09 Mayıs 2024 Perşembe English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
25 MART 2005 CUMA CUMHURİYET SAYFA ROPORTAJ Avrupa Parlamentosu'nunLiberal Parti Üyesi îtalyanEmmaBonino Cumhuriyet 'e konuştu: TürkiyeAvrupa içinkazanımELÇİNPOYRAZLAR B RÜKSEL - Avrupa Parlamento- su'ndaki Liberal Parti üyesı Îtalyan Emma Bonino, Türkiye'nin Avrupa Birliği (AB) üyelik sürecinı çok ya- kından izleyen ve destek veren bir politikacı. tlk kez 1979'da AP üyesi seçilen Bonino, o ta- rihten bugüne AB kurumlan içinde çeşitli gö- revler aldı. Özellikle kadın haklan konusun- da etkinpolitika yapan Bonino, AB içinde ce- sur ve saygın bır politikacı olarak tanınıyor. Ba- ğımsız Türkiye Komisyonu üyesi Bonino, Tür- kiye'nin AB üyehğini Avrupa ıçin büyük bir kazanım olarak tanımlıyor. Avrupa'nın Tür- kiye gibi genç bir ülkeye ihtiyaç duyduğunu söyleyen Bonino, Cunıhuriyet'e konuştu. -AB Konseyi'nin 17 Aralıkkararını nasd de- ğerlendiriyorsunuz? EMMA BONİNO -17 Aralık kararı tahmin ettiğimden daha iyi bir karardı. Türkiye dos- yasını uzun süredır takip ediyorum ve AB içinde dırencin oldukça fazla olduğunu gör- düm. Karar günü gecenin 3'ünde herkes yor- gunken bazı ülkeleri tatmin etmek içın detay- lara takıhrlar ve "imtiyazlı ortaklık" gibi bir ifadeyi sonuç bildirgesine koyarlar diye kor- kuyordum. Sonunda Avrupa Parlamentosu ra- porunda olduğu gibi karan olumlu buldum. Hat- ta umduğumdan daha iyıydi. AP raporunda önemli teknik hatalaryapıldı. Parlamentoda giz- li oylama yapılmasına yönelik öneri geri tep- ti. Bu yüzden insanlar patıkartlanyla oylama- ya katıldılar. Ortaklığa gideceğin birine şef- faflık sorarken kendilerınin gizli oylama tek- lif etmesi utanç venciydi. Sonuç olarak par- lamento içinde büyük bir çoğunluk rapora "evet" dedi. Gizli oylama teklifiyle birlikte ko- nu siyasi bir nitelık kazandı. Bu da parlamen- terleri harekete geçirdi. , Türklye'ye eşlt davranamayız - Konsey karannda daha önce aday ülkeler için geçerli olmayan koşullar yer aldı. Bunu nasıl değerlendiriyorsunuz? BONİNO - Ben Türkiye'nin müzakere sü- recinin zorlu bir savaşım olacağını düşünüyo- rum. Sanınm Türkiye'deki insanlar da bımun farkında. Diğer genişleme süreçlerinden fark- h olmasının sebeplerindenbiri, halen AB için- de Türkiye'nin üyeliğine karşı bir direnç ol- ması. Kolay olmayacak bıliyorum ancak bu mü- zakere sürecinde biz bize düşeni, Türkiye de kendine düşeni ciddi bir biçimde yapmah. Türk arkadaşlanm karara ilişkin olarak "Her- kesle eşit muamele görmek istiyoruz" demiş- lerdı. Ama Türkiye Malta değil kı. Aynca bu- nu övünerek söylemeli. Türkiye büyük ve ha- rika bir ülke. Ortadoğu'daki Müslüman top- luluklar ve bizim aramızda çok önemli bir köprü. Türkiye diğer ülkeler gibi değil ve Av- rupa Türkiye ile birlikte daha farkh olacak. Ben bunun olumlu bir farklılık getireceğini düşü- nüyorum. Türk arkadaşlanmın eşitliği hukuk- sal anlamda istediklerini biliyorum, ancak te- melde ve siyasi olarak Türkiye herkes gibi de- ğil. îyi ki de öyle değil. - AB içinde hâlâ güçlü bir Türkiye karşıtı gö- rüş bulunuyor. Sizbununmüzakeresürecini na- sıl etkileyecegini düşünüyorsunuz? BONTNO - Avrupa koridorlarında çocuk denecek yaştan beri dolaşıyorum. tlk defa 27 yaşımda parlamentoya seçildim ve şimdi 57 yaşındayım Bazı önemli şeyleri gördüğümü söyleyebilirim. Ben Avrupa'nın hiçbir zaman bir genişleme için bu kadar heyecanlı ve is- tekli olduğunu görmedım. Ispanya ve Porte- kiz'in üyeliğinden söz ederken de aynı şeyler- den konuşuyorduk, "Bunlarfakir ülkeler, Av- rupa'yı işgal edecekler, fakir halk buraya yer- leşecek, iş arayacaklar" gibi. Bunların hiçbiri olmadı, tersine biz gidip bu ülkelerden ev, ar- sa satın aldık. Insanların kısa dönem hafızası vardır, bu unutulmamalj. Bu noktada genelde yeni katılan ülkeler daha kapalı ve tutucu bir yaklaşım içine de girebilirler. Entegrasyon polltikamız başansızlığa uğradı Din konusunda Türkiye'nin AB'ye getiri- leri olacak. Bugün Avrupa içinde yaşayan Müslüman topluluklarla yeterince mantıkh düzeyde bir ilişkimiz var, ancak AB yapılan- malarında Müslüman dünyası hakkındapekbir şeybilinmiyor. "TümMüslümanlar,tümArap- lar ayıudır" klişeleri artık ışe yaramıyor. Bu- gün Müslüman göçmen topluluklarla sorun- lanmız var. Bu da bizim hatamız. Entegras- yon politıkalanmız (ki bıına sahıp olduğu- muzdan emin değilim) başansızlığa uğradı. Ko- nuyla yeterince ciddi olarak uğraşmadık. Bu- gün entegrasyon AB için öncelıklerden biri- ni oluşturuyor. Başan hikâyeleri manşetlerde yer almıyor. Avrupa'da yaşayan Müslüman topluluklar içinde entegre olamamış bazı azın- lık grupları var ki olumsuz manşeti oluştu- runca kamuoyu da bunlan görüyor. Türkiye'de ise Müslümanların büyük çoğunluğu entegre ve bu da manşette yer almıyor. Bu konuda ka- muoyuna yönelik olarak çahşmalıyız. Avru- pa'da yaşayan Türk topluluklarıyla iletişim kurmalı ve bu insanlann bu süreçte ne gibi kat- kıları olabilir araştırmalıyız. Avrupa enteg- rasyon konusunda pek başarılı değil. ICamu- A AB'nin dini veya bölgesel değil siyasi bir proje olduğunu söyleyen Emma Bonino, "Türkiye'nin üyeliği bunun kanıtı olacak" dedi. ivrupa Parlamentosu'ndaki Liberal Parti'nin üyesi îtalyan Emma Bonino, Türkiye'nin müzakere sürecinin zorlu bir savaşım olacağını söyledi. Türkiye'nin kendine düşen göreviyerine getirmesi gerektiğini belirten Bonino, "Türkiye herkesle eşit muamele görmek istiyor. Ama Türkiye temelde ve siyasi olarak herkes gibi değil" dedi. Avrupa'nın daha az içine kapanık olmasını istediğini ifade eden Bonino, Türkiye'nin Ortadoğu ile AB arasında bir köprü olacağını söyledi. oyunun görüşü değişecektir ama otomatik ola- rak değil. Kamuoyu ona sunulan veriler ve bilgıler doğrultusunda değişir. Bu konuda dü- şünmeüyiz. - Fransa ileride Türkiye'nin üye- liğini referanduma götürecek bir anayasa paketini onay- ladı. Bu diğer üye ülkele- , re örnek oluşturabilir / mi? BONİNO - Bu- günden itibaren 10 yıldan söz ediyo- ruz. 10 yıl sonra Türkiye ve Av- , rupa burada ola- cak, ancak bu- ÂB Anayasasi değil antlaşma - AB Anayasasfnın geleceği hakkuıda ne düşünüyorsunuz? BONİNO - Bence anayasa olarak tanımlanan bu belge bir anayasa değil. Ben 250 sayfalık 45 ek deklarasyona sahıp bir anayasa hiç görmedim. Aynca bu belge "Biz Avrupa halkı" olarak değil "Ben Belçika Krak, şu başbakan ya da bu devlet başkanT şeklınde gün var olan si- yasi yapılar on , yıl sonra var olacak mı bun- • dan emin deği- , lım. Sıyasiler hızlısonuçlariçın toplum tüketime yönelik olarak de- magojik olabilirler. rika ve çok önemli. Avrupa siyasi bir proje- dir. Avrupa dini veya bölgesel bir proje değil- dir. Öncelikle Türkiye'nin üyeliği bu başlığa bir esaslılık katacak. Bunun yanı sıra iyı bir siyasi yapının altında Müslü- man, Katolık, laik olan herke- sin beraber yaşayabileceği ispatlanacak. Çünkü dının ve devletinbirbirinden aynlması demokrasi ve tolerans için bir önkoşul oluşturu- yor. Avrupa bunu iddia ediyor. Işte Türkiye'yle bir- likte bunu kanıt- lamamız gere- başlıyor. Bana göre bu bır anayasa değil bır antlaşma. Bir süreç olan Avrupa Birliği pek çok antlaşma geçırmıştir. Bu sebeple değişmesi doğal ama ben bunun neden anayasa olarak tanımlandığını anlamıyorum. Bu belgeyi dikkatlice incelerseniz Maastricht Antlaşması'ndan bir adım önde olduğunu görebilirsiniz. Ama kesinlikle bir anayasa değil. Benim ülkemde referandum bır mesele değil. tspanya'da bunu referanduma götürmüş olsalar dahı katılım gerçekten azdı. Ingiltere'de tarihsel bakımdan belki bir mesele Yavaş gidelim. Bunla- rı 10 yıl içinde görece- - AB içinde bazı çevreler Avrupa'nınTürkiye'nin üyeli- ğiyle birlikte aynı kalnıayacağı gö- rüşündeler. Türkiye'nin dahil olduğu bir Avrupa ne kadar farklı olacak? BONİNO - Ben bu süreci büyük bir heye- canla karşılıyorum, çünkü bence gelişmelerha- olabilir. Bu belge ülkelenn ıçişlerinde bazı düzenlemeler getiren bir antlaşma, ancak ben bunun özel bir tarafım görmedığimi söylemeliyim. --' kecek. Bugün Avrupa'da yaşa- yan 20 milyon Müslüman var. Bence AB 25 değil bu devleti olmayan Müslü- man toplulukla birlikte 26 ülkeden oluşuyor. Türki- ye'nin tam üyeliği bu / fikre temel oluşturacak. / Bunun yanı sıra Türkiye, ,, - geçmişı ve yer aldığı pozis- "* yonla Avrupa'yı daha önce hıç .„.„.- ' önemsenıediği bölgeler konusun- da daha aktif olmaya itecek. Avrupa da- ha aktıf, daha "genç" olmaya çaresizce ihti- yaç duyuyor. Avrupa'da güvenlik ve gelişmiş- lik için kendimizi arkasına saklayacağımız bir çeşit duvar hatta "kale" fıkrinden kurtulma- mız gerekiyor. Tersi geçerli olmalı. Gelişmış olmak bugün risk kapasitesine bağlı bır konu. Evet Avrupa'da göç, terorizm gibi sorunlar var. Ancak bu sorunlan reddetmek ve kapıla- n kapamak illüzyondan başka bir şey değil. Kü- reselleşme bugün zor bir sorun. Sadece "Küreselleşmeyiisteıniyorum" diye- mezsiniz. Bu "Rüzgân istemiyorum" demek gibi bir şey. Kendi yönetimlerımiz ve kendı hal- kımız için rüzgân nasıl kullanmamız gerekti- ğini öğrenmeliyiz. Ancak kapıyı kapatamayız. Işte bu Avrupa'nın öldüğü noktalardan bıri. Biz yaşlanıyoruz. Sadece demografık bakımdan de- ğil zihınsel anlamda da. Türkiye ise şevklı ve ıstekli bir ülke. Yaşlı Avrupalılar Avrupa ko- nusunda Türkıye'den çok daha şüpheci. Türkiye'nin üyeliği Avrupa ıçın bır kazanım- dır. Türk ınsanı ıçin de aynısının geçerli oldu- ğunu umuyorum. Avrupalı olarak söyleyebi- lirim ki Türkiye'nin üyeliği bizim için bir de- ğer. Türkiye AB için artı değer - Türkiye'nin müzakere sürecini başanyla tamamlayacağuıa inanıyor musunuz? BONTNO - Evet. Kesinlikle. Ben bunu Av- rupalı olarak söylüyorum; Türkiye bizim için bir kazanç. Bu bencil bir bakış açısı, ancak sanıyorum kı bu görüş Türk ınsanının çıkar- larıyla da çakışıyor. Türkiye Avrupa için psikolojik, ekonomik, siyasi ve pek çok fark- h nedenden ötürü bir artı değer. - 25 yıl sonra AB'nin hâlâ var olacağına inanıyor musunuz? BONİNO - Evet ama nasıl bır Avrupa olacağını bilmiyorum. Gençken 25 üyelı bir Avrupa'yı kesinlikle düşünemezdim. O dönem bu akhmızın alabileceği bir şey değildı. Ber- lin duvannın yıkılmasının ardından meydana gelen olaylar da tahmin edilemedi. Avrupa'nın aktif politikalarından biri olan genişleme politıkası, "Avrupa nedir" sorusunu gündeme getirdı. Avrupa demokrasi ve barış geliştiren kurumsal bir çerçeve lç pazar ve ticaret daha sonra geliyor. Ekonomik gehşmenın hukukun üstünlüğü ve demokrasinin bir sonucu ol- duğunu biliyoruz. Ekonomik gelişme demok- rasi ve hukukun üstünlüğünü getirmez. Av- rupa'yı model olarak alan Arap Birliği ül- kelerinin anlaması gereken önemli bir nokta var. O da Avrupa'nın başarısının demokratık kurumlanndan geldiğidir. Ülkelerin bir araya gelmesinden değil insanların ve parlamen- toların bir araya gelmesinden. Bugünkü tar- tışma konusu da bu; "Avrupa nedir?". Ben Avrupa'nın coğrafi bir sının olduğundan o kadar da emin değilim. Bugün sınırlar fizik- sel olmaktan çok teknolojık bır yapıya sahıp. Avrupa'nın gelecekte ne olacağını bilmiyorum ve bence bu da Avrupa'nın olumlu taraflann- dan biri. Avrupa İçine kapanık olmamalı - "Avrupa düşüncesine" yönelik düşünüz nedir? BONENO - Avrupa' nın daha az içine kapanık olmasını istiyorum. Bu noktada Türkiye'nin önemi devreye giriyor. Benim düşüm ekonomik bir güç olabilen Avrupa'nın dünyada demok- rasi ve özgürlüğü destekleyen bir oluşum ol- ması. Avrupa'nın ekonomik gücünün yanı sıra "yumuşakgüç" dediğimız kavrama bır temel oluşturması da gerekiyor. Yanı demokrasiyi yay- mak için herkesi bombalamaya gerek yok. Tabii ki özgürlük ve insan haklan konusunda otoritemizi daha hissedilır kılabiliriz. Bana göre küreselleşme sadece pazara ve ürüne yönelik bir kavram değil, bu noktada insan hak- lan ve sivıl haklar da hak ettığı yeri bulmalı. Emma Bonino, 17 Aralık'ta Türkiye için verilen kararın tahmin ettiğinden daha iyi çıktığını söyledi. KIBRIS SORUNU 'Ankara cömert olmalı' - Türkiye'nin AB üyelik sürecinde masada duran konulardan biri de Kıbns. Bu ko- nuda ne düşünüyorsunuz? BONİNO - Bence Kıbns konusunun üste- smden gelinecek. Bır kulüple müzakere yaparken bu kulübün üyelerinden birini tanımazsanız müzakere etmeniz çok zor olacaktır. Diğer taraftan bizim de bu ko- nuya ilişkın hatalanmız oldu. Kıbnslı Rumlann referandumda "evet" demesi için herhangi özendincı bir unsur olma- dı. Nasıl olsa içende olduklannı biliyor- lardı. Güney Kıbns'ta "evet" kampanya- sı yapmak ısteyen arkadaşlanm oldu. Onlara verilen tepki ise şuydu, "Neden evet diyelim ki?". Zaten AB ıçındeydiler, her şeye sahiptiler, ne teşvik edecekti Rumlan? Umanm adada çözüme ulaşılır. Türk arkadaşlanma "Bu kadar askere ih- tiyacınız yok, ne- den bir kısmını çekmiyorsunuz" diye soruyorum. Böylece so- rumluluğun Rum tara- fında olduğunun altını çizebi- lırsıniz. Kıbns'taki tarihı bıliyo- rum ve Türk kamuoyunun görüşünü de. Ancak tüm bunlar bittı. Önümüzde öyle büyük bır fırsat var ki... - Türkiye'nin Kıbns konusunda bu tür ödünler vermesi Rumlann olumsuz polit- kalanndaki hareketsizliğe katkııla bulun- mayacak mı? BONİNO - Türkiye'nin önceliği Kıbrıs de- ğil Avrupa. Ve cömertlik çok değerlidir. Bu hayatta da böyle. Türkiye bu konuda hiçbir şey yapmak zorunda değil tabii ki. Bunun bır onur meselesi olduğunu bili- yorum. Bunu anlıyorum da. Ancak eğer öncelık Avrupa'ysa Türkiye'nin cömert- lik konusunda Avrupa'ya öğreteceği çok şey var. Çünkü Avrupa bunu giderek kaybedıyor. KADIN HAKLARI 'AB'nin ders vermesine şaşıyorum' - Türkiye kadm haklan konusunda katı eleş- tiriler alıyor. Bu konuda sizin görüşünüz nedir? BONİNO - Kadın haklan konusunda bazı Avrupa ülkelennin kendılerini Türki- ye'ye ders vermek durumunda hissetme- lerinı şaşkınlıkla karşılıyorum. Örneğin zina konusu ortaya çıktığmda Avrupa ka- muoyu ayağa kalktı. Ancak AB üyesi Avusturya'da zina 1997'ye kadar suçtu. Türkiye'yı diğer AB ülkelennde kabul görmüş bir şeyle suçlamak doğru değil. Orneğin Malta'da boşanma ve kürtaja ilişkin yasalar bulunmuyor. Irlanda ve Polonya'da kürtaj yasalan yok ve bunlar tam üye. Tüm bu ülkelerdeki ve Türki- ye'dekı kadınlar içın güçlerimizı birleş- tirmeli ve ileriye götünneye çahşmalıyız. îtalya namus cinayetlerinı 1970'lere ka- dar yaşadı. Bunu sadece Türklere ait bir gariplık gibi gösteremeyiz. Kadınlar ko- nusunda savaşım Avrupa'da pek çok ül- kede oldu. Türkiye'deki kadınlar sivil haklan konusunda geri olabilirler. Ta- mam. O zaman onlara yardım edelim. Suçlamak ya da parmakla göstermekten- se ileriye götürmek için çalışmak gereki- yor. 25 AB ülkesınde kadın konusunda her sorunu halletmışiz gibi Türkıye'yi suçlayamayız. İnsan haklan için de aynı şey geçerli. Her ülkenın bu konuda yap- ması gerekenler var. Türkiye'nin yıllar önce Yunanistan'ın ve diğer ülkelerin yaptığı gibi insan haklan konusunda da- ha hızlı hareket etmesi gerekebilir. Biz de bu konuda yardım edeceğiz, işte bu yüzden müzakereler on yıl sürecek. Yok- sa Türkiye yann üye olabilirdi. Biz de kadm haklan konusunda ılerı olan diğer üye ülkelerin yardımlanyla bu uzun yolu kat ettik. Şımdi ise bunu yapmak bıze düşüyor. Arkadaş olduğumuzu bilerek ve aynı yönde yürürken yardım ederek.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle