17 Mayıs 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
7 ARALIK 2006 PERŞEMBE CUMHURİYET SAYFA EKONOMİ ekonomi?cumhuriyet.com.tr ‘Sorunlu arazileri’ ucuza kapatan Taşyapı, Anadolu yakasının çehresini değiştirecek yeni imar izinlerinin peşinde 13 İŞÇİNİN EVRENİNDEN ŞÜKRAN SONER Önlenemeyen yükseliş ? “İmar kararlarında hızla değişiklik yaptırabilen” şirket olarak gündeme gelen Taşyapı, Darüşşafaka’nın arazisinde olduğu gibi şimdi de STFA’nın yıllarca imar izni alamadığı 3035 dönümlük araziye imar planı değişikliği bekliyor. Burası SİT alanı olan Validebağ Koruluğu’na bitişik ve kat izninin düşürülmesi gerekirken yaklaşık 3 kat arttırılıyor. FATMA KOŞAR Gaflet... Tarih kitapları İstanbul işgal altında iken gaflet içindeki siyasi ve dini liderlerin meleklerin cinsiyetini tartışmakta olduğunu anlatır. Arkadaşımız Deniz Kavukçuoğlu da dünkü yazısında tren ve deniz otobüslerinde kıble tartışmasının Chirac Merkel buluşması öncesine rastlamasını anımsatıyor... Dine ilişkin bilgilerimiz yetersiz kalsa da yüzyıllardır tartışma konusu olmamış, İslamiyetin hoşgörüsünün çözüm getirdiği konuların, ipe sapa gelmez ölçülerle tartışma gündemine getirilebilmesinin ne anlamı olabilir ki? Din üzerinden en ucuzundan siyaset yapılmasından başka... Seferi halde oruç tutulmasının zorunlu sayılmadığı, namazda kazaya hak tanıyan, zor durumlarda içinden dua okunmasının ibadet yerine geçebildiği bir inanç sisteminde, yollarda, olur olmaz koşullarda namaz kılmaya kalkışmanın anlamı, inancının gereği dini görevini yerine getirme olabilir mi? Olsa olsa dinin gösterişe, baskı aracı olarak siyasete alet edilmesi olabilir. Kamu görevi yapan belediyelerin feribotlarında kıbleyi bulma arayışları, namaz kılma yeri açılmasının da tek anlamı, en ucuzundan siyaset, dini inançları kötüye, siyasete kullanmaktır. ‘‘Trende ille de ibadet edeceksen, içinden et, din ve ibadet kuralları bu istemi haklı göstermiyor, öngörmüyor..’’ türünden bir yanıt verilmesi gerekirken, kıblenin yönünün bulunamamasının gerekçe yapılması da çok tipik, çok çirkin, dinin bir siyaset aracı olarak kullanılması eylemidir. Zaten AKP iktidarı ile birlikte çok yaygın gündeme gelen, kamu alanlarında, olur olmaz yerlerde, namaz kılmaya tahsisli yerlerin açılması, siyasetin din istismarcılığının ne boyutlarda ayaklar altına alınmış olduğunun örneklerini oluşturmaktadır. ??? Sabahtan akşama yaşamın her alanına dönük olarak suç işleyenler, başkalarının haklarını gasp edenlerin, diniman sözlerini ağızlarından düşürmeden, kendilerini, yaptıklarını kamufle etme çabaları, elbette bu iktidarın kadroları ile damdan düşer gibi gündeme gelmedi. Oldum olası üçkâğıdın, haksız kazancın, karaborsanın yatağı kimi merkezlerde, örneğin İstanbul Tahtakale’de, cumaları namaz saatinde namazda kendini göstermeyen, yaşamını vurgun, haksız kazanç üzerinden yürüten üçkâğıtçı bulamazsınız. Elbette suç işlemenin, yalancılığın, üçkâğıdın, kirli siyasetin ahlak dini ile, Müslümanlığın felsefesiyle uzaktan yakından bir ilişkisi söz konusu değildir. Ama bütün ahlak dinleri, Hıristiyanlık için de geçerli olduğu üzere, din siyasete alet edildikçe, vitrinde örnek oluşturan dini ve siyasi liderler kirlendikçe, model oluşturanların kötü örnek olmaları ile bağlantılı olarak, bireysel suçluluklarını, kirliliklerini dini kullanarak saklamak isteyenlerin varlığında artış olacaktır. Hani güncel gündemimizde İstanbul’un ormanlarının talan edilmesi tartışmaları var ya... Meslek örgütlerinden, işin içinde, olup bitenleri yakından bilen uzman arkadaşlarla dedikodusunu yapıp duruyoruz.. Kimsenin aklının ucundan Acaristanbul rezaletini hafif göstermek geçmiyor. Ne yazık ki uzman bir tek kişi bile, AKP iktidarının gerçekten orman yağmasına karşı bir siyaset geliştirmek istediğine, bu işin sonunu getireceğine inanmıyor. İnançsızlık, AKP iktidarının bu konulara yönelik, sayısız icraatındaki sabıkalarından besleniyor. Yağma afları buzdağının sadece görünen yüzü. Yağmanın odağında o kadar siyasal İslamcı kimlikli, siyaseti çıkar aracı olarak kullanan yönetici, bürokrat kadrolar, şirketler var ki... Kimi yorumcu arkadaşların da altını çizdikleri gibi, imar yağması, ormanların katledilmesi suçu, biriki kişi ya da şirketin kendi başlarına işleyebilecekleri bir suç değil ki. Suç ortakları ordusu gerekiyor. Ne yazık ki, operasyon bir tek şirkete yönelik olunca da siyasi iradenin dürüstlükten yana bir operasyonu başlattığı değil, tam tersi kötü emelleri olabileceği izlenimi yaratıyor.. Kulaktan kulağa, adları da sayılarak, ‘‘... şirketlerinin imar ve orman yağması suçları ne olacak? İktidarla, yerel yönetim kadroları ile ilişkileri hangi boyutlarda?.. Akraba üzerinden yürüyen şirketin, en üst düzey iktidar kadroları ile ilişkisi ne?.. Arap kökenli şirketin partiye yaptığı bağış rakamı ne? O nedenle mi ne pahasına olursa olsun özel imar izni gündeme gelebiliyor...’’ sorularının, bilgilendirilmelerin ardı arkası kesilmiyor.. Güven bunalımı, bazen günübirlik kendini yalanlayan siyasi çıkışlardan başlayarak, iktidarın her alanındaki icraatlarında çok boyutlu yaygınlaştıkça, dini kullanarak temize çıkma çabaları da daha fazla gündeme geliyor. Tabii aynı ölçülerde sırıtıyor.. [email protected] Bu sokakta çocuk oynayamaz Taşyapı’nın yine imarla ilgili beklemede olduğu bir diğer arazi de Sümerbank’ın eski lojmanlarının olduğu yer. Edinilen bilgiye göre, buradaki lojmanlar yıkıldı ve amaç tapularda sokağın böldüğü iki arsanın birleştirilmesi. Böylelikle Taşyapı burada şimdiki plana göre sınırlı sayıda yapabileceği konut sayısını oldukça arttıracak. Validebağ Gönüllüleri Derneği, her iki araziyle ilgili gelişmeleri izleyip müdahil olmaya çalışırken “Çoğunlukla inşaatlar bitince yargıdan dönen planlar tadil ediliyor. Bunun böyle olmasına izin vermeyeceğiz” dediler. Aldığı arazilerde imar planı değişikliğinde zorlanmayan Taşyapı, İstanbul’un Avrupa yakasında Altunizade havzasının kâbusu oldu. Darüşşafaka’nın Koşuyolu’ndaki arazisinde olduğu gibi STFA’nın yıllarca imar izni almayı başaramadığı Altunizade’deki 3035 dönümlük arazisini alan Taşyapı, bugünlerde imar planlarında yeni değişiklik kararları bekliyor. Arazilerden biri Altunizade’de STFA’dan satın aldığı Validebağ arazisi. Burası SİT alanı olan Validebağ Koruluğu’na bitişik olduğu için kat izninin 21 bin metrekareden 12 bin metrekareye düşürülmesi gerekiyor. Oysa Taşyapı’nın imar planlarında değişiklik ve izin beklediği arazilerdeki bütün yapılar yıkıldı. Birinde çocuk parkı olan arazilerden Sümerbank’tan alınanı şu anda park yeri olarak kullanılırken STFA’dan alınanı kapıda bekçiyle korunuyor. çıkarılmak istenen karar konut alanını 45 bin metrekareye yükseltiyor. Değişiklik, şu anda Şehir Planlama’da. Validebağ Gönüllüleri Derneği, 1999’dan beri SİT olgusunun tapulara işlenmesi için bastırıyor. Dernek yetkilileri Hüseyin Albayrak ve Latif Şimşek’in verdiği bilgiye göre, bu durum tapuya işlendiğinde yapılaşma maksimum 3 kat olacak ve ancak ciddi bir kamusal alan bırakılarak proje geliştirilebilecek. Buna karşılık Taşyapı’nın yüksek katlı lüks konut için izin beklediğini ve başvurunun şehir planlamada olduğunu belirttiler. Karar, bu daireden sonra İstanbul Büyükşehir Belediyesi Meclisi’ne gidecek. ‘Haydarpaşaport’ hazırlığı mı? Bütün bunlar yaşanırken Haydarpaşa Numune Hastanesi’nin depreme dayanıksız hale gelecek kadar eskiyen binalarını taşıma izni bile alamadığı alana köprülü kavşak yapılması kararı alındı. Bu kavşak, Taşyapı’nın arazisinin hemen dibinde başlıyor ve bölge sakinlerince Haydarpaşaport’a hazırlık olarak değerlendiriliyor. E5’in yönünü değiştiren bu altyapı hazırlığının Haydarpaşa’da TIR garajından depolama alanlarına kadar geniş bir projeye işaret ettiği ifade ediliyor. GSM pazarında kıyasıya yapılacak rekabette, en kârlı çıkacak kesim aboneler olacak Cepte büyük rekabet başlıyor Sanayi üretimi yüzde 5.8 arttı Ekonomi Servisi Sanayi üretimi yılın üçüncü çeyreğinde yüzde 5.8 artış gösterirken özel sektördeki üretim artışı yüzde 4’te kaldı. Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK), Üç Aylık Sanayi Üretim Endeksi 2006 yılı üçüncü dönem sonuçlarını açıkladı. Buna göre sanayi üretimi yılın üçüncü döneminde geçen yılın aynı dönemine göre yüzde 5.8 yükseldi. Geçen yıl aynı dönemdeki artış yüzde 4.5 olmuştu. Ancak bu yılın ikinci dönemindeki yüzde 9.4 oranındaki artışa göre ise üçüncü dönemde önemli bir yavaşlama gözlendi. İmalat sanayiyi alt sektörleri itibarıyla üretimi en fazla artan sektör, yüzde 81.4’lük artış ile başka yerde sınıflandırılmayan elektrikli makine cihazları imalatı oldu. Gıda ürünleri içecek imalatı yüzde 8.1, tekstil ürünleri imalatı yüzde 3.6 artarken ham petrol ve tabii gaz üretimi yüzde 17.1, giyim eşyası imalatı yüzde 2.6 ve plastikkauçuk ürünleri imalatı yüzde 15.2 azaldı. ? Operatörlerin yönetim sorunlarını çözmesiyle 7.2 milyar doları geçen GSM pazarında kıyasıya bir rekabet bekleniyor. Bu rekabette en kârlı çıkacak taraf ise GSM aboneleri olacak. Ekonomi Servisi Bir süredir yönetimle ilgili yaşadıkları sorunlar nedeniyle durgun bir dönem geçiren GSM pazarında, yeni atamalarla birlikte sektördeki rekabet yeniden yükselecek. 3G lisanslarının dağıtılacak olması, numara taşınabilirliği uygulamasının 2007’de başlayacak olması ve yabancı yatırımcıların bütçelerini büyütmesi sektörde hareketli günlerin yaşanacağının habercisi. Turkcell’de ataması uzayan, ancak Microsoft’tan Süreyya Ciliv’in transferi ile sonuçlanan genel müdürlük sorununun çözülmesiyle sektörde dengelerin yeniden değişebileceği konuşulur oldu. Avea’da Cüneyt Türkkan, Telsim’de Atilla Vitai ile Türk Telekom’un başkanı Paul Doany ile, sektörle ilgili alınacak kararlarla pazardaki dengeler yeniden kurulacak. Bu alanda çalışmalarına hız veren Telsim, stratejisini “ucuz konuşma” olarak değil de kaliteli servis üzerinde kurmaya hazırlanırken Turkcell yeni süreçte marka çalışması konumunu güçlendirecek. Altyapı düzenlemelerini tamamlayan Avea ise büyüme stratejisini öğrenci ve memurlar üzerinde kurmuş durumda. Pazarda abone sayısını 30 Eylül itibarıyla 30.8 milyona çıka ran Turkcell, pazarda yine lider konumunda yer alırken 12 miyon 181 bin aboneyle Telsim ikinci, 7.5 milyon aboneyle de Avea pazarın üçüncüsü konumunda bulunuyor. Sektörün en büyük sorunu ise kişi başına aylık konuşma gelirinin 120 dolardan 12 dolara gerilemesi. 2007 yılında da bu alan da bir artış beklemeyen operatörler, bu durumdan en kârlı çıkacak kesimin, sayısı 55 milyona yaklaşan GSM kullanıcıları olacağını belirtiyorlar. Paslanmaz çelik hızlı gelişecek Ekonomi Servisi Jindal Stainless Limitet Ticari Müdürü Ravindra Kumar Goyal, paslanmaz çelik üretiminin Avrupa’dan Doğu’ya kayışının hızlanacağını belirterek “Türkiye gibi maliyetlerin Avrupa’ya göre daha düşük olduğu ülkelerde çok hızlı gelişme olacak’’ dedi. “Paslanmaz Çelik ile Rekabeti Arttırmak’’ konulu toplantıya katılan Goyal, dört ana şirketten oluşan Jindal Stainless’in 4 milyar doların üzerinde bir cirosunun olduğunu söyledi. Vodafone, Telsim’i iyi buldu İngiliz Vodafone, Telsim’deki kâr marjının öngördüğünden daha yüksek olmasını beklediğini ve bu nedenle şirkete daha az para aktaracağını açıkladı. Vodafone’dan yapılan açıklamada, orta vadede Telsim’de yüzde 20’lerin ortasında bir rakam olarak tahmin edilen, faizamortisman ve vergi öncesi kâr marjının yüzde 30’a yakın beklendiği ifade edildi. Vodafone, Telsim’in faaliyetleri için gereken başlangıç sermaye yatırımının da daha önce öngörülen 1.2 milyar dolardan 850 milyon dolar civarına düşmesini bekliyor. Vodafone, Telsim’i geçen yılın sonlarında 4.55 milyar dolara TMSF’den satın almıştı. Öte yandan Vodafone ve Motorola, Telsim’in altyapısının yenilenmesi için 8 yıllık anlaşma imzaladı. İ N G İ LT E R E ’ D E C İ P S AT I Ş L A R I D İ B E V U R D U İngiltere’de hükümetin ve belediyelerin daha çok yakıt tüketen 4x4 tipi araçlara ekstra vergiler uygulayacaklarına dair açıklamaları, bu tür araçların fiyatlarında büyük bir düşüş olmasına yol açtı. Ciplere uygulanacak ekstra vergilerle ilgili haberlerin çıkmasından bu yana bu tür araçların ikinci el piyasasında da müthiş bir durgunluk başlarken sadece son bir ayda satışlarda yüzde 15’lik düşüş oldu. 2006 yılında cip satışlarında ortalama yüzde 6 düşüş olurken küçük otomobillerin ve 7 kişilik minibüs tipi araçların satışlarında ise yüzde 4’lük bir artış sağlandı. Londra Belediye Başkanı’nın kentin en lüks semtinin adına atıfta bulunarak “Chelsea tipi traktör’’ diye adlandırdığı ve kullananlara “görgüsüzler” dediği ciplerin pazar payı bu yıla kadar sürekli büyüyordu. 1996 yılında 78 bin cip satılan İngiltere’de bu rakam 2005 yılında ise 187 bine çıkmıştı. R U S YA , I K E A’ YA YA R A M A D I 2 milyar dolarlık toplam yatırımıyla Rusya’daki en büyük perakende zinciri yatırımcılarından olan IKEA’nın başı dertten kurtulamıyor. İki yıl önce üst düzey bir şirket yetkilisi medyaya “Bu ülkede herkese rüşvet ödemekten bıktık, Putin’den randevu istiyorum, şikâyet edeceğim” açıklaması yaptığından beri, IKEA’nın işleri yolunda gitmiyor. Daha önce Moskova’daki Himki alışveriş merkezi, açıldıktan hemen sonra bir süre kapatılan ve ilk şoku yaşayan IKEA, Nijniy Novgorod’da da aynı akıbetle karşılaştı. Novgorod IKEA, tam da yeni yıl nedeniyle Rusya’da alışveriş çılgınlığının başladığı bir dönemde 30 günlüğüne kapatıldı. Uzmanlar, IKEA’nın aylık kaybının 37 milyon dolar olacağını, bunun günlük ortalama 1.2 milyon dolar zarar anlamına geldiğini söylediler. EV TELEFONLARINDA SMS DÖNEMİ Karel, kablolu hatlardan SMS gönderen TM100 SMS’li telefonu pazara sundu. Karel’den yapılan açıklamaya göre, Türk Telekom’un 1 Aralık 2006 tarihinden itibaren sunmaya başladığı hizmetten, uyumlu telefonların kullanılması ve hattın CLIP (arayan numarayı gösterme) özelliğinin açık olması halinde yararlanılabiliyor. Bu durumda sabit telefondan sabit telefona ve sabit telefondan cep telefonlarına kısa mesaj (SMS) gönderilebiliyor. SMS uyumlu olmayan cihazlara gönderilen yazılı mesajlar ise sesli mesaj olarak iletilebiliyor. SMS gönderme/almanın yanı sıra 80 hafızalı telefon defteri, handsfree, tarih/saat/alarm özelliği, gelen/giden çağrılar için 50 numara kayıt hafızası, 10 VIP numara için hızlı arama tuşu atayabilme gibi pek çok fonksiyonu bünyesinde barındıran Karel TM100; gümüş ve fildişi renk seçenekleri ile sunuluyor. TC YEDİTEPE ÜNİVERSİTESİ HUKUK FAKÜLTESİ ROMA HUKUKU SEMİNERLERİ “Accessory Nature of Pledge in Roman Private Law” Prof. Dr. José Luis Alonso Rodriguez BilbaoSan Sebastian Üniversitesi Öğretim Üyesi Federico del Rosso Ödülü “PapyrologyLegal Papyrology” “Dioskonos of Aphrodite6th Century Lawyer, Notary, Poet” Prof. Dr. Jakub Urbanik Varşova Üniversitesi Hukuk Fakültesi Öğretim Üyesi 8 Aralık 2006 Cuma Saat 14.00 TC Yeditepe Üniversitesi Hukuk Fakültesi Binası 26 Ağustos Yerleşimi Kayışdağı, Kadıköy www.hukuk.yeditepe.edu.tr CUMHURİYET 13 K
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle