Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
SAYFA CUMHURİYET 23AĞUSTOS2005SALI
HABERLER
DUNlAPABUGinV
AIİ StRMEN
Soruna Doğru Bakmak
Açık, Net Konuşmak -3
Yedi yıl kadar oluyor, Belçika'nın Flaman televiz-
yon kanallanndan birinin muhabirieri, benimle "Kürt
sorvnunu "görüşmek istediklerini bildirdiler, kendi-
lerini Cumhuriyet'in mütevazı binasındaki küçük
odamda ağırladım.
Konuşmama, bu konuyia ilgilenmelerine kimi-
leri gibi alınmadığımı, kızmadığımı söyleyerek
başladım ve ardından d a ekledim:
- Yeter ki, teröre kurban verdiğimiz eşsiz araş-
tırmacı gazetecimiz, azdz dostum Uğur Mum-
cu'nun dediği gibi, BilgJ sahibi olmadan fikirsa-
hibi olmayın!" yani konuyu yalapşap değil, derin-
liğine inceleyiniz...
Söyleşı tatlı tatlı sürerken, klişeleşmiş soaı yi-
ne gündeme geliverdi.
Flaman muhabir kaçınılmaz soruyu sordu:
- Bölgenın ekonomik duaımunu düzeltseniz,
sorun çözülmez mi?
Güldüm,
- Demin size bilgi sahibi olmadan düşünce sa-
hibi olmaktan söz ederken, bunu kastediyordum,
dedim.
Belçika'da Valonlar ile Flamanlar arasında 20.
yüzyılın ikinci yansında keskinleşen bir sorun ya-
şanmaktadır. Ülke etnik bakımdan birbirleriyle
yaşamaya razı olmayan iki kısma bölünmüştür.
Sorunun kaynağındaki Flamanlar, Valonların
hem ekonomiye hem devlet aygıtına egemen ol-
malanndan yakınmakta, bunu ortadan kaldıracak
istemler öne sürmekteydiler
Aradan geçen zaman içinde, eşitliği her alan-
da sağlayacak yasal önlemler alındı ve madenci-
lik sektörünün gerilemesi, gemicıliğin gelişmesiy-
le birlikte Flamanlar geçmişle oranlanmayacak
biçimde zenginleştiler, Valonların da önüne geçti-
ler. Ama bu gelişme, onlardaki aynlıkçı eğilimleri,
birlikte yaşama yönünde değiştirmedi, tam tersi-
ne, aynlık isteklerini daha da kışkırttı.
Bütün bunlan meslektaşıma anlatıp, anımsat-
tıktan sonra sordum:
- Bunları yaşayan bir kişi olarak, sorunuzun
anlamsızlığını nasıl görmezsiniz?
Bozuldu. Sanınm o röportaj yayımlanmamıştır.
• • * •
Etnik talepler ile ekonomik gelişme arasında
birebir bağlantı olmadığının örneklerini, Bask so-
rununda da Kuzey Irlanda sorununda da görebi-
lirsiniz. Bu konulan inceleyenler de, sorunlann bu
yönü üzerinde uzun uzun dururlar.
Ama etnik sorunlarda, hele hele ötekinin etnik
sorunlannda şablonlar hep kullanılır. Bir zamanlar
Batılı aydınlar, "Türkiye'nin sömürgesi Kürdis-
tan" deyimini de kullanmışlardı.
Kendilerine, nitelemelerinin doğru olması için
oradan Türkiye'nin diğer bölgelerine kaynak ak-
tarımı olması gerektiğini, gerçeğin ise tam tersi
olduğunu, diğer bölgelerden oraya kaynak akta-
nldığını, GAP örneğini de vererek, anlatmaya çok
çalıştık.
Başaramadık, her Batılının kafası, Batılı yani
Kartezyen kafa olmuyor ve kendi belleklerindeki
sömürge lafı kulağa hoş, içe ferahlatıcı, düşünce-
ye rahatlatıcı geliyor.
Şu anda da, "bölgenin ekonomik koşullannın
düzeltilerek" işsizlik belasına son verilmesinin
soruna çözüm bulunmasını sağlayacağı, sıkça
söyleniyor.
Bunu söyleyenler acaba, küreselleşen dünya-
da, her şeyin "Devlet ekonomiden çekilmelidir"
sloganıyla özelleştirildiği, haraç mezat satıldığı bir
ülkede, yatırımın kim tarafından, nasıl yapılacağı-
nı hiç düşünüyortar mı?
• • •
TC'nin elindeki olanaklann ne olduğunu ve bu
kıt kaynaklarla bölgenin ekonomik yapısının hızla
değıştirilmesinin olanaksızlığını neden görmek ıs-
temiyortar bu çevreler?
Kürt sorununu, bölgeye yatırım yaparak çö-
zün, diyen yabancı nasihatçılara sorun bakalım,
bu konuda en cüretkâr proje olan GAP'a AB'den
ya da ABD'den en ufak bir yardım, bir proje kre-
disi gelmiş midir?
Bırakın yardımı bir yana, projeye vurulmak is-
tenen köstekleri ne çabuk unuttuk.
Devletin elindeki olanakları aşarak (nasıl ola-
caksa!) her türlü altyapı yatınmını gerçekleştirme-
si halinde, bırakın bölgeye yabancı yatırımcıyı,
bölgeden çıkıp zengin olmuş, Türkiye'nin başka
yerierinde, yatınm yapıp köşeyi dönmüş, yurtdı-
şında firmaîar malikâneler almış, oranın has ço-
cuklan bile oraya yatınm yapmaya hazır olacaklar
mı?
Altyapısı olmayan, GAP'ın bile gelişmesini en-
gelleyen, güvenlik sorunlan bulunan, ucuz ama
kalifiye emekten mahrum olan bu bölgeye hangi
yabancı, Türk, Çerkez, Arnavut ya da Kürt yatı-
rtmcı yatınm yapar?
öyle ise, devlet yeniden sanayiciliğe mi soyu-
nacak?
Bu sorunun yanıtı "hayır" ise söyleyin bakalım,
bu ekonomik kalkınma, hem de hızla, nasıl ger-
çekleşecek?
"Kürt sonınu yalnız polisiye önlemlerie çözül-
mez, daha fazla demokrasi ve bölgenin ekono-
mik kalkınmasının sağlanması zorunludur" de-
mek, güzel bir temenni olmaktan başka anlam
taşımaz. Bunlan söylenlerin daha fazla demokra-
siden ne kastettiklerini, ekonomik kalkınmanın
hangi kaynaklarla nasıl sağlanacağını da belirt-
meleri gerekir.
(Bu konu daha sürecek)
asirmen@cumhuriyet.com.tr
KÜÇÜKÇEKMECE AİLE MAHKEMESt'NDEN
IŞIK KORT'A ÎLANEN TEBLİGAT
EsasNo: 2004/2194
Davacı Esrosınıa Kort taraftndan davalı Işık Kort
aleyhıne açıian şıddetli geçunsizlik nedenıyle boşan-
ma davasında dava dılekçesınde özet olarak davalıdan
boşanmalanna karar venlmesıni istemıştir
Davalının Istanbul Halkalr Ikitellı Başbakanlık
Toplu Konutlan 2. Etap A-602 D:5 adresıne çıkartı-
lan tebhgat tanınmadığından bahisle ıade edılmış,
kolluk kuvvetlennce yapılan araştırmada da davalının
adresi tespit edılemedığınden davalı Işık Kort'un du-
ruşma günü olan 04 10,2005 günü saat 09 30'da mah-
kememız dunışma salonunda bu davayla ılgılj tum
kanıtlan ile birlikte hazır olması veya kendısını bir
\ekılle temsıl ettırmesı, mazeretsız olarak duruşmaya
katılmadıgı takdtrde yargılamanın yokluğunda yapı-
larak karar venleceğı ılanen teblığ olunur.
Basın: 39815
Çankaya Köşkü'nde yapılacak toplantıda TSK'nin kurula bir rapor sunması bekleniyor
MGK'degündem PKKANKARA (Cumhuriyet Bfi-
rosu) - Milli Güvenlik Kurulu
(MGK) toplantısı bugün ger-
çekleştirilecek. Toplantıda Baş-
bakan Recep Tayyip Erdo-
ğan'ın Diyarbakır ziyaretinin
ardından yaşanan tartışmalann
ele alınacağı ifade edilirken,
TSK'nin kurula bir terör ra-
poru sunacağı da behrtiliyor.
MGK bugün Cumhurbaşka-
nı Ahmet Necdet Sezer baş-
kanlığında saat 13.30'da Çan-
kaya Köşkü'nde toplanacak.
Edinilen bilgıye göre kurulda,
Başbakan Erdoğan'ın, "Kfirt
• MGK toplantısında, Erdoğan'ın Diyarbakır
ziyaretinin ardından yaşanan tartışmalar gündeme
gelecek. Kurul'da aynca, Irak'ın kuzeyinden Türkiye'ye
sızan PKK militanlarına karşı neler yapılabileceği ve ne
gibi önlemler alınabileceği de tartışılacak.
sonınu" tanımlamasını tartış-
maya açması bekleniyor.
Toplantıda askeri İcanadın,
sorunun etnik değil, ekonomik
ve sosyal sorunlardan kaynak-
landığını dile getirecekleri öğ-
renildi. Askerin gündeme ge-
tireceği istekler arasında, te-
rörle mücadelenin, sivil unsur-
lan da dahil ederek topyekûn
bir mücadele şeklınde sürdü-
rülmesinin bulunduğu ifade
ediliyor.
Bu kapsamda TSK tarafindan
hükümete bır rapor sunulaca-
ğı öne sürülüyor. Kurul top-
lantısında, Irak'ın kuzeyinden
Türkiye'ye sızan PKK milı-
tanlanna karşı neler yapılabi-
leceği ve ne gibi önlemler alı-
nabileceği de tartışılacak.
MGSB gündemde yok
Geçen MGK'de "daha son-
raJd toplanülarda ele ahnaca-
ğı" açıklanan Milli Güvenlik
Siyaset Belgesi'nin ise toplan-
tının gündeminde yer almadı-
ğı dile getiriliyor. Toplantı,
Türkiye'nin AB ile müzake-
relere başlayacağı 3 Ekım ön-
cesındeki son toplantı olması
nedeniyle önem taşıyor. Top-
lantıda aynca Irak'taki anaya-
saya ılişkin gelişmelerin de ele
ahnması bekleniyor.
ÎĞNELt FIRÇA ZAFER TEMOÇİN
ORASI••••••••••••••••••••••••••••••••••••••••••••••••••••••••••••••••••••••••••••••••••••••••a BURASI
Maçka'da, Suriye uyruklu 1 militan öldürüldü, 1 militan da sağ yakalandı
Trabzon'da PKK operasyonu
AHMET ŞEFtK
TRABZON - Trabzon'un Maçka
ilçesinde güvenlik güçlerince PKK'lilere
yönelik düzenlenen operasyonda Suriye
uyruklu 1 militan öldürüldü, 1 'i
yakalandı. Gözaltına alınan militan halk
tarafından Jinç edilmeye çalışılırken,
bölgede operasyon başlatıldı.
PKK'lilerin, Torul Askerlik Şubesi'ne
saldın yapılması ve er Doğan Şirinkef in
şehit edilmesi olayına kanştıklan iddia
edildi.Terörist oJduklan öne sürülen bazı
kışılerin marketten alışveriş yaptığı
ihbannı değerlendiren polis, söz konusu
ışyerine operasyon düzenledi. 3 kişi
olduklan belirlenen grupla, polis arasında
çatışma çıktı. Bu sırada komıser
yardımcısı Tolga Doğruel yaralandı.
Doğruel, KTÜ Tıp Fakültesi
Hastanesi'nde tedavi altına alınırken,
militanlar olay yerinden yaya olarak kaçtı.
Bunun üzenne bölgede özel harekât
tımlen, jandarma ve polisin işbirliği ile
geniş çaplı bir operasyon başlatıldı. 3
PKK'li, Maçka Belediyesi'nin yanındaki
bir evin bahçe duvanna sığınmış halde
bulundu. Burada çıkan çatışmada da polis
memuru Ekrem Çakmak yaralandı.
Günün ağarmasıyla birlikte dün sabah ilk
saatlerde çatışma yeniden başladı.
Çatışmada PKK'lilerden Suriye uyruklu
olduğu belirlenen 25 yaşlanndaki
"Serhad" kod adlı militan öldürüldü,
Sinan Gencer de yaralı olarak yakalandı.
Çevredeki vatandaşlar Gencer'i linç
etmeye çalışırken, güvenlik güçleri
havaya ateş açarak halkı dağıttı. Gencer,
zırhlı bir araçla olay yerinden
uzaklaştınldı.
Diğer militanın yakalanması için bölgede
operasyonlar devam ederken Gencer, dün
silahlann saklandığı belirtilen Hacı Veli
Tepesi'nde yer gösterdi. Burada bazı silah
ve mühimmata el konulurken kuşkulu
görülen bir paket de patlatıldı. Güvenlik
güçleri, Sinan Gencer'ın, 30 Temmuz'da
Torul Askerlik Şubesi'ne yaylun ateşi
açarak nöbette bulunan er Doğan
Şirinkef'in şehit edilmesi olayına
kanştığmı belirlediklerini açıkladılar.
Trabzon Valiliği'nden yapılan açıklamada
da PKK'lilerin üzerinde 17.65 çapında
tabanca, 1 susturucu, 1 fotoğraf makinesi
çıktıgı, PKK'lilerin gösterdikleri yerde de
2 Kalaşnikof tüfek bulun duğu belirtildi.
Maçka'daki PKK operasy onunda yakalanan Sinan Gencer, geniş güvenlik önkmkri altmda
sflahlarm saklandığı belirtilen Hacı Veii Tepesi'ne götürüldü. (Fotoğraf:AA)
SANATÇILARDAN BtLDİRl
'Siddetkoşulsuz
sona erdirüsin'
Istanbul Haber Servisi - Kendılerini Kürt aydını
ve sanatçısı olarak tanıtan bir grup, Kürt sorunu
konusunda banş sürecine ve demokratik
açılımlara fırsat verilmesi için bıldiri yayımladı.
Aydın ve sanatçılar, şiddetin koşulsuz olarak
sona erdirilmesinı ısteyerek, toplumun tüm
kesimlennı duyarlı olmaya çağırdılar.
Aksaray'dakı Kaya Otel'de düzenlenen basın
toplantısında. Kürt müzisyen Divar, aralannda
sanatçı Çerkez Karadağ, müzisyen Ferhat Tunç,
Mahsun Kırmızıgül ve Servet Kocakaya, yazar
Muhsin Kızılkaya, Murathan Mungan, Orhan
Miroğhı.Şeyhmu$ Diken'ınde bulunduğu 46
kışırun ımzaladığı bıldınyı açıkladı. Başbakan
Recep Tayyip Erdoğan'ın, "Kürt sorumı"'na
ilişkin verdığı mesajlann banşa yönelik umutlan
yeşerttiğini vurgulayarak "Bu irade şiddeti
kutsamıyor, canın azjzüğini siyasetin merkezine
koyuyor. banşa, demokrasiye, özgürlüklere ve
insan haklanna katkıda buhınuyor" dedi. Diyar,
bıldıride ımzası bulunan aydınlann şiddetin
koşulsuz ve kayıtsız sona erdirilmelisini
istedığını ifade ederek "ToplumsaL, siyasal,
kültürd ve ekonomik alanda çözüme yönelik
aülacak her adımı destekliyoruz" diye konuştu.
CHP'LI ALITOPUZ:
'Erdoğan ruhsal
bozuklukiçinde'
ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - ÇHP Grup
Başkanvekıh AB Topuz, Türkıye'de yaşanan kaos
ve çözümsüzlüklerin kaynağının "belirgin siyasal
kimtiği olmachğmı" savunduğu Başbakan Tayvip
Erdoğan olduğunu söyledi. Topuz, dün
parlamentoda düzenledıği basın toplantısında
Erdoğan'a sert eleştınler yönelttı. Türkiye'nin
temel sorununun "siyasal kimlik bunanmı"
yaşayan Başbakan Erdoğan olduğunu sa\aınan
Topuz, izlediğı politikalardakı başanstzlık ve
çızdiğı zikzakJann nedeninın de "çok kinüikfi
yapı içinde olmasuıa" bağladı. Topuz,
"Başbakan'ın kafaavia ayaldan farkh farkh
yerlere yönebniştir. Erdoğan'ın yetişme tarzuıdan,
birikiırüerinden ohışan siyasal kimliği ile şu anki
yüklendiği görevie ilgili srv^sai kimlik çaüşıyor"
dedı. Erdoğan'tn geçmışte "ateşli bir genç"
olarak kendini hızlı ve yoğun bir siyasal yaşamın
içinde bulduğunu kaydeden Topuz, "Necıp Fazıl
Kısakürek'in düşünceleriyle gençüği yoğrulmuş,
onun İslami Büyiik Doğu Aknıcılan olarak
büinen İbda' felsefesi, onun gençliğindeki siyasal
ve sosyal olaylara bakış felsefesi olmuştur.
Hıkmetyar'uı dizinin dibine çökerek ondan fe\^
almısör'* görüşüne yer verdi. Erdoğan'ın son
olarak bir süre önce kesın bır dille "Kürt sorunu
yoktur" derken birtakım "rüzgârlardan"
etkilenerek bu kez kabul eden bir açıklama
yaphğına işaret eden Topuz. şu göriişleri dile
getirdi "Kürt sorununu kabul ettiğinj ifade
ederek bölücü terörü sona erdireceğini zannetmiş,
hem ABVe, hem de PKK'ye, terörü önkmek için
müzakere kapdannı açacağı izlenüni vermiştir.
Bu yaklaşuna şiddem' tepkUer geünce bu sefer
Diyarbakır'da sö\1ediklerinden bir ölçüde çark
etriıistir. Başbakan bütün bunlardan sonra,
tepkUer gostermeye başlıyor. Muhalefete hiç
tahanımülü yok. Muhakfet de kim oluyormuş,
istediği adamla konuşurmuş, kimlerie
görüşeceğini onlara mı soracakmış» Muhalefet
ona sen bize sor denıiyor. muhalefet ona yapılan
yanhşlan söytüyvr. Bir başbakan yapüan
elcştirilere bu kadar taharnmülsüz oluyorsa, o
başbakanın ruhsal yapısmda bir bozukluk olduğu
kanaatine vanlabUir. Benim gibi eski siyasetçiler
bunu bilir. Ben 55 \ıldır gördüğüm siyaset
manzaralan içinde başansızfağa uğrayan bir
devlet adamnun nasıl Erdoğan'a benzer tavırlar
içinde olduğunu en az 4-5 defa görmüşümdür"
IR NOKTASI /ORAL ÇALIŞLAR oralcalislar@cumhuriyet.com.tr
Ümit Özdağ'ı Cumhuriyet okurları
ne kadar tanırlar bilmiyorum. Ümit öz-
dağ. Alparslan Türkeş'in yakın müca-
dele arkadaşı, MHP yöneticilerinden
Muzaffer Özdağ'ın oğludur. Ümit öz-
dağ, Devlet Bahçeli'nin yerine MHP
genel başkan adayı olarak anılan isim-
lerden birisidir. Avrasya Stratejik Araş-
tırmalar Merkezi (ASAM) başkanlığı
yapmıştır. Gazi Üniversitesi'nde öğre-
timüyesidir.
Ümit özdağ aynı zamanda Akşam
gazetesinde yazıyor. Tipik bir ülkücü-
dür. örneğin ölüm cezasının kaldınlma-
ması için çaba sarf etmiştir. Ülkücü ge-
leneğin bir neferi olarak soldan ve sol-
culardan hoşlanmadığını her fırsatta di-
le getirmekten geri durmadı. Babası
Muzaffer özdağ'ın ölümünden kısa sü-
re önce Nâzım Hikmet'in vatan haini
olduğuna ve mezarının Türkiye'ye getı-
rilmemesine ilişkin yazdıklarını hatırlıyo-
rum. Ümit özdağ'ın bu konuda farkh
düşündüğünü de sanmıyorum.
Umit özdağ, Hitler'in kitabının Türki-
ye'de çok satmasına ilişkin Akşam ga-
zetesinde şunları da yazmıştı: "Arka-
Ümit Özdağ'ın Çizgisi
dan hançerlendiklerini düşünen iyi
Türkl&r, Hitier'i okuyorlar."
• • •
Nereden çıktı bu Ümit özdağ, diye-
bilirsiniz. Ümit özdağ, Başbakan Tay-
yip Erdoğan'la buluşmamızın ardından
bizleri hedef alan yazûar yazdı. Son
olarak da 21 Ağustos tarihli yazısını be-
nim bir makaleme ayırmış. Buraya ka-
dar da anormal bir şey yok. Sonuç ola-
rak kendisinden farkh siyasi kufvarlarda
olduğumuz için benim görüşlerimi eleş-
tirmesinden doğal bir şey olamaz.
Benim sözlerimi tamamen çarprtarak
kendince sonuçlar çıkanyor. Benden al-
dığı alınt ve devamındaki yorumu şöy-
le: "...'Yeni dönemde Kürtler içinde şid-
det mi banşçı seçenek mi tartışması hız
kazanacaktır. Bunun nasıl gelişeceğıni
ise büyük ölçüde Türkiye'ye yön veren
anlayışın siyaset yapma başansı belırie-
yecektir' diyerek gelecekteki bir PKK
terörünü meşru hale getirmektedir."
Benim o yazımın bütününde PKK'nın
yaptıklan sert ve ağır bir dille eleştirili-
yor. Yazının amacı da Kürtlerin, PKK'nin
şiddet seçeneğınin karşısına dikilmele-
rinin hangi şekilde olgunlaşabileceğini
yorumlamak. Bu arada Türkiye'yi yöne-
ten anlayışın da şiddeti etkisiz hale ge-
tirmesi için neter yapacağı tartışılıyor.
Ümit Ozdağ, "Öcalan idam edilsey-
di bu sorun çözülûrdü" diyen bir anla-
yışın savunucusu. O sorunu bu şekilde
anlıyor. Bakın özdağ'ın bu sorunun na-
sıl çözüleceğine ilişkin görüşleri: "Ası-
lan A. öcalan'ın yerini, örgüt içinde
kimsenin doldurması mümkün değildi.
Çünkü örgüt içindeki bütün ikinci
adamlar, Ocalan'la ilişki süreci içinde
karakter deformasyonuna uğramış, ki-
şiliklen ezilmiş ve yok olmuş adamlar-
dır. En ufak bir otohte ile karşı karşıya
kalmaları durumunda parçalanır, ezilir
ve dağılıriar... Işte bu süreçte ortaya çı-
kacak ve ikinci sınıf adamlar tarafından
yönetilecek örgütçükler, Türkıye'de te-
rörü bırbırleh ile rekabet ederek tır-
mandınvaya çalışacaklardı. Bu da dev-
let ile en güçlü olduğu alanda karşı
karşıya gelmek demekti ki, devletin
bunlann üstesinden gelmesi çok kolay
olurdu."
özdağ, bu muhteşem fikirlerini kim-
seye kabul ettirememenin sıkıntısı için-
dedir: "Bunlann gerçekleşmemesinin
nedeni öcalan'ı asacak 'siyasi irade-
nin' olmamasıydı. Sadece siyasi irade-
nin mi? Hayır 'askeri irade' de yoktu.
Dönemin Genelkurmay Başkanı, 'Biz
tarafız. Bizi karıştırmayın' deyince,
öcalan kurtulmuştu... Bunun temel se-
bebi Türkiye'nin 'irade zaafı' içinde ol-
masıdtr."
• • •
Bunlann hepsi, sonuç olarak fikırdır.
Herkes istediği gibi düşünmekte özgür-
dür. özdağ, PKK'nin Öcalan'ın asılma-
sıyla eylemlerı tırmandırmasının yarannı
bile hesap etmış. Onlar terörü tırmandı-
rır, ordu da onlan yenerdi diyor. Siya-
setçiler ve askerler onu dinleseymişler,
bu ış çoktan çözülürmüş. Kendisi böyle
düşünüyor.
Ben 12 Eylül 1980 sonrası günleri
düşündüm. PKK, asken darbe gerçek-
leştiğinde küçük bir örgüttü. Kürt örgüt-
leri içinde en zayıflarından birisiydi.
Darbeciler, Ümit özdağ gibi düşünü-
yorlardı ve Kürtlerin üzerine aynmsız bir
şekilde gittiler. Çok sayıda masum in-
san da canından oldu, ağır işkencelere
uğradı. PKK o koşullann ürünü olarak
gelişip güçlendi.
özdağ, yeni bir 12 Eylülcü anlayışla
bu ışi kökten çözeceğini sanıyor. O Hit-
ler'i okuyan "iyi Türkler"den birisi ola-
rak böyle düşünmeye devam etsin.
Türkiye büyük ve köklü bir ülke. Çoğu
zaman yanlış yönetilen bir ülke oldu.
Ancak, hiçbir zaman bu düzeyde ma-
ceracıların eline kalmadı. Bundan sonra
da kalmaz, bundan eminim.
• • •
Ümit özdağ, yazısını şöyle bitiriyor:
"Aslında Oral Çalışlar neden Cumhuri-
yet'te yazıyor anlamıyorum. " Cum-
huriyet'te kimin yazacağı, MHP genel
başkan adaylarına mı kaldı?