09 Mayıs 2024 Perşembe English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
3 MART 2005 PERŞEMBE CUMHURİYET SAYFA DtZİ Nurettin Veren, Gülen'in döneme göre değiştirdiği dini kurallann cemaatini şaşkına çevirdiğini belirtiyor Fotoğrafi bile yasakladı 'Fethullahçılarda iç hesaplaşma9 HİKMET ÇETİNKAYA ASKERÎ LtSELERE SIZMA PLANI: Gizli aydınlat, ışığını gizli ver H.Ç.: 60,70,80,90 ve 2000'ü yıUan bir fılm gibi geri dönüşlerle okura anımsatmak istiyorum. 1983 seçimlerinde Turgut Özal Başbakan oldu ve Fethullahçı denflen grup ANAP'a iyice yaklaştı ve ondan sonra zaten Kenan Evren'in de 'Kendi Okulunu Kendin Yap' kampanyasının ardından özel lise, kolcjler, ortaokullar, ilkokullar açılmaya başladı. Ancak, 85'li yıllarda Akyazılılar Vakfi aracılığıyla tzmir'de, Maltepe Askeri Lisesi, İstanbul'da Kuleli Lisesi, Bursa'da Işıklar Askeri Lisesi'ne sahte sağiık raporianyla öğrenci sokuldu. Öyle mi? N.V: Doğru, Nihat Özdemir ceza aldı. 2 sene hapis yattı. H.Ç.: Sahte sağiık raporuyla askeri liseve öğrenci sokmada amaç neydi? N.V.: Şımdi Fethullah Hoca'nın bütün sahalarda hep yaptığı bir yanlış var. Aynen Erbakan Hoca'nın teklıfinde olduğu gibi mertçe, devletı ele geçırmenin de yollan var. Bugiin Başbakan demek, dcvleti ele geçırdi demek bir noktada. Ama bu doğru bir yol, bu işin yolu, siyasete girersınız, herkes aday olabilır, herkes parti kurabilir, Fethullah Gülen'in anlaşılmaz bir davranışı şu: Ben kendimı onun sosyal bir arkadaşı ve ortağı gibi düşünürsem, şöyle bir mısal vermek ısterım: Şimdi ben onunla bir ortaklık yapmışım. Benim kurduğum ortaklıkta biz hep beraber hırka ve kazak üreteceğımiz bir fabrika kurmuşuz. Fakat yan yolda bu ınsanlar kendilerini, hırka ve kazak örecek bir fabrikanın ortağı zannederken, yan yolda bir bakıyorlar ki bu fabrikada bir taraftan hırka ve kazak örülüyor, ama bir taraftan da el bombası ve silah üretiliyor. Şimdi sizin bunu gördüğünüz zaman ortaklığı feshetme hakkınız doğar. Fethullah Hoca'nın üslubu hep sınsi, kapalı, illegalıteyı tercih etmesi. Bunu da nereden esinleniyor. Bir sözü var Said-i Nursi'nin. "Sıram tenevvelet: Gizli aydınlat, ışığını gizli ver." Üslubu bu. O zaman tek parti dönemınde, bu şeylerde kendisi usul olarak bu tarzı seçtiği için, büyük bir sıstem kurma, bir dernek vakıf kurma gibi faalıyetler yok, o dönemde Bediüzzaman böyle yapmış. Şimdi kendisinin yaptığı işle Bediüzzaman'ın yaptığı iş çok farklı, onun gizli yapalım bu işi dediği, kitaplann okunması, elden ele dolaşması ve yazılması, çoğaltılması. O günkü sistem içinde o gizli yapılıyordu. Yapılmalıydı veya yapılmamalıydı, o ayn konu. Burada Fethullah Hoca'nın yaptığı şey ise kendi devletinin yanındayım, derken söylemlerinde, benim protestolarım ve söylemlerının altının çizilmesi gerek. Gülen'in gerçekten uyarılarak ınsanlann Fethullah Gülen'in hipnozundan kurtulacak bir şuura, özgürlüğe erişmesi gerek. Bu fıkır anlaşılırsa, cemaatin içindekı mut- lak iradeye, mutlak ıtaat ve mutlak kulluk fikrini yıkanz ve hayır yapmış oluruz, doğru bir iş yapmış oluruz. Ama, onun yaptığı yanlış bugün şu: Yalanın arkasına saklanarak kendi ıktidannı devam ettirmek istıyor. Yalanın da işi yatsıya kadar derler. Şimdi bu yalan ve takıyye yaptıkça bizim ekmeğimize yağ sürüyor. Benim onu yalancılıkla suçlamam kolaylaşıyor. Çünkü hep yalanlannı devam etti- riyor. Cemaate net mesajlar vereceğız. Onu terk edin, onun hâkimiyetini; onun baskısından kurtulun, hür düşünün. H.Ç.: (tşte bunları söyleyen Fethul- lah Gülen, kadının burnunun ucu bi- le görünmeyecekdiyen Fethullah Gü- len, ANAP iktidar olduktan sonra, bu sıkmabaş dediğimiz eylemler baş- ladı. Eylemlerin öncüsü dc, o zaman, Ege Üniversitesi'nde öğretim üyesiya da görevlisi olan Fehıni Koru'nun eşi öncülük ediyordu.) Ama Özal'la gö- rüştü Fethullah Gülen ve camilerde vaazvermeye başladı. Eylem yapma- yın, başınızı açın diye. N.V.: En son Reha Muhtar'la can- lı yayında yaptığı röportajda "Ba- şörtüsüfiiruatnr,bu dinin hükmü de- ğildir; yöreye, töreye ve coğrafyaya göre.. bu, insanların karar vereceği, kendi içtihatlarıyla tercih yapacağı bir şeydir. Dinin esası değildir başör- tüsü" dedı. Cemaatin içensindekı in- sanların, bu zıkzaklardan, bu viraj- lardan o kadar sersem oldu ki ruhla- rı, yani siyah dedığıne ertesi gün be- yaz diyor; bu tür söylemlerle insan- lar şaşkına döndüler... II.Ç.: Neyapacaklannışaşırdılar... N.V.: Bunlar tabiı çarpıcı virajlar, yam kı- nlma noktaları. Örneğin "Fotoğrafeşittirput" diyordu. Benim 6 tane çocuğum var; 6'sının da bir tanesinin resmi yok. Son büyüdükten sonra çekıldi. Küçüklük resimleri yok. H.Ç.: Siz çektirmediniz. N.V.: Hıç kimsenin evlilik, nişanlılık fo- toğrafi yok. H.Ç.: Eşiniz 17 yaşındaydı evlendiğiniz za- man ve siz onu örttünüz. N.V.: Evet, örttük. H.Ç.: Anneniz70 yaşından sonrabaşını ört- tü. N.V.: Ama hanımı, evlenince kendi ideal- lerimiz böyle öğretildiği için. O kadar açmaz- lar var ki... Bu cemaat içindekılerin hiçbiri kola içmez. Amerika'ya yardım olur diye. H.Ç.: Ama Fethullah Gülen neredeyse6 yıl- dır Amerika'da... N.V.: Kola içmeyen bu cemaat, hatta şa- rap içmekle kola içmek aynı, diye düşünü- yor. Kola içilen bir bardağı kullanmaz. Bun- lar onun o günkü hükümleri ve emirleri, fet- vaları. Ve bu insanlar buna aynen itaat etti- ler. Margarin olan evden hiçbır şekılde kim- se bir şey yemez, "Margarinde domuz yağı vardır" diye yazılı kâğıt dağıtıldı. Hıç kım- se margarin yemedi, ha. hasbelkader mar- gann yememek iyidır sağiık açısından,.. H.Ç.: Zeytinyağı varken margarin yenmez ama, o sağiık açısından değil domuz yağı var diye... Nurettin Veren'e göre 'Başörtüsü füruattır' açıklamalan yapan Fethullah Gülen, daha önce cemaatine, fotoğraf çektirmeyi, margarin kullanmayı, hatta kola içmeyi bile yasaklamış. Kola içenlerin ABD'ye yardım etüğini savunan Gülen, şimdi ABD'nin misalîri. N.V.: Bu sefer ınsanlar ailelerinden kop- tu. Besmeleli et mevzuunda o kadar hassa- siyet var ki, her gittiğimiz evde, önümüze konan bir sofrada analarımızın, kardeşleri- mizın, akrabalanmızın evınde yemek yiye- medik. besmeleli mı, sanayağı varmı, yok ya diyor adam, "Besmelesiz olur mu, bura- sı Müslüman ülkesi. Herkes neredeyse Bis- millah der keser"... Sen bunu gözünle göriip kıbleye yatıracaksm "Allahu ekber deyip besmele çekeceksin, ondan sonra bu yenir"... Bu sefer aileler içerisinde bırinci sınıf Müs- lüman, ikinci sınıf Müslüman diye cemaat arasında ayrım ve kınlmalar yaratarak, top- lumdan farklı bir Müslümanlık oluşturulma- ya çalışıldı. Kıyafeti farklı, yemesı ıçmesi farklı, kola içmiyorsun, kola varsa o bardak- tan içilmiştır diye bardak da kullanmıyor- sun... Margarin vardır diye hiçbir yemek yemiyorsun. Besmelesiz et vardır diye... Bu sefer insanlar, toplumun içerisinde ikinci bir Müslümanlık şekli oluşturdu kendine has. Hep farklılıklar. Bunlar Fethullah Ho- ca'nın, ileriye dönük, fevkalade planlayıcı- lığını değil de, insanları deneme tahtası gi- bi, aklına gelen hezeyanlarıyla yönlendır- mesi. H.Ç.: Kobay.. N.V.: Sahabenın elbıseleri omzundan es- kirmiş bir de ayaklanndan, niye namazda du- rurken, ayaklannı iki kanş açarlarmış. Doğ- rusu buymuş. Bugünkü camidekilerin ise Hanefı fıkhına göre ikı ayağının arası 4 par- mak olacak. Şimdi biz özellikle camıde fark- lı Müslümamz ya, iki kanş ayağımızı açı- yoruz. Bu sefer camıdekilerle ters düşüyo- ruz. Diyorlar kı sızin duruşunuz bile farklı. Gittiğin yerde hep bu tepkiler. Kıblename, kıble ölçme furyası başladı. Çünkü bütün ca- mılerin Kıblesi yanlıştır bir ölçelim dendı.. H.Ç.: Kaçlı yıllarda bunlar oldu? N.V.: tşte 70'lere 80'lere kadar bu böyle devam etti. Herkesin cebinde Kıblename vardı. Hatta Zaman gazetesi, Kıblename da- ğıttı. Bu insanlara, her konuda, mesela örtü mevzuunda, o gün öyle söylüyor, bugün böyle söylüyor Kadınlann, yüzüne bakmak, sesini dinlemek çarpıcı bir şey.. haram di- yordu. Hıç Kuranıkerim'den başka bir şey din- lemezdik, hep Arap hafızları dinlerdik. Biz Araplardan çok Araplann hafızlarını dinle- riz. Kamplarda teybi ortaya koyar, sabahtan akşama kadar Kuran dinlerdik. Ahmet Öz- han'a şarkı kaseti yaptırdı. ReşitMuhtar'a da şarkı kaseti yaptırmıştı. Kendi şiirlerini siparişle şarkı kaseti yaptınp millete, yüz bınler, milyonlar satıldı. Almayan bir kışi yok. Şımdı de Ahmet Özhan'a yaptırmış şiirle- rini, bütün bestelenyle, profesyonelce. Ga- zetelere ilanlar verihyor Fethullah Gülen, bir- likte yolculuk ederken benim arabanın tey- bıne koyduğum, Malezyah bir kadının Ku- ran kasetinı "Hemen çıkar bunu" dedi, ne- redeyse arabadan inecektı. Bir dönem 'kadınlann burunlaruun ucu dahi görünmesin' diye fetva veren, fotoğraf çekilmesini yasaklayan Fethullah Gülen, baskılar sonucu daha 'esnek' hareket etnıeye başladı. Gülen'e yakınhğıyla hilincn Hakan Şükür bu dönemlere denk gelen nikâh töreninde hocasını nikâh şahidi yapımştı. H.Ç.: Günah... N.V.: Sen bunu nereden buldun dedi.. H.Ç.: Ama kadın gazetecilerie ko- nuşuyor. N.V.: Işte bütün bunlan anlatır- ken. Çok takıyye yapmak zorunda kalıyor. Halbuki "Benogünbunlar- la yanlış bir cehalet içerisinde bir davranıştaydım, şimdi bunlann hep- sinden vazgeçtim. Doğru düzgün iş- ler yapmaya niyetlendim. Fikrini, kalbim, kafam değişti" dese, belkı bı- raz daha mantıklı olur. Ama, o gün- kü yaptıklanndan da en ufak bir ta- viz vermıyor. Bugünkü yaptıklan da, aynı şekılde, 180 derece ters, ne dediği belli değil. İnsanlara bir gaz bir fren, bir sağ bir sol.. Atatürkçü mesela... Fethullah Gülen, Atatürk hakkında, herkes bılir ki, 'deccal' der ve 'kâfirdir' diye düşünürdü. Şimdi dönüp bakıyoruz kı, Kalka- van diyor ki, Atatürkçü olduğunu, ] herkese her yerde ispatlarım diye demeç veriyor. Hürriyet manşetten verdı. Kalkavan, gelsin buraya Atatürkçü olduğunu ispat etsin. H.Ç.: Gülen'in Atatürk'e deccal demesi konusunda açıklamalarda bulundunuz. Biti- yorum kiyoksulköylüçocuklandahaçok bu kamplara geür. Said-iNursi'nin kitaplaiı oku- nur ve bu arada da kampın ağabeyi, 8-12 yaş çocuklar olurdu; çocuklar, 20 yaşındaki ağa- beylerdeolurdu. Sürekli o kamplardalaik de- mokratik rejim aleyhine konuşmalar yapı- lırdı. Bu konuyu biraz açar mısınız? N.V.: Fethullah Gülen'in çocukluğundan ıtibaren kendine mahsus bir sistem, büyük devlet kurmak ve dünyayı kurtarma hayali olduğu bilinir. Kendisi bunu açıkça anlatır. Aılesı de olağanüstü bir kışiliği olduğuna ina- nır ve kendını de çok rahat takdım eder. H.Ç.: Kendini mehdi olarak tanıtıyor. N.V: Kendini bu asırda gelecek, bundian son- ra kıyamete kadar gelecek en büyük kutbul aktâb olarak nitelendınyor. Kendine mehdi demekten endişe edıyor. Fakat kitapta kutbul aktâbı anlatıyor, "Çağ ve NesiTde var.. Fet- hullah Gülen hiçbir zaman kendisını bir şe- kilde açıktan söylemek istedığını söylemez, üslubu hep dolaylıdır. Yapacağı ışlerı de do- laylı yapar. Şimdi burada kutbul aktâbı an- latıyor. Şimdi mehdiyim dese, mehdılik işi çok su kaldıran bir şey, Hz. Isa'yım dese öy- le bir ıddiası yok... Hz. Isa'nın annesi baba- sı yok, burada Fethullah Gülen'in annesi ba- bası var. O da rahatsız zaten, onu hiç tercih etmıyor. Hatta bazılan, cemaatin içinde bu kadar kutsal bir adam olunca, böyle düşünen- lere kızdı. İsa diyenlerden rahatsız olduğu- nu söyledi. Bunu hizmete venlecek bir za- rar olarak gördü. Ama, mehdilik gibi, ya da kutbul aktâb - kutupların kutubu, yıldızlann yıldızı manasında, bununla ilgıli tanımlama- lan var. Kutbul aktâb; her 100 yılda bir ge- len büyük müşteidler vardır, işte bunlar, pey- gamber gelmeyeceğı için başka unvanlarla, başka isimlerle, bu aracı kurumlar, aracı şa- hıslar kendilenne bir paye bulurlar, müşteit, mücettit gibi isimlerle. Fethullah Gülen de "Kutub", "Kutublar"da her yüz sene de bir, o devre hükmedecek, dini hüviyeti farklı, yüz senede bir gelen dünyada gızlı bir lider, bu dünyanın manevi yoneticisi olarak görü- yor kendini... Bunlar mutlaka manevi komu- tanlardır, ama kim olduğu bilinmez, emare- lerinden tanınabilir. Buradan dolaylı yoldan bırçok kişi paye çıkarabilir kendine, ben oyum diyebilır. Birçok tankat lıdenni, Erba- kan da dahil, hepsinin bu asırda gelecek meh- di-i azam olduğunu cemaatlen kabul eder. îstanbul Milletvekili Emin Şirin, Fethullah Gülen'in komplo teorilerini ve Veren'in iddialarını Meclis gündemine taşıdı 6 Neden kan gövdeyi götürecek?' L Îstanbul Bağımsız Milletvekili Emin Şi- rin'in Içişleri Bakanı Abdülkadir Aksu tara- fından yazılı olarak ce- vaplandınlması iste- miyle Türkiye Büyük Millet Meclisı Başkan- lığı'na verdiği soru önergesi: 18.11.2004 tarihlı Emin Şirin Dünden Bugüne Ter- cüman gazetesinde, Sayın Fethullah Gülen'in "Türkiye'de üst seviyede vazife görmüş bir in- sanuı 'Türkiye'de yeniden kan gövdeyi götüre- cek. Falan tür simalar bu dönemde Türkiye'de bulunmasa ıyi olur' dediğini" açıklamıştır. Sa- yın Fethullah Gülen ayrıca, "Memlekette ne zaman iyi şeyler olursa bu gelişmelerden sonra o melun cinayctler tekrar olacaktır. Bu iilkede, 300 seneden beri Türk toplumunun kaderinde hâkiın cemiyyat-ı sırrıyeler vardır. Bunlar gö- rünmezler ama Türk toplumuyla oynayagel- mişlerdir. Bu kişiler, Türkiye'deki gelişmeleri kendi emel ve arzulannın gerçekleşmesi ve ko- ruyup kayırdıklan insanlann çıkarlan adına birtehüke sayıyoıiarsabundan sonra da baa kim- selerinvücudunun kaldırümasma ihtiyaç hisse- decekveyineelleriıü kaııa bulayacaklardır. Bun- dan 8-9 ay evvel bir dostum vasıtasıyla bana, bu tür şeyleri bilen, çok üst seviyelerde vazife gör- müş bir insanın, 'Önümüzdekı aylarda Türki- ye'de yeniden kan gövdeyi götürecek, sen ci- nayetler ışlenecek' dediği nakledildi,' Mesela fa- lan falan tür simalar, bu dönemde Türkiye'de bulunmasalar ıyi olur. Çünkü seçilen hedefler onlar da olabilir' denildi. Ülkeyi topyekûn kar- gaşaya sürükleyebileceksözkonusu hadiseler kar- şısında devletin, kendi hassasiyeb'ni, du\ariılığı- nıgöstermesilazundır. Kendi elinin altındaki me- muriarkadrosu sayılan Emniyet leşkilalı veJİ- TEM üzerinde de hassasiyetini hissettirmesi la- zınıdır. Yani istihbarat ve Emniyet Teşkilatı, Jİ- TEM çok iyi çalışırsa, bence bu kana susanuş vampirlerinönümüzdekigünlerdeyeniden Tür- kiye'de kan seylaplan meydana getirmelerine meydanveribneyebilir. Öyleyse, istihbaraün çok iyi işlemesi, dış servislerin Türkiye'deki emelle- rinin çok iyi takip edilmcsi lazını. Tanzimat'tan daha önce Türkiye'de faaliyete başlayan, za- manla devlederi bile aşabilecek hale gelen, bazı idarecilerededikleri herşeyiyapnrabilen, hükü- metleri devirip ycni hükümetler kurabilen, içe- ride çok iyi teşkilatlanmış olsalar da kökleri la- mamen dışanda bulunan, harici güçlerin emel- lerine hizmet eden, çok güçlü insanları bünye- lerine aldıklarından dolayı kendilenne mensup birinsanın tutuklanmasına, sorgulanmasına ve mahkûm edilmesine aslafirsatvermeyen, bir kı- suıı cemiyyat-i sırriyenin çok iyi takibe alınına- sı lazundır" demektedir. Aynı tarihli Tercüman gazetesinde, NazhDı- cak yazısında, "Gülen'in bu sö/leri kendisiyle ilgili bir ihbar aldığuun işareti sayılabilir" şek- linde verilmıştır. Buna mukabil, www. nuret- tinveren.org sıtesınde Nurettin Veren, ''Fethul- lah Gülen'in kendisini hain ilan cttiğiniveABD'de 50 kisjnin huzurunda öldürülmcsini emrettiği- ni", "bu konuyu AdaletBakanıCemil Çiçek,İçiş- leri Bakanı Abdülkadir Aksu ve Sanayi Baka- nı Alı Coşkun'un, eski dava arkadaşlanmız ve yetkili bakanlar olaraksuç duyurusunda bulun- duğunu, can güvenliğive korumatalep cttiğini" iddia etmektedir. Sorular: 1 - Dünden Bugüne Tercüman gazetesinde, 18. 11.2004 tarihınde Fethullah Gülen'in ağzından ortaya konulan, "Türkiye'de tekrar melun ci- nayetler olacak, yeniden kan gövdeyi götüre- cek" şeklındeki ifade ihbar kabul edılerek ge- rekli araştırma başlatılmış mıdır? Başlatılma- mışsa bu soru önergem ihbar kabul edılerek gereklı araştırma başlatılacak mıdır? 2- Sayın Fethullah Gülen'in tarifine göre, "Tanzimat'tan daha önce Türkiye'de faaliyete başlayan, zanıanla devletleri bile aşabilecek ha- le gelen, bazı idarecilere dedikleri her şeyi yap- brabilen, hükümetleri devirip yeni hükümetler kurabilen, içeride çok iyi teşkilatlanmış olsalar dakökleritanıamen dışandabulunan, haricigüç- lerin emellerine hizmet eden, çok güçlü insan- ları bünyelerinealdıklanndan dolayıkendilerine mensup bir insanın tutuklanmasına, sorgulan- masına ve mahkûm edilmesine aslafirsatver- meyen, bir kısım cemiyyat-i sırriye" kimdir? 3- Bahsi geçen gazetede Gülen'in ağzından ortaya atılan iddıalarla ilgili olarak Gülen'den, ABD'de ikamet etmekte olduğu adrese derhal bir emniyet ve istihbarat tımi yollanarak gerek- li ifade alınacak mıdır? 4- Veren'in, internet sıtesınde ortaya koyduğu ve yukanda detayıyla anlatılan ıddialar doğru mudur, araştınlmış mıdır? Araştınlmamışsa, ihbar kabul edilmesi gereken bu soru önergem- den sonra araştınlacak mıdır? YARIN: VEREN'E GÖRE CÜLENİN ASIL AMACI NE - CAZETECİLER VE YAZARLAR VAKFİ NİÇİN KURULDU?
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle