Katalog

15 KASIM 2006 ÇARŞAMBA CUMHURİYET SAYFA HABERLER DEVRİMCİ SOL ANA DAVASI 3 Turhan Selçuk SÖZ ÇİZGİNİN GENİŞ AÇI HİKMET BİLA Sanıklardan savcıya eleştiri İstanbul Haber Servisi Sıkıyönetim Askeri Mahkemesi tarafından 1981 yılında açılan ve Yargıtay'ın “eksik evrak” nedeniyle bozduğu 1243 sanıklı Devrimci Sol ana davasının yeniden görülmesine devam edildi. Kayıp 100 klasörünün bulunamadığı, iddianamesinin aslının olmadığı davada, ölen sanıklar hakkında da cezaların istendiği mütalaanın geri çekilmesi istendi. Üsküdar 1. Ağır Ceza Mahkemesi'ndeki duruşmaya, tutuksuz 19 sanık katıldı. Sanıklar, 12 Eylül hukukunun devamı olan davanın düşürülmesini talep ettiler. Cumhuriyet savcısının savunmaları dinlemediğini söyleyen sanık Mehmet Doğan’ın, “Bizim için idam isteyen savcı dosyaları mahkemede inceleme fırsatı buluyor” sözlerine Cumhuriyet savcısı müdahale etti. ‘Müzakere’den ‘Mütareke’ye Sonunda Amerika’nın eski Birleşmiş Milletler Büyükelçisi Richard Holbrooke da isyan etmiş. Hani şu, Bosna krizini çözdükten sonra Kıbrıs’ı da çözeceğini sanan ve Kıbrıs koordinatörlüğünden apar topar kaçan diplomat. Holbrooke, Brüksel’de bir yuvarlak masa toplantısında konuşmuş. Toplantının adı ilginç: ‘Türkiye’yi kaybediyor muyuz?’ ??? Amerikalı diplomat, AB’nin Genişleme Komiseri Olli Rehn’e sormuş: ‘Türkiye her koşulu yerine getirirse sonunda üye yapacak mısınız?’ Devam etmiş: ‘Türkiye ne yaparsa yapsın, AB koşulları sürekli değiştiriyor.’ Ve özetlemiş: ‘Avrupa’dan Türkiye’ye sürekli düşmanca mesajlar geliyor.’ Holbrook’un sözlerinde bir tek yanlış yok. Çünkü AB’nin Türkiye’ye tavrı, artık üye yapmak istediği bir ülkeyle ‘müzakere’ kılığından çoktan çıktı ‘mütareke’ baskısına dönüştü. Artık tüm dünya görüyor ki, AB’nin Türkiye’den istekleri, Avrupa kurumları ve kurullarından, üye ülkelerin hükümet ve parlamentolarından yükselen sesler, uyum ve üyelik talepleri değil, ‘mütareke korosu’nun canhıraş feryatlarıdır. Neden ‘canhıraş feryat’ dedim. Koskoca Avrupa feryat eder mi? Eder. Eğer, o güne kadar uyguladığı kriterlere aykırı olarak, sadece Türkiye’ye diz çöktürmek için bir halt etmişse, feryat eder. Evet, AB, 2004’te Kıbrıs Rum kesimini ‘Kıbrıs Cumhuriyeti’ adıyla üye yaptı ve halt etti. Aday ülkelere en küçük bir anlaşmazlığı bile çözmeden gelmemelerini söyleyen AB, bölünmüş Kıbrıs’ı üye yaptı. O Kıbrıs ki, sınır anlaşmazlığı bir yana, iki ordunun eller tetikte karşılıklı beklediği, ateşkese rağmen savaş halinin devam ettiği, dünyanın en karmaşık sorunlar yumağı olan bölgesi. AB bu ülkeyi üye yaptı. Kıbrıs’ın AB üzerinden Yunanistan’a bağlanmasını (Enosis) gerçekleştirdi. Demokrasi, özgürlük, insan hakları kavramları arkasına gizlenmiş tam bir 19’uncu yüzyıl alicengiz oyunu. ??? AB, şimdi bu oldubittiyi Türkiye’nin kabul etmesini istiyor. Üstelik bir de tarih vererek: ‘14 Aralık’a kadar’. Türkiye Cumhuriyeti gibi bir ülkeyi bir kabile konumuna indirerek. Türkiye bu oldubittiyi kabul edecek mi? Zor. Bu oldubittiyi kabul etmek Türkiye’de her babayiğit iktidarın harcı değil. Türkiye’nin AB rüyası, bitse bitse, bu oldubitti reddedildiği için değil, kabul edildiği için biter. Çünkü peşinden yeni oldubittiler gelecek. TürkiyeAB ilişkilerini doğru rayına oturtmanın yolu, AB’ye ne büyük bir salaklık yaptığını kabul ettirmekten geçer. Peki, AB salaklık yaptığını kabul eder mi? Eder. Bal gibi eder. Zaten farkında. Şaşkınlığı, telaşı, feryadı da bu yüzden. Yeter ki, karşısında güçlü ve kararlı bir irade olsun. [email protected] ‘Yargılamanın kalitesi düştü’ Sanık avukatı Taylan Tanay, sanıkların savunmaları dinlenmeden esas hakında mütalaa verildiğini dile getirerek, ölenler hakkında bile ceza istenmesinin yargılamanın kalitesini ortaya koyduğunu dile getirdi. Tanay ve diğer sanık avukatları, koşullar sağlanmadan esas hakkında savunma yapamayacaklarını ifade ettiler. Duruşma sonrasında adliye önüne gelen Haklar ve Özgürlükler Cephesi üyeleri, “12 Eylül'den bugüne 12 Eylül hukuksuzluğu sürüyor” yazılı pankart açarak, yargılamanın hukuksuz olarak sürdüğünü ifade ettiler. El Kaide davasının duruşmasında sanık İlhan, bombalı saldırıları överek cihat çağrısı yaptı Sakka’ya müebbet istendi Duruşmaya Sakka ve diğer 20 tutuklu sanık katıldı. İstanbul Haber Servisi Terör örgütü El Kaide'nin üst düzey yöneticisi, İstanbul'da 1520 Kasım 2003 tarihlerinde gerçekleştirilen bombalı saldırıların finansörü olduğu ileri sürülen Louai Sakka'nın “Anayasal düzeni silah zoruyla değiştirmeye teşebbüs" suçundan ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasına çarptırılması istendi. Tutuklu sanıklardan 14'ünün tahliye edildiği duruşmada, sanık Harun İlhan, bombalı saldırıları överek, cihat çağrısı yaptı. El Kaide'nin Türkiye yapılanması içinde faaliyet gösterdikleri, İstanbul'da bombalı saldırıları gerçekleştirdikleri öne sürülen 73 sanığın yargılanmasına devam ? Savcı Ersöz, 1520 Kasım saldırılarının finansörü olduğu ileri sürülen Sakka’nın “Anayasal düzeni silah zoruyla değiştirmeye teşebbüs”ten ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasına çarptırılmasını talep etti. Duruşmada tutuklu 14 kişi tahliye edilirken, sanık Harun İlhan “Bekleyin, Muhammet'in orduları geliyor” dedi. edildi. İstanbul 10. Ağır Ceza Mahkemesi'ndeki duruşmaya Louai Sakka ve Hamed Obysi'nin de aralarında bulunduğu 21 tutuklu sanık katıldı. Cumhuriyet Savcısı Süleyman Ersöz, Sakka ve Obysi yönünden esas hakkındaki görüşünü açıkladı. Sakka'nın İstanbul'da bombalı eylem yapılması fikrini Ladin'le paylaşarak ortaya attığını, gerekli parayı Habip Aktaş'a Türkiye'de teslim ettiğini ifade etti. Sakka'nın El Kaide’nin üst düzey yöneticisi olduğunun anlaşıldığını belirten Savcı, Sakka'nın eylemlerinden dolayı ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasına çarptırılmasını istedi. Sakka’nın ayrıca "tehlikeli maddeleri izinsiz bulundurmak, evrakta sahtecilik ve genel güvenliği tehlikeye sokmak'' suçlarından da 9 yıldan 26.5 yıla kadar hapsini isteyen savcı, Obysi'nin de 15 yıldan 35.5 yıla kadar hapis cezalarına çarptırılmalarını talep etti. El Kaide'nin Türkiye Şurası üyesi sanık İlhan, haçlı siyonist ittifakı ile savaşın fetih hareketine dönüşeceğini söyleyerek “Bekleyin, Muhammet'in orduları geliyor" dedi. İlhan, zalimlerin zulmüne son vermenin yolunun cihat olduğunu kaydetti. Sakka'nın avukatı Osman Karahan, Aktaş'a para veren kişi olan “Suriyeli Alaattin”in Sakka olmadığını belirterek Ala el Fettahi’nin pasaportunun fotokopilerini mahkemeye sundu. İlhan, "Aktaş'ın yanında gördüğüm ve parayı getiren kişi budur" dedi. Bu sırada ayağa kalkmayan Sakka salondan çıkarıldı. İmam 4 kişiyi öldürdü ? TOKAT (AA) Tokat'ın Erbaa ilçesine bağlı Ortaköy Merkez Camisi'nde görevli imam Osman Metehan Akar (27), izinli olarak gittiği Niksar'ın Şahinli köyünde, dedesi Hilmi Sivri (72), anneannesi Celile (71), dayısı Kaşif (47) ile dayısının eşi Güler Sivri'yi (42) tabancayla öldürdü. Güvenlik güçleri olayın ardından kaçan imamın yakalanması için çevre il ve ilçelerde çalışma başlattı. Midedeki kokain acil iniş yaptırdı ? MADRİD (AA) Gana'dan kalkan ve Amsterdam'da aktarma yapan bir uçaktaki yolcunun kokain dolu küçük poşetler kusmaya başlaması üzerine pilot, İspanya'nın Barcelona kentine acil iniş yaptı. İspanyol basınındaki haberlerde, 37 yaşındaki Ganalı yolcunun, yuttuğu poşetlerden birinin midesinde patlaması sonucu fenalaştığı ve 96 küçük poşet içinde toplam 1.8 kilo kokain yuttuğu ortaya çıkan adam yüzünden uçağın, El Prat Havaalanı'na acil iniş yaptığı bildirildi. Ganalı yolcunun, Barcelona'da acilen ameliyat edildiği kaydedildi. SAĞLIKLI YAŞAM İÇİN YÜRÜDÜLER Türkiye Diyabet Vakfı üyeleri, Dünya Diyabet Günü nedeniyle yurttaşları bilinçlendirme etkinlikleri kapsamında yürüyüş düzenledi. Ellerinde balonlar taşıyan ve “Daha iyi bir yaşam için” yazılı kırmızı yağmurluklar giyen vakıf üyeleri, akordeon ve alkışlar eşliğinde Tünel'den Taksim Meydanı'na yürüdüler. Türkiye Diyabet Vakfı Başkanı Temel Yılmaz, diyabetin kontrol edilebileceğini belirterek herkesi diyabetle sağlıklı bir yaşam için mücadeleye çağırdı. (ŞULE KÖKTÜRK) Diyabet konferansı ANMA ETKİNLİĞİ Goya'nın tablosu çalındı ? NEW YORK (AA) Ünlü İspanyol ressam Francisco de Goya'ya ait bir tablonun, sergilenmek üzere New York Guggenheim Müzesi'ne gönderilirken yolda çalındığı bildirildi. Hırsızlığın Pennsylvania eyaletinin Scranton kentinde meydana geldiği belirlendi. Tabloyu sigortalayan şirketin tablonun kurtarılmasına yönelik bilgi verecek kişi ya da kişilere 50 bin dolar ödül vereceği açıklandı. 1778 yılında tamamlanan ve oyun oynayan dört çocuğun resmedildiği tablo, bir milyon dolara sigortalanmıştı. Sait Faik 100 yaşında SAKARYA (Cumhuriyet) Türk edebiyatının ünlü yazarlarından Sait Faik Abasıyanık, doğumunun 100. yılında Adapazarı’nda anıldı. Adapazarı Büyükşehir Belediyesi’nce gerçekleştirilen etkinlikler kapsamında düzenlenen panelde konuşan yazar Mustafa Miyasoğlu, ‘‘Sait Faik, Türkiye’de ilk kez uluslararası onurlandırılmaya muhatap alınan yazar. Mark Twain Derneği üyeliği tevdi edilmiş kendisine’’ dedi. Edebiyatçı şair Mustafa Şerif Onaran da Sait Faik’in öyküye yeni bir soluk getirdiğine işaret etti. Etkinlikler kapsamında, Sait Faik anısına sergi açıldı. İstanbul Haber Servisi Dünya Diyabet haftasında, halkın diyabete karşı uyarılması ve alınması gereken önlemler çeşitli etkinliklerle sürerken program çerçevesinda bugün bir konferans ve panel düzenlenecek. Cemal Reşit Rey Konser Salonu'nda saat 13.00'te Uluslararası Diyabet Federasyonu Avrupa Bölgesi Yönetim kurulu üyesi Finlandiyalı Marjatta SteniusKaukonen’in konuşması ile başlayacak konferansta, ulusal sağlık politikaları ve diyabetle mücadelede stratejik gelişmeler, tip 2 diyabet önleme programı, siyasi partilerin ve Sağlık Bakanlığı'nın sağlık politikası değerlendirilecek. Daha sonra düzenlenecek panelde de hasta hakları, ilaç endüstrisi ile hekim, hemşire ve diyetisyenlerin sorun ve önerileri tartışılacak. Şükrü Demirkürek anıldı ? İstanbul Haber Servisi Bağcılar Atatürkçü Düşünce Derneği (ADD) üyesi olan ve 1999’da İBDAC terör örgütü üyeleri tarafından öldürülen Şükrü Demirkürek, mezarı başında düzenlenen törenle anıldı. Bağcılar ADD Başkanı Süleyman Ak, ‘‘Demirkürek, Atatürk ilkelerine inanmış adam gibi adamdı. Katillerini besleyen, saklayan, eline silah veren emperyalizm uşaklarına lanet ediyoruz'' dedi. CUMHURİYET 03 CMYK