25 Kasım 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
l TEMMUZ 2005 PAZARTESİ CUMHURİYET SAYFA 17 Himmet Bilim ocağı üniversitelerin çalış- malarını küçümseyen Recep Tayyip Erdoğan aynı günterde müftülere seslendi: "Insanlığı içine düştüğü derin buhrandan kurtarmak için sizle- rin himmetine muhtacız." Erdoğan'ın muhtaç olduğu "himmet" ne anlama gelir? "Dinsel içerikli koruma" anlamı- na gelir. Içinden dünyaya ve Türkiye'ye baktıklan tek çerçeve bu... TÜBİTAK, teslim ol! CHP Millervekili Prot Dr. Osman Coşkunoğlu, AKP iktidarı döneminde TÜBlTAK'taki iki uygulamayı anımsattı: - TÜBİTAK'ın geliştirdiği Pardus adı altındaki işletim sisteminden vazgeçildi, tüm yeni ihalelerde Micrasoft'un Windows sistemine angaje olundu. - TÜBİTAK çok yoğun ve katılımcı bir çalışmayla ülkemiz için bilgi toplumu stratejisi geliştiriyordu. TÜENA (Türkiye Ulusal Enformasyon Altyapısı) denilen bu stratejiyi AKP iktidara gelince hiçbir gerekçe göstermeden elinin tersiyle rtti ve ülkemizin bilgi toplumu stratejisini hazırlama projesi geçen ay ihale ile bir yabancı şirkete verildi. TÜBİTAK'ı siyasallaştıracak yasayı Meclis'ten yine çıkardılar. Vann, bundan sonraki teslimiyetçiliğin boyutunu bir düşünün... IS1K KANSU 40 yıllık CHP, ne demek istiyor? CHP Grup Başkanvekili Ali Topuz'a, Deniz Baykal'ın yurttaşlan ülkeye sa- hip çıkmaya çağıran açıklamasının ne anlama geldiğini sorduk. Işte yanıtı: "Dışpolitikada işlerkötü gidiyor. Içer- de de iktidann sinsi uygulamalan ile re- jimin altına dinam'ıtyerieştiriHyor. Ban- kalar Yasası'nda bile değişiklik yapar- ken Islam kurallan ile bankacılık yap- tıklannı söyleyenlehn ayn birbiriik kur- masını öngörüyohar. Milli Güvenlik Si- yaset Belgesi'ne rejime yönelik teh- ditierin ortadan kaldınlmasına dönükifa- delerin konması konusunda bile çat- lak oluşuyor, bu yüzden Milli Güvenlik Kurulu erteleniyor. Yargıtay'da boş üyelikler var. Başbakan, Yargıtay ile 'Boş üyeliklere atanacaklann bir kıs- mını ben belirleyeceğim' yönünde pa- zariığa kalkışıyor. Yargıtay Genel Kuru- lu, bugüne kadar hiç görülmediği üze- re toplanıp biraçıktama yap/yor ve ik- tidann hâkim-savcı atamalanna kanş- masına karşı duruyor, rejimeyönelik teh- ditlerden söz ediyor. öte yandan ikti- dar, Anayasa Mahkemesi'ninişievini or- tadan kaldırmak istiyor; YÖK'le ilgili tasan hazııiayıp ünh/ersiteleıi, eğitim s/s- temiyle oynayıp laik eğitimi sulandır- mayoluna sapıyor. Bütün bunlann hep- si bir büyük planın parça parça uygu- lamaya konulduğunu gösteren belirti- ler. Türkiye bir yere çekiliyor." Topuz'a göre bugün temel sorun AKP ve Başbakan. Toplumda tedirginlik gi- derek artıyor. "Genel gidişe dur diyecek siyaset adam/an dışındaki kimi çevrelerin sab- n taşabilir. Olaylar keskin bir noktaya taşınabilir. Milli Güvenlik Kurulu toplan- tılanyapılamaz hale gelebilir. Geçm/'ş- ten biliyoruz ki, muhalefetin sesi kısıl- dığı zaman başka gerginlikler günde- me gelir, demokrasi yara ahr. Bütün bunlar rejimi sıkıştınr. Bu yüzden hal- kın durumu bilmesi, gelişmeleri yakın- dan izlemesi, demokratik açıdan ikti- dan hedefmden caydıracak, iktidan ik- tidardan uzakiaştıracak tepkileh gös- termesi gerekli." AliTopuz'un şu sozünün de attı özen- le çizilmeli: "AKP'yi bir rakip olarak değil, rejim için tehlike olarak görüyoruz." Yenice Belediye Başkanı Mustafa Akay, ilçeslni şöy- le tanımlıyor. "Yıllarca bağlı olduğu il- çeye ancak trenle ulaşabil- miş, yolu olmadığı için do- ğuma giden kadınlannı ve hastalannı saliarda yitirmiş bir talihsiz yer. Dünyanın en Yenice sizi çağırıyor güzel ormanlanna sahip ol- masına karşın bunu hiç du- yuramamış, orman ve doğa özlemiyle tutuşan yurdun çeşitliyörelerindeki insanlar ile bu güzellikleri paylaşa- snamış, içine kapalı olmak- tan kurtulamamış şipşirin bir ilçe." Mustafa Akay, Yeni- ce'nin kabuğunu kırmakta, orman ve doğa turizminde atakyapmaktakararlı. Inba- şı mağarasıyla, Sorgun yay- lasıyla, ahşap evleriyle, la- hanadan karamancar ya da meırdan göce çorbasına ba- nılacak cizleme ekmeğiyle Yenice her mevsim konukla- nnı bekliyor. Yenice nerede mi? Karabük'ten dönün, az ileride! ÇALIŞANLARIN SORULARI/SORUNLARI YILMAZŞtPAL Hukuk Devrimcisr Mahmut Esat Bozkurt Bugün, ülkemizde, yoksulluk, yolsuzluk, işsizlik bir kıyıya itilmiş ve "türban" (sıkmabaş) Türkiye'run gündemindeki en önemli ülke sorunu gösterilerek "başköşeye" oturtulmuştur. Tüıbanı, "özgürfök vedemokrasisimgesi" olarak görenlere Anayasa Mahkemesı, Yargıtay ve Danıştay gereken yanıtı vermiştir. Ancak, Türk Yüksek Yargı kurumlannın tüıbanın "dinsel bir simge olduğu" yönündeki kesin kararlan yetersiz görülüp, göz ardı edilerek, Avrupa tnsan Haklan Mahkemesi'ne (AlHM) başvurulmuş ve oradan da "türban"ın "özgüriük ve demokrasi simgesi olmadığı, dinsel bir devlet düzeninin simgesi olduğu" yanıtı alınmıştır. Türbanı, "özgürlük ve demokrasi simgesi" olarak görüp, "savunuculuğuna soyununlara, son yanıtı da kurtuluşta Atatürk'ün yarunda "KuvayıMfllryeci'' sılah arkadaşı, "kunıhış"ta da onun devrim aıkadaşı olarakyer almış Türkhukuk devrimininmiman, "Bir hukuk devrimcisT olan Mahmut Esat'a (Bozkurt) bırakıyoruz. Mahmut Esat (Bozkurt), bu yanıtı. bundan 80 yıl önce, 1926 yüında Medeni Kanun'un (Yurttaşlar Yasası), "Esbabı Mucibe Layihası (Gerekçe)" ile vermiştir. Bu gerekçeyi, yine bir devrimci ve hukuk bilgini olan Ord. PTof. Dr. Hıfn Veldet Vehdedeoğlu'nun günümüz Türkçesine aktardığı biçimiyle sunuyoruz. (1) "Günümüzde (1926) Türkiye Cumhuriyeti'nin dergin bir Yurttaşlar Yasası yoktur. Yahuz sözleşmelerin küçük bir bölümüne değinebuen Mecefle vanbr. 1851 maddedir. (...) Bu yasanın bugünkü gereksinimkre uygun olan ancak300maddesidir. Gerisiyurdumuzun gereksinimlerini karşüayamayacak ölçüde ilkcl birtakım kurallardan oluşmuş olduğu için uygulanmamaktadır. (_) Halkın abnyansı betirfi ve otunnuş bir tüzegennk (adalet) temenne dcğü. rastlanüya ve talihe ve birbiriyle çelişküi ortaçağ fikıh kurallanna bağh bulunmaktadır. Cumhuriyet, Türk tüzegenüğinin (adaletinin) bu karmaşıkhktan, yokhıktan ve pekUkel durumdan kurtarümasuu, devrimin ve çağdaş uygarhğın gereklerine uygun yeni bir Yurttaşlar Yasası'nın hızla meydana getirilmesini ve yasalaştınlmasmı zonınlu künuşür. (_.) İürk ulusu buçağıngerekurdiğiyöndeyapılan. akla uygunve doğru, «aküvezekâik bağdaşanyenflîklerden tnçbirinekarşıçıknvan\vşor. Bütün buyenileşme tarihimizin aktşuıda kamuyararı düşüncesiyle meydana getirikn yeniliklere karşı, yahuz kendi çıkarlan aksayan takmüar savaşmışlar ve halla din adına. bozuk ve çürük inançlar adına doğru yoldan sapmava ve bozgunculuga itelenüşkrdir. Unutmamak gerekir ki Türk ulusunun karan. çağdaş u>garüğu bağsiz koşulsuz kabul etmektir. Bunun en benrgin kanrtı devTİmlerimizin kendisidir. (_) NıtekimçağdaşuygarhklaMeceBekurallan şüpheyokkibağdaşamaz. FakatNIecelkvebunabenza-öteldv^salarileTürkulusununyaşamının bağdaşamadığı da açıkor. (_.) Şunu da behrtmekgerekfa'ki,çağdaşuygarhğt ahnakvebenimsemek karanyia yürüyenTürkulusu, çağdaşuygarhğı kendisine(uydurmak) değfl,kendisiçağdaşuygarbğm gerekkrine,her nebahasmaolursaobun ayakuydurmakzorundadir. Yaşamakkararmdaolan bir ulusiçinbu, kesin bir gereknliktir. (_.) Çağmuzın uygar uluslara tanıdığı bütün haklan uygar dünyadan bağsız koşulsuz isterken. bu haklann gerektirdiği uygarhk ödevlerini deTürkulusu yeniYurttaşlar Yasasıüekendietiyk kendisine yüklemiş buhınuyor. Bu yasa tasansınm taşıdığı anlamlarüan birisi de budur. TüricuJusunun>ıiksektemsifctiolanBü>iikMt^lis'muygungormesme ve onayına sunulan Türk Yurttaşlar Yasası Tasansı yürürlüğe girdiği gün ulusumuz on üç yüzyıbn kendisini çeviren bozuk inanış ve kanşıkhklardan kurtiümuş, eski uygarhğın kapılaruu kapayıp dirink ve gürlük getiren çağdaş uygarhğın içine girmiş bulunacakur. Adalet Bakanhğı bu yasası hazuiamakla devrim ve tarih karşeında ulusal görevini yerine getirerek Türk ulusunungerçekyararlanm açıklamış olduğundan şüphe etmemektedir, Adalet Bakanı Mahmut Esat (Bozkurt)" Günümüzde, "Mahmut Esat dönemi kapanmıştır" diyenlere, Mahmut Esat (Bozkurt) 80 yıl öncesüıden: "Türk ulusu çağdaş uygarhğı kendisine (uydurmak) değil kendisi çağdaş uygarhğın gereklerine, her ne bahasına olursa olsun ayak uydunnak zorundadır" diyerek gereken hukuk dersini de vermiştir. (*)"MahmutEsat(Bozkûrt)(_)23Kasıml924HeAdlhe\ekiuiği'ne gerjrildi. 22 Eylül 1930'a değjn süren bu görevi sırasında hukuk devriminin gerçekleşmesine katkıda bulundu. Hukuk devrimi çerçevesinde, 1925'te cumhuriyet döneminin ilk yüksekokuhı olan Adhye Hukuk Mektebi açıldı. 1926'da Isviçre'den ahnan Medeni Kanun, Borçlar Kanunu, Itaha'dan ahnan Ceza Kanunu, Ahnanya ve Itaha'dan ahnan Ticaret Kanunu kabul edildi Bunlan. Ceza Muhakemeleri L suhıKanunu, DenizTıcaretKanunu,TürkVatandaşhk Kanunu,İcra-tflasKanunuve 193O'dakadmlaraseçmeveseçflmehakkmı tamyan Belediye Kanunu izkdL (~)" (1) Kaynak: Ord. Prof. Dr. Hırzı Veldet Velidedeoğlu: Türk Medeni Kanunu (Üçüncü Baskı) Türk Dil Kurumu Yayınlan. (*) Kaynak: AnaBritanica, 1986,1987 Cilt4, sayfa: 525. Egebank'ın hortumlanması ile bağlantı kurularak Şevket Demirel'in de şirketlerine el konulması, ağabey Süleyman Demirel'i çileden çıkardı: "Bu bir gasptır." Bu sözler üzerine arkadaşımtz Murat Kışlalt'nın geçen yıllarda Tempo dergisinde yayımlanan Demirel ailesi ile ilgili araştırmasındaki bilgileri anımsadık: -1966da Hacı Ali Demirel, (Süleyman Demirerin küçük kardeşi, Yahya Demirel'in babası) Ankara Gan'nın hemen üstündeki Devlet Demiryolları'na ait arsayı değerinin üçte birine aldı. -1970'te Şevket Demirel, Ziraat Bankası'nın Ankara Şubest'nden usulsüz bir krediyle 17 milyon lira (bugünün trilyonları) çekti. - Hayali ihracat kelimesine mana veren Yahya Demirel'in Türkiye'ye değişik dönemlerdeki toplam maliyeti 50 milyon dolardır. - Egebank'ı hortumlayan küçük kuzen Yahya Murat Demirel'in Türkiye'ye maliyeti 1.2 milyar dolardır. Biliriz, Demirel'in 40 yıllık sloganıdır. "Benim işçim, benim köylüm, benim emeklim, benim memurum, benim yeğenim, benim kardeşim..." KİM KİME DUM DUMA BEHÎÇ AK bohicaktâ turk.net HARBt SEMtH POROY semihporoyCd yahoo.com HAYAT EPtK TİYATROSU MUSTAFA BILGIN hayatepikü mynetcom OTOBÜSTEKİLER KEMAL URGE?SÇ k_urgenc(a yahoo.com t c •* / / / ^ ' db' / lıs*fot\ kuftffayof dtsiefe, TARİHTE BUGÜN MÜMTAZ ARIKAN 4 Tenunuz ıcınc.nuuntaz-arikan.com BARBAROS U4YR£7T/Af PAŞA... 'O4, BÛrÜK TÜKK AMİf&Lİ SAG&t'İOS KETTİN PHŞA (uZR Gei£), «T »ŞD BUL 'OA ÖLDO- YAKUPADLI B/R SİP*W SU&4- YININ DÖKT OSUJN&AN SİKİ CUAV HfZfö,AĞA BEri OKUÇ'LA BİRÜHTE KORSANLIK YAPMIÇ, 8U ARADA Ce2/*YİRV EL£ ££ÇJ££JS£K 8te 8EYUK /CU&HUÇtAftDI- OdUÇ'UN BİR ÇARPlŞ. MAOA ÖLUMÜNPEH SOHRA H/2I#, CEZAYİR'İ O&MAUU PAPİŞAHI YAVU2SULmN SEÜM'E VE REREK CEZAYİK eEYLEGBBYt OUHJ&4HA SON- RA,KANUNf ZAMANINDA "KAPTXN-IDERYA 6 fAP/LAN BARBAROS,DONANMA&I İLE AK- PEMZ'/ BİR TİİRK GÖLÛ DURUMOMM S£- TİRMİÇ, 1S3B'P£ Oe BÜYÜK SİR »AÇU-t OO. NANMAS(NI PREI/EZE'OE İŞ SAGNAK NİLGÜN CERRAHOĞLU 'AB 3. Fiyaskoyu Kaldıramaz!' Eski bir sabun fabrikaandan, Türkiye'nin en güzel bu- tik otellerinden birine dönüştürüten "Hotel Savon"un avlusundayız. Ispanyol "parador"lannı andiran avlu- nun dört yanı muhteşem tarihi kemerterle çevrili. Baştan sona restorasyon gören yapı 1860'lardan kalma. Girişteki ferforje kapının göz kamaştıncı işçili- ğinden, yerierdeki taş döşemelere kadar tüm aynntılar büyük bir incelikve özenle düşünülmüş, teker teker el- den geçmiş. Türkiye'nin en uç sınır kentlerinden birinde; Katolik, Ortodoks, Protestan kiliselerini camilerte buluşturan zengin tarih, gelenek, diyalog ve toterans kent Antak- ya'nın göbeğindeyiz. Ama şehrin gürültüsü yok avlu- da. Kuşlar ve havuzdaki fıskiyenin sesi; sırtımızdayük- selen "Gâvur Dağlar'ından" gelen yumuşak yelin ge- tirdiği bitki, çiçek kokulan arasında birkaç gazeteci "er- mişler" gibi kapanmış "Türkiye'nin AB yolunu" konu- suyoruz, Heryıl gazeteciler arasında yapılan bu "minizirvele- re" gide gele, Türkiye ile zaman içinde derinleşen bir "mecak ve ilgibağı" kuran Avrupalı meslektaşlarvar ara- lannda. "U-dönüş 'Avro'yu zoriar" Istanbul'da ev almayı düşünecek kadar Türkiye'nin "çekim alanına"giren "£7 Pa/s"yazan HermannTertsch bunlardan biri. Kendisine, "3 Ekim"\ soruyorum... "£// mahkûm, müzakereler başlamak zorunda" di- yor. "Nasıl bu kadar emin olabilirsin?" dediğimde ise, ilginç bir yanıtla karşılaşıyorum: "AB üçüncü fiyaskoyu kaldıramaz!" Fransave Hollanda referandumlannın hüsranı veson zirvedeki "bütçe savaş/"nın ardından; AB'nin bir de Türkiye'ye verdiği sözü savsaklamasının düşünüleme- yecegini söylüyor "El Pais" yazan. Brüksel'in başka hiçbir nedenle olmasa dahi bu "3. hezimeti" göze ala- mayacagını iddia ediyor. "Varsayalım buangajmanıda hiçe saydılar. Ne dur?" diye soruyorum Hermann'a: "Türkiye'ye verilen söz deftvtu/mazsa"diyor Hermann, "Bu 3. darbeden sonra, AB tüm inandıncılığını yitirir. Ve 'Avro' üzerinde bir baskı oluşmaya başlar. Türkiye ile 3 Ekim'de müzakereleri açmak, yanlız Türkiye için değil; AB için de -tüm bu olan bitenin ardından- dün- yaya veritecek tek olumlu mesajdır. Müzakareler, 3 Ekim'de 'btçimsel' olarak başlayacaktır. Başlamakzo- rundadır. Her seyin raydan çıktığı, 'normal' sayılan tüm parametrelerin sarsıldığı bir dönemde bu, dışan- ya veri/eto/tecek tek 'normallik' mesajıdır..." 'Çölü geçecek olan AB!' "Müzakerelerin, 'biçimsel anlamda' başlaması, ne ifa- de eder?" "Hiçbir şey!" diye yanıtlıyor bu sorumu Hermann Tertsch: "Takvime sadık kalındığını göstermekten baş- ka hiçbirşey ifade etmez. Müzakerelere Türkiye ile; as- lında sırf böyle bir karar alınmış olduğu için başlana- caktır. Her halükârda önümüzdeki 8 ay boyunca fazla yol almayı beklemeyin. Bildiğimiz, tanıdığımız herşe- yi; büsbütün altüst eden, iyiden iyiye anormalleştiren bırdufumortayagkmazsa;rnüzakarBİerbaşlayacakama çok durağan seyredecektir. Şimdiki tablo bu. Bu tab- foda Türkiye'ye düşen görev, üstüne düşenleri eksik- siz yerine getirmektir... Panik yapmayın. öte yandan AB'ne karşı savunma afaWanna geçmeye, parmaksal- lamaya da kalkmayın!Psikoiojinizbiraz fazla kınlgan..." "Türkiye'nin AB içindeki destekçileribile -son geliş- meler karşısında- derin birtereddütyaşarken, kınlgan olmamız normal değil mi?" "Hayır" diyor Hermann Tertsch: "Kınlgan olan siz değilsiniz, kınlgan olan AB. Bunu unutmayın. Sizin eli- n'ızden bir takvim ve yol haritası var. Sizin yolunuz bel- li. O yolda yürümeye devam edecefc ve üstünüze dü- şenleri yapacaksınız. Yolunu saşıran AS. Her şey ha- vada. Zaman lehinize çalışabilir ve çok şeyi değiş- tirebilir..." "Uzun dönem ümitli olabilir. Ama kısa dönemde bu çöl nasılaşılacak?'diyesoruyorumen son Hermann'a... "Kısa dönemde birçöl varsa" diyor HermannTertsch, "O çöl, AB'nin içine düştüğü şaşkınlıktır. Siz çölde falan değilsiniz. Çölü geçmekzorunda olan AB..." "AB içindekişaşkınlıkve dağınıklığı Türkiye, karttannı iyi oynarsa kendi lehine kullanabilirl" Hermann Tertsch'le "Hote/Savon"inavlusundayap- tığımız kısa sohbetten benim çıkardığım sonuç bu. Ama Türkiye bu beceriye, bu vizyona, bu kıvraklığa ve Av- rupa politikasının ince labirentlerinde at koşturma maharetine sahip mi? Bu da başka yazıya... B U L M A C A SEDATYAŞAYAN SOLDANSAĞA: 1/Siirt ilinde, "Bffloris" de denilen ünlü 1 2 3 1 2 3 4 5 6 7 8 9 kaplıca. 2/Ba- 3 lık yakalama aracı... Ispan- yollannsevinç 5 ünlemi... Bir 6 nota. 3/ Fran- -, sa'da bir kent...Eserier, 8 yapıtlar. 4/ 9 Akılsız, dü- şüncesiz. 5/ "Cahit - --":Oyuncuveşairi- ^ miz... Afrika'da bir 2 ülke. 6/ Harman ye- 3 rindeki tahılın taş ve 4 toprakla kanşık ka- 5 lıntısı. 7/ Eski dilde 6 denizfeneri... Genel- 7 likle üstü kapalı pa- 8 zar yeri. 8/ "Yüzün- 9 cü—": Amin Maakoufun romanı... Demiryolla- nnda traverslerin altuıa, şoselerde düzeltilmiş top- rak üzerine döşenentaş kınklan. 9/Izmir'in Çeş- me ilçesine bağlı turistik bir belde. YUKARIDAN AŞAĞIYA: 1/Bir tür büyük bıçak. U "Bir yâr için — ile kav- gadan usandık"' (Nabi)... Tavır, davraruş. 3/Çok verimli olan. 4/Türk müziğinde yörük özellik ta- şıyan oyun havası... "— var, post var, meydanda er yok" (Yahya Kemal). 5/Bir renk... Saç üstün- de pişen yufkayı çevirmeye yarayan tahta aygıt. <yBrezilya'nınparabinmi... Birnota. 7/Mehmrt ÂkifErsoy'un toplu şiirlerini içeren yapıtı. 8/Av- şa Adası'ndayetişen ve iyi bir sofra şarabı üreti- minde kullanılan kırmızı üzüm cinsi. 9/ Müstah- kem yer... içindeyabancıbir öğebulunmayan; mut- lak. A B A D r 1ıH A ıK M A ıR 0 N | TM A E D A •C 1 M 1 L R E | S T M E| N A 1 •A T •Z N •B K A V A T A •S A A C A R A IK E L N U R | U M A C 1 o Lİ Eİ | N 1 V 1 K
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle