25 Aralık 2024 Çarşamba English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 21 MART 2006 SALI 8 TÜRKİYE İstanbul Edirne Kocaeli Çanakkale İzmir Manisa Aydın Denizli Zonguldak Açık İstanbul HABERLERİN DEVAMI PB PB PB PB B B B PB B 13 19 16 17 19 19 20 18 14 Sinop Samsun Trabzon Giresun Ankara Eskişehir Konya Sıvas Antalya B Y Y Y Y Y Y Y PB 12 16 15 17 12 14 13 10 19 Adana Mersin Diyarbakır Şanlıurfa Mardin Siirt Hakkâri Van Kars Y Y PB Y PB PB PB PB B 21 20 18 18 15 15 10 7 9 Trabzon Ankara İzmir Hakkari Antalya Adana Ş.Urfa Erzurum Bütün bölgelerimiz parçalı ve çok bulutlu, Batı ve Orta Karadeniz’in iç kesimleri, Doğu Karadeniz, İç Anadolu’nun kuzey ve doğusu, Doğu Akdeniz ile Doğu ve Güneydoğu Anadolu’nun batısı yağmur ve sağanak yağışlı geçecek. Hava sıcaklığı tüm yurtta artacak. Çok bulutlu DIŞ MERKEZLER Oslo Helsinki Stockholm Londra Amsterdam Brüksel Paris Bonn Münih PB 0 K 2 PB 1 PB 7 B 4 PB 5 Y 10 PB 6 PB 4 Yağmurlu Stockholm Berlin Budapeşte Madrid Viyana Belgrad Sofya Roma Atina Zürih B PB Y B PB PB Y B Y 3 14 15 8 16 14 15 18 13 Moskova Aşkabat Astana Taşkent Baku Bişkek Tiflis Kahire Şam Karlı K PB PB Y B B B Y PB 2 17 4 20 10 20 15 33 24 Londra Berlin Moskova Belgrad Madrid Ankara Taşkent Tahran Kahire Sulu kar Gök gürültülü Parçalı bulutlu Sisli Bulutlu GÜNCEL CÜNEYT ARCAYÜREK ? Baştarafı 1. Sayfada zünü etmese rahat uyuyamadığı medyaya bir güzel bindiriyor ve... ...‘‘Biz’’ diyor; ‘‘Kalkıp da çarşıdan pazardan sokakta iş bulamayanı getirip yerleştirmiyoruz’’. Türbanı bürokraside tayin ölçütü yapan Başbakan’a haklı mı diyeceğiz? Bu mantığa göre bugüne kadar bürokraside hizmet verenler çarşıdan pazardan sokaktan toplanmış insanlarmış. Çöplüğe atılacak bir görüş. Artık Batı basınında din devleti özlemiyle anılmaya başlanan kendisi ne yapıyor? Din pazarından adam topluyor. AKP’yle hem dinsel hem de vücut ve kafa açısından örtüşenleri, devlet kadrolarına, üstelik devletin duyarlı noktalarına yerleştiriyor. Devlet çarkına cımbızla gerici görüşlere uygun kişileri getiriyor. Bağımsız bir kurum olarak bugüne kadar görev yapan Merkez Bankası’nı Süreyya Serdengeçti’den sonra kendine çevirmeye yönelik asıl niyetini açıklıyor: ‘‘Artık ‘değişiklik yapma’ zamanı geldi!’’ ‘‘Değişiklik yapmak’’ ne demek? Bu, bal gibi kendine, asıl hedeflerine uygun birini MB’nin başına getirmek, bankayı AKP’lileştirmek anlamına geliyor. ??? Tepkiyle karşılanan yaptırımlarını eleştiriden uzak tutabilmek için medyayı karalıyor, CHP’yi karalıyor. Batıda da doğuda da ne mene şey olduğu artık bilinen RTE, kafasına uygun olanları kilit noktalardaki görevlere getirecek, ben yaptım işte diyecek ve ses çıkmasın isteyecek ha! Alın da kaçan mı dememek için insan kendini zorluyor. Abdullah Gül’le birlikte ekonomiyi IMF’ye, dış politikayı ABD’ye, iç politikayı AB’ye bağlamış. Bir de kuzular gibi meleyen medyanın ses tellerini keserek tümüyle susturabilse, CHP’nin ne yazık kiMeclis’le sınırlı kalan muhalefetini tatlı su muhalefetine dönüştürebilse... Oh, dünya varmış diyecek. Çankaya’da kendisi, aşağıda yap deyince yapan, işlet deyince işleten, başarıyı Çankaya’daki RTE’ye devreden bir düzen kuracak; beleş gelen bir taam; yeme de yanında yat! ??? Gerçek yüzünü ABD’deki Başkan Bush’a yakınsivil toplum örgütleri, basın da görüyor. Hasan Pulur yazdı Center for Security Policy (Güvenlik Politikası Merkezi) ‘‘Atatürk’ün deneyiminin sona erdirilmesi ve İslam halifeliğinin onun yerine oturması, uzun bir süredir İslam faşistlerinin amacı olmuştur’’ diyor. Bir başka gerçeğin altını çiziyor: ‘‘Bu hayal, Türkiye’nin AB’ye girmesine ilişkin görüşmeler yapmasına yardım etti. Erdoğan da bunu mahirane bir şekilde Türkiye’nin askerlerini kontrol etmekte kullandı. Böylece askeri güçler, Erdoğan’ın sinsi faşizmine karşı hareket edecek olurlarsa, Türkiye’yi AB’nin dışında tutmakla suçlanacaklardı.’’ Yalan, yanlış mı? Değil! Washington Times’da yayımlanan bu görüşlere koşut yazı, Türkiye’de ‘‘sinsi’’ İslamofaşist darbeden söz ediyor. Şirinlik muskası görüntüsü veren bir yüzün arkasındaki ‘‘amaç’’, ülke dışına taştı. Bu gerçek karşısında uyuyan güzel Türkiye ne zaman uyanacak? Uyanacak mı? Asker konuştu ? Baştarafı 1. Sayfada GÜNDEM ? Baştarafı 1. Sayfada MUSTAFA BALBAY nun değerlendirmeleri tamamlandı. Değerlendirme sonucunda yapılan açıklamada, Van Savcısı Ferhat Sarıkaya hakkında suç duyurusunda bulunuldu. Genelkurmay’dan yapılan yazılı açıklama, sürecin başından bu yana meydana gelen gelişmeler hakkında Türk Silahlı Kuvvetleri’nin, bir kısmını Başbakan Erdoğan’a da ilettiği değerlendirmelerinin özeti niteliğini taşıyor. Askeri kaynaklar, açıklamanın son maddesinin dışındaki bütün konuların ayrıntılarıyla Erdoğan’a iletildiğine dikkat çekiyor. İddianameye ilişkin açıklamaya da yansıyan tepkiler satırbaşlarıyla şöyle: Büyükanıt’ın adının suçlamalara dahil edilmesiyle ‘‘etik kuralların dışına çıkıldığı’’ dile getirildi. TSK mensuplarına, hayali iddialara dayanılarak çok ağır suçlamalar yapıldığı anlatılan açıklamada, böylece ‘‘vahim bir hukuki hatanın işlendiği’’ne dikkat çekildi.Genelkurmay, bölgede görev yapan jandarma personelinin tamamının iddianamede suçlanmasına da tepki gösterdi. Genelkurmay, personelin ‘‘gerçekle ilgisi olmayan suçlamalara maruz bırakıldığını’’ dile getirdi. yoksun veya tecrübesiz olamayacağı, bu bariz hataları yapması için belli bir görüşün temsilcilerinin kamuoyuna da yansımış etki ve telkinleri altında kalmış olabileceği değerlendirilmektedir’’ denildi. Siyasi içerik İddianamenin içerik olarak ilgili bölümlerinin hukuki olmaktan uzak ve siyasi değerlendirmeler barındırdığı belirtilen açıklamada, şu tespite yer verildi: ‘‘...TSK’yi yıpratmaya ve terörle mücadeledeki azim ve iradesini zayıflatmaya yönelik olduğu kanaatine varılmıştır. ...Mesnetsiz, hukuki dayanaktan yoksun ve maksatlı bir belgenin hazırlanmış olması, hem kamu vicdanını hem de TSK’yi ciddi şekilde rahatsız etmiştir.’’ Savcı yasal yetkisini aştı Genelkurmay açıklamasında savcı Sarıkaya’nın soruşturma tavrından duyulan rahatsızlık da net olarak ortaya kondu. Açıklamada, Sarıkaya’nın, kendisine ulaşan iddiaları Genelkurmay’ın yetkisine girenleri hüküm sergileyici ifade kullanmadan yetkili makam olan karargâha iletmesi gerektiği anımsatıldı. Savcı Sarıkaya’nın ‘‘yasal yetkilerini aşarak kendisine göre suç tanımı yaptığı, bunu olmaması gereken bir şekilde iddianameye yansıttığı’’ vurgulandı. Açıklamada ayrıca ‘‘Savcının bu derece hukuk bilgisinden Vahim bir hukuki hata Açıklamanın önemli bir bölümünde Van Savcısı Ferhat Sarıkaya’nın tavrına ve hazırladığı iddianameye tepki yer alıyor. Büyükanıt’ın Şemdinli’deki olaylara karıştığı gerekçesiyle yargılanan astsubay Ali Kaya’ya ilişkin sözlerinin ‘‘Hüküm kurmak amacıyla kasıtlı olarak sadece bir bölümünün dikkate alındığı görülmüştür’’ değerlendirmesi yapıldı. Açıklamada, iddialarla ilgili maddi kanıt ve bulguya dayanmaksızın İktidardan beklenti Açıklamanın 5. maddesinde siyasi iktidar ve Erdoğan’dan TSK’nin beklentilerine de ima yoluyla yer verildi. Açıklamada, Genelkurmay Başkanı Orgeneral Hilmi Özkök’ün Erdoğan’la görüşmesinin ardından basına yansıyan ve yalanlanmayan diyaloglara genel ifadelerle değinildi. TSK’ye yönelik maksatlı suçlamalar karşısında ‘‘öncelikli olarak anayasal sorumluluğu olanların harekete geçmesi’’ istendi. Burada Erdoğan ve Bakanlar Kurulu’nun ima edildiği değerlendiriliyor. Tümcenin devamında, ‘‘...arkasındaki çarpık zihniyetin temsilcilerini makam, statü ve konumları ne olursa olsun kamuoyuna açıklamaları ve haklarında işlem yapmaları gerekmektedir’’ ifadesi yer alıyor. Burada iddianamenin hazırlanması aşamasında TBMM’deki Şemdinli Komisyonu’nun başkanı, iddianamenin basına yansımasının ardından açıklamalarıyla dikkat çeken AKP’li milletvekillerinin kastedildiği savunuluyor. Açıklamanın son cümlesinde ise birlik ve kararlılık mesajı şöyle veriliyor: ‘‘TSK, milletinden aldığı güçle, vatanın birlik ve bütünlüğü için bütün mensuplarıyla, gerektiğinde canlarını da seve seve vererek kutsal görevini yapmaya devam edecektir. Bu mücadele azminin kırılamayacağını ve ne kadar uğraşılırsa uğraşılsın bu kutsal kurumun içine nifak sokulamayacağını yüce ulusumuza teyiden ifade etmek isteriz.’’ BAKANLAR KURULU 7.5 SAAT SÜRDÜ Erdoğan’dan, ‘polemiğe girmeyin’ uyarısı ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Hükümet, Genelkurmay Başkanlığı’nın, Şemdinli iddianamesiyle ilgili sert açıklamasını ‘‘değerlendirmekten kaçındı’’. Açıklama, uzun süren Bakanlar Kurulu toplantısında masaya yatırılırken Hükümet Sözcüsü ve Adalet Bakanı Cemil Çiçek, toplantı sonrasında ‘‘bilgisi olmadığı’’ gerekçesiyle soruları geçiştirdi. Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın, iddianameyle ilgili ‘‘polemiğe girmemeleri’’ yönünde bakanlarını uyardığı öğrenildi. Hükümet, Genelkurmay Başkanlığı’nın, Şemdinli iddianamesiyle ilgili sert açıklamasını ‘‘üstüne alınmadı’’. Genelkurmay’ın yazılı açıklaması, dün sabah saat 11.18’de Anadolu Ajansı’ndan haber olarak geçti. Açıklamadan 12 dakika sonra Bakanlar Kurulu, Başbakan Erdoğan’ın başkanlığında Başbakanlık Merkez Bina’da toplandı. lendirmelerde bulunan Çiçek, konuyla ilgili sorular üzerine, Bakanlar Kurulu toplantısı Genelkurmay açıklamasının ardından başlamış olmasına karşın ısrarla ‘‘metni görmediğini’’ savundu. Konunun Bakanlar Kurulu gündemine gelmediğini ve daha önce konuyla ilgili açıklama yaptıklarını kaydeden Çiçek, konunun yasalar çerçevesinde değerlendirileceğini söylemekle yetindi. Bakanlar Kurulu’ndan sonra AKP Merkez Yürütme Kurulu toplantısına katılan Başbakan Erdoğan soruları yanıtsız bıraktı. (AA) tan sonra ‘‘Bu açıklamanın muhatabı kim’’ sorusuna tek yanıt verilebilir: Siyasi iktidar! Siyasi iktidarın bu tür konulardaki geleneksel tavrını bildiğimiz için buna ilişkin düşüncelerimizi yazının başlığına taşıdık. Şemdinli iddianamesi 13 Mart’ta Genelkurmay Başkanlığı’na ulaşmıştı. Yaklaşık bir haftalık değerlendirmeden sonra dünkü açıklamada, iddianamenin Genelkurmay’ı ilgilendiren bölümleri için şu tanımlar yer aldı: Hiçbir maddi delil ve bulguya dayanmıyor. İmzasız, adresi sahte ihbar mektuplarına dayalı hayali iddialar. Yetkisini aşan savcının ürettiği suç tanımlamaları. Maksadı aşan, hukuki olmaktan çok siyasi içerikli, Türk Silahlı Kuvvetleri’ni yıpratmaya yönelik. ??? İddianameye ilişkin değerlendirme yukarıda aktardığımız çizgide kalsaydı, yargı ile TSK arasındaki bir durum gözüyle bakılabilirdi. Ancak açıklamanın devamında savcı için bu tanımlama yer alıyor: ‘‘İddianamede yer alan usul ve maddi hatalar ile noksanlar dikkate alındığında, bir cumhuriyet savcısının bu derece hukuk bilgisinden yoksun veya tecrübesiz olamayacağı, bu bariz hataları yapması için, belli bir görüşün temsilcilerinin kamuoyuna da yansımış etki ve telkinleri altında kalmış olabileceği değerlendirilmektedir.’’ Bir savcı için bundan ağır bir yorum nedir, biz de merak ediyoruz! Açıklamanın 5. maddesindeki şu tümcelerin de altını çizdik: ‘‘Türk Silahlı Kuvvetleri’ne yapılan bu haksız ve maksatlı suçlamalar karşısında öncelikle anayasal sorumluluğu olanların tavır almaları, bu saldırıyı bütün yönleriyle ortaya çıkarmaları ve arkasındaki çarpık zihniyetin temsilcilerini makam, statü ve konumları ne olursa olsun kamuoyuna açıklamaları ve haklarında işlem yapmaları gerekmektedir.’’ Başlangıçta vurguladığımız gibi, Genelkurmay Başkanlığı hükümeti sorumluluğa davet ediyor! Sonuç olarak Genelkurmay Başkanlığı, Kara Kuvvetleri Komutanı Orgeneral Yaşar Büyükanıt hakkında herhangi bir soruşturma yapmanın gereksizliğini ilan ederken, bu komployu kuranların açığa çıkarılmasını istiyor. ??? AKP iktidarı döneminde pek çok konuda pek çok milat oluştu. Bize öyle geliyor ki Şemdinli iddianamesi ve Merkez Bankası’ndaki yıldırım kadrolaşma girişimi yeni bir milat. Şemdinli iddianamesi gibi Merkez Bankası operasyonu da kadrolaşmadan öte siyasal bir içerik taşıyor. Şemdinli Savcısı Ferhat Sarıkaya ve Merkez Bankası Başkanlığı’na atanmak istenen Erdem Başçı birbirinden çok ama çok farklı süreçlerden gelip devlet kadrolarında ilerliyorlar. Bu iki durum bizde nedense, durup dururken ‘‘Amerikan patentli ılımlı İslam’’ ideolojisini iktidara taşımak için seçilen, ‘‘öncelikle devlet kurumlarını ele geçirme’’ tezini anımsattı! Her iki devlet görevlisinin geldiği yere ve üstlendiği işleve bakıp şöyle düşünenler olabilir: ‘‘Gülen’’ biz olduk! Bakalım son gülen kim olacak? ankcum?cumhuriyet.com.tr IŞIL ÖZGENTÜRK Muhteşem bir cenaze töreni ? Baştarafı Arka Sayfada GENELKURMAY BA Ş KANLI Ğ I AÇIKLAMASININ TAM METNİ 1. Kamuoyunda Şemdinli iddianamesi olarak bilinen konuda Van Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından hazırlanan iki adet dosya 13 Mart 2006 tarihinde Genelkurmay Başkanlığı’na ulaştırılmıştır. 2. Genelkurmay Başkanlığı’nın 8 Mart 2006 tarihinde yaptığı teknik açıklamada belirtilen yasal mevzuat çerçevesinde anılan iki dosyadaki iddia, ihbar, şikâyet ve değerlendirmeler incelenmiş ve aşağıdaki sonuçlara varılmıştır. a. Adil yargılamayı etkilemeye teşebbüs olduğu iddia edilen ve kamuoyu tarafından çok iyi bilinen ifadenin, hüküm kurmak amacıyla kasıtlı olarak sadece bir bölümünün dikkate alındığı görülmüştür. İfadenin tamamı dikkate alındığında hükmün öngördüğü kastın olmadığı açıkça anlaşılmaktadır. b. İddianamede yer alan ve cumhuriyet savcısı tarafından çete kurma fiili olarak bahsedilen bir diğer suçlama ile ilgili olarak halihazırda askeri yargıda devam etmekte olan bir hazırlık soruşturması olmasına rağmen, aynı konuda ve aynı şahıs tarafından verilen yeni ifadelere itibar edilerek, hiçbir maddi delil ve bulguya dayanmaksızın bir yüksek rütbeli komutan adının da aynı suçlamalara yeni bir olay gibi dahil edilmesi, hukukun etik kurallarının dışına çıkıldığını göstermiştir. c. Dosyada yer alan ihbar mektubunda imzası dahi olmayan ve vermiş olduğu adresin sahte olduğunu mülki makamların resmi yazısı ile teyit ettirmiş olduğumuz bir şahsın hiçbir somut delile dayanmayan hayali iddiaları üzerine Türk Silahlı Kuvvetleri’nin bazı mensupları hakkında görevi kötüye kullanma, rüşvet ve kaçakçılık gibi çok ağır suçlamalar yapılarak vahim bir hukuki hata işlenmiştir. ç. Jandarmanın mülki görevleri kapsamında olduğu yasalarda açık bir şekilde ifade edilmiş olmasına rağmen önleyici kolluk faaliyeti için istihbarat temini amacıyla yapılan bir görevlendirme işlemi, bölgede mülki görevi ve sorumluluğu olmayan ancak valinin kuvvet talebi sonrası kolluk kuvvetlerini harekât komutası / kontrolüne alan personel ile de böyle bir talep olmadığı halde irtibatlandırılmış ve bu personel gerçekle ilgisi olmayan suçlamalara maruz bırakılmıştır. d. İddianameyi hazırlayan cumhuriyet savcısı; kendisine ulaşan iddia, ihbar ve şikâyetlerden Genelkurmay Başkanlığı’nın yetkisine girenleri, soruşturma yapmaksızın ve hiçbir hüküm sergileyici ifade kullanmadan, olduğu gibi, yetkili makam olan Genelkurmay Başkanlığı’na göndermesi gerekirken, yasal yetkilerini aşarak kendisine göre suç tanımı yapmış ve bunu olmaması gereken bir şekilde iddianamesine yansıtmıştır. e. İddianamede yer alan usul ve maddi hatalar ile noksanlar dikkate alındığında, bir cumhuriyet savcısının bu derece hukuk bilgisinden yoksun veya tecrübesiz olamayacağı, bu bariz hataları yapması için, belli bir görüşün temsilcilerinin kamuoyuna da yansımış etki ve telkinleri altında kalmış olabileceği değerlendirilmektedir. f. Muhteva olarak bu iddianamenin söz konusu bölümlerinin maksadını aşan, hukuki olmaktan çok siyasi içerikli, bazı mensuplarını hedef alarak Türk Silahlı Kuvvetleri’ni yıpratmaya ve terörle mücadeledeki azim ve iradesini zayıflatmaya yönelik olduğu kanaatine varılmıştır. 3. Yapılan detaylı inceleme ve ulaşılan sonuçlar ışığında, Genelkurmay Başkanlığı’na intikal ettirilen dosyalar kapsamındaki, soruşturulması Genelkurmay Başkanı’nın yetkisine giren personel için daha önce askeri yargıya intikal ettirilmiş olanlar hariç, soruşturma açılmasına gerek olmadığına karar verilmiştir. 4. Yüce Türk milletince çok yakından bilindiği üzere Türk Silahlı Kuvvetleri hukukun üstünlüğüne ve yargının bağımsızlığına yürekten inanan bir kurumdur. İçinden çıkan münferit hukuk dışı davranışları olan personeli hakkında, eğer ciddi ve tutarlı iddialar varsa, kimsenin yönlendirmesine ve telkinine ihtiyaç duymadan gerekli işlemi hiç tereddütsüz yapmaktadır. Hal böyle iken bu şekilde mesnetsiz, hukuki dayanaktan yoksun ve maksatlı bir belgenin hazırlanmış olması, hem kamu vicdanını, hem de Türk Silahlı Kuvvetleri’ni ciddi şekilde rahatsız etmiştir. 5. Türk Silahlı Kuvvetleri’ne yapılan bu haksız ve maksatlı suçlamalar karşısında öncelikle anayasal sorumluluğu olanların tavır almaları, bu saldırıyı bütün yönleriyle ortaya çıkarmaları ve arkasındaki çarpık zihniyetin temsilcilerini makam, statü ve konumları ne olursa olsun kamuoyuna açıklamaları ve haklarında işlem yapmaları gerekmektedir. Bu çerçevede, iddianameyi hazırlamış olan cumhuriyet savcısı hakkında ilgili makamlar nezdinde gerekli girişim tarafımızdan yapılmıştır. Türk Silahlı Kuvvetleri kendisine karşı düzenlenen bu girişimlerin tümüyle farkındadır ve yasal yollardan sonuna kadar da takipçisi olacaktır. 6. Türk Silahlı Kuvvetleri milletinden aldığı güçle, vatanın birlik ve bütünlüğü için bütün mensuplarıyla, gerektiğinde canlarını da seve seve vererek kutsal görevini yapmaya devam edecektir. Bu mücadele azminin kırılamayacağını ve ne kadar uğraşılırsa uğraşılsın bu kutsal kurumun içine nifak sokulamayacağını yüce ulusumuza teyiden ifade etmek isteriz. Saygı ile duyurulur. kadar zavallı, ne kadar ele geçirilebilir bir şey olduğunu gösteriyorsunuz. Gülümseyerek, ‘‘Hayat koskoca bir tiyatro sahnesinden başka bir şey değildir’’ diyorsunuz. Dostlarınızın sizi öyle anımsamasını istiyorsunuz. Tabutun içinde.. ama yaşarken. Hepimiz gibi benim de dostlarıma bazı şeyleri söylemekte çok geç kaldığımı düşündüğüm zamanlar olmuştur. Bir resmi beğenmişimdir, bir müzik parçasına vurulmuşumdur, bir film beni sarsmıştır ama, nedense açıp bir telefon etmeye üşenmişimdir. Sonra birden o sevdiğim kişi ölür ve ben derin bir pişmanlığa düşerim. ‘‘Neden üşendim, neden ona sevgimi söylemedim!’’ Ya da neden vaktinde onun yanında bulunmadım... Belki de bu cenaze törenini muhteşem buluşumun nedeni zaman zaman duyduğum bu çok derin pişmanlık. Péter Halász çok akıllıymış, ölümsüzlüğün tadını tüm dostlarının bir kez daha anımsattığı kendi hayat hikâyesini dinleyerek çıkarmış.. böyle bir cenaze töreni hepimizin başına. Bugün pek de iç açıcı bir hikâye anlatmadığımı biliyorum, ama emin olun biraz düşününce siz de gülümseyeceksiniz. isilozgenturk@superonline. com ‘Parlamentonun da yedeği yok’ Bu arada AKP Grup Başkanvekili Sadullah Ergin, TBMM’de Genelkurmay Başkanlığı’nın açıklamasını değerlendirirken ‘‘Askerin de yargının da yıpratılmaması, yargı bağımsızlığına gölge düşürülmemesi gereğine inanıyorum’’ dedi. Adalet Bakanı Cemil Çiçek’in, daha önce ‘‘Askerin ve yargının yedeği yok’’ dediğini anımsatan Ergin, ‘‘Ama ilave ediyorum; parlamentonun da yedeği yoktur’’ diye konuştu. ‘‘Yargılama izninin verilmemesini nasıl değerlendiriyorsunuz’’ sorusuna, ‘‘Genelkurmay Başkanımızın yetkisinde olan bir husustur. Değerlendirmiştir ve takdirini böyle kullanmıştır. Yetki, sayın başkandadır’’ yanıtını veren Ergin, bir gazetecinin ‘‘Genelkurmay’ın açıklamasında yargı bağımsızlığını zedeleyen bir ifade mi var’’ sorusu üzerine, böyle bir ifade kullanmadığını söyledi. Açıklama damga vurdu Genelkurmay’dan gelen sert açıklama, bir anda Bakanlar Kurulu’nun en önemli gündem maddesi haline geldi. Edinilen bilgilere göre, 7.5 saat süren toplantıda, Bakan Çiçek, iddianameyle ilgili görevlendirilen müfettişlerin Ankara’ya döndüğünü ve bu raporlara göre adım atılacağını söyledi. Erdoğan da, konunun hassasiyeti nedeniyle bakanlarından bu konuda bir değerlendirme yapmamalarını istedi. Toplantının ardından değer 26 MART’TA BAŞLIYOR Saatlere yaz ayarı ANKARA (AA) Yaz saati (ileri saat) uygulaması, 26 Mart Pazar günü 01.00’de, saatlerin bir saat ileri alınmasıyla başlatılacak. Uygulama, 29 Ekim Pazar günü saat 02.00’de, saatlerin bir saat geri alınmasıyla sona erecek. Yaz saati uygulaması, çalışma saatlerinin günün güneşli bölümüne alınması suretiyle gün ışığından daha fazla yararlanılması, elektrik enerjisinin aydınlatmada kullanılan bölümünden tasarruf sağlanması amacını taşıyor. Ayrıca, yaz saati uygulamasıyla akşam saatlerinde en yüksek değerine ulaşan enerji talebinin (puant gücü) azaltılması hedefleniyor. Yaz saati uygulaması başlangıç ve bitim tarihlerinde Avrupa ülkeleriyle birlikte hareket ediliyor. SARIKAYA HAKKINDA İNCELEME Müfettişler döndü ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Şemdinli olaylarıyla ilgili iddianameyi hazırlayan Van Cumhuriyet Savcısı Ferhat Sarıkaya hakkında inceleme yapan Adalet Bakanlığı müfettişleri, Van’daki çalışmalarını tamamlayarak Ankara’ya döndü. Adalet Bakanı Cemil Çiçek’in onayıyla başlatılan inceleme çerçevesinde Van’a giden iki müfettiş, çalışmalarını tamamladı. Müfettişlerin basında yer alan iddiaları da inceledikten sonra rapor hazırlayacakları belirtildi. Adalet Bakanlığı Ceza İşleri Genel Müdürlüğü’nce incelenecek olan rapor, ilgililer hakkında disiplin yönünden ceza talebinde bulunulursa Hâkimler ve Savcılar Yüksek Kurulu’na gidecek. CUMHURİYET 08 K
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle