Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
SAYFA CUMHURİYET 3 MART 2005 PERŞEMBE
4 HABERLER
DimADABUGUN
ALİ SİRMEN
Yerinde Bir Girişim
Ermeni Diasporası, 24 Nisan 2005'te "Ermeni Soy-
kmmı!"n\n 90. yıldönümü bahanesiyle, büyük bir
propagandasaldırısını başlatacaklar, daha doğru-
su şimdiye dek sürdürülen propagandayı doruğu-
na ulaştıracaklar.
Ortamın Ermeniler açısından çok elverişli oldu-
ğunu belirtmeye gerek yok.
Türkiye Cumhuriyeti kuruluşundan bu yana, Er-
meni propagandası karşısında yeterli etkinlikle kar-
şılık vermemiş, dolayısıyla bu alanda büyük kayıp-
lara uğramış, meydanı boş bulan Ermeniler, dile-
diklerince at oynatmışlar, zaman zaman ASALA
cinayetlerini bile konuyu dilediklerince gündeme ge-
tirecek bir vesile olarak kullanmışlardır.
Bundan sonra, olağanüstü çabalar harcayarak,
çok haklı tezlerimizi bütün dünyaya kanıtlarıyla
açıklasak bile, Emekli Büyükelçi Yalım Eralp'in
deyişiyle 2-0 geriden başlanmış bir maçta ileri geç-
mek için gerekli çabaya ihtiyacımız olacak.
Ama bu yapılması zorunlu bir girişimdir.
Radikal gazetesinden Murat Yetkin'in dünkü
köşesinde yayımlanan bir yazıda, CHP Istanbul
Milletvekili Emekli Büyükelçi Şükrü Elekdağ'ın
daha önce kendisinden dinlediğim, ama ortam
oluşana kadaryazmamamı istediği birgirişimin, es-
kilerin deyimiyle kuvveden fiile çıkmakta (yani ger-
çekleşme yolunda) olduğunu belirten haberi oku-
dum.
*••
Türkiye'nin dış politikası ile ilgili birçok konuda
olduğu gibi, Ermeni sorununda da araştırma ve ça-
lışmaları olan Sayın Elekdağ, A. Toynbee ve Ja-
mes Bryce'ın 1916'da kaleme aldıkları 'Mavi Ki-
tap' ile ilgili olarak eldeki belgelerin ışığında, Ingı-
liz Parlamentosu'na başvurma düşüncesini orta-
ya atıyor.
Sayın Elekdağ böyle bir girişimin, istenen yan-
kıyı uyandırması için, başvurunun milletvekili bile
olsa bir kişi ya da bir parti tarafından değil, TBMM
tarafından yapılmasının daha yerinde olduğunu
düşünüyorve konuyu DenizBaykal'aaçarakAKP
lideri ve de Meclis Başkanı ile görüşülmesi gerek-
tiğini belirtiyor. CHP Genel Başkanı öneriyi olum-
lu karşılıyor ve gerekli girişimleri yapacağını söy-
lüyor.
Gelişmenin bu noktasında öğrendiğim girişim, ge-
rekli temaslarla, arzulanan sonucu vermiş olmalı ki
Murat Yetkin, yazısıyla olayı kamuoyuna açıklıyor.
Sanırım hem Meclis Başkanı, hem AKP lideri bu
öneriyi tereddüt etmeden destekleyerek, milli bir
davada tartışmasız çok yararlı bir hizmete fiilen
katılacaklardır.
• ••
Bilindiği gibi, Ermeni tezlerinin en büyük daya-
nakları, Büyükelçi Morgentau'nun 1918 yılında
yayımlanan anıları, yine aynı yıl yayımlanan ve
Aram Andonia'nın kaleme aldığı "Naim Bey'in
Anıları" ve yukarıda sözünü ettiğim VVellington Ho-
use tarafından yayımlanan 'Mavi KVfap'tır.
Morgentau'nun anılarının doğrudan belgelere ve
kaynaklara dayanmadığı, Andonia'nın kaleme al-
dığı "Naim Bey'in Anıları"n\n sahte olduğu ortaya
çıkmıştır.
Ingiliz Istihbaratı'nın, ABD'yi savaşa sokmak için
kaleme aldığı 'Mavi Kitap'\n, propaganda malze-
mesi oluşturmanın ötesinde bir güvenilirliği olma-
dığı, özellikle bundan üç buçuk yıl önce Amerika-
lı tarihçi Justin Mc Carthy'nin başkanlığındaki he-
yetin VVellington House kayıt defterleri üzerinde
yaptıkları araştırmalardan sonra ortaya çıkmıştır.
Tanıklıkları kitaba belge olarak alınan 150 kişinin
büyük kısmının Ermeni aktivistler ve misyonerler
olduğu 32 kişinin ise kim olduğunun dahi bilinme-
diği ortaya çıkmış bulunmaktadır.
'Mavi Kitap'taki belgelerin güvenilirolmadığının
bir kanıtı da 1920 yılında Sevr Antlaşması gereğin-
ce Ingilizlerin, 144 kişiyi Ermeni soykırımı konusun-
da sorumlu olarak tutuklayıp Malta'ya sürmeleri,
iki yıl süreyle Türk, Amerikan ve Ingiliz arşivlerini
taradıktan sonra suçlamalar konusunda kanıt ve
tanık bulunmadığı gerekçesiyle bunları serbest bı-
rakmalarıdır. Eğer Ingilizler kendi yazdırdıkları ese-
ri güvenilir bulsaydılar, sanıkları bırakırlar mıydı?
Nitekim yine VVellington House tarafından, bu kez
1. Dünya Savaşı sırasında Almanların yaptıklarını
ileri sürdükleri işkence ve mezalim ile ilgili Mavi Ki-
tap, Almanların başvurusu üzerine 1925 yılında Lord-
lar Kamarası'ında dönemin Dışişleri Bakanı Cham-
berlain'in açıklamasında, "tamamen temelsiz ve
savaş propagandası" olarak nitelenmiştir.
Şimdi Türkiye benzeri başvuruya hazırlanıyor.
Kuşkusuz ki böyle bir girişimin sahipleri, tarihi-
mizde önemli hizmet görmüş kişiler olarak anıla-
caklardır. Üstelik bunun parlamentoda bulunan iki
partinin üyeleri veyönetici kadrosu tarafından des-
teklenmesi, daha da büyük bir anlam taşıyacaktır.
[email protected]
DEHAP il başkanları toplantısı
'Kerkük, Kürt şehri
kabul edilmeli'
ANKARA (ANKA)
- DEHAP, Kerkük'ün
bir Kürt kenti olarak
kabul edilmesi gerekti-
ğini savundu.
DEHAP Genel Mer-
kezi'nde gerçekleştiri-
len il başkanları top-
lantısının sonuç bildir-
gesinde, ABD'nin
Irak'a müdahalesinin
ikinci yılında, ülkede
henüz istikrar sağlaya-
madığı ifade edilirken,
Irak seçimleri sonuçla-
nna saygı gösterilmesi
gerektiği vurgulandı.
AKP hükümetinin
Kürt-Türkmen çelişki-
si yaratmak istediği sa-
vunulan sonuç bildir-
gesinde, "Kerkük, bir
Kürt şehri olarak gö-
rülmeli" denildi.
Sonuç bildirgesinde,
anti Amerikancılık tar-
tışmalannın yapay gün-
dem olduğu görüşüne
yer verildi. "Özünde
Kürt karşıtlığı banndı-
ran bu politika, ABD'yi
KONGRA GEL'e yö-
nelik askcri harekâta
yöneltme amaçlıdır"
denilen bildirgede,
AKP hükümeti, Kürt
sorununda "barışçıçö-
züm üretmeye" davet
edildi.
Açıklamada ayrıca,
Nevruz'a kitlesel katı-
lım çağrısı da yapıldı.
Türk-îş'in SEKA'da direnen işçilere destek eylemi AKP iktidarmı protestoya dönüşüyor
Emekçi hükümetiuyaracakIŞIK KANSU
ANKARA - Türk-lş'in kapatılmak
istenen Izmit SEKA fabrikası işçile-
rine destek amacıyla yarın uygulaya-
cağı "işyerlerini terk etmeme" kara-
rı, tüm yurt çapında yüz binlerce ça-
lışanın katılacağı, AKP iktidannı pro-
testo eylemine dönüşüyor. Kamu ça-
hşanlarının örgütlü olduğu KESK ve
BASKkonfederasyonlan eylemi des-
tekleyeceklerini açıklarken Türk Ka-
mu-Sen destek karannı bugün kamu-
oyuna duyuracağını bildirdi. CHP Ge-
nel Sekreter Yardımcısı Oğuz Oyan,
"AKP seçmeni aldatmışnr. Şimdi de
emek kesimi, kendisine karşı olan ik-
tidara yönelik uyarı eyleminde bulu-
nuyor" dedi.
Türk-lş'in önceki gün lzmit'te ger-
çekleştirdiği Başkanlar Kurulu Toplan-
tısı, emek kesimi ile AKP iktidarı ara-
sındaki ilişkilerin "kırılma noktası"
olarak değerlendiriliyor. Köy Hizmet-
leri'nin kapatılması, TEKEL ile SE-
• Yüz binlerce çalışan SEKA işçisine destek amacıyla yarın gün boyu işyerlerini terk
etmeyecek. KESK ve BASK da eylemi destekleyeceklerini açıkladı. Türk-lş'in sonuç
bildirgesindeki "Hükümet ile sosyal diyalog ve müzakere yoluyla sorunların aşılamayacağı
inancındayız" ifadesinin, emeğin AKP ile köprüleri attığının göstergesi olduğu ifade ediliyor.
KA'nın özelleştirilmesi, SSK hasta-
nelerinin işçinin elinden alınması, ec-
zanelerin önünde kuyruklar oluşması
gibi, yakıcı sorunlann sendikalarda
yarattığı gerginliğin de yansıdığı Baş-
kanlar Kurulu Toplantısı'nda AKP'ye
yakın sendika liderlerinin bile genel gi-
dişten yakındıklan öğrenildi. Toplan-
üya katılan kimi sendikacıların, genel
havasını "Herkes barut gibiydi" diye
tammladığı Başkanlar Kurulu'ndan
"oybiriiği" ile çıkan "4 Mart'ta işyer-
lerindenaynlmama" karannın ön pla-
nında "SEKA işçisine destek" bulun-
masına karşılık, asıl amacın AKP ik-
tidanna Türkiye çapında ve birçok ke-
simin de katılımıyla ciddi bir uyarı
yapmanın olduğunu kaydettiler.
Aynı kaynaklara göre, bu amaç, tüm
Başkanlar Kurulu üyelerince imzala-
nan sonuç bildirgesine şu tümceyle
yansıdı: "Başkanlar Kurulumuz, ül-
keıııi/jnve çahşmayaşamımızın önem-
li soı unlannı arttıran, işbaşına geldi-
ğinden bu yana çalışanlar aleyhine
IMF politikaları uygulayan hükümet
ile sosyal diyalog ve müzakere yoluyla
bu sorunlann aşılacağına olan inancı-
nı yitirmektc ve hükümetin bu olııın-
suz yaklaşınıını kmamaktadır."
Bildirgede, SEKA işletmesinde "de-
mokratik haklannı kullanarak haklı
ve meşru bir direniş gösteren" işçile-
re yönelik güvenlik güçlerinin bir mü-
dahalesi olduğu takdirde "Türk-lş
topluluğunun tüm çalışanlanyla bir-
likte ülke genelinde en etkin eylemler-
le cevap vereceğTnin, hükümetin bu
konuda geri adım atmaması durumun-
da yeni eylem türlerinin yaşama ge-
çirileceğinın vurgulanmasının da, alt-
yapısı olmayan bir sıradan çıkışı de-
ğil, bir "kararulığT ifade ettiği belir-
tiliyor.
Destek kartopu gibi
Kamu çalışanlannın örgütlü oldu-
ğu KESK ve BASK, Türk-lş'in "iş-
yerlerinden çıkmama" eylemine ka-
tılacaklannı açıkladılar. KESK Baş-
kanı Santi Evren, AKP iktidarmın
mağdur ettiği bütün sosyal kesimle-
rin, eylemi sahıplenmesi gerektiğini
dile getirirken BASK Başkanı Resul
Akay, "İşçi, menıur, emekli, dul ve ye-
timlerin. yoksullann oylanyla işbaşı-
na gelen hükümet, yaptığı icraatlarla
işçi ve memur düşmanı olduğunu ka-
mtlanııştır" dedi.
Türkiye Kamu-Sen Başkanı Bircan
Akyıldız da, "Türk-İş'in verdiği cesa-
retli karan sonuna kadar destckliyo-
ruz" diye konuştu ve konuya ilişkin
geniş kararı bugün kamuoyuna duyu-
racaklarını söyledi.
CHP: Seçmen aldahldı
CHP MYK de, gelışmelerı ırdele-
mek üzere dün toplandı. Toplantı ön-
cesi Cumhuriyet'ın sorulannı yanıt-
layan CHP Genel Sekreter Yardımcı-
sı Oğuz Oyan, AKP'nın 2002 yılında
"IMF politikalanndan kurtulma" va-
adiyle iktidara geldiğini belirterek
şunlan söyledi: "Seçimden sonra mas-
kesi düşmüşyenibir IMF programı uy-
gulayanAKP, seçmeni aldatnuşor. Şim-
di de emek kesimi kendisine karşı olan
AKP ikü'danna yönelik uyarı eylemin-
de bulunmaktadır. Emeğin her zaman
yanında olan CHP bu tepkilerin hak-
lılığına inanmaktadır."
DİSK DESTEĞINİ AÇIKLADI:
Başbakan 'ayanıtı
yüz binler verecek
• Çelebi, Erdoğan'ın meydan okumalarına
yanıt verilmesi gerektiğini belirterek "Bu
nedenle Türk-İş Başkanlar Kurulu karannın
yaşaına geçirilmesi önemlidir" dedi.
tstanbul Haber Servisi-
Türkiye Devrimci İşçi Sen-
dikalan Konfederasyonu
(DİSK), Türk-lş Başkan-
lar Kurulu'nun SEKA'yla
ilgili aldığı karan destek-
leyerek, SEKA özelinde
Başbakan'a yüz binlerin
katılımıyla Kocaeli'nden
yanıt verilmesini istedi.
DİSK Genel Başkanı
Süleyman Çelebi, başta
emekçi konfederasyon yö-
neticileri olmak üzere
Emek Platformu Başkan-
lar Kurulu üyelerinin ikti-
darın olası bir fiziki saldı-
rısına karşı SEKA işçile-
riyle birlikte nöbet eyle-
mi önerdi. Süleyman Çe-
lebi, yıllardır hiçbir ekono-
mik ve sosyal hesabı ya-
pılmaksızın yürütülmeye
çalışılan özelleştirme sal-
dınsımn, AKP iktidann-
ca daha da boyutlandınl-
dığını belirterek "Bu po-
litika nedeniyle üreten iş-
letmeler kapahltü, üretim
azaldı, işsi/lik arttı" dedi.
Başbakan'ın temsılcisi
olduğu sermaye sınıfı adı-
na işçi sınıfına, emekçile-
re, ülkemize sahip çıkan
herkese karşı meydan oku-
duğunu anlatan Çelebi,
Türkiye işçi sınıfımn, ik-
tidann bu meydan okun:a-
sına gereken yanıtı en iyi
biçimde vermesı gerekti-
ğini belirterek "Bu neden-
le Türk-İş Başkanlar Ku-
rulu'nun karan ve Türk-
lş üyelerinin bu karann
yaşama geçirilmesindeki
tutumu önemlidir" dedi.
Süleyman Çelebi, Türk-
lş Başkanlar Kurulu kara-
nnın Emek Platformu'nda
hemen değerlendirilerek
yaygınlaştınlması gerek-
tiğini savundu.
İĞNELİ FIRÇA ZAFER TEMOÇİN
1 Nisan'da yürürlüğe girecek olan TCY ve CMY üzerindeki tartışmalar sürüyor
'Poüsiıı kaygdarı yersiz'EMİNE KAPLAN
ANKARA - Adalet Bakanı Cemil Çi-
çek ile Içişleri Bakanı Abdülkadir Aksu
arasında yeni Türk Ceza Yasası (TCY) ve
Ceza Muhakemesi Yasası (CMY) nede-
niyle başlayan tartışma, 1 Nisan'da yürür-
lüğe girecek yasalarla ilgili iki kurum
arasındaki anlaşmazlığı su yüzüne çıkar-
dı. Yeni CMY ile "sanıktandelileulaşma"
yerine "delilden sanığa ulaşma" sistemi
getirilirken suçun soruşturmasının yalnız-
ca savcılara bağlı "adli kolluk" tarafın-
dan yürütülmesi öngörülüyor. Istanbul
Üniversitesi öğretim üyesi Doç. Dr. Adem
• Istanbul Üniversitesi öğretim üyesi Doç. Dr. Adem Sözüer, 1
Nisan'da yürürlüğe girecek olan Ceza Muhakemesi Yasası'yla 'polis
yakalıyor, savcı bırakıyor' gibi yakınmaların sona ereceğini söyledi.
Sözüer, yasayla emniyetin elinin kolu-
nun bağlanması gibi bir durumun söz ko-
nusu olmadığını söyledi.
Yeni TCY ve CMY'nin yürürlüğe gi-
receği 1 Nisan öncesinde iki yasayla il-
gili tartışmalar da alevlendi. Güvenlik
güçleri, yeni CMY ile "polisin elinin ko-
lununun bağlanacağuu" düşünüyor. Bu
nedenle de CMY'nin adli kolluk oluştu-
rulması, aramada hâkim ya da gecikme-
sinde sakınca bulunan durumlarda sav-
cının karannın gerekmesi, telefon dinle-
me ve gizli soruşturmacı görevlendirme-
nin bazı suçlarla sınırlandınlmasma iliş-
kin hükümlerine soğuk bakıyor.
Istanbul Üniversitesi öğretim üyesi
Doç. Dr. Adem Sözüer, polisin CMY ile
ilgili kaygılarının yersiz olduğuna dikkat
çekti. Yasada emniyetin elini kolunu bağ-
layan bir düzenleme olmadığını kayde-
den Sözüer, "Savcıhkla kolluğun daha
veriıııli çalışmasuu öngöhiyor. Delilden
sanığa gidUmesi getiriliyor. Bu kolluğu da-
ha da rahatlatacaknr. Kolluğa tüm yetki-
ler verüiyor, bu yetkilerini kullanırken
savtınııı karanyla ve denetinıinde bu yet-
kilerini kullanacak."
Yeni yasayla sağlam delillerle davala-
nn açılacağını kaydeden Sözüer, çağdaş
ülkelerde açılan davaların yalnızca yüz-
de 5'inin beraatla sonuçlandığını, Tür-
kiye'de ise bu oranın yüzde 45 olduğuna
dikkat çekti. Polisin bugünkü sistemden
şikâyetçi olması gerektiğini kaydeden
Sözüer, yasanın eleştirilebilecek yönü-
nün olduğunu, bunlann ise tali sorunlar
olduğunu söyledi.
ISTANBUL
Miting
alanlan
belirlendi
• Kadıköy Meyda-
nı, Çağlayan Mey-
danı ve Kazlıçeşme
Meydanı toplantı ve
gösteri alanı olarak
tespit edildi.
tstanbul Haber Servi-
si- Istanbul Valiliği, kent-
teki gösteri yürüyüşü ve
miting alanlannı yeni-
den belırledi. Valilik, 30
Ocak 2004'te miting ala-
nı olarak belirlediği Bey-
koz çayır alanını da hiç-
bir gösteriye sahne ola-
madan uygulamadan çı-
kardı.
tstanbul Valiliği'nden
yapılan yazılı açıklama-
da, 2911 sayılı yasanın
6. maddesi ve aynı yasa-
nın uygulanmasına dair
yönetmeliğin 3. madde-
si gereği Şişli Çağlayan
Meydanı ve Beykoz ça-
yır alanının toplantı ve
gösteri yürüyüşleri alanı
olarak tespit edildiği
anımsatıldı.
Günümüz koşullann-
da demokratik hak ve
hürriyetlerin kamu dü-
zenini bozmadan kulla-
nılabilmesi ve kitlelerin
ihtiyaçlarına yanıt ver-
mek amacıyla Beykoz
çayır alanının uygulama-
dan çıkanldığı belirtildi.
Valilik makamınuı 25 Şu-
bat2005tarihli, 1662 sa-
yılı onayı ile Kadıköy
Meydanı, Çağlayan Mey-
danı ve Kazlıçeşme Mey-
danı'nın toplantı ve gös-
teri yürüyüşleri alanı ola-
rak tespit edildiği bildi-
rildi. Aynca ilk toplanma
alanı, yürüyüş güzergâ-
hı, toplantı alanı, dağıl-
ma yönünün de afiş ve
pankart asılacak yerler
olarak belirlendiği kay-
dedildi.
DEMOKRATtK TOPLUM HAREKETÎ
Partileşme süreci
Diyarbakır'da başladı
DlYARBAKIR (Cumhuri-
yetBürosu)-Eski DEP millet-
vekilleri Leyla Zana ve arka-
daşlan öncülüğünde kurulma-
sına çalışılan Demokratik Top-
lum Hareketi (DTH) partileş-
me sürecini Diyarbakır'dan
başlattı. İl koordinasyonu ye-
ni partinin kuruluş sürecinin
başladığım açıkladı.
Büyükşehir Belediyesi Ti-
yatro Salonu'nda gerçekleş-
tirilen basın toplantısında ara-
lannda eski DEP Milletveki-
li Selinı Sadak ile Abduüah
Öcalan'ın avukatı Aysel Tüğ-
luk'un da bulunduğu DTH Di-
yarbakır II Komisyonu adına
avukat Fethi Gümüş açıkla-
ma yaptı. Gümüş, yeni parti-
nin örgütlenme modeli, te-
mel hedetleri ve siyasal prog-
raınının halkın demokratik ira-
desinin en geniş katılımıyla
belirleneceğini savundu.
DTH'ninbugüne kadar ku-
rulmuş partilerden farklı bir
misyon üstlendiğini vurgula-
yan Fethi Gümüş şöyle ko-
nuştu: "DTH partileşme sü-
recini başanyla tamamlama-
sı halinde başta Kürt sorunu
olmak üzere, Türkiye'de sos-
yal, siyasal, ekonomik ve kül-
türel kilitlenmeye neden olan
tüm sorıınları çözebilecek bir
perspektife salıiplir. Bölgemiz-
de örnek bir nıodel teşkil ede-
bileceği gibi yüzyılın ihtiyaç-
larına cevap verebilecek bir
demokratikleşnıe projesi ola-
caklır. DTH taban demokra-
sisi temelinde yatay örgüüen-
meyi esas alacakür" dedi.
'Kadınlar sesiniyükseltmeli'
8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Günü nedeniyle Diyarba-
kır Kaduı Platformu tarafından Suriçi Mahallesi'nde dü-
zenlenen şenliğe kadınlar büyük ügi gösterdL Koma Der-
weşan grubunun söylediği Kürtçe türkülere eşlik eden ka-
dınlar, eteklerine asılan çocuklanyla birlikte halay çektiler.
Kadınlara yönelik bir konuşma yapan mahalle sakinlerin-
den Rohat Emekçi, bölge kadınının sömürüldüğünü ve bir-
çoğunun resmi nikâhı olmadığı için hiçbir hak isteycmedi-
ğini söyledi. Emekçi, "Aile içi şiddete marıız kalıyoruz. Ken-
dimize saygı duymamız engelleniyor" dedi. Emekçi, tüm ka-
dınlan seslerini yükseltmeye çağırdı. (MAHMUT ORAL)
TSE SORUŞTURMASI DERÎNLEŞÎYOR
Gübreyolsuzluğunda
eski milletvekili izi
Haber Merkezi - Rusya'dan
tanmda kullanılmak üzere ithal
edilen bir buçuk trilyon lira de-
ğerindekı standart dışı tanm güb-
resinin, sanayi hammaddesi di-
ye yurda sokulduğu belirlendi.
Bazı eski milletvekillen de soruş-
turma kapsamında mercek altı-
na alındı.
Türk Standaıtlan Enstitüsü'nde
(TSE) genel sekreter ve iki yar-
dımcısı dahil, 14yöneticiningö-
revden alındığı yolsuzluk soruş-
turması derinleşiyor.
NTVMSNBC'nin haberine gö-
re, 4 müfettiş tarafından sürdü-
rülen soruşturmada yolsuzluğa
bürokratlar ve firmalardan son-
ra bazı eski milletvekillerinin de
admın kanştığı ortaya çıktı.
100 milyon dolarlık yolsuzluk
iddialari üzerine TSE'nin arşiv-
lerindeki 5 bine yakm dosyayı
mercek altına alan müfettişler,
Rusya'dan tanmda kullanılmak
üzere ithal edilen bir buçuk tril-
yon lira değerindeki gübrenin sa-
nayı hammaddesi olarakyurda so-
kulmasına bazı eski milletvekil-
lerinin aracı olduğunu belirledi.
Rapora göre, gübreye TSE uygun-
luk belgesi alamayan fırma yet-
kililerinin, depo parası ödememek
için milletvekillerini araya soka-
rak, tanmsal gübreyi sanayi ham-
maddesi diye yurda soktukları
ortaya çıktı.
Ithalata uygunluk belgesi is-
teyen fırmaların bürokratlarca
rüşvete zorlandığının belirtildi-
gi raporlarda, ithaline izin veril-
meyen çok sayıda Uzakdoğu
menşeli mala daha sonra ithalat
belgesi verildiği belirlendi.