Katalog

30 OCAK 2006 PAZARTESİ CUMHURİYET SAYFA HABERLER Mal varlığını açıklayacağına ilişkin sözlerini yalanladı, basını ağır bir dille suçladı 5 Erdoğan yine çark etti İSTANBUL/ANKARA (Cumhuriyet) İstanbul’da katıldığı bir toplantıda mal varlığını yarın (salı günü) açıklayacağını söyleyen Başbakan Recep Tayyip Erdoğan dün kendini yalanladı. Yine basını suçlayan Erdoğan, ‘‘Ben dün orada ‘mal varlığımı açıklayacağım’ demedim’’ diye konuştu. Erdoğan, önceki gün ‘‘Medeniyetler İttifakı’nda Kadın’’ konferansından çıkarken söylediği ve dünkü gazetelerin birinci sayfalarına taşığıdı sözlerine ilişkin olarak yine medyayı suçladı. Erdoğan, dün Zübeyde Hanım Öğretmenevi’nde düzenlenen AKP Kadıköy İlçesi 2. Olağan Kongresi’ndeki konuşmasına Türkiye’nin, Avrupa Birliği (AB) sürecini anlatarak başladı. Basını ‘‘akla hayale gelmeyecek sansasyonel haberler’’ yapmakla suçlayan Erdoğan ‘‘Biz inandığımız, tanıdığımız, bildiğimiz dostlarımızı, kardeşlerimizi asla bu tip zaafa düşürenlere yedirtmemeliyiz’’ dedi. Basının ‘‘Günlerdir sanal bir gündemle meşgul olduğunu” savunan Erdoğan ana muhalefetin, ‘Sakıncalı Yazar’ Uğur Mumcu... Erdoğan: Seçimler 2007’de yapılacak İstanbul Haber Servisi Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, erken seçim olmayacağını söyleyerek, ‘‘Ana muhalefeti, yavrusu mavrusu toplanıyorlar, işleri güçleri durmadan ‘Efendim bir an önce erken seçime gitmemiz lazım’ diyorlar. Daha çok beklersin. 2007’nin sonbaharın da seçimleri yapacağız’’ dedi. CHP Genel Başkanı Deniz Baykal’ı da eleştiren Erdoğan, ‘‘Vatandaşın bir sözü vardır: ‘Makaram sarı bağlar, kız söyler gelin ağlar’ diye... Bunlar hep böyle... Bırak bu işleri artık, ciddi, doğru siyaset konuşalım artık’’ diye konuştu. rel ile Şevket Demirel’in mal varlığı ve ticari yaşamları konusunda eleştirilere hedef oldu. Son dönemde mal varlığı konusunda en fazla tartışılan isim Tansu Çiller idi. Çiller’in ‘‘annesinden kalan çıkın’’ında 1994 yılında Özer ve Tansu Çiller’in ABD’de otel, alışveriş merkezi ve villadan oluşan, milyonlarca dolarlık gayrimenkulu olduğu belirlendi. Amerika’daki mal varlığının Çiller’in başbakanlığa aday olduğu 8 Haziran 1993 yılındaki mal beyanında yer almadığı ortaya çıktı. Çiller, mal varlığı listesinde 1973’te babasından miras kalan 437 bin liranın (o günkü kurla 29 bin dolar) en verimli alanlarda işletilerek konuşacak bir şey bulamadığı için gündem uydurduğunu öne sürdu. Erdoğan, Maliye Bakanı ile ilgili gazetelerde çıkan haberi, Bakan’ın ‘‘Hayır ben böyle bir şey söylemedim’’ diye yalanlamasına karşın gazetelerin ‘‘böyle dedi’’ diye yazmaya devam ettiklerini ifade etti. Milletini sevdiğini, milletin iktidarı olduklarını söyleyen Erdoğan ‘‘Hakikaten cımbızlama yapmadan aynen yayımlayacaksanız söyleyeyim. Nedir o? Ben dün orada ‘Mal varlığımı açıklayacağım’ demedim. Ama bakın bugün gazetelerde, mal varlığımı açıklayacağım ilan ediliyor. Ama ben keyifli değilim. Çünkü salı gününe kadar ellerinde çe lik çomak var. Salı günü ne konuşacağımı görecekler. Salı günü yeni malzeme çıktı.’’ Erdoğan’a dava 3 Kasım seçimlerinden önce Ankara Cumhuriyet Başsavcı Vekili Bekir Selçuk, Erdoğan hakkında ‘‘haksız mal varlığı edindiği’’ iddiasıyla dava açtı. Servetinin kaynağı olarak oğlunun düğününde takılan altınları gösteren Erdoğan, mahkemenin ‘‘yeterli ve inandırıcı delil bulunmadığı gibi suç unsurunun da oluşmadığı’’ gerekçesiyle verdiği kararla beraat etti. Süleyman Demirel, başbakanlığı ve cumhurbaşkanlığı döneminde kardeşleri Hacı Ali Demi 677 milyar liraya (22 milyon dolar) çıkarıldığını öne sürdü. Çiller, 1995 seçimlerinden önce ABD’deki mal varlığını getirip Şehit Anaları Vakfı’na bağışlayacağını açıkladı, ancak sözünü tutmadı. 1994 yılında Türkiye döviz sıkıntısı içindeyken Başbakan Çiller’in önemli miktarda dövizi Amerika’ya transfer ettiği ortaya çıktı. 1998 yılında DYP’liler ANAP lideri Mesut Yılmaz, ANAP’lılar da DYP lideri Tansu Çiller hakkında mal varlığı konusunda soruşturma önergesi verdi. Ancak ANAP’lıların oyuyla Çiller, DYP’lilerin oyuyla da Yılmaz aklandı. Yılmaz, TBMM Yolsuzlukları Araştırma Komisyonu’na, ‘‘Vekil maaşıyla mal varlığı artmaz. Babamın vefatı üzerine Beyazıt’taki 256 işyeri bize kaldı.’’ diyerek mal varlığını açıkladı. RPDYP hükümeti döneminde Çiller’in yanı sıra Necmettin Erbakan’ın mal varlığı da tartışma yarattı. Erbakan’ın mal varlığı beyanında gayrimenkullerle birlikte özellikle ‘‘148 kilo külçe altın’’ kafalarda soru işareti yarattı. B AYKAL’DAN ERDOĞAN’A ‘Sözünün arkasında durmuyor’ Haber Merkezi CHP lideri Deniz Baykal, salı günü mal varlığını açıklayacağını söyleyen, ancak dün ‘‘Mal varlığımı açıklayacağım demedim. Gazeteciler öyle yazdı’’ diyen Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’a tepki gösterdi. Baykal, Erdoğan’ı sözünün arkasında durmamakla suçladı. CHP Genel Başkanı Baykal, Sosyalist Enternasyonal toplantısına katılmak üzere Atina’ya gitti. Hareketinden önce Atatürk Havalimanı’nda açıklamalarda bulunan Baykal, Maliye Bakanı Kemal Unakıtan’ın, CHP ve kendisine yönelik iddialarını hatırlatarak şöyle konuştu: ‘‘Ben gerekli açıklamaları yaptım ve Başbakan’ı kendi mal varlığını açıklamaya çağırdım. Bu, kamuoyunda büyük ilgi gördü. Şimdi bu tablo karşısında sayın Başbakan kendisini sıkışmış hissediyor. Kamuoyunun bekleyişi ortada; Başbakan’ın ve Unakıtan’ın kendi hesap durumlarını, kamuoyuna güvenilir şekilde açıklamalarıdır. Bizimkini de kendilerininkini de açıklasınlar. Bu konuda yasal engel var diye düşünüyorlarsa CHP milletvekilleri olarak arkadaşlarımız derhal önümüzdeki hafta parlamentoya mal varlıklarının kamuya açıklanmasını öngören bir yasa önerisi yapacaklardır.’’ ‘‘Başbakan Erdoğan’ın bu tablo karşısında ne yapacağını bilemez bir durumda olduğunu’’ kaydeden Baykal, ‘‘ Açmaz içinde, köşeye sıkışmış durumda. Bir yandan, ben de gerekli açıklamaları yapacağım diye, önümüzdeki salı için randevu verdi. Öte yandan, açıklamayı yapmasının yol açabileceği sonuçlarla ilgili tereddüde düştü. Dün söylediği sözü bugün geri almak durumunda kaldı. Başbakan sözünün arkasında duramadı’’ dedi. Deniz Baykal, CNN Türk’te katıldığı bir programda soru üzerine, ‘‘3 aylık emekli maaşını yeni aldık. O maaş hariç 100 milyar lira param var’’ dedi. Çankaya Köşkü’nde Cumhurbaşkanlığı Basın Sözcüsü ve Başdanışmanı olarak 16 yıl kesintisiz görev yapan Ali Baransel’in anılarınının ilk bölümü olan ‘‘Bıçak SırtıÇankaya Köşkü’nde 16 Yıl (1)’’da Uğur Mumcu’yla ilgili anılar da yer alıyor. Baransel, Fahri Korutürk’ün Cumhurbaşkanlığı dönemini anlattığı kitapta, Mumcu’nun katıldığı bir geziyle ilgili olarak şu anıları aktarıyor: ‘‘Gezi tarihinin iyice yaklaştığı sıralarda bir başka konuyu görüşmek için Genel Sekreter Bayramoğlu’nun odasına gittim. Görüşme sırasında bana listede Uğur Mumcu’nun da adını gördüğünü söyleyerek bu kişinin siyasal düşünceleri nedeniyle üniversite asistanlığından ayrılmak zorunda kaldığını hatırlattı. ‘Üstelik askerliğini er olarak yapmış, Cumhurbaşkanlığı aleyhine yazılar da yazıyor. Yarın öbür gün gazetelerde, böyle insanlar susturulacakları yerde, Cumhurbaşkanı’nın gezilerine alınarak taltif ediliyorlar şeklinde yazılar çıkarsa güç durumda kalmaz mıyız?’ (...)Konuşması bitince, bütün sorumluluğu almaya hazır olduğumu söyledim. 12 Ağustos günü geziye katılacak gazeteciler Yeşilköy Askeri Havaalanı’nda toplandı. Uçağın merdivenlerinin önünde sıraya dizildik. Korutürk gelince hepsini isimleriyle takdim ettim. Ellerini sıktı, hal hatır sordu, Uğur Mumcu’ya ise özel bir ilgi göstererek yazılarını dikkatle okuduğunu söyledi. Çok rahat bir yolculuktan sonra gezinin ilk durağı olan Samsun’a indik. Korutürk’ün Mumcu’ya sıcak yaklaşması Bayramoğlu’nu rahatlatmıştı. (...)Bir gün sonrasında ise akşam yemeği için herkes serbest bırakılmıştı. Uğur Mumcu da o akşam bazı gazeteci arkadaşlarıyla bir balık restoranının bahçesinde yemek yemiş, sonra da otele dönmüşler. Bana o geceyi anlatırken, yan masada oturan iki kişinin sürekli kendilerini gözlediğini, otele giderken de arkadan bir arabayla takip ettiklerini söyledi. Bunların istihbarat elemanları olabileceğini de eklemeyi ihmal etmedi. Güvenlik müşaviri, milli binici emekli süvari albayı Kemal Özçelik’in sözleri aklıma geldi. Kemal Bey gezi hazırlıkları sırasında bir gün odama uğramış, ‘Baransel, Uğur Mumcu’yu istihbarat elemanları yalnız bırakmazlar. Sık sık birlikte olmanda fayda var. Sen yanında olunca çekinirler. Uğur Mumcu’nun takip edildiği basına haber olarak yansırsa Cumhurbaşkanı’nın gezisine gölge düşebilir’ demişti. Gezinin sonraki bölümlerinde Uğur’u yalnız bırakmadım. Onu izleyenler de Uğur’dan uzak durdular.’’ ‘Sigarasız yaşamak’ şiiri TBMM Sağlık Komisyonu, uzun tartışmaların ardından sigara yasağını genişleten yasa önerisini benimsedi. Görüşmeler sırasında uzun uzun sigaranın zararlarını anlatan milletvekilleri, ilginç önerilerde bulundular. Sigara içenlerin haklarının da korunmasını isteyen ANAVATAN’lı Muzaffer Kurtulmuşoğlu, kadınlara öğüt verdi: ‘‘Hanımlar makyaj malzemeleri için çok para veriyorlar. Ama sigara içmezlerse ona hiç gerek yok. Çünkü yüzleri zaten kırışmayacak, tırnaklarının rengi değişmeyecek.’’ AKP’li Ali Tunç, ‘‘Sigaranın az da olsa faydası da var. Mesela sigara giren eve hırsız girmez’’ dedi. Komisyon üyeleri, ‘‘Nasıl oluyor bu’’ diye sorunca Tunç, sigaranın etkilerine dikkat çekti: ‘‘Sigara içen öksürüyor ya, hırsız girmiyor.’’ CHP’li Sami Tandoğdu, uzun yıllar içtikten sonra sigarayı bıraktığını, artık yemeğin tadını daha iyi alabildiğini anlattı. Tandoğdu, sigara konusunda yazdığı bir şiiri de okudu: ‘‘Bir de yağmur yağıyor şimdi/ ben de fitil gibi sarhoşum/ seni hatırlamışım da yollara düşmüşüm, ağlamışım/ ben o eski çılgın çocuk değilim artık/ kolum kanadım kırılmış/ amma neden sonra anladım sensiz de sigarasız da yaşanırmış.’’ CHP Genel Başkanı Baykal, İstanbul İl Örgütü’nce Cevahir Otel’de düzenlenen yemeğe katıldı. Açılış konuşmasını İstanbul İl Başkanı Şinasi Öktem’in yaptığı yemekte, sanatçı İbrahim Tatlıses de bir konser verdi. (Fotoğraf: AA) ‘İktidara Yürüyüş’ yemeği soru üzerine, ‘‘Bunların niyeti uzlaşmak değil. Hükümetin yapmak istediği, CHP Genel Başkanı Deniz Baykal, Cumhurbaşkanlığını kapıp kaçma işipartisinin İstanbul il örgütünce düzendir’’ dedi. Baykal, konuyla ilgili olalenen ‘‘İktidara Yürüyüş” yemeğine karak şunları kaydetti: tıldı. Grand Cevahir Otel’de verilen ‘‘Sayın Başbakan, cumhurbaşkanını yemeğin açılış konuşmasını yapan İsbiz seçeriz diyor. Ben de diyorum ki, tanbul İl Başkanı Şinasi Öktem, geleSiz kimsiniz? Siz Meclis misiniz? Cumcek seçimde CHP’nin tüm olumsuzhurbaşkanını TBMM seçer. Yüzde 34 luklara rağmen gücünü herkese oya dayanarak Meclis’teki üçte iki göstereceğini söyledi. çoğunlukla bütün Türkiye’yi kucak? Yaklaşık üç bin kişinin katıldığı Yemeğin düzenlendiği otelin salayacak, herkesin cumhurbaşkanı gecenin açılış konuşmasını yapan hibi İbrahim Cevahir’in, Avrupa olacak kişiyi AKP zihniyeti seçerve Balkanlar’ın en büyük salonuİstanbul İl Başkanı Şinasi Öktem, tüm se Anayasa Mahkemesi’ni, YÖK’ü na sahip olmakla iftihar ettiğini dikendi anlayışına göre oluşturup olumsuzluklara ve medyanın yok le getiren Öktem, ancak bu saloüniversiteleri kendine göre düzensaymasına karşın CHP’nin seçimde nun bile CHP’lilere dar geldiğini lerse, ne olacağını herkesin düşüngerçek gücünü göstereceğini söyledi. kaydetti. Öktem, konuşmasının mesi gerekir. Cumhurbaşkanlığı ardından CHP İstanbul il yönetisende, hükümet sende, parlamenmi ve ilçe başkanlarını sahneye çağır zetecinin, ‘‘Başbakan Erdoğan da bu to sende... Peki, senin değerlerin Cumdı. Yemekte, adı Deniz Baykal tarafın gün İstanbul’da ilçeleri gezdi. Bu bir se huriyetin değerleriyle örtüşüyor mu?’’ dan konulan ve babası Bosnalı olan 13 çim gezisi gibi algılanıyor. Sizin ki de Baykal, AKP’nin istilacı bir anlayışyaşındaki Bosna Altın adlı kız çocu bir seçim gezisi mi?’’ sorusuna, ‘‘Her la davrandığını belirterek ‘‘TÜBİTAK, ğu, Baykal’a, ‘‘Bosna Hersek’teki sa parti seçime hazırlanmalıdır. Biz de Kızılay, Futbol Federasyonu, son olavaşın bitmesine katkılarından’’ dola hazırlanıyoruz’’ yanıtını verdi. rak TESK’te yapılmak istenen de bu yı teşekkür plaketi verdi. Baykal, CNN Türk’te katıldığı bir istila zihniyetinin yansımasıdır. BaşbaYemekte daha sonra sanatçı İbra programda, ‘‘Uzlaşarak Cumhurbaş kanlık Müsteşarı neden orada oturuhim Tatlıses sahne aldı. Sahnenin üze kanı seçemez misiniz?’’ şeklindeki bir yor?’’ diye konuştu. TARKAN TEMUR rinde yer alan ‘‘İktidara Yürüyüş Yemeğimize Hoş Geldiniz’’ yazısını okuyan Tatlıses, ‘‘Yolunuz açık olsun. Kazasız, belasız inşallah’’ dedi. Konserin sonlarına doğru bir gazetecinin Baykal’a, ‘‘Yemekte sessiz kalmayı tercih ettiniz, nedeni nedir’’ sorusuna, Baykal, ‘‘Öyle planlandı, öyle programlandı’’ dedi. Baykal, bir ga Kim ‘ilkokul çocuğu’? ‘Erken değil, sağlıklı seçim’ Bülent Ecevit, yüzde 10’luk seçim barajının hiçbir demokratik ülkede olmadığını söyleyerek seçim sisteminin düzeltilmesi gerektiğini belirtti ANKARA (AA) Eski başbakanlardan Bülent Ecevit, her seçim öncesi siyaset çevrelerinde erken seçim havası yayıldığını anımsatarak ‘‘Erken seçimden önce, sağlıklı bir seçim sistemini oluşturmak daha önemli’’ dedi. Türk ekonomisindeki olumlu gelişmelerden büyük memnuniyet duyduğunu belirten Ecevit, Türkiye gibi koalisyon hükümeti kurmak ve sürdürmenin zor olduğu bir ülkede, üçlü koalisyonla, yaklaşık 3 yıl başarıyla ortaklığı yürüttüklerini söyledi. Türkiye’nin şu anda erken seçime ihtiyacı olup olmadığı sorusunu Ecevit, ‘‘Ben, her zaman erken seçime karşı çıktım. Çünkü, demokratik deneyimi kökleşmemiş Türkiye gibi bir ülkede, her seçim öncesinde erken seçime gidilecek havasına girilecek olursa, istikrarlı bir gelişme sağlanamıyor’’ şeklinde yanıtladı. Seçim sistemiyle ilgili tartışmalar konusunda da Ecevit şunları kaydetti: ‘‘Demokratik Batı ülkelerinde yüzde 10’luk baraj yoktur. En yüksek baraj yüzde 5’tir. Biz öncelikle seçim sistemini sağlıklı hale getirelim. İkide bir erken seçime gidelim hevesinden kendimizi kurtaralım. Bence erken seçimden önce sağlıklı bir seçim sistemini oluşturmak daha önemli.’’ DYP Genel Başkanı Mehmet Ağar, partisinin Çankaya İlçe Başkanlığı Kadın Kolları’nın Dedeman Oteli’nde düzenlenen kongresi öncesi gazetecilerin sorularını yanıtlarken Türkiye’nin erken genel seçime doğru yol aldığını ve bundan hiç kimsenin uzak duramayacağını söyledi. Cumhurbaşkanlığı seçimleriyle ilgili bir soruyu yanıtlayan Ağar, milletin sandığı her şekilde hükümetin önüne getireceğini ileri sürdü. TBMM’deki Ondokuz Mayıs Üniversitesi’ndeki keyfi kadrolaşma savlarını araştırmak üzere kurulan komisyonda sık sık tartışmalar yaşanıyor. Rektör Prof. Dr. Ferit Bernay’ın dinlendiği toplantıda gerilim yükselirken CHP’li komisyon üyelerinden Nurettin Sözen AKP’lilerin üslubuna tepki gösterdi: ‘‘Yani, bir rektörle konuşurken, TBMM komisyonu üyeleri milletvekilleri bu düzeyde mi konuşmalıdır? Yani bu sözcüklerle mi hitap etmelidir? Bunlara müdahale etmiyorsunuz, sonra hava gerginleşiyor diye müdahale ediyorsunuz, sözleri kesiyorsunuz.’’ Komisyon Başkanı Cemal Yılmaz Demir, Sözen’e ‘‘Vallahi iyi ders veremiyorsunuz, ders vermeye çalışıyorsunuz ama’’ karşılığını verdi. Sözen altta kalmadı: ‘‘Ders vermeye çalışırım, benim işim bu. Benim mesleğim uzmanlık alanım ders vermektir. Gerekenlere ders veririm her zaman.’’ Komisyonda bir atışma da Komisyon Başkanı Demir’in, Rektör Bernay’ın konuşmasına sık sık müdahale etmesi üzerine yansıdı. Bu tartışma da tutanaklara şöyle yansıdı: Ferit Bernay: Yani ben burada mahkemede değilim ki, hani savcı gibi siz bir şey söyleyeceksiniz, ben hemen o kadar cevap vereyim, böyle bir şey yok. Ben ilkokul çocuğu değilim. Bir dakika bunu söyle, bunu söyleme, böyle bir şey olabilir mi? Ben üniversite rektörüyüm. Cemal Yılmaz Demir: Siz başka konuyu irdeliyorsunuz, lütfen polemik yapmayın. Ferit Bernay: Ben buraya, komisyona saygı gösterdim geldim. Murat Yıldırım: Gelmeseydin, böyle bir şey mi var yani. Cemal Yılmaz Demir: Sorumun cevabını verdiniz. Tatmin oldum. Ferit Bernay: Ya sormayın, ya dinleyin. Şimdi Amerikan filmlerindeki gibi savcı şu kadarını sorar, burada keser, a bak tongaya düşürdüm. Böyle bir şey var mı? Şimdi biz ilkokul çocuğu değiliz. Biz de akademik hayattan geldik. Cemal Yılmaz Demir: Yok biz ilkokul çocuğuyuz... Türey Köse, Ayşe Sayın, Emine Kaplan tbmmcum@ttnet.net.tr CUMHURİYET 05 K