Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
3 MART 2005 PERŞEMBE CUMHURİYET SAYFA
DtZİ
Nurettin Veren, Gülen'in döneme göre değiştirdiği dini kurallann cemaatini şaşkına çevirdiğini belirtiyor
Fotoğrafi bile yasakladı
'Fethullahçılarda
iç hesaplaşma9
HİKMET ÇETİNKAYA
ASKERÎ LtSELERE SIZMA PLANI:
Gizli aydınlat,
ışığını gizli ver
H.Ç.: 60,70,80,90 ve 2000'ü yıUan bir fılm gibi geri
dönüşlerle okura anımsatmak istiyorum. 1983 seçimlerinde
Turgut Özal Başbakan oldu ve Fethullahçı denflen grup
ANAP'a iyice yaklaştı ve ondan sonra zaten Kenan
Evren'in de 'Kendi Okulunu Kendin Yap' kampanyasının
ardından özel lise, kolcjler, ortaokullar, ilkokullar açılmaya
başladı. Ancak, 85'li yıllarda Akyazılılar Vakfi aracılığıyla
tzmir'de, Maltepe Askeri Lisesi, İstanbul'da Kuleli Lisesi,
Bursa'da Işıklar Askeri Lisesi'ne sahte sağiık raporianyla
öğrenci sokuldu. Öyle mi?
N.V: Doğru, Nihat Özdemir ceza aldı. 2 sene hapis yattı.
H.Ç.: Sahte sağiık raporuyla askeri liseve öğrenci sokmada
amaç neydi?
N.V.: Şımdi Fethullah Hoca'nın bütün sahalarda hep
yaptığı bir yanlış var. Aynen Erbakan Hoca'nın teklıfinde
olduğu gibi mertçe, devletı ele geçırmenin de yollan var.
Bugiin Başbakan demek, dcvleti ele geçırdi demek bir
noktada. Ama bu doğru bir yol, bu işin yolu, siyasete
girersınız, herkes aday olabilır, herkes parti kurabilir,
Fethullah Gülen'in anlaşılmaz bir davranışı şu: Ben
kendimı onun sosyal bir arkadaşı ve ortağı gibi
düşünürsem, şöyle bir mısal vermek ısterım: Şimdi ben
onunla bir ortaklık yapmışım. Benim kurduğum ortaklıkta
biz hep beraber hırka ve kazak üreteceğımiz bir fabrika
kurmuşuz. Fakat yan yolda bu ınsanlar kendilerini, hırka
ve kazak örecek bir fabrikanın ortağı zannederken, yan
yolda bir bakıyorlar ki bu fabrikada bir taraftan hırka ve
kazak örülüyor, ama bir taraftan da el bombası ve silah
üretiliyor. Şimdi sizin bunu gördüğünüz zaman ortaklığı
feshetme hakkınız doğar. Fethullah Hoca'nın üslubu hep
sınsi, kapalı, illegalıteyı tercih etmesi. Bunu da nereden
esinleniyor. Bir sözü var Said-i Nursi'nin. "Sıram
tenevvelet: Gizli aydınlat, ışığını gizli ver." Üslubu bu. O
zaman tek parti dönemınde, bu şeylerde kendisi usul
olarak bu tarzı seçtiği için, büyük bir sıstem kurma, bir
dernek vakıf kurma gibi faalıyetler yok, o dönemde
Bediüzzaman böyle yapmış. Şimdi kendisinin yaptığı işle
Bediüzzaman'ın yaptığı iş çok farklı, onun gizli yapalım
bu işi dediği, kitaplann okunması, elden ele dolaşması ve
yazılması, çoğaltılması. O günkü sistem içinde o gizli
yapılıyordu. Yapılmalıydı veya yapılmamalıydı, o ayn
konu. Burada Fethullah Hoca'nın yaptığı şey ise kendi
devletinin yanındayım, derken söylemlerinde, benim
protestolarım ve söylemlerının altının çizilmesi gerek.
Gülen'in gerçekten uyarılarak ınsanlann Fethullah
Gülen'in hipnozundan kurtulacak bir şuura, özgürlüğe
erişmesi gerek. Bu fıkır anlaşılırsa, cemaatin içindekı mut-
lak iradeye, mutlak ıtaat ve mutlak kulluk fikrini yıkanz
ve hayır yapmış oluruz, doğru bir iş yapmış oluruz. Ama,
onun yaptığı yanlış bugün şu: Yalanın arkasına saklanarak
kendi ıktidannı devam ettirmek istıyor. Yalanın da işi
yatsıya kadar derler. Şimdi bu yalan ve takıyye yaptıkça
bizim ekmeğimize yağ sürüyor. Benim onu yalancılıkla
suçlamam kolaylaşıyor. Çünkü hep yalanlannı devam etti-
riyor. Cemaate net mesajlar vereceğız. Onu terk edin, onun
hâkimiyetini; onun baskısından kurtulun, hür düşünün.
H.Ç.: (tşte bunları söyleyen Fethul-
lah Gülen, kadının burnunun ucu bi-
le görünmeyecekdiyen Fethullah Gü-
len, ANAP iktidar olduktan sonra,
bu sıkmabaş dediğimiz eylemler baş-
ladı. Eylemlerin öncüsü dc, o zaman,
Ege Üniversitesi'nde öğretim üyesiya
da görevlisi olan Fehıni Koru'nun eşi
öncülük ediyordu.) Ama Özal'la gö-
rüştü Fethullah Gülen ve camilerde
vaazvermeye başladı. Eylem yapma-
yın, başınızı açın diye.
N.V.: En son Reha Muhtar'la can-
lı yayında yaptığı röportajda "Ba-
şörtüsüfiiruatnr,bu dinin hükmü de-
ğildir; yöreye, töreye ve coğrafyaya
göre.. bu, insanların karar vereceği,
kendi içtihatlarıyla tercih yapacağı
bir şeydir. Dinin esası değildir başör-
tüsü" dedı. Cemaatin içensindekı in-
sanların, bu zıkzaklardan, bu viraj-
lardan o kadar sersem oldu ki ruhla-
rı, yani siyah dedığıne ertesi gün be-
yaz diyor; bu tür söylemlerle insan-
lar şaşkına döndüler...
II.Ç.: Neyapacaklannışaşırdılar...
N.V.: Bunlar tabiı çarpıcı virajlar, yam kı-
nlma noktaları. Örneğin "Fotoğrafeşittirput"
diyordu. Benim 6 tane çocuğum var; 6'sının
da bir tanesinin resmi yok. Son büyüdükten
sonra çekıldi. Küçüklük resimleri yok.
H.Ç.: Siz çektirmediniz.
N.V.: Hıç kimsenin evlilik, nişanlılık fo-
toğrafi yok.
H.Ç.: Eşiniz 17 yaşındaydı evlendiğiniz za-
man ve siz onu örttünüz.
N.V.: Evet, örttük.
H.Ç.: Anneniz70 yaşından sonrabaşını ört-
tü.
N.V.: Ama hanımı, evlenince kendi ideal-
lerimiz böyle öğretildiği için. O kadar açmaz-
lar var ki... Bu cemaat içindekılerin hiçbiri
kola içmez. Amerika'ya yardım olur diye.
H.Ç.: Ama Fethullah Gülen neredeyse6 yıl-
dır Amerika'da...
N.V.: Kola içmeyen bu cemaat, hatta şa-
rap içmekle kola içmek aynı, diye düşünü-
yor. Kola içilen bir bardağı kullanmaz. Bun-
lar onun o günkü hükümleri ve emirleri, fet-
vaları. Ve bu insanlar buna aynen itaat etti-
ler. Margarin olan evden hiçbır şekılde kim-
se bir şey yemez, "Margarinde domuz yağı
vardır" diye yazılı kâğıt dağıtıldı. Hıç kım-
se margarin yemedi, ha. hasbelkader mar-
gann yememek iyidır sağiık açısından,..
H.Ç.: Zeytinyağı varken margarin yenmez
ama, o sağiık açısından değil domuz yağı var
diye...
Nurettin Veren'e göre 'Başörtüsü füruattır' açıklamalan yapan Fethullah Gülen, daha önce
cemaatine, fotoğraf çektirmeyi, margarin kullanmayı, hatta kola içmeyi bile yasaklamış. Kola
içenlerin ABD'ye yardım etüğini savunan Gülen, şimdi ABD'nin misalîri.
N.V.: Bu sefer ınsanlar ailelerinden kop-
tu. Besmeleli et mevzuunda o kadar hassa-
siyet var ki, her gittiğimiz evde, önümüze
konan bir sofrada analarımızın, kardeşleri-
mizın, akrabalanmızın evınde yemek yiye-
medik. besmeleli mı, sanayağı varmı, yok
ya diyor adam, "Besmelesiz olur mu, bura-
sı Müslüman ülkesi. Herkes neredeyse Bis-
millah der keser"... Sen bunu gözünle göriip
kıbleye yatıracaksm "Allahu ekber deyip
besmele çekeceksin, ondan sonra bu yenir"...
Bu sefer aileler içerisinde bırinci sınıf Müs-
lüman, ikinci sınıf Müslüman diye cemaat
arasında ayrım ve kınlmalar yaratarak, top-
lumdan farklı bir Müslümanlık oluşturulma-
ya çalışıldı. Kıyafeti farklı, yemesı ıçmesi
farklı, kola içmiyorsun, kola varsa o bardak-
tan içilmiştır diye bardak da kullanmıyor-
sun... Margarin vardır diye hiçbir yemek
yemiyorsun. Besmelesiz et vardır diye... Bu
sefer insanlar, toplumun içerisinde ikinci
bir Müslümanlık şekli oluşturdu kendine
has. Hep farklılıklar. Bunlar Fethullah Ho-
ca'nın, ileriye dönük, fevkalade planlayıcı-
lığını değil de, insanları deneme tahtası gi-
bi, aklına gelen hezeyanlarıyla yönlendır-
mesi.
H.Ç.: Kobay..
N.V.: Sahabenın elbıseleri omzundan es-
kirmiş bir de ayaklanndan, niye namazda du-
rurken, ayaklannı iki kanş açarlarmış. Doğ-
rusu buymuş. Bugünkü camidekilerin ise
Hanefı fıkhına göre ikı ayağının arası 4 par-
mak olacak. Şimdi biz özellikle camıde fark-
lı Müslümamz ya, iki kanş ayağımızı açı-
yoruz. Bu sefer camıdekilerle ters düşüyo-
ruz. Diyorlar kı sızin duruşunuz bile farklı.
Gittiğin yerde hep bu tepkiler. Kıblename,
kıble ölçme furyası başladı. Çünkü bütün ca-
mılerin Kıblesi yanlıştır bir ölçelim dendı..
H.Ç.: Kaçlı yıllarda bunlar oldu?
N.V.: tşte 70'lere 80'lere kadar bu böyle
devam etti. Herkesin cebinde Kıblename
vardı. Hatta Zaman gazetesi, Kıblename da-
ğıttı. Bu insanlara, her konuda, mesela örtü
mevzuunda, o gün öyle söylüyor, bugün
böyle söylüyor Kadınlann, yüzüne bakmak,
sesini dinlemek çarpıcı bir şey.. haram di-
yordu. Hıç Kuranıkerim'den başka bir şey din-
lemezdik, hep Arap hafızları dinlerdik. Biz
Araplardan çok Araplann hafızlarını dinle-
riz. Kamplarda teybi ortaya koyar, sabahtan
akşama kadar Kuran dinlerdik. Ahmet Öz-
han'a şarkı kaseti yaptırdı. ReşitMuhtar'a
da şarkı kaseti yaptırmıştı. Kendi şiirlerini
siparişle şarkı kaseti yaptınp millete, yüz
bınler, milyonlar satıldı. Almayan bir kışi yok.
Şımdı de Ahmet Özhan'a yaptırmış şiirle-
rini, bütün bestelenyle, profesyonelce. Ga-
zetelere ilanlar verihyor Fethullah Gülen, bir-
likte yolculuk ederken benim arabanın tey-
bıne koyduğum, Malezyah bir kadının Ku-
ran kasetinı "Hemen çıkar bunu" dedi, ne-
redeyse arabadan inecektı.
Bir dönem
'kadınlann
burunlaruun ucu
dahi görünmesin'
diye fetva veren,
fotoğraf çekilmesini
yasaklayan
Fethullah Gülen,
baskılar sonucu
daha 'esnek'
hareket etnıeye
başladı. Gülen'e
yakınhğıyla hilincn
Hakan Şükür bu
dönemlere denk
gelen nikâh
töreninde hocasını
nikâh şahidi
yapımştı.
H.Ç.: Günah...
N.V.: Sen bunu nereden buldun
dedi..
H.Ç.: Ama kadın gazetecilerie ko-
nuşuyor.
N.V.: Işte bütün bunlan anlatır-
ken. Çok takıyye yapmak zorunda
kalıyor. Halbuki "Benogünbunlar-
la yanlış bir cehalet içerisinde bir
davranıştaydım, şimdi bunlann hep-
sinden vazgeçtim. Doğru düzgün iş-
ler yapmaya niyetlendim. Fikrini,
kalbim, kafam değişti" dese, belkı bı-
raz daha mantıklı olur. Ama, o gün-
kü yaptıklanndan da en ufak bir ta-
viz vermıyor. Bugünkü yaptıklan
da, aynı şekılde, 180 derece ters, ne
dediği belli değil. İnsanlara bir gaz
bir fren, bir sağ bir sol.. Atatürkçü
mesela... Fethullah Gülen, Atatürk
hakkında, herkes bılir ki, 'deccal'
der ve 'kâfirdir' diye düşünürdü.
Şimdi dönüp bakıyoruz kı, Kalka-
van diyor ki, Atatürkçü olduğunu,
] herkese her yerde ispatlarım diye
demeç veriyor. Hürriyet manşetten
verdı. Kalkavan, gelsin buraya Atatürkçü
olduğunu ispat etsin.
H.Ç.: Gülen'in Atatürk'e deccal demesi
konusunda açıklamalarda bulundunuz. Biti-
yorum kiyoksulköylüçocuklandahaçok bu
kamplara geür. Said-iNursi'nin kitaplaiı oku-
nur ve bu arada da kampın ağabeyi, 8-12 yaş
çocuklar olurdu; çocuklar, 20 yaşındaki ağa-
beylerdeolurdu. Sürekli o kamplardalaik de-
mokratik rejim aleyhine konuşmalar yapı-
lırdı. Bu konuyu biraz açar mısınız?
N.V.: Fethullah Gülen'in çocukluğundan
ıtibaren kendine mahsus bir sistem, büyük
devlet kurmak ve dünyayı kurtarma hayali
olduğu bilinir. Kendisi bunu açıkça anlatır.
Aılesı de olağanüstü bir kışiliği olduğuna ina-
nır ve kendını de çok rahat takdım eder.
H.Ç.: Kendini mehdi olarak tanıtıyor.
N.V: Kendini bu asırda gelecek, bundian son-
ra kıyamete kadar gelecek en büyük kutbul
aktâb olarak nitelendınyor. Kendine mehdi
demekten endişe edıyor. Fakat kitapta kutbul
aktâbı anlatıyor, "Çağ ve NesiTde var.. Fet-
hullah Gülen hiçbir zaman kendisını bir şe-
kilde açıktan söylemek istedığını söylemez,
üslubu hep dolaylıdır. Yapacağı ışlerı de do-
laylı yapar. Şimdi burada kutbul aktâbı an-
latıyor. Şimdi mehdiyim dese, mehdılik işi
çok su kaldıran bir şey, Hz. Isa'yım dese öy-
le bir ıddiası yok... Hz. Isa'nın annesi baba-
sı yok, burada Fethullah Gülen'in annesi ba-
bası var. O da rahatsız zaten, onu hiç tercih
etmıyor. Hatta bazılan, cemaatin içinde bu
kadar kutsal bir adam olunca, böyle düşünen-
lere kızdı. İsa diyenlerden rahatsız olduğu-
nu söyledi. Bunu hizmete venlecek bir za-
rar olarak gördü. Ama, mehdilik gibi, ya da
kutbul aktâb - kutupların kutubu, yıldızlann
yıldızı manasında, bununla ilgıli tanımlama-
lan var. Kutbul aktâb; her 100 yılda bir ge-
len büyük müşteidler vardır, işte bunlar, pey-
gamber gelmeyeceğı için başka unvanlarla,
başka isimlerle, bu aracı kurumlar, aracı şa-
hıslar kendilenne bir paye bulurlar, müşteit,
mücettit gibi isimlerle. Fethullah Gülen de
"Kutub", "Kutublar"da her yüz sene de bir,
o devre hükmedecek, dini hüviyeti farklı,
yüz senede bir gelen dünyada gızlı bir lider,
bu dünyanın manevi yoneticisi olarak görü-
yor kendini... Bunlar mutlaka manevi komu-
tanlardır, ama kim olduğu bilinmez, emare-
lerinden tanınabilir. Buradan dolaylı yoldan
bırçok kişi paye çıkarabilir kendine, ben
oyum diyebilır. Birçok tankat lıdenni, Erba-
kan da dahil, hepsinin bu asırda gelecek meh-
di-i azam olduğunu cemaatlen kabul eder.
îstanbul Milletvekili Emin Şirin, Fethullah Gülen'in komplo teorilerini ve Veren'in iddialarını Meclis gündemine taşıdı
6
Neden kan gövdeyi götürecek?'
L
Îstanbul Bağımsız
Milletvekili Emin Şi-
rin'in Içişleri Bakanı
Abdülkadir Aksu tara-
fından yazılı olarak ce-
vaplandınlması iste-
miyle Türkiye Büyük
Millet Meclisı Başkan-
lığı'na verdiği soru
önergesi:
18.11.2004 tarihlı
Emin Şirin Dünden Bugüne Ter-
cüman gazetesinde, Sayın Fethullah Gülen'in
"Türkiye'de üst seviyede vazife görmüş bir in-
sanuı 'Türkiye'de yeniden kan gövdeyi götüre-
cek. Falan tür simalar bu dönemde Türkiye'de
bulunmasa ıyi olur' dediğini" açıklamıştır. Sa-
yın Fethullah Gülen ayrıca, "Memlekette ne
zaman iyi şeyler olursa bu gelişmelerden sonra
o melun cinayctler tekrar olacaktır. Bu iilkede,
300 seneden beri Türk toplumunun kaderinde
hâkiın cemiyyat-ı sırrıyeler vardır. Bunlar gö-
rünmezler ama Türk toplumuyla oynayagel-
mişlerdir. Bu kişiler, Türkiye'deki gelişmeleri
kendi emel ve arzulannın gerçekleşmesi ve ko-
ruyup kayırdıklan insanlann çıkarlan adına
birtehüke sayıyoıiarsabundan sonra da baa kim-
selerinvücudunun kaldırümasma ihtiyaç hisse-
decekveyineelleriıü kaııa bulayacaklardır. Bun-
dan 8-9 ay evvel bir dostum vasıtasıyla bana, bu
tür şeyleri bilen, çok üst seviyelerde vazife gör-
müş bir insanın, 'Önümüzdekı aylarda Türki-
ye'de yeniden kan gövdeyi götürecek, sen ci-
nayetler ışlenecek' dediği nakledildi,' Mesela fa-
lan falan tür simalar, bu dönemde Türkiye'de
bulunmasalar ıyi olur. Çünkü seçilen hedefler
onlar da olabilir' denildi. Ülkeyi topyekûn kar-
gaşaya sürükleyebileceksözkonusu hadiseler kar-
şısında devletin, kendi hassasiyeb'ni, du\ariılığı-
nıgöstermesilazundır. Kendi elinin altındaki me-
muriarkadrosu sayılan Emniyet leşkilalı veJİ-
TEM üzerinde de hassasiyetini hissettirmesi la-
zınıdır. Yani istihbarat ve Emniyet Teşkilatı, Jİ-
TEM çok iyi çalışırsa, bence bu kana susanuş
vampirlerinönümüzdekigünlerdeyeniden Tür-
kiye'de kan seylaplan meydana getirmelerine
meydanveribneyebilir. Öyleyse, istihbaraün çok
iyi işlemesi, dış servislerin Türkiye'deki emelle-
rinin çok iyi takip edilmcsi lazını. Tanzimat'tan
daha önce Türkiye'de faaliyete başlayan, za-
manla devlederi bile aşabilecek hale gelen, bazı
idarecilerededikleri herşeyiyapnrabilen, hükü-
metleri devirip ycni hükümetler kurabilen, içe-
ride çok iyi teşkilatlanmış olsalar da kökleri la-
mamen dışanda bulunan, harici güçlerin emel-
lerine hizmet eden, çok güçlü insanları bünye-
lerine aldıklarından dolayı kendilenne mensup
birinsanın tutuklanmasına, sorgulanmasına ve
mahkûm edilmesine aslafirsatvermeyen, bir kı-
suıı cemiyyat-i sırriyenin çok iyi takibe alınına-
sı lazundır" demektedir.
Aynı tarihli Tercüman gazetesinde, NazhDı-
cak yazısında, "Gülen'in bu sö/leri kendisiyle
ilgili bir ihbar aldığuun işareti sayılabilir" şek-
linde verilmıştır. Buna mukabil, www. nuret-
tinveren.org sıtesınde Nurettin Veren, ''Fethul-
lah Gülen'in kendisini hain ilan cttiğiniveABD'de
50 kisjnin huzurunda öldürülmcsini emrettiği-
ni", "bu konuyu AdaletBakanıCemil Çiçek,İçiş-
leri Bakanı Abdülkadir Aksu ve Sanayi Baka-
nı Alı Coşkun'un, eski dava arkadaşlanmız ve
yetkili bakanlar olaraksuç duyurusunda bulun-
duğunu, can güvenliğive korumatalep cttiğini"
iddia etmektedir.
Sorular:
1 - Dünden Bugüne Tercüman gazetesinde, 18.
11.2004 tarihınde Fethullah Gülen'in ağzından
ortaya konulan, "Türkiye'de tekrar melun ci-
nayetler olacak, yeniden kan gövdeyi götüre-
cek" şeklındeki ifade ihbar kabul edılerek ge-
rekli araştırma başlatılmış mıdır? Başlatılma-
mışsa bu soru önergem ihbar kabul edılerek
gereklı araştırma başlatılacak mıdır?
2- Sayın Fethullah Gülen'in tarifine göre,
"Tanzimat'tan daha önce Türkiye'de faaliyete
başlayan, zanıanla devletleri bile aşabilecek ha-
le gelen, bazı idarecilere dedikleri her şeyi yap-
brabilen, hükümetleri devirip yeni hükümetler
kurabilen, içeride çok iyi teşkilatlanmış olsalar
dakökleritanıamen dışandabulunan, haricigüç-
lerin emellerine hizmet eden, çok güçlü insan-
ları bünyelerinealdıklanndan dolayıkendilerine
mensup bir insanın tutuklanmasına, sorgulan-
masına ve mahkûm edilmesine aslafirsatver-
meyen, bir kısım cemiyyat-i sırriye" kimdir?
3- Bahsi geçen gazetede Gülen'in ağzından
ortaya atılan iddıalarla ilgili olarak Gülen'den,
ABD'de ikamet etmekte olduğu adrese derhal
bir emniyet ve istihbarat tımi yollanarak gerek-
li ifade alınacak mıdır?
4- Veren'in, internet sıtesınde ortaya koyduğu
ve yukanda detayıyla anlatılan ıddialar doğru
mudur, araştınlmış mıdır? Araştınlmamışsa,
ihbar kabul edilmesi gereken bu soru önergem-
den sonra araştınlacak mıdır?
YARIN: VEREN'E GÖRE CÜLENİN ASIL AMACI NE - CAZETECİLER VE YAZARLAR VAKFİ NİÇİN KURULDU?