Katalog

1 NİSAN 2006 CUMARTESİ CUMHURİYET SAYFA HABERLER Çeteden rüşvet aldığı iddiası nedeniyle DYP lideri hakkında inceleme başlatıldı 5 POLİTİKA GÜNLÜĞÜ HİKMET ÇETİNKAYA ‘Sauna’ Ağar’ı terletecek İLHAN TAŞCI Seçköy Komünist Oldu... Seçköy, Bursa’nın Osmangazi ilçesine bağlı... Seçköy’de 800 yıllık bir çınar ağacı bulunuyor... Bir süre önce, 800 yaşındaki çınar ağacına bir pirinç plaka çakıldı... ‘‘Nâzım Hikmet bu ağacın altında yatıyor!’’ Seçköy’de bazı yurttaşlar plakayı görünce şaşırıp kendi kendilerine sordular: ‘‘Biz komünist miyiz şimdi?..’’ Tepkiler yoğunlaştı!.. Milletin bölünmez bütünlüğü tehlike(!) altındaydı... Katıksız milliyetçiler kapı kapı dolaşmaya başladılar: ‘‘Hepiniz komünist oldunuz...’’ Aklı başında olan okumuş gençler aldırmadılar... Köy Muhtarı Hasan Ali Balaban baktı ki iş büyüyor, çınar ağacından pirinç plakayı söktü... Bizim milliyetçiler rahatladı... Köy üçdört günlüğüne komünist olmuştu ama sonunda vazgeçilmişti... Seçköy, Nâzım Hikmet’in cezaevi arkadaşı ünlü ressamlardan İbrahim Balaban’ın doğduğu yerdi... Muhtar Ali Balaban ise İbrahim Balaban’ın yeğeniydi... İstanbul’da oturan emekli bankacı Cansın Özsezen, Seçköy’e gelmiş, muhtarın isteği üzerine köyde Nâzım’ın yaşamöyküsünü anlatıp şiirlerini okumuştu. Cansın Özsezen, Nâzım’ın şiirlerini okurken bazı ‘‘milliyetçiler’’ homurdanmaya başlamışlardı... Konuşmacı durumu anladı ve şöyle dedi: ‘‘Komünizm öldü ama Nâzım yapıtlarıyla yaşıyor...’’ ??? Seçköy’de yaşayanlardan birisiyle konuştum dün sabah. Konuşan kişi, ‘‘Ne olur ne olmaz adımı yazmayın’’ deyip ekledi: ‘‘Nâzım Hikmet’in pirinç plakası şimdi çınar ağacında yok. Çünkü köylüler ikiye ayrıldı. Karşı çıkanlar ‘Devlet bizi fişler, düzenimiz bozulur’ diyorlar. Haklılar da. Sonra sefil oluruz. Rahatımız kaçar.’’ Dedim ki: ‘‘Bunda korkulacak ne var?’’ Bir kahkaha atıp yanıt verdi: ‘‘Ne olur ne olmaz yani. Biri çıkar PKK’nin işi derse ne yaparız. Ortalık karışık. Devletimizin ne yapacağı belli olmaz...’’ Telefonu kapadım... İlk fırsatta Seçköy’e gideceğim... Sonra kendi kendime düşündüm: ‘‘800 yıllık çınar ağacına Fethullah Gülen’in şiirleri pirinç plaka ile yazılıp çakılsaydı köyde kıyamet kopar mıydı?’’ Hiç sanmıyorum... Mutlaka Kültür ve Turizm Bakanı Atilla Koç, Milli Eğitim Bakanı Hüseyin Çelik, AKP’li milletvekilleri, belediye başkanları, Zaman ve Bugün gazetelerinin bütün yazarları Seçköy’e gelirler, TRT de oradan canlı yayın yapardı. Bugün gazetesinin yazarı Prof. Dr. Toktamış Ateş de Fethullah Gülen’in ‘‘Çılgın Türklerin lideri olduğunu’’, tüm dünyada okullar kurduğunu, laik demokratik Cumhuriyetin kazanımlarını nasıl koruduğunu ve ABD’deki yaşamını anlatırdı... ??? İki gün önce Hürriyet’te Ahmet Hakan, ‘‘Fethullahçı medya neden imkânsızdır’’ başlıklı bir yazı yazdı köşesinde... ‘‘Bugün’’ gazetesinin ‘‘cemaate mensup etkin bir işadamı’’ tarafından satın alınarak ‘‘hizmete’’ adandığını anlatıyordu... Kimdi bu Fethullahçı işadamı? Samanyolu Okulları Yönetim Kurulu Başkanı ve Bergama Altın Madeni’ni işleten Akın İpek’ti... Yani bizim Toktamış Ateş’in yeni patronu... ‘‘Star’’ gazetesi ise, Kıbrıslı bir işadamı tarafından satın alındıktan sonra ‘‘cemaatin’’ etkin başka bir adı Alaattin Kaya’ya (Zaman gazetesi eski sahibi) teslim ediliyordu... Fethullahçılar işi ilerletti... Kıskanıyorum(!).. Fethullahçı gazeteler laik, antilaik, Atatürkçü, Kenan Evren’ci, dinci, dinsiz, liberal yazar kadrosuyla ‘‘Çılgın Türkler’’i oynuyor... Benim aklım ise Osmangazi’nin Seçköy’ünde... Nâzım Hikmet’in pirinç plaketi yedi gün çakılı kaldı 800 yıllık çınar ağacında... Ne olur ne olmaz!.. Komünistlerin ne yapacağı belli olmaz. Çat kapı giriverirler Seçköy’e. Fethullah Hoca, ABD’de oturup Rusya’da okullar açsa da komünistler her görüldüğü yerde ezilmelidir... ‘İktidar yolun sonuna geldi’ ? ANKARA (AA) DYP Genel Başkanı Mehmet Ağar, yaptığı yazılı açıklamada, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın ‘‘Ulusa Sesleniş’’ konuşmasında, ülkenin sorunlarından ne kadar kopuk olduğunu açıkça ortaya koyduğunu öne sürdü. Günlerdir Doğu’da acı olaylar yaşandığını, terör örgütünün kontrol ettiği kesimlerin eylem yapmaya cüret ettiğini ifade eden Ağar, olaylar başladığında Erdoğan’ın yurtdışında bulunmasının bir ‘‘talihsizlik’’, hiçbir şey olmamış gibi seyahatini sürdürmesinin ise ‘‘basiretsizlik’’ olduğu görüşünü ileri sürdü. . ANKARA Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı, kamuoyuna ‘‘Sauna’’ çetesi olarak yansıyan Küre operasyonu kapsamında yapılan soruşturmada ‘‘rüşvet aldığı’’ iddiasında bulunulan DYP Genel Başkanı Mehmet Ağar hakkında inceleme başlattı. Başsavcılık, kapatılan DGM Savcısı Nuh Mete Yüksel hakkında da Adalet Bakanlığı’na suç duyurusunda bulundu. Küre operasyonu, ‘‘Sauna Çetesi”nin lideri olduğu belirtilen Kasım Zengin’in soruşturma dosyasına giren ifadeleriyle yeni isimleri de içine aldı. Çete ? Küre operasyonu, ‘‘Sauna Çetesi”nin lideri olduğu belirtilen Kasım Zengin’in soruşturma dosyasına giren ifadeleriyle DYP lideri Ağar ile kapatılan DGM Savcısı Nuh Mete Yüksel’i de içine aldı. Savcılık Ağar hakkında inceleme başlattı, Yüksel hakkında suç duyurusunda bulundu. nin kilit isimlerinden Kasım Zengin, soruşturmayı yürüten Ankara Cumhuriyet Savcısı Mustafa Kelkit’e verdiği ifadede, DYP lideri Mehmet Ağar ve Savcı Nuh Mete Yüksel hakkında iddialarda bulundu. Zengin’in soruşturma dosyasına da giren iddialarına göre, sanıklardan eski Emniyet Genel Müdür Yardımcısı Ertuğrul Çakır, şarkıcı İbrahim Tatlıses ve savcı Nuh Mete Yüksel; Zengin’in Köroğlu Caddesi’ndeki bürosunda bir araya geldiler. Zengin’in dosyaya giren iddiasına göre, ‘‘ünlü bir siyasetçiye’’ 1 milyon dolar verildi. Sanıkların kendi aralarındaki konuşma, ‘‘Savcıya 1 milyon dolardan bir şey düşmediği’’ yönünde iddialar içeriyordu. Bunun üzerine Mustafa Kelkit, Kasım Zengin’e bürosundaki konuşmada sözü edilen ‘‘ünlü siyasetçi’’ ile ‘‘savcının’’ kim olduğunu sordu. Zengin de siyasetçinin DYP lideri Mehmet Ağar, savcının da Nuh Mete Yüksel olduğunu anlattı. Savcı Kelkit, iddiaların soruşturulması gerektiği görüşüyle Ağar ve Yüksel hakkındaki iddialara ilişkin belgeleri Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı’na gönderdi. Başsavcılık da iddiaları araştırmak üzere 20 Mart’ta hazırlık numarası vererek inceleme başlattı. Başsavcılık, sanıkların ifadelerinde olduğu gibi rüşvet alındığına ilişkin somut ve yeterli delil olduğunu değerlendirirse Mehmet Ağar hakkında fezleke düzenleyerek TBMM Başkanlığı’na gönderecek. Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı, savcı Nuh Mete Yüksel hakkındaki iddialara ilişkin belgeleri de gereğinin yapılmasi için Adalet Bakanlığı’na iletti. Adalet Bakanlığı’nın savcı Yüksel’le ilgili yapacağı incelemenin ardından soruşturma için müfettiş görevlendirip görevlendirmeyeceği karara bağlanacak. Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı bu çerçevede şarkıcı İbrahim Tatlıses’in de ifadesine başvuracak. MECLİS’TE KABUL EDİLDİ ÇİZMEDEN YUKARI MUSA KART Başkanlara makam tazminatı avantajı AYŞE SAYIN Kuran kursu ziyareti ? ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, dün Bilkent Otel’de düzenlenen 30. il başkanları toplantısına katılmadan önce cuma namazını Rıza Sungur Camisi’nde kıldı. Başbakan, namazdan çıkışta, yanına gelen kadınların daveti üzerine, caminin yanındaki kız Kuran kursuna girdi. Erdoğan, burada yaklaşık 1 saat kadınlarla sohbet etti. Altınbaş davası ertelendi ? ANKARA (AA) Hacettepe Üniversitesi öğrencisi Birtan Altınbaş’ın 1991 yılında gözaltında ölümüyle ilgili 4 emekli polisin yargılanmasına devam edildi. Ankara 2. Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülen davanın duruşmasına, emekli polisler Hasan Cavit Orhan ile İbrahim Dedeoğlu katıldı. Sanık avukatlarının, önceki duruşmalarda tanık olarak dinlenmesini talep ettikleri, Altınbaş’ın gözaltına alınıp sorgulandığı dönemde nezarethane görevlisi olan Ahmet Ulualan ve Cihangir Özkan’ın ifadelerinin alınamadığı görüldü. ANKARA TBMM Plan ve Bütçe Komisyonu’nda önceki gün kabul edilen Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Yasa Tasarısı’na AKP ve CHP uzlaşmasıyla eklenen bir hükümle SSK ve BağKur’a tabii belediye başkanlarına makam ve temsil tazminatı avantajı sağlandı. Tasarı, TBMM Plan Bütçe Komisyonu’nda önceki gece kabul edildi. Tasarının görüşmeleri sırasında CHP’li üyeler Emekli Sandığı’ndan aylık alan belediye başkanları ile SSK ve BağKur’dan emekli belediye başkanları arasında maaş uçurumu bulunduğunu belirterek bu durumun düzeltilmesini istedi. CHP, bu doğrultuda hazırladığı önergeye AKP’den de destek aldı. İki partinin verdiği ortak önergeyle yapılan düzenlemeye göre, halen belediye başkanı olan ancak SSK ve BağKur’a tabi olan belediye başkanları, bundan sonra Emekli Sandığı’na tabi olacak. Bu du rumdaki belediye başkanları, Emekli Sandığı’na tabi belediye başkanları gibi makam tazminatı ve buna bağlı temsil tazminatı alacak. Yapılan düzenlemeyle SSK ve BağKur’a tabi emekli belediye başkanlarının maaşlarında 1023 YTL ’ye varan artış sağlanacak. Belediye başkanlarının maaşlarında ödenecek makam ve temsil tazminatı ile gerçekleşecek artışlar da şöyle: Büyükşehir belediye başkanları 1023 YTL; il belediye başkanları 895 YTL; ilçe belediye başkanları 511 YTL; belde belediye başkanları 383 YTL. CHP’li Ali Kemal Deveciler, düzenlemenin maaşlara zam olarak nitelendirilmemesi gerektiğini belirterek ‘‘SSK ve BağKur’a tabi başkanlarımız açısından haksızlık söz konusuydu. Yapılan düzenleme tümüyle bu haksızlığı gidermeye yönelik’’ dedi. Yapılan düzenlemeyle sağlanan artıştan yaklaşık 600 belediye başkanının yararlanacağı bildirildi. [email protected] Yüce Divan, oyçokluğuyla suçlamaların yasal dayanağının oluşmadığına karar verdi Özkan ve Önal beraat etti ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Eski Başbakan Yardımcısı Hüsamettin Özkan ve eski Devlet Bakanı Recep Önal, Halk Bankası’nı zarara uğrattıkları iddiasıyla Yüce Divan’da yargılandıkları davada, suçlamaların yasal dayanağı oluşmadığı gerekçesiyle beraat etti. Özkan ve Önal’ın yargılandığı davanın ilk duruşması 8 Şubat 2005’te yapılmıştı. Dava, 13 ay sonra dün karara bağlandı. Yüce Divan’daki karar duruşmasına, Özkan, Önal ve avukatları ile müdahil Halk Bankası avukatları katıldı. İddia makamında Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı Nuri Ok hazır bulundu. Karar açıklanmadan önce son sözü sorulan Özkan, ‘‘Teşekkür ederim’’ demekle yetindi. ? Anayasa Mahkemesi Başkanı Tülay Tuğcu’nun da aralarında bulunduğu 5 üye Özkan’ın mahkumiyeti, 6 üye ise beraatı yönünde oy kullandı. Recep Önal ise hakkındaki suçlamalardan ilkinden oybirliğiyle, ikincisinden ise 1’e karşı 10 oyla beraat etti. Eski bakanlar Halk Bankası’nı zarara uğratmakla suçlanıyordu. Önal ise ‘‘Bana isnat edilen suçu işlemem mümkün değil. Beraatımı istiyorum’’ dedi. Yüce Divan Başkanı Tülay Tuğcu, kararı açıkladı. Buna göre, Özkan, ‘‘Halk Bankası yöneticilerini korumak ve sorumluların yargılanmalarını önlemek kastıyla bilerek ve isteyerek bankalar yeminli murakıplarınca düzenlenen raporların yasal ve haklı nedenlere dayanmadan yeniden değerlendirilmelerini isteyerek sorumlular hakkında yapılacak yargılamayı geciktirmek’’ suçlamasından, yüklenen suçun unsurları oluşmadığı gerekçesiyle beraat etti. Oyçokluğuyla alınan karara Başkan Tülay Tuğcu, Başkanvekili Haşim Kılıç ile üyeler Sacit Adalı, Ahmet Akyalçın ve Osman Paksüt muhalif kaldı. Özkan, ‘‘Hazine’den sorumlu Devlet Bakanlığı’nın talebine karşın Halk Bankası yöneticilerinin imza yetkilerini kaldırmamak’’ suçlamasından da ‘‘yüklenen suçun da unsurları oluşmadığı’’ gerekçesiyle beraat etti. Oyçokluğuyla verilen karara Başkanvekili Haşim Kılıç ile üyeler Sacit Adalı, Ahmet Akyalçın ve Osman Alifeyyaz Paksüt katılmadı. Recep Önal ise ‘‘Halk Bankası yöneticilerini korumak, sorumlularının yargılanmasını önlemek kastıyla bankalar yeminli murakıplarınca Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumu’nun temennilerinin incelemeleri ile ilgili görevlendirmenin yapılmaması ve Başbakanlık makamından alınan onayın Yüksek Denetleme Kurulu’na gecikme ile gönderilmesi’’ suçlamasından oybirliğiyle be Lojman cinayeti kitap oluyor ? ANKARA (AA) Eski SHP Milletvekili Erol Güngör, oğlu Mustafa Güngör’ün öldürülmesinden 15 yıl sonra, yaşadıklarını kitap haline getiriyor. Göngör’ün, yetkililer ile yaptığı görüşmelerin, AİHM’nin konuyla ilgili kararının ve Meclis Araştırma Komisyonu raporunun yer alacağı kitabı, iki ciltten oluşacak. İlk ciltte, AİHM’nin mahkumiyet kararı ve komisyon raporu yer alacak. raat etti. Önal, ‘‘Başbakanlık onayını Yüksek Denetleme Kurulu’na 4 ay gecikmeyle gönderdiği’’ iddiasıyla ilgili suçlamadan ise üye Osman Alifeyyaz Paksüt’ün karşı oyuyla ve oyçokluğuyla beraat etti. Tuğcu’nun kararları açıklamasının ardından salondaki seyirciler alkışladı. Yüce Divan kararlarının temyizi mümkün olmadığından, karar kesin nitelik taşıyor. Mahkeme çıkışında Özkan, ‘‘Mahkeme kararı şu ana kadar yürütülen soruşturmanın ne olduğunu gösterdi. Daha sonra çok çok görüşeceğiz. Gerekli açıklamaları daha sonra yapacağım’’ demekle yetindi. Özkan’ın, duruşmayı izleyen eşi Çiğdem Özkan’a mahkeme çıkışında sarıldığı gözlendi. hikmet.cetinkaya?cumhuriyet.com.tr Faks numaramız: 0212/ 343 72 69 BAROLAR BİRLİĞİ BAŞKANI Yasa değişikliği ödeneği tüketti ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Türkiye Barolar Birliği (TBB) Başkanı Özdemir Özok, Ceza Muhakemeleri Yasası kapsamında barolarca müdafi ve vekil görevlendirme işlemlerinin, ayrılan ödeneğin tükenmesi nedeniyle sürdürülemeyecek durumda olduğunu bildirdi. TBB Başkanı Özok, yazılı bir açıklama yaparak, 18 Kasım 1992 tarihinde kabul edilen 3842 Sayılı Yasa ile Ceza Muhakemeleri Usulü Yasası’nda ‘‘müdafi tayini’’ konusunda düzenlemeler yapılarak, bir suçlama karşısında kalanların Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nin 6. maddesine uygun bir müdafi hizmetinden yararlanmalarının sağlandığını kaydetti. ‘‘Yasadan ve uygulamadan kaynaklanan sorunlar giderilmeden, 4 Aralık 2004 tarihinde kabul edilip 1 Haziran 2005 tarihinde yürürlüğe giren 5271 Sayılı Ceza Muhakemesi Yasası ile ‘tayin’ anlayışının, ‘şüpheli/sanık’tan ‘şikâyetçi’, ‘mağdur’, ‘suçtan zarar gören’ ve ‘katılan’a kadar genişletildiğini’’ ifade eden Özok, ‘‘Soruşturması ve kovuşturması bir müdafi/vekil bulunmadan yürütülemeyecek suç sayısı artırılmıştır’’ dedi. İSTANBUL BAROSU’NDAN AÇIKLAMA BAKANLIK İADE TALEBİNİ YİNELEYECEK Eşitlik komisyonu ? ANKARA (AA) Anavatan Partisi İzmir Milletvekili Serpil Yıldız, TBMM’de kadınlar lehine düzenleme yapılması ve yasama faaliyetlerinde eşitliğin sağlanması amacıyla çalışacak ‘‘KadınErkek Fırsat Eşitliği Komisyonu’’ kurulması için kanun teklifi verdi. Şemdinli iddianamesi siyasi bildiri niteliğinde İstanbul Haber Servisi İstanbul Barosu, Şemdinli iddianamesinin siyasi bildiri niteliği taşıdığını ifade etti. İstanbul Barosu’ndan yapılan yazılı açıklamada, Şemdinli’deki bombalama olaylarıyla ilgili Van Cumhuriyet Savcısı Ferhat Sarıkaya tarafından hazırlanan iddianamenin haklı itirazlara neden olduğu belirtilerek ‘‘İddianame, yetki ve kapsamını aşmış adeta bir siyasi görüşü savunan bir metne, bildiriye dönüştürülmüştür. İddianame olmaktan çok bir durum değerlendirmesidir’’ denildi. Soyut ifadelerle (üst makamlar) denilerek TSK komuta kademesinin hedef alındığı açıkça anlaşılan nitelemelerin, iddianameye konu suçla ve hukukla ilgisinin kurulamayacağı kaydedilerek şöyle devam edildi: ‘‘Unutulmamalıdır ki, Türkiye bir hukuk devletidir. Kamuoyunda hukuku zedeleyici bu tür girişimler en başta hukuk devletine zarar verecektir” Açıklamada, aynı savcı tarafından hazırlanan iddianameyle Cumhuriyet tarihinde ilk kez bir üniversite rektörünün tutuklandığı da anımsatıldı. Yalçın Özbey için resmi bildirim bekleniyor ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Gazeteci Abdi İpekçi ile Papa II. Jean Paul’e yönelik suikast girişiminde adı geçen ve Belçika’da tutuklanan Yalçın Özbey’in iade dosyasının güncellenmesi için bu ülkeden resmi bildirim bekleniyor. Belçika’da tutuklanan Yalçın Özbey’in iadesinin istenmesi için resmi bildirim bekleniyor. Emniyet Genel Müdürlüğü Sözcüsü İsmail Çalışkan, Yalçın Özbey’in tutuklandığına ilişkin Belçika’nın şifahi olarak bilgilendirdiğini bildirdi. Çalışkan, tutuklamanın resmi olarak bildirilmesini beklediklerini kaydetti. Kırmızı bültenle de aranan Özbey’in iade istemine ilişkin dosyayı Adalet Bakanlığı hazırlayacak. Bakanlık’ta Özbey’e ilişkin 1997 yılında Belçika’ya ilettiği bir dosya bulunuyor. Belçika’nın resmi olarak Özbey’in yakalandığını bildirmesinin ardından mevcut dosya güncellenecek. Belçika’dan henüz Özbey’in tutuklandığına ilişkin resmi bildirim yapılmadı. Yalçın Özbey. CUMHURİYET 05 K