18 Mayıs 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 1 NİSAN 2006 CUMARTESİ 18 SPOR spor?cumhuriyet.com.tr Sadettin Saran, iş dünyasındaki başarısının sırrını, sporculuktan gelen disiplinine bağlıyor ‘Bir gün mutlaka Fenerbahçe’ REKORTMEN YÜZÜCÜ OY PAZARLIĞINI SEVMEDİM Camiada kirli ilişkiler derken, kongrelerde oy için yapılan işleri, kulisleri, liste pazarlıklarını kastettim. Çünkü bana çirkin geliyordu. Oy için yapılan pazarlıkları hiç sevmedim, sen beni yönetime alırsan, şu kadar oy getiririm türünde söylemleri kastettim. Sonra da ceza aldım. GALATASARAY’DAN TEKLİF AIG’ye yatırım için G.Saray’dan teklif geldi. Danışmanlarımızla tartıştık. Sonuçta biz bir grubuz. Kendi aramızda doğru bulmadık. Girmeme sebebim ticariydi. Beşiktaş’tan yayın hakkı aldık. Bunlar Saran Şirketi olarak yapılan işler. Asla Sadettin Saran olarak bu adımları atmadım, çünkü Fenerbahçe kimliğim var. ‘Nuri’ye engel oldum’ Almanya’daki Türk nüfusunun fazlalığı Dortmund projesinde etkili oldu mu? Dortmund’u almak büyük bir riskti. Ancak bu kulübün hisselerini almamda Nuri Şahin ve onun gibilerinde etkisi vardır. Çünkü orada Ben eski bir sporcuyum. Cankurtaranlık yaparken bir yüzme yarışmasında adama ihtiyaç oldu. Sen böyle yüzersen ulusal takıma gidersin dediler. 1 yıl sonra ulusal takımdaydım. Türkiye rekoru kırdım. Amerika’dan eğitim bursumu da spor sayesinde kazandım. İş hayatına televizyon ile girdim. Abramovich değilim Size Türk Abromovich’i diyorlar. Sanmam. Kendimi öyle de görmüyorum. Zaten Ben Abramovich değilim. Dortmund’da geçirdiğim süreç bana çok ayrı bir haz verdi. Radyo sektörü için neler söyleyeceksiniz? Reklam sektörünün hep büyüyeceğine inanıyoruz. Radyoların bu pastadan payını alacağını öngörerek bu işe girdik ve beklediğimiz gibi olma yolunda ilerliyor. Radyospor’u biz ilk etapta temiz spora hizmet için kurduk.. Geldiği noktadan memnunuz. Peki yarın Turkcell Süper Ligi’nin yayın hakkı için de girişimleriniz olacak mı? Tüm televizyonlara program veren kuruluş olarak çalışıyoruz. Elbette onu da düşünüyoruz. İyi bir zamanlama ile olabilir. ARİF KIZILYALIN Sadettin Saran adını Türkiye ilk kez spor yayıncılığında duydu. Ardından Fenerbahçe’nin genç yöneticisi olarak sahneye çıktı Saran. Derken, SarıLacivertli kulüpte potansiyel başkan adayı gösterildi. Söylediği bir söz yüzünden çok sevdiği kulübünden uzaklaştırıldı. B. Dortmund’un hisselerini satın aldığı gün, ‘‘Türk Abromovich’’ dediler. Şimdilerde ise Radyospor’un sahibi. Ama radyoculuk, patronu bulunduğu işlerden sadece biri. Cumhuriyet’in sorularını Ortaköy’deki işyerinde yanıtlayan Saran, Fenerbahçe’den, yayıncılığa, Galatasaray’ın hisselerinden projelerine kadar önemli açıklamalarda bulundu. Sadettin Saran kimdir, spor yatırımcısı mı, spor tutkunu mu, eski sporcu mu? Ben eski bir sporcuyum. Cankurtaranlık yaparken bir yüzme yarışmasına adama ihtiyaç oldu. Sen böyle yüzersen ulusal takıma gidersin dediler. 1 yıl sonra da ulusal takımdaydım. Türkiye rekoru kırdım. ABD’den eğitim bursumu da spor sayesinde kazandım. Daha sonra iş hayatına televizyon ile girdim. Sporun televizyonda nasıl yayınlanacağı üzerine çalışmalarım oldu. O yıllarda TRT’de 2. kanal kurulsun mu, kurulması mı konusu tartışılırken, ben sporun televizyonla ilişkisini öngörüp yayıncılığa giriştim. Yurtdışından spor yayınları getirdik. Daha sonra maçlara yöneldik. Ardından da Türkiye’deki maçlara el attık. Bu maçları yurtdışına sattık ve Türkiye’de maçların yayın hakkını alıp satan en büyük distribütör olduk. Birçok bizim evlatlarımız top oynuyor. Dortmund’da hisse aldıktan 34 ay sonra Beşiktaş yöneticiler beni aradı. Nuri’yi istediler, iyi şartlar da teklif ettiler ancak ben buna engel oldum. Çünkü Türkiye’de bozulabileceğini bitip gideceğini, Almanya’daki kariyerini burada yakalayamayacağını düşündüm.. Şimdi Nuri gibi bildiğim önemli starlar var. ‘Dortmund pazarına öğrenmek için girdik’ Ticari açıdan Avrupa’da kulüp yatırımı kârlı bir girişim miydi? Öncelikle futbol bir endüstri. Sporda 500 milyar dolar dönüyor. Bunun 350 milyar doları futbol. Ve biz Dortmund pazarına bir şeyler öğrenebiliriz diye girdik. O dönemde yanlış anımsamıyorsam 7 milyon Avro’ya kulübün yüzde 5’ini aldık. O gün itibarıyla 165 milyon Avro borcu vardı. Bu borcun altına çok önemli bir ABD’li şirketle imza attık. İcra kuruluna girip bizim istediğimiz gibi yönetilecek dedik. Bu dikkat çekti. Anlaşmazlık olunca da biz yarım iş istemeyiz dedik ve çıktık. Buradan ticari değil, vizyon geliri elde ettik. Hatta zamanın Başbakanı Dordmund’u aradı. Türkiye imajı için çok yararlıydı. Bu arada Cannes daha ön plana çıktı çünkü Zidane ile bir görüşme oldu. ‘Cannes’ı alırsan sana destek olurum’ dedi. 3. Ligde olması nedeniyle ilgilenmedik ancak Avrupa’dan başka kulüplerle görüşmeler sürüyor. yabancı programı Türkiye’ye getirdik. Ardından Saran grup olarak bazı kulüplere destek olduk, ayrıca Fenerbahçe’de de yöneticilik yaptım. Spor, Sadettin Saran’ın hayatında en önemli kilometre taşı diyebiliriz o zaman! Kesinlikle sporun hayatımda çok önemli bir yeri var. Ciddi anlamda sporcu geçmişim olmasaydı iş hayatımda bu kadar başarılı olacağımı sanmazdım. Öyle ki spor ABD’de okumamı sağladı. Oradaki disiplin benim iş hayatıma önemli faydalar sağladı. Örneğin yüzme sporunun bazı zorlukları vardır. Sürekli antrenman yapar, devamlılık bilinci oluşturursunuz; bu bilinç bana iş hayatında önemli yarar sağladı. Fenerbahçe’ye gelince; bir dönem en çok konuşulan, genç ve geleceğin başkan adayı olarak gösterilen ismiydiniz. Ama ardından “Camiada kirli işler var” dediğiniz için ceza alıp kulüpten uzaklaştırıldınız. Bu sözler size mi ait? Evet, bu sözler benim. Ama camiada kirli ilişkiler derken, kongrelerde oy için yapılan işleri, kulisleri, liste pazarlıklarını kast ettim. Çünkü bana çirkin geliyordu. Oy için yapılan pazarlıkları hiç sevmedim, sen beni yönetime alırsan, şu kadar oy getiri rim türünde söylemleri kastettim. Sonra da ceza aldım. Peki, ama Başkan Aziz Yıldırım Bey de son kongrede grupları bitirdik dedi, pazarlıkları bitirdik dedi. Sizin ceza aldığınız, onun ise rekor oyla yeniden başkan seçildiği düşünülürse ortada bir çelişki yok mu? Evet, hatta Haysiyet Divanı’na açıklama yapmaya gittiğim zaman Aziz Bey’in benzeri açıklamalarının olduğu bir kaseti de götürdüm. Ama cezayı aldım. Konuyu kamuoyunun takdirine bırakıyorum. Adınız başkan adayı olarak geçtiği için Aziz Bey tarafından rakip olarak görülmeniz de bu cezada rol oynamış olabilir mi? Beni potansiyel bir tehdit olarak gördüklerine dair düşünceler vardı. Ancak o dönemde başkan adayı olmak gibi niyetim yoktu. Sevdiğim, saydığım ve yönetimde beraber çalıştığım kişilerin (Atilla Kıyat Paşa ve arkadaşlarını ima ediyor) beni desteklemesi kafamda bir başkan adaylığı fikri oluşturdu. Niyetim de oluştu, ancak, takım iyi olduğundan ve şampiyonluğa koşan ekibi etkilememe adına yarışa girmedim. Son seçimi ve tek adaylı başkanlık yarışını nasıl değrelendiriyorsunuz, yarın öbür gün aday olur musunuz? Çok adaylı seçim her zaman daha faydılıdır. Bir daha böyle tek adaylı bir seçim olacağını düşünmüyorum. Bu sistem günün birinde sona erecek. Sonuçta bu renklere gönül veren biri olarak niyetim ileride F.Bahçe başkanlığıdır. Ve benim başkanlığımdaki bir Fenerbahçe’nın Avrupa’da başarılara imza atmasıdır. Bir F.Bahçeli olarak Galatasaray’ın Avrupa’daki yayın haklarını alıp, ezeli rakibine destek sağladığnıız yazıldı, çizildi... Fenerbahçeliyim, ancak hiçbir şeyin fanatiği değilim. G.Saray’a ödeme yaparken de sadece onlara değil bir çok kulübe ticari ilişki çerçevesinde para verdik. Bu bir jest değil işti. Biz Türkiye’de Fenerbahçe dahil 11 kulüp, Avrupa’da da 200 kulübünün yayın haklarını üzerimizde taşıdığımız için Galatasaray’la anlaşma konusunda bir sakınca görmedim. G.Saray’ın başını ağrıtan AIG hisselerini alacağınız söyleniyor. AIG’ye yatırım için Galatasaray kulübünden teklif geldi. Kulüpten sporun içindesiniz ilgilenir misiniz diyenler oldu. Danışmalarımızla tartıştık. Sonuçta biz bir grubuz. Kendi aramızda doğru bulmadık. Girmeme sebebim ticariydi. Beşiktaş’tan yayın hakkı aldık. Bunların Saran Şirketi olarak yapılan işler. Asla Sadettin Saran olarak bu adımları atmadım çünkü bir Fenerbahçe kimliğim var. Ama ticarette de Fenerbahçe’nin en çok kazanan kulüp olması için elimden geleni yaptım, yapacağım da. Türkiye’de gerçek anlamda kurumsallaşmış kulüp var mı? Gerçek anlamda kurumsallaşma sağlayan kulüp yok ama ilerleme var. Avrupa’ya bakıldığında işleri profesyoneller yürütür. Esas yönetenler maaşlı, sabah akşam çalışan insanlardır. Bu iş tam anlamıyla Türkiye’de oturmadı. Çabalar oldu ancak tam anlamıyla hiçbir kulüp profesyonel değil. Para babalarıyla ol(Fotoğraflar: maz bu iş. VEYSEL BALKAYA) RadyoPink ticari değil Kadın radyosu kurdunuz. Adı Radyo Pink... Biz 4 erkek kardeşiz. Memur çocuklarıyız. Annemiz bizim için çok önemli. Kadının daha iyi yerlerde olmasını istiyoruz. Sadece ticari sebeple baktığımız bir proje değil. Bu sosyal projelerimizden biri. Ayşe Özgün, Ahu Türkpençe, Seda Kaya Güler, Özlem Göksan, Elif Aktuğ gibi güçlü isimlerden oluşan bir ekibimiz var. Psikologlarımız var. Evde oturan kadın için ekonomik ve sosyal destek ve bilgi veriyoruz. Kazancınızın ne kadarını spora sağlıyorsunuz? Neredeyse yarısını. Bunun geri dönüşü de oluyor doğal olarak, çünkü spora gönül vermeseydim, bugün farklı bir Sadettin Saran olurdum. GÖRÜŞ HALİT DERİNGÖR Fenerbahçe Başkanı Aziz Yıldırım, konuların saptırıldığını söyledi: İDMANA ÇIKMADI Batı’ya ve Doğu’ya Açılan Pencere Başkanlık veya yöneticilik ciddi işlerdir. Herkes bunu yapamaz. Eğitim, yetenek ve sorumluluk duygusu gerekir. Kalıtımsal da değildir bu işler. Herkesin gelebileceği ve getirilebileceği yerler vardır. ‘‘Herkes her işi yapar, demokrasi vardır..’’ bu düşünce yanlıştır. Böyle düşündüğümüz için ülke olarak zaman zaman sancı çekiyoruz. Hükümetin en kritik noktalarına bile o işle ilgili olmayanlar getiriliyor. Bu nedenle bir türlü demokratik olamıyoruz. AB topluluğuna alınmamız bu nedenle zorlaşıyor. Kulüplerin yönetimi çarpıcı örnek. Çoğu spordan gelmezler. Sadece paralı ve paralı adamın koltuğu altında olmak yeterli. Hiç unutmam F. Bahçe Yönetimi’ne seçilen bir üye benden F. Bahçe Kulübü’nün nerede olduğunu sormuştu. Kulüp yöneticilerimizin hangisi soyunma odasının kokusunu teneffüs etmiş, spordan gelmiş? Böyle kaç kişi gösterebilirsiniz? Çok garip bir ülkeyiz. Denizi görmeyenleri bile ulaşımdan sorumlu tutarız. Galatasaray’ın profesyonel çalışanı ‘‘Rakiplerimiz dışardan motive ediliyor’’ gibi bir söz sarfediyor. Bir anlamda ‘‘Teşvik primi veriliyor’’ diye gönderme yapıyor. Sıcağı sıcağına buna F. Bahçe Kulübü Yöneticisi yanıt veriyor: ‘‘Galatasaray fakirfukara senaryosu çizerek hakemleri ve rakipleri etkisi altına alıyor.’’ Şampiyonluğa bu yolda gitmekte olan bir kulübün talihsiz açıklaması. Kutsal rakibinin onurunu kırıyor. Tartışma bitmiyor.. bu defa sazı eline, çiçeği burnunda beyefendi ve centilmenliğiyle tanınan Başkan alıyor: ‘‘Biz fakir fukara edebiyatını onlardan öğrendik.’’ Sözüm ona birisi Batı’ya diğeri de Doğu’ya açılan pencereler. Üzülmemek elde değil. Yöneticilerin spordan gelmediklerini geçelim. Hiç olmazsa görev yaptıkları kulüplerin tarihlerini okusalar. O zaman eski başkanlardan Zeki Rıza’yla Arslan Nihat’ın aralarındaki sıcak ilişkileri İsmet Uluğ ile Suphi Batur’un telefonla konuşurlarken bile ceket düğmelerini iliklediklerini, Selahattin Beyazıt’ın Fenerbahçe Kulübü’yle ilişkilerini, hatta F. Bahçe Kulübü’ndeki bazı kimseleri kendi parasıyla Londra’ya gönderip tedavi ettirdiğini bilirlerdi. Yazık... Bilinçsiz yönetici davranışlarıyla yüz senelik kutsal rekabeti bir kan davasına dönüştürüyorlar. Oysa bu iki kulüp birbirlerinin varlık nedenidir. Biri olmazsa diğeri olmaz. Dünya durdukça da bu karşılıklı rekabet devam edecektir. EPosta: hderingor?hotmail.com Faks: (212) 3437274 Suni gündem yaratılmasın Spor Servisi Fenerbahçe Kulübü Başkanı Aziz Yıldırım, futbol takımlarının başarılı olmasına rağmen sansasyonel gündem yaratmak isteyenlerin, Bizans oyunlarıyla birçok konuyu saptırarak suni gündemler yaratmaya çalıştığını ifade etti. Sarı Lacivertli kulübün aylık resmi dergisinin nisan sayısındaki yazısında, sezon sonuna gelindikçe zorlu bir döneme girdiklerini belirten başkan Yıldırım, şunları kaydetti: ‘‘Özellikle profesyonel futbol takımımız başarılı olmasına rağmen sansasyonel gündem yaratmak isteyenler yine çeşitli Bizans oyunlarıyla kamuoyunu yanlış bilgilendirmeye, doğruları saklamaya ve birçok konuyu çarpıtarak suni gündemler yaratmaya çalışıyorlar. Bunların hepsinin farkındayız. Bütün camia bilmelidir ki, Fenerbahçe onurlu ve kararlı duruşuyla çizdiği yoldan geri dönmeyecektir’’ Fenerbahçe Kulübü, UEFA kriterleri için Futbol Federasyonu’na başvuru yaptı. G.Saray’da Song şoku NEVZAT DİNDAR Galatasaray’da bugünkü zorlu G.Birliği karşılaşması öncesi şok gelişme. SarıKırmızılıların Kamerunlu futbolcusu Song, bugün büyük bir olasılıkla G.Birliği’ne karşı forma giyemeyecek. Ancak iki gündür sakatlığı nedeniyle antrenmana çıkmayan Song’un bugünkü kontrollerden sonra oynayıp oynamamasına karar verilecek. Basına kapalı yapılan çalışmaya çıkmayan Song’un parasını alamadığı için idmanları boykot ettiği haberleri ise kulaktan kulağa yayıldı. Fransa’da ev alan ve bu nedenle parasını isteyen Song’un iddia edildiği gibi sakat olmadığı, para yüzünden antrenmana çıkmadığı bildirildi. Ne var ki sportif direktör Bülent Tulun, Kamerunlu futbolcuyla ilgili herhangi bir sorun olmadığını ve sakatlık problemi bulunduğunu öne sürdü. Tulun, “Problem olsaydı Song, kampa katılmazdı” dedi. Ayrıca dün salonda çalışan Tomas’ın G.Birliği’ne karşı forma giyeceği kaydedildi. G.Saray Teknik Direktörü Eric Gerets‘‘G.Birliği özellikle sezonun ikinci yarısında büyük bir form grafiği yakaladı. Ciddi bir rakip olduğunu bilerek yarın sahada olacağız’’ diye konuştu. Öte yandan Galatasaray, UEFA Kriterleri dosyasını Futbol Federasyonu’na teslim etti. Galatasaray, Fenerbahçe’nin resmi internet sitesinde sarıkırmızılı kulübün adının kısaltma şeklinde kullanılmasını “seviyesiz’’ bulduğunu belirterek kınadı. RÜŞTÜ: ŞİDDETİ YÖNETİCİLER BİTİRİR Spor Servisi Futbol Federasyonu’nun aylık resmi dergisinin nisan sayısında röportajı yayımlanan Fenerbahçe’nin deneyimli kalecisi Rüştü Reçber, son dönemde futbol sahalarında yaşanan olayları yönetim kademesindeki insanların önleyebileceğini ifade etti. Reçber, ‘‘Her kulüp için geçerli olmayabilir ancak yönetim kurullarındaki insanların bazıları rant, bazıları da çıkar peşinde. Bunların önüne geçerseniz olayların da önüne geçersiniz’’ dedi. Yurtiçinde statlarda yaşanan olayların, kulüp yöneticileri ve devletin alacağı sıkı önlemlerle durdurulabileceğini belirten Rüştü, bu konudaki düşüncelerini şöyle aktardı: ‘‘Bütün bu olayları önleyecek insanlar yönetim kademesindeki insanlardır. Maalesef önüne geçemediğimiz bir şey varİnsanların bazıları rant ve çıkar peşinde. Bunların önüne geçerseniz olayların da önüne geçersiniz. ’’ Anelka yoktu, Alex yoktu ama M.Yozgatlı hiçbirini aratmadı HİLMİ TÜRKAY Fenerbahçe, Malatya’da Diyarbakırspor ile oynuyor. Karşılaşma seyircisiz. Biri zor günler yaşıyor, diğeri şampiyonluk kovalıyor. Maç başlıyor, Fenerbahçe sonuca erken gidiyor, Diyarbakır da erken havlu atıyor. Maçın geneline baktığımızda eski Fenerbahçeli futbolcu Şenol Çorlu’nun da ifade ettiği gibi, oyun ‘idman niteliğinde bir çift kale maç’ havasında geçti. Farklı skora karşın SarıLacivertlilerin ortaya koyduğu O bir lokomotif bolcularından.. Daha öncede bu böyleydi, şimdi de.. Gelgelelim Daum bazı futbolcuları çok çok iyi oynasalar da bir sonraki maçta takıma koymuyor. İşte Mehmet Yozgatlı da bunlardan birisi.. Mehmet Yozgatlı’nın oynadığı bütün maçlarda çizdiği grafik ortadır. Hele hele iki Malatya maçında attığı goller vardır ki takımına tam 6 puan kazandırmıştır. Anelka’ya verilen şans Mehmet Yozgatlı’ya sezon başından bu yana verilmiş olsaydı kuşkusuz durum çok farklı olurdu. İşte sonuç ortada.. Anelka’yı hiç arayanınız var mı?. Alman teknik adam nedense futbolcular arasında ayırımcılığını her defasında yapıyor. Luciano, Appiah, Nobre golleri attılar Fenerbahçe daha maçın ilk 45 dakikasında karşılaşmayı kazandı gibi bir şey. Semih var, Zafer var, ikinci yarı başlarken önemli bir G.Antep maçı öncesinde değişikliğe gidip iki oyuncuyu dinlendirsen ne olur? Üstelik kaybedeceğin de bir şey olmadığına göre bu son dakikalardaki egoistliğin niye? Doğrusu anlamış değilim. Ama Alman bunu hep yapıyor, yine de yadırgamamak gerek. futbolu abartmamak gerek. Anelka , Alex , Önder yoktu ama Mehmet Yozgatlı vardı. Sahada basmadık yer bırakmadı, atılan bütün gollerde imza ona aitti, bir lokomotif gibi çalıştı. Yozgatlı şu anda belki de ülkemizde en iyi sağ kanat fut PFDK KARARLARI Serkan’a 10 maç Spor Servisi SamsunKayseri maçı sonrasında maçın orta hakemi Kuddusi Müftüoğlu’na saldırdığı gerekçesiyle Profesyonel Futbol Disiplin Kurulu’na sevk edilen Serkan Aykut’a 10 maç men cezası verildi. CUMHURİYET 18 K
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle