23 Aralık 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
20 NİSAN 2005 ÇARŞAMBA CUMHURİYET ekonomi@cumhuriyet.com.tr Özilhan, Cola Turka'nm tatlandırıcı üreterek önemli bir avantaj sağladığına dikkat çekti: 'Rekabette esitük istiyorıız'• Anadolu Grubu Icra Başkanı Tuncay Özilhan, eşit koşullarda rekabet etmek istediklerini vurguladı. Kendilerinin hâlâ izin beklediğini söyleyen Özilhan, üretimi kendi bünyesinde yapan şirketin haksız rekabet yaratüğmın altını çizdi. Ekononıi Servisi - Anadolu Grubu Icra Başkanı Tuncay Özilhan, kolalı içeceklerde tatlandırıcı konusunda eşıt şartlarda rekabet etmek istediklerini belirterek "Bir üretici bunu bünyesinde yapüysa önemli bir avantaj sağlamışbr ve haksız rekabete sebep oluyordur" dedi. Özilhan, Coca-Cola Avrasya ve Ortadoğu Bölümü'ne NVoodruffKupası verılmesı dolayısıyla düzenlenen toplantı sırasında gazetecilerin sorularını yanıtladı. Tatlandırıcı ürctimiylc ilgili sorular üzenne Özilhan görüşlennı, "Seyrediyoruz. Bakalım hükümet bu komıda ne karar alacak? Çünkü Coca-Cola müracaatını yaptı ve üretim izniııi isleıli. Bugüne kadar bize bu konuda herhangi bir üretim izni gelmedi. Eşit şartlarda rekabet etmek istryoruz" sözleriyle özetledi. Kısa bir süre önce medyada, Pepsi ve Coca Cola'nın, Cola Turka'nm izinsiz tatlandıncı üretimi yapmasıyla ilgili Sanayi Bakanlığı'na başvurduğuna dair haberler yer almıştı. Gehşmeler üzerıne Sanayi Bakanı Ali Coşkun da çıkan haberleri ihbar kabul ederek araştırmaya başladıklarını, gerekli işlemlerin yapılacağını duyurmuştu. îstanbul merkezli Avrasya ve Ortadoğu Bölümü, Coca Cola 'nın 24 bölgesini geride bıraktı Bozer 'in tahmına 'şampiyonlukkupası' (Soldan sağa) Kozlu, Özilhan ve Boıer kupa scvincini birlikte paylaştı. Ekononıi Servisi - Dünyanın en ünlü markalarından bıri sayılan Co- ca-Cola'daki üst düzey Türk yöneti- cilerin başarılarına bir yenısi daha eklendi. Merkezi Istanbul'da bulu- nan ve Ahmet Bozer'in başkanlığı- nı yaptığı Coca-Cola Avrasya ve Or- tadoğu Bölümü, Coca-Cola'nın dünyadaki diğer 24 bölgesini geride bırakarak, kalite ve iş performansında üstün başarıyı sim- geleyen Woodruff Kupası'nalayıkgö- rüldü. Coca-Cola Orta Avrupa, Avrasya ve Ortadoğu Grubu Başkanı Cem Koz- lu, ödülle ılgıh ola- rak düzenlenen top- lantıda yaptığı ko- nuşmada, "Bu ku- payı almak, şampi- yonlarligindebirin- ciolmak, hatta daha da Uerde olmak gibibir başan. AhmetBozer başkan- lığındakiAvrasya ve Ortadoğu Bölü- mü'nün 24 rakip arasından sıynla- rak kupayı ilk defa Îstanbul'a getir- mesi hepimiz için nıemnuniyet veri- ci" dedı. Törene katılamayan Coca-Cola Kuzey Asya, Avrasya ve Ortadoğu • Ahmet Bozer'in yönetimindeki Avrasya ve Ortadoğu Bölümü, kalite ve iş performansıyla Coca-Cola'nm diğer 24 bölümünü geride bırakarak şirketin en prestijli ödülü sayılan 'Woodruff Kupası'm Türkiye'ye getirdi. Grup Başkanı Muhtar Kent ve Co- ca-Cola Başkanı ve CEO'su Neville Isdell de bırer mesaj göndererek Bo- zer ve bölümünü kutladı. Muhtar Kent, 20'den fazla üst dü- zey Türk yönetıcının görev yaptığı Coca-Cola International'de CEO'dan sonra gelen 6 grup başka- nından biri. Cem Kozlu, Rusya ve Türkiye'nin de arala- rında bulunduğu 51 ül- keden, Ahmet Bozer ise Türkiye'ninmerke- zini oluşturduğu23 ül- keden sorumlu. Bo- zer'in bölümünde ise Türkiye Bölgesi Ah- met Burak'a, lOülke- nin yer aldığı Güney Avrusya Bölgesi ise Selçuk Erden'e bağlı. 'Kupa'yı kazanan Bozer'ın bölümü, 1998'de kuruldu, 23 ülkede faalıyet göste- nyor ve 51 fabnka, 520'den fazla da- ğıtım merkezi, 1 mılyonun üzennde satış noktası ıle 550 mılyon tüketıcı- yı kapsıyor. 2003 'te kalite ve ış so- nuçlarıyla aynı değerlendırmede ıkıncılık alan bölüm, 2004'te de brüt kârda yüzde 17, vergı öncesı kârda yüzde 43 Tük bir artış sağlayarak bı- rıncı oldu. Özilhan: Kadınlar daha iyi Ekononıi Servisi - Tuncay Özilhan, bir özel televizyon kanalında sunduğu Çırak programıyla ılgılı olarak da kadınların daha başarılı olduğunu söyledi. "Ayrdanlara baktığımz zaman, daha fazla ayrüanlar erkekler oluyor. İlk başta beninı için önemli olan sermaye, makineydi. Ama insamn değerinin çok önemli olduğunu tecrübe cdindikçc gördüm. Bu tecrübe içinde gördüm ki hanımlar beylere göre işlerine daha gönülden, candan bağh. Yani bayanlann da çok başarılı olabildiğini gördünı" diyen Özilhan, bıından sonra işe alımlarda kadınlan daha fazla tercih edeceğını dile getirdi. YÜZDE 46'ST KAMUYA AÎT Erdemir blok olarak satılacak Ekonomi Servisi - Ozelleştırme tdaresi Başkanlıgı (ÖİB), Ereğli Demir ve Çelik Fabrikalan'nın (Erdemir) scrmayesindeki yuzdc 46.12 oranındaki kamu hisselerinin blok satış yoluyla özelleştirilmesini kararlaştırdı. ÖİB Başkanı Metin Kilci, konuya ilişkin olarak İMKB'ye gönderdıği acıklamada, özelleştirme kapsamında bulunan Krdemır'ın sermayesındekı yiizde £RDlMlR 46.12 oranındaki tdare hissesinin satış yontemiyle özclleşlirilmesinin, blok satış yoluyla gerçekleştirileceğini belirtli. Erdemir'in sennayesindeki Türkiye Kalkınma Bankası'na (TKB) ait hısselerın de ÖİB hısselenyle birlikte ve aynı koşullarda satışına öncelık verıleceğını bıldıren Kılcı, bu konuda OİB ıle Banka arasında protokol ımzalacağını ifade etti. ÎDİMÎİÎ VVoodruff Kupası nedir? Ahmet Bozer'ın takımının kazandığı 'kupa', Coca-Cola'nın efsanevi başkanı sayılan ve 1923-1954 arasında 30 yıl başkanhk yapan Robert Woodruffanısına verilen bir ödül. Bu kupaya sahıp olabılmek için dünyadaki 25 bölge 12 ay boyunca birbırlerıyle kıyasıya yarışıyor. Kazanan ekip, iş kalitesi ve performansı bakımından dünyanın diger bölgelenne örnek göstenlıyor. TÜSlAD Başkanı Ömer Sabancı, hükümeti daha cesur ve kararlı önlem almaya çağırdı: Çözüıı artık şu kayıtchşı sorununu • Ülkenin en büyük sorununun kayıt dışı ekonomi olduğuna inanan Sabancı'ya göre hükümet, bu konuda kökten önlem almalı ve mücadeleye hız vermeli. TAŞINMAZ KÎRALANACAK TCDD hatları özelleştiriliyor ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Türkıye Cumhunyeti Devlet Demıryollan (TCDÜ), kıralama ve kullanım hakkı yöntemlenyle özelleştirme sürecıne alındı Yayımlanan yenı yönetmelikle TCDD'nın hatlarında diğer kuruluşlara aıt trenlcrin işletilmesinin önu açılırken kurumun taşınmazlarının da bu kişilere kiralanabilmesine olanak tanındı. Ulaştırma Bakanlığı TCDD'nin altyapısını kullanacak özel yük ve yolcu trenlerinin işletılmesine ilişkin esasları bir yönetmelikle belırledı TCDD Genel Müdürlüğü, sözleşme yapmaya, sözleşme ücret, koşııl süresını belırlemeye ve sözleşmede değışıklık yapmaya yetkılı olacak Aynca işletmeciler, herhangi bir kazada uçuncu şahıslara ya da TCDD'ye ail tesis ve araçlara vereceği zararları, belli limitler altında teminat altına alacak "3. şahıs ıııaü nıesuliyct sigortasr yaptıracak. TRABZON (Cumhuri- yet) - Türkiye'nin en bü- yuk sorunlanndan birinin kayıt dışı ekonomi oldu- ğunu savunan Türk Sana- yici ve tşadamlan Derne- gı (IUSİAD) Başkanı Ömer Sabancı, hükümeti bu somnun çözümü konu- sunda daha kökten ve ce- sur önlemler almaya ve mücadeleye hız vermeye çağırdı Karadenız Teknik Ünı- verbitesi tklisadi Idari Bi- limler Fakültesi'nde oğ- rencılere yönelık bir kon- ferans veren Sabancı, ış- sizliğin aşağıya çe- kilmesı için ycrlı ve yabancı özel sektör taraiindan tarım dı- şı sektöıde 550 bi- nın uzerınde net ıstıhdam sağlan- nıası ge- rektiği- nı be- lırttı. ı&ııcı feraı Sabancı, bunıın ancak ve ancak girişimcilerin sayı- sının artmasıyla sağlaııa- cağını söyledi Sabancı, "Koşullar ne kadar iyilcştirilirsc iyileşti- rilsin, bu sayıya sadcce ya- bancı yahrımla ulaşılması münıkün dcğil. Bu neden- lc dc yatırım oıtanunı iyi- leştirmcçahşnıalan,yurti- çindeki girişimciyi yeni ya- tınmlara yönelrmek ama- cını da taşınıaudır" dedi 2004'te yaşanan yüzde 9 9'luk rekor buyume ra- kamına karşın 1 ürkı- ye'nin en önemli sorunu- nun işsuliğin yeterli ölcü- de azalmaması olduğunu vurgulayan Sabancı, ya- bancı sermaye gırışlerının ve yatııımlaıın gerektiği gibi artmamasındaki en önemli sorunıı da, yapısal bazı eksikhklerın devam etmesi ve politikalara yön verecek bir sanayi strateji- sınden yoksunlıık olarak gösterdi. Migros 'tapuan kazan Opet'te harca OPET ve Migros'un "tüketiciye en yakın topluluk" olnıa hedcfi doğrultusunda yaphklan işbirliğiyle OPET ile Migros kart sahiplcri, yaptıklan alışverişle puan kazanıp market ya da akaryakıt alımlarında puanlarını para yeriııe kullanabilecekler. Tüketiciler Migroslardan yapacaklan aylık toplam 50 YTL üzerindeki harcamaları için yüzde 1 'i i kadar, ayhktoplam250 YTL üzerindeki harcamaları için ise toplam alışverişlerinin yüzde 2'si kadar puan kazanacaklar. Opctlcrdc yapılan auşverişin ise yüzde I 'i Opet puan olarak kazanılacak. Bu gündcn itibarcn uygulamaya gcçecck kampanyada lıangi kart ile alışveri; yapılacak olıırsa olsıın Migroslarda ka/.aııılacak puan Migros Club puan, Opetlerde kazanılacak puan Opet puan olarak işlem görecek. L İLGİ TOPLUMUNA DOĞRU/ ÖZLEM YÜZAK ozkm.yuzak@cumhuriyctcoin.tr Daha önce iki kez ertelendikten son- ra geçen yıl mart ayında yapılan Yatırım Danışma Konseyi toplantısının ikincısi onümüzdekı hafta. IMF Başkanı Rato, Dünya Bankası Başkan Yardımcısı Zang ve Avrupa Ya- tırım Bankası Başkanı Maystadt başta olmak üzere, 20'nın üzennde çokulus- lu şirketin üst yöneticısi ya da başkanı- nın katılacağı bu toplantıda "yatırım or- tamının geliştirilmesi ve daha çok doğ- rudan yatırım çekebilmek için Türki- ye'nin yerıne getırdığı, tam olarak ger- çekleştiremedikleri ile atılması gereken ilave adımlar" tartışılacak. Bu yılki top- lantıyı önemli hale getıren önemli faktör- ler "Türkiye'nin, AB'den müzakere ta- rihi alması, IMF ile Stand-by anlaşma- sı ımzalayacak olması ve makro ekono- mikalanda gerçekleştırilen gehşmeler" olarak sıralanıyor. Bellı kı Türkiye bu kez yabancıların il- gisini üzerıne çekebılecek. Yabancı ser- maye bizim için önemli çünkü hâlâ ken- dı kaynaklarımızla kalkınmayı becere- miyoruz. Kerjdı kaynaklarımızı doğru Nasıl Bir Yabancı Sermaye? kullanmayı da bilmiyoruz. Ancak sür- dürülebılır bir ekonomık kalkınma için nasıl bir yabancı sermaye istiyoruz so- rusu hâlâ açık... Kamunun en kârlı, en stratejık kurum- lan bu yıl özelleştirme kapsamında. Türk Telekom, Tüpraş, Millı Piyango, Erde- mir.... özelleştirmelerin çoğundaki mantık ise 'sat-kurtul' ve gelen paranın borç- lanma faızlerıne gıtmesı. Türkiye'nin 6. büyük sanayi kuruluşu, yurtdışında dev yatırımları olan Avrupa ligınde liderlığe doğru ılerleyen Erde- mir'in yüzde 46.2 hissesinin dün blok satışına karar verildi. Erdemir'e talip olanlar yabancılar. Ne olacak Erdemir satıldığında? Asıl kazanan kim olacak? Türkiye mi? Yabancı sermaye mi 1 ? Tıp- kı Türk ınsan kaynağının aklı ıle büyü- yerek gelişmiş, kâr edebılen, New York borsasına açılabilmiş bir Türk şirketi- nın, Turkcell'ın yabancı sermayeyetes- lım edilmesi gibi. öncekı gün büyük bir holdingin CEO'su "Yabancı sermaye Türkiye'ye geliyorsa hiçbır tesis yerinden sökülüp dışarıya gitmiyor. Yine Türkiye'nin ma- lı olacak" dedı. Ancak bu savın tam tersi örnekler mevcut. Üstelik bunların birini Arçelik gerçekleştırdı. Arçelik Avrupa'da büyü- me stratejisi kapsamında Fransa'da sa- tın aldığı bir tesisin makinelerini söke- rek Romanya'da satın aldığı Arctıc'e ta- şıdı. Bu, Türkiye'nin gurur duyduğu şir- ketlennden birinin bölgesel liderlik için yaptığı atılımlardan bırıydı ve hepimiz alkışladık. Demek kı, gerekirse tesısler sökülebiliyormuş da.... Nasıl bir yabancı sermaye? sorusu- na geri dönelim ve başka bir örnek ve- relim. Türkiye'nin üretmedığı bir teknolojiyi Türkiye'ye taşıyan Intel örneğine... Intel, chıp ve bilgisayarteknolojileri konusun- da dünyanın önde gelen ilk 3 fırmasının içinde. Türkiye'de bundan bırkaç yıl ön- ce birfurya halinde ortaya çıkan ısmar- lama (toplama) bılgısayarcıları fark eden Intel, Anadolu'da hızlı bir atılıma geçe- rek bir model getirdi. Belli koşulları oluş- turan bu toplama bılgısayar fırmalarına bir 'akreditasyon' programı uyguladı. Kuşkusuz kendisi fazlasıyla kazandı ama Türkiye'de toplama bılgısayar sek- törünün gelişmesine de yardımcı oldu. Daha da önemlisi bu sektörün yan sa- nayısının gelışımıne de katkıda bulundu. Dünyanın en çok yabancı yatırım çe- ken ülkesi unvanına sahip olan Çin'de, bırçok sektörde 'AR-GE zorunluluğu ve yerli ortak koşulu var. Çünkü bölgesel hatta küresel birgüç olmaya odaklanmış durumda. Stratejı- lerini bu doğrultuda gelıştıriyor. Gelen yabancı sermayenin kendisine olabildi- ğınce katkısını hedeflıyor. Bakalım, bu kez elı daha güçlü olan Türkiye, 29 Nisan'da ikincisi düzenlene- cek olan Yatırım Danışma Konseyi'nde daha farklı bir ses çıkarabılecek mı? EKONOMİ POIİTtK ERİNÇ YELDAN Dünya Bankası Finans Raporu Nisan ayı içerisinde Bretton VVoods ikizleri IMF ve Dünya Bankası'nın küresel finans piya- saları üzerine birer raporu yayımlandı. Her iki ra- porda dünyadaki büyüme konjonktürünün kü- resel sermaye akımlarındaki hızlanmaya bağlı olduğunu ve 2004'te tepe noktasına ulaşan bü- yüme trendinin 2005 ve 2006'da yavaşlayaca- ğı öngörülerinde bulundular. Bu haftaki yazım- da Dünya Bankası'nca hazırlanan Küresel Kal- kınma Fınansmanı başlıklı rapordan Türkiye ekonomisini de yakından ilgilendirdiğini düşün- düğüm bazı noktaların altını çizmek istiyorum. Dünya Bankası (DB) Raporu'ndaki verilere gö- re dünya toplam milli gelirindeki ortalama artış hızının 2004'te yüzde 3.8 düzeyine ulaştıktan sonra, 2005 ve 2006'da yüzde 3.1 'e gerileme- si beklenmektedir. Büyüme hızlarının söz konu- su dönem içinde Avrupa Birliği'nde yüzde 1.8'den yüzde 1.2'ye, ABD'de de yüzde 4.4'ten yüzde 3.9'a düşeceği tahmin edilmektedir. Kal- kınmakta olan ülkeler ise 2004 yılını yüzde 6.6'lık bir büyüme ile geçmişlerdir. Bu rakam son otuz yılın en yüksek büyüme hızını vermektedir. Kal- kınmakta olan ülkeler açısından da 2004 bir te- pe noktası oluşturmakta ve 2005 ve sonrasın- da büyüme hızlarının gerileyeceği tahmini yapıl- maktadır. DB Raporu söz konusu büyüme konjonktü- rünü göreceli olarak düşük faiz ortamında sür- dürülen yüksek yatırım temposuna bağlamak- tadır. Büyümenin finansmanının ardında da ta- rihsel olarak rekor düzeye ulaşmış bulunan kü- resel sermaye akımları yatmaktadır. Rapora gö- re kalkınmakta olan ülkelere yönelmiş bulunan toplam net sermaye akımları 2003'te 282 mil- yar dolar iken bu rakam 2004'te 327 milyar do- lara ulaşmış durumdadır. Bu rakam, gene bir re- kor yılı olan 1997'nin (Asya krizi öncesi) değer- lerini de aşmaktadır. Kalkınmakta olan ülkeler bu tür sermaye akımlarını genellikle cari işlemler fazlaları ile kar- şılamış durumda gözükmektedir. Milli gelire oran olarak cari işlemler dengesinin dünya or- talaması 2004'te yüzde -0.4 iken, kalkınmakta olan ülkeler ortalaması yüzde 2 düzeyinde bir fazlaya işaret etmektedir. (Türkiye'de bu genel eğilimin dışında bir gelişme olduğunu ve söz ko- nusu oranın 2004 değerinin yüzde -5.2 olduğu- nu hatırlatalım). Yoğun sermaye girişlerine karşın cari işlemler dengesinde fazla veren kalkınmakta olan ülke- ler elde ettikleri döviz fazlalarını rezerv birikimi- ne tahsis etmek durumunda kalmışlardır. DB Raporu'ndaki verilere göre kalkınmakta olan ül- kelerin rezerv birikimi 2003'te 292 milyar dolar- dan 2004'te 378 milyar dolara sıçramıştır. 2004 sonu ıtibarıyla söz konusu ülkelerin döviz re- zervlerinin birikimli olarak 1.6trilyon dolara ulaş- tığı görülmektedir. Bu rakamın büyük çoğunlu- ğu (yüzde 70'i) Amerikan senetlerinde tutulmak- ta ve dolayısıyla Amerika'nın 666 milyar dolara ulaşan cari açığının finansmanı azgslişmiş dün- yanın sağladığı dolar talebi ile karşılanmaktadır. Ancak, ABD'nin küresel finans piyasalarına empoze ettiği bu tür yüksek cari açıklar 2005 ve sonrasının önemli istikrarsızlık kaynaklarını da harekete geçirmektedir. 2003 ıtibarıyla ABD'nin net dış yükümlülüklerinin 2.7 trilyon dolara ulaştığı tahmin edilmektedir. Bu rakam ABD milli gelirinin yüzde 23'üne, dünya milli ge- lirleri toplamının da yüzde 7.5'ine denk düş- mektedir. ABD'nin böylesi birfinansman talebi ile küre- sel piyasalarda yer alması kuşkusuz büyük çap- lı dalgalanmalarayol açabilecek niteliktedir. DB Raporu, bu baskılar sonucunda ABD'de faizle- rin düzenli olarak yükseleceğini ve 2004'teki yüzde 1.6'dan, 2005'te yüzde 3.5'e, 2006'da da yüzde 5.2'ye çıkacağını öngörmektedir. Ameri- kan faiz oranlarının böylesi bir yükselme eğilimi içine girmesi sonucunda yakın zamana kadar kalkınmakta olan ülkelere yönelmiş bulunan ser- maye akımlarının yönünü değiştirmesi ve büyü- me hızlarının gerilemesi kaçınılmaz olacaktır. öte yandan, böylesi bir faiz arttırımı Amerikan cari dengesinde yeterli derecede bir düzeltme yaratamaz ise, Amerikan Doları'nın değer yitir- meye devam etmesi durumunda döviz rezerv- lerinin çok büyük bir kısmını dolar olarak tutan ülkelerde önemli servet kayıplarının ortaya çık- ması söz konusu olacaktır. Her iki halde de dün- ya finans piyasalarını istikrarsız günler bekle- mektedir. Türkiye ekonomisi ise sürdürmekte olduğu yüksek cari işlemler açığı ve aşırı değerli TL (ucuz döviz) ortamında bu tür olası istikrarsız- lıklardan en şiddetlı olarak etkilenebilecek bir konumda gözükmektedir. i Dünya Bankası Ekonomik Tahminleri 2003 2004 2005 Reel büyüme hızı(%) \ Dünya 2,5 ; 3,8 ; 3,1 ÛECD " 1,8 3,1 . 2,3 Avrupa Birliği 0,5 ' 1,8 1,2 ABD " ' 3,0 4,4 3,9 Kalkınmakta olan ülkeler 5,3 6,6 , 5,7 CariDengelGSYlH(%) Dünya -0,4 -0,4 -0,5 ABD ' -4,8 -5,6 -5,5 Kalkınmakta olan ülkeler * 1,8 2,0 1,3 Faiz Oranlan Dolar, 6-aylık i 1,2 i 1,6 i 3,5 Euro, 6-aylık ! 2,3 ' 2,1 ; 2,1
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle