Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2025
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
27 MART 2005 PAZAR CUMHURİYET SAYFA
17
a
W ABD: "AKP için
İj düğmeye basmadtk."
6 Tongaya tnı bastmız?
«0
KöpekleIstanbul ll Kültür
Müdürlüğü'nün
Sultanahmet'teki binası-
na bekçi kadrosu alına-
mayınca güvenlik soru-
nunun nasıl çözüldüğü-
nü biliyor musunuz? Bir
köpek alıp bahçeye bağ-
layarak!
Kîtapsız
Gaziantep Tabip
Odası, 80. Yıl llköğ-
retim Okulu'na kitap
bağışı yapıyor. Kitap-
ların üzerine odanın ka-
şesi basılıyor. Bir süre
sonra sokaktaki kitap
sergilerinde oda kaşeli
kitaplar satılıyor!
Sanatsız
Ankara'da bir pilot
ilköğretim okulunda
üçüncü sınıftan sonra
müzik ve resim dersleri
kaldırıldı. Sanatın kökü-
nü kazımak için ilk adıml
Tel: 0.212.512 05 05 Faks; 0,212,512 44 97Elektronik posta: denizsom@cumhuriyet.com.tr
- Bugün
Dünya Tıyatro Günü imiş...
"Üzerinde ovun oynanan
sahnelerden biri de Türkive!"
endime olan güvenimi yitirdim. Çünkü göz-
lerim ve kulaklarım artık bana ihanet ediyor.
Gördüklerim ve duyduklarımı doğru algıla-
yamıyorum. Yanılgılar içinde sürükleniyo-
rum. Göz doktoruna gittim; astigmat ve miyop öl-
çümlerimi yeniden yaptırdım, gözle görünür bir gör-
me bozukluğu çıkmadı. Doktor, gözümdeki gözlüğün
yeterli olduğunu söyledi. Göz doktorundan çıktp ku-
lak doktoruna gittim. Kulaklarımın içini yıkattım; test-
lere girdim, "çıt" sesini bile duydum. Duyma bozuk-
luğu çıkmadı.
Sorun sanırım beynimde. Gördüklerimi ve duyduk-
larımı beynim yanlış algılıyor. Ama bu durum bazen
oluyor. Genellikle doğru görüyor, doğru duyuyorum
fakat hiç ummadığım bir anda merkezi sinir sistemim
arızaya geçiyor; beynim algılama yanılgısına düşüyor.
Işte bu yüzden kendime güvenim hiç kalmadı.
İlk fırsatta beyin ve sinir sistemi hastalıkları uzma-
nı bir doktora muayene olmayı düşünüyorum. Uma-
Giiven
rım, tehlikeli bir durum söz konusu değildir.
Adını bilmediğim bu hastalık Çanakkale Savaşla-
rı'nın yıldönümü için yapılan törenden sonra ortaya
çıktı.
Televizyon seyrediyordum. Tören bitmiş, mülki ve
askeri erkân tören alanından ayrılıyordu. Başbakan
Recep Tayyip Erdoğan, makam otomobiline doğ-
ru yürürken, önündekı Genelkurmay Başkanı Orge-
neral Hilmi Özkök'e "Hocam" dıye seslenerek, oto-
mobiline davet etti. özkök de bu seslenişe yanıt ver-
mek için başını geri çevirip Erdoğan'ın önerisini na-
zik dille kabul etmedi.
Bunlar benim duyduklarım ve gördüklerimdi.
Meğer gördüğümü ve duyduğumu sanmışım.
Orgeneral özkök'ü birkaç gün sonra yine televiz-
yon ekranında gördüm. Başbakanın kendisine "Ho-
cam" diye hitap ettiğini duymadığını, gazetelerin id-
diasına göre böyle bir hitapta bulunduysa bile bunu
kabullenmesinin mümkün olmadığını söylüyor; Baş-
bakanın kendisine hep "Sayın Paşam" yada "Genel-
kurmay Başkanım" diye hitap ettiğini bildiriyordu.
Ardından Erdoğan'ı aynı konuda açıklama yapar-
ken yine televizyonda seyrettim. Genelkurmay Baş-
kanı'na her zaman "Sayın Paşam" diye hitap ettiği-
ni, "Hocam" diye hitap ettiği kişinin Devlet Bakanı Be-
şir Atalay olduğunu söylüyordu. Oysa ben, "Hocam"
seslenişinin muhatabının Genelkurmay Başkanı oldu-
ğunu sanmış, Genelkurmay Başkanı'nın da kendisi-
ne "Hocam" dendikten sonra başını çevirip Başba-
kana yanıt verdiğini zannetmiştim. Başbakanın Ge-
nelkurmay Başkanı'na bakarak Devlet Bakanı ile ko-
nuştuğunu algılayamamıştım. Kendime güvenim hiç
ama hiç kalmadı. Artık Genelkurmay Başkanıma ve
Başbakanıma kendimden daha çok güveniyorum.
Katil
Akif Kökçe: "Avrupa,
Abdullah Öcalan'ın ye-
niden yargılanmasını
istiyor. lstedikleri ger-
çekleşirse Öcalan, hır-
sıza hırsız, katile katil
demenin yasak olduğu
yeni Türk Ceza Yasası ile
yargılanacak demektir."
SESSÎZ SEDASIZ (!)
\ f
"/2
~— —-^
/ jkVSA ZAMANPA •,
/ SESS/Z. VEVQ/M \1
OLAJ2AZ N/TELENEN ^
\VEÖ
'AP7T///K/. /
Şehir Hatlanı İşletmesi'nin sesi kesildi
Istanbul'da Şehit Hatları İşletmesi'nin
Büyükşehir Belediyesı'ne devredilmesi
vapurların düdük seslerı ile protesto edi-
lıyordu. Bir süre sonra, düdük sesleri ke-
sildi.
Çünkü Türkiye Denizciler Sendikası,
emekliliği gelenlerin dışında çalışanların
tümünün, tüm haklarıyla birlikte beledi-
yeye kadrosuna geçeceğini bıldirmışti.
Geçen Perşembe vapurların işletmesi,
Istanbul Büyükşehir Belediyesi'ne geçti.
Peki kaç personel belediyeye geçti?
2 bin küsur kişiden sadece 655 kişi!
Böylesine bir operasyonun yağdan kıl
çeker gibi başarılmasında en büyük pay
hiç kuşkusuz Türkiye Denizciler Sendıka-
sı'ndaolmalı...
Geçen gün, vapurlardan birinin kaptan
köşkündeydim. Bir adam geldi, kaptana
geminin temizliğinden sorumlu olduğunu
söyledi. Adam, taşeron şirket kadrosun-
daymış. Kaptan, "Adını jurnale yazacak
mıyız" diye sordu. Adam, afallayıp kaldı.
O sıra telsizden bir anons yapıldı. Gemi
adamlarının bundan böyle hafta tatili yap-
madan çalışacağı bildiriliyordu.
Birileri, kendince kural koyuyordu.
Oysa gemı adamlığı özel bir statü.
Denız iş hukuku bambaşka bir konu.
Denizcilik sektöründe çalışan olmak
da çalıştıran olmak da uluslararası ku-
rallara bağlı.
Beledıye henüz bunun farkında değil.
Farkında olmaları için de umarız bir
"hızlandırılmış tren" örneği yaşanmaz!
Yüksek Yerilim Hattı
Başbakan basınla görüşmelerini
sıklaştıracakmış. Yenı TCK yürürlüğe
gırince hapishanede ziyaret edecek!
erdincutku'yahoo.com
ÇEDKOSESİ
OKTAY EKİNCt
En Kolayı 'Büim' ve 'Kültür'!
sun-
Avrupa Birliği (AB) ile sotl-
baharda başlayacak müzake-
relcr için "başmüzakereci"nin
kim olacağı merak ediliyor.
Biz hiç etmesek de geniş bir
kesım önerilerde bulunmaya
başladıbile...
Kimi kadın kuruluşlan da
ülkenin "imaj"ı ve AB'yi et-
kilemek için başmüzakereci-
nin "kadın'' olması konusu
da lobi faaliyetindeler...
Aslında bu konuda karar ve-
rebilmek için ilk işaret yine
AB'den geldi. "Kolay"(!) bir
konuyla başlama adına ilk ön-
ce "bilim" ve "kültür"ün ele
alınacağınıbildirdi. Başbakan
ve dığer yetkililer de buna çok
sevındiler; bilim ve kültür gi-
bi kolay bir alanda müzakere-
lere başlamanın "hayırlara ve-
sile olacağı"ııı belirttiler...
Demek ki başmüzakereci,
ister erkek olsun ister kadm,
bu işe "zorlanmadan" başla-
yacak!
•••
Haberi dinlediğimizde ön-
ce "ironi" yapılıyor sandık.
Ancak ko-
nuşmacı da
çok cıddi i-
di, başbaka-
nın memnu-
niyetini du-
yurun lıaber
metnı de...
Aradan
birkaç hafta
geçmesine
rağmen bu
açıklamaya
ne medya-
dan ne de bilim ve kültür çev-
relerinden bir tepki gelmeırje-
si ilginç değil mi?..
Aslında bilimi ve kültürü
"basit" sayan, yani önemse-
meyen bir AB'yi kabul etmek
kolay değil. Öteden beri "Av-
rupa" denilınce akla gelen
çağdaş uygarlığın temelı ve
her şeyi bilim ve kültür.
AB tnüzakerelere başlangıç
için bu konuyu seçmişse ko-
lay olduğu için değil; "Avru-
palı" olmanın önkoşulu ola-
rak gördüğü için seçmiş olsa
gerek. Konunun Türk kamu-
oyunayansıtılmasmda ise tam
tersi bir küçümsemenin öne
c/kartılması olsa olsa bizimki-
lerın bilim ve kültüre bakışın-
dan kaynaklanıyordur...
Hükümetin de bu bakışa
dört elle sanlıp "oh neiyizor-
lanmayacağız" gibisinden bir
rahatlama ıçine girmesi işe
Türkiye adma ne büyük bir ta-
lihsizîik.
Akla ister istemez bilin^n
bir fıkra geliyor. Geri kalmış
bir ülkenin bir yetkilisi ulus-
lararası bir toplantıda denızı
olmayan bir ülkenin denizci-
lik bakanına hayretle sormuş:
"Nasıl oluyor da..?" diye;ba-
kandayanıtlamış: "Amasizin
de kültür bakanınız var?!"
•••
Atatürk'ün dağlara taşlara
yazdığımız en ünlü iki sözü
şunlar değil mi:
"Hayatta en gerçek yol gös-
terici bilim ve irfandır."
"Türkiye Cumhuriyeti'nin
tcnıcli külttirdür."
Belkı de AB bu konulan en
öne alırken gerçekten Ata-
türk'ün izinde olup olmadığı-
mızı sınamak istiyor.
Bizimkilerse sonbaharaka-
dar derslerini çalışarak, ulu
önderin ne demek istediğini
bir kez daha öğrenip smıfı
geçmek yerine "soru kolay
yerden geldi" rehaveti içinde-
ler...
Oysa daha başlangıçta her
şeyin 'temel'i olan bilim ve
kültürde anlaşamazlarsa geri-
sini nasıl getirecekler? Örne-
ğin, yeni üniversiteler açılma-
sı konusunda "önce bilimsel
kadro" de-
nildiğinde
"her Ude bir
üniversite"
söylemiyle
çağdaş eğiti-
min kuralla-
nnı nasıl be-
lırleyecek-
ler...
Ya da Kül-
tür Bakanlı-
ğı'nın bütçe-
sini binde 2
de tutarak; hatta hükümet pro-
tokolündeki bakanhk sırala-
masında "en son"a yazmaya
devam ederek nasıl "kültürlü-
yüz" diyecekler...
AB aslında kolayı değil "ol-
mazsa olmaz koşul"u öneri-
yor. Ve üstelik bu koşulun "te-
mel" olduğunu söylediklerin-
de, bunun Türkçeye "kolay"
sözcüğü ile çevrilmiş olabile-
ceği de olasılıkdahilinde. De-
mek ki aslında başmüzakere-
cinin çok iyı yabancı dil de
bilmesi, "leb" denilince "Ço-
rum"u bile anlaması gereki-
yor.
Ne var ki ülkeyi yönetenler
bilim dısı politikalara ve kül-
tür yoksunu gelışme anlayışı-
na fazlasıylakapıldıklanndan
olacak, böyle bir olasılığı bi-
le akıllarına getirmeden son-
baharı "kolay" atlatacaklan-
nı sanıyorlar...
Bilim ve kültür çevreleri de
bu "itiraf" karşısında suskun
kalarak aynı rahatlığa destek
vermiş olmuyorlar mı?..
oekinciv cumhuriyet.com.tr
KİM KİME DUM DUMA BEHÎÇAK behicakurturk.net
ÇİZGtLİK KÂMİL MASARACI kamilmasaraciı mynet.com
H A R B İ SEMtH POROY semihporoyfı yahoo.com
HAYAT EPlK TİYATROSU MVSTAFA BILGÎN hayatepikuvmynet.com
HAYROLA,
TAKIM ELBİSE
FALAN ?..
BU6ÜN BEYOÖLUNA ÇIKIYORUM DA ONDANI
önce başbakanın gazabına uğrayan PENGUEN mızah
dergısine destek ziyareti yapacağım.
sonra Fransız Kültür Mcrkczindc SU YÜCEL'in
öncülü^Tünü yaptığı 100 anadolu kadmının "öleceğim
aklıma gelirdı dç resim yapacağjıtn gelmezdi"
adlı rcsım sergisine gideceaim.
sonra da TİYATRO PERA'nın sahnclcdıai
DOBRÎNJA'DA DÜĞÜN adlı oyunu ızleyeceOim!..
TARtHTE BUGÜN MÜMTAZARIKAM 27Mart unmv.mumtaz-arikan. com
18(>S'TE 8UGÜN,ÜNLÜ OTOMOBİL MÜHENPİ-
Sl PREDEf&CK HEN&Y GOYCE, /'NGİLTEBe'D£
DO&PU. laoO'LjE&M BAŞLAf2JNPA,CHAIV£S
sreu/AKT /SOLLJS I'LE ANLAŞAGAK ROLLS -
ROYCE C/M/'reD Şİ/Q/£ETfAff AUJ/34CAtL I/E
DÛNYAN/N EA/ KUSU&SUZ. OTTDMOBİUNİ
YAPMAYA Gİ&İŞeCEKTİG.. İK/
ZOUS-ROYCE
CJSMARGUE
t-E& 0710AyfOB/U.EeiS BU ALANOA EFSANE
YA/SArACA/CİJI/? VE YALA//Z yuKSEfc. ÖDE-
ME 6ÜCUJ OLAM ALfC/LA/SA SAT/Ş YA-
PACAKLA&DL Sİ/? Stl/ZE SONfSA UÇAK
MOTD&LASJ PA UG.ETMEYE VE 8U K£>-
NUPA UZMAA1LAŞMAYA SAŞLiyACAK-
LAR.D//?..
PANO
DENtZ KAVUKÇUOĞLU
Kedibilmez Bir Başbakan
Başbakanımızın, çizdiği kedili karikatür nedeniy-
le arkadaşımız Musa Kart'a karşı açıp beş milyar
TL kazandıktan sonra şimdi de Penguen dergisi çi-
zerlerine karşı toplam kırk milyarlık bir dava açma-
sı üzerine düşündüm... Penguen çizerlerinin "Tay-
yipler Âlemi" de rahatsız etmiş Başbakanı. Acaba
Sayın Recep Tayyip Erdoğan, Gioacchino Ros-
sini'nin "kedıdüeti"n\, GiuseppeScarlatti'nin bes-
telediği "kediler için piyano sonatı"n\ dinlemiş mi-
dir? Ya da Pyotr lliç Çaykovski'nin "Uyuyan Gü-
zel" balesi için yazdığı "Beyaz Kedi Sü/f/"ni? San-
mıyorum. O, bunların hiçbirini dinlemediği gibi Bü-
yük Rus bestecisi Igor Stravinsky'nin 1917 Büyük
Ekim Devrimi öncesinde yazdığı "Kedilere Ninni"
adlı piyano düetlerini de, başka bir Rus bestecisi
Modest Petroviç Moussorgky'nin kahramanı
"Haydut Kedi"y\ de bilmez.
•••
Sayın Başbakan, eminim ki Andrew Lloyd We-
ber'in Thomas S. Eliot'ın "Yaşlı Sıçanın Pratik Ke-
diler kitabı"ndan esinlenerek bestelediği, ilk sahne-
ye konduğu 1981 yılından bu yana dünyanın dört
bir yanında binlerce kez oynanan, milyonlarca in-
san tarafından izlenen "Cat's - Kediler" müzikalini
de izlememiştir. O yalnızca alaturka dinler. Bu ne-
denle Boy Georgo'un "Fat Cat - Şişko Kedi",
FrankZappa'nın "Yoo Cats - Yoo Kediler", "Alley
Cat - Sokak Kedisi", Bob Dylan'ın "Cat's in the Well
- Kedi Merdiven Boşluğunda", Queen Grubu'nun
"Cool Cat - Soğukkanlı Kedi", The Curr'ün "Love-
cats - Aşk Kedileri", Lemonheads'in "Year of the
Cat - Kedi Yılı" ya da Bryan Ferry'nin "Wild Cats
- Vahşi Kediler" adlı şarkılarını da bilmez. Keşke bil-
seydi, dinleseydi, dinleyebilseydi..
• • •
Sir Elton John, "Honky Cat - Düttürü Kedi" şar-
kısında taşradan gelip de kentte hayal kırıklığına
uğrayan gençliğini anlatır. Cyndi Lauper ise "Like
a Cat - Kedi Gibi" adlı şarkısında sevgilisine, "Be-
ni camdan attın ama kedi gibi ayaklarımın üzerine
düştüm" diye seslenir. "Kedi gibi olmak" , "kedi-
ye benzemek" kötü bir şey değildir. Simple Minds,
"Cat's Walk - Kedi Yürüyüşü" adlı şarkısıyla dinle-
yenlere "kapitalizmin yürüyüşünü" anımsatır. Ünlü
bir rap grubu olan Public Enemy ise "Go Cat Go -
Git Kedi Git" şarkısında Amerika Birleşik Devletle-
ri'ni bir kara kedinin rengine boyar. Acaba Sayın
Başbakan en azından Walt Disney'in çizgi filmleri
arasında en unutulmazlanndan biri olan "Aristo-
cats"\ izlemiş midir? Hani bir ilkbahar günü Paris'te
yakışıklı erkek sokak kedisi O'Malley'in güzeller
güzeli soylu dişi kedi Düşes'in mavi gözlerine vu-
rulmasıyla başlayan o romantik serüven filmini...
Eğer bu filmi izlememişse ünlü Fransız şarkıcısı Ma-
uriceChevalier'nin seslendirdiği "The Aristocats"
şarkısı da pek bir şey ifade etmez Sayın Erdoğan
için, belki de hiç duymamıştır.
•••
Sayın Başbakan'ın "müseccel" bir şiir meraklısı
olduğu bilinir. Bu merakı, okuduğu süngülü, miğfer-
li, kubbeli bir şiir nedeniyle on ay hapis cezasına
çarptırılmasıyla yargı tarafından da tescil edilmiştir.
Acaba kendisinin "kedili şiirler" ile arası nasıldır? Or-
neğin.TevfikFikret'in "Zerr/şfe"sini, Ece Ayhan'ın
"Bakışsız BirKediKara"stnı, Murathan Mungan'ın
"Kedinin ölümü"nü, Aydın Hatipoğlu'nun "Ke-
d/"sini, Orhan Veli Kanık'ın "Kuyruklu Şiir"\n\, Is-
met Özel'in "Waterloo'da Bir Dişi Kedi"s\n\, Ok-
tay Rifat'ın "Ked/"sini, Arif Damar'ın "Kedi Ak-
//"nı, Melih Cevdet Anday'ın "Ked/7er"ini, Özde-
mir Asaf'ın "Kedi Idi -Ad/"nı, Sunay Akın'ın "Kedi
Kırıkları"n\, Yalvaç Ural'ın "Kedi ve Korku"sunu,
Asaf Halet Çelebi'nin "Ked/"sini, Çetin Öner'in
"Maviş"\n\, Refik Durbaş'ın "Kedicik"\n\, Nâzım
Hikmet'in "Masallann Masalı"n\, EdipCansever'in
"Acaba "sını okumuş mudur?
•••
Diyelim, bu şairlerin kedili şiirlerini hiç okumadı,
peki Necip Fazıl Kısakürek'in kedili "Sayıklama"s\,
o sayıklamadaki, "Bir göz gibi süzüyor beni cam-
lardan gece,/ Dönüyor etrafımda bir sürü kambur
cüce,/ Fırıl fırıl..." dizeleri de mi yabancıdır Sayın
Başbakan'a? O zaman söyleyecek ne kalıyor bize?
öyle ya, hayatı gibi oku-
duğu şiirler, dinlediği mü-
zikler de "kedisiz" olan
bir insana hüzünlü bir
"vah vah"dan başka ne
denebilir ki?
(e-posta: dkavukcuog-
luıv superonline.com)
BULMACA SEDAT YAŞAYAM
1 2
SOLDANSAĞA:
1/ lnsanlık tari-
hinin ilk yazılı
yasalannı çıkar-
masıyla ünlü
Babil hükümda-
n. 2/ Göz yuva-
nnınpigmentve
kan damarlan
içeren katma-
nı...Başıboşge-
zen hayvan sü-
rüsü. 3/ Donuk
renkli... îçinde
bulaşık yıkanan musluk
teknesi 4/Tümör...Do-
ğalgazın önemli bir bi-
leşeni olan gaz. 5/Dere-
beylik toplum düzenin-
de toprakla birlikte ah-
nıp satılan köle .. Ulaş-
nıış, enşmiş. 6/Kâğıtla-
n bir arada tutmaya ya-
rayançengel... Birnota.
7/Otuzikikâğıtlaoyna- 9
nan bir ıskambil oyu-
nu... Sıpersız şapka. 8/Duyuru... Sıvas ilinde bir göl. 9/
Dünyanın Yedi Harikası'ndan biri olan "Babil Asma
BahçelerTni kurduran efsanevı Asur kraliçesi.
YUKARIDAN AŞAĞIYA:
1/Tahinle hazrfanan nohut ezmesi... Kirh. 2/lşsiz,
aylak. . Bir bağlaç. 3/ Çelikçomak oyununa ve bu
oyunda kullamlan değneğe verilen ad... Sayılan gös-
termek için kullanılan imlerden her biri. 4/ Eski dil-
de su... Düzce ilinde bir kaphca ve göl. 5/ Bir gıda
maddesi... Satrançta bir taş. 6/ Sporda, yenilmiş olan
bir takımın aynı rakiple oynadığı ikinci oyun... Lan-
tan elementinin simgesi. 7/ Temizlik işlerinde kulla-
nılan bir tür toprak... Ağıl. 8/ Erkekler için kullanılan
bir saygı sözü... Mesaj. 9/ ABD Başkanı Eisenho-
wer'ın takma adı... Hayvanlann bağlandığı gölgelik.
c
T
H
A
N
N
Ü
M
A
1
M
A
M
E
|
S
A
L
H
A
L
E
|
0
T
•
A
M
E
R
T
K
A
L
1
N
E
•
TL
E
T
T
•
N
|
O
K
E
Y
•P
1
u
s
T
A
T
|
B
A
R
M
A
|
L
T
P
A
R
1
Aİ
jy
T]
1
5
3
"1s