09 Mayıs 2024 Perşembe English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 25 MART 2005 CUMA • • • < OLAYLAR VE GORUŞLER AÇI MUMTAZ SOYSAL İpin Ucu BUNDAN SONRASI içİn şunu bilerek düşün- mek, konuşmak, yazmak ve davranmak gere- kiyor: İpin ucu kaçmıştır., AB'nin her dediğini yapmaya başladığınız za- man kaçmıştır. Kaçtığı içindir ki, Loizidu kara- rında olduğu gibi şimdi yine Strasbourg'daki In- san Hakları Mahkemesi'yle el altından anlaşa- rak "Apo'yu yeniden yargılayın" dediklerinde is- ter istemez boyun eğeceksiniz. İpin ucu, AB, Mayıs 2004'te uluslararası hu- kuku ve kendi kurallarını çiğneyerek Güney Kıb- rıs Rum Yönetimi'ni bütün adanın devleti ola- rak tam üyeliğe aldığı zaman kaçmıştır. Daha ön- celeri, çeşitli iktidar dönemlerinde AB'nin buna benzer davranışları hep protesto edilmiş, ama kimse bir yerde ipi kesip atamadığı için "inşal- lah"\ar\a oyalanılmıştı. Bu son fırsattı. Kendi ik- tidar döneminizdi; "Böylesine hukuksuz ve tek yanlı davranan birkuruluşla işimiz yoktur; aday- lığımızı geri çekiyoruz, artık Kıbrıs'ı da görüş- müyoruz" diyebilirdiniz. Demediniz; şimdi, "Da- ha önceki iktidarlar gerekeni yapsalardı işlerbu noktaya gelmezdi" diyerek sorumluluktan ka- çamazsınız; tanıma anlamına gelen Ek Protokol'ü imzalayıp milletvekillerinizi suça ortak ederek Meclis'ten de geçirmek için çırpınacaksınız. Çünkü, yıllardır uzayıp giden ipin ucu sizin eli- nizdeyken kaçmıştır. İ pin ucu elinizden kaçtığı içindir ki, eninde so- nunda Patrikhane'nin "ekümeniklik" iddiası- nı kabul edip kendi ülkenizin yasalarını ve onu- runu çiğneyerek Heybeliada Papaz Okulu'nu da açacaksınız. Allah bilir, Kıbrıs'ı verdikten sonra Ege'deki haklardan da adım adım gerileyip Türkiye'nin de- nizden muhasarasını tamamlatıp bu ülkeyi bir "kara devleti" olmaya mahkûm edeceksiniz. Çünkü, durmayı, "dur" demeyi bilmiyorsu- nuz. • pin ucu, IMF ve Dünya Bankası ile sürüp ge- I lenilişkilerdebir'W/yefA/fe/rtufc>L/" dönemiha- zır kapanmışken, aklınızı başınıza toplayıp ulu- sal silkinişe ve disipline dayalı yeni bir dönem açmak yerine onlarla tekrar görüşmeye başla- dığınız için de kaçmıştır. Böyle olduğu için, sözde reformlarla devletin yönetim yapısını altüst ettiğiniz yetmiyormuş gi- bi, özelleştirmetalanını en son mantıksızlık ker- tesine getirerek PETKİM, TÜPRAŞ, THY gibi kazançlı kamu varlıklarını da elden çıkarıp Av- rupa üretim rekortmeni bir ERDEMlR'i bile sa- tışa zorlanacaksınız. Ş unu unutmayalım ki, ucu kaçırılan iplergeç- mişte insanların boynuna dolanıp onları da- ragaçlarına kadar da sürüklemiştir. Şimdi artık darağaçları yok. Ama, tarihin dam- galayışları var. Tarih, kötü gidişlere bir yerde "dur" diyebilecekleri halde diyemeyip devletle- ri çökertenleri ve ülkeleriyle halklarını başkala- rına teslim edenleri asla affetmiyor. Türkiye-ABD İlişkileri... ABD'yi yönetenler bağımsız, saygın ama güvenilir, eşit ve deneyimli ve de önemli bir ülkeyi, Türkiye'yi daima yanlarında görmek isteyeceklerdir. Yeter ki Türk yönetimleri olarak biz kendimizi özgüven içinde, nesnel değerlendirelim. Yolumuzu Atatürk'ün fikirleri aydmlatsın. Tanju ERDEM Emekli Aminıl U luslararası ilişkilerde yakın ta- rih bilincinin, gerçeklerin nes- nel değerlendirilmesinin, gele- ceği oluşturmada önemli oldu- ğu kuşkusuzdur. Özellikle emperyal güç- ler için dostlukların, kendi çıkar ve yarar- larına hizmet ettiği sürece var olduğu bi- linmektedir. Türkiye-ABD aıasındaki 60 yıllık dostluk ve ittifak ilişkilerini bu gözie ve yakın tarihin olaylarının gerçeklerine inerek değerlendirirsek bugünün ve gele- cekteki olasıdurumlann nesnelsaptanma- sı nıümkün olabilir. ABD-Türkiye ilişkilerinin son yıllarda- ki durumuna bir bakalım: Türkiye 1978'lerdenitibaren, 1980 As- keri darbe yönetimi dahil, ABD'nin NA- TO dışı sahalarda özellikle Körfez'de, ola- sı harekâtı için lojistik üslenme talepleri- ni kabullenememiştir. (Özal zamanı birin- ci Körfez Harekâtı başlayana kadar.) Sov- yetler Birliği'ne yönelik ilave tehdit yara- tıcı taleplerine de karşı çıkmıştır. Türkiye müttefiki ABD'nin telkin ve tercihleriyle kalkınmasını, endüstrileşme- sini, teknoloji üretimini yeterince gelişti- rememiş, bir bölge gücü olması istenme- miştir. Sistemli olarak eğitilmiş, ya da sos- yo-kültürel etkilerle ABD ile işbirliği yap- maya hazır, ABD sempatizanı her sektör- den elitist gruplar yetiştirilmiş ve yönetim kadrolannda yer almıştır. Türkiye, ulusal çıkarlanyla ABD çıkar- larının çatıştığı noktalarda olayların ışığuı- dazamanzaman uyanıp bilinçlenme çaba- sı göstermişsede, egemensınıflar komünizm tehdidini öne sürerek, gereğinde ABD'den aldıklan destekle bu bilinçlenmeyi psiko- lojik savaş yolu ile ya da örgütledüderi pa- ramiliter güçlerle eznıişlerdir. Soğuk savaş sonrası ABD tek hegemon güç olarak kaldığmda asker, sivil ABD global siyasetine yön veren stratejistleri bu dünya egemenliğinin sürdürülebilir du- ruma gelmesini sağlayacak yollan (strate- jileri) belirleme çabası içine girmişlerdir. Ilk vardıklan sonuç Avrupa'yı soğuk sa- vaş döneminde olduğu gibi, birlikte hare- ket ederek denetim altında bulundurmak, genelde Müslüman halklardan ve güven vermeyen (ABD çıkar ve idealleri için) otokratik rejimlerden oluşan Ortadoğu ve Doğu Avrasya ülkelerini siyasal, ekonomik ve sosyo-kültürel açılardan ABD'nin iste- diği düzenlere getirmek suretiyle bu ülke- lerin zengin doğal (özellikle enerji) kay- naklarını denetleyebilmek, finansal kapi- talin neo-liberal düzeninin serbestçe örgüt- lenerek pazarlarını almak, yönetim sis- temlerini ABD'ye yardımcı ve açık duru- ma getirmek, oralardan yönelmesi olası terör hareketlerini ya da asimetrik tehdit- leri önlemek ve bu maksatla oluşması muh- temel dirençleri gerekirse askeri güçle kır- mak, Rusya Federasyonu ve Çin'in yeni- den tehdit yaratabilecek güç merkezleri olmalanna engel olmak maksadıyla bu ül- keleri de ABD Yeni Dünya Düzeninin bir parçası haline getirerek ABD'ye bağla- makla beraber her durumda denetim altın- da bulunmalarını sağlamak ve özellikle askeri teknolojiler açısından, güçlenmele- rini engellemek olarak ifade edilebilir. ABD stratejistlerinin çalışmalarında be- lirsizlikler ve farklıhklar vardır. Bu Yeni Dünya Düzeni oluşturma çaba- lannda ele alınan bölgeler düşünüldüğün- de, dün bir kanat ülkesi olarak ön plana çı- kan Türkiye'nin şimdi ABD ile müttefik olan bir ön merkez cephe ülkesi olarak bü- yük jeostratejik önem kazandığı görülecek- tir. Türkiye'nin bu arada bir ikilemi de vardır. ABD'nin müttefiki olan ülke ABD stra- tejistlerine göre Cumhuriyetin kuruluşun- daki temel değer ve ilkeleri savunan yö- netimlerin elinde aynı zamanda ABD için güven vermeyen, Yeni Dünya Düzeni 'ne direnen bir ülke konumundadır ve gerek- li yapısal değişimlerden geçmelidir. Yani ABD stratejistleri geçmişte birüniterulus devleti, Curnhuriyetirnizi kuran Atatürk'ün fikirleriyle, ilkeleriyle, devrimleriyle Tür- kiye'nin bugünkü yaşamında yer almasın- dan tedirgindirler. Onlara göre Türkiye bölge halklarına ve yönetimlerine model olabilecek ılımlı Is- lamla (ne demekse) Demokrasiyi bünye- sinde yaşatacak. ABD'nin istediği YDD'nin öngördüğü reformlan yaparak küresel güç- lerin yanında onlann bir parçası olarak ye- rini alacak, ABD'nin Ortadoğu ve sonra- sı Doğu Avrasya'ya yönelecek (GBOP) kapsamındaki harekâtı için koşulsuz kul- lanacağı, lojistik ve harekât üssü olacak, istendiğinde banş gücü, terörle mücadele gücü, müdahale gücü, eğitim gücü vb. gö- revler için TSK'yi tahsis edecektir. Türkiye komşularıyla ilişkilerini dahi düzenlemede ABD'nin eğilimlerine göre hareket edecektir. ABD için stratejik işbir- liği ya da ortaklık budur. ABD'nin Türki- ye'ye dönük bu stratejik görüşü ve talep- lerini ABD belgelerinde görüyoruz. Dip- lomatik ve askeri işbirliği çalışmalarında görüyoruz. Afganistan ve Irak harekâtm- da da bilfiil yaşadık. Müttefik ABD, istek- lerinin yerine getirilmemesi halinde ka- balaşmakta ve bir dosta yakışmayan dav- ranışlarda bulunmaktadır. Oysa Türkiye yönetimleri, Türkiye bü- yük iş âlemi, Türkiye büyük medyası ABD strateji unsurları ve taleplerinin kabulü için çaba gösteriyorlar, ABD biraz da bu Türk egemenlerinin bu davranışlanndan ce- saret alıyor. Komünizmin çöküşü Türk ulusçularını Atatürk'ün/Kemalizm'in ba- ğımsızlık, özgürlük bayrağı altında topla- mıştır. Demokratik bir ülkede elbet bu de- mokratik direniş olacak. ABD istekleri ulusal çıkar ve yararların ışığında denge- lenecektir. Sonuç Türk-ABD ilişkflerinde doğru olan, Tür- kiye'yi bağımsız, özgür, eşit bir ülke olarak kabul edip dünya banşı, uluslararası terör konularında tüm uygar uluslaıia beraber bu mücadelede yerini almasını istemek ol- malıdır. Türkiye, bölgesindeki komşu ülke- lere vaki olabilecek ABD saldınlannm bir parçası olmamalıdır. Tüm bölgenin karşı çıkügı GBOP'nin özellikle askeri yaptuim- lan için ABD ile ortak hareket Türkiye'yi bir fclaketin odağı haline getirebilir. Tür- kiye ne idüğü belirsiz bir ılımlı İslamlaşür- ma çabalannın laboratuvar ülkesi de ya- pılmamalıdır. Türkiye'nin aydınhk yolu büyük Atatürk taranndan çizilmiştir. Laiklik; Türkiyemizin ulusal birliğinin, demokrasinin, kadın-erkek eşitliğinin, çağ- daş uygarlığın değerlerine ulaşmanın en güçlü harcıdır. ABD stratejistlerininyanıl- gısı (Samuel Hungtinton gibileri) burada- dır. Atatürk'ün Türkiye'de yaşaması, ya- şatılması, Türkiye'nin uygar dünyanın onurlu, saygın bir üyesı olması anlamına gelir. ABD işbirliği yaptığı ülkeye eşit ve saygılı ise onun bu değerlerinden memnun olması gerekir. ABD'yi yönetenler bağımsız, saygın ama güvenilir, eşit ve deneyimli ve de önemli bir ülkeyi, Türkiye'yi daima yan- larında görmek isteyeceklerdir. Yeter ki Türk yönetimleri olarak biz kendimizi öz- güven içinde, nesnel değerlendirelim. Yo- lumuzu Atatürk'ün fikirleri aydmlatsın. / DEVLET TIYATROLARI SABANCI ULUSLARARASI TIYATRO FESTIVALI ADANA-ISTANBUL 200S V AKl HACI ÖMER © O B A N C I VAKFI ADANA'DA Bİİ TİYATRO DEVLET TIYATROLARI UüUSLARARASlTIYArKO türkiye italya türkiye türkiye türkiye türkiye türkiye türkiye rusya türkiye türkiye a.b.d. türkiye romanya türkiye türkiye yunanistan türkiye türkiye türkiye 29- FESTIVALI »?•*• . * ADANAPROGRAM 2/ Mart Ankara OT "Sığıntı" 30 Mart "Son Harem" 31 Mart EskişehirBB "Ocak" INisan EskişehirBB"Misafir" lf-2 Nisan Istanbul DT "Sersemler Evi" 4-5 Nisan Tiyatro Pera "Dobrlnja'da Dflğün" 6-/ Nisan Ankara DT "Göz.Kap.Vaz.Yap" 8-9 Nisan Dostlar Tiyatrosu "Buluşma" 10- 14- 16- '8-: 1 Nisan "Don Juan" 2 Nisan AST "Memleketlmden Insan Manzaraiarı" 3 Nisan AST "Benim Meskenim Dağlardır" 5 Nisan "Medeea" 7 Nisan Kenterler "Irishmore'lu Yûzbaşı" 19-!0Nisan "AvmpaHotel,Dolu" 21-Î2Nisan İBB"GayriResmiHürrem" 3 Nisan Adana DT "Uçan Şemsiye" (Çocuk Oyunu) 25-İ6 Nisan "Küçük Asya'nın Kadınlan" .İ7 Nisan Aksanat "Aşk Delisi" Î9 Nisan Tiyatro Istanbul "Ikinin Biri" :iO Nisan Zuhal Olcay (Dlnleti) italya türkiye rusya a.b.d türkiye türkiye 3 Nisan "Son Harem" 6 Nisan Zuhal Olcay (Dinleti) 8 Nisan "Don Juan" 11 Nisan "Medeea" 14 Nisan Ankara DT "Gbz.Kap.Vaz.Yap" 26 Nisan Dostlar Tiyatrosu "Buluşma" i a n a d e v l e t t i y a t r o s u t e l . 0 3 2 2 3 5 2 3 3 5 5 / 1 0 3 1 0 4 Gerçek Atatürkçüler Birleşmedikçe Mthat TUYGUN Bankacı-Yazar Büyük lider, eşsiz insan Atatürk'ün çok partili de- mokrasiye geçmek isteği- ni, öbür milletlerin kan dö- kerek yaptığını, başına taş atıhncaya kadar ve öldü- rülme olaylanna kadar ta- hammül gösteren büyük devlet adamı İsmet Inö- nü'nün, Demokrat Parti dö- neminde söylediği çok an- lamlı sözünü, o dönemde yaşamış ve huzurlarında bulunmuş yaşlı bir vatan- daş olarak tekrarlıyor, ikin- ci cümlesini (Suçlu insan- lann telaşı içindesiniz) ha- tırlamak istemiyorum. Ay- nı ekolden yetişmiş olma- lanna karşın 1950'li yıllar- dan sonra yanlış tohumlar atıldı. Bugün Amerika'da biri sermayeye, biri emeğe yatkın, biri Cumhuriyet öbürü Demokrat adlı 2 par- tiyi yıllardır görüyoruz. Iki dönemden fazla iktidarda da devamlı kalamıyor. Biz- deyse spor kulüpleri gibi 40'tan fazla partiden 22 parti seçime giriyor. Fikri- ni kabul ettiremeyen, veri- len görevı beğenmeyen, partiden aynlıp yeni bir par- ti kuruyor. Milletvekilleri, ilkeleri- ne bakmadan başka parti- ye geçebiliyor. Oysa seç- men, onu istediği partiden olduğu için seçmiştir. Öte yandan birinci olan parti yüzde 20-25 oy alsa dahi yüzde 10 barajını geçeme- yen partilerin oylanna da sa- hip çıkarak Türkiye Büyük Millet Meclisi'nin anayasa ve devleti değiştirecek mil- letvekili sayısına sahip ola- rak yüzde 75-80 oy verme- miş seçmenleri yönetimi altına almaktadır. Sonra, 'Bizi millet seçti' diyorlar. Oysa bana da düşer diye- rek cıkanlan yasa seçti. Bu nasıl bir demokrasidir; hal- buki çoğunluk azınlığı ida- re etmelidir. Kurulacak hü- kümet artık o partinin de- ğil, bütün milletin hükü- metidir. Muhalefette yal- nız yapılan yanlışlan de- ğil, olması gerekenleri de söylemelidir. Partiler arasında olduğu gibi partiler içinde de yö- netim farklılığı olabilir. De- mokrasi diyalog, anlayış ve hoşgörü rejimidir. Müca- dele parti içinde verilmeli- dir. tmama kızıp cami terk edılir mi? Partide görüşle- ri kabul edilmedi diye ay- nlıp parti kurulursa bugün- kü gibi parti enflasyonuna uğrarız. Dağılmak değil toplanmakla bu yanlış dü- zeltilebilır. Yoksa ya bana da çıkarsa zihniyeti mem- leket ve rejim aleyhine olur. Bu yanhşlık mutlak düzel- tilmelidir. Devlet adamı tsmet İnö- nü'nün bulunduğu bir ba- sın toplantısında, bir gaze- tecinin, "Siz hiç hata yap- madınızmr sorusuna ver- diği yanıt şudur: "Yapnnı ama, neredehatayapoğımı araştırdım, yapmamaya gayretettim." tşte en mühim nokta buradadır. Atatürk diyor ki: "Kişi- ler düşünen kişi olmadıkça, hangi haklara sahip oldu- ğunu anlamadıkça, kitleler, istenilen yöne, herkes tara- nndan iyi veya kötü yön- lereyöneltilebilir." Değerli Prof. Dr. Suna Kili'nin bir yazısından al- dığım şu sözlerle yazımı bitirmek istiyorum: "Gün, Atatürkçülüğe, Atatürk il- kelerinekarşıcıkanlaneleş- tirme, toplumu çağın gerisine çekmeye çahşan- larakıznıa,öfkeleıunedeğü; birleşme ve güçlenme, tek bir siyasalörgüttetoplanma zamanıdır ve yarınlar 'Atatürkçüler birleşiniz' divenlerin, birlikten güç yaratacakların olacaknr." Ben bu görüşe, "Gerçek Atatürkçüler birleşmedik- çe!" diye, "gerçek söz- cüğünü eklemek is- tiyorum!.. PENCERE Sanki Bu Tarihi Yaşamamış Gibiyiz.. Çanakkale üzerineanma törenleri bu yıl hem coş- kulu, hem hüzünlü oldu; çünkü şehitlerimize yakışır birdurum, tutum, konuşlanma içinde değil Türkiye... Ancak biliyoruz ki yalnız coşkuyla, saygıyla, hü- zünle, tepkiyle de bir yere varılamıyor; "günün an- lam ve önemini" akıl süzgecinden geçirmek gerek... O zaman düşünelim: "Düşman"\n Çanakkale cephesini açmasındaki amaç neydi?.. • Ingiliz ile Fransız Çanakkale'yi aşıp Istanbul'a var- salardı, Birinci Dünya Savaşı 1918'edek-dörtyıl- sürmeyebilirdi; Osmanlı'nın açtığı tüm cepheler birden tasfiye edilirdi... Çanakkale geçilseydi, Rusya ile bağlantı kuru- lacaktı... Çarlık silah, araç-gereçle donatılacaktı... Daha savaşa katılmamış Balkan devletleri dev- reye sokulacaktı... Ancak işin içinde iş vardı, o sırada Rusların Al- manlar karşısında geçici başarı göstermeleri In- giltere'yi kuşkuya düşürmüştü; emperyalist dün- yadaki iç rekabet ağır basıyordu, Macaristan'a dayanmış Ruslar Budapeşte'ye saldırıp bir atakya- parlarsa, oyun olanaklarını genişletebilirlerdi. Bi- rinci Dünya Savaşı'na ilişkin kitaplarda, Itilaf Dev- letleri'nin iç dünyaîarındaki çok yönlü hesaplara iliş- kin varsayımlardan geçilmez; ya Rusya, Almanya ile Istanbul üzerine pazarlıkta anlaşıp savaştan çekilirse ne olacaktı?.. Londra tedirgindi. • Ingiltere binbir hesapla Çanakkale seferine baş- ladı; Rusya bu girişimi kaygıyla karşıladı, mütte- fiklerinin Boğazlar'ı ele geçirmesini istemiyordu... Ingiltere ve Fransa, Rusya'nın da eşzamanlı ola- rak donanmasıyla Istanbul Boğazı'nı zorlamasını talep ettiler... Ancak Rusya hem donanmasının yetersiz ol- duğu gerekçesiyle bu talebi geri çevirdi, hem de müttefiklerine bir nota verdi. 4 Mart 1915 tarihli bu notaya göre Rusya, Istan- bul ve Boğazlar ile Marmara'nın doğu ve batı kı- yılarının kendisine bırakılmasını istiyordu. Çarlığın bu isteklerini Ingilizlerve Fransızlar ka- bul etmek zorunda kaldılar. • 3 Kasım 1914'te Çanakkale savaşları başladı.. Başarı kazanılsaydı Birinci Dünya Savaşı 1918'e dek sürmeyecekti... Savaş yılları Çarlık Rusyası'nı yıpratıp çökertti; Rusya, üç yıl, içinden ve dışından yediği darbe- lerle sarsıldı; halkta bezginlik ve bitkinlik yoğun- laştı... Ekim devrimi bu ortamda devreye girmiştir. Bolşevik Devrimi Milli Kurtuluş Savaşımız için bir talihtir; Türkiye Lenin yönetiminde sırtını dayaya- cak güvenilir bir komşu bulmuştur. • Mustafa Kemal'in yıldızı Çanakkale kara savaş- larında ışıdı, Milli Kurtuluş Savaşı'nda parladı, Ana- dolu'da silahlar 1922'de sustu.. Bu, bir anlamda Birinci Dünya Savaşı'nın Tür- kiye için 1918'de bitmediğini, dört yıl daha devam ettiğini gösterir. Gazi, karmakarışık bir dünyada, arapsaçına dön- müş kanlı dış ve iç çatışmalar ortamında çelişki- leri bir bir çözerek yeni Türkiye'yi kurdu ve Lozan'la Batı'ya tescil ettirdi. Aydınlanma Devrimi'nin Av- rupa'ya kazandırdığı çağdaş hukuku benimseme- siyle yeni Türk devleti laik cumhuriyet kimliğini ka- zandı. Bugün Avrupa Birliği'ne bu kimlikle girmek hak- kını kendimizde görüyoruz. • Yaşadığımız tarih bize çok şey öğretmiş olmalı... Ama, sanki bu tarihi yaşamamış gibiyiz... Hazin olan da bu değil mi!.. ll* HABLEMITOGLU KITAPLIGI 4. Küreselleşme Düşlerden Gerçeklere 5. Şefika Gaspıralı ve Rusya'da Türk Kadın Hurekeü 6. Çarlık Rusyası'nda Türk Kongreleri Narlıbahçe Sk No 6 Cağaloğlu ~ Istanbul Tel (0212)528 66 89 Fax (0212)519 84 85 Tüm Kltapçılarda Tek Dajılım ALFA 0212.512 30 46-513 87 51 3TOPLUMŞAL DÖNUŞÜM YAYINLARI KOOP-C'DEN ÇAĞRI KOOPERATİFİMİZİN 6. GENEL KURULU 27 MART 2005 PAZAR GÜNÜ SAAT: 14.00'TE EMİNÖNÜ-CAĞALOĞLU TÜRKOCAĞI CAD. NO: 1 BASIN SARAYI (GAZETECİLER CEMİYETİ) KAT: 2'DEKt BURHAN FELEK KONFERANS SALONU'NDA YAPILACAK.TIR. ORTAKLARIM1ZIN KAT1I.MASINI VE KATKILARIN1 BEKLİYORUZ. KOOP-C YÖNETİM KURLLU TC BEYOĞLU 2. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ'NDEN 2004/507 Beyoğlu 2. Asliye Hukuk Mahkemesi'nin 7.3.2005 gün ve 2005/102 sayılı kararı ile Baran Taşır olan is- mim mahkeme kararı ile Emre Taşır olarak tashih edilmiştir. llan olunur. 21.3.2005 Basın: 12525
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle