13 Mayıs 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 12 OCAK 2006 PERŞEMBE 4 HABERLER Ağca’yla ilgili tahliye kararının durdurulması istemi reddedildi. İpekçi’nin kızı ‘Bu sorun hepimizin’ dedi DÜNYADA BUGÜN ALİ SİRMEN Cinayeti Servete Tahvil Zamanı Katil Mehmet Ali Ağca, yapılan açıklamaya göre bugün hapisten çıkıyor. Bütün milletimize hayırlı olsun! 12 Ocak 2006, Mehmet Ali Ağca’nın, ‘‘özgürlüğüne!’’ kavuştuğu, Abdi İpekçi’nin de ikinci kez, bu defa sistem tarafından öldürüldüğü tarih olarak anılacaktır ileride. Abdi İpekçi’nin can güvenliğini sağlamayan, katil Mehmet Ali Ağca’nın peşine düşüp birçok olayı gün yüzüne çıkaran, teröristler tarafından öldürülebileceği herkesçe bilinen Uğur Mumcu’nun, evinin önündeki polislerin iki adım ötesindeki arabasına bomba konularak öldürülmesine, ‘‘Bizden koruma istememişti ki’’ bahanesiyle engel olamayan (sanki devletin, vatandaşın can güvenliğini koruması için kişinin talebine ihtiyaç varmış gibi) düzen, Nükhet İpekçi’nin deyimiyle ‘‘Milli Katilimiz’’i bugün tahliye ediyor. Durumu, en iyi, eski DGM hâkimi Sedat Karagül özetliyor: ‘‘Ağca ile ilgili karar kanuna uygun ama, adalete uygun değil. Bizim vicdanımız sızlıyor. İtalya’da 19 yıl yattı, bizde ise adam öldürmenin cezası nedense yok. Oysa dünyanın hiçbir yerinde bu kadar af yoktur.’’ Anayasa hukukçusu Yavuz Sabuncu ise bilançoyu şöyle özetliyor: Mehmet Ali Ağca iki gasp, bir cinayet olayından 5.5 yılda tahliye ediliyor. Evet, iki gasp ve bir cinayetin kefareti 5.5 yıldır. Evet, yargıç, Sedat Karagül’ün belirttiği gibi, bu tahliye kanuna uygun, ama adalete aykırıdır. Ve düzenimiz, bizim düzenimiz, adalet duygusunu rencide eden, insanı isyana iten yasaların düzenidir. Bu olay tekil bir durum değildir, mevzuatımız, hukukun temel ilkelerine aykırı nice yasayla doludur. ??? Rahşan Hanım (Ecevit), acaba katkısı olduğu bu durum hakkında ne düşünüyor? Rahşan Hanım bilerek veya bilmeyerek Ağca’yı affetti, Allah da onu affetsin. Amin! Eski Adalet Bakanı Hikmet Sami Türk, ‘‘Ağca ‘Şartla Salıverme Yasası’ndan yararlanamaz. ‘Rahşan Affı Ağca’yı kurtardı’ deniyor. O yasa çıkarken Ağca’nın tahliye tarihini tespit ettik, 2012 olarak hesapladık’’ buyuruyor. Üstada ne demeli? Demek ki, devri iktidarlarında bir hesap hatası daha yapmışlar. 2012 olsaydı ne olacaktı ki? İki gasp ve bir cinayet için 11.5 yıl da insanların vicdanlarını kanatmayacak mıydı? Şimdi biri çıkıp da, Türkiye’nin bir cinayet ve gasp cenneti olduğunu söylese ona kızacak mıyız? Yoksa gerçeği söylediğini düşünerek utanacak mıyız? Şimdiye kadarki, deneyimlerimiz birinci olasılığın daha güçlü olduğunu gösteriyor. Çünkü Türkiye, adalet duygusunu zedeleyen yasaların yürürlükte olduğu bir ülkedir. Adı çağdaşlıksa bunun, olmaz olsun böyle çağdaşlık! Taşları bağlayıp itleri salıvermenin adı demokrasi ise olmaz olsun böyle demokrasi! Bugün katil ve gaspçı Mehmet Ali Ağca için gerçek bir bayram. Bu bayramın kurbanı, yalnızca Abdi İpekçi, Sibel, Nükhet ve Sedat İpekçi değil, adalet duygusu zedelenen, güvenliği tehdit altında olan hepimiziz. Bayramımız kutlu olsun! ??? Mehmet Ali Ağca, çıkar çakmaz dolar milyoneri olma yolunda dev adımlar atacak, birçok medya kuruluşu onun açıklamalarını, anılarını satın almak için şimdiden kuyruğa girdi bile. Gazetelerde manşet oldu daha şimdiden, Ağca’nın ifşaatını yayımlayacakları. Ne anlatacak Ağca? Papa’yı neden vurduğunu mu? Abdi İpekçi’yi neden öldürdüğünü mü? Şimdiye kadar, ipe sapa gelir ne söyledi? Yine hezeyanlarını mı sıralayacak? Bir söylediğini, ertesi gün geri alacağına veya değiştireceğine göre, anlattıklarının ne önemi olacak? Ben şimdiye kadar okuduklarımın ve dinlediklerimin ışığında Ağca’nın ne söyleyeceğini hiç merak etmiyorum. Şimdi Ağca için cinayeti paraya, servete çevirme zamanıdır. Bilmiyorum, onun açıklamalarını okuyanlar ve dinleyenler kendilerine şu soruyu soracaklar mı: Biz ne yapıyoruz yahu, aptallığımızla cinayetin paraya tahviline ortak olmuyor muyuz? Bir basın etiği yok mudur? Basın, daha önceki ifadelerinden, yalan söyleyeceği belli olan bir kişinin açıklamalarını yayımlayarak cinayetin servete tahvil edilmesine aracı olmaktan, acı çekmez, utanç duymaz mı? Sözüm yalnız Türk basınına değil, tüm dünya basınınadır. Mehmet Ali Ağca, dövizle askerlik talebinde de bulunacakmış. Sakın ola ki, sormayın‘‘Bu yurtdışında çalıştı mı?’’ diye. Milli Katilimiz az şey mi yaptı yurtdışında.... Ülkücü katil bugün serbest Nükhet İpekçi İzet. İstanbul Haber Servisi Şartla Salıverme Yasası’nda yararlandırılan, Milliyet Gazetesi Başyazarı Abdi İpekçi’nin katili Mehmet Ali Ağca bugün cezaevinden çıkacak. İpekçi ailesinin avukatı Turgut Kazan’ın Kartal Cumhuriyet Başsavcılığı’na yaptığı itiraz reddedildi. Ağca’nın İtalya’da 19 yıl cezaevinde yattığını, ancak bu rakamın Türkiye’deki dosyaya 20 yıl olarak yazıldığını belirten Kazan, tahliye kararının durdurulmasını istedi. Salıverme işleminin bayram tatiline denk gelmesi nedeniyle pazartesi gününe dek süre isteyen Kazan’ın talepleri Kartal Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından reddedildi. Bugün sabah saatlerinde serbest bırakılacak olan Ağca, askerlik işlemleri için Pen ? Şartlı Salıverme Yasası’ndan yararlandırılan, Milliyet Gazetesi Başyazarı İpekçi’nin katili Ağca’nın serbest kalacak olması nedeniyle dünya basınının gözü Kartal Cezaevi’nde olacak. Ağca’nın salıverilmesiyle ilgili kamuoyuna bir mektupla seslenen Nükhet İpekçi İzet, “Ağca bizim milli katilimizdir” dedi. dik Askerlik Şubesi’ne götürülecek. Ağca’nın serbest kalacak olması nedeniyle başta İtalya olmak üzere dünya basınının gözü Kartal Cezaevi’nde olacak. 200’den fazla yabancı gazetecinin takip edeceği Ağca’nın cezaevinden çıkışı, çok sayıda televizyon kanalı tarafından canlı yayınla duyurulacak. Ağca’nın bir kez daha aftan yararlandırılmasına tepki gösteren İpekçi’nin kızı Nükhet İpekçi İzet, ‘‘Ağca bizim milli katilimiz’’ dedi. Ağca’nın serbest kalacak olmasıyla ilgili olarak kamuoyuna mektupla seslenen İzet, İpekçi’nin öldürülmesinin ve Ağca’nın tahliye edilmesinin tüm Türkiye’nin sorunu olduğunu belirtti. Tüm toplumun Ağca’nın katilliğinden ve katletme girişiminden şikâyetçi olması gerektiğini ifade eden İzet şöyle devam etti: ‘‘Ağca, bence sadece babam Abdi İpekçi’nin katili değil. Ben onu bizim milli katilimiz olarak görüyorum. O Vatikan’da Papa suikastı girişimiyle adını ‘Türk katil’ olarak du yurmuş biri. ‘Katil’ ile ‘Türk’ sözünün yan yana gelmesine sebep olan bir kişi. Onun katilliği hepimizi ilgilendirmeliydi. ‘Türkler hem çok hem de kolay öldürür’ görüntüsünden ‘Türkler yaşama hakkına, insan hakkına saygılıdır’ aşamasına geçebilmek için yapabilmeliydik. Bu aşamaya şu veya bu topluluğun içinde bulunmak için değil, kendi vicdanımız, insanlık onurumuz için gelebilmeliydik. Demek ki henüz o aşamaya gelmemişiz. Babam da Papa gibi sağ kalabilseydi, o da rahatlıkla kendi suikast girişimcisini affedebilirdi. İdam cezasına asla gönlü razı olmazdı. Bu, benim konum olmasın, benim fotoğrafım, iki ailenin karşılaşmasının fotoğrafı olmasın. Bugün gelinen aşama, bizim, hepimizin fotoğrafıdır.’’ İ PEKÇİ CİNAYETİ ‘K ONUŞSUN’ Soruşturma sürekli engellendi ? Abdi İpekçi’ye suikast planının günümüzde de etkili olan ve aralarında Abdullah Çatlı, Oral Çelik ve Mehmet Şener’in de bulunduğu ülkücü mafya grubu tarafından yapıldığının bilinmesine karşın yalnızca katil Ağca yargılandı. ECEVİT KILIÇ İtalya koruma önerdi ? İtalya milletvekili Paolo Guzzanti, ‘‘Ağca, Papa suikastı girişimiyle ilgili tüm gerçekleri anlatsın, kendisini İtalyan hükümetinin koruması altına alalım’’ dedi ROMA (AA) Yabancı gizli servislerin İtalya’daki faaliyetlerini ve işbirlikçilerini araştırma amacıyla oluşturulan Mitrokhin Komisyonu’nun Başkanı Paolo Guzzanti, Ağca’nın Papa İkinci Jean Paul’e yönelik suikast girişimiyle ilgili tüm gerçekleri anlatması karşılığında İtalyan hükümetinin koruması altına alınabileceğini söyledi. Ağca’yı serbest kaldıktan sonra kendilerine her şeyi anlatmaya çağıran Guzzanti, ‘‘Ağca’yı Mitrokhin Komisyonu’na ifade vermeye ve bana cezaevindeyken gönderdiği mektupta verdiği sözü tutarak gerçeğe vefa borcunu ödemeye çağırıyorum. Mektupta, Emanuela Orlandi’nin hayatta olduğunu ve onun bulunduğu yeri bildiğini söylüyordu. Bana verdiği sözü tutsun, ben de ona İtalyan devletinden koruma garantisi veriyorum. Bu resmi bir çağrıdır’’ diye konuştu. Guzzanti, tahliye sonrasında Ağca’nın hayatının tehlikede olacağını savunarak şöyle devam etti: ‘‘Çünkü, Papa’ya suikast girişimi olayındaki azmettiriciler ve işbirlikçiler, aradan geçen çeyrek yüzyıllık zamana karşın, dün olduğu gibi bugün de gerçeğin öğrenilmesini engellemekte kararlılar. Tüm bu nedenlerle Ağca’yı İtalyan devletinin koruması altına girmeye davet ediyorum. Ağca bu sayede, suçların failleri ve ardılları tarafından tarihimizin karartılmış sayfalarını aydınlatsın. Ağca, akli melekeleri mükemmel, soğukkanlı ve akıllı bir insan. Ancak Roma’da cezaevindeyken hâkim kılığında kendisini sorgulayan Bulgar ajanlarından tehdit almasının ardından, kasten deliymiş gibi rol yapmak zorunda kaldı. Papa’ya suikast girişimi Sovyetler Birliği’nin işiydi.’’ Türk siyasi tarihinin en karanlık olaylarından biri olan Milliyet gazetesi Başyazarı Abdi İpekçi’nin öldürülmesinin üzerinden 27 yıl geçmesine karşın bir türlü aydınlatılmadı. Çeşitli gerekçelerle belgelerin toplanması ve soruşturmanın derinleştirilmesi sürekli engellendi. İpekçi 1 Şubat 1979’da Teşvikiye’de uğradığı silahlı saldırı sonucu yaşamını yitirdi. Görgü tanıklarına göre İpekçi’ye 2 kişi ateş etmişti. Birinin daha sonra yakalanan Mehmet Ali Ağca olduğu ortaya çıktı. Ancak, öteki katil hiçbir zaman belirlenmedi. Ağca, olayda tetiği çeken ikinci kişiyle ilgili hep çelişkili ifadeler verdi. Sırasıyla ülküdaşları Mehmet Şener, Yavuz Çaylan, Yalçın Özbey, Oral Çelik adlarını verdi. Ağca ve diğer katil olay yerinde üçüncü kişinin kullandığı otomobille kaçtılar. Yine görgü tanıklarının ifadelerine göre olay yerinde başka bir otomobil daha vardı. Bu otomobilde Susurluk kazasında ölen Bahçelievler katliamı hükümlüsü Abdullah Çatlı’nın olduğu iddia edildi. Ama bu iddia araştırılmadı. Bayramı Antalya’da geçiren Deniz Baykal, CHP’ye üye olan sanatçı Şebnem Özinal’a parti rozetini taktı. Baykal’ın bayramlaşma programına sanatçı Şahnaz Çakıralp da katıldı. Baykal: Hâkimin verdiği kararı politikacı bozuyor GÜRSU KUNT Paralar mafyadan Ağca, 25 Haziran 1979’da yakalandı. Suçunu itiraf etti. Sorgusuna dönemin İçişleri Bakanı Hasan Fehmi Güneş de katıldı. Sorgusunda cinayeti birlikte işlediği ve planladığı arkadaşlarının adlarını bir süre sakladı. Böylece kaçmaları için zaman kazandırdı. Cinayetin en ilginç yanı, Ağca’nın hesabına yatan paralardı. Bu paraların silah kaçakçısı Abuzer Uğurlu tarafından yatırıldığı sonradan ortaya çıktı. Selimiye Cezaevi’nde kalan Ağca, Kartal Askeri Cezaevi’ne naklini istedi. İsteği hemen yerine getirildi. Burada bir süre kalan Ağca, 23 Kasım’da elini kolunu sallayarak cezaevinden kaçtı. Yapılan araştırmada, Ağca’nın cezaevinden kaçışını Abdullah Çatlı’nın organize ettiği ortaya çıktı. Buna göre, Çatlı ve Oral Çelik cezaevinde görevli er Bünyamin Yılmaz aracılığıyla Ağca’ya para ve silah gönderdi. O gece koğuş nöbetini devralan er Yılmaz, Ağca’ya asker elbisesi verdi. Tüm önemli noktalardan Yılmaz ve Ağca birlikte rahatlıkla geçerek dışarı çıktılar. Dönemin İçişleri Bakanı Hasan Fehmi Güneş, Ağca’nın İpekçi’yi öldürdüğünü itiraf ettikten sonra, dönemin Sıkıyönetim Komutanı Orgeneral Necdet Üruğ’un devreye girdiğini söyledi. Ağca’nın, suçunu bizzat kendisine anlattığını söyleyen Güneş, ‘‘İpekçi cinayeti soruşturması, Necdet Üruğ tarafından engellendi’’ dedi. Kaçıştan sonra açılan davada da trajikomik sahneler yaşandı. Mahkeme, MİT Müsteşarlığı’ndan cinayete karışan Yalçın Özbey’in Almanya’da iki MİT görevlisince alınan ve yazılı tutanağı bulunmayan ifadesinin ses kayıtlarını istedi. Müsteşarlık uzun süre mahkemeye yanıt vermedi. Ardından ise kasetlerin imha edildiğini bildirdi. MİT Müsteşarı Şenkal Atasagun, en sonunda MİT görevlilerinin ifade vereceğini açıkladı. Ancak dinlenen görevliler, Özbey’in arandığını bilemediklerini ve görüşmeyi anımsayamadıklarını öne sürdüler. ANTALYA CHP Genel Başkanı Deniz Baykal, Mehmet Ali Ağca’nın tahliyesinin, tartışmalı bir uygulama olduğunu belirterek ‘‘Hâkimin verdiği kararı, politikacı bozuyor. Adalet allak bullak ediliyor. Hüküm veriliyor, ama uygulama yok. Af sözcüğünü artık gündemden çıkarmalıyız’’ dedi. Bayramı Antalya’da geçiren Baykal, partililerle il binasında bir araya geldi ve onlarla bayramlaştı. Gazetecilerin, Mehmet Ali Ağca’nın tahliyesine yönelik sorularına yanıt veren Baykal, ‘‘Ağca, Papa’ya yönelik bir öldürme girişimi nedeniyle, yargılandı ve İtalya’da 20 yıl hapis yattı. Türkiye’de de mahkemeler, bu kişinin Türkiye’nin çok seçkin gazetecisi Abdi İpekçi’nin katili olduğunu tespit etti. Bu yargıda kesinlik kazandı. Abdi İpekçi’nin öldürülmesinden dolayı, müebbet hapse mahkum oldu. Ama müebbet hapis kararı, 7 yıl içinde onun tahliye edilmesiyle sonuçlandı. Bu Türkiye’de ciddi bir problemin bulunduğunu gösteriyor’’ diye konuştu. Konunun Ağca olayından öte, gereksiz, yanlış, zamansız bir af uygulaması olarak değerlendirilmesi gerektiğini ifade eden Baykal, ‘‘Bu kararın Türkiye’de nelere yol açtığı konusunda, ibret verici bir örnek karşımızda duruyor. Bunu ne hukukla, ne vicdanla, ne adalet politikasıyla izah etmek mümkün değil’’ dedi. Adaletin verdiği kararın, politikacılar tarafından bozulduğunu söyleyen Baykal, sözlerine şöyle devam etti: ‘‘Kimsenin şahsıyla ilgili bir değerlendirme yapmak istemiyorum. Adalet tespitini yapıyor, müebbet hapis diyor. Adaletin, müebbete mahkum ettiği insanı, 7 yılda tahliye ettik. İtalya ne yaptı. Öldürmeye teşebbüs eden birisini 20 yıl hapse mahkum etti ve bunun tümünü çektirdi. Adalet sadece hükmün ilan edildiği anda gerçekleşmez. Hükmün gereğinin yerine getirilip getirilmediği önemlidir. Hüküm veriliyor, ama uygulama yok. Hâkimin verdiği kararı, politikacı bozuyor. Adalet allak bullak ediliyor. Buna kimsenin hakkı yoktur. Bu yanlış bir uygulamadır. Af sözcüğünü artık gündemden çıkarmalıyız. Sadece bu konularda değil, her konuda. Maliye Bakanı kendisi için 4 tane af çıkarıyor. Böyle bir şey olabilir mi? Dünyanın neresine giderseniz gidin bir maliye bakanı kendisine 4 kez af çıkarsın kıyamet kopar. Bizde ses çıkmıyor.’’ asirmen?cumhuriyet.com.tr Erdoğan, liselere de ücretsiz kitap dağıtılacağını söyledi, mükelleflere mesaj verdi İHSANİYE SULH HUKUK MAHKEMESİ’NDEN İLAN Dosya No: 2005/76 Esas Davacı Ramazan Mertgenç vekili Av. Halil Gümüş tarafından davalılar Dudu Mertgenç, Zeliha Kılıçaslan, Ahmet Mertgenç, Mevlüt Mertgenç ve Cemalettin Mertgenç mirasçıları, Nazike Mertgenç, M. Emin Mertgenç, M. Hüseyin Mertgenç, Ayten Kılıç, Atilla Mertgenç, Nurdane Mertgenç ve Coşkun Mertgenç aleyhine mahkememize açılan Elbirliği ile Mülkiyetin Paylı Mülkiyete Dönüştürülmesi davasının yapılan yargılaması sırasında alınan ara kararı gereğince, tüm araştırmalara rağmen adresi bulunamayan davalı Atilla Mertgenç’e dava dilekçesinin ve duruşma gününün Tebligat kanunu’nun 28 ve devamı maddeleri uyarınca tebliğine karar verilmiş olmakla; Davacı vekili dava dilekçesi ile Afyonkarahisar ili, İhsaniye ilçesi, Yaylabağı kasabası 194 ada 3 parsel sayılı taşınmaza elbirliği ile malik olduklarını, dava konusu bu taşınmaz üzerindeki el birliği mülkiyetin paylı mülkiyete dönüştürülmesine karar verilmesini talep etmiştir. Davalı Atilla Mertgenç’in duruşma günü olan 20.02.2006 günü saat 09.50’de Afyonkarahisar ili, İhsaniye ilçesi Sulh Hukuk Mahkemesi’nin mahsus duruşma salonunda hazır olması veya kendisini bir vekil ile temsil ettirmesi gerektiği, (Elbirliği mülkiyetin devamını haklı kılacak bir itirazları olup olmadığına ilişkin 1 aylık süre içerisinde bildirmeleri ayrıca ancak aynı süre içersinde talepleri halinde taksim davası açabileceğiniz ihtar olunur. T.M.K. 644) aksi halde tahkikat ve yargılamaya yokluğunda devam edileceği ve hüküm verileceği HUMK 213 ve 377. maddesi gereğince ilanen tebliğ olunur. Basın: 1147 ‘Daha fazla vergi toplayacağız’ Haber Merkezi Kurban Bayramı’nın ikinci gününde, siyasi parti temsilcileri karşılıklı ziyaretlerle bayramlaştılar. Siyasi partilerin bayramlaşmalarına kuş gribi ve erken seçim tartışmaları damgasını vurdu. DEHAP’ın yerine kurulan Demokratik Toplum Partisi’ni (DTP) AKP, CHP, DYP ve DSP’nin ziyaret etmemesi dikkat çekti. Anavatan Partisi ise DTP ile karşılıklı bayramlaşma ziyaretinde bulundu. Başbakan Tayyip Erdoğan, Siirt’te katıldığı bayramlaşma töreninde eleştirilere yanıt verdi. Kuş gribinin ortaya çıkmasının hemen ardından kriz koordinasyon merkezi kurduklarını belirten Erdoğan, ‘‘Başbakan masa kurup oturmak zorunda değil ki... Telefon niye icat edildi’’ dedi. Seçimin 2007’de yapılacağını vurgulayan Erdoğan ‘‘Vergi kaçağının hepsinin farkındayız. Daha fazla vergi toplayacağız’’ dedi. Erdoğan, önümüzdeki eğitimöğretim yılında liselere de ücretsiz ders kitabı verileceğini söyledi. Siirt’ten Batman’a geçen Erdoğan, Hasankeyf’in yok edildiğine dair pankartlar gördüğünü belirterek ‘‘Tam aksine biz Hasankeyf’i taşıyoruz. Oradaki bütün tarihi eserleri kuzeye almak suretiyle onları yeniden inşa ediyoruz. Hasankeyf kesinlikle sular altında kalmayacaktır. Projesi hazırdır’’ diye konuştu. Gündem yine ‘seçimin zamanı’ Ankara’daki bayramlaşmada AKP’yi, CHP adına Genel Sekreter Yardımcısı Oğuz Oyan başkanlığındaki heyet ziyaret etti. Oyan, 2006’nın seçim yılı olabileceğini ifade etti. Salih Kapusuz ise ‘‘Seçimler, 2007’nin Kasım ayında yapılacak’’ dedi. AKP’li Dengir Mir Mehmet Fırat da Erdemli’de düzenlenen törende, erken seçimin ‘‘söz konusu olmadığını’’ ileri sürerek ‘‘Cumhurbaşkanının bu dönemde seçileceğini’’ söyledi. Bayramlaşma kapsamında CHP’yi DSP, DYP, MHP, SP, AKP, SHP, ANAVATAN, İP ve HÜRPARTİ heyetleri ziyaret etti. Eski DSP Genel Başkanı Erdoğan Siirt’te düzenlenen bayramlaşma törenine katıldı. (Fotoğraf:AA) Bülent Ecevit ve eşi Rahşan Ecevit, Genel Başkan Zeki Sezer’le DSP Parti Okulu’nda partililerle bayramlaştı. Konuşurken dili sürçen Ecevit, partililere ‘‘Sevgili Cumhuriyet Halk Partililer’’ diye seslendi. SHP lideri Murat Karayalçın da genel merkezde bayram kutlamalarını kabul etti. Pakistan’a gitmeden önce, İstanbul İl Merkezi’nde partilileriyle bayramlaşan Anavatan Partisi Genel Başkanı Erkan Mumcu, Şeyh Makdum’lara özel yetkiler verip derenin taşıyla derenin kuşunu vurduranların, ahlaksızlıkla ülkeye ihanet ettiklerini söyledi. SP İstanbul İl Merkezi’ndeki törene katılan Necmettin Erbakan, Milli Görüş gömleğini çıkaran AKP’nin, ‘‘deli gömleği giydiğini’’ söyledi.Erbakan, Erdoğan’a yüklenerek, ‘‘Parayı veren düdüğü çalar diyor. Bu düdük, hep Yahudi borazanı oluyor’’ dedi.Erbakan, AKP’nin AB ile ilişkilerini ‘‘Deli gömleği giymeyen biri, timsahın ağzına kafasını sokar mı?’’ diyerek eleştirdi. CUMHURİYET 04 K
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle