18 Mayıs 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
1 NİSAN 2006 CUMARTESİ CUMHURİYET SAYFA HABERLER 7 ABD’li askeri yetkililerin İskenderun Limanı’nda derinlik ölçümü yaptığı öğrenildi Dışişleri seyrediyor A BD’li yetkililerin İskenderun’daki faaliyetlerinden Dışişleri Bakanlığı’nın bilgisi olmadığı öğrenildi. Liman’da derinlik ölçümü yapılması ABD’nin bölgeye büyük gemiler yanaştıracağı yorumlarına neden oldu. ABD’lilerin limana yakın bölgelerden toprak almak için de girişimde bulunduğu ileri sürüldü. ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) ABD’nin Adana’daki İncirlik Üssü’nden dokuz kişilik bir askeri heyetin İskenderun Limanı’nda ‘‘derinlik ölçümü’’ ile liman içi ve liman ağzında ‘‘akıntı analizi’’ yaptığı öğrenildi. Cumhuriyet’in edindiği bilgilere göre, ABD heyetinin 28 ve 29 Mart tarihlerindeki incelemesi, İskenderun Limanı’na ilişkin teknik ayrıntıları kapsadı. Teknik inceleme yapılmış olması da birçok soru işaretini beraberinde getirdi. Konuya ilişkin değerlendirme yapan kaynaklar, Irak’a müdahale etmeden önce yaptığı ‘‘inceleme çalışması’’ndan sonra, İskenderun Limanı’nda neden ikinci bir teknik çalışmaya gereksinim olduğu sorusunun yanıtının büyük önem taşıdığına işaret ettiler ve ‘‘ABD, limanın kapasitesini aşacak büyüklükte gemilerini buraya yanaştırmak istemeseydi, böyle bir incelemeye gerek duymazdı’’ görüşünü dile getirdiler. Öte yandan söz konusu incelemenin yanı sıra ABD’lilerin İskenderun Limanı’na yakın bölgelerden toprak almak için de girişimde bulunduğu ileri sürüldü. GEÇMİŞTEN GELECEĞE ORHAN ERİNÇ 31 Mart’ın Yıldönümünde... Şemdinli’de bir kitabevinin şüpheli bombalanması sonrasında ortalığı ayağa kaldırmak için çaba harcayan demokratlardan ses seda çıkmıyor. Bir bölümü yine ortalarda ama hedeflerinde terör örgütü değil de devlet ve güçleri var. Oysa terör örgütünün kışkırtmaları nedeniyle sadece Diyarbakır’da değil, komşu illerde de işyerlerine, hatta banka şubelerine taşlı sopalı saldırılarla yetinmeyip yakmaya kalkışmak da cabası. Nedeni ise ortada. Terör örgütü sözcülerinin ve onlar gibi davranmayı âdet edinmiş kamu(!) görevlileri ile siyasetçilerin kepenk kapama çağrısına uyulmamış olması, cep telefonu gibi kullanılan Roj TV’nin kışkırtmaları, yönlendirmeleri de orta yerde duruyor. ??? Bu yazı 31 Mart günü yazılıyor. Yani gözü kara şeriatçı ayaklanmanın 97’nci yıldönümünde. Bugün kullandığımız takvime göre yıldönümünün 13 Nisan’a rastlaması gerekiyor. Zira 31 Mart Ayaklanması Rumi takvimi döneminde yaşanmış. Ancak bir yandan ‘‘31 Mart’’ demek, öte yandan da anmayı 13 Nisan’da yapmak kafaları büsbütün karıştıracağı için böyle bir gelenek oluşmuş durumda. Gazetelere baktım, yıldönümünden yola çıkarak bugünlere gönderme yapan, uyarılarda bulunan sadece bir kuruluş var; Mustafa Kemal Derneği. Onun açıklaması ise bir tek gazetede haber olmuş. Bizim Cumhuriyet’te. Diğerleri görmezden gelmişler. Bence iyiye işaret değil. Çünkü fanatik dincilerle bölücü ırkçılar aynı yaraları kaşıma, aynı güçleri hedef gösterme konusunda neredeyse dirsek teması içindeler. İktidarın yaklaşımı da işlerini büyük ölçüde kolaylaştırıyor. Sanıyorum ki muhalefet partileri, Şemdinli olaylarını incelemek amacıyla kurulmuş olan Türkiye Büyük Millet Meclisi Araştırma Komisyonu’nun oluşmasına oyları ile katkıda bulunmaktan rahatsızlık duyuyorlar. Çünkü komisyonun çalışma yöntemi, siyasal çoğunluktaki AKP’li üyelerin inisiyatifi nedeniyle, amaçlananın dışında bir yöne gidilmekte olduğunu gösteriyor. Yargıtay Onursal Cumhuriyet Başsavcısı Sabih Kanadoğlu, komisyonun anayasaya aykırı bir görev üstlendiğini, çalışmanın TBMM İçtüzüğü’ne de uygun olmadığını vurguluyor ama kimse aldırmıyor. Komisyon üyelerinin tutuklu sanıklarla görüşmesi bile demokrasi şampiyonlarınca dikkate alınmıyor. ??? Yaşanan olayların ayrılıkçı ayaklanma provası olduğu konusunda yaygın bir kanı var. Doğu ve Güneydoğu’da yaşayanların tümünün sorunu olan ekonomik ve sosyal yetersizliğin giderilmesi konusunu, terör sorunu ile aynı kaba koyup ‘‘Kürt sorunu’’ diye ortak payda oluşturanların oturup bir kez daha düşünmeleri gerekiyor. Kötü niyetli oldukları iddia edilmese de öngörüsüz oldukları, artık sırıtmaya başladı. Terör örgütünün belini kıran güvenlik güçleri, yıllar önce ‘‘artık görevin siyasetçilere düştüğünü’’ vurgulamışlardı. Siyasetçiler işi ağırdan alınca bugünlere ulaştık ve terör örgütünün yönlendirdiği siyasetçiler dönemine girdik. Dileriz ‘‘sil baştan’’ dönemine girmeyiz. Ama girmemek için de iktidarın neyi nasıl yapacağının ayırdına varması gerekiyor. Lafla peynir gemisinin yürümeyeceğini yeniden kanıtlamaya kalkmanın yararsızlığı, geçmişteki örneklerden zaten bilinebiliyor. ‘ASKERLER GÖRÜŞMÜŞ’ Ziyaret öncesi Dışişleri Bakanlığı’na bilgi verilmediği öğrenilirken, diplomatik kaynaklar ‘‘konunun iki ülke askeri yetkilileri arasında yürütülmüş olabileceğini, daha sonra Genelkurmay Başkanlığı tarafından Dışişleri’ne bilgi verilmesinin söz konusu olabileceği ni’’ dile getirdiler. ABD’nin Ankara Büyükelçiliği yetkilileri de ABD heyetinin İskenderun Limanı’ndaki temaslarını doğruladılar ancak ziyaretin nedenine ilişkin bilgi vermediler. ABD Büyükelçiliği yetkilileri, ‘‘ABD, ne Akdeniz’den, ne Ege’den ne de Karadeniz’den üs istiyor’’ demekle yetindiler. ABD, halen hükümetin daha önce aldığı karar çerçevesinde İskenderun Limanı’ndan Irak’taki birlikleri için sevkıyat yapıyor. CHP MİLLETVEKİLİ YAZAR ‘ABD askeri 10 gün içinde gelecek’ AKIN BODUR İSKENDERUN CHP Hatay Milletvekili Abdülaziz Yazar, askerlerine kiralandığı öne sürülen TCDD İskenderun Limanı’na Amerikan askerinin 10 gün içinde geleceği duyumunu aldıklarını söyledi. ABD askerlerine kiralanacak olan limanda ticari faaliyetlerin de sona ereceği belirtildi. CHP Hatay Milletvekili ve TürkiyeSuriye Parlamentolararası Dostluk Grubu üyesi Abdülaziz Yazar, CHP MYK üyesi ve Hatay Milletvekili Fuat Çay dün İskenderun Deniz Ticaret Odası’nı ziyaret etti. Yazar, üst düzey Amerikan subaylarının İskenderun Limanı’nda inceleme yapmasıyla ilgili olarak şunları söyledi: ‘‘Görüşmenin ardından limandaki yetkili kişilerin, işçilere ‘10 gün içerisinde Amerikan askerleri gelecek’ dediği duyumunu aldık. Bu görüşme ve duyumlarımıza ilişkin bilgileri Hatay Valisi ve İskenderun Kaymakamı ile de paylaşacağız. Bu ziyaretin mutlaka açığa kavuşması, halkın bu konuda aydınlatılması lazım. Amerikan askerleri limana niçin geliyor? Gizli kapılar ardında da ‘ben yaptım bitti’ denilmemesi gerekiyor. Yapılacak bir şey varsa, bunu halkla tartışmak ve paylaşmak gerekir. Bu konuda da açık ve şeffaf olmak lazım.’’ Amerikan askeri heye tinin liman ziyaretini Cumhuriyet’ten öğrendiğini ifade eden İskenderun Deniz Ticaret Odası Başkanı Bülent Kavsak da ‘‘Bir ticaret heyeti gelseydi kesinlikle bilgimiz olurdu. Ama Amerikan askeri heyetinden bilgim yok. Oda olarak olayın bir tarafı olmayınca, bize haber vermiyorlar. Ama böyle bir kiralama olacağını sanmıyorum. Belki bir işi vardır, parasını öder ve kullanır. Ama bu da NATO, BM müktesebatı çerçevesinde olabilir’’ dedi. Limanın kiralama süresince ticarete kapanacağı belirtildi. Romanya’daki üssünü kapatıp İskenderun Limanı’na taşımayı hedefleyen ABD’nin Mersin bölgesindeki sevkleri de İskenderun yöresinden yapmayı planladığı öğrenildi. Referanduma engelleme DİSK, KESK ve Tabipler Odası tarafından Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigorta Yasa tasarılarını halkın oyuna sunmak amacıyla yurt genelinde birçok merkeze konulan referandum sandıkları engellemelerle karşılaşıyor. Eskişehir’de sandık başındaki görevlilere para cezası verildi. EğitimSen Şube Başkanı Ali Paşa Şanlı, belirlenen sandıklarda başında görevliler bulunduğunu belirterek ‘‘Belediyeden izin alındı. Emniyet müdürlüğü ekipleri 109 milyon liralık para cezası keserek makbuzu bize getiriyorlar. Polisin bu alanda para cezası kesme yetkisi yoktur’’ dedi. Hatay’ın İskenderun ilçesinde de Doğumevi ve Çocuk Hastanesi Müdürü Hasan Bilici’nin, hastane avlusundaki referandum sandığını tekmelediği iddia edildi. Konunun Hatay Valiliği, il sağlık müdürlüğü ve hastane başhekimliğine yansıtılması üzerine sandığın yeniden kurulduğu öğrenildi. (Fotoğraf: AKIN BODUR) Danıştay’a ayrı, alıcıya ayrı sözleşme Özelleştirme İdaresi, Mersin Limanı özelleştirmesinde, ihale sonrası sözleşmeyi değiştirerek alıcıya ‘tek taraflı ve tazminatlı fesih hakkı’ tanıdı. Yapılan değişiklik Danıştay’dan gizlendi MURAT KIŞLALI oerinc?cumhuriyet.com.tr ANKARA Özelleştirme İdaresi Başkanlığı’nın (ÖİB), Mersin Limanı ihalesinde, şartnamedeki son tarihten sonra sözleşmeyi değiştirdiği ortaya çıktı. Yapılan değişiklikle, alıcıya tek taraflı ve tazminatlı fesih hakkı verilirken ÖİB, ihalenin iptalini görüşen Danıştay 13. Dairesi’ne eski sözleşmeyi yolladı. ÖİB tarafından hazırlanan Mersin Limanı ihale şartnamesinin 23. mad desinde, ‘‘İdare (ÖİB) ile teklif sahipleri arasında 19 Temmuz 2005 tarihine kadar görüşmeler sürecektir. İdare 22 Temmuz 2005 Cuma günü nihai sözleşme taslağını teklif sahiplerine bildirecektir. Anılan nihai sözleşme taslağı üzerinde bu tarihten sonra taraflara nihai sözleşme taslağında yer almayan hak ve yükümlülükler getiren hiçbir değişiklik yapılmayacaktır’’ ifadesine yer verildi. ÖİB, Limanİş Sendikası’nın yargıya başvurması üzerine, Danıştay 13. Dairesi’ne 26 Temmuz 2005 tarihli ve dört gün gecikmeli bir ‘‘nihai sözleşme taslağı’’ sundu. Ancak kurum, satışta esas alınmak üzere, 10 Kasım 2005 tarihli ve ‘‘Gizli Hukuki Metin’’ ibareli bir başka ‘‘nihai taslak’’ hazırladı. YARGIYA ÇALIM 10 Kasım tarihli nihai taslağın ‘‘Kamu Güvenliğine İlişkin Hükümler’’ başlıklı 24/1. maddesine, Türk Silahlı Kuvvetleri’nin kamu güvenliği nedeniyle Mersin Limanı’na 8 aydan fazla süre ile el koyması durumunda ‘‘taraflar sözleşmeyi tek taraflı olarak sona erdirebilirler’’ hükmü eklendi. Taslağın ‘‘İşletme Hakkı Bedeli’’ başlıklı 19/4. maddesinde de bu hükme atıfta bulunularak ‘‘sözleşmenin taraflardan biri tarafından feshedilmesinin sonucu olarak ise işletme hakkı bedelinin, sözleşmenin feshinden işletme hakkı süresinin sonuna kadar geçecek süreye denk gelen bölümü işleticiye İdare (ÖİB) tarafından teslim edilecek ve teminat mektupları iade edilecektir’’ denildi. Özel İstek Vakfı ilköğretim öğrencilerinden ziyaret Özel İstek Vakfı İlköğretim Okulu 4. sınıf öğrencileri, Cumhuriyet’i ziyaret etti. Gazetemizin servislerini gezen öğrenciler, yetkililere yönelttikleri sorularla bir gazetenin yayına nasıl hazırlandığını öğrenmeye çalıştılar. Gazetemize ‘Cumhuriyet’ adının Mustafa Kemal Atatürk tarafından verildiğini bildiklerini anlatarak bombalı bir suikast sonucu öldürülen gazetemiz yazarları Uğur Mumcu ve Ahmet Taner Kışlalı’nın fotoğraflarını ayrı ayrı inceleyerek yazarlarımızın nasıl öldürüldüğünü öğrendiler. (Fotoğraf: EMEL KILIÇ) Çalışma Bakanlığı, toplusözleşme yapma yetkisi için gerekli yüzde 10’luk işkolu barajının kaldırılmasından yana Grup toplusözleşmesine yasallık tanınıyor ? Çalışma Bakanlığı, toplusözleşme yapma yetkisi için gerekli yüzde 10’luk işkolu barajının kaldırılması konusunda taraflara iki seçenek iletti: 1 Yüzde 10 barajı 2013 yılına değin kademeli olarak kaldırılsın 2 İşkollarında toplusözleşme yetkisi en fazla temsil gücüne sahip üç konfederasyona üye olma koşuluna bağlansın. IŞIK KANSU ANKARA Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı, toplusözleşme yapma yetkisi için gerekli yüzde 10’luk işkolu barajının kaldırılması konusunda sosyal taraflara iki seçenekli öneri iletti. Bakanlığın seçeneklerinden birisi, yüzde 10 barajının 2013 yılına değin kademeli olarak kaldırılmasını içerirken, diğer seçenek de işkollarında toplusöz leşme yetkisinin en fazla temsil gücüne sahip üç konfederasyona üye olma koşuluna bağlanmasını öngörüyor. Bakanlığın Sendikalar Yasası’nda değişiklik öngören taslağında da, sendika kurucusu olmak için Türk vatandaşı olma ve Türkçe okuryazar olma koşulları kaldırıldı. Bakanlık, işçi ve işveren tarafları ile birlikte üzerinde uzun süredir çalışılan Toplu İş Sözleşmesi, Grev ve Lokavt ile Sendikalar Yasası’na iliş kin değişiklik taslaklarını sosyal tarafların görüşlerine sundu. Bakanlığın Toplu İş Sözleşmesi, Grev ve Lokavt Yasası’nda öngördüğü göze çarpan kimi değişiklikler şöyle sıralanıyor: ? Bakanlık, 12 Eylül döneminden bu yana tartışılan yüzde 10’luk işkolu barajı konusunda iki ayrı seçenek sundu. İlk seçeneğe göre, en fazla temsil gücüne sahip olan üç işçi konfederasyonundan birinin üyesi olan işçi sendikalarının örgütlü bulundukları işyeri ya da işletmede çalışan işçilerin yarıdan fazlasını temsil etmeleri halinde bu işyeri ya da işletme için toplusözleşme yapmaya yetkili olacaklar. Diğer seçenek ise yüzde 10 barajının, 20072009 tarihleri arasında yüzde 5, 20092011 tarihleri arasında yüzde 3, 20112013 tarihleri arasında yüzde 1, 2013 yılından itibaren ise yüzde 0 olarak uygulanmasını öneriyor. ? Grup toplu iş sözleşmelerine yasallık kazandırılıyor. ? Teşmilin yürürlüğe gireceği tarih olarak teşmil kararnamesinin yayımlandığı tarih esas alınıyor. ? Termik santrallarını besleyen linyit üretimi, üretimi nafta veya doğalgazdan başlayan petrokimya işleri, kamu kuruluşlarınca yürütülen şehir içi deniz, kara ve demiryolu ve diğer raylı toplu ulaştırma hizmetleri, havagazı ve petrol sondajı işleri grev ve lokavt yapılamayacak işler kapsamından çıkarılıyor. ? Grev erteleme kararı almadan önce Bakanlar Kurulu’na Yüksek Hakem Kurulu’nun görüşüne başvurma zorunluluğu getiriliyor. ? Grev ve lokavt kararının uygulamaya konulmasındaki bekleme sü resi 60 günden 30 güne indiriliyor. Sendikalar Yasası Çalışma Bakanlığı’nın taraflara ilettiği Sendikalar Yasası’na ilişkin değişiklik taslağında ise sendika kurucularında aranacak nitelikler arasında yer alan ‘‘Türk vatandaşı olmak ve kamu hizmetlerinden mahrum edilmemiş olmak’’ koşullarının kaldırılması dikkat çekti. Mevcut yasada sendika kurucusu olmak için ‘‘Türkçe okuryazar olmak’’ varken taslak ile yalnızca ‘‘okuryazar olmak’’ koşulu getirildi. Taslakta ayrıca, üye sayıları itibarıyla en fazla temsil gücüne sahip olan üç konfederasyonun bakanlıkça her yıl ocak ayında çıkartılacak istatistiklerde gösterileceği hükmüne de yer verildi. Ender Çetinkaya vedalaştı ? ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Yaş haddinden emekliye ayrılan Danıştay Başkanı Ender Çetinkaya, ‘‘Danıştayımızın, yargılama faaliyetlerinde bağımsız, yansız, hukuk devletine yaraşır kararlarıyla taçlandırılacağına inancım tamdır’’ dedi. Çetinkaya’nın emekliliği dolayısıyla Danıştay Başkanlığı toplantı salonunda dün bir tören düzenlendi. Törende konuşan Çetinkaya, 2 yıllık görev süresinde Danıştay’a hizmet etmenin, kendisi için en büyük şeref olduğunu kaydetti. Salondaki çalışma arkadaşlarınca uzun süre alkışlanan Çetinkaya, daha sonra çalışanlarla vedalaştı ve hatıra fotoğrafı çektirdi. Danıştay Başkanlığı’na Başkanvekili Tansel Çölaşan vekâlet edecek. CUMHURİYET 07 K
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle