23 Aralık 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 27 MART 2005 PAZAR OLAYLAR VE GORUŞLER EVET / HAYIR OKTAY AKBAL Önce Ulusal Onur! Bir de baktım bütün sokak bayrak asmış! Hemen herevde, her apartmanda ayyıldızlı bayraklarımız... Tüm Türkiye il ve ilçelerinde Türk bayrakları... Bal- konlarda, ellerde, her yerde. Arada bir böyle bayraklı jünler yaşadığımız ol- muştur. Demirel'in bir başb|akanlığında da, Türki- ye alanlarının bayraklarla dûnandığını görmüştük. Bayrak, bir simgedir. Bayrak, bir bez parçası de- ğildir. Bayrak, milyonlarcaştehidin, gazınin kanıdır. Yurttur, vatandır. Bayrak, Atiitürk'tür, Mustafa Ke- mal'dir. tlginç bir rastl^ntı; "Atatürk Bir Gün Gelecek" ad- lı kitabımın yeni baskısı "Cumhuriyet Yayınları "ndan çıktı. Benim gümün anlamına yakışan bir yanıtım! Kemalist devrim n savunucıılarının biryanıtı... Bay- rak asmakla yetiıımek, kendjmizi de, başkalarını da, aldatmak, kand rmak sayılfnaz mı? önemli olan bayrağın taşıdığ, duyurduğ^j, yaşattığı anlamdır. O da gerçek ulus sevgisidir. Ulıjısal onurdur. Ulusal bir- liktir. Ulusal mutluluktur, sevııfıçtir, akıldır, coşkudur... "Atatürk uzaklarda değildir. Geçmişte kalmış değildir. Bizimle beraberdir," Iki kiiçük çocuğun elinetutuşturmuşlar... Bir ka- labalık yürüyüşe geçmiş... Bağıra çağıra coşkulu bir yığın. Çoluk çocuk da katılır böyle coşkulara! Ne olduğunu, ne istendiğini, ne arandığını bilmez! Hadi, derler kimileri, al bayrağı yürü! Kimi de baş- ka şeyler söyler... Çocuk da sallar, yerlere değdi- rir, anlamadan bilmeden dinler uygular, kendisine "öyle böyle yap" öğüdünü verenleri!.. Şimdi yeri göğü "kırmızı beyaz" yaptık. Her el- de, her evde bayrak... llk uyanış işaretini kim ver- di diye düşünürseniz bambaşka bir anlamla karşı- laşırsınız! Âskerdir bayrağın yerlerde değil, gökler- de süzülmesini isteyen, duyuran... Iki gün geçince iktidar başındakiler de uyarjdı. Ama askerdi ulusu uyaran, uyandıran... Bu da bir başka çeşit anlam, başka çeşit bir du- yarlılık... Askerin, subayıntepesineçuvalgeçirilmiş; Türkmen halkı onursuzluk çizgisine düşürülmüş; ya- bancılardan gelen her istek, her buyruk sineye çe- kilmiş, ulusallığı savunmakmerdeyse "ayıp" sayı- lır olmuş! Ama şimdi iki küçük çocuk, eline tutuşturulan bay- rağımızı tozlara bulamış ya da yakmaya kalkışmış, hemen uyanıyoruz, hemert ulusal duygularımızı coşturuyoruz, hemen dirilmek, bir şeyler yaratmak, bir şeyleri kanıtlamak gereğini duyuyoruz!.. "Atatürk Bir Gün Gelecek"... Böyle bayrak sal- lamakla, bayrak asmakla, yüzlerce bayrakla mey- danları, sokakları, doldurmâkla değil... Atatürk, ya- rattığı devrimin, Cumhuriyet ilkelerinin, gerçek ba- ğımsızlığın, yetmiş milyon r]alkın aynı yönde, aynı anlamda, aynı inançta birleşmesiyle gelir. Atatürk adını anma, devrimci atılımlarına katılma, hattatam tersi ne yapılacaksa onları uygulamaya kalk! Son- ra da al bayrağı salla, sağdan sola, soldan sağa!,. Yetmez! Bayrak, bir simge! Atatürk ise elle tutulur, gözle görülür bir gerçek... Bayrak, Atatürk'ün kendisi... Devrimleri, düşünceleri, ülkpsü.. en başta da onu- ru... BEYKOZ AtLEMABKEMESİ'NDEN Esas No 2004/354 Davacı Süleyman Aydın vekılı Av Alı Can tarafından davalı Sevgı Aydın aleyhme açılan bo^anma davasında, da- valı Sevgı Aydın'ın Camı Sk , I urkân Şoray Okulaltı, No 26 Rumelıhısarüstu / Ist adrespnde dııruşmanın birakıldığı 01 05.2005 gıınu saat 8 30'da riıahkememızde hazır bulun- ması, bızzat hazır bulunmadığı takdırde kendısını bir vekıl- le temsıl ettımıesı, aksı takdırde yokluğunda karaı verıle- ceğı hususu ılancn teblığ olunur 2103 2005 Basıtr 12931 Sahtecilik Uygarlıklar yatağı olan ülkemizde arkeoloji sahteciliği, sanat ve edebiyat sahteciliği alanının boyutları henüz bilinmiyor. Bu kültürel sahtecilik insan sağlığım tehdit eden beslenme-gıda sahteciliği kadar toplumu yakından ilgilendirmiyor. Ancak resmi evrak sahteciliği, imza ve mühür, senet sahteciliği örneklerı az olmasa gerek. Prof. Dr. Osmaıı INCİ (*) S ahte bılındiğı üzere gerçek ol- mayan aslina, gerçeğine benze- tılerek yapılan taklıt, düzmece anlamını taşımaktadır. Sahteci- lik sahtekârhktır, düzmecedır. Ahlak (etık) Immanuel Kant'ın "AhlakFel- sefesininTemelllkeleri" ısimlı kitabında bir bılımsel dısıphn olarak alınmıştır. Ahlak ınsanın insan olarak doğmaktan taşıdığı ve- ya sonradan kazandığı bırtakım davranış şekılleri, huylar ve ruhsal, eğıtımsel düze- yını belirten tutum ve davranışlardır. Sah- tecilik ise ahlak dışıdır. Sahtecilik bilım etığınde saptırma veya aldatmaca olarak tanımlanmaktadır. Bilım- sel venleri istemli olarak değıştırme, değı- şık sonuçlar verebılecek şekılde araştırma gereçlennı, işlemlerı ve kayıtları değiştir- me ya da farklı sonuçlara ulaşmak ıçın ya- pılan sahtecılıktır. Dürüst olmayan, bılım ve bılımsel yayın etığıne uymayan bir davra- nış ortaya çıktığında, o grubun ya da kışı- nın araştırmalan akademık çevrede tüm de- ğerini yıtırmıştır, söz konusu eser "yok" sayılır ve araştırma yaptığı etık dışı davra- nış ağırlığına göre cezalandırılır. Uygarlıklar yatağı olan ülkemizde arke- oloji sahteciliği, sanat ve edebiyat sahteci- liği alanının boyutları henüz bilinmiyor. Bu kültürel sahtecilik insan sağlığım tehdit eden beslenme-gıda sahteciliği kadar top- lumu yakından ilgilendirmiyor. Ancak res- mı evrak sahteciliği, ımza ve mühür, senet sahteciliği örnekleri az olmasa gerek. Toplumumuzu ve dünyayı, Türkiye'dekı "sahte rakı ölümleri" şıddetle sarstı. Sahte rakı toplum sağlığım çok yakından ilgılen- dıren gıda denetımı, kontrolü ve "gıdastan- dartlan" kavramını yeniden gündeme ge- tırdı. Alkollü ıçkılerde sahtecılığin üzenn- dekı örtü çekıldığinde dığer ürünlerdekıler de ortaya saçılmaya başladı. Kredi kartı, gübre, ev donatılan gıbi vs. Ancak rakı üre- tımindeki sahtecilik ınsanları öldürüyor, venlen bılgıler ınanılmaz boyutta; üretimın ortalama yüzde 60'ı "merdivenaltı'', kaçak, denetımsız, sağlıksız koşullarda yapılmak- tadır. Vergılendinlmeden tüketıme sürülü- yor. Kontrollü ve yasal üretımde ise yüzde 75 ÖTV alınmakta ve sahte üretıme yönel- me artmakta ve böylece bir kısırdöngü ya- şanmaktadır. Tartışmacılar "sahte rakı" olayının gıda sahteciliğinde aysbergın görülen kısmı ola- rak tanımlamakta, dığer gıda maddelerin- de (ekmek, et, peynır, sucuk, salam, baha- rat, hazır gıdalar) sanıldığından daha fazla sahtecilik olduğunu bıldirmektedırler. Ön- lem olarak; tüketicinın bilinçlenmesini, mu- hatabı olan ürünlenn, Tanm Bakanlığı üre- tım ızni ve gıda kontrolü yapılmış olanla- rın tercih edilmesinı önermektedır. 27 bın gıda sanayisı işletmesinin 10 bın kadannın denetlenmediğı, kayıtlı olmadığı bildinl- mektedir. Ülkemizde sahtecilik yalnızca gıda mad- delerinde tavan yapmadı. ABD Tıcaret Tem- silciliğı raporunda Türkiye marka sahteci- liğinde dünyada ilk sırada. Dünya Gümrük Örgütü'ne göre ise üçüncü sırada. Sahtecı- lığin en yaygın olduğu sektörler; tekstil, kozmetık, parfüm, elektronik gıbı dışalım- la gerçekleşen marka ve ürünlerı kapsıyor. Sahtecilik ahlak yozlaşması ve yolsuzlu- ğun bir tıpıdir. Temız toplum ancak yolsuz- lukla cıddı, kararlı ve sistematık mücadele ıle kurulabılır. Kararlılık Gazi Mustafa Ke- mal Atatürk'ün en büyük eserim dediği cumhunyetimızın kalbı Türkiye Büyük Mil- let Meclısi'nden (TBMM) başlayarak tüm topluma yayılmaktadır. Türkiye Cumhun- yeti yurttaşları, vekillerının yolsuzluklarla mücadelesını, kararlılığını görmeli ve ken- dını güvencede hıssetmelıdir. Toplumsal moral için buna büyük gereksınım vardır. Ülkemizde yolsuzluk "Benim menıu- rumişinibilir" dıyen başbakanlar, "Ahşır- iar, alışırlar" dıyen başbakan eşleri saye- sınde ve sonrasında gıderek arttı, sosyal sü- reç içınde toplum alıştı, tepkisizleşti, de- sanbıle oldu. Bugün kültürel değerler, öz- güven, hukuka saygı sistematık şekilde aşındırılmak ısteniyor. Toplum bıreysellı- ğe, yalnızlığa, güvensizlığe ıtıliyor. Parla- mentomuz bugün çok ciddı bir süreçte; parlamenter dokunulmazlıklan kaldırarak bu yolda en büyük adımı atmalıdır. Mil- letvekıllerimiz hukuk sistemımize güven- diklerinı, çağdaşlık yolunda gerekenı yap- tıklarını, hukuk karşısında normal yurt- taştan farklan olmadığını göstermeli, ikin- cıl olarak af kavrammı bir süre literatür- den çıkarmalıdırlar. Çok sık çıkanlan açık ve örtülü aflarla toplumun hukuk ve ada- let beklentisı ve güveni sarsılmamalıdır. Suç ve ceza kavramı zedelenmemelidir. Hu- kukun üstünlüğü, hukuk devleti ve huku- ka saygı, eğitimciye, üniversite özerkliği- ne, öğrencıye ve topluma güvence bunu ge- rektirir. Sahtecilikle kararlı mücadele, sah- tecilik suçlaması dosyalarının en üst dü- zeyden ele alınarak incelenmesı ıle ola- naklıdır ve yurttaşa verilecek en önemli mo- ral değerdır. (*) Trakya Ünıversıtesı Öğretım Üyesı, Turk Uro- lojı üerneğı Hukuk-Etik Komısyonu Başkanı Saym Emine Erdoğan ve Reyhan Gürtuna'ya... Macide TANIR Devlet Sanatçm S ayın Emine Erdoğan'ın ıs- temedıği halde aıle baskısı ıle küçük yaşlarda tesettü- re gırdığinı, sonralan alıştığını ve sevdığını gazetede okumuştum. 07 Mart 2005 tarihli bir gaze- tede de Sayın ReyhanGürtuna'nın dını ınançlanndan ötürü saç tel- lerini sakladığını, çocuğunun te- settüre gırmesıni istemedığını, inançlan doğrultusunda saçlannı değişik bir şekilde örtebileceğini okudum. Sizlen aydınlatmak ıçın kutsal kitabımız Kuran-ı Kerim'de yer alan bu konudakı ayetı aynen yazıyorum. "Ey Peygamber; eşlerine, kızla- nna ve müminlerin kadınlanna dışan çıkarken üstlcrinc örtü al- malarmı söyle. Bu onlann tanın- nıasını ve bundan dolayı inciril- menıelerini sağlar." (1961- Dıya- net Işleri Başkanlığı Kuran-ı Ke- nm ve Türkçe Anlamı Cilt 3, Sa- hıfe 562, Ayet 59) Bu ayetın bıze emrettığıne gö- re saçın örtülmesi gibı bir mecbu- nyet yoktur. Evlı hanımlar ıle bekârlann far- kedılerek evli hanımlara laf atıl- tnası, sarkıntılık edılmesı vs. gı- bi davranışlardan korunmaları, ın- cıtılmemelen ıçın indırılmış bir ayet; o kadar. Unutmayınız; tslam dınınde ma- la, mülke, paraya, ıktidara, koltu- ğa.. özetle dünya malına ıtıbar yoktur Yine sevgıli kitabımızda "Mallarunız ve çocuklarımız bu dünyanın süsüdür" diye yazar Kibirli ve mağrur olmak da haram- dır unutmayın. Bir gun sanıyesı ge- lince hepsını bırakıp gideceksı- nız. Bunedenle hiçbır şey sizin de- ğildir. Benın gıbi gerçek Müslü- manların ınandığı kutsal kıtap böyle diyor. Şeriatın simgesi olan tesettürü kullananlar, kıtabımızın emırleri dışında hareket etme gü- nahını işleyenlerdir. Büyük hazır- lık içinde yakmayı düşündüğü- nüz şeriat ateşınde kendilerine saygılannı yitirmiş kışıler olarak sızler kalacaksınız. Kutsal kitabımız, "Buâlemoyun veqyalanmaâlemidir" buyuruyor. Kendi kendınıze oyun oynayınız. Ama Türkıyemızi sarsmayınız. Buna hakkınız yok. Bir an durup ana merhametıyle düşününüz... Bu vatanı kanlan karşıhğı hedı- ye eden aziz şehitlere saygı du- yunuz ve bızlere yani bu vatan- da yaşayan insanlann dörtte üçü- ne daha fazla zarar vermeden ger- çek îslama ulaşınız. Dinsel inanç diyerek kendinizi ve etrafınızı kandırmayınız. Yaşamınızda her zaman dürüst olunuz. Yanlışa iti- bar etmeyiniz. Sizlen kınıyorum. Sız şeriatı istiyorsunuz, ben ger- çek Müslüman olarak laik, de- mokratık, Atatürk devnmlerine sıkı sıkıya bağlı Türkiye Cum- huriyeti'nin sonsuza dek yaşa- masını, var olmasını ıstiyorum. PENCERE RTE ile Penguen Benzeşmesi••• Soru: - Bir Başbakanın suyu ne zaman ısınır?.. Yanıt: - Karikatürcülerle takıştı mı, bir Başbakanın suyu ısınır. RTE'nin başı belada!.. Niçin?.. Çünkü karikatürcülerle uğraşmaya başladı, hem de bir değil, iki değil; Cumhuriyet'te Musa ile başla- yan serüven 'Penguen' dergisinin çizerleriyle sürü- yor... • Sorun nedir?.. öyle bir an gelir ki karikatürcü ıçınden gelen güdü- lenmeyle ya da dışardan yansıyan esinlenmeyle Baş- bakanı başka bir yaratık kılığında çizmek ister... Nedir bu işin püf noktası?.. Çizilen karikatür yerli yerine oturuyor mu?.. Sorun budur!.. Çizilen karikatür yerli yerine oturmuşsa, iş bitmiş demektir; sen istersen çizerini para cezasına çarptır, istersen içeriye attır, nafiledir... Tayyıp Erdoğan demokratik bir Başbakan gibi Mu- âa'nın çizgilerine gülüp geçseydı, ış büyümeyecek- ti; belki de "yün yumağına dolanmış kedi karikatü- rü" unutulup gidecekti. RTE'nin saldmsı hem olayı dal- galandırdı, hem büyüttü, hem mizah tarihine yazdır- dı. Karikatürcüler Derneği Başkanı Metin Peker bir ba- sın toplantısı düzenledi; Başbakan Tayyip'i 'Pengu- en' dergisinde inek, zürafa, ördek, yılan, kurbağa, maymun vb. hayvanlar kılığında çizen karikatürcüler bir araya gelip açıklamalar yaptılar... Ve dediler ki: - Başbakan'ı penguen biçiminde de çizdik!. Bana sorarsanız, Başbakan'a en yakışan çizim penguen biçiminde betimlenmesidir. Neden?.. • Neden mi?.. Çünkü penguen denen yaratık takıyyecidir, ne ol- duğu tam bilinmiyor... Kuş mudur?.. Kuştur, kanatları vardır, ama uçamaz!.. Balık mıdır?.. Değildir, ama balık gibi yüzer!.. İnsan mıdır?.. Elbette değildir, ama iki ayak üstünde dik durur ve yürür... Bızim RTE de takıyyecidir... Kuş mudur?.. Değildir?.. Penguencilerin çizdikleri gibi deve midir?.. Değildir.. Peki, nedir?.. • Karikatürcü tayfası da bir türlü karar verememiş ki çeşitli hayvanların resmı geçıdınden oluşan çizgile- rin mizahında sorunun yanıtı ortada kalmış... Türkiye'nin sorunu da bu değil mi?.. RTE dinci mi?.. Değil mi?.. Takıyyecı mı?.. Laık mı?.. Islamcı mı?.. Bilen varsa, beri gelsin!.. i i 206 X-DESIGN KUŞAĞI! FARKI OTOMOBİLİ. t.ie 2O6 vw.pcugootcom.tr Peugeot Muşteri llışkıleri (0216) 579 94 44 Soni yakından tanıyoruz. Zevklerini, beklentilerini ve hayata bakışını iyi biliyoruz. Sana hiç kımse ne gıyeceğini, ne dinleyeceğini söyleyemez. Ana sana hangi otomobıli kullanacağını rahatlıkla söyleyebilirız: Peugeot 206 X-Desıgn! Tasarımı, teknik donantmı, kliması, 2 hava yastığı, radyo-CD çaları, el îktriklı on camları, özel kumaş koltuk döşernesi ve tüm diğer ustün özellikleriyle tam sana göre! O'nunla bir an once bıraraya gelebılmen ıçin, 22.900 YTL'den (22.900.000.000 TL) başlayanfiyatlarlatüm Peugeot bayilerinde!* PIIUGfOT iAVslwiDtR TOTAt. KARŞI KONULAMAZ. (0212)29^26 PeugcM Otomotıv Paarlama A Ş Peugeoc bınek ve tıcarı araçhrının TUrkl/e Genel Dıstrıbütörü'dür. Peugeot Otomotlv Paariama A.Ş araçlarm teknik özellık, donanım veflyaclarınıharhangı bir ön bildırimdo bulunmadan dejıstirme hakkını saklı tutar. •• Peşln alımlarda ta\'yve odilen Peugeot 206 X-Oosıgn 1.4 İL dta vıtes 75 hp model aııahor teslım flyatıdır. AFŞİNKADASTRO MAHKEMESİ'NDEN Sayı 1982/1 Hakım Yasemın Kara- bıdek 42488 Katıp Asiıhan Köş 457 Davacı Hasan Aslan, Hacı Alı Aslan, levfık Aslan, Cennet Aslan, vs Davalılar- Cafer Aslan, Ömer Aslan Dava' Tespıte Itıraz DavaTanhı: 19 01.1979 Davacılar tarafından davalılar aleyhıne açıl- mış olan tespıte ıtıraz davasının Mahkeme- mızce yapılan açık yar- gılaması sırasında ven- len ara kararı gereğınce, Afşın Ilçesı, Hüyüklü Köyü, nüfusuna kayıtlı Ömer kızı 1310 d lu Gülendam Arslan mı- rasçıları, 1340 d.lu Hüsne, 1926 d.lu Hacı- kız, 1927 d.lu Bahar, 1928 d.lu Cafer, 1930 d.lu Döne, 1935 d lu Münadıye, 1937 d.lu Hüsne Arslan, Afşın ıl- çesı Hüyüklü Köyü nü- fusuna kayıtlı H. Velı oğlu 1940 d.lu Hacı Pa- şa Özarslan mrrasçısı Hacı Paşa kızı 1969 d.lu Emış Özarslan ad- larına yapılan adres araştırmalarında adres- lennın tespıt edılemedı- ğınden ılanen teblıgat yapılmasına karar verıl- mıştır Yukanda ısımlen ya- zılı bulunan davacıların Mahkememıze aıt 1982/1 Esas sayılı dava dosyasının duruşması- nın 13 05.2005 günü saat 09.00'dan ıtabaren Mahkememızde hazır bulunmaları, ve delılle- rını ıbraz etmelerı veya kendılerını bir vekılle temsıl ettırmelerı aksı takdırde yargılamaları- nın yokluklarında de- vam edeceğı ve karar verıleceğı davetiye ve dava dılekçesı yerine kaım olmak üzere ıla- nen teblığı olunur. 14.03.2005 Basın: 13319
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle