13 Mayıs 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 12 OCAK 2006 PERŞEMBE 8 TÜRKİYE İstanbul Edirne Kocaeli Çanakkale İzmir Manisa Aydın Denizli Zonguldak Açık İstanbul HABERLERİN DEVAMI Y 5 PB 2 Y 6 PB 4 PB 9 PB 8 PB 11 S 8 Y 6 Sinop Samsun Trabzon Giresun Ankara Eskişehir Konya Sıvas Antalya Y 6 Y 6 Y 7 Y 8 PB 3 PB 2 PB 2 K 2 PB 14 Parçalı bulutlu Adana Mersin Diyarbakır Şanlıurfa Mardin Siirt Hakkâri Van Kars Y 15 PB 16 K 5 Y 9 Y 5 Y 7 K 1 K 2 K 4 Trabzon Ankara Erzurum Hakkari İzmir Antalya Ş.Urfa Adana Tüm yurt parçalı bulutlu, Marmara’nın güney ve doğusu, Batı ve Orta Karadeniz kıyıları, Doğu Karadeniz, Doğu Anadolu, Güneydoğu Anadolu ile Tekirdağ çevreleri karla karışık yağmur ve kar yağışlı olacak. Yurdun iç ve doğu kesimlerinde gece ve sabah saatlerinde buzlanma ve don olayı ile birlikte sis görülecek. Çok bulutlu DIŞ MERKEZLER Oslo K 4 Helsinki K 2 Stockholm B 4 Londra Y 10 Amsterdam Y 7 Brüksel Y 4 Paris Y 9 Bonn Y 6 Münih PB 3 Yağmurlu Stockholm Berlin Budapeşte Madrid Viyana Belgrad Sofya Roma Atina Zürih PB PB PB PB PB PB PB Y PB 1 5 10 1 0 1 10 9 2 Moskova Aşkabat Astana Taşkent Baku Bişkek Tiflis Kahire Şam Karlı PB 2 PB 1 K 13 B 0 K 3 B 0 K 5 PB 18 Y 11 Londra Berlin Moskova Belgrad Madrid Ankara Taşkent Tahran Kahire Sulu kar Gök gürültülü Sisli Bulutlu GÜNCEL CÜNEYT ARCAYÜREK ? Baştarafı 1. Sayfada ti), daha tedbirli, daha hijyenik koşullarda yeni yerler yapmamız gerektiğini anladık’’ diyor. Her yıl bir parça deneyim! Gelecek yıl bu deneyimden çıkan sonuca göre önlem alınacak. Her yılki deneyimlerden yararlanarak herhalde ancak elli yıl sonra hijyenik koşullardaki yerlerde kesim yapılabilecek. Hayvanlar toplumunun kurbanlık üyesi koyunlar sessiz. Topluma örnek olacak davranışı büyükbaş hayvanlar sergiliyor: Bıçaklı dayatmalara karşı, sahiplerine, kasaplara isyankâr! Büyükbaşlara bravo. Hiç değilse yılda bir kez cesaret gösterileriyle hayvanlar toplumuna örnek oluyorlar! ??? İstatistiksel çalışmalar yapılmadığı için bu yıl kaç yüz bin küçükbaş ve büyükbaş hayvan kesildiğini öğrenemeyeceğiz. Para karşılığı olduğu için bayramın ilk gününe kadar 306 bin kanatlı hayvanın itlaf edildiğini söylüyorlar. RTE, kuş gribinin kontrol altına alındığını ve ilgili bakanların ‘‘hiç vakit kaybetmeden hemen harekete geçtiklerini’’ söyleyerek hükümetinin gribe karşı ne kadar başarılı bir mücadele verdiğini kanıtlamak istiyor. Olayı gargaraya getirmeyelim; şayet yarınlarda kuş gribi korkusuna kapılmadan yaşamak istiyorsak dün bir ilde (Balıkesir’de) önlenen kuş gribinin bugün 25 ile yayılmasına hükümetin alamadığı önlemlerin neden olduğunu saptayacak araştırmalara bir an önce başlamamız gerekiyor. Şayet iktidar böylesine önemli bir sorunla ilgili araştırmadan kaçmazsa; TBMM’de kurulacak bir komisyon marifetiyle hem geçmişteki hem de günümüzdeki hatalar, hem de bu hataların yinelenmesini önleyecek önlemler saptanabilir. Başbakan Ekim 2005’teki demeçlere benzer söylemlerle vaziyeti idare ediyor. Derdi, bakanlarının kuş gribine karşı her türlü önlemi aldığını topluma sindirmek! ??? Biz günümüzü idare etmekle geçirirken Batı, Türkiye’deki kuş gribi olaylarından ders çıkarıyor. Örneğin hatırı sayılır bankaları, şirketleri olası bir kuş gribi salgınına karşı hazırlık yapmaya başlıyor. Biz ise virüsün tekrar ülkeyi ziyaret edeceğini hesaplayamadık. Bu hükümet geçen yıl ekim ayında Anadolu’dan virüs taşıyan yeni kuş kafilelerinin gelip geçmesi olasılığını hesaba katarak göçmen kuşların konakladığı yöreleri riskli bölge ilan etmeyi önerenlere (CHP’den geldiği için) kulaklarını tıkamasaydı... belki Doğubayazıt’ta üç masum yavru ölmeyecek... 13 insanımız kuş gribine yakalanmayacak, hastalığın bulaştığı 25 ilimiz korku içinde yaşamayacaktı. Ama kafa; uyarıları, medyadaki yayınları abartılı bulan kafa. Başbakan Fransızca, İngilizce bilen danışmanlarını yanına alarak dünya çapında yayın yapan, örneğin BBC’yi, TV5Monde’yi izleyebilseydi... olan bitenlerden ders alabilir, gösterdikleri insan ve yöre manzaralarıyla belki sarsılabilir, hükümetin hastalığın başgöstermesine değin alamadığı önlemleri nasıl eleştirdiklerini izleyerek kendine ve ülkeye yararlı olacak özeleştiri yapma olanağı bulabilir... AB ülkeleri medyasında Türkiye’den geri kalmış bir ülke diye söz edildiğini görebilirdi. Ne ki onun bir başka derdi Kurban Bayramı’nda virüsün kurbanlıklara geçmeyeceği güvencesi vererek küçükbüyükbaşın satışında, kesiminde düşüş olmaması... İçeride dışarıda uyarısal eleştiriler yazanlara, söyleyenlere gelince; pek çok din fanatiğine, AKP’liye göre: Gâvur be kardeşim bunlar, gâvur! Yabancılara 10 bin dönüm Son 2.5 yılda yabancı gerçek kişilere yönelik arazi satışı, 1934’ten bu yana Suriye yurttaşlarının dışındakilere yapılan satışın 4’te 1’ine ulaştı AYŞE SAYIN GÜNDEM ? Baştarafı 1. Sayfada MUSTAFA BALBAY ALMANLAR İLK SIRADA on 2.5 yılda gerçekleşen satışlarda ilk sırayı 4 bin 421 dönüm S ve 4 bin 117 adet taşınmazla Almanya alırken bunu 2 bin 669 dönüm ve 6 bin 689 adet taşınmazla İngiltere izledi. Bu iki ülkenin en yakın rakibi ise 663 dönüm ve 1080 taşınmazla Hollanda oldu. Yunanlılar 243 dönüm ve 442 taşınmaz alımı yaparken İsrail yurttaşları da 48 dönüm üzerinde 78 adet taşınmazın sahibi oldu. AKP hükümetinin çıkardığı yasalardan sonra toplam 20 bin 851 yabancı uyruklu kişi 10 bin 894 dönümlük arazi üzerinde toplam 17 bin 577 adet taşınmazın sahibi oldu. sonra ‘‘yabancı gerçek kişilerin’’ Türkiye’de taşınmaz ediniminin istatistiklerini komisyon üyelerine sundu. Ancak yabancı şirketlerin satın aldıkları taşınmazlarla ilgili bilgi verilmemesi dikkat çekti. Tapu Kadastro Genel Müdürlüğü’nün rakamlarına göre 1934 yılından bu yana yabancılara toplam 272 bin 211 dönümlük arazi ve diğer taşınmaz satışı yapıldı. Bu rakamın 230 bin dönümünü 1939’dan önce Türkiye’den toprak satın alan Suriyeliler oluşturuyor. Suriyeliler şu anda ‘‘karşılıklılık’’ ilkesi olmadığı için bu toprakları kullanamıyorlar. Suriyelilerin kullanamadığı araziler çıkarıldığında, Türkiye’de 1934 yılından bu yana yabancıların toplam 42 bin dönümlük taşınmaz satın aldığı, bu satışın 4’te birinin ise son 2.5 yılda gerçekleştiği ortaya çıkıyor. Tapu ve Kadastro Genel Müdürlüğü sadece ANKARA AKP hükümeti yabancılara taşınmaz satışında ‘‘rakamların gölgesi’’ne sığınırken ilk kez çıkardıkları yasalarla yabancı şirketlere yapılan taşınmaz satışı konusunda da bilgi vermekten kaçınıyor. AKP hükümetinin, Anayasa Mahkemesi’nin 2003’te çıkarılan ilk yasayı iptal etmesi üzerine ikinci kez 29 Aralık 2005’te TBMM’den geçirmeyi başardığı yasalar kapsamında son 2.5 yılda yabancı gerçek kişilere 10 bin 864 dönüm arazi satışı gerçekleşti. Anayasa Mahkemesi’nin ilk yasayı iptal ettiği Mart 2005’ten sonra da yabancıların yaklaşık 3 bin dönüm arazi satın aldığı belirlendi. Son yasanın TBMM Adalet Komisyonu’ndaki görüşmeleri sırasında muhalefet partilerinin istemi üzerine Tapu ve Kadastro Genel Müdürlüğü 2003 yılından ‘‘gerçek kişilere’’ yönelik satış rakamlarını verdiği için bu toplamın içinde ‘‘yabancı tüzelkişilere’’, yani yabancı şirketlere yapılan satış rakamları bulunmuyor. Oysa AKP hükümetinin çıkardığı yasalarla ilk kez Türkiye’de yabancı tüzelkişilere taşınmaz edinme olanağı tanındı. GAP’ta durum GAP bölgesinde alımların Türkiye Cumhuriyeti yurttaşları üzerine yapıldığı için gerçek satış rakamının bilinmediği belirtiliyor. Ancak Tapu Kadastro Genel Müdürlüğü verilerine göre yine topraklarını kullanamayan Suriyeliler devre dışı bırakılırsa, ‘‘zirai’’ amaçlı arazi alımında Almanlar ilk sırada yer alıyor. Son verilere göre satışların 76 bin 161 dönümünü Suriyelilere ait taşınmazlar oluşturuyor. Bunun dışında Almanlar 257 dönüm ve 61 taşınmazla ilk sırada yer alıyor. G azetemiz yazarı, sinemacı ve şair Onat Kutlar’ın Aşiyan Mezarlığı’ndaki kabri başında yapılan anma törenine Kutlar’ın dostları ve sevenleri katıldı. Onat Kutlar’ı özlemle andık İstanbul Haber Servisi Taksim’de bombalı saldırı sonucu yaşamını kaybeden gazetemiz yazarı, sinemacı ve şair Onat Kutlar, öldürülüşünün 11. yıldönümünde ailesi ve dostları tarafından özlemle anıldı. Onat Kutlar’ın Aşiyan Mezarlığı’ndaki kabri başında gerçekleştirilen anma törenine, eşi Filiz Kutlar, kız kardeşleri Seza Aksoy ve Ege Kutlar, gazetemiz yazarı Vecdi Sayar, tiyatro oyuncusu Rutkay Aziz, dostları ve sevenleri katıldı. Kutlar’ın mezarına çiçeklerin konulmasının ardından başlayan törende, Filiz Kutlar anmaya gelen herkese teşekkürlerini sundu. Burada bir konuşma yapan diş hekimi Ali Uçansu, ‘‘Onat Kutlar’ın ölüm yıldönümlerinde onun mezarı başında 12 dakika sessizce durarak, onu düşünüyor, anılarımızı canlandırıyoruz. Onu anmak için yapılabilecek en yararlı şey de Kutlar’ın ilkelerini ve geride bıraktıklarını genç nesillere aktarmak olacaktır’’ dedi. Onat Kutlar, 31 Aralık 1994 tarihinde Taksim The Marmara Oteli kafeteryasına konulan bombanın patlaması nedeniyle ağır yaralanmıştı. Bir süre Amerikan Hastanesi’nde tedavi altına alınan Kutlar, 11 Ocak 1995’te hayatını kaybetmişti. Aynı bombalı saldırıda arkeolog Yasemin Cebenoyan da yaşamını yitirmişti. Zira bir gün önce Esenboğa Havaalanı’nda yaşadıklarım hâlâ sıcaktı. 6 Ocak’ta gazetenin bir toplantısı nedeniyle AnkaraİstanbulAnkara biletini aldım, havaalanının yolunu tuttum. Hani, ‘‘son dakikaizm’’ diye bir akım oluşturulsa, beni kurucu yaparlar! Ama bu kez zamanından çok önce alandaydım. Beni taşıyan arkadaşlar da duruma şaşırdılar, ‘‘Abi uçağın kalkmasına daha çok var ama’’ diye mırıldanmadan edemediler... Alana ulaştım ama, gir girebilirsen. Dışarısı sis, içerisi ana baba günü. Esenboğa’ya coğrafi olarak bu adın verilmesinin nedenini eski Ankaralılardan şöyle dinlemiştim: ‘‘Burada öyle sis olurdu ki çobanlar önlerindeki koca boğayı bile göremezlerdi, boğa esip uçtu mu, derlerdi. Bu yüzden de adı Esenboğa oldu!’’ Eğrisini doğrusunu bilmem, ben anlatılanların yalancısıyım. Bütün uçakların sis nedeniyle 23 saati aşan gecikmelerle kalktığını öğrenince bu anlatı ister istemez yeniden aklıma geldi. Burada havaalanı yapma kararı alanları bir kez daha kaygıyla, affedersiniz saygıyla andım! ??? Artık sadece THY yok, bir dizi özel havayolu şirketi de var. THY yolcularına doğal olarak onlarınki de eklenmiş. Fiyatların ucuzlamasıyla birlikte daha önce uçağa binmeyi yeğlemeyenler de alanda. Bu durum, otobüs terminallerinin klasik havasını Esenboğa’ya taşımış. Bir Malatya yolcusu ötekine takılıyor: ‘‘Seni tanıdım lo... Geçen sefer iki koltuk önümde oturuyordun!’’ Alanın bütün oturmalı yerleri dolmuş, cam kenarındaki 3035 santimlik çıkıntı uzun bekleme koltuğu olmuş, sütun diplerine çoluk çocuk yerleşenler üşümemek için kalın giysilerini altlık yapmış, yönetim katına çıkan 3 metre genişliğindeki merdivenin ortasında bir insan çıkımlık boşluk kalmış... Sıkıntıdan sigarasını derin derin çekenler, ‘‘Sayın yolcularımız yasaya göre kapalı yerlerde sigara içmek yasaktır, cezası şu kadardır’’ anonsunu gülümseyerek dinliyor. Tanıyanlar, yolumu kesip sorunlarını anlattılar... Songül İnal, Stockholm’den Ankara’ya gelmiş, beraberinde annesinin cenazesi var. Gözleri kan çanağı. Derdi uçağın gecikmesi değil, kardeşini Stockholm’de bırakmış olması. ‘‘Lütfen yazın’’ diyor, ‘‘mafya babaları, çeteler elini kolunu sallaya sallaya gezerken, yıllar önce bir bildiri dağıtan kardeşimin Türkiye’ye girişi yasak. Annemin cenazesini uçağa koyarken, niye gelemiyorum diye hüngür hüngür ağladı’’... Lütfullah Seferi’nin derdi Prag... Ağabeyi orada cezaevindeymiş. Bir kız davası yüzünden birini yaralamış. 8.5 yıl hapis cezasına çarptırılmış. Aile, kardeşi yalnız bırakmamak için bir üyeyi Prag’a yerleştirmiş. 15 günde bir ziyaret ediyormuş. Cezasının kalan bölümünü Türkiye’de çekmesi için çaba harcıyorlarmış, ama bir türlü olmuyormuş. Çekler, ‘‘Sizde çok sık af çıkıyor, yollarsak serbest bırakırsınız’’ diyormuş... ??? Gidiş 3 saat gecikmeliydi ama, bereket dönüş daha rahat oldu. 23.45 uçağı 01.00 sularında havalanıverdi! Elbette uçak seferlerinin artması olumlu. Ama, gerekli altyapıyı kurmadan buna girişmek, istim arkadan gelsin geleneğimizin sürdüğünü gösteriyor. Anlaşılan gökyüzü geniş deyip seferler arttırıldı ama, havaalanları dar! Havaalanında en çok ‘‘sistem’’ sorunundan söz ediliyordu. Bence yolu yarıladık... ‘‘Sis’’ kısmı tamam... ‘‘Tem’’ arkadan gelsin! ankcum?cumhuriyet.com.tr Yılda 3 milyar dolar vergi kaybı Fotoğraf: UĞUR DEMİR ‘Kaçakçılığın has bahçesi’ ? Baştarafı 1. Sayfada Faturaların şişirildiğine dikkat çeken YDK önlem alınmasını istedi Ağar: Emekliler açlık sınırında ? ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) DYP Genel Başkanı Mehmet Ağar, işçi ve memur emeklilerinin durumuna işaret ederek emeklilerin dörtte üçünü oluşturan 5.5 milyon insanın 450 ile 480 YTL arasında emekli aylığı ile geçinmeye çalıştığını belirtti. Ağar yaptığı açıklamada emeklilerin aldığı maaşların Türkiye koşullarında açlık sınırı olarak belirlendiğini ifade ederek ‘‘Bırakın yaşamayı; yakıt, elektrik, su giderleri gibi en temel giderler dahi emekli maaşlarını alıp götürüyor. ‘Kimsesizlerin kimsesiyiz’ diyerek iktidar olanların lafı havada kalmıştır’’ dedi. Hastane devri ‘usulsüzlük’ getirdi MURAT KIŞLALI pompalara yazarkasa takılarak çözülemeyeceğini, ancak ‘‘milli marker’’ uygulaması ile kaçağın önlenebileceğini anlatan Alkan, ‘‘Kaçağı önleyecek yöntem markerdır. Marker, kimyevi bir boya. Bu güzel şekilde uygulanırsa kaçağı önleyecek tek meta markerdır. İhalesi yapıldı, ancak sonradan iptal edildi. Rafineriden 10 bin ton motorin aldın, 10 binde birine kaçak katılsa yakıtın esafı bozulacak. Dolayısıyla esafı tutmuyorsa kaçak olduğu ortaya çıkacak’’ diye konuştu. Alkan, marker uygulamasının yaşama geçirilmesi durumunda bunun da kaçağının yapılacağı endişesini de taşıdığını belirterek, ‘‘Eğer milli marker da piyasada kaçağa düşerse, sektörün vay haline’’ dedi. Muhsin Alkan, akaryakıt kaçakçılığını bir insanın tek başına yapamayacağını vurgularken, ‘‘Kaçakçılığa yardım edenler var. Gümrükten, kapılardan geçiyor. Eğer naklediliyorsa bir yerden geçmesi gerekiyor. İnsanlar belki iyi niyetle sınır ticaretinin önünü açtılar, bölgeye yardımcı olmak için. Ancak öyle boyutlara vardı ki, sınır ticaretiyle sınırlı kalmıyor. İyi niyet istismar edildi. Ancak bugün geçmişteki kadar fazla yapılmıyor’’ diye konuştu. Akaryakıt kaçakçılığı dendiğinde akla petrolcülerin gelmesinden de yakınan Alkan, ‘‘Petrolcüler kaçağı kullanmıyor. Geçmişte satanlar oldu. Onu da haksız rekabet tetikledi. Birisi 100 liraya diğeri 1500 liraya satmaya çalıştı. Bu da dürüst petrolcüyü etkiledi. Petrolcülerin yüzde 90’ı kaçakla uğraşmıyor’’ görüşünü kaydetti. ANKARA Başbakanlık Yüksek Denetleme Kurulu (YDK), Sosyal Sigortalar Kurumu (SSK) hastanelerinin Sağlık Bakanlığı’na devredilmesinin ardından, kurumda ‘‘hastaya konulan tanı ve yapılan işlemin uyumsuzluğuna, erkeğe kadın, kadına erkek, çocuğa erişkin, erişkine çocuk tahlillerinin yapılması şeklindeki usulsüz işlemlere ve şişirilmiş faturalara sıkça rastlandığını’’ belirleyerek, önlem alınmasını istedi. YDK’nin 2005 yılı ekim ayı itibarıyla hazırladığı ‘‘SSK 2004 Yılı Raporu’’, hükümetin kararıyla SSK hastanelerinin Sağlık Bakanlığı’na devrinin içinden çıkılamaz bir karmaşa yarattığını ortaya koydu. YDK raporunda usulsüz işlemlerin yanı sıra faturalar düzenlenirken fiyatlara fazladan sıfırlar konulması, virgüllerin kaydırılması şeklinde fiyatların şişirildiği, eczane reçetelerinde ise bazı hastalar için 2030 kutu şeklinde yüksek miktarlarda ilaçların da yazıldığı belirlenerek ‘‘Belirtilen örnekler, belirli bir hastane, hasta ya da bölgeyle sınırlı olmayıp istisnai olarak kabul edilemeyecek boyutlarda bulunmaktadır’’ denildi. Raporda 2005 yılında ekim ayı sonuna kadar SSK’ye devlet, üniversite ve özel hastaneler tarafından gönderilen faturalardan, usulsüz görülen işlemler nedeniyle 55 trilyon liranın üzerinde kesinti yapıldığı, özellikle devlet hastanelerine ait incelenmemiş çok sayıda fatura olduğu tespit edildi. YDK Raporu’nda, 19 Ocak 2005 tarihinde çıkarılan yasayla ‘YETERSİZ, HAZIRLIKSIZ VE EKSİK’ DK’nin ‘‘SSK Raporu’’nda, SSK hastanelerinin hükümetin kararıyla Sağlık Bakanlığı’na devriyle başlayan karmaşa şöyle anlatıldı: ? Sayısı 3’ten 16’ya çıkarılan sağlık il müdürlüklerinin kuruluşu ile ilgili Bakanlar Kurulu kararı henüz çıkmamış, kadro tahsis ve tenkis çalışmaları sonuçlanmamıştır. Sağlık işleri il müdürlüklerinde çalışma koşullarının elverişsiz olduğu, yoğun bir işlem hacminin bulunduğu, işlemlerin yürütülmesinde çeşitli aksaklıklarla karşılaşıldığı gözlenmiştir. ? Devir sonrası acilen sağlık hizmetleri provizyon, fatura, reçete kontrol ve ödeme birimleri oluşturulması gündeme gelmiş, ancak Y hazırlıksız olunması nedeniyle birçok ilde bina sorunlarıyla karşılaşılmıştır. İl müdürlüklerinin bilgi işlem altyapıları da yetersizdir. ? Sağlık hizmetlerinin tümüyle dışarıdan satın alınması nedeniyle yoğun bir fatura reçete sirkülasyonu bulunmaktadır. Örneğin İstanbul Avrupa Yakası Fatura İnceleme Provizyon Merkezi’ne 21 Mart15 Nisan 2005 tarihleri arasında 1 milyon 39 bin 69 reçete intikal etmiştir. ? Sağlık işleri il müdürlüklerinin çalışma yönetmeliklerinin bulunmaması ve provizyon, faturareçete kontrol işlemlerinin belirli usul ve esaslara bağlanmamış olması önemli bir sorun ve eksiklik teşkil etmektedir. ilacın yanı sıra sağlık hizmetlerinin de tümüyle dışarıdan alınmaya başlandığı belirtilerek bundan sonra yapılan usulsüz fatura ve reçetelerin tetkiki sonucunda şu ‘‘tipik örneklere’’ rastlandığı belirtildi: ? 70 yaşındaki bir erkek hastaya 26 günlük yatış ve bu sürede 81’er kez sodyum, potasyum, klor, 80 kez glikoz, 65 kez kalsiyum gibi çok sayıda tetkik yapıldı, en son olarak bir de gebelik testi uygulandı. ? Bayan hastaya testis USG tetkiki yapıldı. ? 1 yaşındaki kız çocuğuna gebelik testi yapıldı. ? Bir üniversite hastanesi tarafından 9 gün vizit yapılan bir hasta için 110 gün yatış, 5 gün yatırılan bir başka hasta için 35 gün yatış fatura edildi. Bir erkek hasta için kürtaj faturası kesildi. ? Erkek hastaya jinekolojik operasyon yapıldı. ? Kadın hastalıkları ve doğum hastanesinde pnomoni (bir çeşit akciğer iltihabı) teşhisi konulan 15 günlük bebeğe abdominal histerektomi (rahim alınması) ameliyatı fatura edildi. ? Bir devlet hastanesinde inferior MI (bir çeşit kalp krizi) teşhisi konulan 77 yaşındaki hastaya sünnet işlemi fatura edidi. ‘Marmaray’da sorun yok’ ? İstanbul Haber Servisi Ulaştırma Bakanı Binali Yıldırım, Marmaray Projesi’nin gayet güzel ve planlandığı gibi sürdüğünü, 2008 yılının sonunda deneme seferlerine başlanacağını söyledi. Yıldırım, Japonya Başbakanı Juniçiro Koizumi’ye bugün Marmaray Projesi’nin gidişatı ve büyüklüğü hakkında bilgi verileceğini belirtti. Manisalı UMDER’de ? İstanbul Haber Servisi Gazetemiz yazarı Prof. Dr. Erol Manisalı, Yakacık’taki Uğur Mumcu Mahallesi Çevre Kültür ve Dayanışma Derneği’nin konuğu olarak, yarın saat 13.30’da güncel sorunlar ve Avrupa Birliği hakkında konferans verecek. 1 kişiye 317 bin YTL ? ANKARA (AA) Şans Topu çekilişinde kazanan üst kolon numaraları ‘‘02, 08, 22, 29, 30’’, alt kolon numarası ‘‘12’’ olarak belirlenirken, 5 artı 1 bilen 1 kişi, 317 bin 665 YTL ikramiye kazandı. Çekilişte, 5 bilenler 2 bin 54 YTL 35’er YKr, 4 artı 1 bilenler 206 YTL 65’er YKr, 4 bilenler 15 YTL 70’er YKr, 3 artı 1 bilenler 11 YTL 20’şer YKr, 3 bilenler 2 YTL 25’er YKr, 2 artı 1 bilenler 3 YTL 50’şer YKr, 1 artı 1 bilenler ise 1 YTL 65’er YKr ikramiye alacak. CUMHURİYET 08 K
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle