09 Mayıs 2024 Perşembe English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
27 MART 2005 PAZAR CUMHURİYET SAYFA 17 a W ABD: "AKP için İj düğmeye basmadtk." 6 Tongaya tnı bastmız? «0 KöpekleIstanbul ll Kültür Müdürlüğü'nün Sultanahmet'teki binası- na bekçi kadrosu alına- mayınca güvenlik soru- nunun nasıl çözüldüğü- nü biliyor musunuz? Bir köpek alıp bahçeye bağ- layarak! Kîtapsız Gaziantep Tabip Odası, 80. Yıl llköğ- retim Okulu'na kitap bağışı yapıyor. Kitap- ların üzerine odanın ka- şesi basılıyor. Bir süre sonra sokaktaki kitap sergilerinde oda kaşeli kitaplar satılıyor! Sanatsız Ankara'da bir pilot ilköğretim okulunda üçüncü sınıftan sonra müzik ve resim dersleri kaldırıldı. Sanatın kökü- nü kazımak için ilk adıml Tel: 0.212.512 05 05 Faks; 0,212,512 44 97Elektronik posta: [email protected] - Bugün Dünya Tıyatro Günü imiş... "Üzerinde ovun oynanan sahnelerden biri de Türkive!" endime olan güvenimi yitirdim. Çünkü göz- lerim ve kulaklarım artık bana ihanet ediyor. Gördüklerim ve duyduklarımı doğru algıla- yamıyorum. Yanılgılar içinde sürükleniyo- rum. Göz doktoruna gittim; astigmat ve miyop öl- çümlerimi yeniden yaptırdım, gözle görünür bir gör- me bozukluğu çıkmadı. Doktor, gözümdeki gözlüğün yeterli olduğunu söyledi. Göz doktorundan çıktp ku- lak doktoruna gittim. Kulaklarımın içini yıkattım; test- lere girdim, "çıt" sesini bile duydum. Duyma bozuk- luğu çıkmadı. Sorun sanırım beynimde. Gördüklerimi ve duyduk- larımı beynim yanlış algılıyor. Ama bu durum bazen oluyor. Genellikle doğru görüyor, doğru duyuyorum fakat hiç ummadığım bir anda merkezi sinir sistemim arızaya geçiyor; beynim algılama yanılgısına düşüyor. Işte bu yüzden kendime güvenim hiç kalmadı. İlk fırsatta beyin ve sinir sistemi hastalıkları uzma- nı bir doktora muayene olmayı düşünüyorum. Uma- Giiven rım, tehlikeli bir durum söz konusu değildir. Adını bilmediğim bu hastalık Çanakkale Savaşla- rı'nın yıldönümü için yapılan törenden sonra ortaya çıktı. Televizyon seyrediyordum. Tören bitmiş, mülki ve askeri erkân tören alanından ayrılıyordu. Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, makam otomobiline doğ- ru yürürken, önündekı Genelkurmay Başkanı Orge- neral Hilmi Özkök'e "Hocam" dıye seslenerek, oto- mobiline davet etti. özkök de bu seslenişe yanıt ver- mek için başını geri çevirip Erdoğan'ın önerisini na- zik dille kabul etmedi. Bunlar benim duyduklarım ve gördüklerimdi. Meğer gördüğümü ve duyduğumu sanmışım. Orgeneral özkök'ü birkaç gün sonra yine televiz- yon ekranında gördüm. Başbakanın kendisine "Ho- cam" diye hitap ettiğini duymadığını, gazetelerin id- diasına göre böyle bir hitapta bulunduysa bile bunu kabullenmesinin mümkün olmadığını söylüyor; Baş- bakanın kendisine hep "Sayın Paşam" yada "Genel- kurmay Başkanım" diye hitap ettiğini bildiriyordu. Ardından Erdoğan'ı aynı konuda açıklama yapar- ken yine televizyonda seyrettim. Genelkurmay Baş- kanı'na her zaman "Sayın Paşam" diye hitap ettiği- ni, "Hocam" diye hitap ettiği kişinin Devlet Bakanı Be- şir Atalay olduğunu söylüyordu. Oysa ben, "Hocam" seslenişinin muhatabının Genelkurmay Başkanı oldu- ğunu sanmış, Genelkurmay Başkanı'nın da kendisi- ne "Hocam" dendikten sonra başını çevirip Başba- kana yanıt verdiğini zannetmiştim. Başbakanın Ge- nelkurmay Başkanı'na bakarak Devlet Bakanı ile ko- nuştuğunu algılayamamıştım. Kendime güvenim hiç ama hiç kalmadı. Artık Genelkurmay Başkanıma ve Başbakanıma kendimden daha çok güveniyorum. Katil Akif Kökçe: "Avrupa, Abdullah Öcalan'ın ye- niden yargılanmasını istiyor. lstedikleri ger- çekleşirse Öcalan, hır- sıza hırsız, katile katil demenin yasak olduğu yeni Türk Ceza Yasası ile yargılanacak demektir." SESSÎZ SEDASIZ (!) \ f "/2 ~— —-^ / jkVSA ZAMANPA •, / SESS/Z. VEVQ/M \1 OLAJ2AZ N/TELENEN ^ \VEÖ 'AP7T///K/. / Şehir Hatlanı İşletmesi'nin sesi kesildi Istanbul'da Şehit Hatları İşletmesi'nin Büyükşehir Belediyesı'ne devredilmesi vapurların düdük seslerı ile protesto edi- lıyordu. Bir süre sonra, düdük sesleri ke- sildi. Çünkü Türkiye Denizciler Sendikası, emekliliği gelenlerin dışında çalışanların tümünün, tüm haklarıyla birlikte beledi- yeye kadrosuna geçeceğini bıldirmışti. Geçen Perşembe vapurların işletmesi, Istanbul Büyükşehir Belediyesi'ne geçti. Peki kaç personel belediyeye geçti? 2 bin küsur kişiden sadece 655 kişi! Böylesine bir operasyonun yağdan kıl çeker gibi başarılmasında en büyük pay hiç kuşkusuz Türkiye Denizciler Sendıka- sı'ndaolmalı... Geçen gün, vapurlardan birinin kaptan köşkündeydim. Bir adam geldi, kaptana geminin temizliğinden sorumlu olduğunu söyledi. Adam, taşeron şirket kadrosun- daymış. Kaptan, "Adını jurnale yazacak mıyız" diye sordu. Adam, afallayıp kaldı. O sıra telsizden bir anons yapıldı. Gemi adamlarının bundan böyle hafta tatili yap- madan çalışacağı bildiriliyordu. Birileri, kendince kural koyuyordu. Oysa gemı adamlığı özel bir statü. Denız iş hukuku bambaşka bir konu. Denizcilik sektöründe çalışan olmak da çalıştıran olmak da uluslararası ku- rallara bağlı. Beledıye henüz bunun farkında değil. Farkında olmaları için de umarız bir "hızlandırılmış tren" örneği yaşanmaz! Yüksek Yerilim Hattı Başbakan basınla görüşmelerini sıklaştıracakmış. Yenı TCK yürürlüğe gırince hapishanede ziyaret edecek! erdincutku'yahoo.com ÇEDKOSESİ OKTAY EKİNCt En Kolayı 'Büim' ve 'Kültür'! sun- Avrupa Birliği (AB) ile sotl- baharda başlayacak müzake- relcr için "başmüzakereci"nin kim olacağı merak ediliyor. Biz hiç etmesek de geniş bir kesım önerilerde bulunmaya başladıbile... Kimi kadın kuruluşlan da ülkenin "imaj"ı ve AB'yi et- kilemek için başmüzakereci- nin "kadın'' olması konusu da lobi faaliyetindeler... Aslında bu konuda karar ve- rebilmek için ilk işaret yine AB'den geldi. "Kolay"(!) bir konuyla başlama adına ilk ön- ce "bilim" ve "kültür"ün ele alınacağınıbildirdi. Başbakan ve dığer yetkililer de buna çok sevındiler; bilim ve kültür gi- bi kolay bir alanda müzakere- lere başlamanın "hayırlara ve- sile olacağı"ııı belirttiler... Demek ki başmüzakereci, ister erkek olsun ister kadm, bu işe "zorlanmadan" başla- yacak! ••• Haberi dinlediğimizde ön- ce "ironi" yapılıyor sandık. Ancak ko- nuşmacı da çok cıddi i- di, başbaka- nın memnu- niyetini du- yurun lıaber metnı de... Aradan birkaç hafta geçmesine rağmen bu açıklamaya ne medya- dan ne de bilim ve kültür çev- relerinden bir tepki gelmeırje- si ilginç değil mi?.. Aslında bilimi ve kültürü "basit" sayan, yani önemse- meyen bir AB'yi kabul etmek kolay değil. Öteden beri "Av- rupa" denilınce akla gelen çağdaş uygarlığın temelı ve her şeyi bilim ve kültür. AB tnüzakerelere başlangıç için bu konuyu seçmişse ko- lay olduğu için değil; "Avru- palı" olmanın önkoşulu ola- rak gördüğü için seçmiş olsa gerek. Konunun Türk kamu- oyunayansıtılmasmda ise tam tersi bir küçümsemenin öne c/kartılması olsa olsa bizimki- lerın bilim ve kültüre bakışın- dan kaynaklanıyordur... Hükümetin de bu bakışa dört elle sanlıp "oh neiyizor- lanmayacağız" gibisinden bir rahatlama ıçine girmesi işe Türkiye adma ne büyük bir ta- lihsizîik. Akla ister istemez bilin^n bir fıkra geliyor. Geri kalmış bir ülkenin bir yetkilisi ulus- lararası bir toplantıda denızı olmayan bir ülkenin denizci- lik bakanına hayretle sormuş: "Nasıl oluyor da..?" diye;ba- kandayanıtlamış: "Amasizin de kültür bakanınız var?!" ••• Atatürk'ün dağlara taşlara yazdığımız en ünlü iki sözü şunlar değil mi: "Hayatta en gerçek yol gös- terici bilim ve irfandır." "Türkiye Cumhuriyeti'nin tcnıcli külttirdür." Belkı de AB bu konulan en öne alırken gerçekten Ata- türk'ün izinde olup olmadığı- mızı sınamak istiyor. Bizimkilerse sonbaharaka- dar derslerini çalışarak, ulu önderin ne demek istediğini bir kez daha öğrenip smıfı geçmek yerine "soru kolay yerden geldi" rehaveti içinde- ler... Oysa daha başlangıçta her şeyin 'temel'i olan bilim ve kültürde anlaşamazlarsa geri- sini nasıl getirecekler? Örne- ğin, yeni üniversiteler açılma- sı konusunda "önce bilimsel kadro" de- nildiğinde "her Ude bir üniversite" söylemiyle çağdaş eğiti- min kuralla- nnı nasıl be- lırleyecek- ler... Ya da Kül- tür Bakanlı- ğı'nın bütçe- sini binde 2 de tutarak; hatta hükümet pro- tokolündeki bakanhk sırala- masında "en son"a yazmaya devam ederek nasıl "kültürlü- yüz" diyecekler... AB aslında kolayı değil "ol- mazsa olmaz koşul"u öneri- yor. Ve üstelik bu koşulun "te- mel" olduğunu söylediklerin- de, bunun Türkçeye "kolay" sözcüğü ile çevrilmiş olabile- ceği de olasılıkdahilinde. De- mek ki aslında başmüzakere- cinin çok iyı yabancı dil de bilmesi, "leb" denilince "Ço- rum"u bile anlaması gereki- yor. Ne var ki ülkeyi yönetenler bilim dısı politikalara ve kül- tür yoksunu gelışme anlayışı- na fazlasıylakapıldıklanndan olacak, böyle bir olasılığı bi- le akıllarına getirmeden son- baharı "kolay" atlatacaklan- nı sanıyorlar... Bilim ve kültür çevreleri de bu "itiraf" karşısında suskun kalarak aynı rahatlığa destek vermiş olmuyorlar mı?.. oekinciv cumhuriyet.com.tr KİM KİME DUM DUMA BEHÎÇAK behicakurturk.net ÇİZGtLİK KÂMİL MASARACI kamilmasaraciı mynet.com H A R B İ SEMtH POROY semihporoyfı yahoo.com HAYAT EPlK TİYATROSU MVSTAFA BILGÎN hayatepikuvmynet.com HAYROLA, TAKIM ELBİSE FALAN ?.. BU6ÜN BEYOÖLUNA ÇIKIYORUM DA ONDANI önce başbakanın gazabına uğrayan PENGUEN mızah dergısine destek ziyareti yapacağım. sonra Fransız Kültür Mcrkczindc SU YÜCEL'in öncülü^Tünü yaptığı 100 anadolu kadmının "öleceğim aklıma gelirdı dç resim yapacağjıtn gelmezdi" adlı rcsım sergisine gideceaim. sonra da TİYATRO PERA'nın sahnclcdıai DOBRÎNJA'DA DÜĞÜN adlı oyunu ızleyeceOim!.. TARtHTE BUGÜN MÜMTAZARIKAM 27Mart unmv.mumtaz-arikan. com 18(>S'TE 8UGÜN,ÜNLÜ OTOMOBİL MÜHENPİ- Sl PREDEf&CK HEN&Y GOYCE, /'NGİLTEBe'D£ DO&PU. laoO'LjE&M BAŞLAf2JNPA,CHAIV£S sreu/AKT /SOLLJS I'LE ANLAŞAGAK ROLLS - ROYCE C/M/'reD Şİ/Q/£ETfAff AUJ/34CAtL I/E DÛNYAN/N EA/ KUSU&SUZ. OTTDMOBİUNİ YAPMAYA Gİ&İŞeCEKTİG.. İK/ ZOUS-ROYCE CJSMARGUE t-E& 0710AyfOB/U.EeiS BU ALANOA EFSANE YA/SArACA/CİJI/? VE YALA//Z yuKSEfc. ÖDE- ME 6ÜCUJ OLAM ALfC/LA/SA SAT/Ş YA- PACAKLA&DL Sİ/? Stl/ZE SONfSA UÇAK MOTD&LASJ PA UG.ETMEYE VE 8U K£>- NUPA UZMAA1LAŞMAYA SAŞLiyACAK- LAR.D//?.. PANO DENtZ KAVUKÇUOĞLU Kedibilmez Bir Başbakan Başbakanımızın, çizdiği kedili karikatür nedeniy- le arkadaşımız Musa Kart'a karşı açıp beş milyar TL kazandıktan sonra şimdi de Penguen dergisi çi- zerlerine karşı toplam kırk milyarlık bir dava açma- sı üzerine düşündüm... Penguen çizerlerinin "Tay- yipler Âlemi" de rahatsız etmiş Başbakanı. Acaba Sayın Recep Tayyip Erdoğan, Gioacchino Ros- sini'nin "kedıdüeti"n\, GiuseppeScarlatti'nin bes- telediği "kediler için piyano sonatı"n\ dinlemiş mi- dir? Ya da Pyotr lliç Çaykovski'nin "Uyuyan Gü- zel" balesi için yazdığı "Beyaz Kedi Sü/f/"ni? San- mıyorum. O, bunların hiçbirini dinlemediği gibi Bü- yük Rus bestecisi Igor Stravinsky'nin 1917 Büyük Ekim Devrimi öncesinde yazdığı "Kedilere Ninni" adlı piyano düetlerini de, başka bir Rus bestecisi Modest Petroviç Moussorgky'nin kahramanı "Haydut Kedi"y\ de bilmez. ••• Sayın Başbakan, eminim ki Andrew Lloyd We- ber'in Thomas S. Eliot'ın "Yaşlı Sıçanın Pratik Ke- diler kitabı"ndan esinlenerek bestelediği, ilk sahne- ye konduğu 1981 yılından bu yana dünyanın dört bir yanında binlerce kez oynanan, milyonlarca in- san tarafından izlenen "Cat's - Kediler" müzikalini de izlememiştir. O yalnızca alaturka dinler. Bu ne- denle Boy Georgo'un "Fat Cat - Şişko Kedi", FrankZappa'nın "Yoo Cats - Yoo Kediler", "Alley Cat - Sokak Kedisi", Bob Dylan'ın "Cat's in the Well - Kedi Merdiven Boşluğunda", Queen Grubu'nun "Cool Cat - Soğukkanlı Kedi", The Curr'ün "Love- cats - Aşk Kedileri", Lemonheads'in "Year of the Cat - Kedi Yılı" ya da Bryan Ferry'nin "Wild Cats - Vahşi Kediler" adlı şarkılarını da bilmez. Keşke bil- seydi, dinleseydi, dinleyebilseydi.. • • • Sir Elton John, "Honky Cat - Düttürü Kedi" şar- kısında taşradan gelip de kentte hayal kırıklığına uğrayan gençliğini anlatır. Cyndi Lauper ise "Like a Cat - Kedi Gibi" adlı şarkısında sevgilisine, "Be- ni camdan attın ama kedi gibi ayaklarımın üzerine düştüm" diye seslenir. "Kedi gibi olmak" , "kedi- ye benzemek" kötü bir şey değildir. Simple Minds, "Cat's Walk - Kedi Yürüyüşü" adlı şarkısıyla dinle- yenlere "kapitalizmin yürüyüşünü" anımsatır. Ünlü bir rap grubu olan Public Enemy ise "Go Cat Go - Git Kedi Git" şarkısında Amerika Birleşik Devletle- ri'ni bir kara kedinin rengine boyar. Acaba Sayın Başbakan en azından Walt Disney'in çizgi filmleri arasında en unutulmazlanndan biri olan "Aristo- cats"\ izlemiş midir? Hani bir ilkbahar günü Paris'te yakışıklı erkek sokak kedisi O'Malley'in güzeller güzeli soylu dişi kedi Düşes'in mavi gözlerine vu- rulmasıyla başlayan o romantik serüven filmini... Eğer bu filmi izlememişse ünlü Fransız şarkıcısı Ma- uriceChevalier'nin seslendirdiği "The Aristocats" şarkısı da pek bir şey ifade etmez Sayın Erdoğan için, belki de hiç duymamıştır. ••• Sayın Başbakan'ın "müseccel" bir şiir meraklısı olduğu bilinir. Bu merakı, okuduğu süngülü, miğfer- li, kubbeli bir şiir nedeniyle on ay hapis cezasına çarptırılmasıyla yargı tarafından da tescil edilmiştir. Acaba kendisinin "kedili şiirler" ile arası nasıldır? Or- neğin.TevfikFikret'in "Zerr/şfe"sini, Ece Ayhan'ın "Bakışsız BirKediKara"stnı, Murathan Mungan'ın "Kedinin ölümü"nü, Aydın Hatipoğlu'nun "Ke- d/"sini, Orhan Veli Kanık'ın "Kuyruklu Şiir"\n\, Is- met Özel'in "Waterloo'da Bir Dişi Kedi"s\n\, Ok- tay Rifat'ın "Ked/"sini, Arif Damar'ın "Kedi Ak- //"nı, Melih Cevdet Anday'ın "Ked/7er"ini, Özde- mir Asaf'ın "Kedi Idi -Ad/"nı, Sunay Akın'ın "Kedi Kırıkları"n\, Yalvaç Ural'ın "Kedi ve Korku"sunu, Asaf Halet Çelebi'nin "Ked/"sini, Çetin Öner'in "Maviş"\n\, Refik Durbaş'ın "Kedicik"\n\, Nâzım Hikmet'in "Masallann Masalı"n\, EdipCansever'in "Acaba "sını okumuş mudur? ••• Diyelim, bu şairlerin kedili şiirlerini hiç okumadı, peki Necip Fazıl Kısakürek'in kedili "Sayıklama"s\, o sayıklamadaki, "Bir göz gibi süzüyor beni cam- lardan gece,/ Dönüyor etrafımda bir sürü kambur cüce,/ Fırıl fırıl..." dizeleri de mi yabancıdır Sayın Başbakan'a? O zaman söyleyecek ne kalıyor bize? öyle ya, hayatı gibi oku- duğu şiirler, dinlediği mü- zikler de "kedisiz" olan bir insana hüzünlü bir "vah vah"dan başka ne denebilir ki? (e-posta: dkavukcuog- luıv superonline.com) BULMACA SEDAT YAŞAYAM 1 2 SOLDANSAĞA: 1/ lnsanlık tari- hinin ilk yazılı yasalannı çıkar- masıyla ünlü Babil hükümda- n. 2/ Göz yuva- nnınpigmentve kan damarlan içeren katma- nı...Başıboşge- zen hayvan sü- rüsü. 3/ Donuk renkli... îçinde bulaşık yıkanan musluk teknesi 4/Tümör...Do- ğalgazın önemli bir bi- leşeni olan gaz. 5/Dere- beylik toplum düzenin- de toprakla birlikte ah- nıp satılan köle .. Ulaş- nıış, enşmiş. 6/Kâğıtla- n bir arada tutmaya ya- rayançengel... Birnota. 7/Otuzikikâğıtlaoyna- 9 nan bir ıskambil oyu- nu... Sıpersız şapka. 8/Duyuru... Sıvas ilinde bir göl. 9/ Dünyanın Yedi Harikası'ndan biri olan "Babil Asma BahçelerTni kurduran efsanevı Asur kraliçesi. YUKARIDAN AŞAĞIYA: 1/Tahinle hazrfanan nohut ezmesi... Kirh. 2/lşsiz, aylak. . Bir bağlaç. 3/ Çelikçomak oyununa ve bu oyunda kullamlan değneğe verilen ad... Sayılan gös- termek için kullanılan imlerden her biri. 4/ Eski dil- de su... Düzce ilinde bir kaphca ve göl. 5/ Bir gıda maddesi... Satrançta bir taş. 6/ Sporda, yenilmiş olan bir takımın aynı rakiple oynadığı ikinci oyun... Lan- tan elementinin simgesi. 7/ Temizlik işlerinde kulla- nılan bir tür toprak... Ağıl. 8/ Erkekler için kullanılan bir saygı sözü... Mesaj. 9/ ABD Başkanı Eisenho- wer'ın takma adı... Hayvanlann bağlandığı gölgelik. c T H A N N Ü M A 1 M A M E | S A L H A L E | 0 T • A M E R T K A L 1 N E • TL E T T • N | O K E Y •P 1 u s T A T | B A R M A | L T P A R 1 Aİ jy T] 1 5 3 "1s
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle