13 Mayıs 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
17 OCAK 2006 SALI CUMHURİYET SAYFA HABERLER Çiçek’in bugün göndereceği ‘yazılı emir’le başlayacak süreç 23 ayda bitecek 5 POLİTİKA GÜNLÜĞÜ HİKMET ÇETİNKAYA Dosya Y argıtay’a gidiyor Özakman’ın imza günü ? ANKARA (AA) Turgut Özakman, Ankara Garı’nda Kurtuluş Savaşı yıllarında Atatürk’ün bir dönem kaldığı ve bugün ‘‘Atatürk Konutu ve Demiryolları Müzesi’’ olan binada, Şu Çılgın Türkler kitabını okurlarına imzaladı. Özakman, ‘‘birtakım siyasetçilerin kendi çıkarlarına ve projelerine uygun tarih yaratılamayacağını’’ belirtti. ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Hükümet Sözcüsü ve Adalet Bakanı Cemil Çiçek, Mehmet Ali Ağca’nın infaz dosyasının dün sabah Adalet Bakanlığı’na ulaştığını belirterek, konunun tartışılan yönlerinin Yargıtay tarafından incelenmesi için bugün öğleden sonra yazılı emirde bulunabileceğini bildirdi. Yargıtay sürecinin 23 ayı bulabileceği belirtiliyor. Çiçek, Bakanlar Kurulu toplantısından sonra gazetecilere yaptığı açıklamada, hukuka ‘‘yazılı emir’’ şeklinde yerleşmiş olan bir yöntem bulunduğunu, bu çerçevede Ağca ile ilgili konunun Yargıtay tarafından yeniden değerlendirildiğini kaydetti. Çiçek, ‘‘Biz bugün (dün) çalışıyoruz. Muhtemelen yarın (bugün) öğleden sonra yazılı emir diye bilinen yola gitmek suretiyle, Ceza Muhakemesi Kanunu’nun ilgili maddesine dayanarak, konunun tartışılan yönleriyle Yargıtay tara Son Fotoğraf... Son fotoğrafına bakıyorum Fatma Özcan’ın. Simsiyah saçlarını ortadan ayırmış. Gözlerinde kusursuz bir acı ve hüzün var... Düşünceyle sözcük arasında gidip geldiğinin farkında bile değil o!.. Cehaletin ve yoksulluğun boy verdiği topraklarda doğmuştu. Yaşamın ne olduğunu bilmeyen bir çevrede büyümüştü. Televizyonda Van Yüzüncü Yıl Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesi Başhekimi Doç. Dr. Hüseyin Avni Şahin’in açıklamalarını dinliyordum... Şahin hem uyarıyor hem de isyan ediyordu: ‘‘Eğer Fatma Özcan hastaneye erken getirilseydi ölmezdi...’’ Dört kişi ölmüştü kuş gribinden. Dördü de çocuk yaştaydı ve hastaneye ‘‘iş işten geçtikten sonra’’ getirilmişlerdi... Fatma da dört gün gecikmeyle getirildi hastaneye. Üstelik zorla. Baba Mehmet Emin Özcan, ‘‘Ölürse burada ölsün’’ diye direndi. Direnmesinin nedeni ise şuydu: ‘‘Hastaneye ödeyecek beş kuruşum yok.’’ Fatma öldü... Kardeşi Muhammed ise yoğun bakımda... Van’da 20’si çocuk, 33 kişi tedavi altında... Umursamazlık ve vurdumduymazlık... 2006 yılında çağdaşlığın içinden çıkamayan bir toplum, acı ve hüznü yaşam biçimi olarak görüyor... Uyarılar neden önemsenmiyor benim ülkemde? Erken başvurularda ölen yok. Aradan üçdört gün geçince virüs yayılıyor... Bugüne dek dört çocuk öldü... Dört çocuk da ‘‘iş işten geçtikten sonra’’ hastaneye getirildi... Son fotoğrafına bakıyorum Fatma’nın. Gözlerinde acı ve hüzün var... Fatma hiç okula gitmemiş... Bu, Doğu ve Güneydoğu’da doğan tüm kız çocuklarının yazgısı mıdır? ??? Bir başka son fotoğrafa bakıyorum... Mehmet Ali Ağca, elinde Time dergisini gösteriyor, siyah Mercedes’e binerken... Birileri onu alkışlıyor, çiçek atıyor... ‘‘Milli Katil’’ sol eliyle selamlıyor onları... Gazeteciler, televizyoncular Mehmet Ali Ağca’nın peşinde... O ise ortalarda görünmüyor... Mavi bir kazak giymiş Ağca... Mavi kazak Ağca için ne ifade ediyor? Avukatı açıkladı: ‘‘Barış ve özgürlük!’’ Abdi İpekçi cinayetinin üzerine giden, Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin yapamadığını yapan Uğur Mumcu eğer yaşasaydı neler yazardı bugün? Yumuşak ve hüzünlü bir ses uyarıyordu beni: ‘‘Uğur Mumcu, Abdi İpekçi cinayetini araştırırken kendi katillerinin peşine düşmüştü...’’ Uğur Mumcu’nun Ankara Sıkıyönetim Savcısı Nurettin Soyer’le 20 yıl önce yaptığı röportaj aklıma geldi... Savcılık karakol timi baskın yapıyor bir eve, 12 Eylül’den hemen sonra... Uzun namlulu otomatik silahlar ve 56 tabanca, 500’ün üzerinde mermi ele geçiriliyor... Soyer, Sıkıyönetim Komutanı Orgeneral Recep Ergun’a gidiyor... Soyer: ‘‘Komutanım, iyi haberlerim var. 56 tabanca, 500 mermi ele geçirildi. Ayrıca uzun namlulu silahlar. Bunlar pek çok katliam olaylarını, faili meçhul cinayetleri aydınlığa kavuşturacak.’’ Ergun Paşa: ‘‘Bırakın efendim böyle şeyleri. Kızılay’da solcular pankart asmış. Siz savcısınız, onun failini araştırın.’’ Soyer: ‘‘Biz pankart olayının failini de yakalarız. O da bizim görevimiz. Ama siz pankartı, silahın önüne mi geçiriyorsunuz?’’ Ergun Paşa: ‘‘Evet... Beni silahlar ilgilendirmez...’’ Nurettin Soyer’in bu konudaki görüşü ise aynen şöyleydi: ‘‘Ergun Paşa, ülkücülerde yakalanan silahları hiç önemsemezdi, ama bir solcu pankart asınca ortalığı ayağa kaldırırdı.’’ Daha sonraki yıllarda Nurettin Soyer’le birlikte İzmir’de yemek yerken sormuştum: ‘‘Orgeneral Recep Ergun, ülkücü çeteleri nasıl görürdü?’’ Soyer: ‘‘Onları vatansever olarak görürdü. Mehmet Ali Ağca, Haluk Kırcı, Abdullah Çatlı, Recep Paşa için vatansever gençlerdi...’’ ??? İki son fotoğrafa bir kez daha bakıyorum... Fatma yaşamıyor artık. O ölüme yenik düştü 16 yaşında... Cehalet ve yoksulluktu ölümün nedeni, kuş gribi değil!.. Ve Mehmet Ali Ağca... O bir ‘‘Milli Katil’’ olarak aramızda... Abdullah Çatlı, Haluk Kırcı yıllarca aramızda dolaşmamışlar mıydı? Peki, onları kimler koruyup kollamıştı? ? Hukuka ‘‘yazılı emir’’ şeklinde yerleşmiş olan bir yöntem bulunduğunu, bu çerçevede Ağca ile ilgili konunun Yargıtay tarafından yeniden değerlendirildiğini belirten Çiçek, sorunun insani, vicdani boyutuyla hukuki boyutunun birbirine karıştırıldığını söyledi. fından bir defa daha incelenmesi imkânını getirmiş olacağız’’ dedi. Sorunun insani, vicdani boyutuyla hukuki boyutunun birbirine karıştırıldığını söyleyen Adelet Bakanı Çiçek, ‘‘Tahliye kararlarıyla Adalet Bakanlığı’nın hiçbir ilgisi yoktur’’ dedi. Çiçek, ‘‘Tahliye işlemi tamamen yargı işidir. Bu nedenle hükümete yapılan eleştiriler tamamen haksızdır. Cezaevinde bulunan hiçbir tutuklu ya da hükümlünün dosyası Adalet Bakanlığı’nda değildir. Kimin, ne zaman, hangi şartlarla tahliye edileceği adalet bakanının işi de değildir’’ dedi. Türkiye’de yargı bağımsızlığı olduğunu da vurgulayan Adalet Bakanı, ‘‘Bir yandan ‘Yargı bağımsız olsun’ diyoruz, ama karşılaşılan her pürüzde ‘Adalet Bakanı nerede’ deniyor’’ diye konuştu. Ağca dosyasının karmaşıklığına dikkat çeken Çiçek, suç tarihinden bu yana birçok mevzuat değişikliği olduğunu söyledi. Değişik dönemlerde çıkarılan aflar nedeniyle cezaların caydırıcılığının da yıprandığını söyleyen Çiçek, daha önceki hükümetleri eleştirdi. Dosya bilinmeden değerlendirme yapıldığını ileri süren Adalet Bakanı, ‘‘Bazı siyasetçiler kendileri de hukukçu olmalarına karşı hukuk dışı değerlendirmeler yapmışlardır’’ dedi. Tahliyeyi Yargıtay’a götürebilmek için kararın ortaya çıkması gerektiğini söy leyen Çiçek, ‘‘Dosyayı önceden incelememiz söz konusu olamaz’’ dedi. Mektup diplomasisi başlayacak Çiçek’in başvurusunun ardından, karmaşık bir yeni süreç başlayacak. Buna göre Yargıtay, dosyayı Yargıtay Başsavcılığı’na gönderecek. Başsavcılık, hazırlayacağı tebliğnameyi tekrar Yargıtay’a gönderecek. Buradan ceza dairesine gelecek dosya, yeni bir değerlendirmeye tabi tutulacak. Başsavcı kendisine gelen görüşü onaylarsa Ağca’nın durumu netleşecek, ancak Yargıtay Başsavcılığı’nın görüşüne itiraz ederse, konu bu kez Yargıtay Ceza Genel Kurulu’na gidecek. Genel kurul, Ağca konusunda son noktayı koyacak. Ancak, tüm bu süreç posta yoluyla gerçekleşeceği için, Yargıtay’ın Ağca kararının 23 aydan önce netleşmeyeceği belirtiliyor. Tutuklu aileleri Meclis’te ? ANKARA (ANKA) Türkiye’nin çeşitli illerinden gelen tutuklu aileleri, F tipi cezaevleri ve Ceza İnfaz Yasası ile ilgili bir dizi görüşme yapmak için geldikleri Ankara’da, Meclis’i taleplerini gündeme almamakla suçladılar. TBMM’nin Dikmen Kapısı’nda toplanan bir grup adına yapılan açıklamada, Türkiye’de düşünen, sorgulayan insanlar ağır cezalara çarptırılırken Ağca gibi katillerin serbest bırakıldığı dile getirildi. İPEKÇİ, ÇİÇEK’LE GÖRÜŞTÜ ÇİZMEDEN YUKARI MUSA KART Bakanlığa itiraz dilekçesi ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) İpekçi ailesinin avukatı Turgut Kazan ile Mehmet Ali Ağca tarafından öldürülen gazeteci Abdi İpekçi’nin kızı Nükhet İpekçi Adalet Bakanı Cemil Çiçek’le görüştü. Kazan, Çiçek’e, Ağca’nın yanlış infaz hesabına ilişkin bir dilekçe verdiklerini söyledi. Görüşmenin ardından gazetecilerin sorularını yanıtlayan Kazan, bilinen yanlış infaz hesabına ilişkin Adalet Bakanı’na bir dilekçe sunmak için geldiklerini ve dilekçeyi bakana sunduklarını söyledi. Kazan, dilekçesinin daha önce konuya ilişkin yaptığı açıklamaları içerdiğini belirterek ‘‘Sayın Bakan da konuyu Yargıtay’a götüreceğini söylemişti. Onlar da hazırlıklarını tamamlamak üzereler. Büyük olasılıkla yarın (bugün), yetişmezse belki çarşamba günü konuyu Yargıtay’a götüreceklerini söylediler’’ diye konuştu. Kazan, bir gazetecinin ‘‘Sayın Bakan’ın götüreceği nokta ile sizin dilekçeniz örtüşüyor mu?’’ sorusu üzerine şunları söyledi: ‘‘Tabii ki örtüşüyor. İtalya’da bir suç işleniyor. Orada 20 yıl yatıldı diye Türkiye’deki Abdi İpekçi cinayeti için verilen cezadan düşülüyor. İkincisi, iki ayrı yasadan yararlanılıyor. Birisi 4771, diğeri 4616. Bunun Yargıtay ve İçtihadı Birleştirme Kararları’na göre mümkün olmadığı zaten biliniyor. Üçüncüsü; bir mahkeme, bir savcılık düşünün ki ‘20 yıl yattığı anlaşılmıştır’ deniliyor, altında belgesi yok. Bir mahkeme söylemiştir diye tabii ki buna boyun eğmeyeceğiz. 20 yıl hesabı yanlıştır, belgesi yoktur..’’ Nükhet İpekçi de gazetecilere ‘‘Görevlerimi yerine getirmeye çalışıyorum. Soğukkanlı ve hakkaniyetli olmamız gerektiğini düşünüyorum’’ yanıtını verdi. Okul yüzü görmeyen 16 yaşındaki Doğubeyazıtlı Fatma Özcan kuş gribinden öldü. ‘Kubilay katilleri’ soruşturması ? İZMİR (Cumhuriyet Ege Bürosu) Orhan Pamuk davası nedeniyle kamuoyunun gündemine gelen TCK’nin 301’inci maddesinden hakkında soruşturma başlatılan CHP İzmir İl Başkanı Selçuk Ayhan, ‘‘Kubilay’ı katleden zihniyet iktidarda’’ sözleri nedeniyle savcılığa ifade verdi. Ayhan, ‘‘Biz, siyasetçi olarak açıklamalarımıza devam edeceğiz. Savcı da görevini yapıyor’’ dedi. Erbakan’ın ‘süresi’ doldu ? ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Kapatılan RP’nin son genel başkanı Necmettin Erbakan’ın, ‘‘Kayıp Trilyon’’ davasında ‘‘özel belgede sahtecilik’’ suçundan aldığı 2 yıl 4 aylık hapis cezasının infazının 4. ertelenme süresi doldu. Erbakan’ın avukatları, daha önceki ertelemelerde olduğu gibi Numune Hastanesi’nden alınan böbrek ve kalp yetmezliğiyle hareket kısıtlılığı raporunu, bayramdan önce Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı’na sundular. [email protected] Mehmet Ali Ağca tahliye olduğu gün ilk ziyaretini Abdullah Çatlı’nın eşi Meral Çatlı’ya yaptı GATA’dan ‘çürük’ raporu ? Gülhane Askeri Tıp Akademisi’nde psikiyatri ve iç hastalıklar servislerine sevk edilen Ağca’ya, askerliğe elverişli olmadığı yönünde rapor verildi. Raporun hangi nedenlerle verildiği netlik kazanmadı. İstanbul Haber Servisi Gazeteci Abdi İpekçi’nin katili Mehmet Ali Ağca’ya Gülhane Askeri Tıp Akademisi (GATA) askerlik yapamayacağına dair ‘‘çürük’’ verdi. Raporun fiziksel mi, psikolojik nedenlerle mi verildiği ise netlik kazanmadı. Ağca’nın cezaevinden çıktığı günün akşamında Abdullah Çatlı’nın eşi Meral Çatlı’yı Florya’daki evinde ziyaret ettiği ortaya çıktı. Ağca’nın avukatı Mustafa Demirbağ, dün saat 11.50 sıralarında mavi renkli bir otomobille GATA’ya geldi. Aynı araçta bulunan bir başka kişinin ise yüzünü bereyle gizlediği görüldü. Daha sonra bu kişinin Ağca olduğu anlaşıldı. Hastanede, önce yeniden sağlık kontrolünden geçirilen Ağca’nın ilk şikâyeti psikolojik sorunları oldu. Ağca, önce psikiyatri, ardından da romatizma için iç hastalıklar servisine sevk edildi. Ağca’ya, GATA tarafından askerliğe elverişli olmadığı yönünde rapor verildi. Hastanenin ana kapısından saat 15.30’da beyaz renkli bir otomobille Demirbağ çıktı. Aynı anda, bir grup gazetecinin beklediği servis kapısından da içinde Ağca olduğu düşünülen bereli bir kişinin de bulunduğu 5 kişiyi taşıyan 34 BFP 74 plakalı otomobil çıkış yaptı. Polis, tahliye edildiği 12 Ocak günü Ağca’yı ‘‘serbest bırakılması’’ nedeniyle izlemeye almadı. Ancak bir gün sonra bütün gazetelerde tahliyenin yanlış olduğu ve Ağca’nın bu süre içinde kaçacağı bilgileri yer aldı. Bunun üzerine polis, Ağca hakkında istihbarat çalışmasına başladı. Ağca’nın nerede olduğuyla ilgili polisin ilk aldığı istihbarat, Ağca’nın ‘‘reisi’’ Abdullah Çatlı’nın eşi Meral Çatlı’nın evi oldu. Bu istihbaratı değerlendiren polis, Meral Çatlı’nın, eşi tarafından 1990’lı yıllarda alınan Florya’daki evi yaklaşık 1 ay önce boşaltığını tespit etti. Polis, Ağca’nın Meral Çatlı’yı, yine Florya’daki kızının evinde ziyaret ettiğini belirledi. Ağca, bu ziyareti, cezaevinden çıkarken bindiği Mercedes marka araç yerine eski model Opel bir arabayla gerçekleştirdi. İhale yasası değişiyor ? ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Hükümet Sözcüsü ve Adalet Bakanı Cemil Çiçek, Kamu İhale Yasası’nda bazı değişiklikler yapılması kanaatine vardıklarını söyledi. Çiçek, yasadan doğan bürokratik işlemler nedeniyle yatırımların ve ihalelerin süratli yapılamadığını söyledi. Çiçek söz konusu düzenlemelerin ay sonuna kadar yapılacağını belirtti. KAT MÜLKİYETİ YASA TASARISI HAZIRLANIYOR ÖZEL HARP TEŞKİLATI’YLA İLGİLİ YORUMLAR hikmet.cetinkaya?cumhuriyet.com.tr Faks numaramız: 0212/ 343 72 69 Site seçimlerine yeni model geliyor EMİNE KAPLAN Genelkurmay’dan kontrgerilla açıklaması ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Genelkurmay Başkanlığı, geçmişte zaman zaman gündeme getirilen ‘‘Kontrgerilla’’, ‘‘gladio’’, ‘‘derin devlet’’ gibi kavramların son günlerde Özel Harp Teşkilatı’yla ilişkilendirilmesi çabalarının arttığının dikkat çektiğini belirterek bu gibi suçlayıcı ve amacını aşmış yazı ve yorumların bu birime zarar verdiğini bildirdi. Genelkurmay Başkanlığı Genel Sekreterliği’nden yapılan yazılı açıklamada, ‘‘bilgi eksikliğinden kaynaklandığı değerlendirilen bu gibi suçlayıcı ve amacını aşmış yazı ve yorumların, Türkiye’nin maruz kalabileceği bir saldırıda mütecavize karşı çok hassas görevler icra etmek üzere Soğuk Harp döneminde teşkil edilmiş ve diğer birçok ülkede de benzeri bulunan bu birime zarar verdiği ve vatan savunması hazırlıklarında zafiyete sebep olduğu’’ vurgulandı. Açıklamada, ‘‘27 Eylül 1952’de 17 sayılı ve Milli Savunma Yüksek Kurulu onaylı karar ile kurulan bu teşkilatımızın, kurulduğundan bugüne kadar söz konusu yazı ve yorumlarda bahsi geçen karanlık olaylarla hiçbir kurumsal ilişkisi olmamıştır. Tamamıyla yetkili makamların onayı ile teşkil edilen, ilgili yasal mevzuat ve emir komuta disiplini içinde Genelkurmay Başkanlığı’na bağlı olarak görev yapan Özel Kuvvetler Komutanlığı adının, bu tartışmalara karıştırılmasından üzüntü ve endişe duyulmakta, bu tür tartışmaların, resmi, yasal ve ülke güvenliği için çok gerekli olan birimimizi haksız ithamlarla yıpratacak seviyeye tırmandırılmasının gereğine inanılmaktadır’’ denildi. BAŞSAĞLIĞI İstanbul Barosu Engelli Hakları Komisyonu Üyesi, Baromuzda görevli, Baromuzun 28590 sicil sayısında kayıtlı Ukrayna’dan PKK istemi ? ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) UkraynaTürkiye Parlamentolararası Dostluk Grubu Başkanı Rıfat Chubarov ile görüşen TBMM Başkanvekili Sadık Yakut, ‘‘Ukrayna’nın da ABD ve AB ülkeleri gibi, KONGRA GEL’i terör örgütü olarak kabul etmesini ve ilan etmesini bekliyoruz’’ dedi. ANKARA Kat Mülkiyeti Yasa Tasarısı üzerindeki çalışmalarını sürdüren TBMM Adalet Alt Komisyonu, apartman yöneticiliği için farklı bir seçim modeli getirmeyi planlıyor. Komisyon Başkanı Hakkı Köylü, ‘‘Sitelerdeki yönetim seçimleri 2 ya da 3 yılda yapılabilir. Bu yönde seçenekli bir düzenleme olabilir’’ dedi. TBMM Adalet Alt Komisyonu, Kat Mülkiyeti Yasa Tasarısı üzerindeki çalışmalarını sürdürüyor. Komisyonun tasarı üzerinde değişiklik yapması bekleniyor. Komisyon Başkanı Hakkı Köylü, toplu konut sitelerinde yönetim seçimiyle ilgili hükümlerin değiştirilmesi yönünde kendisine yoğun istek geldiğini belirterek tasarıda bu yönde bir düzen leme yapılabileceğini söyledi. Apartman yönetimi seçimlerinin her yıl yapılabileceğini, ancak konut sayısı çok yüksek olan büyük sitelerdeki seçimlerin iki ya da üç yıla yayılabileceğini belirten Köylü, şu görüşleri dile getirdi: ‘‘Üye veya konut sayısı çok yüksek olan siteler var. Büyük sitelerle ilgili kademeli bir sisteme gidilebilir. Örneğin üye sayısı 3 bine kadar olan siteler yönetim seçimlerini 2 yılda bir, 5 binin üzerinde olanlar 3 yılda bir yapabilirler. Apartmanlarda yine 1 yılda yapılır. Tasarıya bu şekilde bir hüküm ekleyebiliriz. Böylece bürokrasiyi de azaltmış olabiliriz.’’ Köylü, alt komisyon çalışmaları sırasında önce apartman ve site yöneticileri ile görüşerek temel sorunların neler olduğunu belirlemeye çalışacaklarını bildirdi. AVUKAT ENİS DURNA 13.01.2006 tarihinde vefat etmiştir. Cenazesi 14.01.2006 Cumartesi günü kaldırılan aziz meslektaşımıza Tanrı’dan rahmet, kederli ailesine ve meslektaşlarımıza başsağlığı dileriz. İSTANBUL BAROSU BAŞKANLIĞI Nüfus cüzdanımı kaybettim. Hükümsüzdür. MUSA PALA CUMHURİYET 05 K
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle