Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
3 MART 2005 PERŞEMBE CUMHURİYET SAYFA
HABERLER
Dünyaya kapalı ulusçuluk anlayışını eleştiren eski BBC Türkiye Masası Şefi Mango:
Atatürk hepileriyi gördüÖNERCtRAVOĞLU
A
ndrew Mango'yu Şakir Eczacıba-
şı'nın öncülüğünde gerçekleştiri-
len GOP toplantısında bir kahve
molasında tanıdım. Sıcak, kolay
ilişki kumlabilen bir araştırmacı... Aya-
küstü sohbet ederkcn Türkiye üzerine ye-
ni çalışmasından da söz açtı. Ardından
toplantı başladı ve basına da geniş ola-
rak yansıyan bir konuşma yaptı. Atatürk
döneminin önemini vurgulayan bu ko-
nuşmanın ardından kendisiyle bir söy-
leşi yaptık.
A ..
TATURK'UN FAEOLASI
- SayınAndrevv Mango, sizinle bu söy-
leşiye, pek ilgi uyandıran ve yeniden ba-
sılan Atatürk-Modern Türkiye'nin Ku-
rucusu adlı kitabını/Ja başlamakistiyor-
dıım. Ancak, bir süre önce Genişletilmiş
Ortadoğuve KuzeyAfrika Projesi Sem-
pozyumu'nda yapnğınız konuşma nıed-
yaya larklı yansıdı. Orada sözünü cttiği-
niz dönemle ilgili sormak istiyorunı. Siz
Ortadoğu bölgesinde eğerTürkiyeörnek
alınacaksa bu 1920'lerin, 30'ların Tür-
kiye'siolmalıdır, dediniz. Bu, uluslaşma,
modemleşmeçabalan içindeTürkiye'nin
lıeyccanı anlamına geliyordu saııınnı...
Böyle mi anlamak gerekiyor?
ANDREVV MANGO - Heyecandan
ziyade, Türkiye'de 20'li, 301u yıllarda
kurulan sosyal ve siyasal altyapıyı kas-
tettim. Önce Atatürk'ün "Yurtta sulh,
cihandasuUı" parolası gerçekleştiriliyor,
yani ülkede kamu düzeni sağlanıyor ve
bütün komşularlanomıal, barışçı ilişki-
ler geliştiriliyor. Bu düzen ve barış or-
tamı içinde uluslaşma süreci ilerleüli-
yor, toplum bütünleşiyor. Yönetimin et-
kinliği bütün ülkeye yayılıyor. Demok-
rasinin kurumlan oluşturuluyor. Özgür
seçim anlamında demokrasi ancak
1950'de başanhyor, ama akılcı yönetim
Cumhuriyet'le birilikte etkin oluyor. Ve
akılcı yönetimin koşulu olan laiklik te-
mel ilke oluyor.
Kısacası, 20'li 30'lu yıllarda demok-
rasinin altyapısı kuruluyor. Demokrasi
denemeleri yapılıyor, ama asıl demok-
rasi daha sonra bütün sorunları ile be-
nimseniyor. Oysa genişletilmiş Ortado-
ğu ülkelerinde bu altyapı eksik. Bence
ilk önce Türkiye'de olduğu gibi bu alt-
yapıya dikkat edilmeli.
- Türk Kurtuluş Savaşı'nın dönemi
içinde çok anlamlı bir lıalk hareketi oi-
duğunu belirtiyorsunuz. Dünya Sava-
şı'nın sonunda oluşan güçler dengesi
içinde, Atatürk'üıı stratejisini ııasıl de-
ğerlendiriyorsunuz?
MANGO - Tek kelimeyle akılcı bir
stratejiydi. Atatürk, Birinci Dünya Sa-
vaşı'ndan galip çıkan Müttefiklerin tü-
münii birden karşısına almıyor. Önce
Italya ve Fransa ile anlaşıyor. Sonra
lngiltere'nin fiili müdahalesini önle-
yip hedefi küçültüyor.
CEKCEKCİ 8İİ LİDEİ? f
Nihayet Yunan ordusunu yenip î
amacına ulaşıyor. Ve bunu güç-
ler dengesini doğru değerlen-
dirdiği için yapabiliyor, büyük jr~
devletlerin nereye kadar gitme-
ye hazırolduklarını iyi hesap-
layabildiği için.
Bağımsızlık sağlandıktan
sonra Atatürk bölge
düzenini sağlamlaş-
tırmaya bakıyor.
komşu devletler-
le irtifaklara öna-
yak oluyor ve Tür-
kiye'de henüz de-
mokrasi kurulama-
dığı halde büyük
devletler arasında de-
mokratik olanlarla
kader birliği inancı
içinde hareket ediyor.
Yine gerçekçidir, güçler
dengesini iyi değerlendiriyor, ama ger-
çekçiliğıni demokratik, ilerici vizyo-
nu ile pekiştiriyor. Atatürk düzen ada-
mıdır, ama herhangi bir düzenin de-
ğil, yurtta da dünyada da ilerici dü-
zenin savunucusudur.
.AMAN KISAYDI...
- Üst yapı kurumlan dediğimü
dil, kültür ve buna bağlı olarak ya-
saldüzenlemeler 15yıl gibikısa bir za-
man diliminde (1923-38) gerçekleşti-
rildi. Elbctte sonrakiyıllarda kimi du-
raksamalan da beraberinde getirdL..
Bu konuda neler söyleyebiliriz?
MANGO - Demin dediğım gibi sö-
zünü ettiğiniz kurumlar bence üstyapı
değil altyapı idi. Bunlann bir an önce
sağlanması şarttı. Bu işe da-
ha uzun bir süre aynl-
masına dünya kon-
jonktürü elve-
rişli değildi
Ikinci Dünya
Savaşı başla-
madan sağ-
lam bir ulus
devletin te-
melini atmak
gerekliydi.
ndrew Mango: .-^
LTürkiye'nin dünya kültür .
forumiarında yerini almasmı
sağlayacak öğc kalitedir. Kalite
ise yetenekli kişilerin ürünüdür.
Dünyayı bilen yetenekli kişiler
Türkiye'de eksik değil.
rfT-
y
'Rültiirde
kaliteyi
yakaladınız'
- Türkçenin dünya forumlarında yerini
alabilnıesi. Türk sinemasının, görsel
sanatlannın, Türk edebiyannın kendini
gösterebilmesi hangi başka koşullara
bağlıdır? Ne yapılmasını önerebilirsiniz?
MANGO- Kültürün gelişmesi için
dünyayı bilen, eleştiren düzeyli bir çevre
gerekli. Böyle bir çevre Türkiye'de
oluşmakta olduğu için Türk kültürü artık
"bon pour l'Orient" (yalnız Doğu'da
geçerli) yapıtlar değil dünya düzeyinde
yapıtlar vermeye başlamış.
Örneğin Orhan Panıuk, dünya
yazarları ile boy ölçüşüyor. İstanbul
Kültür ve Sanat Vakfı gibi bir kuruluş,
festivalleri ve sempozyumlan ile dünya
ölçüsünü Türkiye'ye getirdiği için
kültürel açıdan gerekli çevrenin
oluşmasına yardımcı oluyor.
Y E M I BİLGİ ¥E TEKİTOLÖJİ
Öğrenci burslan, akademik
sempozyumlar, akademisyenlerin,
sanatkârlann dışandaki çalışmalan,
yabancı meslektaşlannın Türkiye'ye
gelmesi - bütün bunlar düzeyli bir kültür
çevresini geliştiriyor. Bana kalırsa,
kişilerin, özel kuruluşlann çabalan bu
alanda devlet yardımından daha önemli.
Çünkü Türkiye'nin dünya kültür
forumlarında yerini almasını sağlayacak
öğe kalitedir.
Kalite ise yetenekli kişilerin ürünüdür.
Dünyayı bilen yetenekli kişiler
Türkiye'de eksik değil. Endüstride
olduğu gibi kültürde de Türkıye
nicelikten niteliğe, çeşitlilikten kaliteye
geçiyor. Bir eksiklik varsa dünya çapında
yeni bilgi, yeni teknoloji, yeni düşünce
üretiminde... bu da zamanla olacak.
- Şu sırada hangi proje üstünde
çauşıyorsunuz? Bilgi verebilir misiniz?
MANGO - Bundan sonraki kitabım
Türkiye'de terör olaylan ve dünyanın
buna bakışı konusunda... Umanm bu
yılın ortalarında tngiltere'de yayımlanır.
Amaç yine Türkiye'nin sorunlannı
dünya perspektifinden ele almak.
Uygarlık, kültür evrensel olduğu gibi
terör cinsinden belalar da ne yazık ki
evrenseldir ve çareler de
uluslararası ışbirliğini gerektiriyor.
Bunu anlatmaya çalışıyorum.
A N D RF W M A N G O
TÜRKİYE vr
TÜRKLER1938 ıleıı d
'Çağdaş uygarhğa ulaşmak zor değil...'
-Yeni kitabınız The Turks Today dili-
mizde de yayımlandı: Türkiye ve Türk-
ler (1938'den Günümüze). Geleceğe iliş-
kin hangi perspektifleri ele aldnuz?
MANGO - Türkiye Atatürk'ün sap-
tadığı hedefe bakıyor: Çağdaş uygarlık
düzeyine ulaşmaya, yani gelişmiş ülke-
lerdeki refah ve özgürlük düzeyini ken-
di halkına sağlamaya. Bunu başarma-
ması için hiçbir neden görmüyorum.
Kitabımda dediğim gibi bence Türki-
ye bu amacına mutlaka bu yüzyılın so-
nundan önce, talihi yaver giderse yüz-
yılın ilk yarısının bitiminden önce ula-
şacaktır. Çünkü gelişmenin koşulları
sağlanmıştır: Sosyal ve siyasal altyapı
büyük ölçüde tamamdır, bilgi birikimı
oluşmuş, girişimcılik yayılmıştır. Avru-
pa Birliği üyeliği görüşmeleri için ve-
rilen tarihle gelişme daha hızlı olur.
Ama her halükârda, Avrupa Birliği için-
de veya dışında Türkiye çağdaşlaşma,
dünya ile bütünleşme sürecini sürdürür.
-Türklerin kendine özgü davramş bi-
çimleri, geleneksel refleksleri var. Bir
yabancı bunlann bazılanna hayran olu-
yor, bazılaıinaysa akıl erdiremiyor. Bu,
Türklerin iki kültür, iki köprü arasında
durmasından nıı kaynaklanıyor?
MANGO- Sanmıyorum. Bana kalır-
sa davranış bıçimleri birhalkın çağdaş-
laşmadaki yenyle ilişkilidir. Türkiye'ye
özgü sandığımız davranışlar son za-
manlara kadar örneğin lspanya, İtalya
veya Yunanistan'da yaygındı, bir dere-
ccye kadar yine de vardır. tşlerin özel
ilişkilerle yürütülmesi, yasal ve yöne-
timsel çerçevedeki eksiklikler, tıkır tı-
kır işleyen özel sektörün yanında ağır
işleyen bürokrasi tüm Güney Avrupa'da
şikâyet konusu idi. Dünyaya kapalı ulus-
çuluk her yerde var. Bütün ülkelerde
dünyaya açık insanların yanında dış
dünyadan korkan insanlar var. Kitabım-
da temel bir savım şu ki son zamanla-
ra kadar Türkiye'yı gelişmiş ülkeler-
den ayıran en önemli fark bilgi biriki-
mi açısındandı. Bu fark gıttikçe azalıyor.
Yazar Aydm kitabında, egemen güçlerin Aleviliğe karşı ciddi bir özür borcu olduğunu söylüyor
Geçmiştengünümüze Alevilik
HA1İCETUNCER
A
raştırmacı-yazar Erdoğan Aydın, NoklaKi-
tap'tan yayımlanan "AleviliğiNe Yapmalı" ad-
lı kitabında, Aleviliğin güncel tartışmalanna ya-
nıt anyor. Alevilik ve Islamiyetle ilişkisini, ta-
rihi temelleri üzerinden tartışan Aydın, Aleviliğin
tarih içinde nasıl oluştuğunu ve bu oluşumun Ale-
viliğin biçimlenişinde nasıl belirleyici bir etki yap-
tığını kaynaklardan hareketle gösteriyor. "Alevilik
ile Islamiyet İlişkisi", "Aleviliğin Tarihsel Şekille-
nişi", "Anadolu Nasıl Müslümanlaştınldı", "Tarih
Teoloji ve Siyaset Bağlamında Alevilik", "Alevile-
re Yönelik Resmi Politikanın Sonu", "Alevi Soru-
nu ve Sol Hareket" gibi bölümlere ayrılan kitapta
Aydın'ın çeşitli sempozyumlarda sunduğu tebliğ-
lere ve bazı basın organlarında yayımlanan röpor-
tajlarına da yer veriliyor.
DEMOKRASI ¥E LAİKLİK
Kitabında, Anadolu Aleviliğinin düşüncel kay-
naklarını Şiilikle karşılaştıran, Alevilikte Ali kav-
raiîiını inceleyen Aydın, Alevi inanç sistemine iliş-
kin şu görüşleri savunuyor:
"Demokratikleşmek insanuı kulluktan bireye,
tebaahktan yurttaşlığa yükselnıesi, laiklik ise oto-
ritenin gökyüzünden yeryüzüne, iıısaısa indirilme-
• Aydın, "Aleviliği
Ne Yapmalı" adlı
kitabında, Aleviliğin
İslamiyetle ilişkisini,
tarihi temellerini
tartışıyor. Erdoğan
Aydın, Aleviliğin
tarih içinde nasıl
oluştuğunu ve bu
oluşumun Aleviliğin
biçimlenişinde nasıl
belirleyici bir etki yaptığmı gösteriyor.
sidir. Alevi teolojisi tam da bunu yapmakta en azın-
dan bunauygunbir dinselanlayış üretmektedir.Ale-
viliğin demokrasive laiklikle gösterdigi uyumun te-
olojik temeli burada yatmaktadır. Dolayısıyla onu
bu niteliğinden uzaklaşhrmaya çahşanlann laiklik
ve demokrasi ile Alevilik arasında kurduklan bağ
da Sünni çoğunlukkarşısında azmlıkolmalarından
kaynaklı bir taktik olmaktadır."
Kitabında Aleviler üzerindeki baskı ve şiddete
tarihsel örnekler de veren Aydın ısim vermeden,
bazı "Aleviönderlerinin" Aleviliği tarihsel kaynak-
lanndan uzaklaştırdığım savunuyor. Aydın, eleş-
tirilerini şöyle ifade ediyor:
"Bu baskı bugün halen, üstelikbiri Islamcı diğe-
ri de laiklikiddiasındaki devlet olmak üzcre ikili ka-
naldan sürnıektedir. Dün çıplak zorun uygulandı-
ğı dönemde bile Alevi inanç önderlerinin vermedi-
ği taviz, bugün kendilcrini Alevi dedesi veya aydı-
nı sayaıı kimi şahsiyetlerce iç asimilasyon olarak üst-
lenilmektedir. Aleviliğin tarihsel ve lıakiki inanç
önderlerinin o katı despotik döncmlerde bile ver-
mediği tavizleri bugün kimi Alevilerin yapmaya
çalışmalan, devletin tektipleştirici dayatnıalanvla
uzlaşarak kendilerine ikbalaramakarayışından baş-
ka bir anlam taşımamaktadır."
Kitabına "AleviliğiNe Yapmah" adını vererek ta-
rih boyunca Aleviliği bir sorun olarak görmüş olan
egemenlerin tavnnı mercck altına almayı amaç-
ladığını kaydeden Aydın, "Dolayısıyla bu anti
demokratikve tahakkümcü iktidargeleneğiyle yüz-
leşnıek, onu teşhir etmek için bu ironik isnıi tercih
ettim. Alevi camiasının bir kesiminde de egemen-
lerin kabullenebileceği yeni bir Alevilikinşa çabalan
da IHI ironik isnıi seçmemdeekbir işlevgördü" diyor.
Egemen güç ve ideolojılerin bu topraklann "en
özgün ve yerH kimliği olan Aleviliğe" karşı ciddi bir
özür borcu bulunduğuııu vurguluyon Aydın, kitabın-
da, "bu özrün güncelvetarihsel kanrtve gereklerini
belirginleştirmeye çalışbğını" anlatıyor.
A leviler üzerindeki baskıya tarih-
Z\.sel önıekler de veren Erdoğan
Aydın, isim vermeden bazı 'Alevi ön-
derlerinin' Aleviliği tarihsel kaynak-
lanndan uzaklaştırdığım savunuyor.
GEÇMİŞTEN
GELECEĞE
ORHAN ERİNÇ
Beyler
Konkuyor musunuz?
Spordaki, özellikle de futboldaki şiddet, azalma-
sı bir yana yaygınlaşarak diye nitelendirilebilecek
biçimde sürüyor.
"Nereden biliyorsun " denilirse söyleyeyim. Ga-
zetelerde yayımlanan fotoğraflardan, ekranlardatek-
rarlanan görüntülerden!
Ve gördükçe kafamdaki soru çengeli daha da
katmerleşiyor...
• • •
Siyasal iktidarlarımızın en önemli övünme neden-
lerinden biri, çok sayıda yasa yapmaktır. Bu du-
rum neredeyse yasa yapılmasını bir önceki yıla
oranla daha arttırmak yolunda bir yarışa bile dö-
nüştürebilmektedir.
Bu konuda dikkati çeken yeniliklerden biri de 7
maddelik bir yasa ile sayısı 10'a kadar ulaşabilen
başka yasaların değiştirilmesidir.
Uygulama, yasama tarihimize "torba yasa" di-
ye bir kavram da kazandırmıştır.
Iktidarlarımız, çok sayıda yasa arasına yalnızca
kendileri ile yandaşlarının yararına olanlarla uygu-
lanamayacak olanları da sokma konusunda uzman-
lık edınmışlerdir.
Ötekileri bir yana bırakıp uygulanmayan, daha
açık deyişle uygulanamayan yasaya gelelim.
•••
Söz konusu yasa, 7 Mayıs 2004 günlü Resmi Ga-
zete'de yayımlanarak yürürlüğe giren "Spor Mü-
sabakalannda Şiddet ve Düzensizliğin önlenme-
sine Dair Yasa" adını taşıyor.
Ama önce anayasadaki bazı kuralları anımsaya-
lım.
26'ncı madde "Düşünceyi açıklama ve yayma
hürhyeti" kenar başlığını taşıyor ve hürriyetleri say-
dıktan sonra şöyle diyor: "Bu hürriyetin kullanıl-
ması, suçların önlenmesi, suçların cezalandırıl-
ması, devlet sırrı olarak usulünce belirtilmiş bilgi-
lerin açıklanmaması, başkalarının şöhret veya hak-
lannın, özel ve aile hayatlarının yahut kanunun
öngördüğü meslek sırlannın korunmast veya yar-
gılama görevinin gereğine uygun olarak yerine
getirilmesi amacıyla sınırlanabilir."
"Basın Hürriyeti" kenar başlıklı 28'inci madde
de bir fıkrasıyla yayın yasağını belirliyor: "Yargıla-
ma görevinin amacına uygun olarak yerine geti-
rilmesi için, kanunla belirlenecek sınırlar içinde,
hâkim tarafından verilecekkararlarsaklı kalmaküze-
re, olaylar hakkında yayım yasağı konamaz."
Anayasa böyle diyorsa da söz konusu yasanın
16'ncı maddesinin üst başlığı "Yayın Yasağı" ola-
rak konulmuş ve şöyle denilmiş: "Spor müsaba-
kalannı canlı olarak yayımlayan yayın kuruluşu ile
diğer yazılı ve görsel yayın kuruluşları, bu kanu-
nun amacına aykırı nitelikteki afiş, pankart, söz,
fiil ve davranışları yayımlayamaz, Canlı yayın ha-
linde vuku bulan yasak söz, fiil ve davranışlar ha-
ber amaçlı da olsa birden fazla yayınlanamaz.
Basın ve yayın organları; söz, yazı veya davra-
nışlarlasporkulüplerini, taraftarlarını, sporadam-
larını şiddete, kulüpler arası husumete veya suça
teşvik edici eylem ve davranışlarda bulunamaz,
eleştiri amacı dışında aşağılayıcı yorum veya ha-
ber yayımlayamaz."
Yasaya aykırılıklar da 22 maddede yaptırıma
bağlanmış. 2005 yılı için öngörülen cezalargerçek
kişiler için 11 bin 120 YTL, tüzelkişiler için de 55
bin 600 YTL.
Peki bu cezaları kimler uygulayacak?
Yasaya ve daha sonra çıkarılan yönetmeliğe gö-
re il ya da ilçe spor güvenlik kurulları. Kurullar il-
lerde valiler, ilçelerde de kaymakamların başkan-
lığındatoplanıyor. Kurullara neredeyse herkes ka-
tılabiliyor, ama gazetecilik meslek kuruluşlarının
bir üyesi var. Yukarıda belirttiğim para cezalarını
belirleme yetkisi de bu kurullara verilmiş.
Yasanın yürürlüğe gihşinden bu yana izlediğiniz
televizyonlardaya da okuduğunuz gazetelerde ta-
nık olduklarınıza karşın, cezalandırılan birgerçek
kişi ya da yayın kurumu olduğunu duydunuz mu?
Ben duymadım.
Ne hikmetse kurullar görmezden gelmeyi yeğ-
liyor, şiddet olaylan da azalmıyor!
Yasalar yanlış olabilir ve değiştirilmesi için sa-
vaşım verilebilir. Ama uygulanmasın demek kim-
senin hakkı değildir.
• ••
Bu yazıyı "muhterem muhbirvatandaş" sıfatıy-
la yazmadım. Bir spor disiplin kurulu cesaretini
toplayıp ceza verse de idari yargı aracılığı ile
Anayasa Mahkemesi'ne gidilse düşüncesi ağır
bastığı için yazdım.
[email protected]
ULUSALEGEMENÜKYILI
Ata için mavi
ladindiküecek
ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - TBMM
Başkanı Bülent Annç, "Milli Egemenlik
YüTnın 64 ayrı etkinlikle kutlanacağını
açıkladı. Arınç, "uçurtma şenliğinden hatıra
ormanına, muhtarlara ve öğrencilere demokrasi
eğitiminden TBMM spor oyunlanna" dek bir
dizi etkinliğin gerçekleştirileceğini vurguladı.
Annç'ın verdiği bilgilere göre bazı etkinlikler
şöyle:
^ 13 milyon öğrenciye milli egemenlik
konulu özel bir ders verilecek.
• "Milli egemenlik onur ödülü" ve "TBMM
üstün hizmet ödülü" verilecek.
•* Milli egemenlik meşalesi yapılacak. Milli
egemenliği sembolize edecek bu meşale
Meclis'in en yüksek noktasına dikilecek.
• TBMM başkanlan parkı kurulacak.
Bugüne dek görev yapan 22 TBMM başkanı
adına sedir ağaçları dikilecek. Atatürk için ise
mavi ladin ağacı dikilecek.
• 85. yıl için özel bir logo tasarlandı.
Hazırlanan fragmanda kullanılan müziği Fahir
Atakoğlu besteledi.
^ lngilizce-Türkçe 25 kitap basılacak.