27 Kasım 2024 Çarşamba English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
12 OCAK 2006 PERŞEMBE CUMHURİYET SAYFA HABERLER Karayalçın, AB sürecinin toplumun tüm kesimlerince takip edilmesini amaçladıklarını belirtti 5 POLİTİKA GÜNLÜĞÜ HİKMET ÇETİNKAYA ‘Müzakereci halk olmalı’ MİYASE İLKNUR Özel Harp Dairesi... Yeni yılı şöyle içimize sindire sindire yaşamaya başlamadık... Dokuz günlük Kurban Bayramı tatili üç gün önce başladı... Öğrenciler karnelerini aldı. Üç gündür, Emekli Korgeneral Kemal Yamak’ın anılarını okuyorum... Yamak, Özel Harp Dairesi’ni (19711974 arası) yönetti. Doğan Kitap’tan çıkan ‘‘Gölgede Kalan İzler ve Gölgeleşen Bizler’’ kitabı 856 sayfa... Emekli Orgeneral Yamak, yıllardır tartışılan, ancak ne olduğu bir türlü açığa çıkarılmayan ‘‘Özel Harp Dairesi’’nin gerçeğini tartışmaya açıyor kitabında. Herkesin kendine göre bir Özel Harp Dairesi var... Yıllardır bu konu hep gündeme gelir, konuşulur, tartışılır, sonunda unutulup gider. Özel Harp Dairesi’ni, bir başka deyişle ‘‘Kontrgerilla’’yı ilk kez kamuoyuna açıklayan siyasetçi Bülent Ecevit’tir... 1974 yılında CHPMSP ortak hükümeti kurulduktan sonra Başbakanlık koltuğuna oturan Ecevit’i Genelkurmay Başkanı Semih Sancar ziyaret eder... Sancar, Ecevit’ten ‘‘örtülü ödenek’’ten para ister. İkili görüşme sırasında ‘‘örtülü ödenek’’in Özel Harp Dairesi’ne aktarılacağını öğrenen Ecevit, çok şaşırır. ??? Emekli Orgeneral Kemal Yamak, anılarında Özel Harp Dairesi’nde 12 Eylül 1980 öncesi CHP milletvekililerinin de olduğunu öne sürüyor. Eski Özel Harpçi Kemal Yamak Paşa, ‘‘Türkİslam Sentezi’’yle yoğrulmuş, milliyetçimuhafazakâr, emekli bir askerdir. 1989’da emekli olduktan sonra Cumhurbaşkanlığı Genel Sekreterliği yapmıştır. Turgut Özal’a yakınlığıyla bilinir. Kemal Yamak anılarında, Susurluk’ta ortaya çıkan devlet içinde örgütlü silahlı gücü ‘‘yurtsever’’ olarak tanımlıyor, derin devletin yasadışı operasyonlarda bu kişilerden yararlandığını anlatıyor. Hemen aklıma 1 Mayıs 1977 katliamı geldi. Yine o dönemde İzmir Milletvekili Süleyman Genç’in Ankara’daki evine atılan el bombası. 1977 seçimleri öncesi Bülent Ecevit’e İzmir Çiğli Havaalanı’nda yapılan suikast girişimi... Biyolojik silahı ateşleyen polis memuru şimdi nerededir, ne işi yapıyordur? Anımsadığım kadarıyla polisin kullandığı biyolojik silah Emniyet Genel Müdürlüğü envanterinde yoktu... Peki, polis memuru o silahı nereden bulmuştu? Özel Harp Dairesi, devlet içinde örgütlü çete ya da başka bir şey ‘‘kör milliyetçilik’’le bir başka noktaya çekilip, faili meçhul katliamların, cinayetlerin adı olmadı mı? ??? Bir ilginç nokta daha var: Süleyman Genç’in evi bombalandıktan sonra bazı gelişmeler olmuş, bazı MHP’li subayların bu eyleme katıldıkları saptanmıştı... Süleyman Genç, asker kökenliydi. Yani 12 Mayısçı. Genç ve bazı milletvekilleri, ‘‘Kontrgerilla’’ hakkında TBMM’de Meclis araştırması istediler. Ancak CHP Grubu’nda önerge geçmedi. Neden, niçin? Bu konu bugüne dek aydınlanmadı... Kemal Yamak, anılarında Kontrgerilla’nın salt MHP’lilerden oluşmadığını, düzenlemenin içinde kimi CHP’lilerin de bulunduğunu öne sürüyor. Doğru olabilir!.. Başta belirtmiştim. Yamak Paşa, Türkİslam Sentezi’ni savunan, ideolojik olarak MHP’ye yakın bir kişidir. Bülent Ecevit, Süleyman Demirel, Kenan Evren... Özel Harp Dairesi hakkında çok şey biliyorlar, ancak ‘‘Kontrgerilla’’yı tarihin derinliğinden çıkarıp gerçekleri açıklamıyorlar... ??? Kenan Evren anılarında şöyle yazar: ‘‘5 Mayıs 1980 günü Başbakan Demirel’le görüştüm. Demirel benden Özel Harp Dairesi personelini teröristlerle mücadelede kullanmamızı istedi. Vaktiyle bu teşkilat çete savaşı yaparak teröristleri öldürmüş. Demirel bunları söylerken Kızıldere’de kullanılan personeli kastediyordu.’’ Kemal Yamak ise tam tersini söylüyor: ‘‘Mahir Çayan ve arkadaşlarının öldürüldüğü Kızıldere’de Özel Harp görevli değildi.’’ Kim doğruyu söylüyor?.. Dışişleri Bakanı Gül, Astana’da ? ASTANA (AA) Kazakistan’da 7 yıllığına yeniden cumhurbaşkanı seçilen Nursultan Nazarbayev’in yemin törenine katılmak üzere Astana’da bulunan Dışişleri Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Abdullah Gül, tören sırasında bazı ülke liderleriyle ikili temaslarda bulundu. Gül, başta yemin törenine katıldığı Kazakistan Devlet Başkanı Nazarbayev olmak üzere, Kırgızistan Devlet Başkanı Kurmanbek Bakiyev, Gürcistan Devlet Başkanı Mihail Saakaşvili, Afganistan Devlet Başkanı Hamid Karzai, Ukrayna Devlet Başkanı Viktor Yuşçenko, Özbekistan Devlet Başkanı İslam Kerimov ile İspanya Dışişleri Bakanı Miguel Angel Moratinos ve İran Dışişleri Bakanı Manuçehr Mutteki ile ikili temaslarda bulundu. Görüşmelerde Türkiye’nin bu ülkelerle ilişkilerinin değerlendirildiği belirtildi. Yakın zamana kadar parlamento dışında kalan partilerden biriydi SHP. Ancak ANAVATAN ve DYP gibi SHP de diğer partilerden daha doğrusu CHP’den ayrılan milletvekillerinin katılmasıyla TBMM’de temsil edilir hale geldi. Ancak grup kuramadığı için hâlâ basında yeteri kadar yer alamıyor. SHP Genel Başkanı Murat Karayalçın’ın Cumhuriyet gazetesini ziyareti sırasında partisinin yaptığı çalışmaları anlatırken bu çalışmaların basın üzerinden halka iletilememesinin sıkıntılarına değindi. Bu ? SHP’nin AB sürecini yakından izlemek için bir platform oluşturduğuna dikkat çeken Murat Karayalçın, ‘‘Türkiye insan hakları ve iktisat alanında ölçütleri tutturmasına karşın çalışma ve siyaset alanında AB ölçütlerinin gerisine bulunuyor’’ dedi. SHP’nin ele alacağı 35 dosya hakkında halkla tartışarak görüşlerin ortaya çıkacağına değinen Karayalçın, hükümetin müzakerecisi Ali Babacan’ın karşısına SHP’nin, halkı koyduğunu söyledi. çalışmalardan en önemlisi AB müzakerelerinin yakından izlenmesi. Bu konuda bir platform kurmuşlar. Bu platforma asıl amaç halkın müzakereci olması. Yani resmi başmüzakereci Babacan’ın karşısına SHP gayriresmi müzakereci olarak halkı koyuyor. Sizin SHP olarak AB ile ilgili bir hazırlığınız var sanırım. KARAYALÇIN Evet, AB ile ilgili olarak SHP Parti Meclisi son toplantısında çok önemli bir karar aldı. AB İzleme Platformu oluşturulmasını kararlaştırdık. Başında PM üyemiz Yücel Top bulunacak. Biz şöyle düşünüyoruz; 35 dosyanın her birisi için tartış ‘Siyaset toplumsal sorunlar üzerine yapılmalı’ Size göre kimlik tartışmalarına hiç mi gerek yok? KARAYALÇIN Türkiye’de 82 yıldır etnik ve inanç farklılıklarına ilişkin olarak yaşadığımız fay kırıklarını maalesef bir türlü onaramadık. Tabii, kimlik sorunlarını da tartışacağız. Ancak bu tartışma yaralarımızı kanatmak için değil, kapatmak için olmalıdır. Parlamento egemenleri maalesef kendi siyasetleri açısından sürdürdükleri kimlik tartışmalarıyla bu yarayı kanatırcasına kaşımaktalar. Biz SHP olarak bu konuda bir ulusal mutabakat sağlanmasını istiyoruz. Bunun için de toplumumuza, kamuoyuna bir mutabakat denklemi sunuyoruz. Türkiye, Kürt gerçekliğini görmeli; Kürt gerçekliği de başta üniter yapı olmak üzere Cumhuriyetin temel değerlerini içine sindirmelidir. Bu mutabakat sağlanmalı ki, siyaseti kimlik sorunları üzerinden değil, toplumsal sorunlar üzerine yapabilelim. Türkiye, tarihindeki en ağır emek sömürüsünü yaşıyor, işsizlik ve yoksulluk akıl almaz düzeylere çıktı. Türkiye İstatistik Kurumu, eylül ayına ilişkin hane halkı işgücü anketi sonuçlarını yayımladı. İşsizlik artmaya başladı. Genç nüfusun işsizliği yüzde 22’lerde seyrediyor. Sol, bu çok temel soruna ilişkin çözümünü ortaya koymayacak da ne yapacak? Biz, SHP olarak bu konuda duyarlıyız, çözüm önerimizi ortaya koyuyoruz.. ÇİZMEDEN YUKARI Gümrükte 8 tutuklama ? MERSİN (AA) Mersin’de, ‘teşekkül halinde gümrük kaçakçılığı’ yaptıkları iddiasıyla gözaltına alınan 12 kişiden, aralarında gümrük muhafaza memurları ve liman görevlilerinin de bulunduğu 8 kişi tutuklandı. Emniyet müdürlüğünden yapılan açıklamaya göre, Mersin Limanı’ndan piyasaya kaçak çay sürüleceği ihbarı üzerine kaçakçılık ve organize suçlar şube müdürlüğü ekipleri, liman sahasında bir konteynerden çay yüklenen kamyonu takibe aldı. Operasyon kapsamında, 6 bin 300 kilogram çay ele geçiren, bir kamyon, bir cip ve 2 otomobile de el koyan polis ekipleri, 8 kişiyi daha gözaltına aldı. 8 kişi emniyetteki sorgularının ardından nöbetçi mahkemece tutuklandı. Türkiye’nin herhangi bir yerinde yaşayan bir yurttaşımız bununla ilgileniyorsa, bizim bu çağrımıza kulak veriyorsa, katılacaksa tek başına katılsın, sivil toplum örgütleri aracılığıyla katılsın, meslek odaları bu çalışmaya katılsın ve 10 yıllık sürede SHP, bu süreci işleterek ma konularını yurttaşlarımızla halkı başmüzakereci yapsın. paylaşalım. Orada ele alınacak Arzumuz bu. Hükümetin başkonuları yurttaşlarımıza suna müzakerecisi Sayın Ali Babalım, yurttaşlarımızın görüşle can, SHP de halkımızın başrini, katkılarını alalım. Bunu müzakereci olmasını arzuluhem hükümetle paylaşalım hem yor. Üst kimlikalt kimlik polekamuoyuna açıklayalım ve o dosyanın müzakeresi sırasında miği sürerken Başbakan ‘‘Din bunların ne ölçüde tutturuldu üst kimliktir’’ açıklamasıyla yeğunu, izleyelim. ni bir tarışma başlattı. Bu konuda SHP’nin görüşlerini açıklar mısınız? KARAYALÇIN TürkiMUSA KART ye’de din, mezhep, etnisite, sınıfsallık bir ortak kimlik olarak tanımlanamaz. Çünkü cumhuriyetçiler, Türkiye Cumhuriyeti Devleti’ni dinsellikten, mezhepsellikten, ırktan, etnisiteden ve sınıfsallıktan arındırılmış bir kamusal alan üzerine kurdular. Ve ulusumuzu da Kurtuluş Savaşı’nı veren ve Türkiye Cumhuriyeti’ni kuran Anadolu halkları diye tanımladılar. Bu anlayış, 1982 Anayasası ile delindi. 1982 Anayasası bu cumhuriyetçi mutabakatı iki maddesiyle çok ciddi bir şekilde tahrip etti. Bunlardan birincisi Kürtçe yasağıdır. Aslında Kürtçe ifadesi kullanılmadı, ama ‘‘yabancı dil yasağı’’ şeklindeki düzenleme ile sonuçta Kürtçenin kastedildiğini biliyoruz. İkincisi de zorunlu din derslerinin getirilmesidir. Bugün aslında AKP ile CHP arasında sürdürülen bu tartışmanın da, iki partinin bir tür kayıkçı kavgası olarak değerlendirilmesi gerektiğini düşünüyorum. Sonuçta model bellidir, alt kimliklerimiz bellidir, üst kimliğimiz bellidir. Bu tartışma bence yurtaşlarımızın yaşamakta olduğu gerçek toplumsal somusakart@yahoo.com runların üstünün örtülmesini amaçlamaktadır. ‘Ekonomi seçim işareti veriyor’ DSP Genel Başkan Yardımcısı Masum Türker, parti içi ve siyasetteki gelişmelerin hükümeti giderek daha güç durumda bıraktığını söyledi BARIŞ DOSTER AKP’li Dişli’den YÖK açıklaması ? SAKARYA (AA) AKP Genel Başkan Yardımcısı Şaban Dişli, Yükseköğretim Kurulu (YÖK) ile ilgili anayasal değişiklik gerektirecek konularda CHP ile anlaşmaya varmadan değişikliğe gitmeyeceklerini söyledi. Dişli, YÖK’le ilgili değişikliklerin muhalefet partisiyle birlikte yapılmasından yana olduklarını kaydetti. Masum Türker. Eski Devlet Bakanı ve DSP Genel Başkan Yardımcısı Masum Türker, AKP’nin ‘‘Bu yıl seçim yok’’ demesine karşın uyguladığı ekonomik politikaların seçime dönük olduğunu belirtti. Türker, parti içindeki ve siyasetteki gelişmelerin de AKP’yi seçime zorladığına işaret etti. Türkiye’nin şimdiye dek dört yıllık süreyi aşan seçim dönemi yaşamadığını anımsatan Türker, ‘‘AKP, seçim olmayacağını açıklamasına karşın ekonomik altyapı, bütçeye konulan 2.5 katrilyon liralık ek ödenek ve son eko nomik programa konan borçlanma stratejisi seçim olacağının işaretlerini veriyor. Bu yıl popülist harcamalar yapabilmek için, borçlanma yolunu açık tutan hükümetin, ekonomik programı tutturması zor’’ diye konuştu. Türker, hükümetin yüksek reel faizle borçlanma sürecini devam ettireceğini anlatarak ‘‘Bu yıl seçim olmayacak’’ şeklindeki açıklamaların bir diğer nedeninin de parti içindeki hareketlenme olduğunu vurguladı. AKP yönetiminin, bu hareketlenmeyi durdurmaya çalıştığına dikkat çeken Türker, ‘‘Milletvekili sıralamasında arkalarda olanların yanı sıra bazı milletve killerinin öne çıkmasıyla arka sıralara düşmesi muhtemel olanlar da endişeliler. Bu da AKP’yi sıkıntıya sokuyor’’ dedi. Türker, AKP’nin diğer handikapının ise sağdaki partilerin toparlanmaya başlaması ve SP kongresinden sonra, bazı AKP’lilerin bu partiye geçmesi ihtimali olduğunu söyledi. ‘‘Seçim 2007’ye kalırsa, AKP’nin oy kaybı daha da büyür’’ diyen Türker, önümüzdeki mart ayında Merkez Bankası başkanı belirlendikten sonra, AKP’nin tutumunun da netleşeceğini ifade etti. Türker, ‘‘Seçim hazırlıklarına başladık. Seçim bildirgemizi ulusal çerçevede olgunlaştırıyoruz’’ dedi. hikmet.cetinkaya?cumhuriyet.com.tr Faks numaramız: 0212/ 343 72 69 SÖYLEŞİ Tarih: 13.01.2006 Saat: 13.30 Yer: UMDER (Uğur Mumcu Mahallesi Çevre Kültür ve Dayanışma Derneği) Hükümet 3 yılda 9 kararname çıkardı, kendi atadığı valilerin yerini bile 3 kez değiştirdi Köhler’in resepsiyonu ? BERLİN (AA) Almanya Cumhurbaşkanı Horst Köhler ile eşi Eva Köhler’in, Bellevue Sarayı’nda verdikleri resepsiyona, aralarında 2 Türk’ün de bulunduğu çok sayıda kişi katıldı. Cumhurbaşkanı Köhler ve eşi, topluma hizmetlerinden dolayı davet ettikleri vatandaşları selamladılar. Bu kişiler arasında, Aşağı Saksonya eyaletindeki Schura (Şura) derneğinin Genel Başkanı Avni Altıner ve Hessen eyaletindeki Alsfeld kenti Yabancılar Meclisi Başkanı Metin Beylem de yer aldı. AKP’ye vali dayanmıyor ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) AKP’nin iktidara gelişinin hemen ardından İçişleri Bakanlığı’nca hazırlanan ilk valiler kararnamesinin üzerinden üç yıl geçerken bugüne değin 9 kararname ile 187 vali ataması yapıldı ve bazılarının da yerleri değiştirildi. 3 Kasım seçimlerinin ardından iktidara gelen AKP hükümeti döneminde ilk kararname, Aralık 2002 tarihinde çıkarıldı. 2005 yılı sonuna kadar ise çıkarılan valiler kararnamesinin sayısı 9’a ulaştı. En kapsamlısı ise 89 valiyi kapsayan Şubat 2003 tarihli kararname oldu. 2005 Aralık ayında çıkarılan kararnamedeki ataması yapılan ve yeri değiştirilen vali sayısı 35 oldu. AKP’nin iktidara gelmesinin ardından çıkarılan valiler Konuşmacı: Prof. Dr. Erol Manisalı Konu: Güncel Sorunlar ve Avrupa Birliği Adres: Karanfil Sokak No: 16/B Uğur Mumcu Mahallesi Yakacık/Kartal Tel: (0 216) 475 86 10 ? AKP iktidarı döneminde atama ve yer değiştirmesi yapılan vali sayısı 187’ye ulaştı. 3 yılda 50’yi aşkın vali merkeze alındı. Hakkındaki soruşturmada Erdoğan lehine rapor yazan Avni Coş’un 3 kez yeri değiştirildi. kararnamesiyle toplam 187 valinin yeri değiştirildi, bazılarının ise yeni ataması yapıldı. Hazırlanan kararnamelerle merkeze alınan valilerin sayısı ise 2005 sonunda 50’yi aştı. meyen müfettişlerden Enver Salihoğlu, Rize’ye vali olarak atandı. Erdoğan’a dönük soruşturmada yer alan müfettişlerden Hüseyin Avni Coş ise Bingöl Valiliği’ne getirildi. 1 Mayıs 2003’te Bingöl’de meydana gelen depremin ardından yaşanan sorunlar üzerine gözler Coş’a çevrildi. Bir süre sonra da hazırlanan kararname ile Coş, Aksaray’a atandı. 2005 yılının sonunda hazırlanan son kararnamede ise Aksaray’dan alınarak Kırklareli Valiliği’ne getirildi. ‘‘En genç vali’’ unvanına sahip Efkan Ala, ilk olarak Batman’a atandı. Bir süre sonra bu kentten alınarak Diyarbakır Valiliği’ne getirildi. AKP döneminde Bursa Valiliği’ne atanan Oğuz Kağan Köksal ise daha sonra İzmir Valiliği’ne getirildi. Abdülkadir Aksu’nun İçişleri Bakanlığı döneminde Mersin’e atanan Atilla Osmançelebioğlu, son kararnameyle Konya’da görevlendirildi. İller İdaresi Genel Müdürü iken Şırnak’ta görevlendirilen Osman Güneş ise Dışişleri Bakanı Abdullah Gül’ün memleketi Kayseri’ye vali olarak atandı. Temel Koçaklar atandığı Mardin Valiliği’nden, Muğla Valiliği’ne kaydırıldı. Son kararnameyle HakkâriŞemdinli olaylarının ardından 3 yılda 3 kent gezdi İlk atanan valiler arasında dikkat çeken isimler yer aldı. Başbakan Erdoğan’ın İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı döneminde yapılan soruşturmalarda görev alan ve lehine rapor düzenleyen mülkiye müfettişleri, AKP iktidarının ardından valilik görevlerine atandı. Erdoğan’ın başkanlık dönemini soruşturan ve ceza iste gözlerin üzerine çevrildiği vali Erdoğan Gürbüz, bu kentten alınarak Tokat Valiliği’ne getirildi. Şemdinli’deki olayları araştırmak üzere görevlendirilen Mülkiye Başmüfettişi Aydın Nezih Doğan ise son kararnameyle Tekirdağ Valiliği’ne atandı. Atatürkçü kimliğiyle tanınan Karaman Valisi İsmet Metin, bu iktidar döneminde Başbakanlık Müsteşarı Ömer Dinçer’in memleketinden alınarak Kırklareli Valiliği’ne atandı. Bu atamada Karamanlı olan Dinçer’in etkili olduğu konuşuldu. İsmet Metin, Kırklareli Valiliği’ni sürdürürken Maliye Bakanı Kemal Unakıtan ile yaşadığı sorunun ardından emekliliğine 2 ay kala uygulamada pek görülmemiş şekilde merkeze çekildi. UMDER BAŞKANI SATILMIŞ TORUN BANDIRMA CUMOK ÇAĞRISI 14 OCAK 2006 CUMARTESİ 14.00 CUMHURİYET OKURLARI ULUSAL BAĞIMSIZLIK VE AYDINLIK TÜRKİYE İÇİN TOPLANIYOR. BÜTÜN CUMHURİYET OKURLARI DAVETLİDİR. Toplantı Yeri : BANDIRMA ADD LOKALİ Tarih : 14.01.2005 CUMARTESİ saat 14.00 İletişim : 0532 393 39 28 0533 438 50 22 www.cumok.org CUMHURİYET 05 K
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle