrasında 1 milyar 819 milyon dolarlık yatırım yapmasına karşın sadece 13’ünde istihdam artışı yaşanırken, 14 şirkette istihdam değişmedi. Özelleştirilmeleri sonrasında, sahiplerince mali durumları zayıflatılan iki bankadan Sümerbank’ın devlete faizli fon maliyeti 4 milyar 429 milyon, Etibank’ın ise 2 milyar 118 milyon dolar olmak üzere, her iki bankanın toplam faizli fon maliyetleri 6 milyar 547 dolara ulaşmıştır. Özelleştirilen 85 şirketin özelleştirme bedelleri toplamı ise 4 milyar 669 milyon dolardır. Sadece bu iki bankanın Hazine’ye verdiği zarar, özelleştirme gelirinden 1 milyar 877 milyon dolar daha fazladır. Toplam 138 özelleştirme uygula masında en çok kullanılan ihale yöntemi, 119 adet ile ‘‘pazarlık yöntemi’’ oldu. Pazarlık usulü ile özelleştirilen ORÜS, EBK, SEK’e ait toplam 49 işletmenin kapatılması, ÖİB’in belirlediği kriterlerin etkin olarak uygulanmadığını göstermektedir. Devlet şirketinde çalışan işçi ve yöneticilerin işlerini kaybetmemek için yöresel politikacılarla işbirliği içinde yaptıkları özelleştirme karşıtı lobi çalışmaları, kaynak israf eden ve vergi gelirleriyle finanse olan devlet şirketlerinin özelleştirilmesini geciktirerek kamu maliyesine ağır yük olmaktadır. İzmit SEKA fabrikasında işçiler, fabrikanın İzmit Belediyesi’ne devredilip kapatılmasına karşı çıkmışlar ve fabrikanın çalıştırılması gerektiğini sendika ile birlikte ileri sürmüşlerdir. Fakat kendilerine belediyede iş garantisi sağlanınca, fabrikanın üretiminin durdurulup, fabrika arazisinin park olarak kullanımına karşı en küçük bir direnç göstermemişlerdir. PAMUK DAVASI İĞNELİ FIRÇA ZAFER TEMOÇİN EMNİYET SÖZCÜSÜ: Ülkücüler adliyeyi bırakmıyor İstanbul Haber Servisi Yazar Orhan Pamuk hakkında, İstanbul Şehit Anaları Dayanışma ve Yardımlaşma Derneği Genel Başkanı Pakize Akbaba tarafından açılan 30 bin YTL ’lik tazminat davasının görülmesine devam edildi. İsviçre’de Das Magazin gazetesine verdiği ropörtajdaki sözleri nedeniyle, Türk milletine hakaret ettiği öne sürülen Orhan Pamuk, Şişli 3. Asliye Hukuk Mahkemesi’ndeki duruşmaya gelmedi. Davalı ve davacı avukatlarının eylem nedeniyle katılmadığı duruşmada mahkeme heyeti müdahil olmak isteyenlerin taleplerini bir sonraki oturumda değerlendirmek üzere duruşmayı erteledi. Ülkücü bir grup da adliye önünde gösteri yaparak Pamuk’u protesto etti. Zarf dağıtanın polis olduğu tespiti yok ANKARA (Cumhuri caktır.’’ yet Bürosu) Emniyet Zarf dağıtılması koGenel Müdürlüğü Söz nusunda kendilerine vecüsü İsmail Çalışkan, rilen bir görüntü bulun‘‘Eryaman operasyonu madığını vurgulayan Çanun’’ ardından gazete lışkan, bir başka soru cilere konuya ilişkin bil üzerine de, ‘‘Bildiğimiz gi ve belgelerin zarfla kadarıyla askeri madağıtılmasına polisin ka kamlar da konuyu incetıldığına ilişkin belirle liyor, soruşturuyor. Gemelerinin olmadığını bil rek görürlerse, ellerindirdi. Çalışdeki bulgulakan, askeri rı bize iletebi? Emniyet makamların lirler’’ dedi. da konuyu in Sözcüsü İsmail Emniyetin celediğini konunun ayÇalışkan, kaydetti. dınlanması Genelkurmay Emniyet için yoğun Başkanlığı Sözcüsü Çabir çalışma önünde zarf lışkan, haftayaptığını yidağıtılması lık bilgilenneleyen Çadirme toplanlışkan, ‘‘Koolayını tısında gazeincelediklerini nuyu askeri tecilerin soru belirterek ‘‘Bunu makamlar larını yanıtlada dahil tüm yapan polis dı. Bir gazekurumlarla olsun ya da tecinin, Eryadiyalog halinman operas olmasın gereken de, her türlü yonu nedeolasılığı deceza niyle gazeteğerlendirerek verilecektir’’ cilere zarf dagörüşüyodedi. ğıtılmasıyla ruz’’ diye koilgili olarak nuştu. ‘‘Polisin dağıttığı söyleniEryaman’da bir eve yor, ne diyorsunuz’’ so düzenlenen operasyorusu üzerine şunları söy nun ardından aralarında ledi: subay ve astsubayların ‘‘Bize ulaşan bir tespit da bulunduğu ve kendiyok. Arkadaşlarımız ko lerini ‘‘Atabeyler grubu’’ nuyu çok ciddi bir şekil olarak adlandırdığı belirde araştırıyor. Polis ol tilen oluşuma ulaşılmışduğuna dair elimizde bir tı. Operasyonun yapıltespit yok. Ancak, bir tes dığı gün aranan bazı gapit olursa polis olsun ya zetecilere, Genelkurmay da olmasın söz konusu Başkanlığı önünde rankişi hakkında gerekli ce devu verilerek operasza verilecektir. Böyle bir yonun içeriğine ilişkin tespit olursa sonuçları bilgi ve belgeler zarfla kamuoyuyla paylaşıla dağıtılmıştı. [email protected] Avukatlar acil önlem istedi Yargıya yönelik saldırıları protesto eden Türkiye Barolar Birliği üyeleri dün yurt genelinde duruşmalara girmeme eylemi yaptı Haber Merkezi Türkiye Barolar Birliği (TBB) Başkanlığı, İstanbul Barosu’na kayıtlı avukatlardan Aydın Şahin’in, Beyoğlu Adliyesi’nde uğradığı silahlı saldırıda öldürülmesini kınayarak, ‘‘Akan her damla kandan, yitip giden her candan başta ülkeyi yönetme iddiasındaki siyasi kadrolar olmak üzere hepimiz, tüm toplum sorumluyuz’’ dedi. Yargıya, yargıçlara ve avukatlara yönelik saldırıları protesto eden TBB üyeleri dün yurt genelinde de duruşmalara girmeme eylemi gerçekleştirdi. Eyleme İzmir ve İstanbul’da yoğun katılım olurken Ankara Barosu avukatları da çağrıya kısmen uydu. ANKARA: Duruşmalara katılmak istemeyen avukatlar mahkemelere mazeret dilekçesi sunarken, özellikle tutuklu sanıkların duruşmalarında ise avukatlar hazır bulunmayı tercih etti. İSTANBUL: Beyoğlu Adliyesi’nin bahçesinde bir araya gelen avukatlar adına açıklama yapan İstanbul Baro Başkanı Kazım Kolcuoğlu; Muammer Aksoy, Uğur Mumcu, Ali Günday ve çok sayıda avukatın terör saldırılarında yaşamını yitirdiğini anımsattı. Avukatların güvenliğinin sağlanması için bir an önce önlemlerin alınmasını isteyen Kolcuoğlu, aksi halde eylemlerine devam edeceklerini söyledi. lahlı saldırı düzenlendiğini bu olaylarda 9 hukukçunun yaşamını yitirdiğini belirtti. DENİZLİ: Baro Başkanı avukat Adil Demir, Adliye Sarayı önündeki protesto eyleminde yaptığı açıklamada, son dönemde şiddetin pompalandığını, yargı dışı etkenlerin daha ağır hissettirilmek istendiğini, adalete güvensizliğin yaygınlaştırılmaya çalışıldığını söyledi. V AN: Bölge Barosu Başkanı Ayhan Çabuk, yaptığı açıklamada barolar olarak teröre çok kurban verdiklerini anımsattı. Yoğun katılım İZMİR: İzmir Barosu’na kayıtlı avukatların büyük çoğunluğu dün mazeret bildirerek duruşmalara katılmadı. Bayraklı Adliyesi’nde konuyla ilgili toplantı düzenleyen İzmir Barosu Başkanı Nevzat Erdemir, son 6 yılda yargı mensuplarına yönelik 39 si MÜ REKTÖRLÜK SEÇİMİ Prof. Dr. Pur en yüksek oyu aldı İstanbul Haber Servisi Marmara Üniversitesi’nin (MÜ) rektör adayları seçiminde, YÖK’e bildirilecek 6 isim belirlendi. Seçimlerde en çok oyu Prof. Dr. Necla Pur aldı. Üniversitenin Haydarpaşa Yerleşkesi’nde dün yapılan seçimlerde en çok oyu alan 6 aday YÖK’e bildirilecek. Aday sayısını 3’e indirecek olan YÖK ise bu isimleri Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer’in onayına sunacak. Sezer 3 adaydan birini rektör olarak atayacak. Seçimlere, Prof. Dr. Yurdun Fırat, Prof. Dr. İrfan Güney, Prof. Dr. Tolga E. Dağlı, Prof. Dr. Necla Pur, Prof. Dr. Nurdan Tözün, Prof. Dr. Emin Özbaş, Prof. Dr. Halim Ayrancı ve Prof. Dr. Osman Altuğ katıldı. Seçim sonucunda Prof. Dr. Necla Pur 320, Prof. Dr. Nurdan Tözün 264, Prof. Dr. Emin Özbaş 257, Prof. Dr. İrfan Güney 234, Prof. Dr. Tolga E. Dağlı 97, ve Prof. Dr. Osman Altuğ 27 oy aldı. DÜNYADA BUGÜN ALİ SİRMEN Yurtdışında olan yazarımız ALİ SİRMEN’in yazısı elimize geçmediğinden yayımlayamıyoruz. Yaz geldi, ortalık yeni ısınıyor. Yaz ayları demek tatil demek. Kışın yapamadıklarımızın bir kısmını yapabilmek demek. Kitaplar yaz aylarının en güzel, em sempatik dostu. İşte önüme koyduğum kitaplar: Mete Çubukçu, gazetecilik mesleğinin savaş alanlarındaki deneyimli isimlerinden. Şimdi NTV Haber Merkezi müdürlüğünü yürütüyor. Mete, işini iyi yapan, çalıştığı bölgeleri iyi bilen bir gazeteci. Son yılların Ortadoğu’sunu en yakından izleyenlerden. ‘‘Ortadoğu’nun Yeniden İşgali’’ (Kalkedon Yayınları) kitabı işte böylesine bir birikimin ürünü. Mete’nin kitabı üç bölümden oluşuyor. Irak, Filistin ve Ortadoğu. Çubukçu, Irak’ın ABD ve ortakları tarafından işgaliyle başlayan süreci ve bunun neden olduğu yeni gelişmeleri değerlendiriyor. ‘‘Ortadoğu ikinci kez işgal altında’’ diyor Mete. İlk işgal Birinci Dünya Savaşı içinde başlamıştı. İkinci işgal ise 11 Eylül’ün ardından. Bölgede neler oluyor anlamak istiyorsanız Masamdaki Kitaplar bir uzmanın, Çubukçu’nun kaleminden bu kitabı mutlaka okuyun. Figen E. Yanık, öğretmen. Onunla 197880 döneminde günlük Aydınlık gazetesinde birlikte çalışmıştık. Gazetecilik, çevirmenlik derken şimdi Darüşşafaka Lisesi’nde İngilizce öğretmenliği yapıyor. Bu arada verimli bir iş daha ortaya çıkardı. Profesör Ali Demirsoy ’un yaşamını, hedeflerini anlatan bir kitap hazırladı. Nehir söyleşi türünden kitabın adı ‘‘Doğaperest’’ (Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları). Bu kitapta bir doğa tutkununu, biyoloji alanında gecesini gündüzüne katarak her gün yeni keşifler peşinde koşan bir bilim adamını tanıyacaksınız. Acıları ve hedefleriyle birlikte. ??? ‘‘NeoTakiye’’ (Doğan Kitap) gazeteci meslektaşım Serdar Akinan’ın kitabı. Kitap, ABD’nin iktidarı elinde tutan yeni muhafazakârları bir başka deyişle NeoCon’ların AKP’yi ve Başbakan Tayyip Erdoğan’ı nasıl değerlendirdiklerini anlatıyor. Yıllar önce, Başbakan Tayyip Erdoğan henüz İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı’yken ABD’de Dayton’a gitmişti. Serdar, o dönemde ABD’de gazetecilik yapıyordu. Onu ilk kez orada yakından tanımıştı. İşte o günlerden başlayan bir yakınlıkla Erdoğan’ı izledi. Bu kitapta ABD’yi yönetenlerin Türkiye’ye ve Erdoğan’a bakışını inceliyor. Bu ilişkiyi anlamak isteyenler için önemli bir kaynak. Merakla okuyorum. Ümit Kaftancıoğlu , önemli bir folklor araştırmacısıydı. TRT’de etkili programlar hazırlıyor, ülkemiz folklorunu deşip ortaya çıkarıyordu. Onu 11 Nisan 1980 sabahı öldürdüler. Büyük bir birikimi, değerli bir insanı yitirdik. Yeğeni Öztürk Tatar, arşivlere girerek bu değerli araştırmacıyı, bu birikimli insanı yeniden gün ışığına çıkardı. Ümit Kaftancıoğlu dostumdu. Aradan ne çok zaman geçmiş onu yitireli. ‘‘Yaşama Sevincine Bin Selam Ümit Kaftancıoğlu’’ (Yalın Ses Yayınları) kitabı, kaybolan hafızamızı, anılarımızı tazeliyor. Avukat Güney Dinç, araştırmacılığını sürdürüyor. ‘‘Adil Yargılama Hakkı’’ ve ‘‘İnanç, Anlatım ve Örgütlenme Özgürlükleri’’ (her iki kitap da İzmir Barosu Yayınları) adlı iki araştırma, Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi esas alınarak hazırlanmış. Konuyla ilgilenenler açısından önemli iki başvuru kitabı. Kibele Yayınları, yeni kuruldu. Uğur Yağmurdereli, geçenlerde bir kokteylle kitabevini ve kitaplarını tanıttı. Profesör Aydın Kunt’un gençlik anıları, Galatasaray Lisesi günleri, bir dönem İstanbul’una ışık tutuyor. Ta nınmış birçok sanatçının, yazarın, gençlik günlerine bir yolculuk yapmayı sağlayan kitabın adı ‘‘Kavun Unutmadan’’ (Kibele Yayınları). Yayınevinin geçen günlerde yayımlanan diğer kitapları da şunlar: Antanis Samarakis’in ‘‘Kontra’’sı. Bir direnişçi olan Samarakis’in bu kitabı öykülerden oluşuyor. Didem Uslu’nun, ‘‘Zamanın Ötesinde Buluşma’’sı roman ve ‘‘Beyaz Martının Son Düşü’’ ise öykülerden oluşuyor. Masamdaki kitapları incelemeyi sürdürüyorum: Hasan Latif Sarıyüce, ‘‘Aygar Dağı Mektupları’’ (Yaba Yayınları), Ayşe Füsun Hacıömeroğlu, ‘‘Onları Tanıyın’’ (Yaba Yayınları), Ali Arslan, ‘‘Küçük Umutlar’’ (Berfin Yayınları), Jorge Semprun, Dominque de Villepin, ‘‘Avrupa İnsanı’’ (Agora Kitaplığı), ‘‘Nejat Bengül’e Armağan’’ (Editör Tuncay Bulutay , Mülkiyeliler Vakfı Yayınları), Sema Erder, ‘‘Refah Toplumunda Getto’’ (İstanbul Bilgi Üniversitesi Yayınları). İyi okumalar dileğiyle... CUMHURİYET 04 K
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle