25 Aralık 2024 Çarşamba English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 15 OCAK 2006 PAZAR 8 TÜRKİYE İstanbul Edirne Kocaeli Çanakkale İzmir Manisa Aydın Denizli Zonguldak Açık İstanbul HABERLERİN DEVAMI K 4 B 5 K 8 K 6 PB 11 PB 10 PB 12 PB 9 K 7 Sinop Samsun Trabzon Giresun Ankara Eskişehir Konya Sıvas Antalya K 8 K 8 Y 7 Y 7 S 3 PB 4 S 1 PB 1 B 14 Parçalı bulutlu Adana Mersin Diyarbakır Şanlıurfa Mardin Siirt Hakkâri Van Kars B 15 B 16 PB 6 PB 10 PB 4 PB 5 K 2 K 1 K 6 Trabzon Ankara Erzurum Hakkari İzmir Antalya Ş.Urfa Adana Yurdun kuzey ve doğu kesimleri çok bulutlu, Marmara’nın doğusu Anadolu’nun kuzeydoğusu ile Tekirdağ, Çanakkale, Tokat, Van ve Hakkâri çevreleri yağışlı, diğer yerler az bulutlu geçecek. Hava sıcaklığında önemli bir değişiklik olmayacak. Çok bulutlu DIŞ MERKEZLER Oslo K Helsinki K Stockholm K Londra Y Amsterdam B Brüksel B Paris B Bonn B Münih PB 1 1 1 8 4 4 2 2 4 Berlin Budapeşte Madrid Viyana Belgrad Sofya Roma Atina Zürih B 2 PB 2 Y 6 PB 0 PB 1 B 2 Y 10 B 10 PB 4 Moskova Aşkabat Astana Taşkent Baku Bişkek Tiflis Kahire Şam Karlı Stockholm B 1 K 5 K 5 K 5 K 2 K 4 K 10 Y 15 Y 10 Londra Berlin Moskova Belgrad Madrid Ankara Taşkent Tahran Kahire Sulu kar Gök gürültülü Sisli Bulutlu Yağmurlu GÜNCEL CÜNEYT ARCAYÜREK ? Baştarafı 1. Sayfada baş’ın İstanbul’daki 450 bin binanın deprem riskli olduğunu açıklayan demeci, sizi bu iktidarın övündüğü bir başka böyyük girişimin geleceğini düşünmeye yöneltmiyor mu? Başbakan efendimiz nereden gelirse gelsin, ister Hıristiyandan ister Yahudiden diye başladığı para arama ve para ararken ülkeyi pazarlama gezilerinden birinde Dubai’ye de uğradı. Oradan bir böyyük proje ile döndü: Dubai Towers! İstanbul’un gözde bir yerinde iki kule inşa edilecekti. Yapılsın elbet. Ama bugüne kadar bu kulelerle ilgili her türlü bilgi yazıldı, çizildi de... İstanbul’da on yıl içinde 7.9 şiddetinde olacağı varsayılan depremde yıkılacak binaların adedine kadar pek çok ayrıntı açıklandı, üzerinde tartışıldı da... Velakin bir dudağı yerde bir dudağı gökte iki kulenin akıbeti üzerinde ne bir tartışma, ne de bir açıklama yapıldı! Hükümet Dubai’ye, kulelerin İstanbul’u yerle bir edeceği söylenen depremden zarar görmeyeceğine ilişkin güvence vermiş olmalı. Tabii güvenceyi RTE veriyor. RTE verdi mi güvenceyi oynak İstanbul zeminine milyarlarca dolar harcayarak kuleler inşa etmeyi neden göze almasın? ??? Başbakan, depremin tower’lerin inşa edileceği kesimi ıska geçeceğine dair bilmediğimiz bir bilimsel kaynaktan güvence mi aldı acaba? Ya da diğer kimi konularda olduğu gibi bu konuda da yanılıyor veya yanıltılıyor mu? Yanıldığı konular?.. Bakalım: Örneğin emekliyi sevindiriyor. Evet ama sonra fiş ve fatura toplayarak her yıl sonunda emeklinin aldığı yüzde 5 vergi iadesini kaldıracağını, yerine emekliye yüzde 4 ödeneceğini açıklıyor. Uzman kişilere göre yüzde 4 uygulamayla emeklinin eline geçecek para yüzde 20 azalıyor. Kazığın bir başka yanı daha var; 2005 maaş değerleri devreden çıkıyor. Yüzde 4’ü emekliye Aralık 2004’te aldığı maaş üzerinden ödemeye hazırlanıyor. Bayram öncesi nasıl müjdeler ama? Müjdeler birbirini kovalıyor. Belediye Başkanı Topbaş, yaz kış ıstırap kaynağı olan Boğaz köprülerindeki gişelerin Gebze ve Silivri’ye alınacağını müjdeliyor. Geçiş bedava! Oh be! ‘‘Benim vatandaşım’’ belediyenin RTE ile el ele vererek gişeleri ve ücretleri kaldıracağı haberini sevinçle karşılıyor ve fakat köprülerden geçiş ücreti kaldırılırken yerine İstanbulluya her yıl Kent Kullanım Vergisi adı altında yeni bir verginin temelleri atılıyor. ??? Birileri Başbakan’ı, Başbakan da birilerinin verdiği bilgilere göre birilerini işletiyor olmalı. Bir başka kazığı ünlü vergi uzmanı Şükrü Kızılot müjdeliyor: 2005 yılında ücretlilerle ilgili vergi tarifesinin üst dilimi 5 puan indiriliyor. Başbakan, ‘‘işçilerle memurların vergisini 5 puan indirdiklerini’’ TV’lerden, gazetelerden müjdeliyor. Oysa yapılan oran indirimi 155 bin YTL’nin üzerindeki gelirlere uygulanacak; Başbakan ve milletvekilleri de dahil hiçbir kamu görevlisinin yıllık ücreti 155 bin YTL’yi aşmadığı için... ...5 puanlık indirimden Başbakan dahil hiç kimse yararlanamıyor. Bir de vergi iadesi yerini kazıkazan yöntemine benzer bir yönteme bırakacakmış; yoksa, yoksa... yeni müjdenin adı kazıkazankazıklan mı? Washington Post, Kaplan yanlılarının iyi hazırlanmadıkları için başarısız olduklarını belirtti GÜNDEM ? Baştarafı 1. Sayfada MUSTAFA BALBAY ‘Anıtkabir’de 11 Eylül provası’ İSTANBUL (ANKA) Amerika’da yayımlanan Washington Post gazetesi, 1998 yılında Metin Kaplan yanlılarının uçak kaçırarak Anıtkabir’e bir saldırı yapmayı planlamalarının, 11 Eylül saldırılarının provası niteliğinde olduğunu iddia etti. Washington Post gazetesinde Karl Vick imzalı makale, ‘‘Plan, kaçırılan bir uçağı ulusal bir simgenin üzerine doğru uçurmaktı. Yıl 1998, ülke ise Türkiye idi. Uçak inmek zorunda kaldı. Kayıtlar, kokpiti kontrol etmek isteyen aşırı İslamcıların aslında nasıl uçulacağını bilmediğini gösteriyordu’’ şeklinde başladı. ‘‘Bu küstah plan 11 Eylül 2001’in provası ise aynı zamanda 7 yıl sonra Başkan Bush’un teröre karşı savaş tanımının da sebebi oldu’’ şeklinde devam eden makalede, eksik hazırlanan Türk saldırganların daha sonra sorgularında hilafetin yeniden getirilmesi için bu eylemi amaçladığını söylediği belirtildi. Atatürk’ün mozolesinin bir tepe üstünde olduğunu aktaran Washington Post, ‘‘1998’in sıfır noktası olan’’ mozolede Türk yetkililerin Atatürk’ün onuruna toplandıklarını belirtti. Makalede, saldırı girişiminin planlayıcısı olan ve kendini halife ilan eden Metin Kaplan’ın daha sonra Türkiye’de mahkum edildiği bildirildi.Müslümanların tek bir bayrak altında toplanmasının ‘‘radikal İslam anlayışının temeli olduğu’’ belirtilen yazıda, ancak hilafetin bazı sıradan Müslümanlar tarafından da olumlu karşılandığı, Müslümanların hâlâ kendilerini ümmetin bir parçası olarak gördüğü ifade edildi. Hilafetin geri getirilmesi fikrinin Hizbut Tahrir örgütünün de kuruluş amaçları arasında olduğunu belirten Washington Post, 1953 yılında kurulan örgütün gizli ve hücreler halinde 40 ülkede faaliyet gösterdiğinin tahmin edildiğini aktardı.Hizbut Tahrir’in Türkiye’deki üyelerinden olduğu belirtilen Ahmet Arslankaya, stratejik amaçlarının, İslamiyeti dünya geneline yaymak olduğunu söyledi. Terör zanlıları sorgulanıyor İspanya’da El Kaide operasyonu kapsamında yedi kişi tutuklandı. Sorgulaması süren on iki zanlıdan biri olan Türk Saffet Karakoç’un da bugün hâkim karşısına çıkarılması bekleniyor MADRİD (AA) İspanya’da geçen salı günü düzenlenen operasyon sırasında gözaltına alınan 20 kişiden 7’si tutuklanırken, 1 kişi serbest bırakıldı. Aralarında bir Türk’ün de bulunduğu diğer 12 kişinin sorgulamaları ise sürüyor. Başkent Madrid’deki Ulusal Mahkeme’ye getirilen 20 kişiden 8’i Hâkim Fernando Andreu tarafından sorgulanırken Faslı 7 kişi tutuklandı, kadın olan 1 kişi şartlı serbest bırakıldı.Barcelona’nın Vilanova la Geltru ilçesinde yakalanan Saffet Karakoç’un da bugün hâkim karşısına çıkarılması bekleniyor. Fas İslami Mücadele Örgütü’ne bağlı oldukları belirtilen grubun liderinin Muhammed Mrabet olduğu belirtilirken tutuklanan kişilerin isimleri; Vilanova’daki El Furkan Camisi imamı Muhammed Samadi, Hasan Mordud, Mustafa Fevzi, Eit Odriss, Mustafa Es Satti, Munir Mraber Fahsi (imamın kardeşi) ve Abdülhak Budina olarak duyuruldu. İspanyol resmi haber ajansı EFE, Ulusal Mahkeme hâkimi Andreu’ya dayanarak söz konusu Faslı grubun El Kaide’nin İspanya’daki en önemli kolu olan Cezayirli Belil Bengacem’e bağlı olarak, İspanya’da adam toplamak ve intihar saldırısı için eğiterek Irak’a göndermekle suçlandığını bildirdi. Andreu, İspanya’dan Irak’a gönderilen kişilerin, El Kaide ve ona bağlı olduğu sanılan Ebu Musab El Zerkavi yönetimindeki Ebu Hafs El Masri Tugayı’na çalıştıkları konusunda ellerinde yeterince delil bulunduğunu söyledi. Geçen perşembe günü yakalanan Cezayirli Bengacem, kasım 2003’te Irak’ın Nasıriye kentindeki İtalyan karargâhına düzenlenen ve 29 kişinin ölümüne yol açan terör saldırısını yapan kişi olmakla suçlanıyor. İspanyol jandarmasının Fas İslami Mücadele Örgütü’ne bağlı kişileri 2004 Ağustos ayından bu yana izlediği, cami yöneticisi ve grubun lideri olan Muhammed Mrabet’in evinde ‘‘garip saatlerde hareketlilik’’ gözlediği belirtildi. Mrabet’in çok sık İngiltere, Belçika, Kuzey Afrika ülkeleri ve Ortadoğu’ya seyahatlerde bulunduğu bilgisi de verildi. Vilanova’daki El Furkan Camisi imamı Samadi’nin grubun ideolojik lideri olduğu ve terörist faaliyetlerde kullanılmak üzere para toplayarak yerine ulaştırmakla ilgilendiği ileri sürüldü. Hâkim Andreu, Mustafa Fevzi’nin örgütün altyapı işleriyle uğraşarak para gönderme işiyle ilgilendiğini, Abdülhak Budina’nın da örgüte finans desteği sağlayan İslami Kültür Derneği’nin yöneticilerinden biri olduğunu savundu. Yakalanan 20 kişinin, Fas İslami Mücadele Örgütü ve Cezayir’deki aşırı dinci Salafist Grubu üyesi oldukları sanılırken her iki grubun liderinin perşembe günü yakalanan Faslı Ömer Nakça olduğu açıklandı. AKP iktidarının ilk aylarında, kimliğini net ortaya koymayan ya da AKP’den samimi beklentisi olan insanlar ya susmayı yeğlerdi ya da karşı görüşünü ortaya koyardı. Onların gözlerinden şunu okurdum: Kardeşim, siz de hamama gider kurna beğenmezsiniz, düğüne gider zurna beğenmezsiniz. Bunlar reformcuyuz, diyor. Cesur hareket ediyor, bekleyin yapacaklar... Evet, yaptılar yapacaklarını, ama yurttaşın beklentisi doğrultusunda değil. Anadolu’da, büyük kentlerde hava dönmüş durumda... ??? Soruların yoğun olduğu toplantılarda, süreyi de çok aşmışsak, kalan soruların miktarını anımsatıp şöyle dedim: ‘‘Bunları önümüzdeki günlerde Cumhuriyet’te yanıtlayacağım. Bizden ayrılmayın...’’ Kimi yazılarımda o soruların yanıtları da vardı. Sıra yanıtlayamadıklarıma da gelecek, bizden ayrılmayın! Bazı soruları burada aktarırsak suç unsuru bulabilirler. Onları geçelim. Yurttaşın sorduğu soruların çok çok az bir bölümünü özetleyelim: Bugünkü hükümette vatan mefhumu var mı? Maliye Bakanı hangi ülkenin Maliye Bakanlığı’nı yapmaktadır? Başbakan bizim çocuklarımız için de binlerce dolar burs verecek zengin bulabilir mi? Başbakan Türkiye’yi pazarlıyorum diyor, acaba aydınlarımız da düşüncelerini mi pazarlıyor? Milli Eğitim Bakanı’nın imam hatipler dışında başka bir düşüncesi var mıdır? Bugünkü AB ve ABD’nin hedefi 1. Dünya Savaşı sonundaki Sevr’i hayata geçirmek. Bunu biz bile gördüğümüze göre hükümetin görmemesi olanaksız. O zaman bu mevcut iktidar Osmanlı hükümetinin görevini mi üstleniyor? Bor madeni Türkiye’nin büyük bir zenginliği. Dünyadaki rezervlerin yüzde 8090’ının bizde olduğu söyleniyor. Acaba bor madenleriyle ilgili bir planımız var mı, yoksa ABD çoktan bu planı yaptı mı? Müzakere tarihi karşılığında Kıbrıs’ı veren hükümet, müzakerenin tamamlanması karşılığında ne verir? Daha önceki hükümetlerin en küçük olumsuzluğunu manşet yapan medya, bu hükümete karşı neden kuzu? ??? Yukarıdaki her sorunun en az 10 çeşidi vardı desem, abartmış olmam. Soruların yanında bir o kadar da şu arayış var: Çözüm! Kimileri de şu eleştiriyi yönelttiler: Sayın Balbay, saptamalar iyi güzel de çözüm ne? Biraz oraya ağırlık verseniz... Benim inandığım, sevdiğim bir söz var: Bir konu, soru ve sorun olarak masaya konmuşsa çözüm başlamış demektir! Yurttaş, bir No’lu sorunun adını koymuş: Bu hükümetten kurtulmak. Hemen sonrasındaki soruyu da yerleştirmiş: Yerine ne koyacağız? Bu arayış, çözümü getirecek... ankcum?cumhuriyet.com.tr 20 kilo plastik patlayıcı ele geçirildi İzmir’in Bornova ilçesi Naldöken köyünde bir eve düzenlenen operasyonda, yaklaşık 20 kilo plastik patlayıcı ele geçirildi. Alınan bilgiye göre, bir istihbaratı değerlendiren emniyet müdürlüğüne bağlı Terörle Mücadele ve İstihbarat Şube Müdürlüğü ekipleri, Naldöken köyünde bir eve operasyon düzenledi. Operasyonda, evde bulunan R.N. ile H.B. yakalandı. Evde yapılan aramada, yaklaşık 20 kilo patlayıcı ele geçirildi. Bir çuval içinde bulunan ve bomba imha uzmanlarınca incelenen maddenin plastik patlayıcı olduğu bildirildi. Gözaltına alınan zanlılardan R.N’nin patlayıcıyı Van’dan İzmir’e getirdiği öğrenildi. Olayla ilgili soruşturmanın sürdüğü belirtildi. (AA) Arf’ın yaşamı kitap oldu ? ANKARA (AA) Türkiye Bilimler Akademisi (TÜBA) ‘‘Arf Teoremi’’nin babası, ‘‘Türk Einstein’’ olarak adlandırılan ünlü matematikçi Cahit Arf’ın hayatı, çalışmaları ve fotoğraflarının yer aldığı bir kitap hazırladı. Kitapta, ‘‘anlamak tutkunu bir matematikçi’’ olarak betimlenen Arf’ın, 1910 yılında Selanik’te başlayan ve 26 Aralık 1997 tarihine kadar süren yaşam serüveni çerçevesinde gençlik günleri, fotoğrafları ve akademik çalışmaları sırasında yaptığı yazışmaları, anıları yer alıyor. ‘Peyzaj mimarlığı bilimi karalandı’ 11 Ocak 2006 Çarşamba günü gazeteniz yazarlarından Sayın Oktay Ekinci’nin ‘‘ÇED KÖŞESİ’’ başlıklı Sit’lerde Yargı Affı yazısını okuduk. Mesleğimize yönelik haksız ve doğru olmayan açıklamalar karşısında sayıları 6000’i bulan peyzaj mimarının hak, yetki ve sorumluluklarını taşıyan ve bir kamu kurumu niteliğinde olan TMMOB Peyzaj Mimarları Odası Yönetim Kurulu olarak şaşkınlık ve üzüntü duyduk. Sayın köşe yazarı, Sit’lerde Yargı Affı başlıklı yazısında, mevzuatlardaki boşlukları görmezden gelip, peyzaj mimarlarını ‘‘sadece bitkileri çok iyi bilen’’, ‘‘koruma bütünselliğinin gereklerini bilmeyen’’ tanımını yaparak hem bir bilimi karalamış hem de Yargı’nın yanlış yönlenmesine neden olabilecek gaflette bulunmuştur. Ancak, bugüne kadar yargı en doğru kararı vererek doğal sit alanlarının uzmanı olan peyzaj mimarlarını bilirkişi olarak atamıştır. Gelişen/değişen teknoloji ve bilim; ihtisaslaşmayı zorunlu hale getirmiş ve peyzaj mimarlığı ihtisaslaşma gereği olarak dünyada ve Türkiye’de ekolojik veri tabanlı fiziksel planlama yapan bölgesel ve yerel ölçekte proje üretip uygulayan bir bilim dalı olarak gelişmiştir. Mimarlık eğitimi ve bilimi, doğal veri tabanlı (ekoloji) bir bilim değildir. Peyzaj mimarlığı ise tüm gücünü ve oluşumunu doğadan alır. Doğal yapının korunarak insan kullanımına açılması temelinde gelişen bu bilim, fiziksel plan yapan tek uzmanlık alanıdır. Doğal koruma kavramını dünyada ilk geliştiren bir peyzaj mimarıdır. 19. yüzyıldaki endüstri devrimi ve talan düzeyinde kentsel gelişmeyle hızlanan doğal kaynakların tahribine karşın 1850’li yıllarda dünyada ilk kez Peyzaj Mimarı Federic Low OLMSTED bir korumakullanma uygulaması olarak ABD’de milli park uygulaması çıkarmıştır. Ülkemiz peyzajının belirlenmesi, korunması, yönetimi konusunda ve ülkemiz tarafından da imzalanan Avrupa Peyzaj Sözleşmesi’nin gereklerinin yerine getirilmesi için yoğun çaba gösteren TMMOB Peyzaj Mimarları Odası ve peyzaj mimarlığı öğretim kurumlarıdır. Önemle belirtmek istiyoruz ki; yeryüzünde son yıllarda yaşanan doğal afetlerden sonra (özellikle New Orleans’taki kasırgadan sonra) hükümetlerin ilk göreve çağırdığı meslek grubu peyzaj mimarlarıdır. Dr. Ayşegül ORUÇKAPTAN / TMMOB Peyzaj Mimarları Odası Yönetim Kurulu Başkanı Gazetemiz yazarı Uğur Mumcu, kitaplarında bugünkü duruma ayna tutmuştu ‘Ağca Dosyası’ ışık tutuyor ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) 24 Ocak 1993’te evinin önünde katledilen gazetemiz yazarı Uğur Mumcu, gazeteci Abdi İpekçi’nin katili Mehmet Ali Ağca ile ilgili kitaplarında bugün yaşananlara ışık tutmuştu. Mumcu’nun ‘‘Ağca Dosyası’’ adlı kitabına göre, cinayetin ardından askeri savcıya, ‘‘Sizin kararınız, sizin vereceğiniz ceza bana yetişmez, 81’de af çıkacak’’ diyen Ağca, o yıllarda da bugün olduğu gibi adresini gizlemiş, ancak toplum içerisinde rahatça gezmişti. Gazetecilik yaşamı boyunca mafya ve uluslararası terör örgütlerinin Türkiye üzerindeki çalışmalarını gündeme getiren Mumcu, Ağca ile ilgili perde arkasındaki gerçekleri ‘‘Papa Mafya Ağca’’ ve ‘‘Ağca Dosyası’’ adlı kitaplarında toplamıştı. Ağca Dosyası adlı kitaba göre, ilk sorgularında hep şaşırtıcı ifadeler veren Ağca, Emniyet Müdürlüğü’nden Selimiye Askeri Tutukevi’ne getirildikten bir süre sonra Askeri Savcı Refik Karaa ile baş başa kaldığında çarpıcı görüşlerini açıklamıştı. Mumcu kitabında bu olayı şöyle anlatıyor: ‘‘Askeri Savcı Refik Karaa,Ağca ile baş başa kalınca soruyor: ‘Demin karde Gösteride çocuklar kullanıldı ? MERSİN (Cumhuriyet) Mersin’in Şevket Sümer Mahallesi’nde terör örgütü lehine slogan atarak yasadışı gösteri yapmak isteyen ve polise molotofkokteyli atan, çoğunluğunu çocukların oluşturduğu grup, panzerlerle dağıtıldı. Olayda hafif şekilde yaralanan 3 polis memuru, hastanedeki tedavilerinin ardından taburcu edildi. Güvenlik güçleri, mahallede güvenlik önlemlerini arttırdı. OKTAY: HUKUK DEVLETİNİN ÖNÜNDE ENGELLER VAR Haber Merkezi Eski Adalet Bakanı Seyfi Oktay, Abdi İpekçi’nin katili Mehmet Ali Ağca’nın dosyasını incelemediğini, dolayısıyla ‘‘hukuksal bir analiz’’ yapmasının mümkün olmadığını açıkladı. Oktay, Türkiye’de yaşanan temel sorunun ‘‘hukuk devleti olamamak ve hukukun üstünlüğünü sağlamaktan kaçınmak’’ olduğuna işaret ederek ‘‘Kurumlarıyla, kurallarıyla gerçekleştirilmiş, iyi işleyen bir demokraşine 81’de çıkacağım, annemin elini öpeceğim, o başkomiserin anasını belleyeceğim dedin. O ne demek?’ Ağca’nın yanıtı çok kısa: ‘81’de çıkarım.’ Kendinden emindir.Albay Karaa yeniden sorar: ‘Neye güveniyorsun, nasıl çıkarsın?’ Ağca yine kendinden emindir: ‘Çıkarım.’ Albay Karaa, bu kez tane tane konuşur: ‘Oğlum, sen adam öldürdün, bunun cezası idam. Sen o tarihte asılmış olursun, neye güveniyorsun öyle?’ Ağca’nın yanıtı çok ilginçtir: ‘Sizin kararınız, sizin vereceğiniz ceza bana yetişmez.’ Albay Karaa, bu kez iyice meraklanır ve yeniden sorar: ‘Nasıl yetişmez, kaçacak mısın buradan?’ Bu soru üzerine Ağca, kaçamak bir yatik hukuk devleti, antidemokratik ideolojik yapılanmalara ve belli güç odaklarının hukuku aşmalarına, kötüye kullanmalarına kapıları kapatan devlettir’’ dedi. Kopenhag kriterlerinin Türkiye’de gerçekleştiği iddialarının da ciddi olmadığını ifade eden Oktay, ‘‘Büyük Ortadoğu politikaları, AB’nin çifte standardı ve siyasi İslamı gerçekleştirme çabalarının’’ hukuk devleti önündeki en önemli engeller olduğunu söyledi. sakınca görmez. Elinde bir otomatik tabanca, belinde iki tane tabanca taşır. Yanında altı kişi vardır. Arkadaşlarına ‘‘veda’’ eder. Avrupa’ya gideceğini söyler. ? Ağca, siyasal yönden koşullandırılmış silahlı sağ bir eylemci miydi? Yoksa bir kiralık katil mi? Üzmez (Ahmet Emin Yalman’ı kurşunlayan Hüseyin Üzmez), Ağca’nın siyasal koşullandırma sonucu İpekçi olayına karıştığı kanısındadır. ? Bir başka olasılık da şu: Ağca, birtakım gizli örgütlerce kullanılan bir adam olabilir. Kendisi niçin, nasıl, ne amaçla kullanıldığının bile farkında değildir. Değildir, ama herkesin farkında olması gereken de şu: Ağca’nın ideolojik yapısı ülkücü sağ! Alman Bakan’dan ilginç öneri ? BERLİN (AA) Almanya’nın Bavyera Eyaleti İçişleri Bakanı ve Eyalet İçişleri Bakanları Konferansı Başkanı Günter Beckstein, ‘‘tehlikeli’’ ve ‘‘sınır dışı edilemeyen’’ yabancılara ya elektronik kelepçe takılmasını ya da bu kişilerin cezaevine konulmalarını istedi. Alman Focus dergisinde yayımlanan haberde, Beckstein’in göç yasasını da bu yönde değiştirmeyi arzuladığı belirtildi. 2 milyon 426 bin YTL devretti ? ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Sayısal Loto’nun bu haftaki çekilişinde kazanan numaralar, ‘‘02, 03, 16, 33, 48, 49’’ olarak belirlenirken, 6 bilen çıkmadığı için 2 milyon 426 bin 170 YTL 55 YKr haftaya devretti. Çekilişte, 5 bilenler 2 bin 657 YTL 5’er YKr, 4 bilenler 19’ar YTL, 3 bilenler ise 2 YTL 90’ar YKr ikramiye alacak. nıt verir: ‘81’de af çıkacak’...’’ Ağca Dosyası adlı kitapta yer alan ve bugün güncelliğini koruyan bazı bölümler şöyle: ? Ağca’ya yakalandığı gün ‘‘İstanbul’da nerede kalıyorsun?’’ sorusu sorulmamış ya da sorulmuş, ancak Ağca bu soruyu yanıtlamamış. Ağca ilk sorgusunda İstanbul’da kaldığı evin adresini bildirmeyeceğini söylemiş ve adresi vermemiş. Aradan geçen zaman içinde kanıtlar ve büyük olasılıkla silah ya da silahlar yok edilmiş. ? (Ağca’nın 23 Kasım 1979’da cezaevinden kaçırılmasından sonra) Ağca, kaçışından birkaç gün sonra daha önce yakalandığı Beyazıt Meydanı’ndaki Marmara Kıraathanesi’ne gelmekte hiç CUMHURİYET 08 K
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle